ÇEVRE - 11 Nisan 2025 Cuma 11:51

Atık suyu arıtmadan dereye döken Kırşehir Belediyesi’ne 1.6 milyon TL ceza

A
A
A
00:00
00:00
HD

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, atık suların bir kısmını arıtmadan Kılıçözü Deresi’ne deşarj ettiği tespit edilen Kırşehir Belediyesi’ne 1 milyon 671 bin 844 TL idari ceza uygulayarak, savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekiplerince Kırşehir Belediyesi’nin atık su arıtma tesisinde yapılan denetimde kentsel atık suların bir kısmının arıtılmadan Kılıçözü Deresi’ne deşarj edildiği belirlendi. Yaşanan çevre kirliliği nedeniyle Kırşehir Belediyesi’ne Çevre Kanunu’na istinaden 1 milyon 671 bin 844 TL idari ceza uygulanarak, Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu.

Atık suyu arıtmadan dereye döken Kırşehir Belediyesi’ne 1.6 milyon TL ceza

Hülya Keklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Siirt Siirt’te Turizm Haftası etkinlikleri Siirt’te Turizm Haftası nedeni ile etkinlik düzenlendi. Her sene 15-22 Nisan tarihlerinde kutlanan Turizm Haftası dolayısıyla düzenlenen etkinlikler, Siirt Tarım İl Müdürlüğü Konferans salonunda düzenlenen program ile başladı. Programda konuşan Siirt Valisi Dr. Kemal Kızılkaya Siirt’in medeniyet ve kültür dünyasına büyük katkılar sunduğunu hoşgörünün ve sevginin barışla yoğrulduğu, farklı dillerin konuşulduğu bir huzur ve kardeşlik şehri olduğunu söyledi. Vali Kızılkaya, ’’Köklü geçmişiyle Siirt, çok kıymetli kültürel değerleri de bu kadim topraklarında barındırmaktadır. Botan Vadisinin derinliklerinde saklı kalan tarihi yapılar, camiler ve türbeler, bu toprakların ne denli köklü bir geçmişe sahip olduğunu gözler önüne sermektedir. Aynı zamanda UNESCO Geçici Miras Listesinde yer alan tarihi ve kültürel değerleriyle Tillo ilçemiz, ilmin ve irfanın kadim merkezlerinden biridir. Bu yönüyle Siirt, bölgenin önemli inanç merkezlerinden biridir. Doğal güzellikler bakımından da Siirt, adeta saklı bir cennettir. Botan Vadisi’nin büyüleyici manzarası, kanyonları ve Rasıl Hacar gibi doğa harikaları, her yıl yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Doğa yürüyüşleri ve yamaç paraşütü gibi alternatif turizm alanlarında da önemli bir potansiyele sahibiz. Siirt olarak turizmi geliştirme noktasında elimizdeki tüm imkânları değerlendirmeye, altyapımızı güçlendirmeye ve tanıtım çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz’’ dedi. Programda günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan İl Kültür ve Turizm Müdürü İrfan Tekin ise ’’Siirt; Pervari Balı, iri taneli Siirt fıstığı, kendine has lezzeti olan Zivzik narı, tayfi üzümü, doğal güzellikleri, tarihi mekanları, bağrında barındırdığı evliyaları ile görülmeye değer kadim bir kenttir. İlimizde 9 ürünümüz coğrafi işaret almış olup, değerlendirme sürecinde olan ürünlerimizle birlikte bu sayıyı arttırmayı hedefliyoruz. Tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızla paydaşlarımızla birlikte İlimizde turizmin çeşitliliğini çoğaltarak özellikle kültür, inanç, doğa, sağlık ve eko turizminde bir hamle gerçekleştirme hedefindeyiz’’ diye konuştu. Program, düzenlenen panel, resim sergisi, sinevizyon gösterimi ve dereceye giren öğrencilere verilen hediyelerin ardından sona erdi.
