Yerel Haberler
Tunceli
Dr. Karataş, yılan ve akrep sokmasında yapılması gerekenleri anlattı
05 Temmuz 2024 Cuma - 15:09 Dr. Karataş, yılan ve akrep sokmasında yapılması gerekenleri anlattı Tunceli Devlet Hastanesi acil hekimi Dr. Celal Oktay Karataş, yılan ve akrep sokmasında yapılması ve yapılmaması gerekenler hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Tunceli Devlet Hastanesinde görevli acil hekimi Dr. Celal Oktay Karataş, özellikle yaz aylarında artan yılan ısırıkları ve akrep sokmalarında yapılması gerekenler hakkında açıklamalarda bulundu. Yılan ve akrep zehrinin etkilerinin türlerine, etkilenen bölgenin konumu ve kişinin metabolik yapısına göre değişiklik gösterdiğini belirten Dr. Karataş, ’’Yılan ısırığına ve akrep sokmasına maruz kaldığımızda öncelikli olarak panik yapmamalı, nabzımızı hızlandıracak aktivitelerden kaçınmalıyız. Bu yapacağımız aktiviteler nabzı hızlandıracağından dolayı zehrin etkisinin daha çabuk görülmesine neden olabilecektir. Yılan ısırığı ve akrep sokmasından etkilenen bölgenin kalp seviyesinin alt kısmında tutularak su ve sabunla yıkanması gerekir. Etkilenen bölgeyi 8-10 santim yüksekliğindeki bölgeden bandaj uygulaması yapmalıyız. Bu yaptığımız bandaj uygulaması dolaşımı tamamıyla kesmemeli. Yapılan yanlışlardan biri dolaşımı tamamıyla etkileyecek şekilde turnike uygulaması yapılmasıdır. Bu yapılan uygulama etkilenen bölgenin alt kısmındaki dokunun nekrozuna neden olmaktadır. Bu yüzden aşırı sıkacak şekilde olmayacak şekilde bandaj uygulaması yeterli olacaktır’’ dedi. Zehirlenen bölgenin emilmesi veya kesilmesinin sakıncalarına vurgu yapan Dr. Celal Oktay Karataş, “Sıklıkla yapılan bir başka hataya değinecek olursak zehirlenen bölgenin emilerek o zehri çıkarma işlemi ve kesilerek o bölgeden zehri atma işlemi. Bu işlemlerden öncelikli olarak zehri emerek bir diğer kişinin çıkarmaya çalışması kişinin ağzında minimal da olsa bir yara varsa o kişinin de zehirlenmesine yol açacaktır. Diğer yanlış ise kesilen bölgenin temizlenmeye çalışılması, kesim bölgesinden sonra zehrin dolaşıma daha hızlı katacak ve kişinin zehirlenme sürecini hızlandıracaktır. Bu hataları yapmamayı öneriyoruz’’ diye konuştu. Bandaj uygulamasının ardından yapılması gerekenler hakkında bilgi veren Dr. Karataş, “Son olarak bandaj uygulaması yapıldıktan sonra bölgede kalan 8-10 santimlik kısma buz uygulamasının yapılması dolaşımı biraz daha yavaşlatacaktır. Bu işlemleri yaptıktan sonra 112 ile irtibata geçip en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalısınız” ifadelerini kullandı.
