EKONOMİ - 01 Temmuz 2024 Pazartesi 10:47

Bakan Şimşek: 'Gri listeden Türkiye oybirliğiyle çıkarıldı'

A
A
A
Bakan Şimşek: 'Gri listeden Türkiye oybirliğiyle çıkarıldı'

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Gri listeden Türkiye oybirliğiyle çıkarıldı. Tek bir ülke itiraz etmedi. Toplantı öncesinde birçok ülke destek verdi” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Şimşek, konuşmasında Türkiye’nin FATF Gri Liste’den çıkması, asgari ücret, vergi düzenlemesi ve enflasyon gibi konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Şimşek, göreve geldikleri günden itibaren birçok problemi çözmek adına ortaya bir program koyduklarını ve Türkiye’nin FATF Gri Liste’den çıkmasına yönelik de özel bir çalışmaya girdiklerini belirtti. Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile konu çerçevesinde birçok görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Şimşek, Özellikle şunu belirtmek isterim, İçişleri Bakanlığımızın ve Adalet Bakanlığımızın desteği olmasaydı bu listeden çıkmazdık. Bu bir ekip çalışması. Hakimlerimizin ve savcılarımızın eğitimlerinden tutun, kolluk kuvvetlerimizin bu konuya odaklanmaları da çok önemli. daha sonraki süreçte ise MASAK çok önemli bir rol oynadı” diye konuştu.

“Buradaki esas amaç Türkiye’deki sistemin güvenilir olduğunu açıklamaktı”

Şimşek, Uluslararası piyasalarda güvenilirliklerinin artması gerektiğini vurgulayarak, “Bizim Finansal sistemimizin güvenilir olması lazım, itibarlı olması lazım, saygın olması lazım ve sağlıklı işlemesi lazım. Biz bunu bir listeden çıkmak için yapmadık. Tabii ki listeden çıkmak önemli bir kazanım ama buradaki esas amaç Türkiye’nin saygınlığını, finansal piyasaların sağlıklı işlediğini dolayısıyla buradaki sistemin güvenilir olduğunu açıklamaktı” şeklinde konuştu.

“Son yıllarda çok kaynak girişi oldu”

Türkiye’nin Gri Liste’den çıkmasının hem ülke itibarı hem finansal sisteme olan güven açısından çok önemli olduğunu ifade ederek, “Son yıllarda çok kaynak girişi oldu. Şunun altını çizmek istiyorum biz şu anda bu kaynak girişini nasıl yönetiriz onu düşünüyoruz. Sisteme aşırı derecede döviz girdiği zaman karşılığında Türk Lirası satın alıyorsunuz. Bu da dezenflasyon sürecini tehdit ediyor. Dolayısıyla bu likitideyi tekrar geri çekmeniz lazım” değerlendirmesinde bulundu. 

“Net rezervler 12 milyar dolar civarına çıkmış durumda”
Rezervlerin, mart sonundan itibaren bugüne kadar net bazda Merkez Bankasına yansıyan boyutu 78 milyar dolar civarına ulaştığını da belirten Şimşek, “Türkiye finans tarihinde eşi benzeri görülmemiş. Şu an itibarıyla rezerv yeterliliğinde İMF tanımına göre arzulanan seviyeye neredeyse vardık. Onların bir tanımı var bir çok değişkeni baz alıyor, o tanıma göre neredeyse ‘Bir’i yakaladık. Yani bürüt rezervinizin İMF tanımının 1 katı olması lazım. Geçen hafta açıklanan rakamlara göre brüt rakamlar zaten 147 milyar dolar seviyesine kadar çıktı. Burada esas olan biz yurtiçi bankalarla olan swapları ciddi bir şekilde azalttık ve neredeyse 5 milyar dolar seviyesine düşürdük. Yani bankalardan aldığımız swapları vadeleri tamamlandıkça kapatıyoruz. Dolayısıyla Türkiye’nin net rezervleri ve rezerv pozisyonu muazzam bir şekilde iyileşti. Bizim net rezervlerimiz bir ara eksi 60 milyar dolar civarında artmışken şu anda 12 milyar dolar civarına çıkmış durumda” açıklamasında bulundu.

