Yerel Haberler
Ankara
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel: "Bu kararlar, Filistin halkının çektiği ızdırabın ve insanlık onuruna yapılan saldırıların artık cezasız kalmayacağına dair güçlü bir beyandır" 21 Kasım 2024 Perşembe - 21:11:30 TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararlar, insanlık adına mücadele eden herkesin sesi, adaletin sarsılmaz bir zaferi ve sessiz bırakılmış milyonların çığlığıdır. Bu kararlar, Gazze’de yankılanan acının, Filistin halkının çektiği ızdırabın ve insanlık onuruna yapılan saldırıların artık cezasız kalmayacağına dair güçlü bir beyandır” dedi. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, soykırımcı İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Layha bölgesindeki bir hastanede düzenlediği hava saldırısı sonucunda çoğu çocuk ve kadın olmak üzere onlarca Filistinlinin katledilmesini şiddetle kınadıklarını ve lanetlediklerini belirtti. Yüksel, “Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yapılan basın açıklamasında, UCM 2. Ön Yargılama Dairesi’nin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında oybirliğiyle tutuklama emirleri çıkardığı bildirilmiştir. Açıklamada; 2. Daire’nin İsrail tarafından 26 Eylül 2024 tarihinde yapılan, Roma Statüsü’nün 19. maddesinin 2. fıkrasına dayanarak, UCM’nin Filistin’deki olaylarla ilgili ve özel olarak İsrail vatandaşları hakkında yargı yetkisi bulunmadığı iddiası ile Daire’nin Başsavcılığa, Statü’nün 18. maddesinin 1. fıkrası (ki taraf devletlere soruşturma bildiriminde bulunulması hususunu düzenler) kapsamında, soruşturma başlatıldığına dair İsrail makamlarına yeni bir bildirimde bulunulması talebini reddettiği kaydedilmiştir. Sözkonusu basın açıklamasında; Başbakan Netanyahu ve eski Bakan Gallant’ın en erken 8 Ekim 2023 tarihinden, 20 Mayıs 2024 tarihine (Başsavcılığın tutuklama kararlarının çıkarılması yönünde başvuruda bulunduğu tarih) kadarki süreçte insanlığa karşı suç ve savaş suçları işledikleri iddiasıyla tutuklama kararlarının çıkarıldığı, Daire’nin, Başbakan Netanyahu ve Gallant’ın bir savaş yöntemi olarak aç bırakma eylemini içeren savaş suçunu ve cinayet, zulüm ile diğer insanlık dışı fiilleri içeren insanlığa karşı suçları işlediklerine, ayrıca adı geçenlerin kasti biçimde, sivil yönetici sıfatlarıyla sivil halka yönelik savaş suçu teşkil eden saldırıların talimatlarını verdiklerine dair makul dayanaklar bulunduğunu tespit ettiği, tutuklama kararları ’gizli’ olarak sınıflandırılmakla birlikte, kararlara konu fiillerin devam ettiği izlenimi edinildiğinden ve kararların çıktığından haberdar edilmelerinin kurbanlar ile ailelerinin lehine olduğu değerlendirildiğinden dolayı bu bilgilerin kamuoyuyla paylaşıldığı belirtilmektedir” ifadelerini kullandı. "Bugün, uluslararası hukuk ve insanlık adına tarihi bir ana tanıklık ediyoruz: Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin 21 Kasım 2024 tarihinde verdiği tutuklama emri kararları, adaletin sınır tanımadığını ve mağdurların sesi olmayı sürdüreceğini bir kez daha göstermiştir" diyen Yüksel, "Tabii ki bu kararın icrası kararın verilmesinden daha önemlidir. Bu nedenle, her aşamada takip ettiğimiz gibi bu kararın icrasının da takipçisi olacağımızı vurgulamak istiyorum. UCM, İsrail Devleti’nin itirazlarını oybirliğiyle reddederek, Roma Statüsü’nün adalet mekanizmalarını kararlılıkla uygulamıştır. Aynı zamanda, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emirleri çıkarılmıştır. Bu, uluslararası toplumun, savaş suçlarına ve insanlığa karşı işlenen suçlara karşı sıfır tolerans yaklaşımının güçlü bir kanıtıdır. Bugün burada, adaletin sesinin yükseldiği, insanlık onurunun savunulduğu bir dönüm noktasını konuşmak için bir aradayız. Tarih kitapları bugünü sadece hukuki bir kararın verildiği bir gün olarak değil, evrensel insan haklarının ve adaletin ne kadar güçlü bir temel üzerine inşa edilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatan bir an olarak yazacaktır. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararlar, insanlık adına mücadele eden herkesin sesi, adaletin sarsılmaz bir zaferi ve sessiz bırakılmış milyonların çığlığıdır. Bu kararlar, Gazze’de yankılanan acının, Filistin halkının çektiği ızdırabın ve insanlık onuruna yapılan saldırıların artık cezasız kalmayacağına dair güçlü bir beyandır” dedi.
