EKONOMİ - 02 Temmuz 2024 Salı 10:40

Türkiye’nin dünya ihracatındaki payı artmaya devam ediyor

A
A
A
Türkiye’nin dünya ihracatındaki payı artmaya devam ediyor

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından yayınlanan 2024 yılı ilk çeyrek dış ticaret istatistikleri kapsamında Türkiye’nin 2023 yılının ilk çeyreğine göre yıllıklandırılmış ihracatı, küresel ihracattaki payı içerisinde 0,05 puanlık artış ile yüzde 1,082 seviyesine yükseldi.


Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından 2024 yılı ilk çeyrek dış ticaret istatistikleri yayınlandı. Ticaret Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada 2024 yılı ilk çeyrek dış ticaret istatistikleri değerlendirildi.


Değerlendirmede şu ifadelere yer verildi:


“2024 yılı ilk çeyreğinde, dünya ihracatı yüzde 0,6 oranında düşüş ile 5 trilyon 919 milyar dolar olur iken, ülkemizin ihracatı yüzde 3,6 oranında artış ile 63 milyar 603 milyon dolar olmuştur.


Yıllıklandırılmış olarak bakıldığında ise dünya ihracatı yüzde 4,2 oranında düşüşle 23 trilyon 808 milyar dolar olurken, ülkemiz ihracatı % 0,8 oranında artışla 257,6 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.


Küresel ihracattaki düşüşe rağmen ihracatımızdaki artışlar devam etmiştir. Bu kapsamda yıllıklandırılmış ihracatımızın küresel ihracattan aldığı paydaki artış eğilimi 2024 yılının ilk çeyreğinde de devam etmiş ve 2023 yılının ilk çeyreğine göre 0,05 puanlık artış ile yüzde 1,082 seviyesine yükselmiştir.


Ticaret Bakanlığı olarak, katma değer, inovasyon ve rekabetçilik odaklı ihracat perspektifinde sürdürdüğümüz politika ve stratejilerle Türkiye’nin küresel ticaretteki payını daha da yükseklere çıkarmak için tüm gücümüzle çalışmalarımıza devam ediyoruz.