“Gri listeden Türkiye oybirliğiyle çıkarıldı”

Terörizmin finansmanı ve kara parayla mücadeleyi bir öncelik haline getirdiklerini kaydeden Şimşek, “Gri listeden Türkiye oybirliğiyle çıkarıldı. Tek bir ülke itiraz etmedi. Toplantı öncesinde birçok ülke destek verdi. Komşumuz Yunanistan bile 'güçlü şekilde sizi destekliyoruz' dedi ABD ve İngiltere temsilcileri aynı şekilde destek verdi, çünkü çok güçlü diyaloglar kurduk. Biz bu konuda samimiyiz. Hem terörizm finansmanıyla hem de kara parayla bu listeden çıkmasaydık da çok güçlü bir şekilde mücadele edecektik. Listeden çıktık ama terörizmin finansmanıyla ilgili güçlü bir şekilde mücadele edeceğiz. Ayrıca MASAK’ın idari kapasitesini oldukça güçlendireceğiz, biz riskli bir coğrafyada yaşıyoruz. Herkes bizim sistemimizi istismar etmeye çalışabilir. Biz buna karşı bir modelle devam edeceğiz. Yapay zekayı bu noktada devreye alacağız. Başardık ve başarmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

“Cari açık sene mayıs ayına kadarki süreçte 26 milyar dolara düşmüş olacak”

Şimşek, geçen yıllarda deprem ve birçok nedenlerle yaşadığı dengesizliklerin olduğunu ve bunlardan birinin de cari açık olduğunu vurgulayarak, “Geçen sene Türkiye’nin mayıs ayında 12 aylık cari açığı 57 milyar dolardı. Muhtemelen bu sene mayıs ayına kadarki süreçte 26 milyar dolara düşmüş olacak. Dolayısıyla cari açıkta arzuladığımızdan çok daha iyi bir performansla karşı karşıyayız. Geçen sene cari açığın milli gelire oranı yüzde 6 civarındaydı. Biz bu açığı yıl sonunda muhtemelen yüzde 2 civarına indirmiş olacağız. Bu dengesizliği gidermede büyük bir başarı var” dedi.

“Cari açığı bu seviyede tutmak için yeni bir sanayi politikası devreye sokacağız”

Şimşek, cari açıktaki başarının sürekli hale gelmesini sağlamak gerektiğine dikkati çekerek, “Bunun için yeni bir sanayi politikası devreye sokacağız. Devletin aktif bir şekilde işin içinde olduğu aktif bir sanayi politikasıyla kalıcı bir şekilde cari açığın bu seviyede kalması sağlanmalı. Cari açığı bir milli gelir açısından yüzde 2 civarında tutabilirsek büyük kazanımımız olacak. Birincisi dış borcun milli gelire oranı aşağıya doğru bir düşüşe geçecek. İkinci olarak da kalıcı bir şekilde rezerv biriktirmemize imkan sağlayacak” değerlendirmesinde bulundu.

“EYT’nin bu sene yıllık maliyeti, finansal maliyeti dahil olmak üzere 724 milyar lira”

Şimşek bir diğer dengesizliğin bütçeden kaynaklandığını söyleyerek, “Özellikle deprem ve EYT etkisiyle oluştu bu dengesizlik. Geçen sene muhalefetin popülist iteklemesiyle seçim öncesinde EYT hayata geçirildi. EYT’nin bu sene yıllık maliyeti, finansal maliyeti dahil olmak üzere 724 milyar lira. Neredeyse milli gelirin yüze 2’sine yakın bir rakamdan bahsediyoruz. Geçen sene mayıs ayında tedbir alınmasaydı bütçe açığı, yüzde 10 civarında bekleniyordu. Biz yılı yüzde 5 civarında kapattık ve bu yüksek bir rakam. AK Parti Hükümetlerinde ortalama bütçe açığı yüzde 2,4 olmuş. Bu sene de yüzde 5’in oldukça altına indirmek istiyoruz. Gelecek sene de kalıcı bir şekilde yüzde 3’ün altına düşürmek istiyoruz. Dolayısıyla biz bütçe açığını biz deprem etkisi, EYT etkisi dahil ve şu anki parasal sıkılaşmanın getirdiği ilave finansman etkisi dahil, gelecek sene bütçe açığını milli gelire oranla yüzde 3’ün altına getireceğiz” bilgilerini aktardı.

Bir diğer dengesizliğin ise enflasyonun ana nedenlerinden biri olduğunu belirttiği dengesiz büyümenin olduğunu belirtti. Türkiye’nin mevcut büyümesinde iç talebin bu etkisinin yüzde 10’un üzerinde olduğunu, net ihracatın etkisi ise eksi 6,3 puanda olduğunu hatırlatan Şimşek, bu türden bir büyümenin beraberinde, cari açığı ve enflasyonu getirdiğini kaydetti. Şimşek büyümede yeniden dengelenmeyi getireceklerini ve ihracata daha çok önem vereceklerini de sözlerine ekledi.

“KKM'de vergi avantajı son buldu"

Kur korumalı mevduat (KKM) uygulamasındaki son duruma ilişkin de konuşan Şimşek, "Geçen sene zirvede neredeyse 144 milyar dolar civarına çıkmıştı zirvede. Şu anda 63 milyar doların altına indi, büyük ihtimalle düşüş hızlanacak. Bakın 44 haftadır üst üste kesintisiz KKM'de düşüş var. Dolayısıyla bu para politikasının çalışmasını engelleyen bir faktördü. Bu, enflasyonu düşürme sürecinde para politikasının etkinliğini azaltan bir faktördü. Şimdi biz bunu gidererek bir sorun olmaktan çıkartıyoruz. Dolayısıyla bugün itibarıyla şirketlerin KKM'deki vergi avantajı son bulmuştur. Yenilemedik. Artık şirketler KKM'den faiz kazanırlarsa normal kurumlar vergisine tabidir, bir istisna yoktur şirketler için. Dolayısıyla teşvik edici olmaktan bugün itibarıyla çıkarttık. Bireyler açısından mevduata, faiz kazançlarına biz bu sene vergi getirdik. Şimdi KKM'den kazanılan faiz gelirleri de vergiye tabi olacak. Dolayısıyla KKM'den çıkış hızlanacak. Onun için bir sene öncesine göre Türkiye gerçekten öngördüğümüzden birçok alanda da iyi” diye konuştu.

Kemal Diri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Atatürk Üniversitesi, 2023-2024 akademik yılı mezunlarını uğurladı Erzurum’un köklü eğitim yuvası Atatürk Üniversitesi, 2023-2024 akademik yılını tamamlayarak yeni mezunlarını gururla uğurladı. Üniversite kampüsünde düzenlenen mezuniyet törenlerinde binlerce öğrenci diplomalarını alarak yeni bir hayata adım attı. Bu özel gün, mezunlar ve aileleri için unutulmaz bir anı olarak hafızalara kazındı. Atatürk Üniversitesi, her yıl olduğu gibi bu yıl da geleceğin liderlerini, bilim insanlarını ve başarılı bireylerini topluma kazandırmanın haklı gururunu yaşadı. 23 fakültesi, 12 meslek yüksekokulu, 1 yüksekokulu, 1 konservatuvarı ve 8 enstitüsü ile bünyesinde eğitim gören binlerce öğrencisini mezun etmenin mutluluğunu yaşayan Atatürk Üniversitesi, ülkesine hizmet etme idealiyle birinci sınıfta eğitime başlattığı öğrencilerini, donanımlı bireyler olarak mezun etmenin mutluluğunu yaşıyor. Atatürk Üniversitesinin Tarihi ve Misyonu 1957 yılında kurulan Atatürk Üniversitesi, Türkiye’nin en köklü ve prestijli eğitim kurumlarından biri olarak eğitim hayatına devam ediyor. Kurulduğu günden bu yana bilime, teknolojiye ve kültürel gelişime katkı sağlayan üniversite, ülkemizin aydınlık geleceği için binlerce mezun vermeyi sürdürüyor. Güçlü akademik kadrosu, modern eğitim olanakları ve geniş kampüs alanıyla öğrencilerine yüksek kaliteli eğitim sunan Atatürk Üniversitesi, fakültelerinden enstitülerine kadar geniş bir yelpazede eğitim imkânı sunarak bilimsel araştırmalar ve uluslararası projelerle de adından sıkça söz ettiriyor. Mezunlar İçin Atatürk Üniversitesinin Önemi Ülke yükseköğretimine uzun yıllar boyunca hizmet eden Atatürk Üniversitesinden mezun olmak öğrencilere sadece akademik bir unvan kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda kariyerlerinde sağlam bir temel oluşturuyor. Üniversitenin sunduğu geniş sosyal ve kültürel aktiviteler, öğrencilere donanımlı bireyler olarak hayata atılma imkânı sağlıyor. Mezunlar, aldıkları eğitimin yanı sıra, üniversitenin sunduğu çeşitli staj ve proje imkanları sayesinde iş hayatına bir adım önde başlıyor. Mezunlar, Atatürk Üniversitesinin sağladığı güçlü mezun ağı sayesinde, farklı sektörlerde önemli pozisyonlarda görev alabiliyor ve kariyerlerinde hızlı bir şekilde yükselebiliyor. Gerek Araştırma Üniversitesi olması gerek YÖKAK tarafından akredite edilmesi gerekse saygın sıralama kuruluşlarında üst basamaklarda yer alması, mezunlara iş bulma süreçlerinde büyük avantaj sağlıyor. Geleceğe Umutla Bakan Gençler 2023-2024 akademik yılında Atatürk Üniversitesinden mezun olan öğrenciler, aldıkları eğitim ve kazandıkları deneyimlerle ülkemizin ve dünyanın dört bir yanında başarılı kariyerlere imza atma hedefiyle hayatlarında yeni bir döneme başlayacak. Atatürk Üniversitesinden mezun olmanın gururunu taşıyan gençler, aldıkları eğitimle, değerlerini ve ülkelerine duydukları sevgiyi hayatlarının her alanında yaşatacaklar. Rektör Çomaklı: “Tüm Amacımız, Sizleri Geleceğe En İyi Şekilde Hazırlamaktır” Mezuniyet törenlerinin ardından bir değerlendirmede bulunan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, öğrencilere hitaben yaptığı açıklamada: “Atatürk Üniversitesi, 1957 yılından bu yana ülkemizin eğitim ve bilim hayatına önemli katkılar sağlamış, birçok başarılı mezun yetiştirmiştir. Üniversitemizin temel misyonu, öğrencilerimize evrensel nitelikte bilgi ve beceriler kazandırmak, onların kişisel ve mesleki gelişimlerine katkıda bulunmaktır. Bu doğrultuda, güçlü akademik kadromuz ve modern eğitim olanaklarımızla, sizleri en iyi şekilde geleceğe hazırlamak için çalıştık. Sizler de, burada aldığınız eğitimle sadece meslek sahibi bireyler olarak değil, aynı zamanda topluma faydalı, sorumluluk sahibi vatandaşlar olarak yetiştiniz. Geleceğinizin aydınlık olmasını diliyor, başarılarınızla bizleri gururlandırmanızı temenni ediyorum” dedi. “Sizlere Sonuna Kadar Güveniyoruz” “Bugün, üniversitemizden mezun olmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyorsunuz. Atatürk Üniversitesi’nden aldığınız diplomalar, sadece akademik başarınızı değil, aynı zamanda birer bilim insanı, mühendis, öğretmen, doktor, sanatçı ve daha birçok alanda uzman olarak topluma katkıda bulunma sorumluluğunuzu da simgelemektedir” diyerek sözlerine devam eden Rektör Çomaklı: “Sizler, burada aldığınız eğitimle sadece meslek sahibi bireyler olarak değil, aynı zamanda topluma faydalı, sorumluluk sahibi vatandaşlar olarak yetiştiniz. Geleceğin sizler için ne kadar parlak olduğuna inanıyor ve bu yolda büyük başarılara imza atacağınıza sonuna kadar güveniyorum. Atatürk Üniversitesi ailesi olarak, sizlerin elde edeceği her başarı, bizler için de büyük bir gurur kaynağı olacaktır. Hayatınız boyunca bilimin ve aklın yolundan ayrılmadan, ülkemize ve dünyaya değer katmanızı temenni ediyorum. Bu başarıda emeği geçen, öğrencilerimizin yetişmesinde büyük katkıları olan değerli akademik ve idari personelimize, fedakâr ailelerimize teşekkürlerimi sunuyorum. Siz sevgili mezunlarımıza da, özverili çalışmalarınız ve azminiz için teşekkür ediyorum. Hepinizi yürekten kutluyor, hayatınızın yeni döneminde başarılar diliyorum. Atatürk Üniversitesinden mezun olmanın gururunu her zaman taşıyın. Yolunuz açık, geleceğiniz aydınlık olsun” ifadeleriyle değerlendirmesini tamamladı.
Konya Karatay Lavanta Bahçesi görsel şölen sunuyor Konya’nın merkez Karatay ilçesinde bulunan Lavanta Bahçesi yeni sezonda misafirlerini ağırlamaya başladı. Doğal bir fotoğraf stüdyosu haline gelen Lavanta Bahçesi her gün binlerce ziyaretçisine görsel şölen sunuyor. 29 Haziran’da kapılarını açan Karatay Lavanta Bahçesi, mis gibi kokusu ve rengiyle fotoğraf meraklıları başta olmak üzere binlerce kişiyi cezbetti. Yeni sezonda da amatör ve profesyonel fotoğrafçılardan yerli ve yabancı turistlere kadar her kesimden vatandaşın adresi yine Karatay Lavanta Bahçesi oldu. Ziyaretçiler Karatay Belediyesi tarafından oluşturulan Karatay Büfe, seyir terasları, yürüyüş yolları ve bahçenin daha birçok noktasında da keyifli vakit geçiriyor. Aynı zamanda vatandaşlar; dondurmadan gazoza kadar lavantadan üretilen birçok ürünün tadına bakma imkanı da buluyor. Karatay Lavanta Günleri 6-7 Temmuz’da Öte yandan, Karatay Belediyesi 6-7 Temmuz’da üçüncüsü gerçekleştirilecek olan “Karatay Lavanta Günleri”ne de ev sahipliği yapacak. Lavanta Bahçelerinin hemen karşısında belediye tarafından oluşturulacak etkinlik alanına gelecek vatandaşlar çocukları ile özel oyun ve onlarca etkinlik alanları ve sahne gösterileriyle eğlenceli iki gün geçirecek. Yine birçok firma da açacağı stantlarda kendilerine has ürünlerini vatandaşın beğenisine sunacak. “Lavanta bahçelerine olan ilgi bizleri mutlu ediyor” Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Lavanta Bahçesi’nin kapılarını açtığı ilk günden itibaren yoğun ilgi gösteren tüm misafirlere teşekkür ederek, hafta sonu bu coşkunun Lavanta Günleri ile katlanacağını söyledi. Başkan Kılca, Lavanta Bahçesinin gördüğü ilgiden memnuniyet duyduklarını belirterek, “Bu tür projeler, şehrimizin doğal güzelliklerini tanıtmak ve hemşehrilerimize keyifli zaman geçirme imkanı sunmak adına büyük önem taşıyor. Lavanta Bahçemizin her geçen gün daha fazla ilgi görmesi bizi mutlu ediyor ve daha fazla etkinlik düzenlememiz için motive ediyor. Bu noktada her sene düzenlediğimiz ve artık geleneksel hale gelen Lavanta Festivalimizi de 6-7 Temmuz tarihleri arasında bahçemizin karşısında oluşturacağımız alanda yapacağız. Herkesi bu hafta sonu gerçekleştireceğimiz Karatay Lavanta Günleri’ne davet ediyorum” dedi.
Konya Fransız aile Beyşehir’de kaybolan kedileri "Ruby" için gözyaşı döküyor Karavanlarıyla dünya turuna çıkan Fransız aile, geldikleri Türkiye’de, Konya’nın Beyşehir ilçesinde kayıplara karışan ve haftalardır arayıp bulamadıkları kedileri Ruby için gözyaşı döküyor. Fransa’da yaşayan Cedric, eşi Aurelie ve çocukları Lily ile Zoe Bonnat yaklaşık 40 gün önce Beyşehir ilçesinde kayıplara karışan kedileri Ruby’i bulabilmek için seferber oldu. İki yıldır karavanlarıyla dünya turunda olan ve tüm Avrupa ülkelerini gezip Fas’a kadar giden ve son üç aydır da Türkiye’de bulunan Fransız aile, Türkiye’den sonra Gürcistan, Ermenistan ve Hindistan’a gitmeyi planlarken geldikleri Beyşehir ilçesinde yanlarına yol arkadaşı olarak aldıkları kedileri Ruby’i kaybetti. 24 Mayıs 2024 tarihinde kayıplara karışan kedilerini Beyşehir’de her yerde arayıp sosyal medyada ilanlar veren, ağaçlara ve duvarlara ilanlar asan, bin euroluk ödül koyan aile fertleri, polis merkezine de kayıp kedileri için başvuruda bulunarak yardım istedi, ancak aradan geçen haftalara rağmen kayıp kedilerine ulaşamadı. Baba Cedric Bonnat, "Ruby bir sabah her zamanki gibi saat 07.00’de dışarı çıktı ve genellikle bir veya iki saat içinde geri dönerdi ama bu kez geri dönmedi. Aramaya başladık ve haftalar geçti, kedimizi kaybettik. Çok üzgünüz ve herkesin yardımlarını bekliyoruz" dedi. Bonnat, kedilerinin kaybolduğu gün her nereye gittiyse, gittiği yerden geri dönmediğini aktararak, "Saat 10.00-11.00 gibi endişelenmeye başladık. Onu her yerde aramaya başladık. Beyşehir’de her yeri aradık. İki hafta boyunca çocuklar sınavlarına çalışırken burada kaldık. Sınavları online olarak verdiler. Fransa’ya gittik ve tekrar buraya geldik, tekrar aramaya başladık, onu bulmaya çalıştık. Belki birisi onu sokakta buldu ve kaybolduğunu düşündü. Eğer bulduysanız, lütfen bizimle iletişime geçin. Beyaz, uzun tüylü, mavi gözlü ve yüzünde kahverengi lekeleri olan bir kedi. Onun yokluğu bizim için büyük bir kayıp. Türkiye’de, Fas’ta pek çok ülkede çok güzel hatıralarımız var. Türkiye, gezdiğimiz yaklaşık 40 ülke arasında en çok yardımsever insanlarla tanıştığımız ülke oldu. Bize yardım eden herkese teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu. Bonnat, tekrar geldikleri Türkiye’den yine ayrılacaklarını ancak üç ay içinde tekrar geri dönerek yine bulmak için ellerinden geleni yapacaklarını da vurgulayarak, “Bin euroluk ödülümüz devam ediyor. Lütfen bize yardım edin. Döndüğümüzde onu almak istiyoruz. Beyşehir halkına, polisimize ve Belediye Naşkanımız Adil Bayındır ve diğer yetkililere de bizlere verdikleri destek ve katkılardan dolayı teşekkür ediyoruz” diye konuştu.