Son Dakika
|
Bolu Dağı’nda yoğun kar yağışı devam ediyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''İsrail apaçık soykırım uyguluyor''
Atık suyu arıtmadan dereye döken Kırşehir Belediyesi’ne 1.6 milyon TL ceza
FIFA, 8 Türk kulübüne transfer yasağı getirdi
İhlas Haber Ajansı adliye ressamı İmamoğlu’nun ifadelerini böyle karaladı
Maltepe’de halı sahada fenalaşan genç hayatını kaybetti
Teröre Pençe-Kilit darbesi
Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davada ara karar!
Çin, ABD'ye uygulanan gümrük vergisini yüzde 125'e çıkardı
Meydan muharebesini aratmayan kavga
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Jelei Oil Refinery Suffers $1.3B War Damage in Sudan
Estonya donanması, Rusya'ya giden petrol tankerini alıkoydu
Maltepe’de halı sahada fenalaşan genç hayatını kaybetti
Teröre Pençe-Kilit darbesi
Formula 1’de sıradaki durak Bahreyn’de
Beşiktaş ile Başakşehir 22. randevuda
Apartmanı gaz kokusu sardı, bina tahliye edildi
Acı ölüm: Çöp ayrıştırma makinesine sıkışan genç hayatını kaybetti
EKONOMİ
Bakan Uraloğlu: "23 yılda dünya nüfusunun neredeyse yarısı kadarını uçurduk"
11 Nisan 2025 Cuma - 18:48:12
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılacak olan Antalya Havalimanı’ndaki yeni terminal binasında yaptığı açıklamada, "Antalya Havalimanı 82 milyona ulaşan yolcu kapasitesi ile yıllık 90 milyon yolcu kapasiteli İstanbul Havalimanı’ndan sonra Türkiye’nin yolcu kapasitesi en yüksek ikinci havalimanı olacak" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Antalya Havalimanı’nın 32 milyon olan yıllık yolcu kapasitesini 82 milyona çıkaracak olan ve yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılacak olan yeni terminal binasında açıklamalarda bulundu. Havayolunun, mesafeleri kısaltmanın yanı sıra kültürel bağları güçlendiren, toplumlar arasında köprüler kuran ve ekonomik kalkınmayı destekleyen stratejik bir öneme sahip olduğunu belirten Uraloğlu, "Özellikle küresel ilişkilerin yoğunlaştığı bu çağda, havalimanlarının işlevi ve değeri her geçen gün artıyor. Bu noktada ülkemiz, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının kesişim noktasında, 4 saatlik uçuş mesafesiyle 1,5 milyar insanın yaşadığı 67 ülkeye erişim sağlayan eşsiz bir konuma sahip. Avantajlı coğrafi konumumuz, Türkiye’yi havacılıkta dünyanın önde gelen transit merkezlerinden biri yapmaya son derece müsait kılıyor" dedi. . "23 yılda en geniş uçuş ağına sahip ülkelerden birisi olduk" Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak 2002’den bu yana sürdürülen sivil havacılık politikalarıyla sektörü özel işletmelere açarak rekabeti teşvik ettiklerini ve havacılıkta hızlı bir büyüme dönemi başlattıklarının altını çizen Uraloğlu, "Ülkemizi 23 yılda dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden biri haline getirdik. Ama elbette bugünlere kolay gelmedik. Sivil havacılık faaliyetlerimizin tarihi 20 Mayıs 1933’e uzanıyor. 4 uçaklı ilk filomuz Türk Hava Postaları adı altında faaliyete başladı. İlk uçuşunu 1933’te yaparak kanatlarını çırpmaya başlayan Türk Hava Postaları, bugün Türk Hava Yolları adıyla neredeyse tüm dünyayı kanatları altına almış bulunuyor. İlk havalimanı olarak Ankara’da bugün Güvercinlik olarak anılan alanı söyleyebilirim ve terminal olarak ise birkaç çadır dışında bir şey yoktu. Ama bugün son olarak ağustos ayında hizmete açtığımız Çukurova Uluslararası Havalimanıyla 58 havalimanımız bulunuyor. 2002 yılında 26 olan aktif havalimanı sayımız vardı ve Adıyaman, Batman, Bursa Yenişehir, Çanakkale, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanları gibi 16 havalimanımız sivil havacılık açısından pasif durumdaydı. Bu 16 pasif havalimanımızı çağın gerektirdiği şekilde yenileyip sivil havacılığa açtık" ifadelerini kullandı. "Hem hizmet odaklı hem estetik havalimanları" Son 23 yıl içerisinde her sene istatistiki olarak yaklaşık 1.4 havalimanını hizmete açtıklarının altını çizen Bakan Uraloğlu, "Tüm projelerimizde olduğu gibi havalimanı projelerimizi de hem hizmet odaklı hem de mimari estetikleriyle eşsiz yapılar olarak inşa ediyoruz. Bu dev eserler ve simge yapılar ile aslında Türkiye’yi çok kıymetli bir markaya dönüştürüyoruz. Tüm havalimanlarımız estetik ve özgün mimarileri ile Türkiye’yi ilk kez gören yabancı ziyaretçiler üzerinde son derece olumlu etkiler bırakıyor. Örneğin Rize-Artvin Havalimanını bölgenin kültürel öğelerinden izler taşıyan yöresel mimarinin yansıtıldığı terminal binası ve çay bardağı formundan esinlenilen kulesiyle inşa ettik. Aynı şekilde son açılan yeni havalimanımız Çukurova Havalimanı da narenciyesinden esinlenen turuncu rengi ve bölgenin simgesi pamuk motifleri ile Çukurova Bölgesinin yöresel kültürünü yansıtan mimari dokunuşlarla muhteşem bir eser oldu. Ülkemizi uluslararası bir havacılık merkezine dönüştüren İstanbul Havalimanımız da modern mimarisi ve İstanbul’un simgelerinden biri olan lale formuyla her görenin hayran kaldığı bir havalimanı oldu" şeklinde konuştu. Stratejik noktalara Bölgesel Havalimanı Bölgesel Havalimanları ile kaynakların verimli kullanılmasını sağladıklarını ve her şehre ayrı bir havalimanı yapmak yerine, stratejik noktalara konumlandırılan tesislerle geniş bir bölgenin kapsandığını söyleyen Bakan Abdulkadir Uraloğlu, "Böylece hem maliyet düşüyor hem de daha fazla insan hava ulaşımından faydalanabiliyor. Örneğin son havalimanımız Çukurova Uluslararası Havalimanımız başta Mersin ve Adana ile Osmaniye ve Niğde’ye de olan yakınlığıyla bu şehirlerde yaşayan 5 milyonun üstündeki vatandaşımıza hizmet ediyor. Ayrıca yenilediğimiz ve yeni inşa ettiğimiz havalimanlarımız sayesinde uçaklarımızın iniş-kalkışlarını sağlayan pist uzunluklarımızda da dikkate değer bir yükseliş var. Uçak pistleri, bir ülkenin ekonomisi için olmazsa olmazıdır. Çünkü uçak pistleri ekonomiyi büyütür, ülkeyi zenginleştirir ve aynı zamanda savunmayı güçlü tutar" dedi. "Pist uzunluğu 222.5 kilometreye çıktı" Yatırımlarla 2002 yılında Türk Sivil Havacılığına hizmet veren 149 kilometrelik pist uzunluğuna 73.5 kilometre daha eklediklerini ve Türkiye’deki toplam pist uzunluğunu 222.5 kilometreye çıkarttıklarını vurgulayan Uraloğlu, "Yani bugün karayoluyla Ankara Kızılay’dan Eskişehir merkeze ya da Antalya Havalimanından Konya Akşehir’e uzanan bir mesafeden bahsediyoruz ve havalimanı sayılarımızı buralarda da bırakmayacağız. Aktif havalimanı sayımızı yapımları devam eden Yozgat ve Bayburt-Gümüşhane havalimanlarımızla 58’den 60’a çıkaracağız. Yakın bir zaman önce Kayseri Havalimanımızın yeni bir terminal binasının resmi açılışını yaptık ve Malatya Havalimanımıza da yeni bir terminal binası inşa ediyoruz. Trabzon yeni havalimanı ile ilgili çalışmalarımız da devam ediyor" şeklinde konuştu. "23 yılda dünya nüfusunun neredeyse yarısı kadarını uçurduk" Aktif havalimanı sayısındaki artışın bilet satışı ve havayolunu kullanan yolcu sayılarına yıl yıl yansıdığını söyleyen Uraloğlu, "Havayolu yolcu sayımızın 2002 yılından itibaren Kovid-19 salgının etkilerini yaşadığımız 2020 yılına kadar havacılık sektörümüzün gelişmesine paralel olarak düzenli olarak arttığını gözlemliyoruz. Tabii doğal olarak Kovid-19 salgın etkisiyle 2020-2021 yıllarında bir düşüş söz konusu. Ancak Cumhuriyetimizin 100. Yılı olan 2023 yılında 214 milyonun üstünde yolcu taşıyarak tüm zamanların rekorunu kırdık. 2024 yılında da bu sayının üzerine çıkarak 230 milyon yolcu ile bu rekorumuzu tazeledik. 2002 yılından bu yana yaklaşık 3 milyar biletli yolcuya havalimanlarında hizmet sunuldu. Dünya nüfusunun neredeyse yarısı kadarını uçurduk. Bu yıl yolcu sayısının daha da artacağını ve yaklaşık 240 milyon yolcu taşıyacağımızı öngörüyoruz. İlk 3 aylık dönemde havayolu ile seyahat eden yolcu sayımız 45 milyon 175 bin 946’ya ulaştı. Bu sayı geçen yıl aynı dönemde yaklaşık 44 milyondu" ifadelerini kullandı. "Gelişmelerle paralel artış var" Yaşanan gelişmelerle paralel sektörel büyüklükte de bir artış olduğunu ve 180 olan kuruluş sayısını 678’e yükselttiklerini vurgulayan Bakan Uraloğlu, "2002 yılında; havacılık faaliyetlerinde kullanılan araç sayımız 489’dan 2 bin 14’e, 162 olan havayolu işletmesi uçak sayımız 3,5 kat artışla 734’e, koltuk kapasitemiz yaklaşık 5 kat artışla 27 bin 599’dan 145 bin 027’e yükseldi. 