GÜNDEM - 30 Haziran 2024 Pazar 11:55

Şişli’de Uluslararası Yoga Günü düzenlenen etkinlikle kutlandı

A
A
A
Şişli’de Uluslararası Yoga Günü düzenlenen etkinlikle kutlandı

Şişli Belediyesi, Hindistan İstanbul Başkonsolosluğu’nun katkılarıyla Uluslararası Yoga Günü’nde etkinlik düzenledi. Etkinlik renkli görüntülere sahne olurken, vatandaşlar uzman hocalar eşliğinde yoga yaparak hem bedensel hem de ruhsal yenilenme fırsatı buldu.


Şişli Belediyesi, Hindistan İstanbul Başkonsolosluğu’nun katkılarıyla Uluslararası Yoga Günü’nde etkinlik düzenledi. Birleşmiş Milletler tarafından 21 Haziran olarak ilan edilen Dünya Yoga Günü’nde düzenlenen etkinlik Şişli Habitat Parkı’nda gerçekleştirildi. Etkinliklere, Hindistan İstanbul Başkonsolosluğu Konsolos Yardımcısı Rishabh Shukla ve çok sayıda vatandaş katıldı. Uluslararası Yoga Günü, farklı kültürleri bir araya getirerek barış, huzur ve sağlık mesajlarıyla kutlandı. Vatandaşlar uzman hocalar eşliğinde yoga yaparak hem bedensel hem de ruhsal yenilenme fırsatı buldu. Şişli Belediyesi, vatandaşları yoga ile tanışmalarını ve sağlıklı bir yaşam sürdürmelerine teşvik etmeyi amaçlıyor. Uluslararası Yoga Günü’nde gerçekleştirilen etkinlikler renkli görüntülere sahne olurken, Hindistan İstanbul Başkonsolosluğu Konsolos Yardımcısı Rishabh Shukla katılımcılara plaket takdim etti.


“Yoga tamamen ruhumuza ve zihnimize odaklanmamızı sağlar”


Uluslararası Yoga Günü kutlamalarına katılan Ece Özdemir, “Şişli Belediyesi çok güzel bir etkinlik düzenledi. Yoga zaten o kadar güzel ki ana odaklanmamızı sağlar. Nefes farkındalığı, beden ve zihin bütünleşmesi oluşturur. Şişli Belediyesi’ne katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz. Bize Uluslararası Yoga Günü’nde böyle bir fırsat verdi. Yoga tamamen ruhumuza ve zihnimize odaklanmamızı sağlar. Arkadaşlarımla geldim. Böyle bir etkinliği kaçıramazdım. Kalabalık geldik. 6-7 kişiyiz. Ne kadar kalabalık bir ortamda yaparsak, yoganın farkındalığına daha fazla varıyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Körfezde karton tekne yarışı renkli görüntülere sahne oldu İzmirli mimar ve mühendislerin her yıl Kabotaj Bayramı’nda düzenledikleri “Kartondan Tekneler” yarışmasında heyecanlı dakikalar yaşandı. Bazı tekneler suya iner inmez batarken, iki tekne, kıyıdan yaklaşık 30 metre açıkta duran sahil güvenlik teknelerine kadar gidip tekrar kıyıya batmadan ulaştı. İzmir Körfezi’nde renkli görüntülere sahne olan 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kutlamaları, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı meslek odalarının etkinlikleriyle devam etti. Kabotaj Kanunu’nun kabulü nedeniyle her yıl geleneksel olarak düzenlenen “Kartondan Tekneler” yarışması, bu yıl 16’ncı kez yapıldı. Etkinliğe İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır’ın yanı sıra Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Aykut Akdemir, İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi Cumhuriyet Halk Partisi Grup Sözcüsü Elvin Sönmez Güler, TMMOB’a bağlı meslek kuruluşlarının temsilcileri ile TMMOB’a bağlı mimar ve mühendisler katıldı. Kartondan teknelerle kıran kırana yarış Yarışma öncesi meslek kuruluşları Cumhuriyet Meydanı’ndan Konak Pier’e yürüyerek kendi imkânlarıyla yaptıkları karton tekneleri taşıdı. Sahil güvenlik botlarının eşlik ettiği yarışmada, TMMOB’a bağlı meslek kuruluşları ile TMMOB emeklilerinin yer aldığı bir grup kendi tasarımları karton tekneleri suya indirdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır’ın start vermesinin ardından Körfez’de yarış başladı. Bazı tekneler suya iner inmez batarken Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile TMMOB emekli grubunun hazırladığı tekneler kıran kırana yarışa girdi. İki tekne, kıyıdan yaklaşık 30 metre açıkta duran sahil güvenlik teknelerine kadar gidip tekrar kıyıya batmadan ulaştı. Renkli görüntülere sahne olan yarışı Şimay Nasay’ın kullandığı Makine Mühendisleri Odası teknesi kazandı.
Ankara Türkiye’nin dünya ihracatındaki payı artmaya devam ediyor Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından yayınlanan 2024 yılı ilk çeyrek dış ticaret istatistikleri kapsamında Türkiye’nin 2023 yılının ilk çeyreğine göre yıllıklandırılmış ihracatı, küresel ihracattaki payı içerisinde 0,05 puanlık artış ile yüzde 1,082 seviyesine yükseldi. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından 2024 yılı ilk çeyrek dış ticaret istatistikleri yayınlandı. Ticaret Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada 2024 yılı ilk çeyrek dış ticaret istatistikleri değerlendirildi. Değerlendirmede şu ifadelere yer verildi: “2024 yılı ilk çeyreğinde, dünya ihracatı yüzde 0,6 oranında düşüş ile 5 trilyon 919 milyar dolar olur iken, ülkemizin ihracatı yüzde 3,6 oranında artış ile 63 milyar 603 milyon dolar olmuştur. Yıllıklandırılmış olarak bakıldığında ise dünya ihracatı yüzde 4,2 oranında düşüşle 23 trilyon 808 milyar dolar olurken, ülkemiz ihracatı % 0,8 oranında artışla 257,6 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Küresel ihracattaki düşüşe rağmen ihracatımızdaki artışlar devam etmiştir. Bu kapsamda yıllıklandırılmış ihracatımızın küresel ihracattan aldığı paydaki artış eğilimi 2024 yılının ilk çeyreğinde de devam etmiş ve 2023 yılının ilk çeyreğine göre 0,05 puanlık artış ile yüzde 1,082 seviyesine yükselmiştir. Ticaret Bakanlığı olarak, katma değer, inovasyon ve rekabetçilik odaklı ihracat perspektifinde sürdürdüğümüz politika ve stratejilerle Türkiye’nin küresel ticaretteki payını daha da yükseklere çıkarmak için tüm gücümüzle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Küresel tedarik zincirindeki konumumuzu daha da güçlendirmek için küresel ticaretteki eğilimleri en iyi şekilde değerlendirip elde ettiğimiz kazanımları artırarak devam ettireceğiz”.
Antalya Ekoloji Uzmanı Prof. Dr. Neyişçi’den yangına karşı rüzgar perdesi önerisi Yaz mevsiminin gelmesi, iklim değişikliği etkisiyle sıcak hava dalgalarının artmasıyla ülke genelinde ve Antalya’da artan yangınlar hakkında konuşan Ekoloji Uzmanı Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, muhtemel yangınları önlemek amacıyla, ormanlık alanlarda ağaçlardan rüzgar perdesi yapılması ve yeşil alanda bulunan ince yanıcıları, yangın mevsiminden önce değişik teknolojilerle ortamdan kaldırılması hakkında öneride bulundu. "Stratejimizi, senaryolara göre planlamak zorundayız" Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, önemli olanın verilere göre tedbir alınması olduğuna işaret ederek şu ifadelere yer verdi: "İklim krizi yani küresel ısınma sonucunda orman yangınları hem şiddet olarak hem sayısal olarak artacak gibi bağlantı kuruyoruz. Bu aslına temelden yanlış bir yaklaşım, çünkü iklim değişikliği senaryoları kapsamında sıcaklık 2040 senesine kadar şu kadar artacak iyi senaryo bu kötü senaryo bu şeklinde veriler verildiyse, bize düşen görev ormanlarımızı belirtilen tahminlerden en az etkilenecek şekilde korumak olur. Küresel iklim değişikliği var, orman yangınları artacak demek mühendisçe bir yaklaşım değil, bunun altını çizmek istiyorum. Depremde Anadolu için önemli sorunlardan bir tanesi, nasıl ki depremlerde 7 şiddetinde bir depreme dayanabilecek binalar yapmamız gerekiyorsa, yapılması gereken şey buna benzerdir. Japonya’da 8-9 şiddetinde deprem oluyor ama kimsenin burnu kanamıyor, binaların depreme dayanıklı şekilde yapılmasından dolayı bir sorun olmuyor. Orman yangınlarıyla iklim krizi arasında da böyle bir ilişkiyi tesis etmemiz lazım. Rüzgar şiddeti artacak, sıcaklıklar yükselecek, eğer iklim krizi senaryoları bunu söylüyorsa; bütün orman yangını stratejilerimizi bunun üzerinden almak zorundayız." “İnsana yönelik yatırımı artırmamız gerekiyor” Antalya’da orman yangınlarının büyük ölçüde kuzeyden gelen kurutucu rüzgarlar zamanında olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, doğal afetleri önleme konusunda insana yapılacak yatırımın da önemli olduğunun altını çizdi. Tuncay Neyişçi, "İklim değişikliği olsun ya da olmasın, bizim bu yangınları engelleyici tedbirler almamız lazım. Ağaçlardan rüzgar perdeleri yapılır, bu rüzgarın ormanımıza girmesini engellediğiniz zaman, iklim değişse de ormanlarımızı yangınlara karşı korumuş oluruz. İşin özü mühendislikse eğer veriler üzerinden stratejiler, politikalar ve uygulamalar geliştirmek zorundayız. İklim krizine karşı bütün yaşantımızı değiştirmemiz gerekiyor, iklim krizini çözecek olan insanlardır. Yüzde 90’ı insan kaynaklı olan doğal afette yine insan davranışlarını değiştirerek iklim krizi ile mücadele etmemiz gerekiyor, çünkü belirleyici olan biziz. Yangınlarda uçakların, helikopterlerin söndüreceğini söylüyoruz, büyük bir sebebi insan kaynaklı olan bir yangında insanlara yatırım yapmıyoruz. Antalya son günlerde önemli bir karar aldı, ormanlar içerisinde yangınların yoğun görülmeye başladığı zaman devriye hizmetlerini artırdı. Bu insanları caydırıcı bir kavramdır ve insanlara yöneliktir. Küresel iklim değişikliğiyle daha etkin mücadele için, insana yönelik yatırımı artırmamız gerekiyor" diye konuştu. Rüzgar perdeleri ile rüzgarın hızı kırılabilir Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, yangınları önlemek için yapılması gerekenleri ise şu şekilde özetledi: "Orman yangınlarını önlemek için; ilk olarak ormanlarımızı özellikle kurutucu rüzgarlara karşı rüzgar perdeleri ile ihata etmemiz, orman içerisine girecek rüzgarın hızını kırmamız gerekiyor. İkincisi orman içindeki ince kuru yanıcı dediğimiz, küçük bir sigara izmaritinin büyük bir yangına neden olabileceği ince yanıcıları yangın mevsiminden önce değişik teknolojilerle ortamdan kaldırmamız gerekiyor. Eğer rüzgar gücü yok ise orman içinde ince yanıcı yok ise orman yangını görülme ihtimali yüzde 80 azalır. Bunlar yapıldıktan sonra helikopter veya uçak etkili olur. İklim değişikliği dediğimiz zaman sadece sıcaklık akla gelmesin, iklim birçok parametrenin ortak adıdır, rüzgar, nem, yanıcı miktarı vb. bunların hepsi yangının çıkmasına etkin olan ögelerdir. Bu durumda çok yönlü tedbirler almamız gerekiyor. Analitik olarak kafa yormamız gerekiyor. Orman Genel Müdürlüğü’nün değişik kurumlardaki uzman insanları bir araya getirerek sorunun üstüne gitmemiz gerekiyor. Japonya’da deprem sırasında depremden önce ve sonra insanlar ne yapmaları gerektiğini çok iyi bilir, eğitimini almışlardır. Orman yangınları için de aynı şey, öncesinde ya da sonrasında orman içinde yaşayan insanlardan başlayarak, nasıl davranacakları konusunda iyi eğitilmiş ve bilgilendirilmiş olmaları gerekiyor. Bu yangınla birlikte yaşamayı becerebilen, uyumlu toplumların oluşturulması anlamını sağlar. Bu da yangının etkilerinin düşürülmesini sağlayacak etkenlerden bir tanesidir."