TEKNOLOJİ
Bakan Kacır: "Milli Teknoloji Genel Müdürlüğü, bugünden itibaren ‘Milli Teknoloji ve Yapay Zeka Genel Müdürlüğü’ olarak çalışmalarını sürdürecek" 25 Aralık 2025 Perşembe - 13:47:46 Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Milli Teknoloji Genel Müdürlüğü, bugünden itibaren ‘Milli Teknoloji ve Yapay Zeka Genel Müdürlüğü’ olarak çalışmalarını sürdürecek. Bakan Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan kararlarla Türkiye’nin yapay zeka altyapı ve ekosisteminin gelişimi için önemli adımlar atıldığını belirtti. Kacır, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, Milli Teknoloji Genel Müdürlüğü’nün isminin ‘Milli Teknoloji ve Yapay Zekâ Genel Müdürlüğü’ olarak değiştirildiğini ve Cumhurbaşkanlığı Siber Güvenlik Başkanlığı bünyesinde ‘Kamu Yapay Zeka Genel Müdürlüğü’nün kurulduğunu açıkladı. "Türkiye’mizin yapay zeka alanında öncü ülkelerden biri olmasını sağlayacağız" Yapay zeka teknolojisinin önümüzdeki yıllarda gelişeceğini ve Türkiye’nin bu gelişimden geri kalmayacağını belirten Bakan Kacır, "Cumhurbaşkanımızın imzasıyla Resmi Gazetede yayımlanan kararlarla yapay zeka altyapı ve ekosistemimizin gelişimi için önemli adımlar atıldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızda Milli Teknoloji Genel Müdürlüğü, bugünden itibaren ‘Milli Teknoloji ve Yapay Zeka Genel Müdürlüğü’ olarak çalışmalarını sürdürecek. Bu kapsamda ülkemizdeki veri merkezi ve bulut bilişim altyapısını geliştirecek, bu alanda politika önerileri ve stratejiler oluşturacak ve uygulayacak, veri merkezlerine ilişkin kriterler ve standartlar belirleyecek, belgelendirme ve yetkilendirmeye yönelik düzenlemeler yapacak. Yapay zeka teknolojilerinin güvenilir ve etik ilkelere uygun olarak geliştirilmesini ve kullanılmasını sağlayacak, yapay zeka alanında politika önerileri ve stratejiler oluşturacak ve uygulayacak, yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ve kullanılması için veri, altyapı ve insan kaynağı kapasitesini artıracak, girişimleri ve Ar-Ge faaliyetlerini destekleyecek, gerekli mevzuat düzenlemelerini yapacak, uluslararası işbirlikleri geliştirecek, ulusal ölçekte yönetişim ve koordinasyonu sağlayacak, bu alanlarda kamudaki yapay zeka çalışmalarına katkı sağlayacak. Kamuda yapay zeka uygulamalarına yönelik mevzuat çalışmalarını yürütecek, yapay zekâ alanında hazırlanacak ulusal politika, strateji ve eylem planları ile ulusal mevzuatın uluslararası düzenlemelere uyumlaştırılma çalışmalarına katkı sağlayacak, ekosistem geliştirme faaliyetlerine iştirak edecek. Dijital devlet ve kamuda yapay zeka teknolojilerinin kullanımı bağlamındaki verinin, oluşturulmasından yok edilmesine kadar olan süreçlerin yönetilmesini kapsayan veri yönetimine ilişkin ilke, usul ve standartları belirleyecek" ifadelerini kullandı.
25 Aralık 2025 Perşembe - 11:18 Teknoloji Sahnesi’nde akıllı şehircilik konuşuldu Bursa’da ‘ULUTEK Teknoloji Sahnesi’ programına konuk olan Bursa Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı, akıllı şehircilik alanında çözümler üreten teknoloji firmalarıyla bir araya gelerek Bursa’nın akıllı şehircilik vizyonunu paylaştı. Bursa’da teknolojinin günlük hayatta uygulanabilmesi amacıyla birçok akıllı şehircilik projesi geliştiren Büyükşehir Belediyesi, diğer kurumlarla fikir alışverişinde bulunarak iş birliklerini sürdürüyor. İş birliği imkanları ele alındı Bu kapsamda Bursa Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı, ULUTEK Teknopark ev sahipliğinde düzenlenen ULUTEK Teknoloji Sahnesi programına konuk oldu. ULUTEK Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Karagöz’ün ev sahipliğinde ‘akıllı şehircilik’ temasıyla düzenlenen programda, Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı’na bağlı Akıllı Şehircilik, Yazılım ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Şube Müdürlükleri ULUTEK firmalarıyla buluştu. Programda akıllı şehircilik, veri analitiği, enerji yönetimi, yapay zekâ, sürdürülebilir çevre ve dijital hizmetler alanlarında faaliyet gösteren firmalarla birebir görüşmeler yapılarak, somut iş birliği imkanları ele alındı. Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmaları anlatıldı Akıllı Şehircilik Şube Müdürü Demet Sinmez, geliştirdikleri çözümleri doğrudan vatandaşa dokunan hizmetlere dönüştürmeye öncelik verdiklerini söyledi. Güçlü veri altyapısının büyük önem taşıdığını anlatan Sinmez, inovasyonu ve iş birliklerini önemsediklerini, çözümleri birlikte geliştirerek vatandaşa dokunur hale getirmek istediklerini söyledi. Yazılım Şube Müdürü Aykut Seyrek, yazılım, akıllı şehircilik, elektronik haberleşme ile bilim ve teknoloji alanlarında tüm birimlerin entegre halde çalıştığını belirtti. Bulundukları ekosistemin değerleriyle, katma değerli süreçler üretmeyi her zaman öncelediklerini belirten Seyrek, ULUTEK yönetimine ve katılımcı firmalara teşekkür etti. Coğrafi Bilgi Sistemleri Şube Müdürü Alper Yazıcı ise Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hayata geçirilen coğrafi bilgi sistemleri projelerine değindi. Kent genelinde üretilen ve yönetilen coğrafi verilerin, planlama, analiz ve karar alma süreçlerinde kritik bir rol üstlendiğini söyleyen Yazıcı, teknoloji firmalarıyla geliştirilecek iş birliklerinin önemli katkılar sağlayacağını söyledi. Teknopark’ta yer alan firmaların yazılım, veri analitiği, yapay zeka, IoT, enerji yönetimi ve sürdürülebilirlik gibi alanlarda güçlü bir bilgi birikimine sahip olduğunu vurgulayan ULUTEK Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Karagöz ise bu yetkinliğin hem şehir yaşamına hem de teknoloji ekosistemine önemli katkılar sağlayacağını ifade etti.