2002 yılında 65 bin civarında olan çalışan sayısı bugün 320 binin üzerine çıktı. Bu gelişmelerin diğer bir olumlu sonucu olarak sektörün cirosu da 2,2 milyar dolardan yaklaşık 30 milyar dolara ulaşarak 14 kat arttı. "Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak" hedefiyle hareket ederek, ülkemizi dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden biri haline getirdik. Şu anda mevcut durumda, 175 olan Hava Ulaşım Anlaşması sayımızla bu alanda dünyada en çok hava ulaşım anlaşması bulunan ülkelerin başında gelmekteyiz. Önümüzdeki 10 yılda bu ülkelerle de temas ederek 193 ICAO üyesinin tamamıyla hava ulaşım anlaşması imzalamayı hedefliyoruz" dedi. "Kapasitesinin yüzde 12 üzerinde yolcuya hizmet verdi" 10 yıl içinde havayolu işletmelerindeki uçak sayısını 729’dan bin 458’e pilot sayısını ise 12 bin 313’ten 24 bin 626’ya yükseltmeyi hedeflediklerini söyleyen Uraloğlu, "Hava trafik kontrolörleri sayımız da şu anda 2.087 olup, on yıl içinde bu sayıyı da 4.174’e çıkarmayı amaçlıyoruz. Havayolu sektörümüzün gücüne güç katacak Antalya Havalimanımızın yeni terminal binaları ve tamamlayıcı tesisleriyle havacılık sektörümüzün gelişimi adına yeni bir daha atıyoruz. Turizmin başkenti Antalya’mızda, Antalya Havalimanı’mızın yeni terminal binaları projesi, havacılık alanındaki başarılı serüvenimizin en parlak örneklerinden biridir. 2024 yılında havalimanımız, iç hatlarda 6,2 milyon, dış hatlarda ise 33 milyona yakın yolcu olmak üzere direkt transit yolcular dahil toplamda 39 milyon 230 bin yolcuya hizmet verdi. Bu yılın ilk üç aylık döneminde, Antalya Havalimanı’mız 3 milyon 36 bin 451 yolcuya hizmet sundu. Ramazan Bayramı tatilinde yine rekorlara imza attı. 28 Mart-6 Nisan tarihleri arasında Antalya Havalimanı’nda 4 bin 202 uçak trafiği gerçekleşerek 590 bin 189 yolcuya hizmet verildi ve 5 Nisan Cumartesi günü 78 bin 85 yolcu sayısına ulaşılarak bu yılın yolcu rekorunu kırıldı. 2023 yılından bu yana havalimanımız 35 milyonluk mevcut kapasitesinin üzerinde yolcuya hizmet veriyor. 2023’te 36 milyon, 2024 yılında ise 39 milyon 230 bin yolcu ile kapasitesinin neredeyse yüzde 12 oranı üzerinde yolcuya hizmet sundu" ifadelerini kullandı. "Yıllık yolcu kapasitesi 35 milyondan 82 milyona çıktı" Yaşanan artış nedeniyle Antalya Havalimanı’nı yenilikçi bir vizyonla geliştirme çalışmalarını tamamladıklarını belirten Uraloğlu, "Bu yılki yolcu sayısının da yaklaşık 40 milyon 250 bin olacağını, 2026 yılında 41 milyona, 2027 yılında 42 milyonun üstüne çıkacağına, 2028 yılında 43.5 milyonu aşacağına, 2029 yılında ise 45 milyona yaklaşacağını öngörüyoruz. Bu gerçekleri daha önceden gördüğümüz için Antalya Havalimanı’mızı yenilikçi bir vizyonla geliştirme çalışmalarına başladık ve süratle çalışmalarımızı tamamladık. Zaten daha önceden yeni inşa edilen 2 bin metrekarelik Devlet Konuk Evi, 5 bin metrekarelik DHMİ Hizmet Binası, personel lojmanları ve camimizi hizmete açmıştık. Yarın Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle hizmete açacağımız yeni terminal binalarıyla; dış hatlar terminalini 90 bin 143 metrekareden 224 bin metrekareye, iç hatlar terminalini ise 36 bin 859 metrekareden 75 bin metrekareye çıkarıyoruz. Böylece Antalya Havalimanının yıllık yolcu kapasitesini 35 milyondan 82 milyona yükselttik. Uçak park pozisyon sayısını 108’den 176’ya çıkardık. Ayrıca VIP terminalini 690 metrekareden 2 bin metrekareye, genel havacılık terminalini ise bin 200 metrekareden 2 bin 800 metrekareye genişlettik. Genel havacılık binamız CİP terminali olarak da kullanılacak" şeklinde konuştu. "Türkiye’nin en büyük ikinci havalimanı olacak" Antalya Havalimanının 82 milyona ulaşan yolcu kapasitesi ile yıllık 90 milyon yolcu kapasiteli İstanbul Havalimanı’ndan sonra Türkiye’nin yolcu kapasitesi en yüksek ikinci havalimanı olacağının altını çizen Bakan Uraloğlu, "Yaklaşık 927 milyon Euro’luk yatırım gerektiren bu projeyi, devletimizin kasasından tek kuruş çıkmadan gerçekleştirdik. Üstelik her hangi bir yolcu garantisi koymadan hayata geçirdiğimiz bu projemizle yüklenici firmalardan 25 yıl işletme süresi karşılığında KDV dahil 8 milyar 555 milyon Euro kira geliri elde edeceğiz. Ve yatırımcı şirket, kira bedelinin yüzde 25’i olan 2 milyar 138 milyon 750 bin Euro’yu KDV dahil peşin ödedi ve bu bedel daha çalışmalar bitmeden 28 Mart 2022 tarihinde devletimizin kasasına girdi. Kamu -özel işbirliği ile hayata geçen bu projemiz, kamu kaynaklarını etkin kullanmanın ve özel sektör iş birliğiyle büyük eserler ortaya koymanın en güzel örneklerinden biridir. Antalya Havalimanımız da yeni kapasitesiyle turizm, ticaret ve istihdam alanlarında bölgemize büyük katkı sağlayacak, sosyo-ekonomik kalkınmanın lokomotifi olacaktır" dedi. "Sadece Antalya’nın değil Türkiye’nin gururu" Bakan Uraloğlu ayrıca, "Projemizi daha da güçlendirmek adına, yaklaşık 29 kilometrelik bir boru hattı da imal ettik. Uçak yakıtını artık bu hat marifetiyle deniz terminalinden havalimanımıza transfer ediyoruz. Bu sayede deniz limanı ile havalimanı arasında yıllık yaklaşık 60 bin tankerin giriş-çıkış trafiğini karayollarından kaldırıyoruz. Böylece Antalya şehir trafiğini rahatlatıyor, karayolu güvenliğini arttırıyor ve çevre kirliliğini azaltıyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, "hava yolunu halkın yolu yapacağız" vizyonuyla başlattığımız süreçte, havacılık sektörümüz dünya genelinde parmakla gösterilen bir başarı hikayesine dönüşmüştür. Antalya Havalimanımızın yeni terminal binaları da bu hikayenin en yeni ve güçlü kalkanlarından biri olarak tarihe geçmiştir. Antalya Havalimanı’nın yeni çehresiyle yükselişi yalnızca Antalya’nın değil, ülkemizin gururudur" ifadelerini kullandı.
11 Nisan 2025 Cuma - 18:34
Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan: "Dondan dolayı bahçelerde büyük tahribat var"
Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, yaşanan zararın bugüne kadar olan don afetlerinin çok ötesinde olduğunu vurgulayarak, "Çukurova çiftçisi son yılların en ağır donuyla karşı karşıya kaldı. 2022 yılında da don yaşandı ama bu kadar etkili değildi. Bu kez dört gün boyunca gece sıcaklıkları eksi 5 ile eksi 8 derece arasında değişti. Ürünlerde yaygın kuruma ve çiçek dökülmesi oldu. Bahçelerde büyük tahribat var" dedi. Doğan, 22-25 Şubat 2025 tarihleri arasında Adana, Mersin ve Hatay illerini etkisi altına alan şiddetli zirai donun, Çukurova’nın bereketli topraklarını vurduğunu söyledi. Bu dört günlük süreçte sıcaklıkların eksi 8 dereceye kadar düşmesiyle birlikte narenciye, buğday, patates ve erkenci şeftali başta olmak üzere pek çok ürün ciddi zarar gördüğünü anlatan Doğan, bazı ürünlerde tamamen kuruma yaşandığını, yaş sebze ve meyve alanlarında da büyük kayıplar meydana geldiğini ifade etti. Doğan, yaşanan zararın bugüne kadar olan don afetlerinin çok ötesinde olduğunu vurgulayarak, "Çukurova çiftçisi son yılların en ağır donuyla karşı karşıya kaldı. 2022 yılında da don yaşandı ama bu kadar etkili değildi. Bu kez dört gün boyunca gece sıcaklıkları eksi 5 ile eksi 8 derece arasında değişti. Ürünlerde yaygın kuruma ve çiçek dökülmesi oldu. Bahçelerde büyük tahribat var. Ürünleri tarlada kalan, masrafını çıkaramayan çiftçi, şimdi bir de finansman sıkıntısıyla mücadele ediyor. Bahar aylarıyla birlikte yeni sezon için ekim ve dikim çalışmaları başlamış olsa da, üretici tarlasına, bahçesine giremiyor, borç yükü altında eziliyor" diye konuştu. Çiftçilerin zarar tespiti için tarım ilçe müdürlüklerine başvuruda bulunduğunu hatırlatan Doğan, "Üreticimiz ilk andan itibaren resmi başvurularını yaptı. Ancak üzerinden iki ay geçmiş olmasına rağmen Tarım Bakanlığı’ndan, ilgili kurumlardan hiçbir açıklama gelmedi" ifadelerini kullandı. Finansal durumun da her geçen gün kötüleştiğini belirten Mehmet Akın Doğan, çiftçinin birçok bankaya borçlu olduğunu ve borçlarını ödeyemez hale geldiğini söyledi: "Çiftçimiz daha önce aldığı kredileri günü geldiğinde ödemekte zorlanıyor. Kamu ve özel bankalara borçlu olan birçok üretici şu anda krediye erişemiyor. Bu yıl sezon için hazırlık yapmak isteyen çitçilerimiz, elindeki imkânlarla ne mazot alabiliyor ne gübre. Oysa bu insanlar üretmezse, sofralar boş kalır. Bu yük sadece çiftçinin değil, ülkenin yüküdür." Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, sözlerini şöyle tamamladı: "Tarım üreticilerimizin yaşadığı sorun sadece ekonomik değil, sosyal bir krizdir. Hükümetimiz, çiftçimizin yaşadığı zorlukları görmeli ve destek mekanizmalarını acilen devreye almalıdır. Çiftçimiz para kazansa da kazanmasa da tarlasına, bahçesine aynı masrafı yapmak zorunda. Üretimin devam etmesi için bu zararın karşılanması gerekiyor. Zarar gören tüm üreticilerimize maddi yardım sağlanmalı, borçlar ertelenmeli. Çiftçimizin sırtındaki yük hafifletilmelidir."
