GÜNDEM - 03 Temmuz 2024 Çarşamba 09:52

15 Temmuz Gazisi Ahmet Onay, 8 yıl sonra o geceyi adeta yeniden yaşayarak anlattı

A
A
A
15 Temmuz Gazisi Ahmet Onay, 8 yıl sonra o geceyi adeta yeniden yaşayarak anlattı

15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Atatürk Havalimanı’nda vurularak gazi olan Ahmet Onay, 8 yıl sonra o geceyi adeta yeniden yaşayarak anlattı. Onay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın alnından öptükten sonra kulağına, "Bize eğilmek yakışmaz oğlum, ayağa kalk" dediğini ifade etti.

Fetullahçı Terör Örgütü tarafından 15 Temmuz 2016 gecesinde düzenlenen darbe girişimi esnasında 250 kişi şehit olurken yüzlerce vatandaş da yaralanarak gazi olmuştu. Darbecilerin saldırısı sonucu Atatürk Havalimanı’nda yaralanan Ahmet Onay, hain darbe girişimi sırasında yaşananları 8 yıl sonra adeta yeniden yaşayarak anlattı. Hafıza kazınan o anları İhlas Haber Ajansı (İHA) ile paylaşan Onay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın o gece havalimanına geldiğinde neler yaşandığını da aktardı.

"15 Temmuz, 2’nci İstiklal Mücadelesi’ni verdiğimiz gündür"

Terör örgütünün darbe girişimine halkın sokaklara dökülerek karşı durmasını 2’inci bir İstiklal Mücadelesi olarak niteleyen Ahmet Onay, “15 Temmuz bir milletin yeniden doğuşu, bir milletin yeniden dirilişi, 2’nci bir İstiklal Mücadelesi verdiği bir gündür. O gece biliyorsunuz ki Türkiye’de iki irade vardı. Biri tankların önüne yatanlar, demokrasi uğruna, inandığı lider uğruna ölüme giden milyonlar. Bir de bu tankların içindekileri savunanlar. Tankları milletin üzerine sürenleri kollayanlar. Bu iki irade arasında amansız bir mücadele oldu. Ama 24 saat dolmadan bu millet evladına, liderine, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a destek çıktı. Onun uğrunda ay yıldızlı bayrağın altında ölebileceğini tüm dünyaya bir demokrasi dersi vererek göstermiş oldu” dedi.

"Ölüm anında liderimle buluştum. Alnımdan öptü ‘bize eğilmek yakışmaz oğlum, ayağa kalk’ dedi"

Yaralı bir haldeyken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanına gelerek alnından öptüğü anları anlatan Onay, "Naçizane ufakta olsa yaralanmak bize de nasip oldu. Şehitlik nasip değilmiş. Daha yaşayacağımız günler verdiğimiz mücadeleler varmış. 8 yıl oldu. O günden bugüne çok mücadeleler verdik. Önümüzde çok uzun yıllar var. Belki bu mücadeleler vereceğimiz diğer mücadelelerin yanında hiçbir şey olarak göreceğiz uzun yıllar sonra. İnandığımız davada o gece Türkiye’nin de tarihine not düşecek bir an yaşadık. O inanılmaz bir andı. Hayal olan bir an gerçekleşmiş oldu. Ölebilirdim ama nasip olmadı. Sayın Cumhurbaşkanımızı çok seviyordum. Hala da seviyorum. Şartsız, koşulsuz seveceğiz. Bir gencin hayaline ulaşması ne demek bunu herkes çok iyi bilir. Ölüm anında buluşmuş oldum liderimle. Yaralandığımda yanıma getirdiler. Eğildi ve alnımdan öptü. 8 yıl sonra tabii bunları daha oturaklı düşünerek, ‘vay be bunları yaşamışım’ diyor insan. ’Bize eğilmek yakışmaz oğlum ayağa kalk’ dedi. O anda gücüm yoktu kalkamadım ama şu an da dimdik ayaktayız ve yanındayız. Yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen ona olan inancımız azalmadı. Onun da tabiriyle ‘durmak yok yola devam’ sonuna kadar onunla beraberiz. Böyle bir şey bugün tekrar yaşanacak olsa, daha farklı bir şekilde mücadelenin ne olduğunu şimdi daha farklı gösteririz. Hem içerideki dışarıdaki alçaklara hem tüm dünyaya" diye konuştu.