24 Aralık 2025 Çarşamba - 11:29 Yeni yılda teknoloji hediyesi arayanlara OLED ekranlı tablet alternatifi Yeni yılda şık ve işlevsel bir teknoloji hediyesi arayanlar için Casper, tablet ürünlerini Casper PAD markası altında bir araya getirerek OLED ekranlı yeni nesil modellerini kullanıcılarla buluşturuyor. Casper, tablet ürünlerini tek bir çatı altında topladığı yeni markası Casper PAD ile yeni yılda teknolojiseverler için alternatif bir hediye seçeneği sunuyor. Kullanım kolaylığı ile üretkenliği bir araya getiren tabletler, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de büyümesini sürdürürken Casper, bu alandaki talebe üstün OLED ekran teknolojisine sahip Casper PAD modelleriyle yanıt veriyor. Mobil üretkenlikte yeni dönem Casper PAD ailesi, farklı kullanım ihtiyaçlarına hitap eden modelleriyle mobil üretkenlikte yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Casper PAD H10 Pen ve Casper PAD H10 Pro, günlük kullanımda sundukları performansın yanı sıra 12.6 inçlik geniş OLED ekranlarıyla görsel kaliteyi üst seviyeye taşıyor. OLED teknolojisinin sunduğu derin siyahlar, canlı renkler ve yüksek kontrast, eğlence ve üretim amaçlı kullanımlarda daha etkileyici bir deneyim sağlıyor. 12.6 inç OLED ekranla yüksek görüntü kalitesi Casper PAD H10 serisi, 12.6 inç büyüklüğünde 2.5K QHD (2560x1600 piksel) OLED ekran teknolojisiyle öne çıkıyor. 600 NIT parlaklık değerine sahip ekran, dış mekân ve aydınlık ortamlarda da net görüntü sunuyor. Geniş renk gamı ve yüksek piksel yoğunluğu sayesinde film izleme, grafik tasarım ve içerik üretimi gibi farklı kullanım senaryolarında ayrıntılar daha net şekilde görüntülenebiliyor. Farklı kullanım ihtiyaçlarına uygun paketler Casper PAD H10 Pen, tablet, kılıf ve kalem içeren konfigürasyonuyla mobil kullanımda üretkenliği ön planda tutan kullanıcılar için kompakt bir çözüm sunuyor. Casper PAD H10 Pro ise tablet, kalem ve manyetik klavyeli kılıf içeren paketiyle hibrit çalışanlar ve profesyoneller için daha esnek bir kullanım imkânı sağlıyor. Modeller, yeni yılda işini her yerden yönetmek isteyen kullanıcılar için hediye alternatifi olarak öne çıkıyor. İnce tasarım ve güçlü donanım 6.47 mm inceliğe ve 580 gram ağırlığa sahip Casper PAD H10 tablet, taşınabilirliğiyle dikkat çekiyor. Uzun pil ömrü, enerji tasarruflu yapısı ve Dolby Atmos destekli ses sistemi sayesinde gün boyu kesintisiz kullanım imkânı sunuyor.
