ASAYİŞ - 27 Haziran 2024 Perşembe 23:36

Gazipaşa’da motosiklet sürücüsünün hayatını kask kurtardı

A
A
A
Gazipaşa’da motosiklet sürücüsünün hayatını kask kurtardı

Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde ticari araçla çarpışan motosiklet sürücüsü kazayı kaskı sayesinden yaralı olarak atlattı.


Kaza, sabah saatlerinde Beyobası Mahallesi D400 Karayolu üzerinde bulunan Sanayi Kavşağı’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Gazipaşa’dan Kahylar Mahallesi’ne yönüne seyir halinde olan Sedat Ö.Ç.’nin kullandığı 65 ABR 506 plakalı ticari araç, Rüstem T. idaresindeki 07 UU 524 motosikletle çarpıştı. Kazada yaralanan sürücüyü ölümden başındaki kaskı kurtardı. Kazayı gören çevredeki vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Alınan ihbarın ardından olay yerinde polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan yaralı, sağlık ekipleri tarafından ambulansla Gazipaşa Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yaralı motosiklet sürücüsü ileri tetkik ve tedavisi için Alanya’ya sevk edildi.


Kazada yaralanan motosiklet sürücüsünün kask kullanması, hayatını kurtardı. Sürücünün başında takılı olan kaskın kaza sırasında kırıldığı görüldü. Sürücünün kask takmaması durumunda hayatından olabileceği kaydedildi.


Polis ekipleri kazayla ilgili inceleme başlattı.



Gazipaşa’da motosiklet sürücüsünün hayatını kask kurtardı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Karadenizli şarkıcıdan ortalama hız tespit sistemine türkülü tepki Karadenizli şarkıcı Şerif Topal, Türkiye genelinde 1 Haziran’da uygulamaya konulan Elektronik Denetleme Sistemi (EDS) kapsamındaki ortalama hız tespit sistemine tepkisini yazdığı türkü ile dile getirdi. Özellikle Giresun sınırları içinde 100 kilometrelik mesafede 7 ayrı noktaya kurulan ortalama hız takip tespit sistemi nedeniyle sürücülerin sık sık ceza aldığını ifade eden Topal, yazdığı türküde şu ifadeleri kullandı: "Arabamız TOGG marka/Gazla bakalım gazla /Tatil biter yol bitmez/40 kilometre hızla Radar cezalarını /Posta bize yolladı/ Amasya Merzifon’da/ Eşek bizi solladı." "Yollar otoban, arabamız TOGG ama EDS’ler geçit vermiyor" Sanatçı Topal, Karadeniz Sahil Yolu’nun standartlarının yükseltilip otobana dönüştürülmesine rağmen, radar uygulamalarının sürücülerin korkulu rüyası haline geldiğini savundu. Topal, “Ebetteki trafik kurallarına uyulmalı, hiç gitmemektense geç ulaşmak daha önemli ama trafik kazalarının çoğu süratli gitmekten değil, dikkatsiz ve kuralsız araba kullanmaktan kaynaklanıyor. Eskiden yollarımız bozuktu. İstanbul’dan memlekete 20 saatte geliyorduk. Şimdi yollar yapıldı, radar korkusundan yine 20 saatte geliniyor. Yani 100 kilometrelik bir mesafeye 7 EDS kurmak biraz abartılı olmuş. Dolaysıyla yollar yapıyoruz, şarkı sözünde olduğu gibi elektrikli TOGG arabaları yapıyoruz ama yollar radardan çileye dönüşüyor. Sonuçta biz sanatçıyız ve sanatçıların esin kaynağı toplumun gündemidir. Bu aralarda özellikle Karadenizli hemşehrilerimizin gündeminde radar olunca ben de böyle bir türkü yaptım. Sosyal medya platformlarında da hızla yayılarak büyük beğeni kazandı. Demek ki halkın isteğine sözcülük etmişiz" dedi.