Batıdan doğuya turizm göçü
05 Temmuz 2024 Cuma - 10:44 Batıdan doğuya turizm göçü Ege kıyılarındaki yoğunluktan bunalan 50 kişilik grup, İzmir’den Tunceli’nin Çemişgezek ilçesine gelerek Tağar çayı suyunda yüzüp sakinliğin keyfini çıkardı. İzmir’de ’Buz Adam’ diye anılan doğasever, dağcı Ali Hıdır Öz’ün organizasyonu ile bir araya gelen grup, Ege sahillerindeki yoğunluktan dolayı yaklaşık bin 500 kilometre uzaklıktaki Çemişgezek’e gelerek, sadece basından gördükleri ilçenin tarihi ve doğal yerlerini gezdi. Grup, daha sonra ilçede bulunan Tağar çayı kıyısında plaja dönüştürülen alanda zaman geçirdi. Turistler, Tağar çayı kıyısında yöre yöre oyunlar sergileyerek, bölgenin yöresel ürünlerinin ve coğrafi işaretli dutunun tadına baktı. Bodrumun kalabalığından sıkılıp Tunceli’nin yolunu tuttular Geziyi organize eden ‘Buz Adam’ lakaplı dağcı Ali Hıdır Öz, "Şimdi biz arkadaşlarla bir araya geldik. Tatile gidelim dedik. Arkadaşlar dedi ki tatile nereye gidelim, İzmirliyiz dedik. Bodrum’a gidelim. Baktık ki Bodrum’un taşı toprağı hepsi kapalı olmuş, sahiller insan dolu. Sonra karar verdik dedik ki kardeşim biz gidelim Çemişgezek’te yüzelim. Bugün Çemişgezek’te yüzeceğiz. Hem doğanın derinliği güzelliği, hem de nehirdeki mutluluğumuz her şeye bedel. Bütün arkadaşlara tavsiye ederim. Burası serin, doğanın güzelliği, tarihi yapılar, güzel yerleri var. Bütün arkadaşlarımız da burada. Yüzüyorlar, su topu oynuyorlar. Arkadaşlarımızın burada çok memnun kaldıklarını düşünüyorum. Bütün doğaseverlerin Tunceli’yi ve özellikle bu sahili, nehri görüp yüzmelerini tavsiye ediyorum" dedi. "İlçe bizi çok şaşırttı" Çemişgezek gezisinin kendisini mutlu ettiğini aktaran Zekeriya Gümüş, "Ben Aydın’dan gelerek bu bölgeyi ziyaret ediyorum. Bu ziyaret çerçevesinde hem tarihi mekanları, doğasını, folklorik öğelerini ve ilçelerdeki bir takım gelişmeleri de yerinde izliyoruz. Ziyaretimizden memnunuz. Çemişgezek ilçesi ve çevresi gerçekten şaşırtıcı. En önemlisi coğrafi özellikleri. Folklorik özelliklerini zaten uzaktan biliyoruz. Burada da görüldüğü gibi insanlar nehirde yüzüyorlar. Güneşleniyorlar. Sporlarını yapıyorlar. Yine karşıdaki tarihi, doğal yapıları gördük. Gerçekten ilginç ve güzel. En önemlisi de turistik bir yer olmuş artık burası. Yani buranın mutlaka bilinmesi ve gezilmesi açısından önemli bir yer" diye konuştu. Ege sularından sonra Çemişgezek sularında yüzmenin keyfini çıkardılar Ege sularından sonra Çemişgezek’in serin sularında yüzmenin keyif verici olduğunu söyleyen Gülden Topbaş, "Ben İzmir’den geliyorum. Bugün Çemişgezek’teyiz. Çok keyif aldığımız bir gün oldu. Üç gündür buradayız aslında ama sanırım en çok burada keyif aldık. Ben doğma büyüme İzmirliyim. Tüm Ege sularında yüzdüm. Ama Çemişgezek Tağar çayı bambaşkaydı. Bence herkesin buraları görmesi, doğayı, tabiatı içinde, buz gibi sularında yüzmesi gerekiyor. Çok keyifliydi gerçekten" şeklinde konuştu. Sevil Gök Bozkurt ise, "Ben İzmir Tire’den geliyorum. 50 kişilik bir grupla geldik. Gezip gördük. Tunceli’ye geldiğimde gerçekten hayal kırıklığına uğramadım. Nefis bir doğayla karşılaştık. Tertemiz akan nehirleri gördük. Tağar çayındayız, Çemişgezek’teyiz. Çemişgezek benim beklediğimden daha da büyük ve daha farklı bir ilçe. Özellikle coğrafi yapısı çok farklı. Jeolojik yapısı çok farklı. Birazdan gideceğiz, gezeceğiz, tarihi yapıları da göreceğiz. Selçuklulardan kalma Yelmaniye Camisi’ne de gittik. Bugün de Tağar çayı kıyısındayız. Buz gibi bir suya girdik, eğlendik" ifadelerine yer verdi. "Hiç bilmediğimiz bir yerde günlerimiz harika geçiyor" İzmir’den Çemişgezek’e gelen jeoloji mühendisi Tülin İçözü, "Bu geziyi aslında çoktandır planlıyordum. Hakikaten fırsatını yakaladım ve geldim. Buranın özellikle jeolojisi, doğal güzellikleri beni büyüledi. Bizim