Eğitim Gücü-Sen Genel Başkanı Özat: “Bugün bir öğretmen yoksulluk sınırında maaş almıyorsa kutlanacak bir gün yok demektir”
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:46 Eğitim Gücü-Sen Genel Başkanı Özat: “Bugün bir öğretmen yoksulluk sınırında maaş almıyorsa kutlanacak bir gün yok demektir” Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası (Eğitim Gücü-Sen) Genel Başkanı Oğuz Özat, “Eğer bugün bir öğretmen yoksulluk sınırında maaş almıyorsa kutlanacak bir gün yok demektir” dedi. Eğitim Gücü-Sen Genel Başkanı Oğuz Özat, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamasında öğretmenlerin değerini sadece bir günde anmanın yeterli olmadığını dile getiren Özat, “Her günümüzü aydınlatan, geleceğimizi şekillendiren bu kahramanları her zaman takdir etmeliyiz” dedi. Öğretmenler Günü’nün yalnızca bir anma ve kutlama günü olmadığını vurgulayan Özat, “Öğretmenlerimizin yoksulluk sınırında maaş almaması gerektiğini, en az yoksulluk sınırında maaşlarının olması gerektiğini savunuyoruz. Eğer bugün bir öğretmen yoksulluk sınırında maaş almıyorsa, kutlanacak bir gün yok demektir. Sözde kutlama mesajlarından ziyade, onların yaşam standartlarını yükseltecek adımlar atılmalıdır. Bugün öğretmenlerimizin yaşadığı ekonomik zorluklar ve sosyal haklarındaki eksiklikler, eğitim sistemimizin de sorunlarını yansıtmaktadır. Hak ettikleri değeri görmeleri, sadece onların değil, tüm eğitim camiamızın refahını artıracaktır. Öğretmenlere hak ettikleri saygıyı göstermek, onları ekonomik olarak desteklemek ve sosyal haklarını korumak zorundayız. Bu vesileyle tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü en içten dileklerimizle kutluyor, özveriyle çalışan, geleceğimizin mimarı olan öğretmenlerimize minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Bakan Memişoğlu: “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?”
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:44 Bakan Memişoğlu: “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?” Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, kendisine “yenidoğan çetesi” nedeniyle yapılan istifa çağrılarına ilişkin, “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?” dedi. Bakan Memişoğlu, Ankara’da bir otelde “Hayata Bir Ebe ile Başla” sloganıyla düzenlenen 3. Uluslararası Anadolu Ebeler Derneği Kongresi’ne katıldı. Kongrede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan tarafından gönderilen mesaj okundu. Erdoğan, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Doğum şeklinin giderek doğallıktan uzaklaştığı, doğurganlığın azalmasına bağlı olarak demografik yapının dönüştüğü bir dönemde ebelik mesleğinin önemi üzerinde daha fazla durmamız gerekiyor. Bu bağlamda Anadolu Ebeler Derneği’nin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği uluslararası kongre çok kıymetli oluyor, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Ebelik çağlar boyunca insanlığın doğum anına eşlik etmiş, kadim bir meslektir. Doğal ve fıtri olanın en öz haline olan bu ilk tanıklık, şefkatli bir rehberliğe dönüşerek doğuma ortak olur. Anne ve bebeğin yaşam boyu kurdukları bağı etkileyen bu özel an, ebelerimizin rehberliği sayesinde güven ve sevgi dolu bir hatıraya dönüşür. Fakat ne yazık ki modern dünya, kadınlarımızı bu doğal deneyimden gün geçtikçe uzaklaştırıyor. Bir hayat kurtarma ameliyatı olarak bilinen sezaryenin tercih edilebilir bir doğum seçeneği haline geldiğini görüyoruz. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütünün yüzde 15 olarak açıkladığı makul sezaryen oranı ülkemizde yüzde 50’yi aşmış durumda. Bu, doğal doğumdan hızla uzaklaşan bir neslin habercisi olarak görülmelidir. Daha güçlü bir toplum için sağlık sistemimizdeki varlığınızı daha etkin hale getirmenin imkanları üzerine daha fazla düşünmemiz gerekiyor. Dört gün sürecek bu verimli toplantının bu konuda atılmış önemli bir adım olduğunu düşünüyorum.” Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu da yaptığı konuşmada, Türkiye’nin en iyi, en kapsamlı sağlık çalışanları ve en iyi altyapısıyla sağlık hizmeti veren ülkelerden biri olduğunu ve bu durumun da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesi ve vizyonuyla olduğunu söyledi. Normal Doğum Eylem Planı’nı 4 Kasım’da devreye aldıklarını dile getiren Memişoğlu, “2023 senesinde 953 bin doğum var ve bunun yüzde 50’si sezaryen. Sezaryen, bir doğum yöntemi değil, bir ameliyat yöntemidir. Doğal ve normal olmayanı sezaryendir. Sezaryen, tıbbi olarak doğum eylemini gerçekleştirme anlamında endikasyon dediğimiz tıbbi gereklilik durumunda oran olarak 10 doğumda en fazla bir buçuğunda olması gereken bir durum” ifadelerini kullandı. “Kötülüğü ortaya çıkarıp mücadele ederken, kötülüğün iftirası ve yalanlarıyla da mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” Her meslekte olduğu gibi çok az miktarda sağlık sektöründe de kötülerin olabileceğini belirten Memişoğlu, “Bizim görevimiz bu kötüleri ayıklamak ve gerekli cezayı vermektir. Bazen dezenformasyonlar oluyor, iftiralar oluyor. Bunlardan biz asla yılmayız. Biz iyilik tarafıyız. Bizler, bu dünyada hem iyilik medeniyetiyiz, meslek grubu olarak da iyilik tarafıyız. O nedenle kötülüğü ortaya çıkarıp mücadele ederken, kötülüğün iftirası ve yalanlarıyla da mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” açıklamasında bulundu. Bakan Memişoğlu, açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin yenidoğan çetesi nedeniyle kendisine yapılan istifa çağrılarını sorması üzerine Bakan Memişoğlu, “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?” dedi.