23 Aralık 2025 Salı - 13:54 Meşhur aktörlerin yerini avatarlar ve influencerlar alıyor Yapay zekâ ile oluşturulan dijital avatarlar ve influencerlar, reklamcılıktan sinemaya kadar birçok alanda markaların yeni yüzü olmaya başladı. Doç. Dr. Ömer Aydınlıoğlu ise avantajlarının yanı sıra krizler ve güvenlik risklerine de dikkat çekerek, yapay zekada yaşanabilecek bir sorunun geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabileceğini ifade etti. Son yıllarda yapay zekâ teknolojilerindeki hızlı gelişim, iletişim ve pazarlama sektörlerinde köklü bir dönüşümü beraberinde getirdi. Yapay zekâ artık yalnızca veri analizi ya da otomasyon süreçlerinde değil reklam, sinema, sosyal medya ve marka iletişimi gibi çeşitli alanlarda da yoğun biçimde kullanılmaya başlandı. Özellikle yapay zekâ ile oluşturulan dijital avatarlar ve influencerlar, markaların hedef kitleyle kurduğu iletişimde yeni bir araç olarak öne çıkıyor. İnsan influencerlara alternatif olarak geliştirilen yapay zekâ avatarlarının, kişiselleştirilebilir yapıları, maliyet açısından daha tasarruflu olmaları, yorulmadan kesintisiz içerik üretebilmeleri tercih edilmelerinde rol oynuyor. Tamamen üreticilerinin kontrolünde hareket edebilen bu dijital karakterler, reklam kampanyalarında, tanıtım videolarında ve sosyal medya içeriklerinde aktif olarak kullanılıyor. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ömer Aydınlıoğlu, yapay zekâ influencerların iletişim sektöründe önemli bir aktör haline geldiğini belirtti. Aydınlıoğlu, yapay zekânın insanın belli bir sürede yapabileceği işleri çok daha kısa sürede gerçekleştirebilmesinin bu teknolojiyi cazip kıldığını ifade etti. "Gün geçtikçe artıyor" Yapay zeka ile üretilen avatarların insana kıyasla daha uzun süre içerik üretebilen bir yapıya sahip olduğunu söyleyen Ömer Aydınlıoğlu, "Yapay zekanın son dönemdeki popülerliğini hepimiz görüyoruz. Hemen hemen her sektörde yoğun bir biçimde kullanım ortaya koymakta, çünkü insanın belli bir süre zarfında yapabileceği işleri çok daha kısa bir sürede yapabilmesi sonucu hayatı kolay kılması tercih edilebilirliğini artırıyor. Özellikle iletişim sektöründe gerek reklamcılık gerekse sinema sektörü olsun yoğun bir kullanım alanı gözlemliyoruz. Yapay zekanın pazarlama alanında yeni nesil bir pazarlama anlayışı sunduğundan da bahsedebiliriz. İnsan influencerlara kıyasla bizlere çok fazla avantaj sunuyor. Bu avantajlardan ilki kişiselleştirilebilir olmaları. Yapay zeka influencerlar üretici firma doğrultusunda hareket edebilen, hastalanmayan, yorulmayan böylece daha uzun süre içerik üretebilen bir yapıya sahip. Bu da onları tercih edilebilirlik açısından öne çıkaran bir unsur halini alıyor. Özellikle son dönemlerde sayılarının arttığından da bahsedilmelidir. Yapmış olduğum literatür taramalarımda yapay zeka influencerların sayılarının 400den fazla olduğuna dair veriye ulaştım. Bu sayının her geçen gün arttığını söyleyebiliriz" dedi. "Avantajları ve dezavantajları var" Tehdit oluşturma noktasında cevabın farklılık gösterdiğini belirten Aydınlıoğlu, "Günümüzde çeşitli kuruluşlar sadece yapay zeka influencer üretip markaların tanıtım faaliyetlerinde marka yüzü olarak hizmetine sunmaktadır. Daha önce belirttiğimiz gibi insan influencerlara kıyasla daha tasarruflu bir maliyet ortaya koymaları, daha hızlı ve uzun süre içerikler üretebilmeleri ise önemli bir unsur. Bu influencerlar hedef kitle ile de iletişime geçebiliyor. Bilgisayar üretimi dijital bir varlık olsalar da ürettikleri içerikler üzerinden etkileşime geçme konusunda oldukça başarılılar. İnsan influencerlarla kıyaslanabilir bir etkileşim elde edebiliyorlar. Bize bir tehdit oluşturuyor mu? sorusunun cevabı ise farklılık gösteriyor. Yapay zekanın belli sektörleri ortadan kaldıracağı veya insan iş gücünü büyük oranda azaltacağına dair öngörüler mevcut ama yapay zeka influencerlar ile ilgili yaptığım okumalarda kaygı duymak için erken olduğunu gözlemledim. Her yeni gelişmede olduğu gibi avantajlar beraberinde dezavantajları da getiriyor" diye konuştu. "Yapay zeka duygu ifadesinde zorluk çekiyor" Yapay zeka influencerlar dijital varlıklar oldukları için duygulanım veya duyguyu aktarım noktasında zayıflık sergiliyor. Aydınlıoğlu, "İnsan influencerlar, duyguyu ifadelerinde iletebiliyorlar. Yapay zeka influencerlarda ise duygunun aktarımı konusunda eksiklik gözleniyor. Nitekim bilgisayar üretimi varlıklar oldukları için insanın sahip olduğu ve kontrol edebildiği bazı konularda eksiklik gösterebiliyorlar. Örneğin sosyal medya ekosisteminde influencerın kendisinden veya hedef kitleden kaynaklanan krizler ortaya çıkabiliyor. İnsan influencerlar bu tür krizler konusunda çok daha hassas davranırken yapay zeka influencerlar bu noktada zorluk yaşıyor. Çünkü onların duyguyu algılaması, anlamlandırması ve aktarması insan rakiplerine kıyasla çok daha zor. Bu da taşıdığı risklerden birini teşkil ediyor. Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da dijital saldırı veya kötü niyetli kullanımlara açık hale gelebilmeleri. Bu noktada amaçları dışında kullanım sergileyebiliyorlar. İnsanlar yorulma, hastalanma gibi dezavantajlar taşısa da krize sebep olma veya krizi yönetme noktasında güvenilirlikleri daha yüksek. Yapay zekada oluşabilecek bir sorun ise geri dönüşü olmayan sonuçlarla bize geri dönebiliyor" şeklinde konuştu.
