Son Dakika
|
MSB duyurdu: Son bir haftada 49 terörist etkisiz hâle getirildi
Yeni yılda trafik cezaları arttı
New York’ta gece kulübüne silahlı saldırı: 11 yaralı
Öğrenci servisi devrildi: 9 yaralı
Diyarbakır’da öğrenci sergisi devrildi: 9 yaralı
Serbest piyasada döviz fiyatları
Sarıyer’de kaçak yılbaşı partisine polis baskını!
Döviz yükümlüsü firmaların döviz ve TL hesaplarına uygulanan kur korumalı destek kaldırıldı
ABD’nin New Orleans şehrindeki araçlı saldırıda ölü sayısı 15’e yükseldi
Kırklareli’nde oyuncak fabrikasındaki yangın dronla görüntülendi
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Girls’ Cinema: An Initiative to Revive Cinema in Sudan
New York’ta gece kulübüne silahlı saldırı: 11 yaralı
Trendyol Süper Lig’de 18. hafta heyecanı
Diyarbakır’da öğrenci sergisi devrildi: 9 yaralı
Ağrı dondu: Eksi 15’i gördü
Şüpheli şahsın üzerinden kalem tabanca çıktı
Define ararken oyduğu kayanın altında kaldı
Domuz sanıp ateş açtı, akrabasını öldürdü
Trump'ın otelinin önünde Tesla patladı: 1 ölü, 7 yaralı
Küçükçekmece’de çay ocağına bomba atıldı
SAĞLIK
Cepte taşınan tehlike kanser riskini artırıyor
02 Ocak 2025 Perşembe - 14:15:02
Cep telefonları hayatımızı kolaylaştırsa da olumsuz yönleriyle de dikkat çekiyor. Medicana Sağlık Grubu Nöroloji Uzmanı Yaşar Alpaslan, yoğun cep telefonu kullanımının kanser oluşumunu tetiklediğini ifade etti. Teknolojik gelişmelerin bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken, diğer taraftan da insan sağlını ciddi oranda tehdit ettiğini belirten Medicana Sivas Hastanesi Nöroloji Uzmanı Yaşar Alpaslan, “Etrafımız birçok elektromanyetik dalga ile sarılmış durumdadır. Hemen hemen günün her saatinde radyo ve televizyon dalgaları, wireless dalgaları, en önemlisi de cep telefonu frekans dalgalarının sağlığımız üzerindeki olumsuz etkilerine maruz kalıyoruz. Yoğun cep telefonu kullanımının en azından beyin yorgunluğuna sebebiyet verdiği neredeyse kesin gibidir. Ayrıca baş ağrıları, uyku düzensizliği, hafıza zayıflaması, yoğun stres ve yorgunluk, konsantrasyon ve dikkat dağınıklığı gibi durumlara yol açabilmektedir” dedi. Yoğun cep telefonu kullanan kişiler risk altında Son 10-20 yıl içerinde gerek Alzheimer ve parkinson gibi organik beyin hastalıkları, gerekse depresyon, panik atak ve takıntı hastalığı gibi psikolojik hastalıkların artış gösterdiğini söyleyen Dr. Alpaslan, “Cep telefonları ile beyin tümörleri arasında somut bir bağlantı kurulamamış olsa da, en azından glioma veya menengioma gibi beyin tümörlerinin gelişme ihtimalini arttırdığı yaygın bir kanaat durumundadır. ABD’nin finans merkezi olan Wall Street’de saatlerce cep telefonlarıyla konuşan borsacılarda beyin tümörlerinin normale göre çok daha fazla görüldüğü bildirilmektedir. Washington Üniversitesi biyomühendislerinden Henry Lai, cep telefonu sinyallerinin DNA sarmalındaki fizyolojik yapıyı bozduğunu ve kopmalara neden olduğunu ifade etmektedir. Uluslararası Kanser Araştırmaları Enstitüsünün 2008’de yayınladığı raporda 10 yıl ya da daha üzeri cep telefonu kullanan kişilerde yüzde 40 daha fazla beyin tümörü tespit edildiği bildirilmektedir. 2009’da İsveç’te yapılan başka bir araştırmada ise beyin kanser oluşumunu 5 kat arttırdığı iddia edilmektedir” dedi. “Cihazları kullanmaya mecbur olsak dahi önlemleri almalıyız” Cep telefonlarını ve diğer elektronik cihazların mümkün olduğunca yatak odasında bulundurulmaması gerektiğini söyleyen Alpaslan, “Cep telefonlarını direkt kulağa götürerek değil, kulaklıkla, eğer bu mümkün olmazsa hoparlör açılarak uzaktan görüşme yapmalıyız. Cep telefonları, özellikle ilk arama yaparken en yoğun radyasyon yaydığı için birini aradığınızda iletişim sağlanmadan telefonu kulağa götürmemeliyiz. Cep telefonlarını cepte değil, çantada taşıyıp mümkün olduğunca vücuttan uzakta tutmalıyız. Cep telefonunuz açıkken kullanmıyor olsanız bile radyasyon yaymaya devam eder. Görüşmelerimiz günde yarım saati aşmamalı, mümkünse kablolu telefonları tercih etmeliyiz. Sinema, tiyatro veya konferans gibi topluluklarda tamamen kapatınız. Çünkü sessize alsanız bile mekândaki çok sayıda cep telefonunun sinyal alışverişi nedeniyle risk oluşturacaktır” dedi. “Çocukların zarar görme ihtimali çok daha yüksek” Cep telefonlarının mümkün olduğunca çocuklardan uzak tutulması gerektiğinin altını çizen Dr. Alpaslan, “Çocukların beyin gelişimleri henüz tam olmadığı için cep telefonlarından zarar görme ihtimali daha yüksektir. Yoğun cep telefonu kullanımı baş ağrıları, uyku düzensizliği gibi durumları tetikleyebilmektedir. Sonuç itibarıyla teknolojiyi kullanmalı fakat esiri olmamalıyız. Beyin sağlığımız için mümkün olduğunca elektronik ortamlardan uzak durmalı, wireless yerine kablolu internet ve ev telefonları kullanmalıyız. Cep telefonlarını sohbet ve oyun aracı olarak değil, iletişim amaçlı kısa süreler için kullanmalıyız” dedi.