Sincan Belediyesi’nden “Ağız ve Diş Sağlığı” semineri
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:27 Sincan Belediyesi’nden “Ağız ve Diş Sağlığı” semineri Sincan Belediyesi, Ağız ve Diş Sağlığı Haftası kapsamında “Ağız ve Diş Sağlığı” konulu bir seminer düzenledi. Sincan Belediyesi tarafından Ağız ve Diş Sağlığı Haftası kapsamında “Ağız ve Diş Sağlığı” semineri yapıldı. Uzman Diş Hekimi Berna İlhan ve Sorumlu Diş Hekimi Dt. Nuray Erel, ağız ve diş bakımının nasıl yapılacağından protez çeşitlerine kadar birçok konuda Sincanlılara bilgi verdi. Lale Konferans Salonu’nda gerçekleşen “Ağız ve Diş Sağlığı” seminerinde vatandaşlar ağız ve diş sağlığı ile ilgili merak ettiği tüm sorularına cevap buldu. Uzman Diş Hekimi Berna İlhan ve Sorumlu Diş Hekimi Dt. Nuray Erel, ağız ve diş sağlığının tüm detaylarını anlatarak hijyen vurgusu yaptı. Ağız ve diş bakımının öneminden bahseden Diş Hekimi Berna İlhan, özellikle protez diş temizliği ile ilgili bilgiler verdi. Diş Hekimi İlhan özellikle 5 maddeye dikkat çekti. Bu maddeler, Protez bakımı için uygun diş fırçası ve macunu kullanılmalı, Protezin kırılmaması için protez kabında bakım yapılmalı, 6 ayda bir kontrole gidilmeli, Ağız kokusu oluşmaması için gece dişlerin çıkarılması, Yemeklerden sonra protezlerin temizlendi. Protez çeşitleri ve özelliklerini anlatan Diş Hekimi İlhan ve Diş Hekimi Dt. Nuray Erel, ayrıca implant dişler hakkında da vatandaşları aydınlattı. Seminer sorununda vatandaşların sorularını cevapladılar.
Bakan Memişoğlu: “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?”
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:26 Bakan Memişoğlu: “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?” Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “Yenidoğan Çetesi” nedeniyle yapılan istifa çağrılarına ilişkin, “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?” dedi. Bakan Memişoğlu, Ankara’da bir otelde “Hayata Bir Ebe İle Başla” sloganıyla düzenlenen Üçüncü Uluslararası Anadolu Ebeler Derneği Kongresi’ne katıldı. Kongrede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan tarafından gönderilen telgraf mesajı okundu. “Dünya Sağlık Örgütünün yüzde 15 olarak açıkladığı makul sezaryen oranı ülkemizde yüzde 50’yi aşmış durumda” Erdoğan, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Doğum şeklinin giderek doğallıktan uzaklaştığı, doğurganlığın azalmasına bağlı olarak demografik yapının dönüştüğü bir dönemde ebelik mesleğinin önemi üzerinde daha fazla durmamız gerekiyor. Bu bağlamda, Anadolu Ebeler Derneği’nin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği uluslararası kongre çok kıymetli oluyor, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Ebelik çağlar boyunca insanlığın doğum anına eşlik etmiş, kadim bir meslektir. Doğal ve fıtri olanın en öz haline olan bu ilk tanıklık, şefkatli bir rehberliğe dönüşerek doğum mucizesine ortak olur. Anne ve bebeğin yaşam boyu kurdukları bağı etkileyen bu özel an, ebelerimizin rehberliği sayesinde güven ve sevgi dolu bir hatıraya dönüşür. Fakat ne yazık ki modern dünya, kadınlarımızı bu doğal deneyimden gün geçtikçe uzaklaştırıyor. Bir hayat kurtarma ameliyatı olarak bilinen sezaryenin tercih edilebilir bir doğum seçeneği haline geldiğini görüyoruz. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütünün yüzde 15 olarak açıkladığı makul sezaryen oranı ülkemizde yüzde 50’yi aşmış durumda. Bu, doğal doğumdan hızla uzaklaşan bir neslin habercisi olarak görülmelidir. Doğal doğumun önemini ve geleceğimize getireceği olumlu katkılar üzerinde yeniden düşündüğümüz bu dönemde doğumun korku değil bir mucize olarak kabul etmekte fayda var. Daha güçlü bir toplum için, sağlık sistemimizdeki varlığınızı daha etkin hale getirmenin imkanları üzerine daha fazla düşünmemiz gerekiyor. Dört gün sürecek bu verimli toplantının, bu konuda atılmış önemli bir adım olduğunu düşünüyorum.” Memişoğlu, burada yaptığı konuşmasında, Türkiye’nin, en iyi, en kapsamlı sağlık çalışanları ve en iyi altyapısıyla sağlık hizmeti veren ülkelerden bir tanesi olduğunu ve bu durumunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesi ve vizyonuyla