GÜNDEM - 05 Temmuz 2024 Cuma 10:15

İzmir için afet çalışması: "Binaların yüzde 50’sinde kontrol şart, acil"

A
A
A

İzmir'de, son afetçalışması kapsamında 30 ilçede 903 bine yakın bina stoku olduğu tespit edilirken, binalarda korkutan bilgiler ortaya çıktı. "Kentteki binaların yüzde 50'sinin kontrol edilmesi lazım, hem de acil" diyen Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, "Kentte 903 bin bina stoku var. Yüzde 36'sının maalesef kaçak olduğunu öğrendik, oldukça yüksek bir rakam. İzmir korkutuyor; ama korkunun ecele faydası yok. Binaların yüzde 50'sinin tamamının sınavı geçeceği konusunda kesin bir şey söylememiz mümkün değil" dedi.

İzmir'in son afetçalışmasından korkutan rakamlar ortaya çıktı. Eski yapıların ağırlıkta olduğu kentte, kentsel dönüşüm sık sık gündeme gelirken, depremlere karşı yol haritası niteliğinde olan bu çalışma, bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini ortaya koydu.

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, "İzmir korkutuyor; ama korkunun ecele faydası yok" dedi.

İzmir için afet çalışması:

"Kentteki binaların yüzde 50'sinin kontrol edilmesi lazım"

Celalettin Kozanoğlu, kentteki binaların yüzde 50'sinin kontrol edilmesi gerektiğini ifade ederek, "Bu kontrol sonucunda sağlam da, yetersiz de çıkabilir. Acil kontrol edilmesi lazım; çünkü depremin ne zaman geleceği belli değil. Bu tedbirler ne kadar erken alınırsa halkımız için o kadar iyi olur" şeklinde konuştu.

Dikkat çeken rakamları paylaşan Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, İzmir'de 903 bin bina stoku olduğunu aktararak, bu stokun yüzde 12'sinin 1998'den sonraki yeni deprem yönetmeliğine göre yapıldığını anlattı.

İzmir için afet çalışması:

İzmir'deki binaların yüzde 36'sı kaçak çıktı

Binaların yüzde 36'sının kaçak olduğunu kaydeden Kozanoğlu, bu kadar büyük kaçak oranının kendisini şaşırttığını söyledi. Kaçak yapıların, kaçak kat ya da bina şeklinde olabileceğini dile getiren Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, "Bu bilgiler, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin afet planıyla ilgili yaptığı çalışma sonucu ortaya çıktı. İzmir'deki binaların yüzde 36'sının kaçak olduğu tespit edilmiş durumda. İzmir'de 30 ilçe var, 11'i merkez ilçe. Bu binaların yüzde 40'ı merkez ilçelerde toplanmış durumda. İzmir'de yapıların yüzde 52'si, 1998'den önceki deprem yönetmeliklerine göre yapıldı" ifadelerine yer verdi.

İzmir için afet çalışması:

Binaların eski olmasının yıkılacağı anlamına gelmediğini paylaşan Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, "O zamanın mevcut yürürlükteki deprem yönetmeliklerine göre; doğru malzeme, doğru proje, doğru uygulama yapıldıysa, binamız elbette sağlam olabilir. Eski bina, her zaman riskli bina demek değildir. Binanın eski olması, yıkılacağı anlamına asla gelmez. Elbette, İzmir'deki eski yapıların mutlaka elden geçirilmesi; uygun karotlar alınarak ve performans analizleri yapılarak kontrol edilmesi gerekir" diye konuştu.

"Kontrol edilmesi gereken binalar sınavı geçer mi çürük mü bilemeyiz"

İzmir'de kontrol edilmesi gereken binaların deprem sınavını geçeceğine kimsenin garanti veremeyeceğini anlatan Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, şöyle devam etti:
"İzmir'de, 1998 öncesi deprem yönetmeliğine göre yapılmış binaların tamamının sınavı geçeceği konusunda kesin bir şey söylememiz mümkün değil. Bu tamamen testler sonucunda göreceğimiz bir şey. Bir betona dışarıdan baktığımız zaman; sağlam mı, çürük mü, içindeki donatı iyi mi, kötü mü, bunu anlamak mümkün değil. Bu test sonucu görülebilecek bir şey. Dolayısıyla bu testlerin bir an önce yapılması gerekir."