"Cumhurbaşkanımızın emrinden sonra sokaklar hıncahınç kalabalıktı"

O dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’ın televizyonda ‘Bir kalkışma ihtimali üzerinde duruyoruz’ söylemi üzerine Atatürk Havalimanına doğru yola çıktığını ifade eden Ahmet Onay, "Biz sokağa çıktığımızda henüz yayına bağlanıp milletimizi sokaklara davet etmemişti. Atatürk Havalimanı’nda devlet konuk evinin önünde o ana tanıklık ettik. Evde Başbakanımız Binali Yıldırım’ın bir kalkışma ihtimali üzerinde duruyoruz demesinden hemen sonra yola koyulduk. Yeşilköy sahilinden Atatürk Havalimanı’na ulaştık. Sanırım ilk gidenlerdendik. Sonrasında Cumhurbaşkanımızın emrinden sonra zaten sokaklar savaş alanıydı deyim yerindeyse hıncahınç kalabalıktı. Biz ilk gidenlerden olduğumuz için çabucak görev yerimizde bilmeden hazır bulunduk. Malum olay yaşanmış oldu" şeklinde konuştu.

"Tüm dünya Türk milletinin iradesini ve liderini gördü"

Türk milletinin iradesini ve liderini tüm dünyanın gördüğünü ifade eden Onay, "Havalimanı 15 Temmuz’un seyrini değiştiren alanlardan bir tanesiydi. Mücadele orada çok farklı yaşandı ama tabii hiçbir yerdeki mücadele küçümsenemez. Her yer liderine, vatanına tam gaz destek çıktı. Kan döktü millet. Fakat Cumhurbaşkanımız Atatürk Havalimanı’nda olduğu için orada atmosfer daha farklıydı. Bu alçak ve namussuzların, Fetullahçı Terör Örgütü üyelerinin hedefindeki liderimiz oradaydı. Orada ‘inmeden önce konuşma yapacak’ dediler. Düşünebiliyor musunuz havada F-16’lar uçuyor ve oraya gelecek, milletine seslenecek. Böyle bir yürek böyle bir irade inanılmazdı. Bunlar gerçekten yaşandı. Tüm dünya gördü Türk milletini ve Türk milletinin liderini. Hamdolsun milletimiz sağlam iradesiyle tüm dünyaya bir mesaj vererek, namussuzlara cuntacılara alçaklara dur dedi. Liderine yani Recep Tayyip Erdoğan’a ben inanıyorum, güveniyorum ve onun yolunda ölümse ölüm dedi" dedi.