Gaziantep YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar: "Mağdur coğrafyalardaki akademisyen ve öğrencilere kapımız açık" Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ni (GİBTÜ) temasları sonrası yaptığı açıklamada, "Eğitim ve öğretim kalitesi Türkiye’yi yüksek öğrenimde bir cazibe merkezi haline getirmekte. Mağdur coğrafyalardaki akademisyen ve öğrencilere kapımız açık" dedi. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ni (GİBTÜ) ziyaret ederek üniversitenin bilimsel gelişimi, yükseköğretime sunduğu katkılar ve gelecek vizyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ziyaret kapsamında GİBTÜ Senatosu da Prof. Dr. Özvar’ın başkanlığında toplandı. Prof. Dr. Özvar yaptığı konuşmada, GİBTÜ’nün kısa sürede sergilediği gelişimi takdirle karşıladıklarını ifade ederek, üniversitenin büyüyen vizyonunun yükseköğretim sistemine değer kattığını belirtti. Kalite güvencesi, araştırma üniversiteleri modeli, dijital eğitim teknolojilerinin entegrasyonu ve bölgesel kalkınmaya katkı gibi konuların önemine değinen Özvar, bu alanlarda aktif rol üstlenen üniversitelerin stratejik önem taşıdığını vurguladı. "Mağdur coğrafyalardaki akademisyen ve öğrencilere kapımız açık" Ziyaret sırasında genel değerlendirmelerde de bulunan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, İsrail’in Gazze’deki zulmü ve diğer coğrafyalarda yaşanan zulümler nedeniyle mağdur olan öğrenciler ile zulme tepki gösterdiği için zorluklarla karşı karşıya kalan akademisyenlere kapılarının açık olduğunu söyledi. Prof. Dr. Özvar, "Bildiğiniz üzere Gazze’de uzun zamandan beri yaşanan bir insanlık dramı var. Ve elimizden geldiği ölçüde Gazze’de üniversitelerini kaybetmiş gerek öğretim elemanlarına gerek öğrencilerine olabildiği ölçüde kapılarımızı açmaya çalışıyoruz. Bu jeopolitik istikrarsızlık tabii sadece Ortadoğu’yla da sınırlı olmadığını sizler de gayet iyi biliyorsunuz. Afrika’da da ülkelerin iç çatışmaları veya ülkeler arası çatışmalar sebebiyle bilim insanları ve öğrenciler de ciddi şekilde etkileniyorlar. Burada bilim insanları ciddi bir tehlikeyle riskle karşı karşıyadır. Öğrenciler için de aynı şey geçerlidir. Üniversitelerin kapıları kapanmıştır. Bu bakımdan biz Sudan’daki bu karışıklıklar sebebiyle Dişleri Bakanlığımızla ortak iş çalışma yaparak Sudan’ın üç üniversitenin rektörlerinin bir kısım idarecilerini ve bir kısım öğrencilerini Türkiye’de üç ilimizde şu anda misafir etmeye başladık. Konya’da Niğde’de ve Malatya’da üç Sudanlı üniversiteyi misafir etmek suretiyle kapılarımızı açtık. Türkiye kapsayıcılık prensibiyle, dostluk, kardeşlik ve iş birliği prensibiyle yaklaşmaktadır. Asla dışlamamaktadır. Asla ötekileştirmemektedir. Tam aksine bilim insanlarına öğrencileri kapılarını bulabildiği ölçüde imkanları ölçüsünde açmaya devam etmektedir. Gazze’deki olaylar sebebiyle ifade hürriyetinden istifade etmek suretiyle bu insanlık durumuna eleştiren uluslararası pek çok bilim insanı ya işinden olmakta ya üniversitesinden atılmakta veya büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalmaktadır. Uluslararası üniversitelerde bu durumda olan değerli arkadaşlarım, öğretim elemanlarına üniversitelerimizin kapılarının açık olduğunu söylemem gerekir. Sırf bu zulme karşı durduğu için üniversitelerin kendi üniversitelerinin imkanları maddi bütçeleri kısıtlanan yükseköğretim kurumları veya öğretim elemanları var. Onlara kapılarımız açık. Buradan rektör hocalarımıza, üniversitelerimize sesleniyorum. Zulme karşı çıktığı için veya Gazze’deki bu insanlık dramını eleştirdiği için üniversitesinden atılmakla karşı karşıya olan öğretim elemanlarına lütfen kapılarınızı açın. Onları