İzmir için afet çalışması:

Sahil şeritlerindeki zemin sıvılaşmasına dikkat çekti: "Çok tehlikeli"

Kozanoğlu, İzmir'deki bazı noktalarda zemin sıvılaşması olduğunu ifade ederek, bu durumun tehlikeli olduğunu söyledi. Kozanoğlu, son olarak sözlerine şöyle devam etti:

"Sıvılaşan zeminin bir özelliği var; sıvılaşma olan zeminlerde, deprem anında su açığa çıkıyor. Bu durum da zeminin zayıflamasına yol açıyor. Sıvılaşma, işte bu nedenle çok tehlikeli. Bu zeminler, normal zamanda sağlam gibi gözüküyor; ancak asıl problem deprem esnasında ortaya çıkıyor. Bina, yıkılmadan devrilebiliyor, ya da batabiliyor. Bunlar tabi büyük mal ve can kayıplarına sebep oluyor. Alsancak, Kordon, Güzelbahçe şeridi, Bostanlı, Çiğli sahilleri, zaman içinde alüvyonlarla dolmuş, sert gibi gözüken fakat zaman içinde oturmuş zeminler. Bu zemine yapı yapacaksak, zeminin mutlaka çok iyi analiz edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekiyor. Ben, bu zemine asla bina yapılamaz demiyorum; ama mutlaka önlemini almalı, çok iyi bir geoteknik çalışma yapmalıyız. Özel tedbirler almalıyız. Aksi takdirde depremde, hepimizi üzen sonuçlara sebep verebilir." 