Geleceğin Siber Yıldızları 2026 dönemine hazırlanıyor
23 Aralık 2025 Salı - 11:47 Geleceğin Siber Yıldızları 2026 dönemine hazırlanıyor Türkiye’nin dijital sınırlarını koruyacak olan geleceğin siber güvenlik uzmanları, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) iş birliğiyle Çanakkale’de yetişecek. Türkiye’nin siber savunma kapasitesini güçlendirmek, ulusal güvenliğin ayrılmaz bir parçası olan dijital dünyada yerli ve milli çözümler üretebilecek nitelikli insan kaynağını oluşturmak amacıyla Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) ile Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) arasında kapsamlı bir iş birliği protokolü imzalandı. "Türkiye Siber Vatan Programı İş Birliği Protokolü" imza töreni, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu ve GMKA Genel Sekreteri Onur Adıyaman’ın katılımlarıyla gerçekleştirildi. Geleceğin Siber Yıldızları 2026 dönemine hazırlanıyor İmzalanan protokol ile Türkiye genelinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonu ile 81 ilde eş zamanlı yürütülen ve stratejik bir öneme sahip olan "Siber Vatan Programı"nın 2026 dönemi çalışmaları Çanakkale’de resmen başlamış oldu. Protokol kapsamında; Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin farklı bölümlerinde öğrenim gören ve siber güvenlik alanına ilgi duyan öğrencilerin tespit edilmesi, yeteneklerinin geliştirilmesi ve sektöre kazandırılması hedefleniyor. Eğitimden istihdama uzanan kapsamlı bir süreç Sadece teorik bir eğitimi değil, uygulamalı ve derinlemesine bir kariyer yolculuğunu kapsayan protokolün detaylarına göre öğrenciler şu aşamalardan geçecek: Derinlemesine Teknik Eğitimler: Seçilen öğrencilere hem yüz yüze hem de çevrim içi olarak siber güvenlik, zararlı yazılım analizi ve tersine mühendislik gibi alanlarda teknik eğitimler verilecek. Sanal Laboratuvar ve Yarışmalar: Öğrenciler, sanal laboratuvar görevleri ve "Bayrağı Yakala" (CTF) tarzı yarışmalarla yetkinliklerini test etme imkânı bulacak. Staj ve Kariyer Desteği: Eğitimleri başarıyla tamamlayan ve teknik yeterlilik sağlayan öğrenciler, program kapsamında stajyer programlarına dâhil edilerek istihdam süreçlerinde desteklenecek. "Bölgesel kalkınma için dijital yetkinlik şart" Törende yapılan değerlendirmelerde, dijitalleşen dünyada kalkınmanın sadece fiziki yatırımlarla değil, beşeri sermayenin güçlendirilmesiyle mümkün olacağı vurgulandı. GMKA ve ÇOMÜ ortaklığında yürütülecek bu proje ile Çanakkale’nin, Türkiye’nin siber güvenlik ekosisteminde önemli bir merkez haline gelmesi hedefleniyor. Protokolün, üniversite-sanayi-kamu iş birliğinin en verimli örneklerinden biri olması beklenirken, siber vatanda görev alacak gençlerin kariyer planlamalarına doğrudan katkı sunulacak. Öğrenciler, sağlanacak teknik altyapı ve uzman desteği ile global ölçekteki siber tehditlere karşı savunma stratejileri geliştirme yetkinliği kazanacak. İmzaların atılmasının ardından taraflar, projenin ülkemize ve Çanakkale’ye hayırlı olması temennisinde bulunarak, siber vatanın savunucularını yetiştirmek için çalışmalara hızla başlanacağını belirtti.
Yurt dışından telefon alışverişi devri kapanıyor
23 Aralık 2025 Salı - 10:45 Yurt dışından telefon alışverişi devri kapanıyor Yurt dışından bireysel olarak getirilen cep telefonlarının pasaport kayıt harcının 2026 yılında 57 bin 241 TL 26 kuruş olması bekleniyor. Eskişehir’de uzun zamandır telefon tamiri ve satışı yapan Yiğit Aytekin ise bu durumda yurt dışından yapılan telefon alışveriş devrinin biteceğini belirtti. Halihazırda 45 bin 614 TL olan kayıt ücretinin, yeni yılda 57 bin 241 TL kuruş seviyesine çıkması öngörülüyor. Bu durumun yurt dışı telefon pazarını tamamen bitirme noktasına getireceği belirtiliyor. Öte yandan ise oluşan bu yüksek kayıt ücretine karşılık bazı vatandaşlar, piyasada 5-6 bin liraya satılan cihazlara daha önce kayıt ettirilmiş cihazların numaralarının kopyalanması gibi illegal yöntemlere yönelme eğilimi gösteriyor. Uzun yıllardır Eskişehir’de telefon satışı ve tamiri yapan Yiğit Aytekin ise telefonlarda bu yönetim bir durum ve suç teşkil ettiğini kesin bir dille hatırlattı. Yasa dışı pasaport numara kopyalama işlemlerinin büyük idari ve maddi cezalara neden olduğunu belirten Aytekin, güvenlik risklerine de dikkat çekti. "Kayıt ücreti 45 bin TL’den 57 bin TL’ye çıkacak" Yeni yılda artan kayıt ücreti hakkında konuşan esnaf Yiğit Aytekin, "Yurt dışından getirilen telefonların kayıt harçları hakkında önemli bir güncelleme bulunmaktadır. 2025 yılında bu harç ücretleri 45 bin 614 TL iken, bu ücretin 2026 yılında 57 bin 241 TL 26 kuruş olarak güncellenmesi beklenmektedir. Vatandaşlara bu konuda önerimiz şudur, yılbaşından evvel, bu zamlı fiyattan etkilenmemek adına, pasaport kayıt harçlarını mevcut fiyattan yapabilirler. Geçtiğimiz yıllarda pasaport kayıt harçları çok daha düşüktü 3 bin TL, 6 bin TL gibi. Bu dönemlerde insanlar yurt dışına çok gidip telefon getiriyordu; hatta tur şirketleri vizesiz, sadece kimlikle gidilebilen ülkelere "telefon turları" düzenliyordu. Oradan, özellikle pahalı olan, çok satılan telefonları alıyorlardı. Ancak, ücretin 45 bin 614 TL’ye çıkmasıyla bu durum zaten neredeyse tamamen bitirildi. Şimdi ücretin 57 bin TL seviyesine çıkmasıyla birlikte, yurt dışından telefon getirip kaydettirmek artık çok mantıklı olmayacak. Bu durum, yurt dışı telefon pazarını neredeyse bitirecektir. Böylelikle, iç pazarda Türkiye’ye resmi yollarla getirilen telefonlar daha fazla satış görecektir" dedi. "Vatandaşların yasa dışı yollara yönelmemesini tavsiye ediyoruz" Artan ücretler yüzünden illegal yollara yönelmeyi düşünen kullanıcılara uyarılarda bulunan Aytekin, "Vatandaşlar bu yüksek ücrete karşılık farklı çözüm yolları arayabiliyorlar. Piyasada 5-6 bin liraya satılan cihazlara kayıt numarası kopyalamak gibi kaçak yöntemlere yönelmek söz konusu olabiliyor. Bazı cihazlarda bu kayıt numaraları değiştirilebiliyor, lakin bu illegal bir durum ve suç teşkil ediyor. Bu işlemi yapmanın hem büyük idari cezaları hem de parasal cezaları vardır. İnsanların bu tür yasa dışı ürünlere yönelmemesini tavsiye ederiz. Ayrıca bu işlemler yapılırken cihazların güvenlik duvarları kaldırıldığı için, telefonlar çok güvensiz hale geliyor. Bazı cihazlarda ise, sim kart takılıp telefona bağlanan harici cihazlar var. Bu cihazda sim kartınızı takıyor, uygulamasını kuruyorsunuz ve bağlantılı bir şekilde çalışıyor. Ancak bu, iki tane telefon taşıyormuşsunuz gibi bir durum oluşturduğu için tek telefon kullanmak adına sağlıklı değildir" ifadelerini kullandı. "Kullanıcılar bankalarındaki tüm parayı kaybetme riskiyle karşı karşıya" Bu illegal yolların ise telefonlara zararlı yazılım bulaştırabileceği ve bu durumun banka uygulamalarına kadar uzanabileceğini aktaran Yiğit Aytekin, "Bu tarz bilinmeyen yazılımları yüklemenin cihaza zararı olabilir. Son zamanlarda piyasada çokça duyulan reklam virüsü gibi virüsler, bu uygulamalarla birlikte telefonlara gönderilebiliyor. Bu virüslerle herkese mesaj gidebilir. Android cihazlarda ise o virüslü uygulamayı yükledikten sonra, banka uygulamasına girilip dolandırıcılık bile yapılabiliyor. Bundan kaynaklı olarak, hem bilmediğimiz uygulamalar indirilmemeli hem de bilmediğimiz cihazlar kullanılmamalıdır. Vatandaşlar 40 bin liradan kaçarken, bu yasa dışı yöntemlerle bankalarındaki tüm parayı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilirler" şeklinde konuştu.
Bursa’da 1 yıllık sabır tek karede buluştu, güneşin ufuk yolculuğu görüntülendi
23 Aralık 2025 Salı - 10:24 Bursa’da 1 yıllık sabır tek karede buluştu, güneşin ufuk yolculuğu görüntülendi Bursa’da gökyüzü meraklısı Şenol Şanlı, 1 yıl boyunca her ay doğu ve batı ufuklarından çektiği güneş fotoğraflarını tek karede birleştirerek kış ve yaz gündönümleri arasındaki hareketi gözler önüne serdi. Bursa’da gökyüzü fotoğrafçılığıyla ilgilenen Şenol Şanlı, güneşin yıl içerisindeki ufuk hareketlerini gösteren dikkat çekici bir çalışmaya imza attı. Şanlı, Bursa’nın doğu ve batı ufuklarında 1 yıl boyunca, her ay aynı noktalardan çektiği güneş fotoğraflarını tek bir karede birleştirdi. 21 Aralık 2025 kış gündönümünde tamamlanan çalışma, Kuzey Yarımküre’de en uzun gecenin yaşandığı tarihte güneşin ufuk üzerindeki konum değişimini görsel olarak ortaya koydu. Ortaya çıkan karede, güneşin yıl boyunca doğuş ve batış noktalarının mevsimlere bağlı olarak nasıl yer değiştirdiği net şekilde görüldü. Güneş ışınlarının 21 Aralık’ta Oğlak Dönencesi’ne dik gelmesiyle Kuzey Yarımküre’de kış, Güney Yarımküre’de ise yaz başlangıcı yaşanırken, bu tarihten sonra kuzeyde günler uzamaya başlıyor. Çalışma, aynı zamanda 21 Haziran’da güneş ışınlarının Yengeç Dönencesi’ne dik geldiği yaz gündönümü sürecine kadar geçen hareketi de tek karede belgeledi. Uzun soluklu ve sabır gerektiren çalışma, gökyüzü meraklılarının yanı sıra astronomiye ilgi duyanların da dikkatini çekti.
ADÜ’de ’Temel Yapay Zeka Eğitimi’ tamamlandı
22 Aralık 2025 Pazartesi - 15:00 ADÜ’de ’Temel Yapay Zeka Eğitimi’ tamamlandı Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde (ADÜ) Ar-Ge ve Kalite Toplulukları iş birliğiyle düzenlenen ’Temel Yapay Zeka ve Etkili İstem Yazımı’ eğitimi, iki gün süren yoğun katılımla tamamlandı. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Ar-Ge Topluluğu ile Kalite Topluluğu iş birliğinde organize edilen ’Temel Yapay Zeka ve Etkili İstem (Prompt) Yazımı’ eğitim programı Atatürk Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Üniversitenin Dijital Dönüşüm Koordinatörü Öğr. Gör. Ümit Bulut tarafından verilen eğitimlerde, yapay zekanın temel çalışma prensipleri ve algoritmik yapısı kapsamlı şekilde ele alındı. Program kapsamında farklı yapay zeka model türleri tanıtılırken, bu modellerin eğitim-öğretim ve araştırma süreçlerinde etkin kullanım alanlarına yönelik bilgiler paylaşıldı. Eğitim sürecinde katılımcılara dijital verimliliği artırmaya yönelik etkili istem (prompt) yazımı teknikleri uygulamalı örneklerle aktarıldı. Ayrıca yapay zeka araçlarının akademik ve profesyonel yaşamda çıktı odaklı ve stratejik kullanımına ilişkin yöntemler, örnek senaryolar üzerinden değerlendirildi. Programın koordinasyonunu yürüten Ar-Ge ve Kalite Toplulukları Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Kemalettin Ağızan, üniversite öğrencilerinin teknolojik yetkinliklerinin geliştirilmesinin stratejik önemine dikkat çekerek, disiplinler arası iş birliği anlayışıyla geleceğin teknolojilerine uyum sağlamanın öncelikli hedefler arasında yer aldığını ifade etti. İki gün boyunca yoğun katılımla gerçekleştirilen eğitim programı, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi. Programın, katılımcıların yapay zeka teknolojilerine yönelik teknik farkındalıklarının artırılmasına önemli katkı sunduğu belirtildi.
GUHEM’de "En Uzunnn Gece"
22 Aralık 2025 Pazartesi - 13:41 GUHEM’de "En Uzunnn Gece" Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde, faaliyetlerini sürdüren Gökmen Uzay ve Havacılık Eğitim Merkezi (GUHEM), yılın en uzun gecesi olan 21 Aralık’ta düzenlediği "En Uzunnn Gece" etkinliğiyle bilimi ve keşif duygusunu ziyaretçileriyle buluşturdu. Alanında Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise sayılı merkezlerinden biri olan GUHEM, genç kuşağın uzay ve havacılık alanlarına ilgisini artırmaya yönelik çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. En uzun gece olan 21 Aralık’ta düzenlenen etkinlik kapsamında; oryantiring çalışmaları, bilim gösterileri, Mars 2050 içerikli anlatımlar ile uzay ve havacılık deneyimlerinden oluşan, gün boyu süren bir program gerçekleştirildi. Programda farklı yaş gruplarından katılımcılara hem öğretici hem de keyifli bir deneyim sunuldu. "Her detayıyla çok etkileyici bir deneyim yaşadık" GUHEM’i ziyaret eden edebiyat öğretmeni Nil Bahar Şekerçi, "Biz uzayı ve fiziği çok seven bir aileyiz. Bursa’da böyle bir merkezin varlığını biliyorduk ancak ilk kez ziyaret etme fırsatı bulduk. Her detayıyla çok etkileyici bir deneyim yaşadık. Simülasyonlar oldukça başarılı, kullanılan materyaller ise hem kaliteli hem de eğitici. Uzay materyalleri, görseller ve çocukların birebir dokunarak öğrenebileceği uygulamalar sayesinde bilgiler çok daha kalıcı oluyor. Çocuklar gördüklerini ve deneyimlediklerini akıllarında tutuyor; bu da ileride bilimi sevme ve bilimle ilgilenme açısından çok önemli. Bilimin Anadolu topraklarında filizlenmesi adına bu tür merkezleri çok değerli buluyoruz. Özellikle çocukların ilgisini çekecek ve bilimi sevdirecek şekilde tasarlanmış olması çok kıymetli. Emeği geçen herkesi tebrik ediyor, teşekkür ediyoruz." dedi. "Tekrarı olursa yarın bile gelirim" Etkinliğe katılan öğrencilerden Mehmet Akif Şekerci, "GUHEM’i çok sevdim, gerçekten çok beğendim. Tekrarı olursa yarın bile gelirim. Etkinlikler çok güzeldi; özellikle tiyatro ve yarışmalar çok keyifliydi. Söyleşilerdeki sorular da gerçekten çok eğlenceliydi. Soru sorulurken ben soru alanına koşarak gidiyordum. Benim için çok farklı ve eğlenceli bir deneyim oldu. Özellikle benim gibi fiziği seven çocukların mutlaka gelmesini öneriyorum. Burayı yapanlara ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederim." dedi. "Bizim için çok güzel bir etkinlik oldu" Etkinliğe katılan öğrencilerden İrem Yılmaz ise, "Bu gece çok güzeldi. Bu programda çok şey öğrendim. GUHEM’deki tüm düzenekleri çok beğendim. Soru-cevap bölümü de çok keyifliydi. Sorular zor ama eğlenceliydi. Buradaki bilim gösterilerini de çok beğendim. GUHEM ve uzay katı çok güzel. Herkesin burayı gezip görmesi lazım." ifadelerini kullandı.
Kadınlara yönelik dijital eğitim programı tamamlandı
22 Aralık 2025 Pazartesi - 11:02 Kadınlara yönelik dijital eğitim programı tamamlandı Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin, kadınların dijital teknolojilere erişimini artırmak ve istihdam imkanlarını güçlendirmek amacıyla ücretsiz olarak düzenlediği "temel bilgisayar ve 3D animasyon eğitimi" programı tamamlandı. Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen program kapsamında, ilk aşamada 1 ay süren temel bilgisayar eğitimi, ardından 5 aylık 3D animasyon eğitimi verildi. Eğitim sürecini başarıyla tamamlayan kadınlara katılım belgeleri takdim edildi. Temel Bilgisayar Eğitimi süresince katılımcılara, bilgisayar donanım ve yazılım bilgisi, Word, Excel ve PowerPoint gibi ofis programlarının kullanımı, internet erişimi ve dijital güvenlik, e-posta ve çevrimiçi iletişim ile dosya yönetimi konularında eğitim verildi. Bu eğitimin ardından kadınlar, 5 ay süren 3D animasyon eğitimi için sınava girdi. Sınavı başarıyla geçen katılımcılar, 3D modelleme, sahne tasarımı, karakter animasyonu, dijital içerik üretimi ve görsel hikaye anlatımı alanlarında eğitim aldı. 3D animasyon eğitimini tamamlayan kadınlar için Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Ali Emiri Konferans Salonunda belge teslim töreni düzenlendi. Törende konuşan Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Özden Gürbüz Sümer, dijital dünyada kadınların daha fazla yer almasının önemine dikkat çekti. Dijitalleşen dünyada kadınların, cinsiyet eşitsizliği nedeniyle birçok alandan dışlandığını belirten Sümer, bu nedenle özellikle genç kadınların bu tür eğitimlerle desteklenmesini önemsediklerini ifade etti. ’’Önemli bir altyapı oluşturduk’’ Eğitime yoğun ilgi gösterildiğini vurgulayan Sümer, şunları söyledi: ’’Bu yola 35 kişiyle başladık. Uzun ve emek isteyen 6 aylık bir sürecin ardından bugün bu yolu tamamlayan arkadaşlarımızla bir aradayız. Gururluyuz, umutluyuz. Bu elbette yeterli değil ama Büyükşehir Belediyesi olarak önemli bir altyapı oluşturduk." Katılım belgesi alan kadınların süreci azimle sürdüreceğine inandıklarını dile getiren Sümer, katılımcıların eğitimlerini geliştirerek bu alanı meslek olarak sürdürmelerini çok istediklerini belirtti. Eğitim sürecinden duydukları memnuniyeti dile getiren kadınlar ise kendilerine sunulan bu imkan dolayısıyla Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine teşekkür etti. Konuşmaların ardından, kursu başarıyla tamamlayan kadınlara katılım belgeleri takdim edildi.
L’oréal Türkiye bilim kadınlarını desteklemeyi sürdürüyor
22 Aralık 2025 Pazartesi - 10:52 L’oréal Türkiye bilim kadınlarını desteklemeyi sürdürüyor L’Oréal Türkiye, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" Programı’nı 23 yıldır sürdürüyor. Program kapsamında, Türkiye’de bilime yön veren 128 kadının başarıları taçlandırıldı. Bilimde cinsiyet eşitliğini desteklemek, bilim kadınlarının başarılarını görünür kılmak ve yeni nesillere ilham vermek amacıyla hayata geçirilen program kapsamında, Sabancı Üniversitesi’nden Dr. Duygu Kuzuoğlu Öztürk, kastrasyona dirençli prostat kanserine yönelik gerçekleştirdiği yenilikçi projesiyle ödüle layık görüldü. 40 yaş altı genç ve yetenekli bilim kadınlarının başarılarını taçlandıran ve Türkiye’nin önde gelen sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" Programı’nda, bu yıl ödül kazanan 4 bilim kadını L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenen törende kamuoyuna tanıtıldı. Dr. Duygu Kuzuoğlu Öztürk, prostat kanserinin en agresif formu olan kastrasyona dirençli prostat kanserinin tedavisinde yeni yaklaşımlara kapı aralayan çalışmasıyla dikkat çekti. Tedaviye dirençli prostat kanserini protein sentezi üzerinden hedefliyor Prostat kanseri, dünyada erkeklerde en yaygın görülen kanser türleri arasında yer alırken, hastaların önemli bir kısmında zamanla uygulanan tedavilere karşı direnç gelişiyor. Dr. Kuzuoğlu Öztürk’ün projesi, kastrasyona dirençli prostat kanserinde genetik bilginin proteinlere dönüşme sürecini inceleyerek, hastalığa sebep olan moleküllerin seviyelerinin düşürülmesini hedefliyor. Bu yaklaşım, mevcut tedavilere direnç geliştiren hastalar için alternatif tedavi stratejileri geliştirilmesine bilimsel temel oluşturma potansiyeli taşıyor. Dr. Duygu Kuzuoğlu Öztürk, araştırmasıyla ilgili olarak şöyle konuştu: "Bu çalışma, mevcut tedavilere direnç geliştiren prostat kanserinde hastalığa sebep olan proteinleri daha iyi anlamayı ve bu proteinleri hedefleyen yeni tedavilere temel oluşturmayı amaçlıyor." Uluslararası bilimsel tecrübe Türkiye’ye taşınıyor Yapılan açıklamaya göre; L’Oréal-UNESCO For Women in Science Programı, dünya çapında bilimin seyrini değiştiren kadınları destekleyen bir program olarak öne çıkıyor. Bugüne dek ödüllendirilen bilim kadınlarından 7’si Nobel Ödülü kazandı. Türkiye, 140’dan fazla ülke arasında bu programa en fazla katkıyı sağlayan ilk beş ülkeden biri oldu. Saint-Joseph Fransız Lisesi’nde biyolojiye ilgi duyan Kuzuoğlu Öztürk, lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nde tamamladı. Yüksek lisans sürecini Sabancı Üniversitesi’nde sürdüren bilim insanı, doktora çalışmaları için Almanya’nın Tübingen kentindeki Max Planck Enstitüsü’ne kabul edildi ve burada RNA biyolojisi üzerine çalıştı. Sonrasında Kaliforniya Üniversitesi San Francisco’da prostat kanseri hücrelerinde protein sentezini inceleyen araştırmalar gerçekleştirdi ve birçok uluslararası fon tarafından desteklendi. Ocak 2025’te Sabancı Üniversitesi’ne öğretim üyesi olarak katılan Dr. Kuzuoğlu Öztürk, kurduğu laboratuvarında genç araştırmacılarla birlikte çalışmalarını sürdürüyor.