misafir edin. Bu açıdan zor durumda olan işini kaybetmek durumda olan tanınmış uluslararası saygın bilim insanlarına kapılarımızın açık olduğunu dile getirelim. Onları üniversitelerimize davet edelim değerli arkadaşlar. Biz kuşatarak iş birliği yaparak insanları kucaklayarak büyüyeceğimizi düşünüyoruz" dedi. "Eğitim ve öğretim kalitesi Türkiye’yi yüksek öğrenimde bir cazibe merkezi haline getirmekte" Türkiye’nin eğitim-öğretim kalitesiyle dünyada cazibe merkezi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özvar, "Türkiye Cumhuriyet devleti, vatandaşlarına bedava yüksek öğrenim sağlamaktadır. Bunun yanı sıra ülkemize gelecek uluslararası öğrencilere ise altından kalkılabilecek maliyetlerle öğrenim sunması veya makul ücretlerle yüksek öğrenim imkanları sağlaması Türk üniversitelerinin cazibesini arttıran en önemli vasıflardan bir tanesidir. Eğitim ve öğretim kalitesinin dünya standartlarında olması Türkiye’yi yüksek öğrenimde bir cazibe merkezi haline getirmektedir. Bugün pek çok uluslararası öğrenci için ülkemiz cazibe merkezi haline gelmiş bulunmaktadır. Yüksek öğrenim kurumlarımızın bu vasfını fevkalade önemli buluyor bunun daha da geliştirilmesi noktasında üniversitelerimizle birlikte gayret sarf ediyoruz. Ülkemizdeki üniversiteleri bu açıdan aslında dünyadaki üniversite hareketliliğine yön veren ülkelerden biri haline gelmektedir. Bizim hedefimiz sadece uluslararası hareketlilikten daha fazla pay olmak değil, aynı zamanda bil hassa son 30 yılda meydana gelen jeopolitik istikrarsızlık sebebiyle yüksek öğrenimde ciddi zorluklar yaşayan öğretim elemanlarının insanlarına da üniversitemizin kapısını açmak" ifadelerini kullandı. "Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ne önemli görevler düşmekte" Konuşmasında GİBTÜ ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Özvar, "Gaziantep, İslam ve Bilim Teknoloji Üniversitesi’nin de inanıyoruz ki bilhassa yani belirli, öncelikli alanlarda ihtisaslaşabileceğine inanıyoruz. Diğer yandan ise üniversitemizin taşıyabileceği bir önemli başka bir misyon daha var. Bildiğiniz üzere Gaziantep uluslararası etkileşime en açık şehirlerden bir tanesi. Türkiye’de bölgenin komşu olduğu ülkeler yakın ve uzak komşular dikkate alındığında, Gaziantep’teki üniversitelerimizin aslında bölgedeki komşu ülkelerle iş birlikleri içerisine girebilmesi, bu konuda gayret sarf etmesini, öncü olmasını bekliyoruz. Gaziantep İslami Bilim Teknoloji Üniversitesi, Suriye’deki ve komşu ülkelerdeki üniversitelerle yakın ilişkiler geliştirmek suretiyle adından daha fazla söz ettirebilir. Aynı zamanda burada üretilen bilgi birikimini entelektüel birikimi bu komşu ülkelerdeki paydaşlarıyla diğer üniversitelerle paylaşabilir kanaatini taşıdığımızı söylemem lazım. Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ne önemli görevler düşmektedir. Üniversitelerimiz içinde bulundukları şehrin sorunlarıyla, sosyal meseleleriyle uğraştığı ölçüde daha üretken olacaklardır. Biz üniversitelerimizin bulundukları bölgenin, sosyal meseleleriyle, iktisadi konularıyla kültürel entelektüel meseleleriyle daha yakından olmalarını şehirle bütünleşmelerini önemsiyoruz. Bir üniversite şehriyle bütünleştiği ölçüde daha üretken, daha kaliteli, daha etkili hale gelmektedir. Üniversiteler dört duvar kampüs duvarları içine hapsolmuş kurumlar değildir. Üniversiteler bu kampüs duvarlarının ötesine çıkarak cemiyetiyle, toplumuyla, esnafıyla, işçisiyle, tüccarıyla, memuruyla buluşabilmesi burada üretilen bilgiyi, tecrübeyi mutlaka onlarla paylaşması gerekmektedir. Çünkü üniversiteler şehrin veya bölgenin en yetişmiş insan malzemesini bünyesinde bulunduran kurumlardır