11 Nisan 2025 Cuma - 18:10
Türk Eğitim-Sen’den Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli İzleme ve Değerlendirme Çalıştayı
Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Türk Eğitim-Sen) tarafından Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli İzleme ve Değerlendirme Çalıştayı düzenlendi. Türk Eğitim-Sen, tarafından Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli İzleme ve Değerlendirme Çalıştayı düzenlendi. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan Okul Öncesi, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (Temel Eğitim, Ortaöğretim), Fen Bilimleri, Hayat Bilgisi, İlkokul Matematik, İlkokul Türkçe, İnsan Hakları Vatandaşlık ve Demokrasi, Ortaokul Matematik, Ortaokul Türkçe, Sosyal Bilgiler, T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük (Temel Eğitim, Ortaöğretim), Biyoloji, Coğrafya, Felsefe, Fizik, Kimya, Matematik, Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı derslerini kapsayan 21 program ile ilgili öneri ve görüşler masaya yatırılacak. Çalıştayın açılış programı çerçevesinde konuşan Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, dünyanın en gelişmiş ülkelerine bakıldığında, ortak noktalarının güçlü ve adil bir eğitim sistemine sahip olmaları olduğunu söyledi. Geylan, eğitime yapılan her yatırımın, ülkelerin insan kaynağını güçlendirerek hem ekonomik hem sosyal kalkınmayı beraberinde getirdiğini dile getirdi. Geylan, Çalıştayda ele alınacak ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ öğretim programlarının, eğitim sisteminin geleceğini doğrudan ilgilendirdiğini de ifade ederek, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ni her zaman içeriği ve hedefleri bakımından milli, yöntemi ve araçları bakımından bilimsel ve çağdaş bir eğitim sistemi açısından değerlendirdiklerini aktardı. Türk Eğitim-Sen olarak ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin içeriği, kazanımları, hazırlanacak eğitim materyalleri ve uygulama esaslarıyla ilgili olarak hem sahadan gelen verileri hem de bilimsel değerlendirmeleri bir araya getirdiklerini söyleyen Geylan, mevcut verileri de 5 Mayıs 2024 tarihinde kapsamlı bir değerlendirme raporu hazırladıklarını aktardı. Raporla yüzlerce eğitim çalışanının sahadan bildirdiği sorunları veriye dönüştürerek somutlaştırdıklarını da işaret eden Geylan, raporun yalnızca eleştiri değil; çözüm odaklı öneriler de sunan, geleceğe dönük stratejik bir doküman olduğunu belirtti. "Raporlar TBMM, Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu ve diğer ilgili kurumlarla paylaşılacaktır" Geylan, düzenlenen çalıştayın, bu sürecin doğal bir devamı olduğunu da söyleyerek, "2025 yılı başı itibariyle başlayan süreçle birlikte sonuç raporlarının değerlendirileceği bu çalıştay öncesinde Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen il ve bölge bazlı çalıştaylarda öğretmenlerimiz, alan uzmanları ve sendikamız temsilcileri bir araya gelerek hem mevcut programları değerlendirmiş hem de önerilerini rapor haline getirmiştir. Bu raporlar, Genel Merkezimizde kurulan değerlendirme komisyonları tarafından analiz edilerek birleştirilmiş ve şimdi de siz değerli katılımcıların nihai değerlendirmesine sunulacaktır. Çalıştayımızda elde edilecek bulgular ve öneriler, bir sonuç raporu haline getirilerek Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere TBMM, Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu ve diğer ilgili kurumlarla paylaşılacaktır" ifadelerine yer verdi. "Öğretmenlerimiz birçok yeni iş yüküyle karşı karşıyadır" Amaçlarının körü körüne eleştirmek olmadığını sürece katkı sunmak ve eksikleri göstermek olduğunu söyleyen Geylan, "Saha verileri ve raporlarımız göstermektedir ki tarih, matematik, hayat bilgisi, din kültürü gibi pek çok alanda hem kazanım hem uygulama hem de içerik açısından bazı değiştirilmesi, eklenmesi, bağlaştırılması gereken alanlar olduğu görülmektedir. Özellikle ülkemizin kurucu değerleri ile ilgili olarak ilave edilmesi gereken alanların olduğu açıkça görülmektedir. Bunların yanında yeni program ile özellikle Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı ve gelecekte yabancı dil öğretmenlerine yönelik ölçme değerlendirme yükü son derece artmıştır. Öğretmenlerimiz bir yandan müfredata uygun ders planları hazırlarken diğer yandan yazılı sınav, etkinlik değerlendirmesi, metin çözümlemeleri, gelişim raporları ve analiz tabloları gibi birçok yeni iş yüküyle karşı karşıyadır" değerlendirmesinde bulundu. "Teşkilatlarımızdan gelen her ses bizim için kıymetlidir" Türk Eğitim-Sen olarak, yalnızca bir sendika değil Türk milletinin çocuklarının daha iyi bir geleceğe ulaşması için mücadele eden vicdani bir kuruluş olduklarını söyleyen Geylan, "Ülkemizden, üyelerimizden ve teşkilatlarımızdan gelen her ses bizim için kıymetlidir. Her mesaj bir emanet, her talep bir sorumluluktur. Biz, eğitim çalışanlarının haklarını savunurken aynı zamanda öğrencilerimizin daha nitelikli bir eğitim almasını da savunuyoruz. Çünkü biz, öğretmenine kıymet veren bir ülkenin geleceğinin emin ellerde olduğuna inanıyoruz. İnanıyorum ki, bugün burada, milletimizin maarif davası için ortak aklı inşa ediyoruz" diye konuştu. "Çalıştay kapsamında 17 komisyon ve her ders için ayrı ayrı 22 ders ekseninde detaylı analizler yapılacaktır" Her çocuğun Türkçeyi en güzel şekilde konuştuğu, milli değerleri içselleştirdiği bir eğitim sistemi hayali kurduklarının altını çizen Geylan, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Değerlendirme ve İzleme Çalıştayı kapsamında 17 komisyon ve her ders için ayrı ayrı 22 ders ekseninde detaylı analizler yapılacaktır. Bu çerçevede, ilgili ders programları, ders kitaplarının içerikleri ve etkinlikleri titizlikle incelenecek; ölçme ve değerlendirme yaklaşımları mercek altına alınacaktır. Komisyonlar, müfredatın ön plana çıkarılması gereken güçlü yönleriyle birlikte geliştirilmesi elzem alanları belirleyecek; özellikle ölçme ve değerlendirme süreçlerindeki aksaklıkları ortaya koyarak çözüm önerileri sunacaktır. Aynı zamanda, ders kitapları da değerlendirilecek, içeriklerin milli değerler ve kültürel birikim çerçevesinde öğrencilere aktarılma biçimi ayrıntılı şekilde tartışılacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
11 Nisan 2025 Cuma - 18:00
Bakan Uraloğlu: "23 yılda dünya nüfusunun neredeyse yarısı kadarını uçurduk"
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılacak olan Antalya Havalimanı’ndaki yeni terminal binasında yaptığı açıklamada, "Antalya Havalimanı 82 milyona ulaşan yolcu kapasitesi ile yıllık 90 milyon yolcu kapasiteli İstanbul Havalimanı’ndan sonra Türkiye’nin yolcu kapasitesi en yüksek ikinci havalimanı olacak" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Antalya Havalimanı’nın 32 milyon olan yıllık yolcu kapasitesini 82 milyona çıkaracak olan ve yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılacak olan yeni terminal binasında açıklamalarda bulundu. Havayolunun, mesafeleri kısaltmanın yanı sıra kültürel bağları güçlendiren, toplumlar arasında köprüler kuran ve ekonomik kalkınmayı destekleyen stratejik bir öneme sahip olduğunu belirten Uraloğlu, "Özellikle küresel ilişkilerin yoğunlaştığı bu çağda, havalimanlarının işlevi ve değeri her geçen gün artıyor. Bu noktada ülkemiz, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının kesişim noktasında, 4 saatlik uçuş mesafesiyle 1,5 milyar insanın yaşadığı 67 ülkeye erişim sağlayan eşsiz bir konuma sahip. Avantajlı coğrafi konumumuz, Türkiye’yi havacılıkta dünyanın önde gelen transit merkezlerinden biri yapmaya son derece müsait kılıyor" dedi. . "23 yılda en geniş uçuş ağına sahip ülkelerden birisi olduk" Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak 2002’den bu yana sürdürülen sivil havacılık politikalarıyla sektörü özel işletmelere açarak rekabeti teşvik ettiklerini ve havacılıkta hızlı bir büyüme dönemi başlattıklarının altını çizen Uraloğlu, "Ülkemizi 23 yılda dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden biri haline getirdik. Ama elbette bugünlere kolay gelmedik. Sivil havacılık faaliyetlerimizin tarihi 20 Mayıs 1933’e uzanıyor. 4 uçaklı ilk filomuz Türk Hava Postaları adı altında faaliyete başladı. İlk uçuşunu 1933’te yaparak kanatlarını çırpmaya başlayan Türk Hava Postaları, bugün Türk Hava Yolları adıyla neredeyse tüm dünyayı kanatları altına almış bulunuyor. İlk havalimanı olarak Ankara’da bugün Güvercinlik olarak anılan alanı söyleyebilirim ve terminal olarak ise birkaç çadır dışında bir şey yoktu. Ama bugün son olarak ağustos ayında hizmete açtığımız Çukurova Uluslararası Havalimanıyla 58 havalimanımız bulunuyor. 2002 yılında 26 olan aktif havalimanı sayımız vardı ve Adıyaman, Batman, Bursa Yenişehir, Çanakkale, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanları gibi 16 havalimanımız sivil havacılık açısından pasif durumdaydı. Bu 16 pasif havalimanımızı çağın gerektirdiği şekilde yenileyip sivil havacılığa açtık" ifadelerini kullandı. "Hem hizmet odaklı hem estetik havalimanları" Son 23 yıl içerisinde her sene istatistiki olarak yaklaşık 1.4 havalimanını hizmete açtıklarının altını çizen Bakan Uraloğlu, "Tüm projelerimizde olduğu gibi havalimanı projelerimizi de hem hizmet odaklı hem de mimari estetikleriyle eşsiz yapılar olarak inşa ediyoruz. Bu dev eserler ve simge yapılar ile aslında Türkiye’yi çok kıymetli bir markaya dönüştürüyoruz. Tüm havalimanlarımız estetik ve özgün mimarileri ile Türkiye’yi ilk kez gören yabancı ziyaretçiler üzerinde son derece olumlu etkiler bırakıyor. Örneğin Rize-Artvin Havalimanını bölgenin kültürel öğelerinden izler taşıyan yöresel mimarinin yansıtıldığı terminal binası ve çay bardağı formundan esinlenilen kulesiyle inşa ettik. Aynı şekilde son açılan yeni havalimanımız Çukurova Havalimanı da narenciyesinden esinlenen turuncu rengi ve bölgenin simgesi pamuk motifleri ile Çukurova Bölgesinin yöresel kültürünü yansıtan mimari dokunuşlarla muhteşem bir eser oldu. Ülkemizi uluslararası bir havacılık merkezine dönüştüren İstanbul Havalimanımız da modern mimarisi ve İstanbul’un simgelerinden biri olan lale formuyla her görenin hayran kaldığı bir havalimanı oldu" şeklinde konuştu. Stratejik noktalara Bölgesel Havalimanı Bölgesel Havalimanları ile kaynakların verimli kullanılmasını sağladıklarını ve her şehre ayrı bir havalimanı yapmak yerine, stratejik noktalara konumlandırılan tesislerle geniş bir bölgenin kapsandığını söyleyen Bakan Abdulkadir Uraloğlu, "Böylece hem maliyet düşüyor hem de daha fazla insan hava ulaşımından faydalanabiliyor. Örneğin son havalimanımız Çukurova Uluslararası Havalimanımız başta Mersin ve Adana ile Osmaniye ve Niğde’ye de olan yakınlığıyla bu şehirlerde yaşayan 5 milyonun üstündeki vatandaşımıza hizmet ediyor. Ayrıca yenilediğimiz ve yeni inşa ettiğimiz havalimanlarımız sayesinde uçaklarımızın iniş-kalkışlarını sağlayan pist uzunluklarımızda da dikkate değer bir yükseliş var. Uçak pistleri, bir ülkenin ekonomisi için olmazsa olmazıdır. Çünkü uçak pistleri ekonomiyi büyütür, ülkeyi zenginleştirir ve aynı zamanda savunmayı güçlü tutar" dedi. "Pist uzunluğu 222.5 kilometreye çıktı" Yatırımlarla 2002 yılında Türk Sivil Havacılığına hizmet veren 149 kilometrelik pist uzunluğuna 73.5 kilometre daha eklediklerini ve Türkiye’deki toplam pist uzunluğunu 222.5 kilometreye çıkarttıklarını vurgulayan Uraloğlu, "Yani bugün karayoluyla Ankara Kızılay’dan Eskişehir merkeze ya da Antalya Havalimanından Konya Akşehir’e uzanan bir mesafeden bahsediyoruz ve havalimanı sayılarımızı buralarda da bırakmayacağız. Aktif havalimanı sayımızı yapımları devam eden Yozgat ve Bayburt-Gümüşhane havalimanlarımızla 58’den 60’a çıkaracağız. Yakın bir zaman önce Kayseri Havalimanımızın yeni bir terminal binasının resmi açılışını yaptık ve Malatya Havalimanımıza da yeni bir terminal binası inşa ediyoruz. Trabzon yeni havalimanı ile ilgili çalışmalarımız da devam ediyor" şeklinde konuştu. "23 yılda dünya nüfusunun neredeyse yarısı kadarını uçurduk" Aktif havalimanı sayısındaki artışın bilet satışı ve havayolunu kullanan yolcu sayılarına yıl yıl yansıdığını söyleyen Uraloğlu, "Havayolu yolcu sayımızın 2002 yılından itibaren Kovid-19 salgının etkilerini yaşadığımız 2020 yılına kadar havacılık sektörümüzün gelişmesine paralel olarak düzenli olarak arttığını gözlemliyoruz. Tabii doğal olarak Kovid-19 salgın etkisiyle 2020-2021 yıllarında bir düşüş söz konusu. Ancak Cumhuriyetimizin 100. Yılı olan 2023 yılında 214 milyonun üstünde yolcu taşıyarak tüm zamanların rekorunu kırdık. 2024 yılında da bu sayının üzerine çıkarak 230 milyon yolcu ile bu rekorumuzu tazeledik. 2002 yılından bu yana yaklaşık 3 milyar biletli yolcuya havalimanlarında hizmet sunuldu. Dünya nüfusunun neredeyse yarısı kadarını uçurduk. Bu yıl yolcu sayısının daha da artacağını ve yaklaşık 240 milyon yolcu taşıyacağımızı öngörüyoruz. İlk 3 aylık dönemde havayolu ile seyahat eden yolcu sayımız 45 milyon 175 bin 946’ya ulaştı. Bu sayı geçen yıl aynı dönemde yaklaşık 44 milyondu" ifadelerini kullandı. "Gelişmelerle paralel artış var" Yaşanan gelişmelerle paralel sektörel büyüklükte de bir artış olduğunu ve 180 olan kuruluş sayısını 678’e yükselttiklerini vurgulayan Bakan Uraloğlu, "2002 yılında; havacılık faaliyetlerinde kullanılan araç sayımız 489’dan 2 bin 14’e, 162 olan havayolu işletmesi uçak sayımız 3,5 kat artışla 734’e, koltuk kapasitemiz yaklaşık 5 kat artışla 27 bin 599’dan 145 bin 027’e yükseldi. 2002 yılında 65 bin civarında olan çalışan sayısı bugün 320 binin üzerine çıktı. Bu gelişmelerin diğer bir olumlu sonucu olarak sektörün cirosu da 2,2 milyar dolardan yaklaşık 30 milyar dolara ulaşarak 14 kat arttı. "Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak" hedefiyle hareket ederek, ülkemizi dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden biri haline getirdik. Şu anda mevcut durumda, 175 olan Hava Ulaşım Anlaşması sayımızla bu alanda dünyada en çok hava ulaşım anlaşması bulunan ülkelerin başında gelmekteyiz. Önümüzdeki 10 yılda bu ülkelerle de temas ederek 193 ICAO üyesinin tamamıyla hava ulaşım anlaşması imzalamayı hedefliyoruz" dedi. "Kapasitesinin yüzde 12 üzerinde yolcuya hizmet verdi" 10 yıl içinde havayolu işletmelerindeki uçak sayısını 729’dan bin 458’e pilot sayısını ise 12 bin 313’ten 24 bin 626’ya yükseltmeyi hedeflediklerini söyleyen Uraloğlu, "Hava trafik kontrolörleri sayımız da şu anda 2.087 olup, on yıl içinde bu sayıyı da 4.174’e çıkarmayı amaçlıyoruz. Havayolu sektörümüzün gücüne güç katacak Antalya Havalimanımızın yeni terminal binaları ve tamamlayıcı tesisleriyle havacılık sektörümüzün gelişimi adına yeni bir daha atıyoruz. Turizmin başkenti Antalya’mızda, Antalya Havalimanı’mızın yeni terminal binaları projesi, havacılık alanındaki başarılı serüvenimizin en parlak örneklerinden biridir. 