 Ozan Erturan 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı: "Gıda milliyetçiliği diye bir kavram ortaya çıktı" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, ülkelerin artık kendi pozisyonlarını gıdalarını güvence altına almak için bir strateji üzerinden yürütmeye başladıklarını belirterek, "Belki duydunuz, gıda milliyetçiliği diye bir kavram ortaya çıktı. Önce kendisini düşünen, ihtiyaçlarının tamamını bir şekilde garanti altına alacak politikalarla devam ediyor. Bu sadece gıda tarafında bu şekilde ama bununla da yetinilmiyor" dedi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, birtakım ziyaret ve açılış için geldiği Bilecik’te İl Genel Meclis Salonu’nda tarım sektöründe faaliyet gösteren işletmeler ve yatırımcılar ile buluştu. Bakan Yumaklı yaptığı açıklamada, "Bizler Türkiye’nin dört bir tarafında en geniş teşkilata sahip bakanlıklardan bir tanesiyiz. Bizler gittiğimiz illerde, Türkiye’nin üretiminin ve üreticinin yüzyılı olma vizyonunu ortaya koyduğumuz bir dönemde bunları birlikte gerçekleştirdiğimiz sektör paydaşlarımızla mutlaka bir araya geliyoruz. Dünyaya hükmeden bir imparatorluğun filizlendiği Bilecik’ten tekrar saha programlarımıza başlamış olduk. Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz büyük, çünkü biz iddiası olan bir ülkeyiz. Üretim ve üreticinin yüzyılı olması vizyonuyla çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye’nin ikinci yüzyılına dair ortaya koyduğu vizyona biz de Tarım ve Orman Bakanlığı olarak kendi sorumluluklarımız ve görev alanlarımız itibariyle katkıda bulunmak durumundayız. Ülkenin dört bir tarafını il il, ilçe ilçe geziyoruz. Üreticilerimizle bir araya geliyoruz. Kimi zaman bir salonda oluyor kimi zaman herhangi bir sivil toplum kuruluşu bize burada yapalım dediği bir alanda oluyor mutlaka bir araya geliyoruz. Bizler çok geniş bir teşkilatın mensupları olarak sahadan aldığımız bütün bilgileri değerlendirme kabiliyetine sahibiz " dedi. "Gıda milliyetçiliği diye bir kavram ortaya çıktı" Bakan Yumaklı açıklamasının devamında, "Bakanlığımızın çok önem ve altını çizdiği bir husus var. O da gıda arz güvenliğidir. Ülkeler artık kendi pozisyonlarını gıdalarını güvence altına almak üzerine kurup bir strateji üzerinden yürütmeye başladılar. Belki duydunuz, gıda milliyetçiliği diye bir kavram ortaya çıktı. Önce kendisini düşünen, ihtiyaçlarının tamamını bir şekilde garanti altına alacak politikalarla devam ediyor. Bu sadece gıda tarafında bu şekilde ama bununla da yetinilmiyor. Çünkü tarımsal üretim aynı zamanda sanayinin de ham maddesini veren istihdama katkıda bulunan çok geniş bir alan. Neden ülkeler bu derece katı bir şekilde gıda arz güvenliklerine temin etmeye teşkil etmeye çalışıyorlar? Çünkü iklim değişikliği denen kavram başta olmak üzere; göçler, konjonktürel değişiklikler, ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar bu dönemde artık bizim hayatımızın tam da göbeğine giren değişiklikler oldu" dedi. "Son 22 yılda Bilecik’te de tarım ve orman alanında çok ciddi bir altyapı oluşturulmuş durumda" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Bilecik’te bugün bir ayda yağacak yağmurun birkaç saatte yağması ile çok yoğun taşkınlar tarım alanları gördüğü zararlarla uğraştığını, ülkenin başka bir tarafında orman yangınları başta olmak üzere çok farklı konularla yüz yüze kaldığını söyledi. Yumaklı, "Biz yaptığımız her işte yeni normalde dediğimiz bizi etkileyecek hususlara bundan sonra gözetmek durumundayız. Çünkü başta tarım sektörü olmak üzere sektörler bundan çok hızlı ve çabuk etkilenir durumdalar. Biz de burada illerin tek tek özelliklerine göre onların altyapılarını güçlendirmek üzere yatırımlarımızı bunlara göre planlıyoruz. Son 22 yılda Bilecik’te de tarım ve orman alanında çok ciddi bir altyapı oluşturulmuş durumda. Yeterli mi? Hiçbir şey yeterli olmaz. Çünkü sürekli gelişen, değişen, büyüyen bir ülkeyiz. İhtiyaçlarımız farklılaşıyor, ulaşmak istediğimiz hedefler farklılaşıyor. Bugünün fiyatlarıyla 10.2 Milyar TL Bilecik’teki tarım orman altyapısı için yapılan yatırımın bedelidir. Su alanında 6.6 milyar TL bunun su alanıyla alakalı sulama tesisleri var 80’in üzerindedir. Kırsal kalkınma yatırımları var. Özellikle yüzde 57’si orman olan bu şehrin ormanla ilgili altyapısı ve bundan elde edeceği kazançlar var. 4 tarımsal ovası var. Tüm bunları yaparken yine en başta söylediklerime referans vereceğim, gıda arz güvenliğimizi teminat altına almak bizim temel hedefimiz" ifadelerine yer verdi. "Sektör paydaşları ile omuz omuza yapmadığınız hiçbir şey başarılı olma şansı yok" Bakan Yumaklı açıklamasının devamında, "2023 yılında tarım kanununda yapmış olduğumuz değişikliklerle hatta devrim niteliğinde bu hususları ortaya koyduk. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kaydolunamamasından tutun da sözleşmeli üretimin problemlerinin çözülerek bunun daha aktif hale getirilmesi üretim planlaması hususları artık bundan sonra bizim en çok konuşacağımız hususlar. Dünyada tarımsal üretim açısından büyükler olarak kabul edilen üretim hacimleri itibariyle büyük ülkelerin gündemi diye baktığımızda bizim gündemimizden hiçbir farkı yok. Dolayısıyla onlar da sürdürülebilir bir üretim istiyorlar. Onlar da sularını yönetmek istiyorlar, topraklarını korumak istiyorlar. Onlar da her halükarda tarımsal sanayiyi geliştirmek istiyorlar. Bizlerle onların gündemleri arasında bir fark yok. Bizleri ayıracak tek husus 2023’ten bu yana gelen ve artık bizim gündemimizde üst sıralarda olan hususları ne kadar yapıp ne kadar yapamayacağımızla alakalı. Bakanlık olarak, siz çok iyi kanunlar, yönetmelikler çıkartabilirsiniz. Ama bu tek başına hiçbir zaman yetmez. Sektör paydaşları ile omuz omuza yapmadığınız hiçbir şey başarılı olma şansı yok. Ben buna her zaman için inanan birisiyim. Dolayısıyla bu zamana kadar yapmış olduğumuz ve bundan sonra da yapacağımız bütün değişikliklerin yeniliklerin mutlaka ve mutlaka sektör paydaşlarıyla birlikte olmasına özen gösteriyoruz" dedi. "Hayvan hastalıkları ile mücadele konusu ıslah konusu ve diğer konular bunun en önemli maddeleridir" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, geçtiğimiz hafta Türkiye’deki 9 ürün konseyi ile Mersin’de bir toplantı yaptıklarını anlatarak, "Bunların arasında hububat, çay, fındık vardı. Aklınıza gelebilecek Türkiye için önemli olan ürünlerin konseyleri buradaydı. En son 2001 yılında yapılmış olan tarım sayımıyla biz inşallah bunu programa aldık. 2026 yılı içerisinde tamamlayacağız. Yine hayvancılık yol haritası açıkladık. Özellikle bu da ülkemizde tartışma konusudur. Ama bütün onlara kulağınızı tıkayarak sektördeki bütün arkadaşlarımızla birlikte bundan sonra Türkiye’de kendimiz üretimimizi nasıl daha sürdürülebilir nasıl daha verimli nasıl daha kaliteli kayıtlı bir şekilde ve tekraren sektöre yatırım yapılır şekilde olabilecek bunların üzerinde çalışıyoruz. Bundan sonraki 5 yılda uygulayacağımız hayvancılık yol haritamızı da açıklamış olduk. Çok kritik iki konuyu söyleyeyim. Hayvan hastalıkları ile mücadele konusu ıslah konusu ve diğer konular bunun en önemli maddeleridir. Kadınların ve gençlerin daha pozitif ayrımcılığı olacak bir destekleme modelini de şu ana kadar mevcut modelin dışına çıkarmış olduk. Yani bunları ayrıştırdık. Artık eskisi gibi sizin bakanlık olarak vermiş olduğunuz destekler çok fazla biz bazen bunları yönetmek de zorluk çekiyoruz. Anlamakta zorluk çekiyoruz diye üreticilerimizin bizzat kendilerinden gelen hususu biz bundan sonra üretim planlamasına yönlendirecek şekilde söylediğim ana unsurları içerisine barındıracak şekilde İnşallah uygulamış olacağız. Bunları uygularken bu üretimin içerisinde yer alacak olan gençlerin ve kadınların bunlardan fazla faydalanacağına söylemek istiyorum. Bilecik gibi büyük metropollere son derece yakın bir şehrin de bu anlamda ciddi bir avantajı olduğunu buradan söylemek istiyorum" ifadelerine yer verdi. "Gıda güvenilirliği konuda da farklı uygulamalar geliştirdik" Bakan Yumaklı son olarak, "IPARD programları vardı. Bunu 81 ile yaygınlaştırdık. Eminim Bilecik’te burada yatırımlarla alakalı çok iyi projeler çıkaracak. Ama peşinen söyleyeyim burada projeler yarışacak. İllerin arasında projeler yarışacak. Sadece proje yapmış olmak için değil, biraz önce söylediğim ana unsurları içinde barındıran projelere biz öncelik vermiş olacağız. Biz genelde bazı şeylerde mesafeliyiz. Bunlardan bir tanesi de tarımsal sigortalar. Biraz bunu gereksiz gibi görüyoruz açıkçası. Önümüzdeki dönemde benim bütün ekip arkadaşlarımın sizlerle en çok konuşacağı konulardan bir tanesi de bu olacak. 1 aylık yağmurun birkaç saat içerisinde hatta belli bir yere yağması söz konusu. Bizlerin hiç tahmin etmediğimiz hasarları yaşaması ve neredeyse bir sene beklediğimiz ürünün o alın terimizin birkaç saat içerisinde yok olması söz konusu. Bunları engelleyecek tek şey tarımsal sigortalardır. Bu konuda da özellikle sizler ileri gelenlersiniz. Bulunduğunuz yerlerde mutlaka ama mutlaka diğer üreticilerimizi de bu konuda cesaretlendirmenizi özellikle istirham ediyorum. Bizim bakanlığımız birçok disiplinle çalışıyor. Gıda güvenilirliği konuda da farklı uygulamalar geliştirdik. Uygulamalarımızı da her geçen gün vatandaşımızın uygulaması için ya da beğenisi için sunuyoruz. Bunlardan bir tanesi de özellikle bizim denetimlerimizin yapıldığı işletmelerin karekod yöntemi ile sizlerin kullanmış olduğu mobil telefonlarınızdan anlaşılabilmesi yani herhangi bir gıda satan üreten bir yeri gittiğinizde oradaki karekodu okutarak siz bu işletmenin ne zaman denetlendiği ile alakalı bütün bilgileri orada görebileceksiniz. Burada biz hiçbir zorlama yapmıyoruz. Neden zorlama yapmıyoruz? Çünkü eğer kendisine güvenen işletmeler varsa bu karekodu kullanarak o tüketicilere kendilerini anlatmalarını istiyoruz" dedi.
Ankara MHP lideri Bahçeli: “A Milli Futbol Takımımızın Hollanda karşılaşmasına çıkmaması ahlaki ve milli nitelikli bir beklentidir” Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “A Milli Futbol Takımımızın Hollanda karşılaşmasına çıkmaması ahlaki ve milli nitelikli bir beklentidir” dedi. MHP lideri Devlet Bahçeli attığı golden sonra bozkurt işaretini yapan ve UEFA tarafından 2 maç men cezası alan milli futbolcu Merih Demiral için X hesabından paylaşımda bulundu. Paylaşımında UEFA’nın almış olduğu kararın utanç duyulacak bir ilkellikte olduğunu belirten Bahçeli, “UEFA’nın, Türkiye-Avusturya futbol müsabakasında attığı golden sonra Bozkurt işaretini haklı gurur ve sevinç içinde paylaşan Milli Futbolcumuz Merih Demiral’la ilgili aldığı iki maç men cezası, üstelik itiraz yolunun kapatılması tasvibi ve tahammülü imkansız skandal bir karardır. Aynı zamanda ırkçı ve faşizan eğilimlerin UEFA’ya nüfuz etmesi utanç duyulacak bir ilkelliktir” ifadelerine yer verdi. “Bozkurt simgesi Türklüğün varoluşsal onuru, geçmişle geleceği buluşturan ortak değeridir” Paylaşımında UEFA tarafından alınan kararla dünya futboluna kara bir leke sürüldüğünün ve 2024 Avrupa Şampiyonası’na gölge düşürüldüğün altını çizen Bahçeli, "Bozkurt simgesi Türklüğün varoluşsal onuru, geçmişle geleceği buluşturan ortak değeridir. Nitekim bu değere hazımsızlık gösterilmesi Türk milletine beslenen iflah olmaz husumetin ve Türk tarihini karalama rezilliğinin iğrenç bir tezahürüdür. UEFA, bazı ülkelerin futbolcularıyla ilgili verdiği benzeri kararlarda oldukça geniş görüşlü ve hoş görülü yaklaşmasına rağmen sırayı bir Türk futbolcu aldığında nefretini gizleyememiştir. Dünya futboluna kara bir leke sürülmüş, 2024 Avrupa Şampiyonası’na gölge düşmüştür. Ancak çılgın Türkler her engel aşacak azim ve inançtadır” denildi. "A Milli Futbol Takımımızın Hollanda karşılaşmasına çıkmaması ahlaki ve milli nitelikli bir beklentidir” Merih Demiral’ın yanında olduklarını ifade eden Bahçeli paylaşımını şöyle sürdürdü: “A Milli Futbol Takımımızın arkasında 85 milyon Türk vatandaşı dua, destek ve tezahüratıyla ayaktadır. Geldiğimiz bu aşamada Türk milletinin tarihi mirasına apaçık saygısızlık yapan UEFA, bahse konu ayıplı kararını geri almadan A Milli Futbol Takımımızın Hollanda karşılaşmasına çıkmaması ve bir hak olan demokratik protestosunu bu şekilde göstermesi ahlaki ve milli nitelikli bir beklentidir. UEFA laçka kararından vazgeçmezse Hollanda’nın sahada tek başına bırakılması ve A Milli Futbol Takımımızın Türkiye’ye dönüşü milli haysiyetimize en uygun seçenek olacaktır. Boyun eğerek, taviz verilerek, teslim olarak kazanılacak bir başarı her manada hezimet ve zilletin makyajlanmasıdır. Merih evladımızın ve bütün milli futbolcularımızın sonuna kadar yanındayız. Biriz, beraberiz, hep birlikte Türkiye’yiz, Türk milletiyiz.”