değerli arkadaşlar. Gaziantep üniversite-sanayi iş birliği için en ideal şehirlerden bir tanesidir. Ve biz de Yükseköğretim Kurulu olarak şehrin bu potansiyelinden daha fazla istifade etmek üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz" şeklinde konuştu. Geleceğe dönük akademik iş birliği ve stratejik temaslar Ziyaret kapsamında gerçekleşen diğer görüşmelerde, GİBTÜ’nün ulusal ve uluslararası düzeyde akademik iş birliklerini güçlendirme hedefi, nitelikli insan kaynağı yetiştirme vizyonu ve araştırma altyapısını büyütmeye dönük planları değerlendirildi. Ayrıca yükseköğretimde dijitalleşme, inovasyon temelli dönüşüm ve öğrenci merkezli üniversite anlayışı üzerine fikir alışverişi yapıldı. Senato Toplantısı’nda akademik vizyon ele alındı Ziyaretin en önemli duraklarından biri, GİBTÜ Senato Toplantısı oldu. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın başkanlığında gerçekleşen toplantıya üniversitenin akademik ve idari üst yönetimi katıldı. Toplantıda GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, üniversitenin son dönemde gösterdiği bilimsel gelişim, araştırma projelerindeki ivme ve uluslararası akademik iş birlikleri hakkında kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. YÖK heyeti de GİBTÜ’de Ziyarete YÖK Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Prof. Dr. Naci Gündoğan ve YÖK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murteza Bedir de katıldı. GİBTÜ Rektörlük binasında gerçekleşen görüşmelerde üniversitenin bilimsel büyüme stratejileri, kalite odaklı dönüşüm süreci, dijitalleşme hamleleri ve yeni nesil üniversite modeli masaya yatırıldı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve beraberindeki heyet, üniversitenin akademik kadrosu ile yapılan görüşmelerin ardından GİBTÜ yönetimine misafirperverlikleri için teşekkür ederek, üniversitenin başarılarının artarak devam etmesini temenni etti.
İstanbul BAU’dan yapay zekânın gerçekleştirdiği ilk zirve Bahçeşehir Üniversitesi’nin (BAU) ev sahipliğinde; temasından, konuşmacılara, tüm etkinliklerin planlamasından, konuşmaların farklı dillerde yazıya çevrilmesine kadar tamamen yapay zekânın hazırladığı Future AI Summit 2025, İstanbul’da gerçekleştirildi. Türkiye’de ilk defa yapay zekânın kendi hazırlayıp planladığı iki gün sürecek uluslararası zirvenin açılışının sunuculuğunu da konuşmasını kendi hazırlayan yapay zeka destekli "Lucia" yaptı. İnsanlık tarihinin en önemli teknolojik gelişimlerinden biri olarak kabul edilen yapay zekâ alanında Türkiye’nin ve MENA Bölgesi’nin (Orta Doğu ve Kuzey Afrika) önemli zirvelerinden olan Future AI Summit’25, İstanbul’daki Bahçeşehir Üniversitesi’nde başladı. Bu yıl ikincisi gerçekleşen zirvenin açılışını yapay zekâ destekli sunucu "Lucia" yaptı. Kendi hazırladığı konuşmasını seslendiren Lucia, "Bir tırtıldım, kelebeğe dönüştüm" ifadelerini kullanırken etkinliğin düzenleyicilerinden BAU Global Başkan Yardımcısı Dr. Serdar Şenel, zirvenin tamamen yapay zekâ tarafından hazırlandığını söyledi. Geçtiğimiz yıl ilki düzenlenen Future AI Summit 2024 çıktılarının yüklendiği yapay zekânın bu yılki temayı "Metamorph" olarak belirlediğini dile getiren Şenel, zirvenin Avrupa, Asya ve Afrika’nın kesişiminde olan İstanbul’da düzenlenmesinin önemine de dikkat çekti. Şenel, zirvenin temasından, konuşmacılara, tüm etkinliklerin planlamasından, konuşmaların farklı dillerde yazıya çevrilmesine kadar tamamen yapay zekâ tarafından hazırladığını dile getirdi. Dönüşüm çağı Konuşmasında yapay zekanın yeni bir dönüşümü gerçekleştirdiğine vurgu yapan Şenel şunları söyledi: "Dünyada beş üniversitemiz var. Avrupa’nın en büyük eğitim grubuyuz" diyen BAU