Ankara Koruyucu aile olan Doğan çifti, koruyucu ailenin önemini ve hayatlarına kattıklarını anlattı Türkiye’de 10 bin 256 çocuk ‘Koruyucu Aile’ programıyla sıcak aile ortamına kavuştu. O ailelerden biri olan Doğan ailesi, koruyucu aile oldukları oğullarına kavuşma sürecini anlattı. Türkiye’de şu anda 8 bin 547 aile 10 bin 256 çocuğa Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ‘koruyucu aile’ programı ile sıcak bir yuva imkanı sunuyor. O ailelerden biri olan Doğan ailesi koruyucu aile olmanın öncesini, sonrasını ve bu süreçte yaşadıklarını İHA’ya anlattı. Koruyucu aile olmanın kendilerine özel bir duygu yaşattığını dile getiren Doğan çifti herkesin mutlaka koruyucu aile olmayı düşünmesini tavsiye etti. “Karar verdikten sonra 3 ay bekledik” Çocukluğunda komşularının vefat etmesi sonucu 2 çocuklarının devlet koruması altına alınmasından sonra bu konuda duygusal bir an yaşadığını söyleyen Anne Canan Doğan, “Evliliğimiz oturduktan sonra biz de anne baba olma düşüncesi başladıktan sonra eşime açtım isteğimi. O da sağ olsun destekledi beni. Başta gönüllü aileliği düşündük. Çok fazla koruyucu ailelik hakkında bilgimiz yoktu. Evlat edinme sürecinden çok daha farklı aşamalar olduğunu, koruyucu aileliğin daha farklı aşamaları olduğunu araştırdıkça öğrendik. Karar verdikten sonra 3 ay bekledik. Çok hızlı ilerlemedik. Duygusal bir durum mu yoksa bunu gerçekten istiyor muyuz diye. Sonrasında başvurumuzu gerçekleştirdik. O süreçteki danışmanımızda bize çok yardımcı oldu. Süreç açısından neler yapmamız gerektiğini anlattı” diye konuştu. “Bizim için önemli olan bir çocuğun hayatına dokunmaktı” Koruyucu aile oldukları oğulları ile tanışma hikayesini anlatan anne Canan, “Başlangıçta bir kız çocuğu hayaliyle gittik. Ama aslında kız çocuklarının daha fazla tercih edildiğini erkek çocuklarının biraz daha tercihte geri planda kaldığı söylendi. Bizim için önemli olan bir çocuğun hayatına dokunmaktı. Biz de erkek çocuğu olsun dedik. Kurumdan beni aradıkları gün babamın kanser hastası olduğunu öğrendim. Gittiğimiz gün de bizim için güzel bir anıydı. Çünkü biz orada beklerken oğlumuzu getirdiler. Konuşamıyordu henüz ama emekleyerek geldi ellerini eşimin dizine koydu ve ‘baba’ dedi” ifadelerini kullandı. “Tereddüt eden aileler varsa kesinlikle denemelerini tavsiye ederim” Koruyucu aile olduktan sonra yaşadıklarını anlatan Canan Doğan, “Biz şanslıydık, çünkü oğlumuz bize çok kolay adapte oldu. Zaten oğlumuz geldikten kısa bir süre sonra biyolojik olarak da aile olduk. Bir oğlumuz daha katıldı ailemize. İkisi birlikte çok güzel anlaşıyorlar. İkiz gibi büyüyorlar. Aile olarak etrafımızdan da çok büyük destek gördük. Oğlumuzun kocaman bir ailesi var. Halası, amcası, dayısı, kuzenleri var. Çok şanslı bir çocuk. Aynı şekilde biz de çok şanslıyız. Çünkü gerçekten çok merhametli, sevgi dolu, uyumlu bir oğlumuz var. Kapımız kapandığında çekirdek aile olarak kalıyoruz. İnsanlara fırsat verildiğinde her şekilde yorum yapıyorlar. Çok toz pembe bir süreç değil. Biyolojik yoldan da evlat sahibi olduğumuzda hayat bizi bir şekilde sınavlara tabi tutuyor. Ama bu kesinlikle yaşanması gereken bir