ÇEVRE - 30 Haziran 2024 Pazar 11:17

Kızılırmak adeta kurudu, yatağı otluğa dönüştü

A
A
A

Türkiye’nin en uzun ırmağı olan Kızılırmak, kuraklığın etkisiyle adeta kuruyarak yatağı sazlığa dönüştü.

Sivas’ın İmranlı ilçesinde bulunan Kızıldağ’ın eteklerinden doğan ve Samsun’un Bafra ilçesinde Karadeniz’e dökülen Kızılırmak bin 355 kilometre uzunluğuyla Türkiye’nin en uzun ırmağı olarak biliniyor. Irmak son zamanlarda yaşanan yetersiz yağışlar ve kuraklığın etkisiyle eski coşkusunu kaybetti. Irmağın bazı bölümlerinde yatağı adeta otluk alana dönüştü. Kuraklığı gözler önüne seren ırmak dron ile görüntülendi.

“Kızılırmak Kızılırmak’lıktan çıktı”

Karşıyaka Mahallesi Muhtarı Adem Ertörer, Kızılırmak’ın Kızılırmak’lıktan çıktığını ifade ederek, “Kızılırmak çok büyük bir ırmağımız. Kar ve yağmurumuz olmadığı için otlar büyüyecek. İklim değişti. Kızılırmak hiç böyle olmamıştı. Sazlık genellikle olur ama böyle olmamıştı. Devlet kanalıyla çalışılması gerekiyor. DSİ tarafından temizlenebilir. Kızılırmak Kızılırmak’lıktan çıktı, sazlık alana dönüştü" dedi.

Fatmanur Akkişi - Rahmi Meyveci

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Eski kent meydanı yeniden yapılıyor Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan “Adıyaman Meydan ve Çevre Düzenleme Projesi” ile kent merkezi yeniden hayat bulacak. 6 Şubat depremlerinden en fazla hasar gören illerden bir tanesi olan Adıyaman için büyük öneme sahip projelerden birisi daha hayata geçiriliyor. İlk etapta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ‘Kent meydanı’ olarak planlanan ancak daha sonra içeriği değiştirilerek büyütülen “Adıyaman Meydan ve Çevre Düzenleme Projesi” ile Adıyaman’ın kalbi konumundaki kent merkezi yeniden yapılacak. Adıyaman Kalesi ve çevresinin de içinde olduğu, Saat Kulesi’nden Cumhuriyet Caddesi’ne, Heykel Meydanı (Sümer Meydanı) ve Sıratut Mahallesinin bir kısmının dahil olduğu 350 bin metrekare bir alanda yenilenme çalışması yapılacak. Kentin dokusuna uygun yapılar ile şehir merkezinin cehresi değişecek. Ana hatları belirlenen projede sadece iş yerleri ve dükkanlar olmayacak, kent park, kültür merkezi, kütüphane, müze ve deprem şehitleri için bir anıtsal meydan yer alıyor. Adıyaman Valisi Osman Varol, düzenlediği toplantı ile proje hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. Vali Varol, “Adıyaman için hayırlı olsun. Gerçekten Adıyaman’ın cehresini değiştirecek. Adıyaman’ı kendi mirasını koruyarak, kendisini geleceğe güzel bir şekilde hazırlayacak çok kritik, çok önemli bir projenin gerçekleştirileceğine devletimiz aliyle gerçekleştirileceğine tanık olacağız hep beraber, ilimiz için öncelikle hayırlı olsun. Kesinlikle değerle ilgili yani hem sayıyı muhafaza edeceğiz hem de vatandaşımızın orada ki ticari, ekonomik değerini de muhafaza edecek bir formülle bu işi yöneteceğiz. Vatandaşımızın bu konuda en küçük bir kaygısı olmasın. Buranın hepsini biranda gerçekleştirmeyeceğiz arkadaşlar, bunu bir etaplama şeklinde yapacağız. Yani bir taraftan orda hayat devam ederken belirli bölümünde yenilenme gerçekleşecek, daha sonra orası faaliyete girdiğinde diğer alan gelecek. Bununla ilgili bir etaplama çalışmamız var. Proje ile ilgili önden bir maliyet belirtmek mümkün değil ama şunu söyleyebilirim, Türkiye yürütülen en büyük kentsel düzenleme en büyük maliyetli, bütçeli bir projelerden bir tanesi olacak” dedi. Projeyle ilgili düşüncelerini belirten esnaflar ise, “Yani vizyon projesi bu. Yapılması gereken bir proje, şehir için çok önemli, ekonominin döndüğü yer. Zaten şehir 6 Şubat depreminde yerle yeksan olan bir yer. Öyle tahmin ediyorum ki çok başarılı bir eser ortaya çıkacak. Hakkımızda hayırlısı” diye konuştu.