olduğunu söyledi. Normal Doğum Eylem Planı’nı 4 Kasım’da devreye aldıklarını dile getiren Memişoğlu, “2023 senesinde 953 bin doğum var ve bunun yüzde 50’si sezaryen. Sezaryen, bir doğum yöntemi değil, bir ameliyat yöntemidir. Doğal ve normal olmayanı sezaryendir. Sezaryen, tıbbi olarak doğum eylemini gerçekleştirme anlamında endikasyon dediğimiz tıbbi gereklilik durumunda oran olarak 10 doğumda en fazla bir buçuğunda olması gereken bir durum” ifadelerini kullandı. “Kötülüğü ortaya çıkarıp, mücadele ederken, iftirası ve yalanlarıyla da mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” Her meslekte olduğu gibi çok az miktarda sağlık sektöründe de kötülerin olabileceğini belirten Memişoğlu, “Bizim görevimiz bu kötüleri ayıklamak ve gerekli cezayı vermektir. Bazen dezenformasyonlar oluyor, iftiralar oluyor. Bunlardan biz asla yılmayız. Biz iyilik tarafıyız. Bizler, bu dünyada hem iyilik medeniyetiyiz, meslek grubu olarak da iyilik tarafıyız. O nedenle, kötülüğü ortaya çıkarıp, mücadele ederken, kötülüğün iftirası ve yalanlarıyla da mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” açıklamasında bulundu. Bakan Memişoğlu, açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazeteci tarafından Yenidoğan Çetesi’ nedeniyle yapılan istifa çağrılarının sorulması üzerine Bakan Memişoğlu, şu cevabı verdi: “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?”
Eşini ve kendi arkadaşını bıçaklayarak öldürdü
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:22 Eşini ve kendi arkadaşını bıçaklayarak öldürdü Ankara’da bir kişi eşini ve kendi arkadaşını bıçaklayarak öldürdü. Olay, sabah 04.00 sıralarında Etimesgut ilçesi 30 Ağustos Mahallesindeki bir apartman dairesinde meydana geldi. Servet Bozkurt, eşi Elif Bozkurt’u bilinmeyen bir nedenden dolayı bıçaklayarak öldürdü. Olayın ardından ayağındaki elektronik kelepçeyi kıran Bozkurt, arkadaşı olduğu düşünülen Hasan Ş.’nin işlettiği tekel büfesine gitti. Bilinmeyen bir nedenden ötürü tartıştığı Hasan Ş.’yi de bıçakla öldüren Bozkurt cinayetin ardından bölgeden ayrıldı. Ev hapsine çarptırılmıştı 3 bin lira karşılığında anlaştığı Mertcan Kılıç’ı azmettirdiği iddia edilen Bozkurt hakkında ev hapsi kararı verilmişti. Bozkurt’un, öldürdüğü eşiyle aynı evde yaşadığı, aralarında şiddetli geçimsizlik bulunduğu ve boşanma aşamasında olduğu iddia edildi. Öldürülen Elif Bozkurt ile Hasan Ş.’nin cenazeleri ise ekiplerin incelemelerinin ardından Adli Tıp Kurumuna götürülürken saldırgan Bozkurt’un yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiği öğrenildi. “Karısının boğazını kesip sırtından bıçaklamış” Olayla ilgili konuşan komşu Fatma Ceren, “Karı ile koca akşam kavga etmiş. Sabah polisler geldi ve kadının öldürüldüğünü söyledi. Olayın kıskançlık sebebiyle çıktığı söyleniyor. Boşanma aşamasındalarmış. Adam karısının boğazını kesip sırtından bıçaklamış. Akşam şiddetli bir halde kavga etmişlerdi. Sürekli kavga ediyorlardı. Sizi polise şikayet edeceğiz dediğimizde de saldırgan bize tehdit ve küfür ediyordu. Ölen kadının kocası sürekli hapse giriyordu. Ölen kadında yaşadıklarına itiraz ediyordu. Eşinden boşanmak istediğini söylüyordu ama yapamıyordu. Kocasının kendisini sürekli dövdüğünü, burnunu kırdığını ve sürekli şikayetçi olduğundan bahsediyordu. Olay evin içinde olmuş. Duyduğuma göre adam birisini daha öldürmüş. Akrabaları konuşuyordu. O adamı da başka bir yerde öldürmüş. Kaçarken de kaza yaptığını duyduk. Katilin ayağında kelepçe vardı, ev hapsindeydi” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan cami yardımı açıklaması
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:22 Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan cami yardımı açıklaması Diyanet İşleri Başkanlığı, inşası devam eden camiler için toplanan yardımın ’akıbetinin belli olmadığı’ iddialarına ilişkin açıklama yaptı. Dün akşam bir televizyon programında, inşası devam eden camiler için toplanan yardımın akıbetinin belli olmadığı, bağış ve yardımlara ilişkin Başkanlığın 2023 Yılı İdare Faaliyet Raporu ile Sayıştay Denetim Raporu ve eki tablodaki tutarların birbiriyle çeliştiğine dair yer alan iddialar üzerine açıklama yayımlayan Diyanet İşleri Başkanlığı, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti. Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Camiler için toplanan yardımların akıbetinin belli olmadığı, Başkanlığın 2023 Yılı İdare Faaliyet Raporu ile Sayıştay Denetim Raporu ve eki tablodaki tutarların birbiriyle çeliştiğine dair iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. İddiaların dile getirildiği söz konusu televizyon programında, farklı bütçe kalemleri birbiriyle karıştırılarak kamuoyu yanıltılmış, çarpıtma bilgilerle Başkanlığımıza karşı bir algı operasyonuna imza atılmıştır. Camilerden toplanan yardımlar, şeffaf bir şekilde ilgili kanun gereği hususi bir hesapta toplanmaktadır. Toplanan yardımlar ilgi onay çerçevesinde yurt içinde ve yurt dışında inşası ve tadilatı devam eden camiler için kullanılmaktadır. Toplanan yardımların amacı dışında kullanılması mümkün olmadığı gibi genel bütçeyle de herhangi bir bağlantısı bulunmamaktadır. Farklı bütçe kalemleri birbiriyle karıştırılarak, tabloların birbiriyle çeliştiğini iddia etmek, iyi niyetten uzak, kurumumuzu yıpratmaya yönelik ve kamuoyunda olumsuz algı oluşturma çabasından ibarettir. Gerçek dışı bu tür iddialara itibar edilmemelidir.”
Bakan Tunç: “Plakamız 25, 2025 Erzurum yılı olacak”
21 Kasım 2024 Perşembe - 15:54 Bakan Tunç: “Plakamız 25, 2025 Erzurum yılı olacak” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Erzurumlular ile yolumuza devam etmemiz gerekiyor dedik ve böylece Erzurum’a can ve kan bağıyla bağlanmış olduk. Plakamız 25, 2025 Erzurum yılı olacak. Çok güzel etkinlikler olacak” dedi. Erzurum İktisadi Sosyal Araştırma ve Yardımlaşma Vakfı (ESAV) tarafından düzenlenen ve 4 gün sürecek olan 10. Erzurum Tanıtım Günleri, Ankara’daki Altınpark ANFA Fuar ve Kongre Merkezi’nde başladı. Etkinliğe Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Erzurum milletvekilleri, belediye başkanları, emniyet müdürleri, rektörler, siyasi isimler ve Erzurumlular katıldı. “Erzurum’da eğitim kongresi yapacağız” Öğretmenler haftasını kutlayan Bakan Tekin, “Erzurum ile ilgili zaten gerekenler söylendi. Bu hafta Öğretmenler Günü haftası. Aramızdaki öğretmen arkadaşlarımızın Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Öğretmenlerini kaybetmiş arkadaşlarımız varsa onların da Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Bugün hayatta olmayan öğretmenlerimiz için Allah’tan rahmet temenni ediyorum. Yaşayan öğretmenlerimize ise sağlık temenni ediyorum. Erzurum’da önümüzdeki yıl bayağı yoğun geçecek. Türkiye genelinde yaklaşık 500’e yakın öğretmen arkadaşımızla Erzurum’da eğitim kongresi yapacağız. Atatürk Üniversitesi ev sahipliği yapacak. Ben bir Erzurumlu olarak son nefesime kadar destek olacağım” diye konuştu. “Plakamız 25, 2025 Erzurum yılı olacak” Erzurum’un tanıtıma ihtiyacı olmadığını ifade eden Bakan Tunç ise, “Erzurum’un tanıtıma ihtiyacı yok, Erzurum tarih kokan bir şehir. Selçuklu’dan Osmanlı’ya, cumhuriyetimizin kuruluşuna kadar gerçekten Anadolu’nun kilidi olan bir şehir. Tam bağımsızlığı savunan bir şehir Erzurum. Milli sınırlar içerisinde vatan bir bütündür, Türk toprakları bölünemez diyen bir şehir Erzurum. Nene Hatunların şehri Erzurum. Erzurum kahramanlar diyarı, dadaşlar diyarı. Anadolu’nun kilidi, İslam ve Anadolu topraklarının kalesidir Erzurum. Erzurum yemeklerini evlendikten sonra öğrendim ama Erzurumlu olmaktan çok memnunum. Erzurumlular ile yolumuza devam etmemiz gerekiyor dedik ve böylece Erzurum’a can ve kan bağıyla bağlanmış olduk. Plakamız 25, 2025 Erzurum yılı olacak. Çok güzel etkinlikler olacak. O etkinliklerde bulunmak elbette isteriz ve Erzurum’a yatırıma hız kesmeden devam edeceğiz” açıklamasında bulundu. “İnşallah birlik beraberlik içinde güzel bir 4 gün geçiririz” Konuşmaların ardından cağ kebabı yeme yarışması düzenlendi. Yarışmayı kazanan Hülya Özer, “Amacımız gurbette olan Erzurumluların birlik beraberlik ve dayanışma içinde olması. Erzurum kültürünü tüm Ankara’ya, bu şekilde de tüm Türkiye’ye yaymak istiyoruz. Hepinizi davet ediyoruz. İnşallah birlik beraberlik içinde güzel bir 4 gün geçiririz” ifadelerini kullandı.
Mansur Yavaş’tan grevdeki maden işçilerine destek ziyareti
21 Kasım 2024 Perşembe - 14:44 Mansur Yavaş’tan grevdeki maden işçilerine destek ziyareti Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Çayırhan’da özelleştirmeye karşı grev başlatan 500 maden işçisini ziyaret etti. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Çayırhan Termik Santrali’nde özelleştirmeye karşı greve giren 500 madenciyi ziyaret etti. Yavaş’a Nallıhan Belediye Başkanı Ertunç Güngör ve Beypazarı Belediye Başkanı Özer Kasap da eşlik etti. Başkan Yavaş, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, “Öğrendiğim kadarıyla bakan yardımcısı gelmiş, gerekli bilgileri almışlar. Arkadaşlarımız eylemlerine devam ediyorlar. Biz de Ankara Büyükşehir, Nallıhan, Beypazarı Belediyeleri olarak kendilerine bu eylemleri süresince destek olmaya devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Bu arada sayın bakanla biraz önce ben yazıştım. Önümüzdeki hafta buradaki temsilcileri kabul edeceğini, kömür üretimine son vermeyeceklerini bize bildirdi. Ben de bunu buradaki işçi arkadaşlara ilettim. Aynı zamanda buradaki arkadaşların sadece işleri açısından güvence istediklerini belirttik. Sendika başkanımız burada, temsilcimiz burada. İnşallah önümüzdeki hafta sayın bakanla görüşüp uygun bir yol bulunur diye düşünüyorum. Çünkü bu kadar insanı kimse işsiz, ekmeksiz bırakmaz diye düşünüyorum. Bunlar zaten işi bilen insanlar. Burada üretimi devam ettiren insanlar. Bunları işten çıkarıp da bir başkasının yerine getirmesi pek mantıklı bir şey değil. Tereddüte düşüren noktalar; 4 ay içerisinde lojmanları boşaltın deyince buradaki işçileri işten çıkarıp yeni işçiler alınacağı endişesi var hepsinde. İnşallah bunlar da bakan beyle görüşüp de çözülür diye düşünüyorum. Biz arkadaşlara destek olmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir”
21 Kasım 2024 Perşembe - 14:04 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TOBB ETÜ Üniversitesi’nin düzenlediği “Türkiye’nin Kuantum Çağı Başlıyor: Türkiye’nin İlk Kuantum Bilgisayarı" açılış törenine katıldı. Konuşmasında teknolojinin insanlığın ufkunu genişleten ve medeniyet yarışında fark oluşturan en hayati olgu olduğunu belirten Yılmaz, “Günümüzde dijital devrim ve çığır açan teknolojiler, ülkelerin kaderini şekillendiren başlıca unsurlar haline gelmiştir. Cumhurbaşkanımız liderliğinde ortaya koyduğu vizyoner yaklaşımlarla Milli Teknoloji Hamlesi’ni bir devlet politikası olarak benimsemiş durumdayız. Böylece savunma sanayii başta olmak üzere teknoloji üreten bir ülke olma yolunda güçlü bir irade gösterilmiştir. Hukuki anlamda bağımsız olsa da ülkeler gerçek anlamda bağımsızlık, güçlü bir ekonomik yapı olmaktan geçiyor. Güçlü ekonomik yapının ise temeli bilim ise teknolojide sağladığınız ilerlemedir. Bu hamle, sadece bir kalkınma projesi değil, aynı zamanda bağımsızlık ve geleceğin teminatı olarak görülmesi gereken bir projedir” ifadelerini kullandı. “Savunma sanayii, uzay, yapay zekâ, biyoteknoloji ve kuantum teknolojilerinde yerli üretimi artırmak, milletimizin refahını ve küresel rekabet gücünü oluşturmanın başlıca şartlarıdır” Savunma sanayii, uzay, yapay zekâ, biyoteknoloji ve kuantum teknolojilerinde yerli üretimi artırmanın milletin refahını ve küresel rekabet gücünü oluşturmanın başlıca şartları olduğunu söyleyen Yılmaz, “Teknolojik ilerleme, sadece yenilik üretmek değil; aynı zamanda toplumun tüm kesimlerini bu dönüşüme dâhil ederek bir kalkınma mekanizması inşa etmektir. Milli Teknoloji Hamlesi işte bu yapıyı kurarak, yalnızca bugünü değil, yarınlarımızı da güvence altına almayı hedeflemektedir. Bu çerçevede atılan her adım, ülkemizin sadece teknolojiyi tüketen değil, üreten, geliştiren ve dünyaya yön veren bir ülke olma yolunda kararlılıkla ilerlediğini göstermektedir. TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’nde ülkemize kazandırılan 5 kubit kuantum bilgisayar QuanT, bu yöndeki çabalarımızın önemli bir meyvesidir. Böylece kuantum bilgisayar teknolojisine sahip az sayıda ülke arasına girmiş durumdayız. Ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu sayede akademisyenlerimizin, sanayi temsilcilerimizin, girişimcilerimizin ve genç araştırmacılarımızın geleceğin teknolojileri alanında çalışma ve katkı sağlama imkânı bulacak olmalarından son derece memnun olduğumu da ifade etmek istiyorum. Ayrıca ülkemiz bu sayede kuantum teknolojisi ekosisteminin gelişmesine katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu. Yılmaz, UNESCO tarafından ilan edilen 2025 Uluslararası Kuantum Bilimi ve Teknolojisi Yılı’na büyük bir inanç ve güçlü adımlarla hazırlandıklarını, bu dönemde uluslararası iş birliği fırsatlarının artacağına ve Türkiye’nin bilimsel liderliğini güçlendireceğine inandığını söyledi. “TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’nin çok daha büyük başarılara imza atacağına inanıyorum” Kalkınma Bakanı olduğu dönemde TOBB ETÜ Hidro Merkezi’nin kuruluşuna destek verdiklerini hatırlatan Yılmaz, “Böylelikle dünyanın en büyük Su Türbin Test ve Tasarım Merkezi’ni ülkemize kazandırdık. Ardından şu an içinde bulunduğumuz teknoloji merkezi kuruldu. 13-14 yıl evvelden bugünlere gelinen aşamayı takdir ediyor, TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’nin çok daha büyük başarılara imza atacağına inanıyorum” dedi. “Yapılan örtülü ve açıktan engellemeleri biliyoruz” Kuantum bilgisayarların klasik bilgisayarların işlem gücünü kat kat aşarak karmaşık problemleri çözme kapasitesiyle teknoloji dünyasında devrim olarak nitelendirildiğini belirten Yılmaz, “Kuantum devriminin insanlığın teknolojiye bakışını kökten değiştireceği ve önümüzdeki yıllarda bilim ve endüstri dünyasını derinden şekillendireceği öngörülüyor. Kuantum bilgisayarlar, stratejik alanların yanı sıra sağlık, finans, sensör teknolojileri ve ileri malzeme geliştirme gibi sektörlerde de oyunu değiştirecek bir etkiye özelliğe sahip. Bu sebeple her ülke kendi yerli kuantum teknolojileri yol haritasını oluşturmaya başlamış, aşama kaydeden ülkeler bu teknolojide tekeli ellerinde tutmak amacıyla kritik bileşenlere ticari kısıt uygulamaya yönelmiştir. Bu da bizi çığır açan kuantum teknolojisinde kendi altyapımızı oluşturmaya motive etmiştir. Yapılan örtülü ve açıktan engellemeleri biliyoruz. Dolasıyla bu konuda kendi ayaklarımız üstünde durmak, dost ülkelerle birlikte kendi çözümlerimizi üretmek durumdayız” şeklinde konuştu. “Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir” Gençlere seslenen Yılmaz, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Kuantum bilgisayarların dünyası, sizler için yeni nesil teknolojilerin öncüsü olma fırsatı sunuyor. Sizlerin bu alanda yer alması, ülkemizin bilimsel geleceğine katkıda bulunmakla kalmayacak, aynı zamanda küresel ölçekte fark oluşturmamızı sağlayacaktır. QuanT, sizlere kuantum teknolojisi hakkında uygulamalı bilgi edinme ve bu alanda ilk adımlarını atma imkânı sunacaktır. Sizler, bugünün üniversite öğrencileri olarak, yarının bilim insanları, girişimcileri ve liderlerisiniz. Birtakım çevreler karamsar hava oluşturmaya çalışıyor olabilir. Özellikle beyin göçünü tahrik etmek için gençlerimizi dış ülkelere yönlendirmiş olanlar olabilir. Ancak şunun altını özellikle çizmek istiyorum. Gençler nitelikli insan gücümüz bizim en büyük sermayemizdir. Ne finansal güç ne yer altı madenler, bugünün dünyasında fark oluşturacaklar sizlersiniz. İnsanımızı ülkemizin geleceği için milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir. “ Kuantum bilgisayarın sürekli geliştirilmeye devam edilerek moleküler simülasyonlardan yapay zekaya, optimizasyondan kriptografiye kadar birçok alanda klasik bilgisayarların çözmekte zorlandığı karmaşık problemleri çok daha hızlı çözebilecek kapasiteye ulaştırılacağını aktaran Yılmaz, “Böylece bilim, sağlık, finans ve güvenlik gibi kritik sektörlerde yenilikler sunarak küresel rekabette ülkemize stratejik bir avantaj sağlayacaktır. Savunma Sanayii Başkanlığımızın desteğiyle ASELSAN ve TOBB ETÜ tarafından kurulacak olan süperiletken çip üretimevi ile ilerleyen zamanda yüksek kapasiteli kuantum bilgisayarımızı da yapacağımıza gönülden inanıyorum. Kuantum konusunda çalışan gençlerimizi, akademisyenleri ve startupları, TOBB ETÜ’de kurulacak olan kuantum ekosisteminde yer almaya, birlikte çalışmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı. Yılmaz, daha sonra yetkililerden bilgi aldı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul’da 34 milyon 270 Bin uyuşturucu hap ele geçirildiğini duyurdu
21 Kasım 2024 Perşembe - 13:56 İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul’da 34 milyon 270 Bin uyuşturucu hap ele geçirildiğini duyurdu İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, zehir tacirlerine yönelik Narkoçelik-49 operasyonları çerçevesinde Jandarmanın İstanbul’da ele geçirdiği 34 Milyon 270 Bin uyuşturucu hapın, jandarmanın bir seferde ele geçirdiği en yüksek uyuşturucu hap miktarı olduğunu duyurdu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, uyuşturucu madde imalatçılarına ve zehir tacirlerine yönelik 23 ilde operasyon gerçekleştirildiğini duyurdu. Sosyal medya hesabı üzerinden operasyonlara ait görüntüleri paylaşan Bakan Yerlikaya, Jandarmanın İstanbul’da ele geçirdiği 34 Milyon 270 Bin uyuşturucu hap, jandarmanın bir seferde ele geçirdiği en yüksek uyuşturucu hap miktarı olduğunu açıkadı. Gerçekleştirilen operasyonların Narkoçelik-49 olarak gerçekleştirildiğini duyuran Yerlikaya, operasyonlarda toplam 1 Ton 756 kg uyuşturucu madde, 995 bin adet kök kenevir/kök skunk ile 34 milyon 617 Bin 835 adet uyuşturucu hap ele geçirildiğini duyurdu. Operasyonlarda 58 şüpheli zehir tacirinin yakalandığını duyuran Yerlikaya, bu şüphelilerin 40’ının tutuklandığını, 4’ünün hakkında adli kontrol kararı verildiğini, diğer şüphelilerin ise işlemlerinin devam ettiğini açıkladı. Uyuşturucunun milletin güvenliğini, sağlığını ve geleceğini tehlikeye attığına dikkati çeken Yerlikaya, "Geleceğimiz olan gençlerimizi uyuşturucudan uzak tutmak için birlikte mücadele edelim" ifadelerine yer verdi. Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde düzenlenen operasyonlar şu illerde gerçekleştirildi; "İstanbul, Diyarbakır, Antalya, Hakkari, Manisa, Aksaray, Hatay, Sakarya, Mardin, Van, Kayseri, Adana, Balıkesir, Samsun, Amasya, Mersin, Şanlıurfa, Batman, Adıyaman, Ağrı, Bursa, İzmir ve Kırıkkale." İstanbul İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda, Jandarmanın bir seferde yakaladığı en yüksek uyuşturucu hap miktarı olan 34 milyon 270 bin adet uyuşturucu hap, 4 kg metamfetamin, 6 kg eroin ele geçirildi. 4 Şüpheli uyuşturucu imalatçısı tutuklandı. Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 1 ton 365 kg esrar, 544 bin adet kök skunk, 451 bin adet kök kenevir ele geçirildi. 6 Şüpheli Sokak Satıcısı yakalandı ve tutuklandı. Antalya İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 36 bin adet uyuşturucu hap, 12 kg skunk, 14 lt sıvı metamfetamin ele geçirildi. 4 Şüpheli zehir taciri yakalandı ve tutuklandı. Manisa İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 8 bin 123 adet uyuşturucu hap ele geçirildi. 4 Şüpheli zehir taciri yakalandı. 3’ü tutuklandı. 1’i hakkında adli kontrol kararı verildi. Aksaray İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 1,5 kg metamfetamin, 1.038 adet uyuşturucu hap ele geçirildi. 7 Şüpheli zehir taciri yakalandı. 3’ü tutuklandı. Hatay İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 136 bin adet uyuşturucu hap, 49 kg esrar ele geçirildi. 1 Şüpheli Zehir Taciri yakalandı ve tutuklandı. Van İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 82 kg metamfetamin ele geçirildi. 1 Şüpheli Zehir Taciri yakalandı. Samsun İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 146 kg esrar, 1.541 adet uyuşturucu hap ele geçirildi. 3 Şüpheli Zehir Taciri yakalandı. 1’i tutuklandı. Mersin İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 28 bin 870 adet uyuşturucu hap ele geçirildi. 3 Şüpheli Zehir Taciri yakalandı ve tutuklandı. Şanlıurfa İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 20 kg esrar ele geçirildi. 4 Şüpheli zehir taciri yakalandı. 2’si tutuklandı. 2’si hakkında adli kontrol kararı verildi. Bursa İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 5,5 lt sıvı metamfetamin ele geçirildi. 1 Şüpheli Zehir Taciri yakalandı ve tutuklandı. İzmir İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 129 bin 128 adet uyuşturucu hap ele geçirildi. 4 Şüpheli zehir taciri yakalandı. Hakkari İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 41 kg metamfetamin ele geçirildi.