şey. Tereddüt eden aileler varsa kesinlikle denemelerini tavsiye ederim” dedi. Eşinin koruyucu aile olma isteğine destek veren baba Şaban Doğan, “Eşim de aynı zamanda yurtta kaldığı için çocukların durumunu az çok tahmin ediyordu. Ben de eşime destek olup yerinde görmek istedim. Yasal süreçleri takip ettik, araştırmalar yaptık. Araştırmalar vasıtasıyla neticesinde bir danışman olduğunu danışman vasıtasıyla bu başvuru yollarının izlendiğini öğrendik. Sonrasında ilgili evrakları tamamlayıp, kuruma başvurup süreci bekledik. Netice itabıyla danışmanımız bize bir çocuğu önerdi. Biz de çocuk evine gidip yerinde gördük. Orada konuştuk. Birkaç gün tanışma süreçlerimiz oldu. Bu süreçler de olumlu geçti. Bu süreçler sonucu kurum da uygun gördü” ifadelerine yer verdi. “Sosyal hayata adapte olması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz” Koruyucu aile olmanın çok güzel bir duygu olduğunu belirten baba Şaban, “Neticede bir çocuğun kalbine dokunuyorsun. Sosyal hayata adapte olması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Erzurum Yarasa adam Tortum Gölü’ne uçtu Wingsuit sporcusu Cengiz Koçak, Uzundere’de bulunan cam seyir terasından Tortum Gölü’ne başarılı bir atlayış gerçekleştirdi. Base jump (serbest düşüş) ve wingsuit (yarasa adam uçuşu) sporcusu Cengiz Koçak, yamaç paraşütünden atlayarak yaptığı sıra dışı ve limitleri zorlayan aktivitelerle hava sporlarına ilgiyi artırmayı amaçlıyor. Cengiz Koçak bu kez Erzurum’un Uzundere ilçesindeki cam terastan atlayış gerçekleştirdi. "Heyecan dolu bir atlayış oldu" Uluslararası Sakin Kentler Birliğince Türkiye’nin 11. sakin kenti seçilen Erzurum’un Uzundere ilçesi sınırları içinde bulunan Tortum Gölü üzerinde bulunan cam terasa gelen Cengiz Koçak, havanın rüzgarlı olması sebebiyle atlayışını bir gün ertelemek zorunda kaldı. Koçak, ertesi gün hava şartlarının da uygun olmasını fırsat bilerek, Tortum Gölü üzerine yapılan yaklaşık 50 metre yükseklikten cam terastan "3, 2, 1 Uzundere!" diyerek atladı ve göl üzerinde bekleyen botun üzerine başarılı bir şekilde iniş yaptı. Bu heyecan dolu atlayış, izleyenler tarafından büyük ilgi ve heyecanla takip edildi. Cengiz Koçak, önceki yıllarda Galata Kulesi’nden gerçekleştirdiği başarılı atlayışıyla da tanınan deneyimli bir wingsuit sporcusu olarak biliniyor. Koçak, her iki atlayışında da cesareti ve yeteneğiyle dikkat çekmeyi başardı. "Uzundere dünya ölçeğinde bir yer" Cengiz Koçak, Uzundere’nin dünya ölçeğinde alternatif doğa sporları merkezi olabilecek konum ve coğrafyaya sahip olduğunu ifade ederek, "Şu an biz Uzundere’deyiz ve Tortum Gölü’nün üstündeyiz. Tortum Gölü, Tortum Çayı’nın akışıyla oluşmuş bir göl. Türkiye’nin en güzel yerlerinden biri bu arada. Devamında da hemen zaten buranın meşhur Tortum Şelalesi var ki o da görmeye değer bir şelale. Uzundere bence dünyanın Türkiye’nin de demiyorum. Dünyanın en potansiyeli yüksek ekstrem sporları, yani sıra dışı sporlar köyü olabilecek bir köy. Umarım zamanla bunu hem yerel halk hem de yerel yönetimler daha çok farkına varıp bu konuda daha çok yatırım yaparlar. Ben 2016’da gördüğümden buradan türlü kopamadım. Hatta 1,5 yıl gelip burada