Uzmanından yapay zeka uyarısı: "Evcilleştirmezsek aileyi yıkar"
22 Aralık 2025 Pazartesi - 09:47 Uzmanından yapay zeka uyarısı: "Evcilleştirmezsek aileyi yıkar" İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Şan, yapay zekanın günlük hayatta birçok farklı alanda yaygın olarak kullanıldığını söyledi. Yapay zekayı ‘vahşi bir hayvana’ benzeten Prof. Dr. Şan, "Bu vahşi hayvanı evcilleştirmezsek büyüdüğünde aileyi yıkma potansiyeline ulaşır" dedi. Eğitimden sağlığa, hukuktan savunma sanayisine kadar birçok alanda artık yapay zekanın yok sayılamayacak düzeyde başarılı işlere imza attığını belirten Prof. Dr. Şan, bilinçli kullanım uyarısında bulundu. Eğitim bilimlerinde yapay zekayı sıkça kullandığını ifade eden Prof. Dr. Şan, "Derslere hazırlanma ve ders sırasında yapacağımız etkinlikleri sürdürme konusunda işimizi çok kolaylaştırıyor. Ders planı hazırlamak eskisi kadar zor değil. Küçük birkaç komutla işlerimi halledebiliyorum. Öğrencilerle ders sırasında etkileşimi kurmak daha kolay. Onlardan gelen dönüşleri birkaç saniye içinde analiz edip ne öğrenmişler, neyi yanlış öğrenmişler bunları analiz etmek çok kolaylaştı" dedi. "Aileyi yıkma potansiyeli olduğunu öngörüyorum" Yapay zekâ kullanımında insanların bilinçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Şan, "Vatandaşın bilinçlenmiyor olmasının ne zararı var diye sorabilirsiniz. Yapay zekayı yeni doğmuş vahşi bir hayvana benzetiyorum. Biz bu vahşi hayvanı evcilleştirmezsek bir süre sonra büyüdüğünde evimizin duvarlarını, kapısını, penceresini yıkabilir. Aileyi yıkma potansiyeli olduğunu öngörüyorum. Yapay zekanın girmediği bir taraf yok. Çocukların oyuncaklarında yapay zekâ artmaya başladı. Hastanelerde sağlık takibinden hukuka kadar birçok alanda arttı. Günlük hayatımıza baktığımda ise arabalardaki kısa fardan uzun fara geçmesi bir yapay zeka unsuru. Aynı şekilde çarpışma önleme sistemleri bir yapay zeka unsuru. Bunları düşündüğümüzde neredeyse hayatımızın her yerinde var. Özellikle cep telefonlarının kişisel asistanlarının bizi sürekli takip ettiği bir çağdayız" ifadelerini kullandı. Yapay zekanın küçümsenemeyecek bir konumda olduğunu belirten Prof. Dr. Şan, "Yapay zekanın ‘yapay’ ön ekinden rahatsızım. Yapay dediğimiz zaman biz onu küçümsemiş oluruz. Sizin, benim gibi bir zekâ. Dolayısıyla doğal ve yapay ayrımı zekâ kelimesine çok gitmiyor. Bunun yerine ‘tamamlayıcı’ ifadesini kullanmak daha doğru" şeklinde konuştu. "Henüz evcilleştirilmemiş bir hayvan" Prof. Dr. Şan, yapay zeka kullanırken dikkat edilmesi gerekenler için de "Varsayalım ki evcil bir hayvan besliyoruz. Bu hayvanı beslerken bile çok dikkat etmemiz gerekir ki bu henüz evcilleştirilmemiş bir hayvan. Dolayısıyla herhangi bir hayvanı evcilleştirme sürecinde ne yapmamız gerekirse burada da bunu yapmamız gerekir. Evimizi yapay zekaya teslim edip kenara çekilmek büyük bir hata olduğu gibi ilişkiler sırasında ebeveynlerin teknolojik cihazlara dalması olayından uzak durulması gerekir. Bu aynı zamanda çocuklarda teknoloji kullanımı merakını artırıyor. Akabinde bilimsel körelme geliyor" diye konuştu.