Manisa İlçe Sağlık Müdüründen sıcak hava uyarısı Son günlerde yaşanan aşırı sıcaklara karşı dikkatli olunması için Alaşehir İlçe Sağlık Müdürü Dr. Süleyman Çağrı Bozkurt uyarılarda bulundu. Aşırı sıcakların etkili olduğu son günlerde Alaşehir İlçe Sağlık Müdürü Dr. Süleyman Çağrı Bozkurt, basın açıklaması yaparak vatandaşları uyardı. Dr. Süleyman Çağrı Bozkurt açıklamasında, aşırı sıcakların çeşitli sağlık sorunlarını beraberinde getirdiğini belirterek, "Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı artar ve metabolizma bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışır. Ancak aşırı sıcaklarda sadece terleyerek vücut ısısını dengelemek mümkün olmayabilir. Özellikle yaşlılar, bebekler ve kronik hastalığı olan kişiler bu durumdan daha fazla etkilenir. Terleme mekanizması bu gruplarda her zaman etkili olamayabilir. Ayrıca, şişmanlık, herhangi bir hastalığa bağlı yüksek ateş, aşırı sıvı kaybı, kalp hastalığı, ruh ve sinir hastalıkları, alkol ve uyuşturucu kullanımı, tansiyon düşürücüler ve idrar söktürücüler gibi ilaçların kullanımı da sıcak havalarda terlemeyi etkileyen diğer faktörlerdendir. Bu durumlar, beyin ve diğer hayati organlarda hasara yol açabilir." dedi. Kimler Risk Altında? Aşırı sıcak havalardaki risk altında bulunan grupları da açıklayan Dr. Bozkurt, "Aşırı sıcaklardan en çok etkilenen gruplar arasında yalnız yaşayan 65 yaş ve üzerindeki yaşlılar, dört yaşından küçük çocuklar, bakıma ihtiyacı olanlar, hamileler, açık alanda çalışanlar, aşırı kilolular ve kronik hastalığı olanlar bulunmaktadır. Özellikle kronik hastalığı bulunan ve yalnız yaşayan yaşlılar en yüksek risk grubunu oluşturur. Sürekli ilaç kullanan kişiler, sokak çocukları ve evsizler de bu durumdan büyük ölçüde etkilenirler." diye konuştu. Korunma yöntemleri Sıcak havalarda korunma yöntemlerini de açıklayan Dr. Bozkurt şunları söyledi: "Günün en sıcak saatleri olan 10.00-16.00 arasında dışarı çıkmaktan kaçınmak, aşırı sıcakların olumsuz etkilerinden korunmada önemli bir adımdır. Dışarıda bulunmak zorunda kalanlar, açık renkli, hafif ve bol giysiler giymeli, geniş kenarlı ve hava delikleri olan şapkalar kullanmalıdır. Güneşin dik geldiği saatlerde denize girmekten ve güneşlenmekten kaçınılmalı, bu saatler dışında denize girerken güneş koruyucu krem, şapka ve güneş gözlüğü gibi koruyucu önlemler alınmalıdır. Fiziksel aktiviteler ve spor için sabah ve akşam saatleri tercih edilmeli, aşırı sıcaklarda ağır fiziksel aktivitelerden kaçınılmalıdır. Susuzluk hissi olmasa bile her gün en az 2-2,5 litre sıvı tüketilmelidir. Bebekler, çocuklar ve hayvanlar asla kapalı ve park etmiş araçlarda bırakılmamalıdır. Kapalı alanların iyi havalandırılması ve güneş gören pencerelerin perdelerle gölgelenmesi de sıcakların olumsuz etkilerini azaltmada önemlidir. Vücut ısısının yükselmemesi için sık sık duş alınmalı, bu mümkün olmadığında ayaklar, eller, yüz ve ense soğuk suyla ıslatılmalıdır. Kahvaltıda az yağlı peynirler, zeytin ve taze sebzeler tercih edilmeli, yağlı besinler ve kızartmalardan kaçınılmalıdır. Sağlıklı pişirme yöntemleri kullanılarak yemekler hazırlanmalı ve bol miktarda sebze ve meyve tüketilmelidir. Dışarıda satılan yiyeceklerden kaçınılmalı ve hijyen kurallarına özen gösterilmelidir. Bu önlemlerle aşırı sıcakların olumsuz etkilerinden korunmak mümkündür."