Hakan Gözalan - Mustafa İç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Göller şehri Sivas, göllerinin güzelliğiyle mest ediyor Göller şehri olan Sivas, içerisinde barındırdığı gölleriyle kendine hayran bırakıyor. Tarihi ve kültürel zenginlikleriyle bilinen Sivas, aynı zamanda doğal gölleriyle de ziyaretçilerinin dikkatini çekiyor. Tödürge, Hafik, Akgöl, Karagöl, Vaska, Canova, Sarıgöl, Taşlıgöl ve Çimenyenice gibi göller birbirinden farklı renklerdeki suları ile adeta bir tabloyu andırıyor. Doğa severler için bir yürüyüş rotası oluşturan göller aynı zamanda fotoğraf tutkunları için eşsiz kareler sunuyor. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Coğrafya Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Gülpınar Akbulut Özpay, Sivas şehir merkezi ile İmranlı ilçesi arasında tanımlayabildikleri 15’in üzerinde göl bulunduğunu söyledi. “Sivas Akdeniz’den sonra ikinci sırada” Prof. Dr. Gülpınar Akbulut Özpay, Akdeniz’de göller yöresinde olduğu gibi çok sayıda gölün birbirine yakın konumda yer aldığını ifade ederek bu özelliği ile ülkede ikinci göller yöresinin Sivas’ta bulunduğu belirterek, “Özellikle Sivas şehir merkezi-İmranlı ilçemiz arasında kalsiyum sülfat birimleri içeren Oligosen yaşlı jipsler içerisinde gelişmiş çok sayıda göl bulunmaktadır. Bu göller Yukarı Kızılırmak Jeoparkı olarak tanımladığımız muazzam kalitede, dikkat çekici ve akademik açıdan önem arz eden çıplak jips karstı topografyası içerisinde yer almakta, bu topografyanın önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Hafik, Tödürge, Batı ve Doğu Lota, Vaska, Sarıgöl, Taşlıgöl, Akgöl, Karagöl ve Canova Gölleri bu jips karstı topografyasında çökme dolinleri içerisinde gelişmiş göllere örnek oluşturmaktadır. Bu göllerden bazıları Hafik ve Tödürge göllerinde olduğu gibi birden fazla çökme dolininin birleşmesiyle oluşurken, bazıları da Akgöl ve Karagöl gibi tek bir çökme dolini içerisinde gelişmiştir. Sahadaki göl sayısı ve oluşumu dikkate alındığında şu ana kadar bilinen bilgilere göre Akdeniz’den sonra ülkemizin ikinci göller yöresi olarak tanımlayabileceğimiz niteliklere sahiptir” dedi. “Her biri turizm açısından değer oluşturmaktadır” Akbulut Özpay, göllerin turizm ve jeomiras açısından birer değer oluşturduğunu söyleyerek, “Özellikle göl sayısına baktığımız zaman sadece Sivas şehir merkezi- İmranlı ilçesi arasında bizim tanımlayabildiğimiz 15’in üzerinde göl bulunmaktadır. Bu göllerin bulunduğu saha ve yakın çevresi Yukarı Kızılırmak Jeoparkı ve Yukarı Kızılırmak Doğa ve Kültür Yolu kapsamında tarafımızdan akademik, jeomiras ve turizm bağlamında çalışılmaktadır. Bu miras alanların korunarak gelecekte turizme açılması hem ilimize hem de ülkemizin ekonomisine ve tanınırlığına katkı sağlayacaktır” diye konuştu.
İzmir Cezayir’de Türk ürünlerine yoğun ilgi Cezayir’de 24-29 Haziran 2024 tarihleri arasında düzenlenen ’’55. Uluslararası Cezayir Fuarı (FIA)’’na ülkemiz “Onur Konuğu Ülke” statüsünde katılım gösterdi. 55. Uluslararası Cezayir Fuarı’na (FIA 2024) Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu’nu (EİB-İİB-GAİB) temsilen Koordinatör Birlik olarak, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği koordinasyonunda İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği ile Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği de ortak bir info stant ile katıldı. Kuru meyve ve mamulleri ihracatı yüzde 150 arttı Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Işık, “Cezayir’de düzenlenen ’’55. Uluslararası Cezayir Fuarı (FIA)’’na ülkemiz “Onur Konuğu Ülke” statüsünde katıldı. Türkiye’nin Cezayir’e ihracatı geçen sene yüzde 31 artışla 2,5 milyar dolara yükseldi. Türkiye’den Cezayir’e gerçekleştirilen kuru meyve ve mamulleri ihracatımız ise bir önceki yıla göre yüzde 150 artış göstererek 19 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye geneli kuru meyve ve mamulleri ihracatında, Birliğimizin payı yüzde 60’tır. Türkiye’nin Afrika’ya açılan kapısı ve Afrika’daki en büyük yatırım ortağı Cezayir ile ticari işbirliğimizi geliştirme konusunda önemli bir adım attık.” dedi. Su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatında yüzde 83 yükseliş Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Girit, “2023 yılında sektörümüzün Türkiye geneli Cezayir’e ihracatı 2,1 milyon dolar iken 2024’ün ilk yarısında Cezayir’e yüzde 83 artışla 3 milyon dolarlık su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatı gerçekleştirildi. Türkiye’nin son yıllarda ihracatta yıldız ürünlerinden olan Türk somonunun Cezayir pazarında bilinirliliğinin artırılması için çeşitli tanıtım ürünleriyle sektör konusunda bilgi aktardık. Süt ve süt ürünlerinde de önemli bir potansiyel söz konusu. Cezayir’e su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatımız çok kısıtlı kaldığından bunun geliştirilmesi çalışmalar yürütüyoruz.” diye konuştu. Fuar açılışına Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecit Tebbun, Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş katılım sağladı. Sonraki günlerde Cezayir Büyükelçisi Muhammed Mücahit Küçükyılmaz ve Ticaret Müşavir Yardımcısı Mehmet Emin Yiğitbaşı stantları ziyaret etti. 55.’si gerçekleştirilen Uluslararası Cezayir Fuarı (FIA 2024)’na 48 bini aşkın ziyaretçi, ayrıca 26 Türk firması ve 26 adet İhracatçı Birliği info-standlı katılım sağladı. 2024 yılı Ocak-Haziran döneminde Türkiye’nin Cezayir’e ihracatı yüzde 12 artışla 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Cezayir ile ihracatımızda öne çıkan sektörler ise hububat bakliyat yağlı tohumlar ihracatı yüzde 125 artışla 239 milyon dolar, demir çelik ve demirdışı metaller ihracatı yüzde 17 artışla 168 milyon dolar, kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı 166 milyon dolar, makine ve aksamları yüzde 4 artışla 157 milyon dolar, taşıt araçları ve yan sanayi ihracatı 94 milyon dolar olarak gerçekleşti.