02 Ocak 2025 Perşembe - 14:10
Sağlıkta yeni dönem: Aile hekimleri ile hastaneler entegre oldu
Aile hekimlikleri ve sağlıklı hayat merkezleri, hastaneler ile dijital olarak entegre oluyor. Bu sistem sayesinde aile hekimleri tetkikleri doğrudan talep edebilecek hale gelirken, hastalar hastaneye gidip herhangi bir poliklinik kaydı yaptırmadan tetkiklerini çektirebilecek. Sonuçlar ise aile hekimlerinin ekranlarında görüntülenebilecek. Kocaeli İl Sağlık Müdürü Yüksel Pehlevan, yeni sistemin hastanelerdeki yoğunluğu azaltacağını ve sağlık hizmetlerini hızlandıracağını belirtti. Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen birinci basamak sağlık hizmetleri ile ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri arasındaki dijital entegrasyon çalışmaları tamamlandı. Bu entegrasyon çerçevesinde, aile hekimlikleri ve sağlıklı hayat merkezleri hastanelerle dijital olarak entegre olacak. Sistem sayesinde aile hekimleri, INR, röntgen, mamografi, yenidoğan kalça ultrasonografisi gibi tetkikleri doğrudan talep edebilecek. Hastalar, hastaneye gidip herhangi bir poliklinik kaydı yaptırmadan tetkiklerini çektirebilecek. Sonuçlar ise doğrudan aile hekimlerinin ekranlarında görüntülenebilecek. "Sağlık hizmetleri daha hızlı ve erişilebilir olacak" Aile hekimlikleri ve hastaneler arasında gerçekleştirilen dijital entegrasyon hakkında değerlendirmelerde bulunan Kocaeli İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Yüksel Pehlevan, bu çalışmanın detaylarını aktardı. Pehlevan, "Birinci basamak sağlık hizmetleri ile ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri arasındaki dijital entegrasyon çalışmaları tamamlanmasıyla birlikte 1 Ocak 2025 itibarıyla tüm illerde uygulanmaya başlandı. Bu entegrasyon çerçevesinde, aile hekimlikleri ve sağlıklı hayat merkezleri, hastanelerle dijital olarak entegre oldu. Aile hekimleri, INR, röntgen, mamografi, yenidoğan kalça ultrasonografisi gibi tetkikleri doğrudan talep edebilecek. Hastalar, hastaneye gidip herhangi bir poliklinik kaydı yaptırmadan tetkiklerini yaptırabilecekler. Sonuçlar ise aile hekimlerinin ekranlarında görüntülenebilecek yani hastalar tekrar hastanede muayene olmalarına gerek olmadan tüm tetkiklerini yaptırabilecekler. Çıkan sonuçlarda aile hekimliklerinin ekranlarında görüntülenebilecek" dedi. "Direkt tahlil, röntgen tetkiki istenebilecek" Yüksek Pehlevan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Aile hekimleri, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden kayıtlı hastaları için yüzde 10 kontenjan ayrılarak tüm MHRS kapasitesinde randevu oluşturabilmektedirler. İkinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarındaki hekimler, aile hekimleri tarafından yönlendirilen hastaları veya doğrudan hastaneye başvuran hastaları değerlendirdikten sonra sağlık bilgi yönetim sistemi üzerinden aile hekimine geri bildirim notu yazabilecektir. Aile hekimleri bu notu ekranları üzerinden görüntüleyebileceklerdir. Aile hekimleri, laboratuvar tetkikleri için talep yaptıktan hemen sonra hastaya e-Nabız tarafından benzersiz, özel bir kod üretilerek aile hekimi bu kodu hastası ile paylaşacaktır. İlgili hasta hastaneye gittiğinde hastane bankosundan herhangi başka muayeneye gerek kalmadan bu kodla kayıt açılarak laboratuvar talep yapılıp direkt laboratuvara gidip tetkiklerini yaptırabilecektir. Hasta talep tarihinden itibaren en geç 3 gün içinde bu tahlilleri yaptırmak durumunda. 3 gün içerisinde yaptırmazsa kod geçerliliğini kaybetmekte. Mamografi ve ultrason tahlilleri hariç tabii ki. Aile hekimleri kendisine kayıtlı hastalar için görüntüleme tetkiklerini, kullandıkları sağlık bilgi yönetim sistemi aracılığıyla doğrudan ikinci veya üçüncü basamak sağlık kuruluşlarından isteyebilecektir. Bu işlemlerden mamografi ile gelişimsel kalça displazisi kapsamında uygun yaş grubundan (20 ile 100 günlük arası bebekler) istenilecek ultrason tetkiki için aile hekimleri doğrudan hastaneden randevu alarak tarihini ve saatini hastaya bildirecektir. Direkt grafilerde ise randevuya gerek yok. Direkt tahlil, röntgen tetkiki isteyebilecektir. Bu sistem sayesinde ülkemizde sağlık alanında yapılan çalışmaların çok daha hızlı, pratik ve erişilebilir olmasını umuyoruz" "Hastanelerdeki yoğunluğu azaltmak istiyoruz" Sağlık kuruluşlarının ve vatandaşların yapılan entegrasyon çalışmalarına adapte olma sürecine de değinen Pehlevan, Kocaeli İl Sağlık Müdürlüğü olarak kriz masası oluşturduklarını ifade etti. Pehlevan, "Aslında entegrasyon bugün itibariyle başlamış durumda. Biraz adaptasyon süreci olacaktır. Biz müdürlüğümüzde kriz merkezi kurduk. Aile hekimlikleri ve hastaneler arasında Sağlıklı Hayat Merkezi’ndeki gerekli koordinasyonu sağlayarak anında müdahale etme şansımız olacaktır ve çok kısa süre içerisinde bunu etkin bir şekilde kullanmış olacağız. Özellikle amacımız hastanelerdeki yoğunluğu azaltmak ve etkin tanı ve tedavi yöntemleriyle tedavi olmaları açısından sistem son derece önemli. Tüm vatandaşlarımız hasta olmadan önce koruyucu sağlık hizmetlerini almaları sağlıklı yaşlanmaları açısından oldukça önemli. Hastaların etkin bir şekilde birinci basamak sağlık hizmetlerini kullanarak etkin tanı ve tedavi olma şanslarını elde etmiş olacaktır" dedi. "Aile hekimlerimiz oldukça tecrübeliler" Kocaelililere, aile hekimlikleri ve sağlıklı hayat merkezlerine gitmeleri yönünde tavsiyeler veren Pehlevan, "Özellikle aile hekimlerimiz çok yetkin ve etkinler. Birinci basamak tesislerimize başvurmalarını öneriyoruz. Bizde Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı olarak yeni aile hekimlikleri birimi ve yeni aile sağlığı merkezlerini açma konusundaki çalışmalarımıza Bakanlığımızın desteğiyle devam ediyoruz. Aralık ayında 2 sağlık merkezi açmış olduk. Dolayısıyla vatandaşımız için en kolay en ulaşılabilir sağlık hizmeti birinci basamak sağlık merkezi ve aile sağlığı merkezi. Kocaeli’de dolayısıyla bunun için hastaneye gitmelerine gerek yok. Etkili bir şekilde hizmet alabilirler. Hem iş gücü kaybı, hem zaman kaybı hem de etkili sağlık hizmeti almaları açısından bu son derece etkili olmaktadır" ifadelerini kullandı.
02 Ocak 2025 Perşembe - 14:05
Sağlıkta yeni dönem: Aile hekimleri ile hastaneler entegre oldu