Küresel tedarik zincirindeki konumumuzu daha da güçlendirmek için küresel ticaretteki eğilimleri en iyi şekilde değerlendirip elde ettiğimiz kazanımları artırarak devam ettireceğiz”.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Turgay Kıran: "Florya’nın satılması kulübün geleceği açısından son derece tehlikeli bir durumdur" Galatasaray Divan Kurulu Üyesi Turgay Kıran, Florya arazisinin satılmasının kulübün geleceği açısından son derece tehlikeli bir durum olduğunu söyledi. Galatasaray Spor Kulübü Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı, 6 Temmuz Cumartesi günü saat 10.00’da Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek. Genel kurul öncesinde Florya projesiyle ilgili yazılı açıklama yapan Galatasaray Divan Kurulu Üyesi Turgay Kıran, "Öncelikle bilinmelidir ki biz yalnızca Galatasaray’a hizmet ediyoruz. Galatasaray sevgisi her şeyin önündedir. Bizim kişilerle, isimlerle bir sorunumuz yok ama Galatasaray’a zarar verecek her türlü girişimin karşısındayız. Galatasaray’ın son mülkü Florya’nın satılması kulübün geleceği açısından son derece tehlikeli bir durumdur. Florya konusu daha doğru, şeffaf bir şekilde işlenmeli, kamuoyu tüm detaylar hakkında bilgilendirilmeli, öncelikle Galatasaray’ın menfaatleri gözetilmelidir" dedi. "Kemerburgaz, Florya’nın alternatifi olamaz" Florya’nın, Galatasaray’ın son gayrimenkulü olduğunun altını çizen Kıran, "Riva ve Mecidiyeköy geçmişte satıldı, elde bir tek Florya kaldı. Florya gibi milyar Dolar’lık bir kıymet eğer satılacaksa da şeffaflık ve katılımcılık önemli. Tüm kulüp üyelerine açık süreli bir proje yarışması açılması, sunumların bir komisyon tarafından değerlendirilip genel kurulda benimsenen projenin karara bağlanması en makul yol olarak görülmektedir. Florya’nın alternatifi olarak düşünülen Kemerburgaz Tesisleri’nin, profesyonel takımımızın ve altyapının tüm ihtiyaçlarının karşılanabileceği bir ortama dönüşmesi kısa vadede mümkün değildir. Kemerburgaz, Florya’nın alternatifi olamaz. Ayrıca Florya’nın yeni alınan 42 dönüm arazisinin de üzerindeki ipotek halen çözülmemiştir" ifadelerini kullandı. "70 milyon Euro için Florya’nın satılmasını mantıklı bulmuyoruz" Turgay Kıran, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Yıllık global cirosu 1 trilyon Dolar’a yaklaşmış futbol piyasasında Florya gibi çok önemli bir alana biçilen değer günümüz şartlarında çok düşük kalmıştır. 70 milyon Euro için Florya’nın satılmasını mantıklı bulmuyoruz. Ayrıca zamanında projeye yetki verilen şartlar değişmiştir. Mevcut yönetime 2 sene önce faizler yüzde 14 seviyesinde iken yetki verilmişti, bugün faizler yüzde 50-60 seviyelerinde seyrediyor. İnşaat maliyetleri ve faizlerin çok yüksek olduğu, enflasyon rakamlarının düşmediği bu dönemde projeyi güncellemek, günümüz şartları ile değerlendirmek gerekir. Üstelik bu süreçte Galatasaray’ın borcu neredeyse 5 kat arttı. Şarta bağlı zorunluluklar 2 senede 36 milyon Euro’dan 150 milyon Euro seviyesine yükseldi. Bir şeylerin yanlış yapıldığını düşünüyoruz." "Bu kulüp futboldan ibaret değildir" Galatasaray Kulübü’nün futbolun dışında diğer branşlara da yatırım yapması gerektiğini vurgulayan Kıran, "Galatasaray Futbol Kulübü’nün şampiyonluğu elbette hepimizi çok mutlu etti. Fakat bu durum mevcut yönetimin bazı eksiklerini, hatalarını gölgeledi. Ayrıca bu kulüp futboldan ibaret değildir. 4 kulvarda iddiası olan takımımız sadece futbolda şampiyon oldu. Son yıllarda mevcut yönetim altyapıya gereken önemi vermemiştir. Akademi olarak adlandırılan Florya, altyapımız için çok önemlidir. Yeni altyapı merkezi olarak belirlenen Kemerburgaz Tesisleri’ne geçilmesi çok uzun zaman alacaktır. Oysa Avrupa’da kulüpler altyapıya son derece bilimsel yaklaşmaktadır. Dünyada futbol bilimsel tekniklerin ve yapay zeka algoritmalarının da kullandığı bilimsel ve teknolojik evrimini sürdürmektedir. Küresel rekabet açısından geride kalıyoruz" şeklinde konuştu. "Erden Timur gibi değerli bir üyeyi bir anda yok etmek, sevgi iklimi söylemini sorgulatıyor" Sarı-kırmızılı kulüpte bilgilendirme ve şeffaflık olmadığını ifade eden Turgay Kıran, "Yönetimin seçime girerken verdiği vaatleri ile ilgili, Riva, Mecidiyeköy, Florya, Kemerburgaz, gerçekleşmeyen Colombus, Sportif AŞ, sponsor firmalarla olan ilişkiler hakkında 25 adet sorunun hiç birine cevap verilmemiştir. Mevcut devam eden inşaat içerikli projelerin tümü halen bitirilememiştir. Mecidiyeköy ve Riva’nın son durumuyla ilgili kamuoyu aydınlatılamadığı gibi, bunlara Galatasaray Adası’da dahil oldu. Adanın üst kullanım hakkını, Ali Sami Yen RAMS Park Stadı’nın altında ki 60 dönümün tapusunu almasını ve bankalar birliği anlaşmasına rağmen kredi almamız imkansızken bir devlet bankasından kredi alarak Florya’daki 42 dönüm arazinin satın alınmasını kulüp yönetimimiz nasıl becerdi merak ediyoruz? Bilgilendirme yok, şeffaflık yok. Ayrıca bizzat Başkan Özbek’in ifadelerine göre bugüne kadar kulübe 35 milyon Dolar katkı veren Erden Timur gibi değerli bir üyeyi bir anda yok etmek, sevgi iklimi söylemini sorgulatıyor" diye konuştu.
Bursa Sanatçılar Misi’nin hikayesini anlatacak Nilüfer Belediyesi tarafından restore edilerek hizmete açılan Misi Sanat Evi, KONSERVE: Kentlerarası Misafir Sanatçı Programı Ağı projesi kapsamında misafir sanatçıları ağırlıyor. 3 hafta boyunca Misi’de konaklayacak olan sanatçılar, deneyimlerini sergiye dönüştürecekler. Nilüfer Belediyesi, Avrupa Birliği desteğiyle, İKSV yürütücülüğünde gerçekleşen Ortaklaşa: Kültür, Diyalog ve Destek Programı tarafından desteklenen KONSERVE: Kentler Arası Sanatçı Değişim ve Misafirlik Programı Ağı kapsamında şehir dışından gelen misafir sanatçıları ağırlıyor. 21 Haziran-12 Temmuz tarihleri arasında Sanatevi’nde konaklayan sanatçılar Ayça Değirmenci, Çiğdem Üçüncü, Damla Yalçın ve Yekateryna Grygorenko, kentin ekolojik ve somut olmayan kültürel miras değerlerinden esinlenerek çeşitli eserler üretiyor. Proje Yürütücülerinden Esra Okyay, sanatçıların geleneksel kültür üzerinden gözlemde bulunduklarını belirterek şöyle konuştu: “Program kapsamında sanatçılar, kırsal mahallere giderek gözlem yapıyorlar. Bunlardan birisi de Misi. Gelen sanatçılar, bölgede geçirdikleri süre içinde geleneksel kültür, gündelik hayat, oraya ait alışkanlıklar üzerine bir gözlemde bulunuyor. Ama uzaktan bir gözlem değil. Burada 3 hafta boyunca hayatı birlikte yaşıyoruz aslında. Misililer ile komşuluk ediyoruz, hikayelerini dinliyoruz. Artık aramızda bir gönül bağı oluştu. Süreç sonunda her sanatçının kişisel deneyimleri, gözlemi bir esere dönüşecek. İzmir’de ve Nilüfer’de eserler sergilenecek. Ama amacımız Misi’yi anlatmak.” Programa katılan sanatçı Damla Yalçın, “Sanatsal olarak kendimizi geliştirdiğimiz bir süreç oldu. Döndüğümüzde de burayla ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi. Ayça Değirmenci, ise programın kendisi için farklı bir deneyim olduğunu söyledi. Değirmenci, “Kendi çemberimden çıktığım bir deneyim oldu. Nilüfer Belediyesi’nin kültür ve sanat anlamında imrenilen bir belediye olduğunu düşünüyorum. Çalışmalarının devamını dilerim” diye konuştu. Yekateryna Grygorenko ise birlikte kaldıkları sanatçılarla aynı zamanda birbirlerini de beslediklerini söyledi. Grygorenko, “Misi’nin çok derin bir hikayesi var. Burada Misi’nin seslerini kaydediyorum. Bu kayıtlar ile bir iş üreteceğim. Seslerin benim üzerimde uyandırdığı duyguları kağıda yansıtıyorum” dedi. Programa eş zamanlı olarak Bursalı sanatçılar Merve Kubat,Merve Özel, Fevziye Özocak,Nuveyba Tahmaz veAli Yılmaz Sanat Kahvesi’nde Misi üzerine düşünüp, üretiyorlar. Sanatçıların eserleri süreç sonunda İzmir ve Nilüfer’de ziyarete açılacak.