başka jeoparklarımız var Kula gibi, İda Madra Jeoparkı gibi ama buranın da Tunceli’nin bütün ilçeleri ve güzellikleriyle beraber son derece çekici bir jeolojik yapısı var. Bilimsel kapsamda jeopark haline gelmesi çok sevindirici olur. Ben çok beğendim. Çemişgezek gerçekten şaşırtıcı ve son derece özgün. Ve dediğim gibi tarihi, jeolojisi ve insanlarıyla son derece sıcakkanlı, dostane yapıları var. Herkesi buraya bekliyoruz" dedi. Manisa’dan Çemişgezek’e gelen Huriye Deniz ise, "Şu an harika bir yerdeyiz. Çok değişik bir coğrafya. Bizim Ege’ye benzemiyor. Her şey farklı. Dağlar farklı, ağaçlar farklı, insanlar farklı. Kültürler çok değişik, çok hoş yani. Hiç bilmediğimiz bir ortamın içindeyiz ama günlerimiz harika geçiyor. Çok güzel" diye konuştu.
Sadece Tunceli’de yetişiyor: Toplamanın cezası 387 bin lira
05 Temmuz 2024 Cuma - 10:15 Sadece Tunceli’de yetişiyor: Toplamanın cezası 387 bin lira Dünya üzerinde sadece Tunceli’de yetişen Tunceli dağ sarımsağını (Allium Tuncelianum) toplamanın cezası 387 bin 141 lira. Tunceli doğasında bulunan ve doğal çiçek soğanları sınıfında yer alan Tunceli dağ sarımsağı endemik bir tür olmasından ötürü “Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabında” zarar görebilir bitkiler sınıfında yer alıyor. Doğadan kontrolsüz şekilde sökülerek pazarlanması nedeniyle nesli tehlike altında olan Tunceli dağ sarımsağının milli park, tabiat parkı, tabiatı koruma alanları gibi korunan alanlar ile meralardan doğal çiçek soğanı sökümü yasaklanmış durumda. Biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilirliğinin sağlanması bakımından nesli tehdit veya nadir bitki ve hayvan türlerinin korunması kapsamında 2872 sayılı Çevre Kanunuyla ticareti de yasaklanan Tunceli dağ sarımsağını toplayanlara 387 bin 141 lira idari para cezası uygulanıyor. Tunceli dağ sarımsağının diğer sarımsak ve soğanlardan ayıran özellik çiçek açıp tohum bağlaması. Bu nedenle en kolay çoğalma metodu ancak tohumla gerçekleşebiliyor. Özellikle çiçeklenme dönemlerinde sökülmesi Tunceli dağ sarımsağının neslinin tehlikeye düşmesine ya da yok olmasına neden olabilir. Tunceli dağ sarımsağının pazara yönelik toplanması ve satılmasının yasak olduğunu belirten yetkililer, ürünün perakende ve toptan satışının yapılmasına izin verilmeyeceğinin bilinmesi önemli olduğunu kaydediyor
Çocukken hayalini kuruyordu: Çıktığı zirveye Türk bayrağını dikti
03 Temmuz 2024 Çarşamba - 10:07 Çocukken hayalini kuruyordu: Çıktığı zirveye Türk bayrağını dikti Türkiye’nin farklı illerindeki dağların zirvelerine tırmanışlar gerçekleştiren dağcı Bülent Balcı, Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde bulunan Kırklar dağı ve Baliyurdu tepesine tırmanarak zirveye Türk bayrağı dikti. Çocukluk yılları Çemişgezek ilçesinde geçen, aslen de Çemişgezekli olan dağcılık antrenörü Bülent Balcı, Kırklar dağının 2 bin 710 rakımlı zirvesi ile aynı gün dağın en yüksek zirvesi olan 2 bin 950 rakımlı Baliyurdu tepesine tek başına tırmanış gerçekleştirdi. Dağcılık antrenörü Bülent Balcı, bin 800 rakımdan başlattığı tırmanışını, toplamda 34 kilometrelik yürüyüş ve bin 550 metre irtifayla iki zirveli olarak tamamladı. Çemişgezek ilçe merkezinden görünen zirveye Türk bayrağını diken ve zirve kayıt defteri bırakan dağcı Bülent Balcı’nın faaliyeti yaklaşık 15 saat sürdü. Çocukluk yıllarında uzaktan karlı, güzel ve heybetli gördüğü Kırklar dağına tırmanmayı hayal ettiğini belirten Balcı, "Çemişgezek benim çocukluğumun geçtiği memleketim. Çemişgezek ilçe merkezinde her baktığımda, karlı ve heybetli görüntüsüyle beni etkileyen Kırklar dağına çıkmayı hep hayal etmişimdir. Bu hayalimi gerçekleştirmek ancak 58 yaşımda mümkün oldu. Terörden temizlenen dağlarımızda olmak paha biçilemez bir değer. Şehitlerimizin ruhları şad olsun" dedi.
Dutun şifa yolculuğu başladı: Tunceli’de pekmez kazanları kuruldu
02 Temmuz 2024 Salı - 11:18 Dutun şifa yolculuğu başladı: Tunceli’de pekmez kazanları kuruldu Türkiye’de dut üretiminin en yoğun yapıldığı yerlerden Çemişgezek ilçesinde, pekmez kazanları kaynamaya başladı. Çemişgezek ilçe merkezi ve köylerinde, dut ağaçlarından elde edilen dutlar pekmeze dönüşüyor. Uzun uğraş gerektiren pekmez üretimi, üreticilerin aile ekonomisine de önemli ölçüde katkı sunuyor. Çemişgezek ilçesi genelinde, tahmini olarak yaklaşık 100 ton üretilen pekmez, kalitesi bakımından yoğun talep görüyor ve pazar sorunu yaşamıyor. Birçok hastalığa şifa olduğu bilinen pekmez, odun ateşinde saatlerce kaynatıldıktan sonra güneş ısısında günlerce olgunlaşması sağlanıyor. "Çemişgezek’in her tarafı dut bahçesi" Organik dutlardan, hijyenik şartlarda pekmez ürettiklerini aktaran Eylem Yıldız, "Çemişgezek’te yaşıyorum. Çemişgezek’teki insanların en büyük geçim kaynaklarından biri dut ve pekmezdir. Dut artık dünyada tescillenmiş bir marka olarak Çemişgezek’te üretilmektedir. Ulukale köyümüzde üretilmektedir. Yazın dutlarımızı silkeleriz. Altına savanlarımızı sereriz. Sonra getirip büyük kazanlarda dutlarımızı kaynatıyoruz. Kaynattıktan sonra özel onlar için taşlarımız var. Taşlar üzerinde torbalara koyuyoruz ve orada süzülmesini bekledikten sonra kovalarla alıp kazanlarda tekrardan kaynatıyoruz. Sonra bunu damlarda, tepsiler de yayıp güneşte 2-3 gün beklettikten sonran şıranın pekmez haline gelmesini bekliyoruz. Güneşte birkaç gün bekledikten sonra artık sofralarımızda hazır, yenecek hale geliyor. Pekmezimizi organik dutumuzla, tamamen doğal yöntemlerle yapıyoruz. Hijyenik olmasına çok dikkat ediyoruz. Çemişgezek ilçemizin her tarafı adeta dut bahçesi. Çok uzun yıllardır bulunan dut ağaçlarımız var. Pekmez yapımı çok zor ve çok meşakkatli bir süreçten geçiyor. Yaptığımız pekmezlerin bir kısmını evimize ayırıyoruz, bir kısmını ise satıyoruz. Çemişgezek ilçemizde tahmini olarak 100 ton pekmez üretildiğini biliyoruz. Pekmezimiz her derde deva’’ dedi. Ürettikleri pekmezlerin birçok hastalığa şifa olduğunu bildiklerini aktaran Zafer Abay, "Organik dutumuzla hijyenik şartlarda yaptığımız pekmezlerimiz, ağız yaralarına ve kansızlığa iyi geldiği, çocukların gelişimine katkı sağladığı, bağışıklık sistemini güçlendirdiği, ağız ve boğaz enfeksiyonlarına iyi geldiği ve sindirim sistemini güçlendirdiği, pekmezimizin tam bir enerji deposu olduğu söylenmektedir. İlçemizde tahminen 1000 yaşına kadar dut ağaçlarımız bulunmaktadır. Tamamı organiktir" diye konuştu.
Halk sağlığı uzmanından klimaları doğru kullanma uyarısı
02 Temmuz 2024 Salı - 10:33 Halk sağlığı uzmanından klimaları doğru kullanma uyarısı Tunceli İl Sağlık Müdürlüğünde görevli Halk Sağlığı Hizmetleri Birim Sorumlusu Uzm. Dr. Aylin Güngör, sıcak havalarda klima kullanımı ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgilendirmede bulundu. Hava sıcaklıklarının artmasına bağlı olarak klima kullanım sıklığı ve süresinde artış meydana geldiğini belirten Uzm. Dr. Aylin Güngör, klimaların olduğundan fazla kullanılması durumunda ortamdaki nemin artacağına dikkat çekti. Uzm. Dr. Güngör, "Buna bağlı olarak da özellikle gözlerimizde ve üst solunum yollarımızda kuruluk meydana gelir. Bunun sonucunda da tonsilit, farenjit, soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarını kolaylaştırıcı faktörlere zemin hazırlanır. Bunun yanında klimalar bulunduğumuz ortamdaki ısıyı çok fazla miktarda düşürdüğünde ve çok hızlı miktarda soğuttuğunda baş ağrısı, kas rahatsızlığı gibi semptomlar ortaya çıkıyor” dedi. Klimaları 22 ile 26 derece arasında tutmak gerektiğine vurgu yapan Uzm. Dr. Güngör, ’’Yine klimalı ortamdaki nem ortamını yüzde 40 ile 50 arasında tutmamız lazım. Klima çalışan ortamlarda aralıklı pencereler açarak hava sirkülasyonunu sağlamamız gerekiyor. Bunun yanında çok sıcak olan günlerde dış ortam ile iç ortam arasındaki sıcaklık farkının 7 ile 8 derece arasından fazla olmamasına dikkat etmemiz gerekiyor” diye konuştu. Klimaların doğru şekilde kullanılmamasının bazı rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olduğunu aktaran Uzm. Dr. Güngör, klimaları doğru şekilde kullanmayı önerdi.
Tunceli Sağlık Müdürü Dr. Duran’dan yüksek sıcaklık uyarısı
01 Temmuz 2024 Pazartesi - 12:12 Tunceli Sağlık Müdürü Dr. Duran’dan yüksek sıcaklık uyarısı Tunceli İl Sağlık Müdürü Dr. Muhammed Duran, güneş çarpması, sıcak bitkinliği ve krampları, güneş yanıkları, sıcak döküntüsü ve güneşin geç dönem etkilerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Güneş veya sıcak çarpmasında aşırı sıcağa maruz kalma sonucu beden ısısını ayarlayan terleme mekanizmasının bozulmasına bağlı vücut ısısının düşürülemediğini belirten Tunceli İl Sağlık Müdürü Dr. Muhammed Duran, “Vücut ısısı 10-15 dakika içerisinde 40-41 dere üstüne çıkabilir. Güneş veya sıcak çarpması acil olarak tedavi edilmezse kalıcı hasara veya ölüme neden olabilir. Bilinç kaybından önce tedaviye başlanması durumunda iyileşme şansı oldukça yüksektir. Kişinin ateşi 39,4 derece üzerindedir, deri kuru, kırmızı ve sıcaktır, terleme yoktur, bulantı kusma, baş ağrısı, baş dönmesi, göz çukurlarının belirginleşmesi ve görme netliğinin bozulması ile komaya kadar gidebilen şuur bulanıklığı veya kaybı vardır. İlk yardımda; kişi hemen serin ve hava akımı olan bir yere alınmalı, sıkı giysileri gevşetilmeli, soğuk su veya soğutucularla soğutulmaya çalışılmalı, bilinci kapalıysa kesinlikle içmesi için sıvı verilmemeli ve en yakın sağlık kuruluşuna götürülmelidir. Gerekli durumlar da hava yolu açılmalı ve suni solunum yapılmalıdır” dedi. Sıcak bitkinliğine ilişkin bilgilendirmede bulunan Dr. Duran, “Uzun süre aşırı sıcağa maruz kalma ve yeterli miktarda sıvı almamaya bağlı su ve mineral kaybıyla meydana gelir. Daha sıklıkla yaşlılarda, yüksek tansiyonu olanlarda ve güneş altında çalışanlarda görülür. Aşırı terleme, yorgunluk, halsizlik, bayılma hissi, nabız hızlanması, ateş yükselmesi belirtileriyle kendini gösterir. Deri soğuk ve nemlidir, nabız hızlı ve zayıftır, solunum hızlı ve yüzeysel, şuur açıktır. Güneş çarpmasının daha hafif şekli olup hayati tehlike yoktur. İlkyardım, uygun ve zamanında yapılırsa genel durum hızla düzelir. Serin bir yerde istirahate alınan hastanın giysileri gevşetilip, sırt üstü yatırılarak bacakları yükseltilir. Islak havlu veya bezle serinletilmeye çalışılır. Bol miktarda sıvı verilir, özellikle de tuzlu ayran içirilir. Yaklaşık 1 saat içerisinde kişinin genel durumu düzelmezse mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir” diye konuştu. Sıcak kramplarının önemsenmesi gerektiğine vurgu yapan Dr. Duran, ’’Aşırı aktivite sonucunda terlemeye bağlı olarak vücutta hızlı bir su ve mineral kaybı meydana gelir. Düşük mineral seviyeleri kaslarda sıcak kramplarına neden olabilir. Sıcak krampları aynı zamanda sıcak bitkinliğinin belirtilerinden birisidir. Genellikle karın, bacak ve kol kaslarının fiziksel aktivite sırasında ağrılı spazmlarıyla meydana gelir. Sıcak krampları için tıbbi tedaviye gerek yoktur, kişinin yaptığı aktivite durdurulmalı sakin ve serin bir yerde oturtulmalıdır, meyve suyu veya mineralli içecekler içirilmelidir. Kramp meydana geldikten sonra en az birkaç saat fiziksel aktivitede bulunulmamalı, bir saat içerisinde geçmezse en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır” şeklinde konuştu. Güneş yanıkları ve sıcak döküntülerine ilişkin de konuşan Tunceli İl Sağlık Müdürü Dr. Muhammed Duran, ’’Deriye hasar vereceği için güneş yanıklarından kaçınılmalıdır. Uzun süreli güneş ışığına maruz kalmakla meydana gelir. Deri kızarık, ağrılı ve aşırı derecede sıcaktır. Eğer etkilenen kişide ateş, bül su toplanması) ve şiddetli ağrı varsa veya 1 yaşından küçükse en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Güneş yanığından korunmak için güneş ışığına maruz kalmaktan kaçınılmalı, güneş yanığı olan yerler soğuk su ile silinmeli, etkilenmiş bölgelere nemlendirici tıbbi losyon sürülmelidir. Yağ, salça, yoğurt ve diş macunu vb. maddeler kesinlikle sürülmemeli, büller patlatılmamalıdır. Sıcak döküntüsü, sıcak ve nemli havalarda aşırı terlemeye bağlı olarak derinin tahrişidir. Her yaşta görülmekle birlikte sıklıkla bebeklerde görülür. Küçük kızarıklıklar şeklindedir. Sıklıkla boyun, göğüs, dirsek iç yüzü gibi kıvrım yerlerinde görülür. Kızarık bölgeler kuru tutulmalı, daha serin ve daha az nemli ortam sağlanmalıdır. Güneş ışınlarının sağlık üzerine oldukça önemli olumlu etkileri mevcuttur. Uzun süre maruz kalındığında olumsuz etkiler de ortaya çıkabilir. Ciltte erken yaşlanma, gözde katarakt gelişimi, deri kanseri ve güneş lekelerinin ortaya çıkması bu olumsuz etkilerindendir’’ ifadelerini kullandı.