Aile hekimlikleri ve sağlıklı hayat merkezleri, hastaneler ile dijital olarak entegre oluyor. Bu sistem sayesinde aile hekimleri tetkikleri doğrudan talep edebilecek hale gelirken, hastalar hastaneye gidip herhangi bir poliklinik kaydı yaptırmadan tetkiklerini çektirebilecek. Sonuçlar ise aile hekimlerinin ekranlarında görüntülenebilecek. Kocaeli İl Sağlık Müdürü Yüksel Pehlevan, yeni sistemin hastanelerdeki yoğunluğu azaltacağını ve sağlık hizmetlerini hızlandıracağını belirtti. Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen birinci basamak sağlık hizmetleri ile ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri arasındaki dijital entegrasyon çalışmaları tamamlandı. Bu entegrasyon çerçevesinde, aile hekimlikleri ve sağlıklı hayat merkezleri hastanelerle dijital olarak entegre olacak. Sistem sayesinde aile hekimleri, INR, röntgen, mamografi, yenidoğan kalça ultrasonografisi gibi tetkikleri doğrudan talep edebilecek. Hastalar, hastaneye gidip herhangi bir poliklinik kaydı yaptırmadan tetkiklerini çektirebilecek. Sonuçlar ise doğrudan aile hekimlerinin ekranlarında görüntülenebilecek. "Sağlık hizmetleri daha hızlı ve erişilebilir olacak" Aile hekimlikleri ve hastaneler arasında gerçekleştirilen dijital entegrasyon hakkında değerlendirmelerde bulunan Kocaeli İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Yüksel Pehlevan, bu çalışmanın detaylarını aktardı. Pehlevan, "Birinci basamak sağlık hizmetleri ile ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri arasındaki dijital entegrasyon çalışmaları tamamlanmasıyla birlikte 1 Ocak 2025 itibarıyla tüm illerde uygulanmaya başlandı. Bu entegrasyon çerçevesinde, aile hekimlikleri ve sağlıklı hayat merkezleri, hastanelerle dijital olarak entegre oldu. Aile hekimleri, INR, röntgen, mamografi, yenidoğan kalça ultrasonografisi gibi tetkikleri doğrudan talep edebilecek. Hastalar, hastaneye gidip herhangi bir poliklinik kaydı yaptırmadan tetkiklerini yaptırabilecekler. Sonuçlar ise aile hekimlerinin ekranlarında görüntülenebilecek yani hastalar tekrar hastanede muayene olmalarına gerek olmadan tüm tetkiklerini yaptırabilecekler. Çıkan sonuçlarda aile hekimliklerinin ekranlarında görüntülenebilecek" dedi. "Direkt tahlil, röntgen tetkiki istenebilecek" Yüksek Pehlevan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Aile hekimleri, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden kayıtlı hastaları için yüzde 10 kontenjan ayrılarak tüm MHRS kapasitesinde randevu oluşturabilmektedirler. İkinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarındaki hekimler, aile hekimleri tarafından yönlendirilen hastaları veya doğrudan hastaneye başvuran hastaları değerlendirdikten sonra sağlık bilgi yönetim sistemi üzerinden aile hekimine geri bildirim notu yazabilecektir. Aile hekimleri bu notu ekranları üzerinden görüntüleyebileceklerdir. Aile hekimleri, laboratuvar tetkikleri için istem yaptıktan hemen sonra hastaya e-Nabız tarafından benzersiz, özel bir kod üretilerek aile hekimi bu kodu hastası ile paylaşacaktır. İlgili hasta hastaneye gittiğinde hastane bankosundan herhangi başka muayeneye gerek kalmadan bu kodla kayıt açılarak laboratuvar istemi yapılıp direkt laboratuvara gidip tetkiklerini yaptırabilecektir. Hasta istem tarihinden itibaren en geç 3 gün içinde bu tahlilleri yaptırmak durumunda. 3 gün içerisinde yaptırmazsa kod geçerliliğini kaybetmekte. Mamografi ve ultrason tahlilleri hariç tabii ki. Aile hekimleri kendisine kayıtlı hastalar için görüntüleme tetkiklerini, kullandıkları sağlık bilgi yönetim sistemi aracılığıyla doğrudan ikinci veya üçüncü basamak sağlık kuruluşlarından isteyebilecektir. Bu işlemlerden mamografi ile gelişimsel kalça displazisi kapsamında uygun yaş grubundan (20 ile 100 günlük arası bebekler) istenilecek ultrason tetkiki için aile hekimleri doğrudan hastaneden randevu alarak tarihini ve saatini hastaya bildirecektir. Direkt grafilerde ise randevuya gerek yok. Direkt tahlil, röntgen tetkiki isteyebilecektir. Bu sistem sayesinde ülkemizde sağlık alanında yapılan çalışmaların çok daha hızlı, pratik ve erişilebilir olmasını umuyoruz" "Hastanelerdeki yoğunluğu azaltmak istiyoruz" Sağlık kuruluşlarının ve vatandaşların yapılan entegrasyon çalışmalarına adapte olma sürecine de değinen Pehlevan, Kocaeli İl Sağlık Müdürlüğü olarak kriz masası oluşturduklarını ifade etti. Pehlevan, "Aslında entegrasyon bugün itibariyle başlamış durumda. Biraz adaptasyon süreci olacaktır. Biz müdürlüğümüzde kriz merkezi kurduk. Aile hekimlikleri ve hastaneler arasında Sağlıklı Hayat Merkezi’ndeki gerekli koordinasyonu sağlayarak anında müdahale etme şansımız olacaktır ve çok kısa süre içerisinde bunu etkin bir şekilde kullanmış olacağız. Özellikle amacımız hastanelerdeki yoğunluğu azaltmak ve etkin tanı ve tedavi yöntemleriyle tedavi olmaları açısından sistem son derece önemli. Tüm vatandaşlarımız hasta olmadan önce koruyucu sağlık hizmetlerini almaları sağlıklı yaşlanmaları açısından oldukça önemli. Hastaların etkin bir şekilde birinci basamak sağlık hizmetlerini kullanarak etkin tanı ve tedavi olma şanslarını elde etmiş olacaktır" dedi. "Aile hekimlerimiz oldukça tecrübeliler" Kocaelililere, aile hekimlikleri ve sağlıklı hayat merkezlerine gitmeleri yönünde tavsiyeler veren Pehlevan, "Özellikle aile hekimlerimiz çok yetkin ve etkinler. Birinci basamak tesislerimize başvurmalarını öneriyoruz. Bizde Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı olarak yeni aile hekimlikleri birimi ve yeni aile sağlığı merkezlerini açma konusundaki çalışmalarımıza Bakanlığımızın desteğiyle devam ediyoruz. Aralık ayında 2 sağlık merkezi açmış olduk. Dolayısıyla vatandaşımız için en kolay en ulaşılabilir sağlık hizmeti birinci basamak sağlık merkezi ve aile sağlığı merkezi. Kocaeli’de dolayısıyla bunun için hastaneye gitmelerine gerek yok. Etkili bir şekilde hizmet alabilirler. Hem iş gücü kaybı, hem zaman kaybı hem de etkili sağlık hizmeti almaları açısından bu son derece etkili olmaktadır" ifadelerini kullandı.
02 Ocak 2025 Perşembe - 13:49
Bu belirtilere dikkat: Bu hastalık milyonlarca insanda görülebiliyor
İrritabl bağırsak sendromu hastalığı ile ilgili önemli bilgiler veren Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, genellikle belirtileri karın ağrısı, şişkinlik, aşırı gaz, ishal ve kabızlık olduğunu belireterek, milyonlarca insanı etkileyen sağlık sorunu olduğunu söyledi. Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, irritabl bağırsak sendromu ile ilgili önemli bilgiler verdi. genellikle belirtilerinin karın ağrısı, şişkinlik, aşırı gaz, ishal ve kabızlık olduğunu belireten Dr. Sarıkaya, milyonlarca insanı etkileyen sağlık sorunu olduğunu söyledi. Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotasındaki dengesizlikler, stres, kaygı ve depresyon gibi durumlar, yüksek yağlı, düşük lifli veya irritan gıdalar ve bağırsak kaslarının normalden farklı şekilde çalışmasının hastalığı tetikleyebileceğini vurgulayan Dr. Sarıkaya, tedavilerin kişiye özel planlanması gerektiğini kaydetti. “Milyonlarca insanı etkileyen, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilen yaygın bir sağlık sorunudur” İrritabl bağırsak sendromunun milyonlarca insanı etkileyebilen bir sağlık sorunu olduğunu söyleyen Dr. Sarıkaya, “İrritabl bağırsak sendromu, bağırsakların işleviyle ilgili kronik bir rahatsızlıktır ve milyonlarca insanı etkileyen, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilen yaygın bir sağlık sorunudur. IBS genellikle karın ağrısı, şişkinlik, aşırı gaz, ishal, kabızlık veya her ikisinin bir arada görüldüğü dönüşümlü bağırsak hareketleri ile karakterizedir. Bu belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve bazı bireylerde dönemsel olarak şiddetlenebilir. Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotasındaki dengesizlikler IBS belirtilerini tetikleyebilir. Stres, kaygı ve depresyon gibi durumlar IBS belirtilerini artırabilir. Bağırsak kaslarının normalden farklı şekilde çalışması, rahatsızlık hissine neden olabilir. Yüksek yağlı, düşük lifli veya irritan gıdalar IBS’yi tetikleyebilir. Tedavi ve yönetim süreci, kişiye özel olarak planlanmalıdır” dedi.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
01 Ocak 2025 Çarşamba- 01:19
Bakan Memişoğlu, İstanbul’da yeni yılın ilk bebeklerini ziyaret etti
2
27 Aralık 2024 Cuma- 10:10
Günde 30 dakika egzersiz beyne 24 saat doping
3
02 Ocak 2025 Perşembe- 09:44
Sağlıklı ve gür saçlar için beslenme tiyoları
4
01 Ocak 2025 Çarşamba- 00:21
Malatya’da yeni yılın ilk bebeği dünyaya geldi
5
01 Ocak 2025 Çarşamba- 03:17
Siverek’te 2025 yılının ilk bebekleri dünyaya geldi
02 Ocak 2025 Perşembe - 12:32
Önlenebilir bir hastalık olan serviks kanserinde tarama testleri büyük önem taşıyor
Eskişehir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yaşar Bildirici, kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olan serviks kanseri hakkında önemli bilgiler paylaştı. Serviks (Rahim Ağzı) Kanseri Farkındalık Ayı sebebi ile bir açıklama yapan Bildirici, bu kanser türünün dünya genelinde meme, akciğer ve kalın bağırsak kanserlerinden sonra dördüncü; ülkemizde ise onuncu sıklıkta görülen bir kanser türü olduğunu belirtti. Bildirici, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 2022 yılında dünya genelinde 662 bin 301 yeni vaka tespit edildiğini ve bu hastalık nedeniyle 348 bin 874 ölüm gerçekleştiğini ifade etti. Ülkemizde ise serviks kanserinin görülme sıklığının yüz binde 4,5 olduğunu ve bir yıl içerisinde 2 bin 374 kadına serviks kanseri tanısı konulduğunu vurguladı. "Yüksek riskli HPV tipleri serviks kanserinin temel nedeni" İl Sağlık Müdürü Bildirici, serviks kanserinin neredeyse tamamının Human Papilloma Virüs’ün (HPV) bazı tipleri nedeniyle oluştuğunu, ancak HPV enfeksiyonunun herkeste kansere neden olmadığını dile getirdi. Bildirici, yüksek riskli HPV tipleriyle kalıcı enfeksiyonun serviks kanserinin temel nedeni olduğunu söyledi. Bildirici özellikle HPV enfeksiyonu, sigara kullanımı, çok eşlilik, çok doğum yapma, erken yaşta cinsel ilişki, bağışıklık sisteminin ilaçlarla baskılanması ve beslenme ve genetik faktörlerin serviks kanserinde en önemli risk faktörleri olduğunu açıkladı. Doç. Dr. Bildirici, kanser öncesi gelişen değişikliklerin genellikle belirti vermediğini ancak pelvik muayene, Pap Smear testi ve HPV testleriyle erken teşhis edilebileceğini belirtti. Bununla birlikte Bildirici, "Artan miktarda veya alışılmadık akıntı, adet dışı zamanlarda lekelenme tarzında kanama, normalden uzun veya ağır adet kanaması, cinsel ilişki sırasında ya da sonrasında kanama veya ağrı ve menopoz sonrası kanama gibi belirtilerden herhangi biri görülürse mutlaka hekime başvurulmalıdır" ifadelerini kullandı. "Serviks kanseri önlenebilir bir hastalık, bu noktada tarama testleri büyük önem taşıyor" Serviks kanserinin önlenebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Bildirici, Dünya Sağlık Örgütü’nün bu hastalığın taranmasını önerdiğini ve ülkemizde 30-65 yaş arasındaki sağlıklı kadınların 5 yılda bir HPV-DNA testi ile tarandığını belirtti. Bildirici, bu taramaların Sağlıklı Hayat Merkezleri, KETEM ve Aile Sağlığı Merkezlerinde ücretsiz yapıldığını, öte yandan kırsal ve dezavantajlı gruplar için de mobil araçlarla hizmet sunulduğunu ifade etti. Hastalığın erken teşhis edildiğinde cerrahi yöntemle tedavi edilebildiğini; ileri evrelerde ise radyoterapi ve kemoterapi uygulandığını belirten Bildirici, uygulanacak tedavi yönteminin hastalığın evresine göre değişiklik gösterdiğini dile getirdi. Serviks kanserinden korunma yollarını da sıralayan Bildirici, HPV aşılarının yüksek koruyuculuğa sahip olduğunu ve 9-14 yaş aralığındaki çocuklara önerildiğini belirtti. Bildirici, serviks kanserinden korunma yolları noktasında da düzenli tarama testlerinin yapılması, güvenli cinsel ilişki danışmanlığı alınması, erkeklerin sünnet olması ve sigara kullanılmaması gerektiğini ifade etti.
02 Ocak 2025 Perşembe - 12:26
Eskişehir’de 2024’te gıda güvenliği için 10 bin 651 denetim
Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Gıda Kontrol Ekipleri, kamu sağlığını korumak ve tüketicilere güvenilir gıda sunmak amacıyla 2024 yılında 10 bin 651 denetim ve kontrol gerçekleştirdi. Söz konusu denetimler gıda üreten ve satan işyerleri, yem üretimi ve satışı yapan işletmeler ile ithalat ve ihracatta yapılan kontrolleri ve birincil üretimden tüketiciye kadar tüm aşamalarda gerçekleştirilen işletmelerin onay ve kayıt durumları, şüphe ve şikâyetler, izleme ve izlenebilirlik, gözetim ve denetim hizmetlerini kapsadı. Yapılan denetimlerde, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın belirlediği genel ve özel hijyen kuralları, kayıt yükümlülükleri, faaliyet kapsamı, kullanılan hammadde ve gıda ile temas eden maddeler, gıda işletmesinde çalışan personel eğitiminin ilgili tebliğ ve yönetmeliğe uygunluğu ve 5996 sayılı Kanun’a uygunluk çerçevesinde resmi kontroller gerçekleştirildi. Resmi kontrollerde olumsuzluk tespit edilen işletmelere 17,4 milyon TL idari para cezası uygulandı. Vatandaşların halk sağlığı ve gıda güvenliğini ilgilendiren her türlü ihbar ve şikayetlerini Alo 174 Gıda Hattı’na veya 0501 174 0 174 numaralı Whatsapp Gıda İhbar Hattı’na bildirmeleri gerektiği aktarıldı.
02 Ocak 2025 Perşembe - 12:20
MEAH’ta 2024’te hizmet artışı sağladı
Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2024 yılında sağlık hizmetlerinde artış gerçekleştirerek yüzde 50 oranında hizmet artışı sağladı. Başhekim Prof. Dr. Turhan Togan’ın açıklamalarına göre, hastane, sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmaya yönelik önemli projelere imza attı. Eylül ayında Yatağan Devlet Hastanesi’nin ek hizmet binası olarak hastane bünyesine katıldığı ve kısa sürede yüzde 55 yatak doluluk oranına ulaştığı belirtildi. Ayrıca Radyasyon Onkoloji Merkezi’nin açılmasıyla günlük 80-90 hastaya ışın tedavisi verilmeye başlandı. 2024 yılında 1 milyon 561 bin ayaktan poliklinik hastasına bakıldı. 54 bin 600 hasta yatarak tedavi gördü. 166 bin kişi acil servise başvurdu. 13 başarılı böbrek nakli gerçekleştirildi. 12 bin 240 hastaya kemoterapi uygulandı. 17 bin 500 gama kamera ve 3 bin 435 PET-CT kanser taraması yapıldı. Hastane, Sağlıkta Kalite Standartları denetiminde 90,86 puan alarak önemli bir başarı elde etti. Ayrıca "Altın Bebek Dostu" unvanıyla yapılan denetimlerde 100 tam puan aldı. Başhekim Togan, 2025 yılında Yatağan’da 3. basamak sağlık hizmetlerinin başlayacağını, cerrahi operasyonlar için planlamaların tamamlandığını belirtti. Ayrıca, hastane otopark sorununun Ocak 2025 itibarıyla çözüldüğü müjdesini verdi.
02 Ocak 2025 Perşembe - 12:16
Çalışanlar 2024’te en çok kaygı ve stres için psikoloğa gitti
Son yıllarda art arda yaşanan küresel belirsizlikler çalışanların günlük hayatını ve ruh halini ciddi ölçüde etkiliyor. Yapılan araştırmaya göre, 2024 yılında çalışanların psikoloğa başvuru nedenlerinde ilk sırayı yüzde 19,5 ile kaygı alırken, bunu yüzde 15,9 ile evlilik-romantik ilişkiler, yüzde 12,1 ile de stresle başa çıkma takip etti. Kaygı için başvuranların oranı bir önceki yıla göre yüzde 34, stres için başvuranların oranı ise yüzde 50,5 arttı. Pandemiden bu yana dünya genelinde yaşanan çoklu krizlerin yol açtığı belirsizlikler çalışanların ruh halini olumsuz etkiliyor. Birçok ülkede yüzbinlerce çalışana esenlik çözümü sunan Wellbees’in kullanıcı datalarını analiz ederek oluşturduğu ‘2024 Esenlik Haritası’ da çalışanların kaygı ve stresinin giderek arttığına işaret ediyor. Verilere göre, 2023 yılında kaygı ve stres durumlarında artış gözlemlenen çalışanlar, 2024 yılını bir önceki yıldan daha da kaygılı ve stresli geçirdi. Platform psikologları ile uygulama üzerinden çevrim içi olarak yapılan görüşmelerin başvuru nedenleri incelendiğinde ilk üç sırayı yüzde 19,5 ile kaygı, yüzde 15,9 ile evlilik-romantik ilişkiler, yüzde 12,1 ile de stresle başa çıkma aldı. Kaygı için başvuranların oranında bir önceki yıla göre yüzde 34, stres için başvuranların oranında ise yüzde 50,5 artış saptandı. Psikologlara en çok kadın çalışanlar ve Y kuşağı başvurdu Platformun verilerine göre, geçen yıl psikologlara danışanların yüzde 70,9’unu kadınlar oluşturdu. Kuşaklara göre dağılımda ise Y kuşağı yüzde 65,2 ile ilk sırada yer alırken bu kuşağı yüzde 30 ile Z, yüzde 4,8 ile de X kuşağı izledi. Her iki çalışandan biri kilo kontrolü için diyetisyenden destek aldı ‘2024 Esenlik Haritası’nın diyetisyen başvuruları bölümünde ilk sırayı bir önceki yıl olduğu gibi kilo kontrolü konusu aldı. Ancak 2023 yılında başvuru sebeplerinde kilo kontrolünün oranı yüzde 37,6 iken 2024 yılında bu oran yüzde 51,2’ye yükseldi. Yani yaklaşık her iki çalışandan biri kilo kontrolü için diyetisyenden destek aldı. Diğer başvuruların yüzde 19,7’si sağlıklı beslenme alışkanlığı, yüzde 8,5’i ise egzersiz ve sporcu beslenmesi için yapıldı. Diyetisyene başvuranların yüzde 71,2’sini kadınlar, yüzde 68,3’ünü de Y kuşağı oluşturdu. Erkek çalışanlar en çok spor eğitmenleriyle görüşüyor 2024 yılında platformun spor eğitmenlerine en çok spor alışkanlığı motivasyonu için başvuruldu. Bu alanda bir önceki yıla göre yüzde 39 artış yaşandı. Bunu kuvvet-kondisyon ile sıkılaşma için alınan başvurular takip etti. Spor aynı zamanda yine kadın çalışanlardan az olmakla birlikte erkek çalışanların Wellbees’in uzmanlarına en sık başvurduğu alan olarak öne çıktı. Buna göre erkeklerin 45,2’si spor eğitmenlerinden destek aldı. Kuşaklarda ise diğer alanlarda olduğu gibi sıralama değişmeyerek Y, Z, X şeklinde oldu.
02 Ocak 2025 Perşembe - 12:01
İyi bir uyku rutini oluşturmak için uzmanından tavsiyeler
Kaliteli bir uyku, yaşam enerjisi, dikkat ve enerjik hissetme üzerinde olumlu etkiler sağlıyor. Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Güney Şenol, iyi bir uyku düzeninin sağlık üzerindeki olumlu etkilerini vurgulayarak, yeni yılda sağlıklı uyku rutininin nasıl oluşturulacağı hakkında bilgi verdi. Düzenli ve kaliteli uyku, hem fiziksel sağlığı hem de ruhsal sağlığı iyileştiriyor. İyi uyumanın saymakla bitmeyen faydaları olduğunu söyleyen Medicana Kadıköy Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Güney Şenol, “İyi uyumak, günümüzde sahip olduğumuz en değerli kaynaklardan biridir. Başarılı bir yaşam için uykuya gereken önemi göstermek gerekir. Her gece aynı saatte yatağa gitmek ve aynı saatte kalkmak, biyolojik saatle uyum içinde olmayı sağlar. Vücudun biyolojik saati belirli bir düzende çalışır. Aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmak, metabolizma ve sinir sistemi üzerinde olumlu etkiler yapar. Bu düzen hayata entegre edildiğinde ise enerjik ve zinde olmaya katkıda bulunur” dedi. Yatmadan önce elektronik aletleri uzaklaştırın Yatmadan önce yapılan bazı alışkanlıkların uyku kalitesini doğrudan etkileyebileceğine değinen Doç. Dr. Mehmet Güney Şenol, “Özellikle akşamdan önce kafein ve alkol alımına dikkat edilmelidir. Kafein, uykuya geçişi zorlaştırabilir ve uykunun derinliğini azaltabilir. Alkol ise uykuya dalmayı hızlandırsa da, uyku döngüsünü bozarak sabahları daha yorgun uyanmanıza neden olabilir. Ayrıca yemeklerden hemen sonra yatmaktan kaçınılmalı çünkü mide problemleri uyku kalitesini olumsuz yönde etkiler” açıklamalarında bulundu. Akşam saatlerinde elektronik cihazlardan uzak durulmasının önemini vurgulayan Doç. Dr. Mehmet Güney Şenol, "Telefonlar, bilgisayarlar ve televizyonlar gibi elektronik cihazlar, mavi ışık yayarak uyku düzenini bozar. Bu ışık, melatonin hormonunun salgılanmasını engelleyerek uykuya geçişi zorlaştırır. Yatmadan en az 30 dakika önce elektronik cihazlardan uzak durmak, uyku kalitesini artıracaktır" şeklinde konuştu. 7-9 saatlik uyku süresi yeterli kabul edilir Uyunan ortamın, kaliteli bir uyku için önemli olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Mehmet Güney Şenol, “Uyunan odanın karanlık, sessiz ve serin olması uykuya geçişi kolaylaştırır. Ayrıca rahat bir yatak ve uygun bir yastık seçimi uyku kalitesini doğrudan etkiler. Yatmadan önce rahatlatıcı bir ortam hazırlamak, daha derin ve dinlendirici bir uyku uyumaya yardımcı olacaktır. Her bireyin uyku ihtiyacı farklıdır ancak yetişkinler için 7-9 saatlik uyku süresi genellikle yeterli kabul edilmektedir diyen Doç. Dr. Mehmet Güney Şenol, “Bununla birlikte uykunun kalitesi, süresinden daha önemlidir. Kaliteli bir uyku, sadece uyku süresiyle değil aynı zamanda uyku döngüsünün düzgün işlemesiyle de ilgilidir. Yeterli uyku almak; vücudun kendini yenilemesini sağlar, bağışıklık sistemini güçlendirir ve zihinsel sağlığı iyileştirir. Uyku süresini takip etmek için bir uyku uygulamasından yararlanılabilir. Vücudu dinlemek ve eğer sabahları yorgun hissediliyorsa, uyku süresini artırmak gerekebilir. Yeni yıl, sağlıklı alışkanlıklar edinmek için harika bir fırsattır. İyi bir uyku rutiniyle, fiziksel ve zihinsel sağlığı iyileştirmek, günün her anında enerjik ve verimli olmayı sağlamak mümkündür” dedi.
02 Ocak 2025 Perşembe - 11:50
Samsun sağlık ordusuna 2024’te 572 hekim katıldı
Samsun İl Sağlık Müdürlüğü, 2024’te toplam 572 hekimin şehre atandığını açıklayarak, "Yeni göreve başlayan hekimlerimizle, 2025 yılında Samsun’umuza daha nitelikli ve güçlü sağlık hizmet sunmak için hazırız" ifadesini kullandı. Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından 120. Dönem Devlet Hizmet Yükümlülüğü (DHY) Kurası kapsamında Samsun’a 6 uzman ve 4 pratisyen hekim kadrosu tahsis edildi. Konu hakkında yazılı açıklama yapan İl Sağlık Müdürlüğü’nce, “Yeni atanan bu 10 hekimimizle birlikte 2024 yılı içinde ilimize ataması yapılan uzman ve pratisyen hekim sayımız 572’ye ulaşmıştır. Şehrimizin hekim kadrosunun güçlenmesine desteğinden dolayı Sağlık Bakanlığımıza teşekkür eder; Samsun Eğitim ve Araştırma, Çarşamba, Havza, Salıpazarı Devlet Hastanelerimiz ve 19 Mayıs Toplum Sağlığı Merkezimizde göreve başlayacak olan 10 yeni hekimimize görevlerinde başarılar dileriz" denildi.
02 Ocak 2025 Perşembe - 10:37
Doç. Dr. Hikmet Zeytun Medical Point Gaziantep’te
Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Hikmet Zeytun, Medical Point Gaziantep Hastanesi’nde hasta kabulüne başladı. Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Hikmet Zeytun Medical Point’te hasta kabulüne başladı. Medical Point Gaziantep Hastanesi’nde hasta kabulüne başlayan Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Hikmet Zeytun uzmanlık alanları arasında Toraks, Meme Cerrahisi, Karın Duvarı Defektleri, Gastrointestinal, Onkolojik Genito-Üriner Sistem Cerrahileri, Yenidoğan Cerrahileri, Cerrahi Sünnet, Hipospadias, Epispadias, İnguinal Bölge Cerrahisi İle Cinsiyet Gelişim Kusuru Olan Hastalara Düzeltme Ameliyatları, Laparoskopik Cerrahi, Endo-Ürolojik Girişimler, Endoskopi ve Kolonoskopi bulunuyor.
02 Ocak 2025 Perşembe - 10:35
“Rahim ağzı kanserinden korunmada aşı kritik önemde”
Rahim ağzı (serviks) kanserinin kadınlar arasındaki en ölümcül kanserlerden biri olduğunu belirten Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cihan Comba, “Rahim ağzı kanseri aşısıyla artık yüzde 80 oranında bağışıklık sağlanmaktadır. Aşının ergenlik döneminde yapılması önerilmektedir. Aşılama 9 yaşından sonra başlar, 15 yaşına kadar 6 ay aralarla iki doz 15 yaşından büyüklerde 0/2/6. aylarda olmak üzere 3 doz yapılır. Dünya Sağlık Örgütü herhangi bir yaş sınırlaması olmadan bu aşının güvenle yapılabileceğini fakat başarı oranının yaşla birlikte bir miktar azaldığını bildirmektedir” dedi. İstinye Üniversite Hastanesi Liv Hospital Bahçeşehir Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cihan Comba, 1-31 Ocak Serviks Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla serviks (rahim ağzı) kanseri hakkında açıklamalarda bulundu. Rahim ağzı kanserinin kısaca tanımını yapan Doç. Dr. Comba, “Serviks kanseri, serviks olarak adlandırılan, rahmin alt kısmında oluşan bir kanser türüdür. Serviks, rahmin vajinaya açılan ve doğum esnasında genişleyen kısmıdır. Serviks kanseri, kadınlar arasındaki en ölümcül kanserlerden biridir ve gelişmekte olan ülkelerde sıklığını sürdürmektedir. Erken dönemde yakalanmış serviks kanserli kadınların, tanı koyulduktan sonraki 5 yıllık sağ kalımları yüzde 92 gibi yüksek bir düzeydedir. Cinsel olarak aktif bireylerde görülme olasılığı yüksektir” diye konuştu. Serviks kanseri neden olur? Serviks kanserinin nedenlerinden bahseden Doç. Dr. Comba, “Serviks kanseri uzun süren, inatçı yüksek riskli HPV enfeksiyonu sonucu oluşmaktadır. HPV enfeksiyonu oldukça yaygındır; cinsel olarak aktif kadınların yarısı yaşam boyu HPV enfeksiyonu ile karşılaşır. Unutulmamalıdır ki HPV, vücutta herhangi bir şikayete neden olmayabilir ve geç tanı almaya sebep olabilir. Ayrıca, her HPV enfeksiyonu serviks kanserine ilerlemez. Serviks kanserine yol açabilen yaklaşık 15 HPV tipi ‘yüksek riskli HPV’ olarak tanımlanır. HPV tip 16 ve 18, pek çok yerde olduğu gibi Türkiye’de de servikal kanserlerle ilişkili en sık görülen iki yüksek risk HPV tipidir” dedi. “Bir yıl içerisinde yaklaşık 2 bin 125 kadın serviks kanseri tanısı aldı” Rahim ağzı kanserinin görülme oranlarına değinen Doç. Dr. Comba, “En son yayımlanan resmi verilere göre; ülkemizde serviks kanserinin görülme sıklığı yüz binde 4,2’dir. Bir yıl içerisinde yaklaşık 2 bin 125 kadın serviks kanseri tanısı almıştır. ABD’ye göre Türkiye’de rahim ağzı kanseri sıklığı daha düşüktür” şeklinde konuştu. “Erken evrelerde belirti göstermeyebilir” Serviks kanserinin erken evrelerinde genellikle belirti olmadığını söyleyen Doç. Dr. Comba, şu bilgileri paylaştı: “En erken bulgu, rutin jinekolojik muayene esnasında alınmış olan anormal Pap smear sonucu ve HPV pozitifliği olarak görülür. Serviks kanseri oldukça yavaş gelişir, bu nedenle belirtisiz dönem (kanser öncesi dönem) yıllar sürebilir. Kanser öncesi dönemde tedavi şansı yüzde 100’e yakındır. İlerlemiş serviks kanserleri, genellikle düzenli Pap smear testi yaptırmayan ya da anormal Pap smear sonucu alıp takiplere devam etmeyen kadınlarda görülür.” “HPV testi ile tanı konulabilir” Teşhis sürecinden bahseden Doç. Dr. Comba, “Pap smear ve HPV testi yapılmalıdır. Serviks kanseri teşhisini doğrulamak için rahim ağzından kolposkopik biyopsi yapmak gerekir ve patoloji uzmanın değerlendirmesiyle tanı konulabilir” dedi. Doç. Dr. Comba, risk altında olan bireyleri şöyle sıraladı: “Bağışıklık sisteminin zayıf olması (HIV enfeksiyonu, organ nakli nedeniyle immün sistemi baskılayan ilaç kullananlar), Anormal Pap smear sonucu ya da kanser öncesi servikal hücre değişiklikleri tanısı öyküsü olan kadınlar, erken yaşta cinsel ilişkiye başlamak, partner sayısının fazla olması, sigara kullanımı, düzenli Pap Smear test yaptırmayan kadınlar, HPV teşhisi konmuş kadınlar, HPV aşısı yaptırmamış kadınlar.” “Aşı ergenlik döneminde uygulanmalıdır” Rahim ağzı kanserine karşı 3 tip aşı geliştirildiğini dile getiren Doç. Dr. Comba, rahim ağzı kanseri aşısıyla artık yüzde 80 oranında bağışıklık sağlandığını belirtti. Doç. Dr. Comba, “Aşı, cinsel ilişkiye başlamadan, yani ergenlik döneminde yapılması önerilmektedir. İdeal yapılma yaşı 9-12 olup, en geç 26 yaşına dek yapılması önerilirken günümüzde bu yaş 45’e kadar uzatılmıştır. Aşı, 3 doz halinde uygulanmaktadır (0,2 ve 6. aylar). Dünya Sağlık Örgütü herhangi bir yaş sınırlaması olmadan bu aşının güvenle yapılabileceğini fakat başarı oranının yaşla birlikte bir miktar azaldığını bildirmektedir" dedi. “Son evrelerde kemoterapi ve radyoterapi tercih edilebilir” Tedavi seçeneklerinden bahseden Doç. Dr. Comba, “Serviks kanseri için tedavi seçenekleri, kanserin evresine göre değişmekle birlikte cerrahi, son evrelerde ise kemoterapi radyoterapi tercih edilebilir” dedi.
02 Ocak 2025 Perşembe - 10:34
Kırkağaç’ta ilk kez idrar kaçırma ameliyatı yapıldı
Manisa’nın Kırkağaç ilçesinde ilk kez idrar kaçırma ameliyatı yapıldı. Bir süredir yaşadığı idrar kaçırma rahatsızlığı nedeniyle büyük sıkıntılar yaşayan Rukiye Şen’in imdadına Kırkağaç Devlet Hastanesi Üroloji Doktoru Ümit Gümüş yetişti. Kırkağaç Devlet Hastanesi Üroloji Doktoru Ümit Gümüş, idrar kaçırma şikayetiyle gelen 36 yaşındaki Rukiye Şen’i ameliyat ederek sağlığına kavuştururken, ilçede ilk kez idrar kaçırma ameliyatını da gerçekleştirmiş oldu. Sağlığına kavuşmasının mutluluğunu yaşayan Rukiye Şen, tekrar sağlığına kavuştuğu için mutlu olduğunu belirterek, “İdrar kaçırma şikayetiyle 1 senedir büyük zorluk yaşıyordum. Doktor Ümit Gümüş’e geldim. İlk önce ilaç tedavisi yaptık. İlaçları kullandıktan sonra faydasını göremedik. Hayatımı ve yaşam kalitemi çok zorluyordu. O yüzden ameliyata başvurduk. Şimdi ameliyatımı oldum. Çok ciddi şekilde azaldı şikayetlerim. Doktorumuzdan Allah razı olsun. Herkese gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. Hiç çekinmelerine gerek yok” diye konuştu. Kırkağaç’ta önemli çalışmalara imza atan Doktor Ümit Gümüş ise, “Hastamız Rukiye Hanım stresli diye tanımladığımız bir idrar kaçırma şikayetiyle başvurdu. Daha önce de tedavi olmuş ama fayda görmemiş. Biz önce tıbbi tedaviye başvurduk. 1-2 ay boyunca dozu da artırarak denedik. Ancak yaptığım iki ayrı muayenede de idrar kaçırmanın yoğun olduğunu gördüm. Bunun üzerine cerrahi seçeneği sunduk. Kendisi de kabul etti. Zaten hayatı da bayağı sıkıntılıydı. Ameliyatı 2-3 hafta önce oldu. Hastamız idrar kaçırmalarının tamamen kesildiğini söyledi. Kendisi çok memnun şimdi. Henüz erken sonuçlar ama uzun vadede daha iyi olacağını düşünüyorum. Uygun hastalar, seçilmiş doğru hastalar için ameliyat idrar kaçırma tipinde çok etkilidir. Hastaların bu konuda korkmalarına gerek yok. Uygun hastalar gelsinler, bizler onlara tabii ki yardımcı olacağız” diye konuştu. Kırkağaç’ta ilk idrar kaçırma ameliyatını gerçekleştiren Uzman Doktor Ümit Gümüş, daha önce de karın bölgesinde şiddetli ağrı ve idrar yapma zorluğu şikayetiyle başvuran Birgül Büyükmanisa’nın mesanesindeki 1 kilo 6 gram ağırlığında ve 18 santimetre boyutundaki taşı başarılı bir operasyonla almıştı.
02 Ocak 2025 Perşembe - 10:25
Sağlık için bir dakika: “Smear testini ihmal etmeyin”
Kadın Hastalıkları Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cazip Üstün, “Son derece basit, kolay bir test olan smear testi ile yüzde 86 oranında doğru sonuca ulaşabiliyoruz. Bir tarama testidir bu, sonrasında patolog şüpheli nesne görüyorsa daha ileri tetkik yapıyoruz. Tüm kadınlar yılda bir kez mutlaka smear testi yaptırmalı. Erken teşhis her kanser tipinde olduğu gibi rahim ağzı kanserinde de çok önemli” dedi. Medicana Samsun Hastanesi Kadın Hastalıkları Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cazip Üstün; rahim ağzı kanseri, tedavisi ve korunma yolları konusunda bilgi verdi. "Rahim ağzı kanserine erken yakalanmışsa kişi, rahmi bile almaya gerek kalmıyor" diyen Prof. Dr. Üstün, "Patolog kenarlarda kanser dokusu yok dediğinde bu bir tedavi sürecine giriyor. İlerlemiş olgulardaysa radikal cerrahi yapmamız gerekiyor. Radikal cerrahide sadece rahimi almıyoruz vajenin 2/3’üs kısmını alıyoruz, lenf bezlerini temizliyoruz. Kadının yaşı, çocuk sahibi olma isteği, hastalığın klinik evresi, ameliyata engel oluşturabilecek herhangi bir sağlık sorununun olup olmadığı ve patoloji bulguları karar aşamasında çok önemli görülüyor. Tüm seçenekler değerlendirildikten sonra tedavi bireyselleştiriliyor. Tedavi kapsamında; cerrahi yapılamıyorsa, radyoterapi ve destekleyici kemoterapi, ileri evre söz konusu olduğunda ise palyatif bakım gündeme geliyor. Rahim ağzı kanseri artık birinci sırada değil bunun sebebi kadınlarımızın smear aldırması. Günümüzde smear testinin yaygınlaşması ile görülme sıklığı sıralamada üçe düştü ve yumurtalık kanseri birinci sırada. Smear aldırdığımız sürece rahim ağzı kanserini eradike edebiliriz” ifadelerini kullandı. Kişiye özel yaklaşım Prof. Dr. Cazip Üstün, "Rahim ağzı kanseri bulaşıcı değildir. Kanseri yapan HPV bulaşıcıdır. Rahim ağzı kanserinin en önemli belirtisi eş ile birliktelik sonrası kanamadır. Kötü kokulu akıntılar ve zamansız kanamalarda belirtilerindendir. En önemli risk faktörü HPV’ye maruz kalmamaktır. Rahim ağzı kanserinde tedavi standardize edilemiyor. Yani her rahim ağzı kanseri hastasına aynı tedavi uygulanmıyor. Tedavi planlaması hasta için önemli ve öncelikli olan kriterler hedef alınarak, kişiye özel bir yaklaşımla yapılıyor” şeklinde konuştu.
02 Ocak 2025 Perşembe - 10:11
Islık çalmak isterken kalem kapağı yutan çocuk ölümden döndü: "Ana yolu tıkasa vefat edebilirdi”
İstanbul’da yaşayan 8 yaşındaki Muhammed Mesih Avuoğlu, kalem kapağıyla ıslık çalmaya çalışırken 2 santimlik kapağı yutunca ölümden döndü. Avuoğlu, “Kalemin altıyla ıslık çalıyordum, nefes aldığım gibi boğazıma kaçtı. Arkadaşlarıma böyle şeyler yapmayın diyorum, ben yaşadım, onlar yaşamasın” dedi. Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu ise, “Gerçekten verilmiş sadakası varmış çünkü o kapağın ana yolu tıkamaması büyük bir şans, tıkansa orada vefat edebilirdi, ailelerin çok dikkat etmesi gerekiyor” diye konuştu. Zeytinburnu’nda yaşayan 8 yaşındaki Muhammed Mesih Avuoğlu, geçtiğimiz haftalarda iddiaya göre akşam saatlerinde ailesiyle oturduğu sırada kaleminin yaklaşık 2 santimlik kapağıyla ıslık çalmaya çalışırken kapağı yuttu. Ailesi Heimlich Manevrası yapmasına rağmen kapak çıkmayınca hemen yakındaki bir hastaneye götürüldü. Oradan Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi’ne yönlendirilen Muhammed’e burada solunum yollarındaki sorunların teşhis ve tedavisine imkan sağlayan tıbbi bir işlem olan bronkoskopi yapıldı. Sol akciğerinde tespit edilen kapak ise çıkarıldı. Aile rahat bir nefes alırken minik Muhammed yaşadıklarını anlattı. Çocuk Cerrahisi Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu ile Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Nimetullah Mete Genç de hastaya uygulanan tedaviyi aktardı, ailelere önemli uyarılarda bulundu. “Islık çalıyordum, bir anda nefes aldığım gibi boğazıma kaçtı" Kalem kapağını yuttuğu anı anlatan 8 yaşındaki Muhammed Mesih Avuoğlu, “Kalemin altıyla ıslık çalıyordum, bir anda nefes aldığım gibi boğazıma kaçtı. Babam geldi midemi sıktı, çıkamadı, en son doktora gittik. Nefes alabiliyordum, buraya gelip doktorların sayesinde çıkartabildik. Arkadaşlarıma sizde böyle şeyleri yapmayın diyorum, onların yaşamasını da istemiyorum. Ben yaşadım, onlar da yaşamasın. Bunlarla hiç kimse oynamasın arkadaşlar, oynayınca boğazına kaçıyorlar. Toplu iğneler, ağızlarına koyuyorlar, saçını bağlarken nefes aldığı gibi boğazına kaçıyor, boğazına sıkışıp kalabiliyor öyle daha da zorlanıyoruz. Benimkini zorla çıkartabildik, siz de dikkat edin” şeklinde konuştu. “Verilmiş sadakası varmış, ana yolu tıkasa orada vefat edebilirdi” Ailelerin özellikle küçük yaş grubundaki çocuklara karşı daha dikkatli olması gerektiğini aktaran Çocuk Cerrahi Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, “Yılda yaklaşık 3 bin civarında ameliyat gerçekleştiren bir çocuk cerrahisi kliniğiyiz. Yabancı cisim yutulması veya aspirasyonu 2 ayrı kavram, bir tanesi yutulması; bu biraz daha az tehlikeli. Ağızdan alınan bir şeyin mide, bağırsak sistemine girmesi çok büyük bir çoğunlukta bunlar kendiliğinden çıkabilen olgular oluyor. Bazıları yemek borusuna, bazıları mide çıkışına takılıyor. Pil yutmalarının çok tehlikeli ve acele edilmesi gereken kazalar olduğunu ifade etmek isterim, ölümle dahi sonuçlanabilen olgular söz konusu. Çok uyanık olmak lazım, pillerin ortada kalmaması gerekiyor. Bir de yabancı cismin aspirasyonu; yani nefes yoluna kaçması durumları var, bu birazcık daha ölümcül seyredebilecek ciddi sorunları da oluşturabilecek bir tablo, genelde küçük çocuk sorunu. Dünya literatüründe 1-3 yaş grubunda ani çocuk ölümlerinin yüzde 10’u yabancı cisim aspirasyonlarından oluyor. Bir fındık parçasının veya herhangi bir nohut parçasının, yabancı bir cismin özellikle küçük oyuncak parçacıklarının ölüme sebebiyet vermesi çok üzüntü verici bir şey. Bazen iğne bazen başka şeyler kaçar, çıkartılması için büyük cerrahiler söz konusu olabilir. Dolayısıyla bu çocukların oral dönemi dediğimiz 1-3 yaş döneminde küçük parçacıkların etrafta olmaması gerekiyor, o anlamda çok dikkat etmek gerekiyor. Muhammed, elindeki kalem parçasının kapağını yutmuş ve gerçekten verilmiş sadakası varmış denecek cinsten çünkü o kapağın ana yolu tıkamaması bu çocuk açısından büyük bir şans olmuş. Tıkansa orada vefat edebilirdi, ana yolu değil de yan yolu tıkamış, o sebeple çocuk hayatta kalabilmiş. Biz de onu cerrahi olarak rijit bronkoskopiyle çıkartabildik. Bu yönden ailelerin öncelikle küçük yaş grubu çocuklarda çok dikkat etmesi gerekiyor” dedi. “Büyük bir cisim, iyi oturmuştu, zor çıkarttık" Hastasının durumuna ilişkin konuşan Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Nimetullah Mete Genç, “Nöbetçiydim, akşam 23.00-24.00 gibi aradılar, 112 ile gece 01.00 gibi hastanemize geldi. Tetkiklerinden sonra da ameliyata aldık, tedbir amaçlı 1 günlüğüne yoğun bakıma yolladık. Akşam televizyon izlerken kalemin kapağıyla oyun oynarken ıslık çaldığını söylüyor. Islık çalarken nefes alırken dalgınlıkla ciğerine kaçmış, aynısını bazen başörtülü bayanlarda da yaşıyoruz. Toplu iğneyi ağızda tutuyorlar, o ara nefes alırken bir anda ciğerlerine kaçıyor, aynı şekilde kapak kaçmış. Yabancı cisim hava yoluna kaçtığında kesinlikle çıkması lazım, bekletme ya da kendiliğinden iyileşme ihtimali yok. Bir şüphe dahi olsa rijit bronkoskop dediğimiz kamerayla hava yoluna girip hem hava yollarını açık mı diye kontrol ediyoruz, en ufak bir yabancı cisim varsa ulaşabildiğimiz her şeyi çıkartıyoruz. Her hafta 1-2 hasta maalesef böyle geliyor. Neredeyse tamamı önlenebilecek şeyler. Cisim kaldığında küçük bir şeyse enfeksiyon yapabiliyor, zatürreye çevirebiliyor. Daha büyük cisimler özellikle ana hava yollarını tıkadığında çocuk oksijensiz kaldığı için ölüme sebep olabilir. Beyin hasarı yapabilir, çok ciddi geri dönüşü olmayan şeyler. Yapılabilecek ilk manevra Heimlich Manevrası, zor çıkarttık zaten büyük bir cisim, plastik, iyi oturmuş ama neyse ki sol akciğerin biraz uç kısmına gittiği için bütün her yeri tıkamadığından çocuk rahat nefes alıp verebilirmiş, o saate kadar bize ulaşabilmiş. Tamamen tıkanması durumu, hiçbir şekilde çıkartılamadığında bize ulaşamıyorlar çünkü artık nefes alamadığı için genelde hasta kaybediliyor. Biz çıkartsak dahi geç kalındığı için bazen çocuklar beyin hasarı ile çıkıyor” dedi.
02 Ocak 2025 Perşembe - 10:11
Kışın iç ısıtan salebin sağlık açısından da bir çok faydası var
Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte Kahramanmaraş’ın geleneksel içeceği salep soğuk havalarda insanların içini ısıtırken sağlık açısından da birçok fayda sunuyor. Salep, sadece kış aylarında sıcak içecek olarak tüketilmekle kalmıyor, yaz mevsiminde ise dünyaca ünlü Maraş dondurmasının temel malzemesi olarak kullanılıyor. Göç mevsimi olarak bilinen bahar aylarında doğadan toplanan yabani orkide köklerinden elde edilen salep, dondurmaya kıvam ve dayanıklılık kazandırarak, Maraş dondurmasını eşsiz bir tat haline getiriyor. Salep, içerdiği doğal bileşenlerle sağlığa birçok fayda sağlıyor. Salep, mideyi rahatlatıp ve sindirimi kolaylaştırırken, hazımsızlık sorunları yaşayan kişiler için doğal bir çözüm sunuyor. Kış aylarında sıkça karşılaşılan soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara karşı bağışıklığı destekleyen salep, yüzyıllardır doğal bir afrodizyak olarak ta görülüyor. Orkide köklerinden elde edilen salep, yüzyıllardır Maraş halkının mutfağındaki yerini koruyor. Kahramanmaraş Alpedo - Kervan restoranlarında hazırlanan salep müşterilerin beğenisine sunuluyor Kervanhan Mutfak Şefi Samet Pekel, “Özellikle kış mevsiminde havalar soğuyunca devreye salep giriyor. Dondurmadan sonra salep gelir. Dondurmanın da hammaddesi saleptir. Ahır Dağı eteklerinde orkide bitkilerimiz vardır ve bu bitkilerin kökünün çıkarılıp kurutularak salep haline getiriliyor ve kendi makinasında çekilerek tek toz salep haline getiriliyor. Bu salep ile yaz mevsiminde Kahramanmaraş’ın meşhur dondurması yapılır. Yazın damakları ve yüreği ferahlatır kışın ise içimizi ısıtır” dedi. Müşteri Sibel Demircan ise, “Kahramanmaraş’a ait olması bizleri sevindiriyor ve mutlu ediyor. Alışılmışın dışında bitki çayların dışında biraz daha salebe yönelmek önemli. Daha doğal olanı tüketmek çok önemli. Kış mevsiminde salep içmek çok şifalı” diye konuştu.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder