Yerel Haberler
Ankara
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Yapay zeka ve siber güvenlik gibi alanlarda özgün teknolojiler geliştirmeye odaklanmalıyız" 21 Kasım 2024 Perşembe - 17:59:36 TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Yeni sanayi devriminin öncüsü olan, ileri malzeme, yapay zeka ve siber güvenlik gibi alanlarda özgün teknolojiler geliştirmeye odaklanmalıyız. Savunma sanayimiz için kritik öneme sahip bileşenleri yerlileştirmeye yönelik çalışmaları hızlandırmalıyız. Sektörün gelecekteki başarısı, birlikte hareket etmekten geçiyor" dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ev sahipliğinde ‘TOBB Savunma Sanayi Meclisi İstişare Toplantısı’ düzenlendi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Savunma Sanayi Başkanı (SSB) Haluk Görgün’ün katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, savunma sanayinin sorunları ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri ele alındı. Program çerçevesinde bir açılış konuşması gerçekleştiren Savunma Sanayi Başkanı Haluk Görgün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bu yıl yaptıkları iki Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı’nda seri üretim projeleriyle ilgili kararlar alındığını ve uygulamaya konulduğunu dile getirerek, "Hemen hemen tüm projelerimizi imzaladık. Yıl sonu yaklaşıyor, imzalanmayan projelerimiz de kısa zamanda tamamlanacak. Bu projelerin imzalanması, sektörümüzün var olan kapasitesini kullanması, yeni kapasitelerin oluşturulması, uluslararası ihracatta da bir potansiyel olarak değerlendirilmesi anlamında kıymetliydi” açıklamasında bulundu. “Türk deniz havacılığı böyle yerli ve milli bir SİHA platformuyla ilki başararak hepimizi gururlandırdı” Bu haftanın savunma sanayisi açısından önemli olduğunu da vurgulayan Görgün, kısa pistli bir gemiye Bayraktar TB3’ün kalkış ve iniş yaptığını hatırlattı. Bunun, dünya havacılık tarihi için çok kıymetli bir ilk olduğunu kaydeden Görgün, "Türk deniz havacılığı için de bir ilkti ve Türk deniz havacılığı böyle yerli ve milli bir SİHA platformuyla ilki başararak hepimizi gururlandırdı. Uçan platformun üzerindeki motor TEİ’de üretilen bir motorumuzdu. Pist, TCG Anadolu yerli ve milli uçak gemisi. Bu, yerli ve milli önemli bir başarıydı. Savunma sanayimiz, böyle bizi gururlandıran çalışmalara gebe olduğu gibi diğer taraftan da uluslararası anlamda önemli başarıları sağlamak üzere dolu dolu geliyor” diye konuştu. “Bu sene 6,5-7 milyar dolar ihracat teslimatı yaparken, yeni yıla 10 milyar doların üzerinde yeni sözleşmeyle gireceğiz” Savunma Sanayi Sektörünün 185 ülkeye 230’un üzerinde farklı ürünü ihraç ettiği bilgilisini paylaşan Görgün, “Önümüzdeki yıllarda mevcut durumumuzdan daha ileriye gideceğimize inanıyoruz, bunu görüyoruz. Savunma sanayisi sektörü bu yılı 6,5-7 milyar dolar arası bir ihracatla kapatacak. Geçen sene 5,5 milyar dolar ihracat yaparken 10,2 milyar dolar yeni sözleşmeyle girmiştik. Bu sene de aynı şekilde 6,5-7 milyar dolar ihracat teslimatı yaparken yeni yıla 10 milyar doların üzerinde yeni sözleşmeyle gireceğiz” ifadelerine yer verdi. “Geleceği şekillendiren kuantum alanında öncü bir Türkiye’yi inşa edelim” TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ise TOBB ETÜ’de Türkiye’nin İlk Kuantum Bilgisayarının tanıtımı gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, Türkiye’nin kuantum çağının başlamış olduğunu kaydetti. Hisarcıklıoğlu, “Savunma sanayii başta olmak üzere siber güvenlik, mobilite, yapay zeka ve finansal teknolojiler gibi stratejik alanlarda kuantum bilgisayarların sağlayacağı avantajlarla, ülkemizin uluslararası arenadaki konumu daha da güçlenecek. TOBB ETÜ’de oluşturduğumuz Türkiye’nin Kuantum Ekosistemi kapsamında, savunma sanayi meclisi üyelerimizle birlikte çalışma arzumuzun altını çizmek istiyorum. Gelin, hep birlikte, geleceği şekillendiren kuantum alanında öncü bir Türkiye’yi inşa edelim” şeklinde konuştu. “5 şirketimiz, dünyanın en büyük 100 savunma ve havacılık listesinde yer alıyor" Hisarcıklıoğlu, bölgede ve dünyada risk ve tehditlerin her geçen gün arttığı, güvenlik algısının sürekli değiştiği bir süreci yaşadıklarını belirterek, bu süreçte Türkiye’nin, yerli sanayisiyle global savunma sanayisi sektöründe güçlü bir oyuncu haline geldiğini dile getirdi. Bu başarının, teknoloji tasarımı, ürün geliştirme ve katma değerli üretim yanında stratejik işbirlikleri ve uluslararası projelerle de perçinlendiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Ülkemiz, dışa bağımlılığı azaltmak ve kendi savunma sanayisini geliştirmek için büyük bir adım atarak birçok stratejik alanda kendi savunma sistemlerini üretebilecek seviyeye geldi. 5 şirketimiz, dünyanın en büyük 100 savunma ve havacılık listesinde yer alıyor" değerlendirmesini yaptı. “Türkiye, İHA’da dünya lideri konumunda” Yerli ve milli savunma sanayisinin, modern silah sistemleri, mühimmatlar, zırhlı araçlar, hava savunma sistemleri ve insansız hava araçları (İHA) gibi birçok savunma enstrümanının üretiminde dünya çapında bir aktör olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, "Türkiye, İHA’da dünya lideri konumunda. Savunma sanayisi ürünleri ihracatımızda her geçen gün rekor kırmaya devam ediyor. 2023 yılını 5,5 milyar dolar ihracatla kapatan sektörümüz, 185 farklı ülkeye ihracat yaptı. Bu yılın sonunda ihracatta 7 milyar dolara ulaşacağız. Bu başarılar hepimizin göğsünü kabartıyor. Sizler de bu misyonun önemli temsilcileri olarak hem kahraman ordumuzun kudretini, hem de devletimizin küresel güvenlik mimarisindeki rolünü güçlendiriyorsunuz" dedi. "Özgün teknolojiler geliştirmeye odaklanmalıyız" Hisarcıklıoğlu, dünyanın yeni bir teknoloji devriminin eşiğinde olduğuna işaret ederek, "Yeni sanayi devriminin öncüsü olan, ileri malzeme, yapay zeka ve siber güvenlik gibi alanlarda özgün teknolojiler geliştirmeye odaklanmalıyız. Savunma sanayimiz için kritik öneme sahip bileşenleri yerlileştirmeye yönelik çalışmaları hızlandırmalıyız. Sektörün gelecekteki başarısı, birlikte hareket etmekten geçiyor. Sektörün büyük oyuncuları ve onların etrafındaki alt yüklenicilerin ortak hareket etmesini sağlayacak çalışmalar yapılması gerekiyor" ifadesini kullandı. Toplantı, açılış konuşmalarının ardından basına kapalı olarak devam etti.
21 Kasım 2024 Perşembe - 17:38 Bakan Tunç: "Netenyahu ve Galant hakkında çıkan tutuklama emri gecikmiş ancak olumlu bir karardır" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Uluslararası Ceza Mahkemesinin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Galant hakkında tutuklama emri çıkarması, Filistin’de akan kanın durması ve yapılan soykırımın son bulması için gecikmiş ancak olumlu bir karardır" dedi. Bakan Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Uluslararası Ceza Mahkemesinin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Galant hakkında çıkan tutuklama emrinin Filistin’de akan kanın durması ve yapılan soykırımın son bulması için gecikmiş ancak olumlu bir karar olduğunu kaydetti. Yıllardır Filistin topraklarını işgal eden İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze başta olmak üzere Filistin’in birçok bölgesinde uluslararası hukuku ayaklar altına aldığını, insan haklarının yok sayıldığını dile getiren Bakan Tunç, "Bebek, çocuk, kadın demeden masum Filistinli kardeşlerimizi hedef alarak hayattan koparan, binlerce Filistinliyi yaralayan, milyonlarca Filistinliyi ise sistematik olarak göçe zorlayan barbar İsrailli yetkililer, işledikleri savaş ve insanlık suçları nedeniyle en kısa sürede hukuk önüne çıkarılmalıdır. Demokrasi ve insan haklarına inanan ülkeler ve uluslararası mekanizmalar ivedilikle harekete geçmeli, bebek katillerinin hak ettiği cezayı almaları için gereğini yapmalıdır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye olarak daima işgalci İsrail’in adaletsizliklerini, yaptığı soykırımı, insanlık suçlarını gündemde tutmaya devam edecek, Filistinli kardeşlerimizin haklı davasında yanında olacağız. Filistin halkının kendi ülkelerinde özgürce ve insan onuruna yakışır bir şekilde yaşaması için her alandaki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
21 Kasım 2024 Perşembe - 17:23 Bakan Tekin: “Gelecekte spor liselerimizi tematik hale getirmeye devam edeceğiz” Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 22. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi’nin açılışında erken yaşta spor eğitimi verilmesinin önemine dikkat çekerek, spor liselerinin tematik hale getirileceğini bildirdi. Spor Bilimleri Derneği tarafından bu yıl 22’ncisi düzenlenen Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi’nin açılışı, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in katılımıyla Gazi Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Kongrenin açılışında konuşan Tekin, Öğretmenler Günü Haftası dolayısıyla Bakanlık olarak bazı etkinlikler planladıklarını dile getirdi. Bakanlık olarak en çok üzerinde durdukları konulardan bir tanesinin spor kültürü ve spor alışkanlıklarının kazandırılması olduğunu belirten Bakan Tekin, Platon’un beden eğitimi ve müziğin eğitimdeki yerine ilişkin sözlerini hatırlatarak, “Kendi bedenine egemen olamayan bir insanın toplumda yöneticilik yapma ihtimali yok. Dolayısıyla spor ve spor eğitimi sadece sporcuların eğitimi anlamında değil, toplumun tamamının bu anlamda hayatını yönlendirmesi açısından çok önemli. Ben bu vesileyle Milli Eğitim Bakanlığı olarak hem çocuklarımızın gündelik hayatta sportif alışkanlıklar kazanmasını hem de beden eğitimi derslerinin daha verimli, daha işlevsel hale gelmesi için ciddi değişiklikler yaptık” dedi. “Spor liselerimizde de benzer bir uygulamayı başlatacağız” Bakan Tekin, 2014 yılında proje okul uygulaması başlattıklarını ve sportif eğitim veren okulları tematik hale getirmek istediklerini dile getirdi. Bunun ilk örneklerinden birinin Voleybol Federasyonu ile yürütülen Türkiye Voleybol Lisesi olduğunu kaydeden Tekin, “Türkiye’de özellikle kadın voleybolu ile ilgili yaşanan gelişmelerde MEB ile Türkiye Voleybol Federasyonu’nun ortaklaşa yürüttüğü bu projenin çok büyük bir yeri var. Benzeri şekilde Türkiye Futbol Federasyonu ile ortak Riva’da ilk örneğini verdik, Futbol Lisesi açtık. Spor liselerimizin büyük çoğunluğu 2014 itibarıyla hemen hemen tamamı genel spor liseleriydi. Dolayısıyla okula atadığımız öğretmen arkadaşlarımızın ilgilerine göre devamlı olmayan bir görünüm arz ediyor. Bunun üzerine biz proje okul formatıyla federasyonlarla bu liseleri tematik hale getirmek istedik. Bu okulların sportif anlamdaki derslerle ilgili müfredatını ilgili federasyonlarla yaptık. Akademik kısmını bakanlıktaki ilgili genel müdürlük ve Talim Terbiye Kurulu Başkanı, sportif anlamdaki müfredatını da ilgili federasyonlarla ortak yaptık. Bu bence çok önemli bir adımdı. Gelecekte spor liselerimizi bu anlamda tematik hale getirmeye devam edeceğiz. Başka bir başlangıç daha yapıyoruz. İlk örneğini güzel sanatlar liselerimizle beraber yaptık bu yıl. Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi ile birlikte bir müzik ilkokulu, ortaokulu ve lisesini test ettik. İlk yıldan itibaren tematik spor liselerimizde de benzer bir uygulamayı başlatacağız. Daha küçük yaşlardan itibaren sportif yeteneklerini çocuklarımızın tespit edip, o yeteneklerine uygun eğitim öğretim almalarını temin edecek bir adım atacağız” dedi. Kongre 24 Kasım tarihlerine kadar sürecek. Kongrenin açılışına Bakan Tekin’in yanı sıra, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Ünal, Spor Bilimleri Derneği Başkanı Fikret Soyer, akademisyenler, öğrenciler ve sporcular katıldı.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Yapay zeka ve siber güvenlik gibi alanlarda özgün teknolojiler geliştirmeye odaklanmalıyız"
21 Kasım 2024 Perşembe - 17:59 TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Yapay zeka ve siber güvenlik gibi alanlarda özgün teknolojiler geliştirmeye odaklanmalıyız" TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Yeni sanayi devriminin öncüsü olan, ileri malzeme, yapay zeka ve siber güvenlik gibi alanlarda özgün teknolojiler geliştirmeye odaklanmalıyız. Savunma sanayimiz için kritik öneme sahip bileşenleri yerlileştirmeye yönelik çalışmaları hızlandırmalıyız. Sektörün gelecekteki başarısı, birlikte hareket etmekten geçiyor" dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ev sahipliğinde ‘TOBB Savunma Sanayi Meclisi İstişare Toplantısı’ düzenlendi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Savunma Sanayi Başkanı (SSB) Haluk Görgün’ün katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, savunma sanayinin sorunları ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri ele alındı. Program çerçevesinde bir açılış konuşması gerçekleştiren Savunma Sanayi Başkanı Haluk Görgün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bu yıl yaptıkları iki Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı’nda seri üretim projeleriyle ilgili kararlar alındığını ve uygulamaya konulduğunu dile getirerek, "Hemen hemen tüm projelerimizi imzaladık. Yıl sonu yaklaşıyor, imzalanmayan projelerimiz de kısa zamanda tamamlanacak. Bu projelerin imzalanması, sektörümüzün var olan kapasitesini kullanması, yeni kapasitelerin oluşturulması, uluslararası ihracatta da bir potansiyel olarak değerlendirilmesi anlamında kıymetliydi” açıklamasında bulundu. “Türk deniz havacılığı böyle yerli ve milli bir SİHA platformuyla ilki başararak hepimizi gururlandırdı” Bu haftanın savunma sanayisi açısından önemli olduğunu da vurgulayan Görgün, kısa pistli bir gemiye Bayraktar TB3’ün kalkış ve iniş yaptığını hatırlattı. Bunun, dünya havacılık tarihi için çok kıymetli bir ilk olduğunu kaydeden Görgün, "Türk deniz havacılığı için de bir ilkti ve Türk deniz havacılığı böyle yerli ve milli bir SİHA platformuyla ilki başararak hepimizi gururlandırdı. Uçan platformun üzerindeki motor TEİ’de üretilen bir motorumuzdu. Pist, TCG Anadolu yerli ve milli uçak gemisi. Bu, yerli ve milli önemli bir başarıydı. Savunma sanayimiz, böyle bizi gururlandıran çalışmalara gebe olduğu gibi diğer taraftan da uluslararası anlamda önemli başarıları sağlamak üzere dolu dolu geliyor” diye konuştu. “Bu sene 6,5-7 milyar dolar ihracat teslimatı yaparken, yeni yıla 10 milyar doların üzerinde yeni sözleşmeyle gireceğiz” Savunma Sanayi Sektörünün 185 ülkeye 230’un üzerinde farklı ürünü ihraç ettiği bilgilisini paylaşan Görgün, “Önümüzdeki yıllarda mevcut durumumuzdan daha ileriye gideceğimize inanıyoruz, bunu görüyoruz. Savunma sanayisi sektörü bu yılı 6,5-7 milyar dolar arası bir ihracatla kapatacak. Geçen sene 5,5 milyar dolar ihracat yaparken 10,2 milyar dolar yeni sözleşmeyle girmiştik. Bu sene de aynı şekilde 6,5-7 milyar dolar ihracat teslimatı yaparken yeni yıla 10 milyar doların üzerinde yeni sözleşmeyle gireceğiz” ifadelerine yer verdi. “Geleceği şekillendiren kuantum alanında öncü bir Türkiye’yi inşa edelim” TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ise TOBB ETÜ’de Türkiye’nin İlk Kuantum Bilgisayarının tanıtımı gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, Türkiye’nin kuantum çağının başlamış olduğunu kaydetti. Hisarcıklıoğlu, “Savunma sanayii başta olmak üzere siber güvenlik, mobilite, yapay zeka ve finansal teknolojiler gibi stratejik alanlarda kuantum bilgisayarların sağlayacağı avantajlarla, ülkemizin uluslararası arenadaki konumu daha da güçlenecek. TOBB ETÜ’de oluşturduğumuz Türkiye’nin Kuantum Ekosistemi kapsamında, savunma sanayi meclisi üyelerimizle birlikte çalışma arzumuzun altını çizmek istiyorum. Gelin, hep birlikte, geleceği şekillendiren kuantum alanında öncü bir Türkiye’yi inşa edelim” şeklinde konuştu. “5 şirketimiz, dünyanın en büyük 100 savunma ve havacılık listesinde yer alıyor" Hisarcıklıoğlu, bölgede ve dünyada risk ve tehditlerin her geçen gün arttığı, güvenlik algısının sürekli değiştiği bir süreci yaşadıklarını belirterek, bu süreçte Türkiye’nin, yerli sanayisiyle global savunma sanayisi sektöründe güçlü bir oyuncu haline geldiğini dile getirdi. Bu başarının, teknoloji tasarımı, ürün geliştirme ve katma değerli üretim yanında stratejik işbirlikleri ve uluslararası projelerle de perçinlendiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Ülkemiz, dışa bağımlılığı azaltmak ve kendi savunma sanayisini geliştirmek için büyük bir adım atarak birçok stratejik alanda kendi savunma sistemlerini üretebilecek seviyeye geldi. 5 şirketimiz, dünyanın en büyük 100 savunma ve havacılık listesinde yer alıyor" değerlendirmesini yaptı. “Türkiye, İHA’da dünya lideri konumunda” Yerli ve milli savunma sanayisinin, modern silah sistemleri, mühimmatlar, zırhlı araçlar, hava savunma sistemleri ve insansız hava araçları (İHA) gibi birçok savunma enstrümanının üretiminde dünya çapında bir aktör olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, "Türkiye, İHA’da dünya lideri konumunda. Savunma sanayisi ürünleri ihracatımızda her geçen gün rekor kırmaya devam ediyor. 2023 yılını 5,5 milyar dolar ihracatla kapatan sektörümüz, 185 farklı ülkeye ihracat yaptı. Bu yılın sonunda ihracatta 7 milyar dolara ulaşacağız. Bu başarılar hepimizin göğsünü kabartıyor. Sizler de bu misyonun önemli temsilcileri olarak hem kahraman ordumuzun kudretini, hem de devletimizin küresel güvenlik mimarisindeki rolünü güçlendiriyorsunuz" dedi. "Özgün teknolojiler geliştirmeye odaklanmalıyız" Hisarcıklıoğlu, dünyanın yeni bir teknoloji devriminin eşiğinde olduğuna işaret ederek, "Yeni sanayi devriminin öncüsü olan, ileri malzeme, yapay zeka ve siber güvenlik gibi alanlarda özgün teknolojiler geliştirmeye odaklanmalıyız. Savunma sanayimiz için kritik öneme sahip bileşenleri yerlileştirmeye yönelik çalışmaları hızlandırmalıyız. Sektörün gelecekteki başarısı, birlikte hareket etmekten geçiyor. Sektörün büyük oyuncuları ve onların etrafındaki alt yüklenicilerin ortak hareket etmesini sağlayacak çalışmalar yapılması gerekiyor" ifadesini kullandı. Toplantı, açılış konuşmalarının ardından basına kapalı olarak devam etti.
Bakan Tunç: "Netenyahu ve Galant hakkında çıkan tutuklama emri gecikmiş ancak olumlu bir karardır"
21 Kasım 2024 Perşembe - 17:38 Bakan Tunç: "Netenyahu ve Galant hakkında çıkan tutuklama emri gecikmiş ancak olumlu bir karardır" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Uluslararası Ceza Mahkemesinin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Galant hakkında tutuklama emri çıkarması, Filistin’de akan kanın durması ve yapılan soykırımın son bulması için gecikmiş ancak olumlu bir karardır" dedi. Bakan Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Uluslararası Ceza Mahkemesinin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Galant hakkında çıkan tutuklama emrinin Filistin’de akan kanın durması ve yapılan soykırımın son bulması için gecikmiş ancak olumlu bir karar olduğunu kaydetti. Yıllardır Filistin topraklarını işgal eden İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze başta olmak üzere Filistin’in birçok bölgesinde uluslararası hukuku ayaklar altına aldığını, insan haklarının yok sayıldığını dile getiren Bakan Tunç, "Bebek, çocuk, kadın demeden masum Filistinli kardeşlerimizi hedef alarak hayattan koparan, binlerce Filistinliyi yaralayan, milyonlarca Filistinliyi ise sistematik olarak göçe zorlayan barbar İsrailli yetkililer, işledikleri savaş ve insanlık suçları nedeniyle en kısa sürede hukuk önüne çıkarılmalıdır. Demokrasi ve insan haklarına inanan ülkeler ve uluslararası mekanizmalar ivedilikle harekete geçmeli, bebek katillerinin hak ettiği cezayı almaları için gereğini yapmalıdır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye olarak daima işgalci İsrail’in adaletsizliklerini, yaptığı soykırımı, insanlık suçlarını gündemde tutmaya devam edecek, Filistinli kardeşlerimizin haklı davasında yanında olacağız. Filistin halkının kendi ülkelerinde özgürce ve insan onuruna yakışır bir şekilde yaşaması için her alandaki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
Bakan Tekin: “Gelecekte spor liselerimizi tematik hale getirmeye devam edeceğiz”
21 Kasım 2024 Perşembe - 17:23 Bakan Tekin: “Gelecekte spor liselerimizi tematik hale getirmeye devam edeceğiz” Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 22. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi’nin açılışında erken yaşta spor eğitimi verilmesinin önemine dikkat çekerek, spor liselerinin tematik hale getirileceğini bildirdi. Spor Bilimleri Derneği tarafından bu yıl 22’ncisi düzenlenen Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi’nin açılışı, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in katılımıyla Gazi Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Kongrenin açılışında konuşan Tekin, Öğretmenler Günü Haftası dolayısıyla Bakanlık olarak bazı etkinlikler planladıklarını dile getirdi. Bakanlık olarak en çok üzerinde durdukları konulardan bir tanesinin spor kültürü ve spor alışkanlıklarının kazandırılması olduğunu belirten Bakan Tekin, Platon’un beden eğitimi ve müziğin eğitimdeki yerine ilişkin sözlerini hatırlatarak, “Kendi bedenine egemen olamayan bir insanın toplumda yöneticilik yapma ihtimali yok. Dolayısıyla spor ve spor eğitimi sadece sporcuların eğitimi anlamında değil, toplumun tamamının bu anlamda hayatını yönlendirmesi açısından çok önemli. Ben bu vesileyle Milli Eğitim Bakanlığı olarak hem çocuklarımızın gündelik hayatta sportif alışkanlıklar kazanmasını hem de beden eğitimi derslerinin daha verimli, daha işlevsel hale gelmesi için ciddi değişiklikler yaptık” dedi. “Spor liselerimizde de benzer bir uygulamayı başlatacağız” Bakan Tekin, 2014 yılında proje okul uygulaması başlattıklarını ve sportif eğitim veren okulları tematik hale getirmek istediklerini dile getirdi. Bunun ilk örneklerinden birinin Voleybol Federasyonu ile yürütülen Türkiye Voleybol Lisesi olduğunu kaydeden Tekin, “Türkiye’de özellikle kadın voleybolu ile ilgili yaşanan gelişmelerde MEB ile Türkiye Voleybol Federasyonu’nun ortaklaşa yürüttüğü bu projenin çok büyük bir yeri var. Benzeri şekilde Türkiye Futbol Federasyonu ile ortak Riva’da ilk örneğini verdik, Futbol Lisesi açtık. Spor liselerimizin büyük çoğunluğu 2014 itibarıyla hemen hemen tamamı genel spor liseleriydi. Dolayısıyla okula atadığımız öğretmen arkadaşlarımızın ilgilerine göre devamlı olmayan bir görünüm arz ediyor. Bunun üzerine biz proje okul formatıyla federasyonlarla bu liseleri tematik hale getirmek istedik. Bu okulların sportif anlamdaki derslerle ilgili müfredatını ilgili federasyonlarla yaptık. Akademik kısmını bakanlıktaki ilgili genel müdürlük ve Talim Terbiye Kurulu Başkanı, sportif anlamdaki müfredatını da ilgili federasyonlarla ortak yaptık. Bu bence çok önemli bir adımdı. Gelecekte spor liselerimizi bu anlamda tematik hale getirmeye devam edeceğiz. Başka bir başlangıç daha yapıyoruz. İlk örneğini güzel sanatlar liselerimizle beraber yaptık bu yıl. Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi ile birlikte bir müzik ilkokulu, ortaokulu ve lisesini test ettik. İlk yıldan itibaren tematik spor liselerimizde de benzer bir uygulamayı başlatacağız. Daha küçük yaşlardan itibaren sportif yeteneklerini çocuklarımızın tespit edip, o yeteneklerine uygun eğitim öğretim almalarını temin edecek bir adım atacağız” dedi. Kongre 24 Kasım tarihlerine kadar sürecek. Kongrenin açılışına Bakan Tekin’in yanı sıra, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Ünal, Spor Bilimleri Derneği Başkanı Fikret Soyer, akademisyenler, öğrenciler ve sporcular katıldı.
AK Parti Altındağ Kadın Kolları Başkanı Akçadağ: “Çocuklar toplumların ortak umudu, aydınlık yarınların güvencesi”
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:58 AK Parti Altındağ Kadın Kolları Başkanı Akçadağ: “Çocuklar toplumların ortak umudu, aydınlık yarınların güvencesi” AK Parti Altındağ Kadın Kolları Başkanı ve Meclis Üyesi Demet Akçadağ, “Çocuklar toplumların ortak umudu, aydınlık yarınların güvencesi, barış, sevgi ve kardeşliğin temsilcilerisiniz” dedi. Şehit Onur Doğan İlkokulu tarafından düzenlenen ‘Dünya Çocuk Hakları Günü’ etkinliği, AK Parti Altındağ Kadın Kolları Başkanı ve Meclis Üyesi Demet Akçadağ ile AK Parti Ankara Milletvekili Zehranur Aydemir’in katılımıyla gerçekleştirildi. Başkent Millet Bahçesi’nde gerçekleştirilen etkinlikte çocuklar şiirler okuyarak, şarkılar söyledi. “Gazze’de okul yok, çünkü çocuk yok” Etkinlikte konuşan Akçadağ, Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 20 Kasım 1998 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edildiğini hatırlattı. Türkiye’nin de sözleşmeyi imzalayan ilk ülkelerden birisi oluğunun altını çizen Akçadağ, “Milletler Genel kurulu kabul edilen sözleşmeye karşı İsrail’in bir yılı aşkın süredir soykırım yaptığı Gazze’de çocuklar en temel haklarından mahrum bırakılmıştır. Gazze’de okul yok, çünkü çocuk yok. Geleceğimizin teminatı ve en değerli varlığımız olan çocuklarımız ülkemizin ve dünyamızın geleceğine damga vuracak güçte ve kararlılıktadır. Gülen yüzleri, sevinçle parlayan gözleri, her zaman sevgiye açık tertemiz yürekleri ile siz çocuklar toplumların ortak umudu, aydınlık yarınların güvencesi, barış, sevgi ve kardeşliğin temsilcilerisiniz. Bu duygu ve düşüncelerle çok daha huzurlu ve mutlu bir geleceğe sahip olma umuduyla bütün çocuklarımızı sevgiyle kucaklıyor, Dünya Çocuk Hakları Gününüzü kutluyorum” diye konuştu. “Batılı ülkeler üç maymunu oynuyorlar” İnsan hakları gibi çocuk haklarının da evrensel ve ayrım gözetmeksizin dünyadaki tüm çocukların hakkı olduğuun vurgulayan Aydemir, “Ne yazık ki, bugün hâlâ dünyanın pek çok yerinde çocuklar yalnızca haklarından değil, yaşamdan da mahrum bırakılıyorlar. Yaşanan acıların önüne geçme gücü bulunan Batılı ülkeler, bırakın çocukların haklarını hatırlamayı, yaşanan katliamlara karşı üç maymunu oynuyorlar. İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de uyguladığı vahşi saldırılar, bizlere çocuk haklarının da temel insan hakları gibi nasıl hiçe sayıldığını bir kez daha göstermiştir. Yıkılan evler, yerle bir olan okullar ve masum çocukların gülüşlerini çalan bombalarla Gazze’de sadece binalar değil, bir neslin umutları da enkaz altında kalmıştır. Bakın, pek çok devlet liderinin Gazze’deki katliama kayıtsız ve sessiz kaldığı bir ortamda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan mazlumların sesi olmuştur. Bu vesileyle tekrar ifade etmek isterim ki Filistinli çocuklar yalnız değildir ve Türkiye bu acıya asla kayıtsız kalmayacaktır” şeklinde konuştu.
YRP Genel Başkanı Erbakan:
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:52 YRP Genel Başkanı Erbakan: DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan Yeniden Refah Partisini ziyaret etti. DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan Yeniden Refah Partisini ziyaret etti. Yeniden Refah Partisi Genel merkezinde gerçekleştirilen görüşme sonrası Genel Başkanlar ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. “Kayyum Türkiye’de bir rejim olmaya doğru hızla gidiyor” Türkiye’deki ve bölgedeki gelişmeleri ve Türkiye’deki bu kayyum atamalarıyla ilgili süreci detaylı bir biçimde istişare ettiklerini belirten DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Bu konuda görüş alışverişinde bulunduk. Kayyum meselesinde elbette Türkiye’deki birçok siyasi parti gibi bugün ki görüşmemizde de oldukça pozitif mesajlar ortaya çıktı. Daha önce de yine Sayın Erbakan’ın vermiş olduğu demeçlerde de olduğu gibi bugün de kayyumun Türkiye demokrasisine verdiği büyük zararları değerlendirdik ve konuştuk. Kayyum Türkiye’de bir rejim olmaya doğru hızla gidiyor. Belediyelere dönük atanan kayyumların sadece belediyelerle sınırlı olmadığını, Türkiye’de mevcut olan iktidara biat etmeyen her kesime ve her yapıya doğru buna üniversiteler, bilim, akademi, ticari şirketler başta olmak üzere her kesime kayyum atanan bir dönemden geçiyoruz” ifadelerini kullandı. “Kayyum yurttaşın seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir” Hatimoğulları, Türkiye’de bu özellikle son seçimlerde bizler kayyum atanmayacağına dair büyük umutlar beslediklerini ifade etti. Hatimoğulları, kayyuma dair gerek bölgede gerek Türkiye’nin her yerinde Ak Partiye oy vermiş seçmenden bile çok büyük tepkilerin geliştiğini ve bu duruma sahada bizzat şahit olduklarını belirtti. Hatimoğulları, “Sonrasında kayyum atanmasına rağmen belediyelerin yeniden hem bizim partimiz tarafından hem de diğer muhalif partiler tarafından çok sayıda belediyenin kazanıldığını bir kez daha deneyimlemiş olduk bu son seçimlerde. Ümit ediyorduk ki kayyum atanmaz. Ama ne yazık ki Hakkari de başlayan Esenyurt ile devam eden ve daha sonra Mardin, Halfeti ve Batman’da atanan kayyumlar bize kayyum rejiminin devam ettiğini gösterdi. Buradan bir kez daha bütün Türk kamuoyuna duyuruyoruz; Kayyum antidemokratiktir, kayyum yurttaşın seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir, kayyum seçimde yenemediğinizi seçilmişin yerine atanmışı getirerek demokrasiyi katletmektir. Seçimleri fiilen ortadan kaldırmak demektir” dedi. Kayyum bir siyasi darbe olduğunu ifade eden Hatimoğulları, darbenin sadece postalla, tankla, topla yapılmadığını belirtirken aynı şekilde kayyum atamasını yargı eliyle, polis eliyle yapılan bir siyasi darbe olarak nitelendirdiklerini ve bunu asla kabul etmediklerini ifade etti. “Kürt sorunun pekala çözebiliriz” Kürt sorununu hep birlikte çözebileceklerini belirten Hatimoğulları, “Kürt sorunun pekala çözebiliriz. Demokratik zeminde çözebiliriz, Türkiye’de ki öznelerle çözebiliriz, Türkiye’de ki siyasi partilerle ve bütün sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çözebiliriz. Bu konuda pekala adımlar atabileceğimizi düşünmekteyiz” dedi. “Kayyum ataması millet iradesine karşı atılmış bir adımdır” Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan burada yaptığı konuşmada, “Başkanın ifade ettiği gibi, son dönemde gündemi fazlasıyla meşgul eden seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması ve yerine memurların, kayyumların atanmasıyla ilgili de Yeniden Refah Partisi olarak fikirlerimizi kendileriyle paylaştık. Bu konuda aslında hem fikir olduğumuz ortaya çıktı. Çünkü bizde daha önceden de özellikle ifade ettiğimiz gibi bu süreç işletilecekse bir seçilmiş belediye başkanıyla ilgili mutlaka kesinleşmiş bir hükmün bir mahkeme kararının olması gerektiğini düşünüyoruz. Böyle bir durum olsa bile bu kesinleşmiş mahkeme kararı dolayısıyla belediye başkanı görevinden alındığı zaman yerine belediye meclisinin yeni bir belediye başkanı seçmesinin uygun olacağını kayyum atamasının millet iradesine karşı atılmış bir adım olduğunu ifade ettik” şeklinde konuştu. Milletin iradesine sahip çıkılması ve millet tarafından seçilmiş görevlendirilmiş olan belediye meclis üyelerinin yeni bir belediye başkanını seçmesinin uygun olacağını ifade ettiklerini belirten Erbakan, “Tabii yine Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinde yaşayan kardeşlerimizin, Kürt kardeşlerimizin o bölgede yaşayan ve hangi ırka mensup olursa olsun vatandaşlarımızın yaşamış olduğu problemlerle ilgili görüş alışverişinde bulunuldu. Çözüme ilişkin ne gibi adımların atılabileceği değerlendirildi. Bizde Yeniden Refah Partisi olarak her zaman ifade ettiğimiz gibi Doğu ve Güneydoğu bölgemizdeki kardeşlerimizin, Kürt kardeşlerimizin haklarının teslim edilmesi ve taleplerinin yerine getirilmesiyle ilgili her zaman hazır olduğumuzu ifade ettik” dedi. Açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Hatimoğulları kendisine yöneltilen ‘Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin süreç çağrısı açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘Aramızda bir fikir ayrılığı yok’ demesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sorusunu cevapladı. Hatimoğolları, “Bu konuda bir yol haritası açıklanmış değil. Sayın Bahçeli’nin 1 Ekimden bu yana sürdürdüğü bir süreç var. Grup toplantıları başta olmak üzere yapılan çeşitli açıklamalar var. Bu konuda kendileri de ifade ettiler aslında. Cumhur İttifakı bu konuda hem fikir olduklarını söylediler. Ama biz hangi konuda hem fikir olduklarını, nasıl bir yol haritasını kafalarından geçirdiklerini ve neyi planladıklarına dair bilgi sahibi değiliz. Kamuoyu bu konuda aydınlatılmış değil. Bizlerde DEM Parti olarak bilmemekteyiz. Hatta biz grup toplantılarımızda da farklı yaptığımız açıklamalarda da şu çağrı da bulunduk: Sayın Cumhurbaşkanı bu sürece dair gerek Türk kamuoyunu gerekse hepimizi bizleri de bilgilendirmelidir. Yani bu konuda ne düşündüklerine dair yürütme mercisinden henüz bir açıklama gelmiş değil. Yürütme mercisinden bizler bir açıklama beklemekteyiz bu konuyla ilgili” diye konuştu.
Eğitim Gücü-Sen Genel Başkanı Özat: “Bugün bir öğretmen yoksulluk sınırında maaş almıyorsa kutlanacak bir gün yok demektir”
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:46 Eğitim Gücü-Sen Genel Başkanı Özat: “Bugün bir öğretmen yoksulluk sınırında maaş almıyorsa kutlanacak bir gün yok demektir” Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası (Eğitim Gücü-Sen) Genel Başkanı Oğuz Özat, “Eğer bugün bir öğretmen yoksulluk sınırında maaş almıyorsa kutlanacak bir gün yok demektir” dedi. Eğitim Gücü-Sen Genel Başkanı Oğuz Özat, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamasında öğretmenlerin değerini sadece bir günde anmanın yeterli olmadığını dile getiren Özat, “Her günümüzü aydınlatan, geleceğimizi şekillendiren bu kahramanları her zaman takdir etmeliyiz” dedi. Öğretmenler Günü’nün yalnızca bir anma ve kutlama günü olmadığını vurgulayan Özat, “Öğretmenlerimizin yoksulluk sınırında maaş almaması gerektiğini, en az yoksulluk sınırında maaşlarının olması gerektiğini savunuyoruz. Eğer bugün bir öğretmen yoksulluk sınırında maaş almıyorsa, kutlanacak bir gün yok demektir. Sözde kutlama mesajlarından ziyade, onların yaşam standartlarını yükseltecek adımlar atılmalıdır. Bugün öğretmenlerimizin yaşadığı ekonomik zorluklar ve sosyal haklarındaki eksiklikler, eğitim sistemimizin de sorunlarını yansıtmaktadır. Hak ettikleri değeri görmeleri, sadece onların değil, tüm eğitim camiamızın refahını artıracaktır. Öğretmenlere hak ettikleri saygıyı göstermek, onları ekonomik olarak desteklemek ve sosyal haklarını korumak zorundayız. Bu vesileyle tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü en içten dileklerimizle kutluyor, özveriyle çalışan, geleceğimizin mimarı olan öğretmenlerimize minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Bakan Memişoğlu: “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?”
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:44 Bakan Memişoğlu: “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?” Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, kendisine “yenidoğan çetesi” nedeniyle yapılan istifa çağrılarına ilişkin, “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?” dedi. Bakan Memişoğlu, Ankara’da bir otelde “Hayata Bir Ebe ile Başla” sloganıyla düzenlenen 3. Uluslararası Anadolu Ebeler Derneği Kongresi’ne katıldı. Kongrede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan tarafından gönderilen mesaj okundu. Erdoğan, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Doğum şeklinin giderek doğallıktan uzaklaştığı, doğurganlığın azalmasına bağlı olarak demografik yapının dönüştüğü bir dönemde ebelik mesleğinin önemi üzerinde daha fazla durmamız gerekiyor. Bu bağlamda Anadolu Ebeler Derneği’nin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği uluslararası kongre çok kıymetli oluyor, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Ebelik çağlar boyunca insanlığın doğum anına eşlik etmiş, kadim bir meslektir. Doğal ve fıtri olanın en öz haline olan bu ilk tanıklık, şefkatli bir rehberliğe dönüşerek doğuma ortak olur. Anne ve bebeğin yaşam boyu kurdukları bağı etkileyen bu özel an, ebelerimizin rehberliği sayesinde güven ve sevgi dolu bir hatıraya dönüşür. Fakat ne yazık ki modern dünya, kadınlarımızı bu doğal deneyimden gün geçtikçe uzaklaştırıyor. Bir hayat kurtarma ameliyatı olarak bilinen sezaryenin tercih edilebilir bir doğum seçeneği haline geldiğini görüyoruz. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütünün yüzde 15 olarak açıkladığı makul sezaryen oranı ülkemizde yüzde 50’yi aşmış durumda. Bu, doğal doğumdan hızla uzaklaşan bir neslin habercisi olarak görülmelidir. Daha güçlü bir toplum için sağlık sistemimizdeki varlığınızı daha etkin hale getirmenin imkanları üzerine daha fazla düşünmemiz gerekiyor. Dört gün sürecek bu verimli toplantının bu konuda atılmış önemli bir adım olduğunu düşünüyorum.” Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu da yaptığı konuşmada, Türkiye’nin en iyi, en kapsamlı sağlık çalışanları ve en iyi altyapısıyla sağlık hizmeti veren ülkelerden biri olduğunu ve bu durumun da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesi ve vizyonuyla olduğunu söyledi. Normal Doğum Eylem Planı’nı 4 Kasım’da devreye aldıklarını dile getiren Memişoğlu, “2023 senesinde 953 bin doğum var ve bunun yüzde 50’si sezaryen. Sezaryen, bir doğum yöntemi değil, bir ameliyat yöntemidir. Doğal ve normal olmayanı sezaryendir. Sezaryen, tıbbi olarak doğum eylemini gerçekleştirme anlamında endikasyon dediğimiz tıbbi gereklilik durumunda oran olarak 10 doğumda en fazla bir buçuğunda olması gereken bir durum” ifadelerini kullandı. “Kötülüğü ortaya çıkarıp mücadele ederken, kötülüğün iftirası ve yalanlarıyla da mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” Her meslekte olduğu gibi çok az miktarda sağlık sektöründe de kötülerin olabileceğini belirten Memişoğlu, “Bizim görevimiz bu kötüleri ayıklamak ve gerekli cezayı vermektir. Bazen dezenformasyonlar oluyor, iftiralar oluyor. Bunlardan biz asla yılmayız. Biz iyilik tarafıyız. Bizler, bu dünyada hem iyilik medeniyetiyiz, meslek grubu olarak da iyilik tarafıyız. O nedenle kötülüğü ortaya çıkarıp mücadele ederken, kötülüğün iftirası ve yalanlarıyla da mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” açıklamasında bulundu. Bakan Memişoğlu, açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin yenidoğan çetesi nedeniyle kendisine yapılan istifa çağrılarını sorması üzerine Bakan Memişoğlu, “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?” dedi.
Sincan Belediyesi’nden “Ağız ve Diş Sağlığı” semineri
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:27 Sincan Belediyesi’nden “Ağız ve Diş Sağlığı” semineri Sincan Belediyesi, Ağız ve Diş Sağlığı Haftası kapsamında “Ağız ve Diş Sağlığı” konulu bir seminer düzenledi. Sincan Belediyesi tarafından Ağız ve Diş Sağlığı Haftası kapsamında “Ağız ve Diş Sağlığı” semineri yapıldı. Uzman Diş Hekimi Berna İlhan ve Sorumlu Diş Hekimi Dt. Nuray Erel, ağız ve diş bakımının nasıl yapılacağından protez çeşitlerine kadar birçok konuda Sincanlılara bilgi verdi. Lale Konferans Salonu’nda gerçekleşen “Ağız ve Diş Sağlığı” seminerinde vatandaşlar ağız ve diş sağlığı ile ilgili merak ettiği tüm sorularına cevap buldu. Uzman Diş Hekimi Berna İlhan ve Sorumlu Diş Hekimi Dt. Nuray Erel, ağız ve diş sağlığının tüm detaylarını anlatarak hijyen vurgusu yaptı. Ağız ve diş bakımının öneminden bahseden Diş Hekimi Berna İlhan, özellikle protez diş temizliği ile ilgili bilgiler verdi. Diş Hekimi İlhan özellikle 5 maddeye dikkat çekti. Bu maddeler, Protez bakımı için uygun diş fırçası ve macunu kullanılmalı, Protezin kırılmaması için protez kabında bakım yapılmalı, 6 ayda bir kontrole gidilmeli, Ağız kokusu oluşmaması için gece dişlerin çıkarılması, Yemeklerden sonra protezlerin temizlendi. Protez çeşitleri ve özelliklerini anlatan Diş Hekimi İlhan ve Diş Hekimi Dt. Nuray Erel, ayrıca implant dişler hakkında da vatandaşları aydınlattı. Seminer sorununda vatandaşların sorularını cevapladılar.
Bakan Memişoğlu: “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?”
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:26 Bakan Memişoğlu: “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?” Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “Yenidoğan Çetesi” nedeniyle yapılan istifa çağrılarına ilişkin, “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?” dedi. Bakan Memişoğlu, Ankara’da bir otelde “Hayata Bir Ebe İle Başla” sloganıyla düzenlenen Üçüncü Uluslararası Anadolu Ebeler Derneği Kongresi’ne katıldı. Kongrede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan tarafından gönderilen telgraf mesajı okundu. “Dünya Sağlık Örgütünün yüzde 15 olarak açıkladığı makul sezaryen oranı ülkemizde yüzde 50’yi aşmış durumda” Erdoğan, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Doğum şeklinin giderek doğallıktan uzaklaştığı, doğurganlığın azalmasına bağlı olarak demografik yapının dönüştüğü bir dönemde ebelik mesleğinin önemi üzerinde daha fazla durmamız gerekiyor. Bu bağlamda, Anadolu Ebeler Derneği’nin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği uluslararası kongre çok kıymetli oluyor, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Ebelik çağlar boyunca insanlığın doğum anına eşlik etmiş, kadim bir meslektir. Doğal ve fıtri olanın en öz haline olan bu ilk tanıklık, şefkatli bir rehberliğe dönüşerek doğum mucizesine ortak olur. Anne ve bebeğin yaşam boyu kurdukları bağı etkileyen bu özel an, ebelerimizin rehberliği sayesinde güven ve sevgi dolu bir hatıraya dönüşür. Fakat ne yazık ki modern dünya, kadınlarımızı bu doğal deneyimden gün geçtikçe uzaklaştırıyor. Bir hayat kurtarma ameliyatı olarak bilinen sezaryenin tercih edilebilir bir doğum seçeneği haline geldiğini görüyoruz. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütünün yüzde 15 olarak açıkladığı makul sezaryen oranı ülkemizde yüzde 50’yi aşmış durumda. Bu, doğal doğumdan hızla uzaklaşan bir neslin habercisi olarak görülmelidir. Doğal doğumun önemini ve geleceğimize getireceği olumlu katkılar üzerinde yeniden düşündüğümüz bu dönemde doğumun korku değil bir mucize olarak kabul etmekte fayda var. Daha güçlü bir toplum için, sağlık sistemimizdeki varlığınızı daha etkin hale getirmenin imkanları üzerine daha fazla düşünmemiz gerekiyor. Dört gün sürecek bu verimli toplantının, bu konuda atılmış önemli bir adım olduğunu düşünüyorum.” Memişoğlu, burada yaptığı konuşmasında, Türkiye’nin, en iyi, en kapsamlı sağlık çalışanları ve en iyi altyapısıyla sağlık hizmeti veren ülkelerden bir tanesi olduğunu ve bu durumunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesi ve vizyonuyla olduğunu söyledi. Normal Doğum Eylem Planı’nı 4 Kasım’da devreye aldıklarını dile getiren Memişoğlu, “2023 senesinde 953 bin doğum var ve bunun yüzde 50’si sezaryen. Sezaryen, bir doğum yöntemi değil, bir ameliyat yöntemidir. Doğal ve normal olmayanı sezaryendir. Sezaryen, tıbbi olarak doğum eylemini gerçekleştirme anlamında endikasyon dediğimiz tıbbi gereklilik durumunda oran olarak 10 doğumda en fazla bir buçuğunda olması gereken bir durum” ifadelerini kullandı. “Kötülüğü ortaya çıkarıp, mücadele ederken, iftirası ve yalanlarıyla da mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” Her meslekte olduğu gibi çok az miktarda sağlık sektöründe de kötülerin olabileceğini belirten Memişoğlu, “Bizim görevimiz bu kötüleri ayıklamak ve gerekli cezayı vermektir. Bazen dezenformasyonlar oluyor, iftiralar oluyor. Bunlardan biz asla yılmayız. Biz iyilik tarafıyız. Bizler, bu dünyada hem iyilik medeniyetiyiz, meslek grubu olarak da iyilik tarafıyız. O nedenle, kötülüğü ortaya çıkarıp, mücadele ederken, kötülüğün iftirası ve yalanlarıyla da mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” açıklamasında bulundu. Bakan Memişoğlu, açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazeteci tarafından Yenidoğan Çetesi’ nedeniyle yapılan istifa çağrılarının sorulması üzerine Bakan Memişoğlu, şu cevabı verdi: “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?”