2024 yılında havalimanımız, iç hatlarda 6,2 milyon, dış hatlarda ise 33 milyona yakın yolcu olmak üzere direkt transit yolcular dahil toplamda 39 milyon 230 bin yolcuya hizmet verdi. Bu yılın ilk üç aylık döneminde, Antalya Havalimanı’mız 3 milyon 36 bin 451 yolcuya hizmet sundu. Ramazan Bayramı tatilinde yine rekorlara imza attı. 28 Mart-6 Nisan tarihleri arasında Antalya Havalimanı’nda 4 bin 202 uçak trafiği gerçekleşerek 590 bin 189 yolcuya hizmet verildi ve 5 Nisan Cumartesi günü 78 bin 85 yolcu sayısına ulaşılarak bu yılın yolcu rekorunu kırıldı. 2023 yılından bu yana havalimanımız 35 milyonluk mevcut kapasitesinin üzerinde yolcuya hizmet veriyor. 2023’te 36 milyon, 2024 yılında ise 39 milyon 230 bin yolcu ile kapasitesinin neredeyse yüzde 12 oranı üzerinde yolcuya hizmet sundu" ifadelerini kullandı. "Yıllık yolcu kapasitesi 35 milyondan 82 milyona çıktı" Yaşanan artış nedeniyle Antalya Havalimanı’nı yenilikçi bir vizyonla geliştirme çalışmalarını tamamladıklarını belirten Uraloğlu, "Bu yılki yolcu sayısının da yaklaşık 40 milyon 250 bin olacağını, 2026 yılında 41 milyona, 2027 yılında 42 milyonun üstüne çıkacağına, 2028 yılında 43.5 milyonu aşacağına, 2029 yılında ise 45 milyona yaklaşacağını öngörüyoruz. Bu gerçekleri daha önceden gördüğümüz için Antalya Havalimanı’mızı yenilikçi bir vizyonla geliştirme çalışmalarına başladık ve süratle çalışmalarımızı tamamladık. Zaten daha önceden yeni inşa edilen 2 bin metrekarelik Devlet Konuk Evi, 5 bin metrekarelik DHMİ Hizmet Binası, personel lojmanları ve camimizi hizmete açmıştık. Yarın Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle hizmete açacağımız yeni terminal binalarıyla; dış hatlar terminalini 90 bin 143 metrekareden 224 bin metrekareye, iç hatlar terminalini ise 36 bin 859 metrekareden 75 bin metrekareye çıkarıyoruz. Böylece Antalya Havalimanının yıllık yolcu kapasitesini 35 milyondan 82 milyona yükselttik. Uçak park pozisyon sayısını 108’den 176’ya çıkardık. Ayrıca VIP terminalini 690 metrekareden 2 bin metrekareye, genel havacılık terminalini ise bin 200 metrekareden 2 bin 800 metrekareye genişlettik. Genel havacılık binamız CİP terminali olarak da kullanılacak" şeklinde konuştu. "Türkiye’nin en büyük ikinci havalimanı olacak" Antalya Havalimanının 82 milyona ulaşan yolcu kapasitesi ile yıllık 90 milyon yolcu kapasiteli İstanbul Havalimanı’ndan sonra Türkiye’nin yolcu kapasitesi en yüksek ikinci havalimanı olacağının altını çizen Bakan Uraloğlu, "Yaklaşık 927 milyon Euro’luk yatırım gerektiren bu projeyi, devletimizin kasasından tek kuruş çıkmadan gerçekleştirdik. Üstelik her hangi bir yolcu garantisi koymadan hayata geçirdiğimiz bu projemizle yüklenici firmalardan 25 yıl işletme süresi karşılığında KDV dahil 8 milyar 555 milyon Euro kira geliri elde edeceğiz. Ve yatırımcı şirket, kira bedelinin yüzde 25’i olan 2 milyar 138 milyon 750 bin Euro’yu KDV dahil peşin ödedi ve bu bedel daha çalışmalar bitmeden 28 Mart 2022 tarihinde devletimizin kasasına girdi. Kamu -özel işbirliği ile hayata geçen bu projemiz, kamu kaynaklarını etkin kullanmanın ve özel sektör iş birliğiyle büyük eserler ortaya koymanın en güzel örneklerinden biridir. Antalya Havalimanımız da yeni kapasitesiyle turizm, ticaret ve istihdam alanlarında bölgemize büyük katkı sağlayacak, sosyo-ekonomik kalkınmanın lokomotifi olacaktır" dedi. "Sadece Antalya’nın değil Türkiye’nin gururu" Bakan Uraloğlu ayrıca, "Projemizi daha da güçlendirmek adına, yaklaşık 29 kilometrelik bir boru hattı da imal ettik. Uçak yakıtını artık bu hat marifetiyle deniz terminalinden havalimanımıza transfer ediyoruz. Bu sayede deniz limanı ile havalimanı arasında yıllık yaklaşık 60 bin tankerin giriş-çıkış trafiğini karayollarından kaldırıyoruz. Böylece Antalya şehir trafiğini rahatlatıyor, karayolu güvenliğini arttırıyor ve çevre kirliliğini azaltıyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, "hava yolunu halkın yolu yapacağız" vizyonuyla başlattığımız süreçte, havacılık sektörümüz dünya genelinde parmakla gösterilen bir başarı hikayesine dönüşmüştür. Antalya Havalimanımızın yeni terminal binaları da bu hikayenin en yeni ve güçlü kalkanlarından biri olarak tarihe geçmiştir. Antalya Havalimanı’nın yeni çehresiyle yükselişi yalnızca Antalya’nın değil, ülkemizin gururudur" ifadelerini kullandı.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
10 Nisan 2025 Perşembe- 11:29
Togg’un yeni sedanı T10F, test sürüşlerine çıktı
2
10 Nisan 2025 Perşembe- 09:23
Diyarbakır’da deprem sürecinde kurulan tel ve çivi üreten firma, Suriye’de yapılacak olan yapı fuarından beklentisi yüksek
3
11 Nisan 2025 Cuma- 09:02
Ons altın rekor tazeledi
4
09 Nisan 2025 Çarşamba- 13:26
Şırnak’ta nakliyeciler sera projesini bekliyor
5
09 Nisan 2025 Çarşamba- 10:10
Kripto varlıklarda miras tehlikesi
11 Nisan 2025 Cuma - 17:51
Turgutlu’da yetkililer sahada don vuran arazileri inceledi
Manisa’nın Turgutlu ilçesinde Kaymakam Selami Kapankaya ve beraberindeki heyet don afetinin etkili olduğu tarım arazilerinde incelemelerde bulunarak çiftçilerden bilgi aldı. Manisa’yı etkisi altına alan soğuk hava dalgası ve don olayı, Turgutlu ilçesinde de tarım arazilerinde ciddi hasara yol açtı. Özellikle üzüm bağlarında büyük kayıplar yaşanırken, Turgutlu Kaymakamı Selami Kapankaya, İlçe Tarım Müdürü Musa Çallı ve ekibi ve Turgutlu Ziraat Odası Başkanı Abdullah Şenol dondan etkilenen bölgelerde incelemelerde bulundu. Turgutlu Ziraat Odası Başkanı Abdullah Şenol, yaptığı açıklamada, bölgede son 10-15 gün içerisinde yaşanan soğukların ardından 9 Nisan’ı 10 Nisan’a bağlayan gece sıcaklıkların eksi 3-4 derecelere kadar düştüğünü belirtti. Bu durumun ilçedeki yaklaşık 75 bin dekar üzüm bağının tamamına yakınında zarara neden olduğunu ifade eden Şenol, "Şu anda incelediğimiz bu bağda %60-70 oranında bir zarar söz konusu. Bölgemizde soğuk vurgunları lokal olarak farklılık gösteriyor. Bazı bölgelerde hasar yüzde 60-70 seviyesindeyken, bazı yerlerde %20-30 civarında değişiyor. Ancak şu an bulunduğumuz Sarıbey bölgesi ve Derbent altı olan Alacalı Mevkii’nde zararlar yüzde 70-80’lere kadar ulaşmış durumda" dedi. Başkan Şenol, Ziraat Odası ve İlçe Tarım Müdürlüğü olarak çiftçileri TARSİM yaptırmaya teşvik ettiklerini ancak sigortası bulunmayan çiftçilerin de mağduriyet yaşamaması için Kaymakam Selami Kapankaya ve İlçe Tarım Müdürü Musa Çallı ile birlikte sahada incelemelerde bulunduklarını söyledi. Kaymakam Kapankaya ve İlçe Tarım Müdürü Çallı ile birlikte hasar gören arazileri yerinde gören Başkan Şenol, "Yarından itibaren İlçe Tarım Müdürlüğümüz ve Ziraat Odamız olarak sahadaki detaylı tespitlerimizi yaparak zarar raporlarımızı hazırlayıp ilgili mercilere ileteceğiz" şeklinde konuştu. Bölgedeki çiftçiler, yaşanan don olayının üzüm rekoltesini ciddi şekilde düşürmesinden endişe duyarken, yetkililerden gerekli desteklerin sağlanmasını bekliyor.
11 Nisan 2025 Cuma - 16:04
Konya’da üreticilere 318 tonluk sertifikalı nohut tohumu desteği
Türkiye’nin nohut üretiminde 3’üncü sırada yer alan Konya’da üreticilere bu yıl Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yaklaşık 318 tonluk sertifikalı tohum desteği sağlanıyor. Konya’nın önemli nohut ekilişinin olduğu ilçelerinden Beyşehir’de Konya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından düzenlenen sertifikalı tohumun çiftçilere dağıtım töreninde konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Duran Seçen, Bitkisel Üretimi Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi (TAKE) Projesi kapsamında yürüttükleri çalışmalarla Tarım ve Orman Bakanlığının ekilmeyen bir karış toprak kalmamasını hedeflediğini söyledi. "Bir karış bile toprağımızın boş kalmasını istemiyoruz" Ülke olarak tane baklagiller içerisinde nohutun Türkiye’de en fazla üretimi yapılan ürün olduğunu vurgulayan Seçen, "Ülkemizde en fazla üretimi yapılan tane baklagiller arasında birinci sırada. Tabii nohuttan sonra mercimek ve kuru fasulye geliyor. Dolayısıyla Beyşehir ilçemizde de bu üç ürün de oldukça değerli. Tarım Arazilerimizin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi kapsamında çiftçilerimize tohum desteğini sağlamaya çalışıyoruz. Amacımız; sektörün ihtiyaç duyduğu sertifikalı tohumları çiftçilerimizle, toprakla buluşturmak. Oldukça fazla nadas alanımız var. Konya’mızın yüzde 68’i kuru tarım arazilerinden oluşuyor. Dolayısıyla 3 milyon dekarın üzerinde bir nadas alanımız var. Biz de bir karış bile toprağımızın boş kalmasını istemiyoruz. Tarımsal üretimin kesintiye uğramasını istemiyoruz. Bu durumun sürdürülebilir olmasını istiyoruz. Bunun için de bu projelerimizi gerçekleştirmiş olduk. Konya’da 2024 yılında yaklaşık 400 bin dekar civarında bir nohut ekilişimiz var, buradan elde etmiş olduğumuz ürünümüzle 50 bin tonluk bir üretim havzasıyız. Türkiye’de nohut üretimi yönüyle de üçüncü sıradayız Konya olarak. Hem ülkemiz için hem Konya için nohut oldukça önemli bir ürün, aynı zamanda içeriğindeki protein yönüyle de insan beslenmesinde çok değerli bir ürün. Bu projemizin çıktıları da olacak, nadas alanlarımız tarımsal üretime kazandırılmış olacak, suyumuzu daha az kullanmış olacağız, ülkemizin ihtiyaç duyduğu stratejik ürün olan nohutun ekiliş alanlarını artırmış olacağız. Dolayısıyla dağıtmış olduğumuz bu tohumların Konya’ya, Beyşehir’e ve tüm çiftçilerimize hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum" dedi. Konya’nın 23 ilçesinde çiftçilere 318 tonluk nohut desteği Seçen, proje ile Konya’da Ahırlı, Akören, Akşehir, Altınekin, Beyşehir, Bozkır, Cihanbeyli, Çumra, Derbent, Doğanhisar, Emirgazi, Güneysınır, Halkapınar, Hüyük, Kadınhanı, Kulu, Meram, Taşkent, Tuzlukçu, Sarayönü, Selçuklu, Seydişehir ve Yalıhüyük ilçelerinde çiftçilere toplam 318 tonluk sertifikalı tohum desteği sağlamış olacaklarını kaydetti. Seçen, Konya ve ilçelerinde proje çerçevesinde teslimi yapılacak 318 ton nohut tohumu ile 24 bin 500 dekar alanda ekim yapılmasının sağlanarak toplamda bu miktarda bir nadas alanının da tarıma kazandırılmasının hedeflendiğini sözlerine ekledi. "Beyşehir Gölü’nden bu yıl su veremeyeceğiz" Beyşehir Kaymakamı Mehmet Kemal Akpınar da tarımın hem Beyşehir’de hem de Konya’da temel geçim kaynağı olan, insanların hayatını kazandığı bir sektör olduğuna vurgu yaptı. Akpınar, sertifikalı tohum kullanmanın önemine dikkati çekerken, İl Müdürlüğü tarafından tohumların hem bölge iklimine uygun sertifikalı bir tohum olduğunu belirtip çiftçiler için de bu yıl bereketli bir üretim sezonu olacağını tahmin ettiğini kaydetti. Kaymakam Akpınar, konuşmasında, Konya genelinde kurak bir kış dönemini geride bıraktıklarını da anlatırken, Beyşehir Gölü’nün Konya Ovası ve çevre ilçeler için önemli bir tarımsal su kaynağı durumunda olduğunu hatırlattı. Beyşehir’in Göller Bölgesi’nde olmasından kaynaklı olarak bu yıl yağmur yönünden iyi bir yağış aldığını ancak buna rağmen Beyşehir Gölü’nün su seviyesinin hala belirlenen seviyenin altında olduğunun altını çizen Akpınar, "Bu nedenle diğer ilçelere, diğer bölgelere su veremeyeceğiz. Son dönemdeki yağışlar bizleri ümitlendirdi, inşallah ara ara devam eder, hasat mevsimine kadar ve bolluk ve bereket içerisinde bir sezon olur" ifadelerine yer verdi. Beyşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Balıklı da konuşmasında, Beyşehir Gölü’ndeki mevcut su durumuna değinerek, Beyşehir’in son günlerde beklenen yağışları almasına rağmen göldeki su seviyesinin yeterli seviyelere ulaşmadığına dikkati çekti. Konuşmaların ardından programa katılan ve desteklemeden istifade eden çiftçilere sertifikalı nohut tohumları teslim edildi.
11 Nisan 2025 Cuma - 16:03
Başkan Alan: ’’Elazığ, mermer sektöründe iyi bir konumda"
Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İdris Alan, dünyanın en büyük doğal taş fuarlarından biri olan Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nı ziyaret etti. 9-12 Nisan 2025 tarihleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak ve yerli- yabancı binin üzerinde firma katılım sağladığı fuarda Elazığlı mermer firmalarının satanlarını ziyaret eden Başkan Alan, ‘’Bugün 30. Doğaltaş Mermer Fuarına katılım sağladık. Burada birbirinden değerli, birbirinden kıymetli mermer sektöründe faaliyet gösteren kıymetli hemşerilerimizin stantlarını ziyaret ederek kendilerine hayırlı olsun bol kazanlar dileklerinde bulunduk. Fuarda ilimiz firmalarının stantlarına olan yoğun ilgi, iş dünyasının temsilcisi olarak beni ziyadesiyle mutlu etmiştir. Elazığ firmalarımız görsellik olarak birbirinden kıymetli stantlar açmışlar. Bu fuarla, ilimizin tanıtımına çok ciddi katkılar sunuyorlar. Hem ticari anlamda hem turizm amaçlı ilimizi tanıtıyorlar. Ben kendilerine yapmış oldukları bu çalışmalardan dolayı odam ve şahsım adına kendilerine çok teşekkür ediyorum" dedi.
11 Nisan 2025 Cuma - 15:41
Başkan Kotan, turizm işletmecilerini dinledi
Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan, Antalya Otelciler Pansiyoncular Camcılar Reklamcılar ve Matbaacılar Odası Başkanı Özcan Sucu ve yönetimini makamında ağırlayarak işletmelerin taleplerini dinledi. Görüşmede konuşan Başkan Kotan, "Kent turizmine yaptığınız katkılar için teşekkür ederim. Konyaaltı Belediyesi olarak daima yanınızdayız" dedi. Konyaaltı’ndaki hizmetlerini katılımcı belediyecilik anlayışıyla sürdürdüğünü her fırsatta vurgulayan Başkan Kotan, Antalya Otelciler Pansiyoncular Camcılar Reklamcılar ve Matbaacılar Odası Başkanı Özcan Sucu ve yönetimini makamında kabul etti. Toplantıda, ilçedeki denetimler ve alınması gereken önlemler üzerine görüş alışverişinde bulunuldu. Başkan Sucu, Konyaaltı Belediye Başkanı Kotan’a kendilerine verdikleri destekler için tüm işletmeler adına teşekkür etti. İşletme sahiplerine teşekkür etti Turizm sektörüne verdiği katkılar nedeniyle işletme sahiplerine teşekkür eden Başkan Kotan, "Konyaaltı Belediyesi olarak, çalışmalarınıza her zaman destek olmaya devam edeceğiz. Kapımız her birinize sonuna kadar açık. Daima yanınızdayız" dedi. İlçedeki denetimler hakkında da açıklamalarda bulunan Başkan Kotan, "Birçok sabah iş yerlerimize yürüyerek gidiyorum, ekiplerimizin dışında bizzat ben de denetlemeler yapıyorum. Karşılıklı anlayış içinde ilçemizi birlikte yönetiyor, tedbirleri birlikte konuşuyoruz" ifadelerini kullandı. "İlçenin her noktasını denetliyoruz" Başkan Kotan, yürüyüşler sırasında ilçenin çeşitli bölgelerinde denetimler yaptığını belirterek, "Esnafımızla ve vatandaşlarımızla sohbet ediyoruz, onların sorun ve taleplerini dinliyoruz. Ayrıca, ilçenin her noktasında denetimler yaparak, herhangi bir sorunla karşılaştığımda anında müdahale ediyorum" dedi. Özellikle kaldırım işgalleri ile ilgili yapılan denetimlerin önemine değinen Kotan, "Eğer bir anne bebek arabasıyla rahatça kaldırımda yürüyemiyorsa, büyük projelerimiz ve planlarımız hiçbir anlam ifade etmez" diyerek ilçedeki altyapı çalışmalarına olan dikkatini vurguladı.