yaşadım ve şu an burada gölde su sporlarının hepsini yapabilirsiniz. Yamaç paraşütüyle yaklaşık 7 tane resmi olarak kaydettirdiğimiz kalkış alanlarından uçuş yapabilirsiniz. Ki bin 200 metreden kalkıyorsunuz. Gölün üstündeki yüksekliğin sekiz yüz metre olabiliyor. Bu dünyada çok az yerde var. Aynı zamanda yapabilirsiniz. Uçurumdan koşarak atlayabilirsiniz. Bir de yarasa kanat. Onu da noktalayabilirsiniz. Türkiye’de yarasa kanatlı en çok atlanan uçurumlar burada. Hatta iki gün önce bir tane yeni açtım. Şu an bugün itibariyle Türkiye’nin en yüksek, en uzun uçuş alanı. Burayı söylüyorum, burası bence dünyanın ekstren sporlarda incisi olacak bir yer. Şimdi biz burada bir seyir terasındayız. Seyir terası Tortum Gölü’nü en iyi gören yerlerden biri kayalar yolundan buraya ulaşılabiliyor" şeklinde konuştu.
Kayseri Melikgazi Belediyesi’nden ilaçlama çalışması Yaz aylarının gelmesiyle birlikte ilaçlama çalışmalarını artıran Melikgazi Belediyesi, ilçenin mahallelerinin tamamında yoğun şekilde ilaçlama faaliyetleri gösteriyor. Melikgazi Belediyesi; son teknoloji cihazlarla ve insan sağlığına zarar vermeyen ilaçlarla çalışmalar kapsamlı şekilde yürütülüyor. İlaçlama faaliyetlerine ilişkin açıklamada bulunan Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu; "Yaz aylarında, özellikle bağ, bahçe sezonunda vatandaşlarımızın özellikle sivrisinek, karasinek ve diğer haşeratlarla sıkıntı yaşamamaları için Melikgazi Belediyesi olarak 58 mahallemizde birçok aracımızla ilaçlama faaliyeti yürütüyoruz. Özellikle gün batımına yakın saatlerde başlayan ve gece belli bir saate kadar devam eden ilaçlama faaliyetlerimiz oluyor. Vatandaşlarımızı rahatsız etmemek için sessiz bir şekilde bu işlemler yürütülüyor. Bütün mahallelerimizde, ihtiyaç olan alanlarda ilaçlama yapılıyor. İlaçlamanın da belirli bir yöntemi var. Çok fazla ilaçlama yapıldığında insan sağlığı için de zararlı olabiliyor. Bu nedenle dozajı aşmamak gerekiyor. Özellikle kırsal alanlarda ve belirli bazı alanlarda çok fazla ilaçlama yaptığımız zaman arılar ve diğer faydalı böcekler de maalesef zarar görebiliyor. Dolayısıyla her bölgede, yeşil alanlarda tabi ki ilaçlama yapıyoruz; ama bunun da dozajını ayarlamamız vatandaşımızın ve canlıların sağlığı için önem teşkil ediyor. Özellikle dışarda, güneşte, açık alanda çöp bulunması ve bu çöplerin sulu halde olması zararlı böceklerin üremesine neden oluyor. Açıkta olan çöplerin çok hızlı şekilde böcek üretmesi kaçınılmaz. Haliyle lütfen belediyemizin çöp toplama zamanlarına yakın zamanda çöplerinizi çöp konteynerine atmanız çok önemli. Çöpü aldıktan hemen sonra konteynere atılan çöp bir sonraki çöp toplama aracımız gelene dek kalacak ve sivrisinek, karasinek, haşerat üretebilecektir. Lütfen mahallelerimizde çöp toplama saatlerine riayet edelim. Melikgazi Belediyesi olarak whatsapp ihbar hattımıza ulaştığınızda her türlü ilaçlama desteğini veriyoruz. Ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Şu anda yoğun bir şekilde bütün mahallelerde ilaçlama faaliyetleri yapılıyor. Gerekli olduğu takdirde whatsapp ihbar hattımızı ararsanız gereken ilaçlama çalışmalarını yapacağız” dedi.