Global Başkan Yardımcısı Serdar Şenel, "En önemli özelliği, akademi ve sektörü bir araya getirmesi. Aslında benzer etkinlikler dünyada yapılıyor ama bölgemizde bulunan en büyük etkinlik. Geçen yıl 8 binin üzerinde katılımcıyla gerçekleşti. Bu yıl da benzeri bir katılım bekliyoruz. Aynı zamanda yapay zekânın artık sektörleri nasıl dönüştürdüğünü ve değiştirdiğini konuşacağız. Bu sene konumuz dönüşüm. Hangi sektörün içerisinde, ne tür değişimler oldu ve hayatımızın artık içerisine bu yapay zekâ yapısı nasıl zerk ediliyor, onu gözlemliyoruz. Buraya gelen öğrenciler, sektör temsilcileriyle ve sektör önderleriyle buluşma imkânı buluyor. Kendilerine belki staj imkânı da sağlayacaklar. Aynı zamanda dünyanın yapay zekâ konusunda nereye gittiğini ölçümlüyorlar. Çünkü dünyanın en önemli şirketleri de hem burada stant açıyor hem de konuşmacı olarak yer alıyor." "Dünyadan gelen sektör öncüleri, gençlerin kurduğu 80’in üstünde girişimi inceledi" Serdar Şenel, "Geçen yıl düzenlenen zirvede, yine gençlerin kurduğu 80’in üzerinde girişim, stantlarıyla yer aldı. Tabii dünyadan gelen sektör öncüleri, bu stantların hepsini ziyaret etti. Onlarla iş birlikleri de yaptılar. Yıl içerisinde yuvarlak masa toplantıları gerçekleştirildi. Ana hedefimiz, ülkemiz adına önemli bir etkinliği yine İstanbul’da, bu önemli bölgede gerçekleştiriyor olmak. Önümüzdeki yıllarda da bu çalışmaların süreceğini düşünüyorum. Çünkü Türkiye’nin de buna ihtiyacı var" şeklinde konuştu. İnsan faktörü her zaman ön planda olmalı Şenel’in konuşmasının ardından BAU Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu değerlendirmelerde bulundu. Zirvenin sadece teknolojik dönüşümleri anlamayı kapsamadığını ifade eden Hatipoğlu, etkinliğin toplumsal ve etik dönüşümleri anlamaya ve bu dönüşümlerle etkileşim kurmaya yönelik arayışı da yansıttığını söyledi. Yapay zekânın geliştiği süreçte insan faktörünün ön planda tutulması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Esra Hatipoğlu şu ifadeleri kullandı: "Yapay sinir ağları, etik çerçeveler, makine öğrenmesi algoritmaları ve yapay zekânın toplumsal etkileri üzerine tartışırken, insan faktörünü her zaman ön planda tutmalıyız. Teknoloji insanlığa hizmet etmeli, insanlık teknolojiye değil. Biz eğitimciler, araştırmacılar ve yenilikçiler olarak, oluşturduğumuz dönüşümlerin eşitlik, saygı ve etik sorumluluk ilkeleriyle yönlendirilmesini sağlamakla yükümlüyüz." ‘Tarihi misyonu üstlenmek üzere kolları sıvadık’ BAU Mütevelli Heyeti adına konuşan Saygın Şenel ise yaptığı konuşmasında "Büyük sorular bizleri bekliyor. Çok yakında teknoloji devrimin baştan sona değiştireceği iş akışlarının yanı sıra, yeni dönemin anlam arayışı sorgularının, varoluşsal sancılarını da hayatımızın tam ortasında hisseder hale geleceğiz. Bu kapsamda geçtiğimiz yıl ilkini Future AI Summit’in sadece bir teknoloji zirvesi olmaktan öte, birçok soruya cevap aranan bir platforma dönüşmüş olması hepimiz adına gurur verici. Sadece bir yıl içinde yaşanan gelişmelere baktığımızda bile, konuştuğumuz konuların bağlamının ne kadar hızlı evrildiğini açıkça görüyoruz. İşte tam da bu çağın eşiğinde Bahçeşehir Üniversitesi olarak ülkemizde tarihi bir misyonu üstlenmek üzere kolları sıvadığımızı da bilmenizi isterim. Bu misyon, yapay zeka devrimi ile gerçekleşecek olan, ekonomik, sosyolojik ve kültürel dönüşüme öncülük etme ve değer katma misyonudur. İnsanlık adına, ülkemiz adına, iş dünyası adına, paydaşlarımız adına ve en önemlisi gençlerimiz adına, geleceğe ışık tutma görevidir" dedi. "Öğretmen asistanları geliyor" Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Koç, "Future Al Summit’in ikincisini düzenleniyor. Çok değerli katılımcılar, heyecan verici konular ve konuklar var. İkincisinde yer almaktan büyük bir heyecan duyuyorum. Çünkü eğitim başta olmak üzere, tüm sektörler için vizyonu paylaşmak, bu birlikteliklerde yeni bilgi ve deneyimler kazanmak, dinlemek, anlatmak çok kıymetli. Bahçeşehir Koleji için yapay zekâ uygulamalarının ve bu süreçlerin paylaşımının başka da bir anlamı var. Çünkü eğitim ekosisteminde Türkiye’de, yapay zekâ uygulamalarına öncülük eden bir eğitim kurumuyuz. Bu öncülükte 2017 yılından itibaren yapay zekâ tabanlı kişiye özgü öğretim modeliyle şekillendirdiğimiz Metodbox uygulamalarımız var. Geçen yıl ilk defa, yine bu zirvede paylaşmıştık. ‘Chatbot temelli öğrenci asistanlarını’ konuşmuştuk. Eylül ayı itibariyle hayata geçireceğimizi söylemiştik. Tüm sınıf düzeylerinde 2025-2026 eğitim döneminden itibaren kullanıma aldık. Önümüzdeki sene için de yine burada vereceğimiz bir haber var. Öğretmen asistanları geliyor. Amerika başta olmak üzere tüm dünyada bunlar çok önemli. Yeni nesil temelli asistanlar, hem öğrencilerin hem öğretmenlerin kişisel asistanları olarak eğitim-öğretim sürecini farklı bir boyuta taşıyor. Bütün bunları paylaşacağız" açıklaması yaptı. UNITAR Başkanı video mesaj gönderdi Zirveye, Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü (BM UNITAR) İcra Kurulu Direktörü Michelle Gyles-McDonnough video mesaj gönderdi. Gyles mesajında şu ifadeleri kullandı: "Bu zirve, iş birliği ve dönüşüm ruhunu somutlaştırıyor; küresel kurumlar, yenilikçiler ve etik çerçeveler için bir katalizördür. Politikacılar, geliştiriciler, eğitimciler ve girişimciler olarak bu salonda bulunan sizler, bu materyalin yazarlarısınız." 22 trilyonluk büyüklük Huawei Cloud Europe Başkan Yardımcısı Janice Peng zirvenin açılış konuşmasında yapay zekânın geleceğiyle ilgili yapılan bazı araştırmalardan bilgiler paylaştı. Yapay zekânın küresel ekonomideki büyüklüğünün 22 trilyon dolara ulaşmasının beklendiğini ifade eden Yeng, "Bu süreç aynı zamanda 19 milyonun üzerinde yeni iş imkânı doğuracak. Bu dönüşüm hepimizi etkileyecek. Yapay zekâ dönüşümü endüstriler arasında yayılıyor. 200 milyondan fazla araç sürücüsüz hale gelirken, iş gücünün de dönüşeceğini göreceğiz. Bağımsız sektörlerdeki ekonomik üretimin yüzde17’sinden fazlası yapay zekâ kaynaklı olacak. Eğitim alanında 15 milyondan fazla dijital içerik üretilecek, bu da insan ve makine arasında sürekli öğrenme sistemine geçileceği anlamına geliyor" dedi. "Okumuz yapay zekâ alanında önderlerinden" Bahçeşehir Üniversitesi Yapay Zekâ Mühendisliği 2’nci sınıf öğrencisi Polat Kenan Kaya ise "Okulumuz, yapay zekâ alanında önder okullardan biri. İlk başta bizim okulda açıldı. Çünkü bu konuya çok fazla önem veriyor. Kulüp ve bölüm olarak bize çok özen gösteriyorlar. Bu alana çok büyük önem veriliyor. Bölümümüzde yapay zekânın temelinde olan her şeyi işliyoruz. Burada çok güzel bir network imkânı sunuluyor. Okurken staj yapmak, mezun olduğumuzda ise iş olarak çok güzel imkânlar sağlanıyor. Bu insanlarla dışarıda da başka şekillerde görüşme imkânımız oluyor. Ben bu alanda kendi şirketimi kurup hayallerimi gerçekleştirmek istiyorum" dedi. 36 etkinlik 120 konuşmacı Zirve iki gün boyunca 3 ayrı salondaki 36 etkinlikle devam edecek. 120 konuşmacının yapay zekâ ile ilgili tüm gelişmeleri, teknolojideki ve hayatımızdaki dönüşümü konuşulacağı "Future AI Summit’25, İstanbul’da teknoloji firmaları, şirketler, girişimcilerle öğrencileri de açılan stantlarda buluşturuyor. Üniversite öğrencileri, hem teorik hem de pratikte yapay zekânın farklı sektörlere etkilerini gözlemleme şansı yakaladığı zirveye 8 bin kişinin katılması bekleniyor.