11 Nisan 2025 Cuma - 15:08
Manisalı çiftçiler için don tehlikesi devam ediyor
Manisa’da dün başlayan don afetinin bugün sabaha karşı da devam etmesi çiftçileri endişelendirdi. Don hasarının önümüzdeki yılın verimini de etkileyebileceğini söyleyen Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, "40 bin ton üzüm üretiyoruz. Bunu 100 ile çarptığınızda 4 milyar TL gibi bir rakam yapıyor. Bu da hem ilçedeki çiftçilik yapan vatandaşlarımıza hem de ülke ekonomisine çok büyük bir zarar getireceğine inanıyoruz" dedi. Dünyaca ünlü Sultani çekirdeksiz üzümünün yetiştirildiği Manisa’da il genelinde dün başlayan don afetinin bugün sabaha karşı da devam etmesi çiftçileri endişelendirdi. Önümüzdeki günlerde de don afetinin devam edebileceği uyarısı yapan Meteoroloji Genel Müdürlüğü, çiftçilerin gerekli önlemi alması gerektiğini vurguladı. Yaşanan afet hakkında bilgi veren Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, "Üzümün başkenti Saruhanlı bu yıl yine çok büyük bir afet yaşadı. Önümüzdeki 9 Nisan’da başlayan soğuk hava 10, 11 Nisan, 12 Nisan’a kadar devam edeceği söyleniyor. Şu anda 130 bin dekar olan bizim bağ arazimizde yüzde 75 ile yüzde 100 arasında bir hasar meydana geldi. Bu da çok büyük bir hasar. Bu don hasarı önümüzdeki yıl da bizi etkileyecek. Önümüzdeki yıl tekrardan verim vermek üzere kendini besleyecek olan çubuklar şu anda hasar gördüğü için bunda bir sıkıntı yaşayacağız. Biz devlet büyüklerimizden bu yıl ama özel bankalar, ama resmi bankalar, tarım kredilerle ilgili bir borç ötelemesi istiyoruz. Ama bakın borç ötelemesi derken yani faizli bir borç ötelemesine karşıyız. Zaten yaralıyız. Bizim en büyük geçim kaynağımız üzüm. Üzüm olmazsa burada ne sanayi olur, ne ticaret olur, hiçbir şey olmaz. Bakın bu yıl çiftçi hakikaten de çok zor bir dönem geçirecek. 40 bin ton üzüm üretiyoruz. Bunu 100 ile çarptığınızda 4 milyar TL gibi bir rakam yapıyor. Bu da hem ilçedeki çiftçilik yapan vatandaşlarımıza hem de ülke ekonomisine çok büyük bir zarar getireceğine inanıyoruz" dedi. "Yarın akşam da eksilere düşerse bittik demektir" Manisa’nın yüksek kesimlerindeki kar yağışının da don tehlikesini devam ettirdiğine dikkat çeken Okur, "Manisa Dağı’nda yakın bölgelerimizdeki Halitpaşa Dağı’nda, Koldere Dağımızda dahi kar görünüyor. Bu da tabii çok büyük bir risk teşkil ediyor. Şu anda, bu gece dahil yarın akşam eksilere düşeceği tahmin ediliyor. Eğer ki yarın akşam da eksilere düşerse o yüzde 75’lik kısım yüzde 100 olur. Bu da tamamen bittik demektir" diye konuştu. Çiftçilerin alabileceği önlemleri anlatan Başkan Okur, "Don doğal afet. Doğal afetin önüne geçilmiyor bildiğimiz üzere. Ama bu don olaylarında fıskiye sistemi olanlar, yani yağmurlama dediğimiz sistemi olanlar geceleyin bunları çalıştırarak, sondaj kuyularını çalıştırarak bunun önüne geçebilirler. Ama olmayanlar maalesef bu yıl çok büyük sıkıntı. Görüyorsunuz burada TARSİM’in ne kadar önemli olduğunu bütün çiftçimiz görüyor" ifadelerini kullandı. 2015 yılında da benzer bir felaketi yaşadıklarını ancak böylesi büyük bir don afeti görülmediğini söyleyen Başkan Okur, "Böylesine bir felaket 2015 yılının 23 Nisan’ında yaşadık. Emin olun 2023, 2015 yılındaki bunun yanında afet. Bu en büyüğü. 2015’te de çok büyük afet yaşandı. Ama 2015 yılında bir gece vurdu, geçti. Ama şimdi üst üste dün akşam, bu akşam, yarın, öbür gün yani 3-4 gün boyunca böyle bir şey yaşarsak tamamıyla biter" dedi.
11 Nisan 2025 Cuma - 14:48
Kıran kırana kurban pazarlıklı pazar açılışı
Adana’nın Kozan ilçesinde yeni tamamlanan hayvan pazarı açıldı, 47 bin TL olan 100 kiloluk küçükbaş kurbanlık pazarlıkla 42 bin 500 TL’ye alıcı bularak ilk satış gerçekleşti. Kozan Belediyesinin yer tahsisiyle Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan proje çerçevesinde yapılan Kozan Canlı Hayvan Pazar Yeri’nin açılışı gerçekleştirildi. Açılışa bayram öncesinde üreticiler, sağlıklı bir şekilde kurbanlıklarını satacağı alana kavuştu. Açılış yapılan pazar yerinde kurban pazarlığı ile renkli görüntüler çıktı. Kozan Belediye Başkanı Mustafa Atlı üretici adına 100 kiloluk küçükbaş hayvanı AK Parti Adana İl Başkanı Tamer Dağlı’ya sattı. Gülümseten anların oluştuğu pazarlıkta 47 bin TL’lik hayvanı Dağlı, 42 bin 500 TL’ye alarak ilk satışın gerçekleşmesini sağladı. İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Nuri Kökçüoğlu, pazarın Türkiye geneli örnek projeler içinde yer aldığını ifade ederek "Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi kapsamında yapımı tamamlandı. Bu tesis milletvekillerimizin önerisi ile bakanlığımız tarafından hayata geçirilmesi ile bölge üreticilerimize fayda sağlayacak önemli bir tesisimiz oldu" dedi. "Kozan, Türkiye’nin en çok üretim yapan merkezlerinden biri" Kozan Belediye Başkanı Mustafa Atlı da projenin bölge için öneminin büyük olduğunu belirterek, "Kozan’ı en yakın tanıtan kelime çalışkan insanlar oluşudur. Türkiye TÜİK rakamları ile 400 bin ton narenciye, 6 bin 500 ton bal üretimi yapıyoruz. Türkiye’nin en çok bal üretimi yapan, keçiboynuzu ve cennet hurması ile de Türkiye’de 4’üncü olan ilçeyiz. Tarım ve hayvancılık alanını daha da geliştirerek büyütmeyi hedefliyoruz" diye konuştu. "2025 yılında 1 milyar TL üzerinde destek sağlıyoruz" Tarım Reformu Genel Müdür Yardımcısı Abdullah Karabulut ise, "Bizim baş aktörümüz çiftçimiz. Adana ülkemizin tarım ambarlarından biri. 2025 yılında 1 milyar TL üzerinde destek sağlıyoruz. Bugün açılışını yapacağımız tesisle birlikte kırsal dezavantajlı projemiz 8 ilimizde devam ediyor. 74 milyon euroluk bir proje. Bugüne kadar 26 milyon euroluk kaynak kullandık. Adana’da 6 milyon euroluk yatırım gerçekleşti. Çiftçimizin, hayvan üreticilerimizin emeğinin rızka dönüştüğü bu ortamda buralarda en iyi hizmet vermek bizim için kutsal bir görevdir" dedi. Vali Yardımcısı Dr. Mustafa Yiğit de bölgede üretim ve yatırımların süreceğini ifade ederek tesisin hayırlı olmasını temenni etti. Bu yıl kurbanlıkların güzel ve bakımlı olduklarını ifade eden üretici Emrah Doğan, "Kurban sezonunda bu kapalı alan ile daha sağlıklı güzel bir şekilde satış olacağını düşünüyoruz. Yatırımda emeği geçen herkese teşekkür ederiz" şeklinde konuştu. Hizmete giren pazar yerinin 13 bin 372 metrekare alanda 350 büyükbaş ve 2 bin 400 küçükbaş hayvan kapasiteli olduğu, 2 bin metrekare kapalı alanın olduğu ifade edildi.
11 Nisan 2025 Cuma - 14:39
ATO’da ’Türk Dünyası Sivil Toplum Çalıştayı’ düzenlendi
EkoAvrasya Vakfı, İpekyolu Kamu Diplomasisi Teşkilatı ve Türk Dünyası Sivil Toplum İşbirliği Derneği işbirliğiyle Ankara Ticaret Odası (ATO) Meclis Salonu’nda "Türk Dünyası Sivil Toplum Çalıştayı" düzenlendi. EkoAvrasya Vakfı, İpekyolu Kamu Diplomasisi Teşkilatı ve Türk Dünyası Sivil Toplum İşbirliği Derneği’nin (TÜRKSİT) Türk dünyasındaki sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyonu güçlendirmek, ortak stratejiler geliştirmek ve sürdürülebilir işbirlikleri kurabilmek amacıyla düzenlediği "Türk Dünyası Sivil Toplum Çalıştayı" başladı. ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, oda olarak Türk dünyası vizyonunun bir parçası olmaya ve her adımda katkı sunmaya hazır olduklarını belirterek, "Türk dünyasının geleceği ticaretle, sanayiyle, kültürle, eğitimle, bilimle, sanatla ve en önemlisi de insan odaklı yaklaşımlarla şekillenecektir" dedi. "Türk dünyası bütünleşme süreci içerisinde" Baran, Türk Cumhuriyetleri’nin bağımsızlıklarını tanıyan ilk ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, her alanda ilişkileri güçlendirme ve geliştirmenin daimi bir vizyon olduğunu söyledi. Türk dünyasının ortak gelecek tasavvuru ile yakınlaşmasında sivil toplum kuruluşlarına büyük rol düştüğünü kaydeden Baran, "’Dilde, işte, fikirde birlik’ anlayışıyla bir araya gelen Türk dünyası, diplomatik yakınlaşmanın ötesinde somut projelerle desteklenen karşılıklı ticaret, vizesiz seyahat anlaşmaları, sanayi, enerji, lojistik ve kültürel işbirlikleriyle bir bütünleşme süreci içerisinde" diye konuştu. "Türk devletleriyle her türlü projeye hazırız" Sivil toplum örgütlerinin ülkeler arasındaki ilişkileri sadece siyasi ve ekonomik bir düzlemde değil, toplumsal ve kültürel bağlarla da güçlendirmek adına önemli bir misyon üstlenebileceğini belirten Baran, "Türk Devletleri Teşkilatı, ortaya koyduğu vizyondan da anlaşıldığı üzere küresel, siyasi ve ekonomik gelişmeleri belirleyecek merkezlerden biri olma yolunda ilerliyor. Bu sürecin başarıya ulaşmasında iş dünyasından eğitime, sanata kadar her alanda sivil toplum kuruluşlarına görev düşüyor. Ankara Ticaret Odası olarak başkentimiz ve ülkemizin üretimde, sanayide, ticarette, ekonomide sahip olduğu tecrübeleri, Türk dünyasına taşımak ve Türk dünyasının gelişip ilerlemesine katkıda bulunmak amacıyla üzerimize düşen sorumluluğu seve seve yerine getiririz. Türk devletleriyle ortak fuarlar organize etmekten ticaret heyeti görüşmelerine, iş forumlarına kadar her türlü ortak çalışma ve projeyi hayata geçirmeye hazırız" şeklinde konuştu. "Ortak projeler oluşturmak için önemli bir fırsat" Hükümetler arası iş birlikleri kadar milletler arası dayanışmanın da çok kıymetli olduğunun altını çizen Baran, Türk dünyası vizyonunun bir parçası olmaya ve her adımda katkı sunmaya hazır olduklarını dile getirdi. Baran, "Türk dünyasının geleceği ticaretle, sanayiyle, kültürle, eğitimle, bilimle, sanatla ve en önemlisi de insan odaklı yaklaşımlarla şekillenecektir. Türk devletleri arasındaki ilişkileri sokaktaki her bir vatandaşı kapsayacak şekilde büyüterek, geliştirmeliyiz. Ortak vizyon doğrultusunda atacağımız her adım, Türk dünyasını güçlendireceği gibi gelecek kuşaklara bırakacağımız mirasa da değer katacaktır. Bugün gerçekleştirilen çalıştayın Türk dünyasının sivil toplumunu güçlendirmek, ortak projeler geliştirmek ve iş birliğini artırmak için önemli bir fırsat olduğuna inanıyorum" ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından "Sivil Toplum Kuruluşları ve Türk Dünyasında Çok Boyutlu Gelecek Perspektifi", "Türk Dünyasının Entegrasyon Sürecinde Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü", "Türk Dünyasında Sivil Toplum Kuruluşlarının Önemi ve Kurumlararası Etkileşimdeki Rolü" ve "Sivil Toplum Kuruluşlarının Dış Politika İnşasındaki Rolü: Kamu Diplomasisi Çalışmaları" başlıklarında oturumlar düzenlendi. Programda ATO Meclis Başkanı Mustafa Deryal, Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Güçlü, Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Nuh Acar ve ATO üyeleri ile akademisyenler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kamu diplomasisi uzmanları da yer aldı.
11 Nisan 2025 Cuma - 14:36
Kalabak damacana suyuna zam
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, Kalabak damacana suyuna zam yapıldığı duyurdu. Duyuruda, 12 litrelik damacana ve su dökme su tarifelerinin, üretim ve dağıtım maliyetlerinde yaşanan artışlar doğrultusunda yeniden düzenlediği belirtilerek, "Bu kapsamda 12 Nisan 2025 Cumartesi günü itibarı ile geçerli olacak şekilde yeni tarifeye göre 12 litrelik damacana suyun fiyata 35 lira olarak belirtilmiştir. Ala Kalabak sistemi üzerinden kapıya teslim hizmetinde ise 1 adet 12 litrelik damacananın suyun fiyatı 45 lira olarak uygulanacaktır" diye belirtildi.
11 Nisan 2025 Cuma - 14:32
Elazığ’da kayısıyı don vurdu
Elazığ’da çiftçinin en önemli gelir kaynağı olan kayısı, hava sıcaklığının sıfırın altına düşmesi nedeniyle yandı. Elazığ’ın Pincirik köyünde hava sıcaklığının sıfırın altına düşmesi nedeniyle kayısılar yandı. Kayısıların son durumunu görüntüleyen çiftçinin, "Bir tane sağlam kayısı kalmamış" sözü dikkat çekti.
11 Nisan 2025 Cuma - 14:31
Turgutlu’nun projeleri hızla yükseliyor
Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, Manisa Büyükşehir Belediyesi Turizm, Eğitim, Kültür ve Spor Komisyonuyla bir araya geldi. Turgutlu Belediyesi tarafından kente kazandırılan projelerde incelemeler yapıldı. Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, Manisa Büyükşehir Belediyesi Turizm, Eğitim, Kültür ve Spor Komisyonu üyeleriyle bir dizi ziyaret ve inceleme programı gerçekleştirdi. Turgutlu Belediyesinin kendi imkanlarıyla hayata geçirdiği Turgutlu Belediyesi 100.Yıl Cumhuriyet Çarşısı, Cuma Pazarı, Çocuk Kültür Sanat Merkezleri, Selvilitepe Cemevi ve Kültür Sanat Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi projelerinde incelemelerde bulunuldu. Program, Eski Belediye Binasıyla kentin geçmişine ışık tutan Kent Müzesi, Ergenekon Mahallesi Seyirtepe Amfitiyatro ziyaretleriyle devam etti. Başkan Çetin Akın ve komisyon üyeleri son olarak kültür sanat faaliyetlerinin yeni adresi olacak Ekrem Gürel Kültür Merkezi ile basketbol, voleybol, hentbol maçlarının oynanacağı saha ve yüzme havuzunun yer alacağı Selvilitepe Spor Kompleksi projelerinin sona yaklaşan çalışmalarında da bir dizi incelemeler gerçekleştirdi. Başkan Çetin Akın ve komisyon üyelerinin proje ziyaretlerine Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Maliz, daire müdürleri ve teknik ekip de eşlik etti. Başkan Çetin Akın, "Manisa Büyükşehir Belediyesi Turizm, Eğitim, Kültür ve Spor Komisyonu üyelerimizi Turgutlu’muzda konuk ettik. Göreve geldiğimiz günden bu yana tamamladığımız, yapımında sona gelinen ve yeni hayata geçireceğimiz projelerimiz inceledik. Sosyal belediyeciliğin örneklerini sergilediğimiz projelerimizi arttırarak devam edeceğiz. Komisyon üyelerimize kıymetli ziyaretleri için teşekkür ederiz" dedi.
11 Nisan 2025 Cuma - 14:24
Kendiliğinden yetişen çaşır otu yok satıyor
Manisa’nın Demirci ilçesinin bin 200 rakımlı dağlarında doğada kendiliğinden yetişen çaşır otunun hasadına başlandı. Nisan ayında bin 200 rakımlı zirvelerde bulunan ormanlarda yetişen çaşır otu yöre sakinleri tarafından toplanarak bağı 30 liradan satılıyor. Sindirim ve mide rahatsızlıklarına iyi geldiğini bilinen çaşır otu yemeklerde de tercih ediliyor. Turşusu da yapılan çaşır otunu toplamak için hiçbir ulaşım aracının çıkamadığı dağlara yürüyerek giden Hoşçalar Mahallesi’nden Nurullah Yanar da sabahın erken saatlerinde doğada kendiliğinden yetişen çaşır otlarını topluyor. Yanar, bin 200 rakımlı Gelin Uçtu Tepesi ve Başaalan mevkilerinden topladığı çaşır otlarını ilçeye getirerek sokak sokak dolaşıp satıyor. Demircili vatandaşlar çaşır otuna büyük rağbet göstererek satın alıyorlar. Çiftçi Nurullah Yanar yaptığı açıklamada, "Çaşır otları nisan ayının 10’unda çıkmaya başlar, mayıs ayı sonuna kadar devam eder. Doğada kendiliğinden yetişiyor. Hiçbir şekilde gübre, ilaç yok. Salatada, pilavda ve çeşitli yemeklerde kullanılır. Çoğu kimse de turşu yapmak için alıyor. Mide ve sindirim rahatsızlığı olanlar da bunu çiğ olarak tüketirse şifa oluyor. Toplaması oldukça zor oluyor. Ben her yıl nisan ve mayıs ayında zirvelerden topladığım çaşır otlarını satarak para kazanıyorum" dedi.
11 Nisan 2025 Cuma - 14:16
Aydın’da araç sayısı 1 yılda yüzde 9 arttı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Motorlu Kara Taşıtları İstatistikleri’ne göre Aydın’da araç sayıları, son bir yılda yaklaşık yüzde 9 arttı. Aydın’da 2024 Şubat ayında 580 bin 250 olan toplam araç sayısı, bir yılda yaklaşık yüzde 9 artarak 2025 Şubat ayında 629 bin 723 oldu. Son bir yılda 31 bin 795’lik artışla en fazla artış motosiklette olurken, yüzde 16’lık artış yaşandı. Otobüs sayısında ise yaklaşık yüzde 0,50’lik düşüş meydana geldi. 2024 Şubat ayında 216 bin 697 olan otomobil sayısı 2025 Şubat ayında 227 bin 947 oldu. Yine aynı tarihlerde 10 bin 635 olan minibüs 10 bin 969 oldu. 2 bin 818 olan otobüs sayısı 2 bin 805 oldu. 83 bin 470 olan kamyonet sayısı 86 bin 994 oldu. 10 bin 357 olan kamyon sayısı 10 bin 667 oldu. 196 bin 806 olan motosiklet sayısı 228 bin 601 oldu. Bin 231 olan özel amaçlı taşıt sayısı bin 362 oldu. 58 bin 236 olan traktör sayısı ise 60 bin 378 oldu. Öte yandan 2024 Şubat ayında 12 bin 97 aracın devri yapılırken, bu sayı 2025 Şubat ayında yaklaşık yüzde 13 azalarak 10 bin 556 oldu. En fazla devri yapılan araç ise otomobil olurken, en az devri yapılan araç ise özel amaçlı taşıtlar oldu. Ayrıca 2024 Şubat ayında 10 adet özel amaçlı taşıtın devri yapılırken, 2025 Şubat ayında bu sayı 20 oldu. 2024 Şubat ayında 6 bin 865 otomobilin devri yapılırken, yüzde 10’luk düşüşle bu rakam 6 bin 129 oldu.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder