SAĞLIK
15 Nisan 2025 Salı - 17:44 Sağlık Bakanlığı: "Normal doğum fizyolojik bir süreçtir" Sağlık Bakanlığınca yapılan açıklamada, sezaryen doğumun ancak tıbbi bir zorunluluk durumunda başvurulan cerrahi bir yöntem olduğuna dikkat çekilerek, "Normal doğum fizyolojik bir süreçtir" denildi. Tıbbi zorunluluk olmadıkça yapılan sezaryenlerin önlenmesi, normal doğumun teşvik edilmesi ve bu yolla anne-bebek sağlığının korunması amacıyla oluşturulan ’Normal Doğum Eylem Planı’na ilişkin Sağlık Bakanlığı tarafından yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, dünya genelinde sezaryen oranlarının artış gösterdiği belirtilerek, dünya ülkelerindeki sezaryen oranlarına değinildi. Bu çerçevede açıklamada, Brezilya’da sezaryen oranlarının yüzde 55, ABD’de ise yüzde 31 civarında olduğu kaydedildi. Ayrıca Avrupa’da ise bu oranların ülkeden ülkeye değişiklik gösterdiği ifade edilerek, İtalya’da bu oranın yüzde 35, Almanya’da yüzde 32 ve İsveç gibi ülkelerde ise yüzde 17 seviyelerinde seyrettiğine vurgu yapıldı. Açıklamada, Türkiye’de sezaryen oranlarının son yıllarda büyük bir artış gösterdiği kaydedilerek, "2000’li yılların başında yüzde 20 civarında olan sezaryen oranları, 2013 yılı itibarıyla yüzde 50’nin üzerine çıkmıştır. Günümüzde ise Türkiye’de her 100 doğumun 61’i sezaryen ile olmaktadır. Bu oran, dünya ortalamasının çok üzerindedir" ifadeleri kullanıldı. ‘Gereksiz Sezaryenleri Azaltmak için Klinik Olmayan Müdahaleler Öneri Kılavuzu’na göre Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından sezaryen oranlarının yüzde 10-15 civarında sürdürülmesinin hedef olarak gösterildiği vurgulanan açıklamada, hem anne hem de bebek sağlığı açısından sezaryenin gerekli durumlarda yapılması önerildiğine dikkat çekildi. "Normal doğum fizyolojik bir süreçtir" Normal doğumun fiziksel bir süreç olduğunun altı çizilen açıklamada, "Sezaryen doğum ise ancak tıbbi bir gereklilik durumunda başvurulan cerrahi bir yöntemdir. Sağlık alanında yapılan bilimsel araştırmalar, normal doğumun anne ve bebek sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Normal doğum yöntemi, doğal sürecin bir parçası olarak değerlendirilir ve sağlıklı bir gebelik döneminden sonra anne ve bebek açısından pek çok avantaj sağlar. Sezaryen ancak normal doğumun risklerinin sezaryenin risklerinden daha fazla olduğu durumlarda annenin ve bebeğin hayatını kurtarmak amacıyla uygulanır. Sezaryen cerrahi bir müdahaledir ve hekim kararıyla gereklilik olduğunda uygulanır" ifadelerine yer verildi. Normal doğumun avantajları Açıklamada, normal doğumun avantajlarına ilişkin ise şu ifadeler kullanıldı: "Doğum sürecinde vücut tarafından salgılanan hormonlar sayesinde doğum sonrasında anne sütü hemen gelir ve bebek emzirilebilir. Normal doğumdan sonra günlük yaşama daha kısa sürede dönülebilir. Normal doğum yapan annenin rahminde bir kesi veya hasar oluşmadığı için sonraki doğumlarını da normal yolla yapabilir. İleriki hayatında geçirebileceği karın ameliyatları için bir risk taşımaz. Normal doğum, doğum sayısını sınırlandırmaz. Hastanede kalış süresi sezaryen ameliyatına oranla daha kısadır. Normal doğum, bebeğin doğum kanalından çıkarken akciğerlerindeki sıvının çok büyük kısmının boşalmasına ve nefesini daha rahat almasına yardımcı olur. Bebekte solunum sıkıntısı görülme olasılığı sezaryen ameliyatına göre daha azdır. Normal doğumda genel anesteziye bağlı komplikasyonlara maruz kalınmaz."
DİLKOM’da "Ses Bozukluklarında Planlama Nasıl Yapıyorum" semineri
15 Nisan 2025 Salı - 15:40 DİLKOM’da "Ses Bozukluklarında Planlama Nasıl Yapıyorum" semineri Anadolu Üniversitesi Dil ve Konuşma Bozuklukları Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (DİLKOM) tarafından "Ses Bozukluklarında Planlama Nasıl Yapıyorum" başlıklı seminer düzenlendi. DİLKOM Prof. Dr. Seyhun Topbaş Seminer Salonunda gerçekleştirilen ve On Dokuz Mayıs Üniversitesi Dil ve Konuşma Bozuklukları Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (OMÜKOM) Müdürü Doç. Dr. Özlem Yaşar’ın konuşmacı olarak katıldığı seminere; DİLKOM Müdürü Prof. Dr. Özlem Diken, DİLKOM Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Eren Balo, farklı üniversite ve kurumlardan öğretim üyeleri ile öğrenciler katıldı. Doç. Dr. Yaşar: "Kişiye uygun terapi sistemini bulmamız gerekiyor" Başarılı bir ses terapisi için, konuşma sisteminin özellikle de respiratuvar sistemlerin anatomisi ve fizyolojisinin iyi bilinmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Özlem Yaşar, konuşmasında şunları söyledi: "Ses terapisinde sağlıklı bir program oluştururken ortaya koyduğumuz respirasyon (solunum), fonasyon (ses üretimi) ve rezonans başlıklarının herhangi birinde sapma ya da kayma olduğunda tüm dengenin bozulduğunu görüyoruz. Dolayısıyla, bize başvuran vakaları ana tema olarak üç konu başlığına ayırmamız gerekiyor. Bu başlıklar altında sıralanan problemlere de tek tek bakmamız gerekiyor." Doç. Dr. Yaşar konuşmasının devamında ise; "Çıkarılan her sesin bir frekansı vardır. Dilin ağız içindeki konumuna göre bu frekanslar değişkenlik gösterir. Başarılı bir ses terapisi için, tüm konuşma sistemlerini, özellikle de solunum sistemlerinin anatomisi ve fizyolojisini çok iyi bilmek gerekir. Bu durum, her kişiye özel bir terapi programı oluşturmanın neden mantıklı olduğunu anlamamız açısından önemlidir. Bu kapsamda holistik yaklaşım, vakaya göre biçimlendirilen ve bireye özgü olarak oluşturulan ses terapileridir. Dolayısıyla sizlerin de kişiye uygun terapi sistemini bulmanız gerekiyor." dedi. Seminer, Doç. Dr. Özlem Yaşar’ın örnek vaka sunumunun ardından, DİLKOM Müdürü Prof. Dr. Özlem Diken’in, Doç. Dr. Özlem Yaşar’a hediye takdim etmesiyle sona erdi.
Yapay zeka destekli kalp taraması
15 Nisan 2025 Salı - 15:29 Yapay zeka destekli kalp taraması Kalp Sağlığı Haftası etkinlikleri çerçevesinde, vatandaşlara yapay zeka destekli kalp taraması da yapıldı. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Arıcan, Türkiye’de her yıl 300 bin kişinin kalbine yenik düştüğünü söyledi. Nilüfer Belediyesi, 14 - 20 Nisan Kalp Sağlığı Haftası’nda alanında uzman isimlerin katılımıyla bir söyleşi düzenledi. "Kalbimizi Dinliyoruz" konulu Nilüfer’de Sağlık söyleşisinde kalp sağlığının korunması, kalp hastalıklarının önlenmesi, tedavi yöntemleri ve sağlıklı yaşam tarzı gibi konular ele alındı. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi’nde düzenlenen söyleşide Prof. Dr. Murat Çaycı ve Uzm. Dr. Kamuran Çelik moderatörlüğünde, Prof. Dr. Özlem Arıcan, Doç. Dr. Nurullah Doğan ve Uzm. Dr. Damla Fındık, kalp sağlığı ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Etkinliğin açılışında konuşan Acil Tıp Uzmanı Uzm. Dr. Kamuran Çelik, kalbin kendi kendine atan, beyin, zihin ve tüm vücudu besleyen bir organ olduğunu vurguladı. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Arıcan da, Türkiye’nin 55 yaş altı kalp krizi geçirme oranının Avrupa’da birinci sırada olduğuna dikkat çekerek, "Türkiye’de her yıl 300 bin kişi kalp krizinden ölüyor. Ölme nedenlerinde ikinci sırada ise inme geliyor. Bu da kalp sağlığı açısından oldukça kötü durumda olduğumuzu gösteriyor" dedi. Kalp sağlığını korumada gençlik döneminin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Arıcan, "Hayatın ilk 20 senesi ne tohum ektiyseniz, 40’ınızdan sonra onu biçiyorsunuz. Bu yüzden en önemli şey kalp krizi ya da damar tıkanıklığı riskini önlemek. Bunun için de hareketli yaşamalı, günlük yürüyüş yapmalı, beslenmenize dikkat etmeli, bol su tüketmeli ve düzenli uyumalısınız" ifadelerini kullandı. Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Damla Fındık da, kalbin insan vücudunu yöneten bir faktör olduğunu, bunun ritim bozukluğu, tansiyon ve inme riskini doğrudan etkilediğini belirtti. İnmelerde ilk 3,5-6 saatin çok önemli olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Fındık, inmelerde en çok görülen belirtilerin konuşma bozukluğu, yutma güçlüğü, göz kapaklarında problem ve ağızda kayma olduğunu dile getirdi. Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Nurullah Doğan ise, inmeyi kanamalı, embolik ve iskemik olarak üçe ayırdıklarını belirterek, "Bunların hepsinin tedavisi birbirinden çok farklı. Çeşitli tetkiklerle inmenin hangi bölgeyi, ne kadar etkilediğini görüyoruz. İskemik inme yani halk arasında damar kireçlenmesi olarak bilinen rahatsızlık kalp-damar hastalıklarında dünyadaki ölümlerin en sık sebebi. İskemik inmede stent ya da balon gibi işlemler uyguluyoruz. Ancak her pıhtı da açılmaz. Burada kriterimiz geçen süre, pıhtının beyin dokusunu etkilemesi ve etkilenen dokunun ne kadarının öldüğü. Ölme riski olan ama hala ölmemiş doku varsa pıhtıyı açıyoruz" diye konuştu. Genel Cerrahi ve Gastroentoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Çaycı ise, her ilaç ya da tedavi yönteminin her hasta için uygun olmadığına dikkat çekerek, bu rahatsızlığı yaşayan kişilerin uzman doktorlara görünmesi tavsiyesinde bulundu. Söyleşinin sonunda katılımcılar, merak ettikleri soruları uzmanlara yöneltti. Nilüfer Belediyesi, Kalp Sağlığı Haftası etkinlikleri kapsamında ayrıca Almanya merkezli Cardisio iş birliği ile özel bir sağlık taraması gerçekleştirdi. Yapay zeka destekli test ile vatandaşların damar hastalıkları, ritim bozuklukları ve yapısal kalp hastalıkları tarandı. Gün boyu süren testlere vatandaşlar ve belediye personeli büyük ilgi gösterirken, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları da kalp tarama testine katıldı.
İki yılda şifa kapısı oldu: 2 milyon 530 bin muayene
15 Nisan 2025 Salı - 14:48 İki yılda şifa kapısı oldu: 2 milyon 530 bin muayene Kurulduğu günden bu yana binlerce hastaya şifa olan Kocaeli Şehir Hastanesi, modern teknolojisi ve güçlü sağlık kadrosuyla iki yılda bölgenin sağlık üssü haline geldi. 2024 yılında 2 milyon 530 bin muayenenin gerçekleştiği hastanede, düzenlenen törenle yıl dönümü kutlandı. Bölgenin sağlık alanındaki en önemli yatırımlarından biri olan Kocaeli Şehir Hastanesi, açılışının ikinci yıl dönümünü düzenlenen törenle kutladı. 3 Nisan 2023’de kapılarını açan hastane, geçen iki yıl içinde hem Kocaeli’nin hem de çevre illerin sağlık yükünü büyük ölçüde üstlenerek vatandaşlara yüksek standartlarda sağlık hizmeti sundu. Programa, Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli Şehir Hastanesi Başhekimi Bahri Elmas ve çok sayıda sağlık çalışanı katıldı. "Hastanemiz, sadece Kocaeli’nin değil, ülkemiz için de önemli bir sağlık yatırımıdır" Başhekim Bahri Elmas, hastanenin ikinci yılını kutlamanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, "Sizleri şahsım ve hastanem adına saygı ve hürmetle selamlıyorum. Kocaeli Şehir Hastanesi, modern sağlık hizmetleri ile öne çıkan, hasta ve çalışan odaklı yaklaşımıyla geleceğin hastanesi vizyonunu benimseyen bir kurumdur. Hastanemiz sadece Kocaeli için değil, bölgemiz ve ülkemiz için de önemli bir sağlık yatırımıdır" dedi. "Günde yaklaşık 10 bin kişi buraya geliyor" Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın da yaptığı konuşmada, Şehir Hastanesi’nde verilen hizmetin büyüklüğüne değindi. Büyükakın, "Günde yaklaşık 10 bin kişi buraya geliyor. 10 bin kişi dediğiniz, Anadolu’da büyük ölçekli bir ilçe nüfusu kadar bir hareketliliğe denk geliyor. Yılların tecrübesiyle söylüyorum, buranın idaresi adeta bir endüstriyel tesisin idaresi gibi. Burada inanılmaz bir hizmet sunuluyor" diye konuştu. Kocaeli Valisi İlhami Aktaş ise tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ederek, şöyle konuştu: "Bu tür tesislerin yapılması, işletilmesi ve bugünkü haline getirilmesi büyük fedakarlıklar gerektiriyor. İki yıl içinde burada tedavi gören milyonlarca vatandaşımızı düşündüğümüzde, bu yatırımın ne kadar gerekli olduğu ortaya çıkıyor. Bu hizmetlerin vatandaşlara ulaştırılması ve erişiminin kolaylaştırılması açısından bu yatırımlar çok kıymetli. Bu anlamda, başta sağlık kahramanlarımız olmak üzere başhekimimizden tüm çalışanlarımıza kadar emeği geçen herkese vatandaşlarımız adına şükranlarımı sunuyorum". Konuşmaların ardından pasta kesildi. Toplam bin 280 yatak sayısının bulunduğu Kocaeli Şehir Hastanesi’nde, 58’i akademik kadroda yer alan 722 hekim, bin 299 ebe-hemşire, 126 lisansiyer sağlık personeli, bin 71 diğer kamu çalışanı ile destek hizmetleri yürüten bin 346 firma çalışanı görev yapıyor. Hastanenin ikinci yılında, ilk yıla kıyasla sağlık hizmetlerine erişimin önemli ölçüde genişlediği, toplam muayene sayısının yüzde 30’luk bir artışla 2 milyon 530 bine yükseldiği, acil muayene sayısının yüzde 23 artışla 530 bine ulaştığı, il dışına yapılan hasta sevklerinin de yüzde 27 oranında azaldığı öğrenildi. Ayrıca, yatan hasta sayısının yüzde 22 artarak yaklaşık 67 bine çıktığı, ameliyathanelerde gerçekleştirilen operasyon sayısının yüzde 61’lik artışla 90 bine çıktığı, yoğun bakım ünitesinde tedavi gören hasta sayısının da artan yatak kapasitesiyle birlikte yüzde 46’lık bir artışla 14 bin 700’e yükseldiği bildirildi.