Sivas 108 yaşındaki Kadir dede "Türkçe ezan" baskısını anlattı Sivas’ta yaşayan 108 yaşındaki Kadir Hizmetli, Türkiye tarihindeki önemli dönüm noktalarından olan ezanın Arapça yerine Türkçe olarak okutulmasının zorunlu hale getirildiği zamana şahit olduğunu belirterek o dönemin zorluklarını anlattı. Eskiden Sivas’ın Kangal ilçesine bağlı olan fakat şimdilerde Sivas’ın Ulaş ilçesine bağlanan Eski Karahisar köyünde 108 yıl önce dünyaya gelen Kadir Hizmetli torunlarının torunlarını gördü. En büyük oğlu 84 yaşında olan Hizmetli, Türkiye tarihinin büyük bölümüne şahitlik etti. Doğduktan 24 yıl sonda nüfus kaydı yapılan Hizmetli’nin resmiyette yaşı en büyük oğluyla aynı. Son bir asra şahitlik eden Hizmetli, Türkiye tarihinde önemli bir dönüm noktası olan ezanın Arapça yerine Türkçe olarak okutulmasının zorunlu hale getirildiği zamanları en net haliyle hatırlayan Hizmetli, o dönemde yaşanan zorlukları ve değişikliklerin topluma etkilerini anlattı. “Sivas’ın Kangal ilçesine gaz yağını ilk ben getirdim” Türkiye çapında gaz yağında kıtlık yaşanırken Sivas’ın Kangal ilçesinde ilk kez gaz yağını getirdiğini söyleyen Kadir Hizmetli, “Yaşım tam olarak belli değil ama yaklaşık 108 yaşındayım. Doğum tarihim tam olarak doğru yazılmadığı için kimliğimde ki yanlış devam ediyor. Sağlığımı cenabı Allah’a borçluyum. Bir ömür iyi geçti. Sanki 24 saat sürdü. Çok şükür dizlerimin ağrısından başka hiçbir sağlık sorunum yok. Belki de yirmi, otuz torunum vardır. Bazılarının isimlerini hatırlayamıyorum. Gençliğime kadar köyde yaşadım. Babam ticaretle uğraşırdı ben de ticaretle uğraşmaya başladım. 1958- 59 yılları civarında Türkiye çapında gaz yağında kıtlık yaşanıyordu. İskenderun’da serbest satış yapıldığını duydum. Kıtlık olduğunu da bildiğim için şaşırdım ama yine de gittim. O zamanlar ilk defa Sivas’ın Kangal ilçesine gaz yağını ben getirdim. Herkes hayret etmişti” şeklinde konuştu. “Ezan yalnızca ‘Tanrı uludur’ şeklinde okunabiliyordu” Ezanın Türkçe okutulduğunu ve halkın korkudan kendi kapısındaki buğdayını bile saklamak zorunda kaldığını anlatan Hizmetli, “Adnan Menderes dönemini iyi bilirim. O zamana kadar çektiğimizi de iyi bilirim. Menderes zamanına kadar olan durum kritikti. Yokluk gördüm. Yakın köylerimizde kıtlık yaşandı. Un bile bulamadılar. İsmet İnönü zamanında yoksulluk vardı. Kıtlık pek çoktu. Kıtlık çoktu ama samimiyet vardı. O gittikten sonra Menderes zamanında her tarafta bolluk yaşandı. Fakat İnönü zamanında biz harmanda ki buğdayımızı memurun korkusundan içeriye alamazdık. Temizlerken bir memur gelse buğdayını bölüyordu. Bunun korkusundan gizli saklı temizlerdik buğdayımızı. Hoca ezan okuyamıyordu. Ezanı yalnızca ‘Tanrı uludur’ şeklinde okuyabiliyordu. Halk korkardı. Devlet adamı olmadığı zaman serbest ‘Allah-u Ekber’ diye okunuyordu. Fakat karakol gelir veya herhangi bir devlet adamı varsa o zaman tanrı uludur diye ezan okunuyordu” dedi.