Samsun "Anadolu’dakiler" projesinin tanıtımı yoğun katılımla gerçekleştirildi Anadolu’da toprağın bereketini, kültürel birikimi ve ellerin becerisini yeniden keşfederek insanlığın hizmetine sunmayı amaçlayan "Anadolu’dakiler" projesi, İstanbul’da düzenlenen programla tanıtıldı. İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Ahmet Şimşek, Kalkınma Ajansları Genel Sekreterleri ile 81 ilden gelen yerel üreticiler, zanaatkarlar ve sanatçılar katıldı. Tanıtım programında, Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Ahmet Şimşek tarafından kültürel mirası ve geleneksel yöntemleri korurken, sürdürülebilir üretimle kaynakları koruma, yerel ekonomiyi canlandırma ve kalkınmayı desteklemeye yönelik Bölge Kalkınma İdareleri ve Kalkınma Ajansları ile birlikte hazırlanan Anadolu’dakiler Projesi hakkında ayrıntılı bilgi verildi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, programda yaptığı konuşmada Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Cumhuriyet’in ikinci asrında, Türkiye Yüzyılı’na yelken açarken; Anadolu’da bin yıldır sürdürülen merhamet ve adalet medeniyetinin maddi ve manevi tüm unsurlarını ihya ve yeniden inşa etmek adına kolları sıvadıklarını kaydetti. Bakan Kacır, yerel ürünler ile coğrafi işaretlerin önemine vurgu yaparak, bu kapsamda kalkınma ajansları ile bölge kalkınma idarelerinin bugüne kadar verdiği desteklere dikkat çekti. Dünyada eşi benzeri olmayan kıymetli zenginliği, yerel kalkınmanın temel taşı olarak gördüklerini ifade eden Kacır, “Türkiye olarak coğrafi işaretli ürünler bakımından oldukça zengin bir ülkeyiz ve bu zenginliği koruma ve tanıtma konusunda çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Bugün itibarıyla tescilli bin 597 coğrafi işaret ve geleneksel ürünümüz var. Zengin kültür ve tarım mirasımızın temsilcisi coğrafi işaretli ürünlerimiz, uluslararası sahada da kalitesini ve özgünlüğünü kanıtlıyor” diye konuştu. “126,5 milyar liralık yatırım hacmi oluşturduk” “Kalkınma ajanslarımız eliyle yerel ürünlerimizin tescilinden üretimine, markalaşmasından pazarlanmasına kadar tüm süreçler için destekler sunuyor, iktisadi değerlerini yükseltiyoruz” diyen Bakan Kacır, “Kalkınma Ajanslarımız ve Güneydoğu Anadolu Projesi, Doğu Anadolu Projesi, Konya Ovası Projesi ve Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdarelerimiz eliyle refahın yurt sathında dengeli şekilde yayılması için gayret gösteriyoruz. Yeşil dönüşümden kaynak verimliliğine, kadın ve genç girişimciliğinden KOBİ’lere, yerel ürünlerin geliştirilmesinden eğitim ve mesleki gelişim gibi sosyal kalkınma programlarına kadar birçok alanda sürdürülebilir kalkınma projelerini hayata geçiriyoruz. Bugüne dek dezavantajlı vatandaşlarımızı ekonomik hayata kazandıran Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı, ülke sathında yeni çekim merkezleri oluşturan Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı, hizmet ve üretim üssü şehirlerimize uluslararası rekabet gücü kazandıran Üreten Şehirler Programı, genç istihdamını güçlendiren Çalışan ve Üreten Gençler Programı gibi farklı destek mekanizmalarını hayata geçirerek, Kalkınma Ajanslarımız eliyle sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize yönelik yaklaşık 26 bine yakın projeye 75 milyar liranın üzerinde destek olduk. Yararlanıcıların eş finansmanı ile birlikte 126,5 milyar liralık yatırım hacmi oluşturduk. Son 5 yılda tamamı hibe olan, 344 milyon avro uluslararası kaynağı yerel kalkınma amaçlı projeler için şehirlerimize sunduk. 