İki yılda şifa kapısı oldu: 2 milyon 530 bin muayene
15 Nisan 2025 Salı - 14:46 İki yılda şifa kapısı oldu: 2 milyon 530 bin muayene Kurulduğu günden bu yana binlerce hastaya şifa olan Kocaeli Şehir Hastanesi, modern teknolojisi ve güçlü sağlık kadrosuyla iki yılda bölgenin sağlık üssü haline geldi. 2024 yılında 2 milyon 530 bin muayenenin gerçekleştiği hastanede, düzenlenen törenle yıl dönümü kutlandı. Bölgenin sağlık alanındaki en önemli yatırımlarından biri olan Kocaeli Şehir Hastanesi, açılışının ikinci yıl dönümünü düzenlenen törenle kutladı. 3 Nisan 2023’de kapılarını açan hastane, geçen iki yıl içinde hem Kocaeli’nin hem de çevre illerin sağlık yükünü büyük ölçüde üstlenerek vatandaşlara yüksek standartlarda sağlık hizmeti sundu. Programa, Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli Şehir Hastanesi Başhekimi Bahri Elmas ve çok sayıda sağlık çalışanı katıldı. "Hastanemiz, sadece Kocaeli’nin değil, ülkemiz için de önemli bir sağlık yatırımıdır" Başhekim Bahri Elmas, hastanenin ikinci yılını kutlamanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, "Sizleri şahsım ve hastanem adına saygı ve hürmetle selamlıyorum. Kocaeli Şehir Hastanesi, modern sağlık hizmetleri ile öne çıkan, hasta ve çalışan odaklı yaklaşımıyla geleceğin hastanesi vizyonunu benimseyen bir kurumdur. Hastanemiz sadece Kocaeli için değil, bölgemiz ve ülkemiz için de önemli bir sağlık yatırımıdır" dedi. "Günde yaklaşık 10 bin kişi buraya geliyor" Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın da yaptığı konuşmada, Şehir Hastanesi’nde verilen hizmetin büyüklüğüne değindi. Büyükakın, "Günde yaklaşık 10 bin kişi buraya geliyor. 10 bin kişi dediğiniz, Anadolu’da büyük ölçekli bir ilçe nüfusu kadar bir hareketliliğe denk geliyor. Yılların tecrübesiyle söylüyorum, buranın idaresi adeta bir endüstriyel tesisin idaresi gibi. Burada inanılmaz bir hizmet sunuluyor" diye konuştu. Kocaeli Valisi İlhami Aktaş ise tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ederek, şöyle konuştu: "Bu tür tesislerin yapılması, işletilmesi ve bugünkü haline getirilmesi büyük fedakarlıklar gerektiriyor. İki yıl içinde burada tedavi gören milyonlarca vatandaşımızı düşündüğümüzde, bu yatırımın ne kadar gerekli olduğu ortaya çıkıyor. Bu hizmetlerin vatandaşlara ulaştırılması ve erişiminin kolaylaştırılması açısından bu yatırımlar çok kıymetli. Bu anlamda, başta sağlık kahramanlarımız olmak üzere başhekimimizden tüm çalışanlarımıza kadar emeği geçen herkese vatandaşlarımız adına şükranlarımı sunuyorum" Konuşmaların ardından pasta kesildi. Toplam bin 280 yatak sayısının bulunduğu Kocaeli Şehir Hastanesi’nde, 58’i akademik kadroda yer alan 722 hekim, bin 299 ebe-hemşire, 126 lisansiyer sağlık personeli, bin 71 diğer kamu çalışanı ile destek hizmetleri yürüten bin 346 firma çalışanı görev yapıyor. Hastanenin ikinci yılında, ilk yıla kıyasla sağlık hizmetlerine erişimin önemli ölçüde genişlediği, toplam muayene sayısının yüzde 30’luk bir artışla 2 milyon 530 bine yükseldiği, acil muayene sayısının yüzde 23 artışla 530 bine ulaştığı, il dışına yapılan hasta sevklerinin de yüzde 27 oranında azaldığı öğrenildi. Ayrıca, yatan hasta sayısının yüzde 22 artarak yaklaşık 67 bine çıktığı, ameliyathanelerde gerçekleştirilen operasyon sayısının yüzde 61’lik artışla 90 bine çıktığı, yoğun bakım ünitesinde tedavi gören hasta sayısının da artan yatak kapasitesiyle birlikte yüzde 46’lık bir artışla 14 bin 700’e yükseldiği bildirildi.
Uzmanı, iskelet sistemini ayakta tutan kaslar için spor yapılmasını önerdi
15 Nisan 2025 Salı - 14:23 Uzmanı, iskelet sistemini ayakta tutan kaslar için spor yapılmasını önerdi Dicle Üniversitesi (DÜ) Sağlık Bilimleri Enstitüsü Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Muhsin Duran, spor yapmanın faydalarını sıralayarak, "Sporun, egzersizin sağlık üzerine etkileri, kardiyovasküler üzerine etkileri, dolaşım üzerine etkileri, kemik mineral üzerine etkileri var. Bununla ilgili kendi çalışmam da var. Sporsuz bir hayat düşünülemez, iskelet sistemimizi ayakta tutan kaslarımızdır. Kasların güçlenmesi için ne yapılmalıdır? Spor yapılmalıdır" dedi. Dr. Öğretim Üyesi Muhsin Duran, sporla ilgili yüzlerce araştırması olduğunu belirterek, sporun, egzersizin sağlık üzerine etkileri, kardiyovasküler üzerine etkileri, dolaşım üzerine etkileri, kemik mineral üzerine etkileri olduğunu söyledi. Bununla ilgili kendi çalışması da olduğunu aktaran Duran, sporsuz bir hayatın düşünülemeyeceğini vurgulayarak, "İskelet sistemimizi ayakta tutan kaslarımızdır. Kasların güçlenmesi için ne yapılmalıdır? Spor yapılmalıdır. Günümüzde kesinlikle spor yapılmalıdır. Mehmet Öz, dünyaca ünlü kalp doktoru. Egzersizi önermektedir. Biz de egzersizi öneriyoruz. Çok ağır sporları önermiyoruz. Onlar zaten sporu meslek haline getiren kişilerdir" dedi. Duran, Avrupa’da insanların 89-90 yaşlarında bisiklete bindilerini, koştuklarını kaydederek, "Egzersizin zararı olsaydı çoktan ölmüş olurlardı. Spor, kesinlikle faydalıdır. İnsanlarımızı spora yönlendirmemiz lazım. Diyabet hastasıysa yürüyüşe teşvik edilir, bel, boyun fıtığı varsa yüzme önerilir. Kaslar güçlü olduğu zaman eklemlere destek olur" diye konuştu. Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği birinci sınıf öğrencisi Muhammed Ali Arslanhan ise, "Spor yaptığım gün, kendimi daha pozitif hissediyorum. Spor yapmayı herkese öneriyorum. Her gün yaptığım zaman kendimi daha sağlıklı hissediyorum" şeklinde konuştu. Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği birinci sınıf öğrencisi Berfin Savuk da, yaklaşık 10 yıldır voleybolla uğraştığını söyleyerek, "Hem sağlık açısından hem oksijen açısından nefes alışverişini gerçekten etkiliyor. İnsan yaptıkça bu değişimi fark edebiliyor. Spor sadece fiziksel açıdan insana katkı sağlamıyor. Zihinsel açıdan da çok fazla yararı var" dedi.
Sağlık bilimleri öğrencilerine iş sağlığı eğitimi
15 Nisan 2025 Salı - 14:02 Sağlık bilimleri öğrencilerine iş sağlığı eğitimi SUBÜ İş Sağlığı ve Güvenliği Koordinatörlüğü, 16 saatlik yoğunlaştırılmış programla Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencilerine yönelik ‘Temel İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi’ verdi. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) İş Sağlığı ve Güvenliği Koordinatörlüğü tarafından Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencilerine yönelik ‘Temel İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi’ verildi. İş Sağlığı ve Güvenliği Koordinatörü Serap Karakoç’un 16 saatlik yoğunlaştırılmış programı ile verilen eğitimle, geleceğin sağlık profesyonellerinin meslek hayatlarına bilinçli başlamaları amaçlandı. Öğrenciler eğitimle alandaki temel prensipleri öğrenme fırsatı buldu. Eğitim boyunca iş kazalarının nedenleri ve önlenmesi, risk yönetimi, acil durum müdahale yöntemleri, ilgili yasal mevzuat ve sağlıklı çalışma ortamlarının oluşturulmasının önemi gibi konular ele alındı. Teorik bilgilerin yanı sıra örnek olaylar ve uygulamalarla desteklenen eğitim ile öğrencilerin mezun olduklarında karşılaşabilecekleri potansiyel iş sağlığı ve güvenliği risklerine karşı daha donanımlı hale gelmesi bekleniyor. Öğrencilerin bu alandaki farkındalıklarının arttırılması ile gelecekte hem kendi sağlıklarını korumalarına hem de çalışma ortamlarında güvenli bir kültürün oluşmasına katkı sağlayacakları değerlendiriliyor. SUBÜ, pratik ve mesleki gelişim odaklı eğitimleri, nitelikli sağlık profesyonelleri yetiştirme misyonunun önemli bir parçası olarak görüyor.