İstanbul Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi akaryakıtta usulsüz faturayı bitirecek 2025’te vergi mükellefi kişi ve kuruluşlar için zorunlu olacak Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS), akaryakıt sektöründe usulsüz fatura kullanımından kaynaklanan yıllık 15 milyar TL’ye ulaşan vergi kaybının önüne geçecek. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 10 yılı aşkın süredir yürüttüğü teknik çalışmalar sonucunda akaryakıt sektöründe usulsüz fatura kullanımının önüne geçmek ve vergi kaybını engellemek için geliştirdiği, yerli ve milli bir sistem olan Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi’nin (UTTS) tüm altyapı çalışmaları tamamlandı. 1 Ocak 2025’ten itibaren vergi mükellefleri için zorunlu olacak UTTS’de ağustos ayına kadar akaryakıt istasyonlarında yapılacak kurulumlar için teknik hazırlık çalışmalarının tamamlanması planlanıyor. Vergi mükelleflerinin de 2025 yılı başından itibaren akaryakıt harcamalarını gider gösterebilmeleri için kullandıkları araçlara Taşıt Tanıma Birimleri’ni bu yıl içerisinde taktırmaları gerekiyor. UTTS, akaryakıt alan araçların plakalarını otomatik olarak tanıyarak fiş ve faturalarda bu plaka bilgisinin yer almasını sağlayacak. Böylece araç plakalarının manuel olarak sisteme girilmesinden kaynaklanan usulsüz fatura uygulaması son bulacak. Gelir İdaresi Başkanlığı UTTS sayesinde akaryakıt sektöründe usulsüz fatura kullanımından kaynaklanan ve her yıl 15 milyar TL’yi bulan vergi kaybının önüne geçecek. UTTS, devletin vergi güvenliğini sağlarken diğer taraftan da akaryakıt sektöründe rekabet ortamını sağlayacak. Sadece vergi mükellefleri için zorunlu UTTS, sadece vergi mükellefi olan kişi ve kuruluşlar için zorunlu. Bu kişi ve kuruluşların, işyerlerine ait veya kiralama yoluyla edindikleri taşıtlara Taşıt Tanıma Birimi’ni (TTB) 31 Aralık 2024 tarihine kadar taktırmaları gerekiyor. UTTS kapsamında yükümlü kılınmamış olan bireysel taşıt sahipleri ise sistemden isteğe bağlı şekilde faydalanabilecek. Sistem kapsamında vergi mükellefleri, akaryakıt harcamalarını gider gösterebilmek için akaryakıt alışverişleri sırasında, UTTS kapsamında düzenlendiğini gösteren Ödeme Kaydedici Cihaz (ÖKC) fişi almakla yükümlü. 31.12.2024 tarihinden sonra UTTS’den düzenlenmeyen belgeler, vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılacak ve vergi indirimine konu edilemeyecek. Plaka bilgisi manuel girilemeyecek Türkiye’de bugün trafiğe kayıtlı 29 milyon taşıtın 8 milyona yakını akaryakıt harcamalarını gider göstererek vergi indirimi elde eden vergi mükelleflerine hizmet veren araçlar, bunların da üç milyona yakın bölümü halen ticari Taşıt Tanıma Sistemi (TTS) bulunan araçlar. Yakıt harcamalarının vergi indiriminde gider olarak gösterilebilmesi için araçların kiralama yoluyla edinilmesi veya işletmeye dâhil olması ve işte kullanılması gerekiyor. Mevcut sistemde akaryakıt dolumu yapılan aracın plaka bilgisini istasyon görevlisi elle giriyor. İşlem sırasında taşıta