2014’ten bu yana GAP, DAP, KOP ve DOKAP Bölge Kalkınma İdarelerimizle başta tarım ve sulama olmak üzere; kültür, sosyal içerme, turizm, kırsal kalkınma ve enerji alanlarında 4 bin 750 projeye 32,6 milyar lira destek sağladık” ifadelerine yer verdi. "Yerel ürünlerimizi markalaştırarak ve küresel pazarlara taşıyarak, ulusal kalkınmayı desteklemeyi hedefliyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan yaptığı konuşmada, “Bu projeyle Anadolu’muzun yerel ve geleneksel ürünlerini tanıtmayı, yeniliklerle günümüze taşımayı, vatandaşlarımız ve tüm insanlığın istifadesine sunmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda, yerel ürünlerimizi markalaştırarak ve küresel pazarlara taşıyarak ulusal kalkınmayı desteklemeyi hedefliyoruz. İnanıyorum ki bu anlamlı projenin her bir destekçisi, insanlığın asırlardır ilmek ilmek dokuduğu Anadolu medeniyeti kumaşına, kendi ipliğinden bir düğüm atacak, yaşatmak istediğimiz mirası daha güçlü bir şekilde geleceğe taşıyacaktır. Bizi biz yapan Anadolu, toprakla buluşarak berekete, soframıza erişerek birikime, kalbimizden dökülerek beceriye dönüşür" şeklinde konuştu. Konuşmalar sonrası moderatörlüğünü Danilo Zanna’nın yaptığı, şef, seyyah ve araştırmacı Ömür Akkor, iş adamı Talip Murat Kolbaşı ve tasarımcı Dilek Hanif’in konuşmacı olduğu panelin de yer aldığı programda sanatçı Fırat Neziroğlu atölye çalışması yaptı. Düzenlenen programa Orta Karadeniz (TR83) Bölgesi’nden Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) Genel Sekreter Vekili Mehlika Dicle ile bölge illerinden yerel üreticiler, girişimciler, kadın kooperatifleri, halı ve el sanatları ustaları katıldı. SOGEP-Anadoludakiler Destek Programı Orta Karadeniz’de OKA Tarafından Koordine Edilecek. Başvuruya açılan SOGEP-Anadoludakiler Destek Programı, Amasya, Çorum, Samsun ve Tokat illerinden oluşan Orta Karadeniz Bölgesi’nde Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı tarafından koordine edilecek. Son başvuru tarihi 19 Temmuz 2024 olan çağrı kapsamında “Coğrafyaya Özgü Bir Yerel Değerin, Ürünün ya da Üretim Biçiminin Yaşatılması”, “Saygılı Üretim Kriterleri”, “Geleneği Yaşatırken Ticaret Hacmi Oluşturan”, “Kültür Mirası ile Teknoloji Buluşması”, “Sosyal Girişimcilik” ve “Kalkınma Odaklı Turizm Modeli” önceliklerine ilişkin projelerin alınması hedefleniyor. OKA, Başvuru süreci, tahmini takvim, başvuru belgelerinin hazırlanması ve proje geliştirme sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli hususlar ile ilgili bilgi vermek üzere 2 Temmuz Salı günü saat 14.00’te çevrim içi bilgilendirme toplantısı düzenleyecek.