ait olmayan bir plakanın bilgisi girilerek usulsüz fatura oluşturulabiliyor. Uygulamadaki bu boşluğu kullanan bazı mükellefler, kullanmadıkları ya da kullandıklarından fazla akaryakıt harcamasını faturalandırıyor. Bu fatura gider olarak gösterildiğinde vergiden düşülüyor. UTTS ile 2025 başından itibaren bu tür uygulamalar son bulması amaçlanıyor. Sistemin paydaşları Kurulum ve işletme görevi Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’ne verilen UTTS’nin paydaşları arasında Akaryakıt Dağıtım Şirketleri ve Akaryakıt İstasyon İşletmecileri, Yetkili Donanım Üreticileri, Yetkili Taşıt ve İstasyon Montaj Firmaları, Yeni Nesil Pompa Ödeme Kaydedici Cihaz Üreticileri (YN Pompa ÖKC) ve Taşıt Sahibi Mükellefler yer alıyor. Sistemin işleyişi Sistem kapsamında yükümlü kılınan taşıtların yakıt depo girişlerine, Taşıt Tanıma Birimi (TTB) takılacak, bu sayede taşıtın sahiplik ve plaka bilgisi kayıt altına alınacak. Akaryakıt istasyonlarında pompa tabancasına takılan Taşıt Tanıma Okuyucu (TTO) cihaz, şifre çözümleme işlemlerini, iletişim modülündeki Güvenlikli Haberleşme Anahtarı ile yapacak. Böylece UTTS yükümlüsü taşıtların yakıt dolum işleminde plaka bilgisi otomatik olarak YN Pompa ÖKC’ye aktarılacak, fatura ve satışa ilişkin veriler de UTTS’ye işlenecek. Bu taşıtlar için artık plaka bilgisinin sisteme el ile girilmesi mümkün olmayacak. Kayıt ve kurulum aşaması bu yıl tamamlanacak 05.10.2023 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan ‘Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne göre akaryakıt istasyonu işleten mükelleflerin, en az bir pompa ünitesinin tabanca aparatları üzerine nitelikleri Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından belirlenen ve Darphane ya da yetkili firmalar tarafından üretilen Taşıt Tanıma Okuma Cihazı (TTO) temin ederek 31 Aralık 2024 tarihine kadar taktırmaları zorunlu. Kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dâhil olan ve işte kullanılan taşıtlara da aynı tarihe kadar Taşıt Tanıma Birimi (TTB) takılması zorunluluğu getirildi. Sistemin www.utts.gov.tr adresli portalı mart ayında paydaşların kullanımına açıldı. Sistemde, Ağustos ayına kadar akaryakıt istasyonlarında yapılacak kurulumlar için teknik hazırlık çalışmalarının tamamlanması planlanıyor. Montaj, onarım ve servis işlemleri UTTS donanımlarının montaj, onarım ve servis işlemlerini sadece Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’nün yetkilendireceği firmalar yürütebilecek. Taşıtlara TTB montajını Yetkili Taşıt Montaj Firmaları, akaryakıt istasyonlarına TTO ve güvenlikli haberleşme cihazının kurulumunu ise Yetkili İstasyon Montaj Firmaları yapacak. Tebliğe göre akaryakıt satışları Yeni Nesil Pompa Ödeme Kaydedici Cihazdan başlayacak ve sonlandırılacak. Bu amaçla, Yeni Nesil Pompa Ödeme Kaydedici Cihazların yazılımlarında güncelleme yapılarak UTTS entegrasyonu sağlanacak. Akaryakıt Dağıtım Şirketleri dilerlerse işletmekte oldukları Taşıt Tanıma Sistemlerini UTTS’ye entegre edebilecek.