Yerel Haberler
Ankara
Bakan Memişoğlu: “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?”
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:26 Bakan Memişoğlu: “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?” Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “Yenidoğan Çetesi” nedeniyle yapılan istifa çağrılarına ilişkin, “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?” dedi. Bakan Memişoğlu, Ankara’da bir otelde “Hayata Bir Ebe İle Başla” sloganıyla düzenlenen Üçüncü Uluslararası Anadolu Ebeler Derneği Kongresi’ne katıldı. Kongrede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan tarafından gönderilen telgraf mesajı okundu. “Dünya Sağlık Örgütünün yüzde 15 olarak açıkladığı makul sezaryen oranı ülkemizde yüzde 50’yi aşmış durumda” Erdoğan, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Doğum şeklinin giderek doğallıktan uzaklaştığı, doğurganlığın azalmasına bağlı olarak demografik yapının dönüştüğü bir dönemde ebelik mesleğinin önemi üzerinde daha fazla durmamız gerekiyor. Bu bağlamda, Anadolu Ebeler Derneği’nin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği uluslararası kongre çok kıymetli oluyor, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Ebelik çağlar boyunca insanlığın doğum anına eşlik etmiş, kadim bir meslektir. Doğal ve fıtri olanın en öz haline olan bu ilk tanıklık, şefkatli bir rehberliğe dönüşerek doğum mucizesine ortak olur. Anne ve bebeğin yaşam boyu kurdukları bağı etkileyen bu özel an, ebelerimizin rehberliği sayesinde güven ve sevgi dolu bir hatıraya dönüşür. Fakat ne yazık ki modern dünya, kadınlarımızı bu doğal deneyimden gün geçtikçe uzaklaştırıyor. Bir hayat kurtarma ameliyatı olarak bilinen sezaryenin tercih edilebilir bir doğum seçeneği haline geldiğini görüyoruz. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütünün yüzde 15 olarak açıkladığı makul sezaryen oranı ülkemizde yüzde 50’yi aşmış durumda. Bu, doğal doğumdan hızla uzaklaşan bir neslin habercisi olarak görülmelidir. Doğal doğumun önemini ve geleceğimize getireceği olumlu katkılar üzerinde yeniden düşündüğümüz bu dönemde doğumun korku değil bir mucize olarak kabul etmekte fayda var. Daha güçlü bir toplum için, sağlık sistemimizdeki varlığınızı daha etkin hale getirmenin imkanları üzerine daha fazla düşünmemiz gerekiyor. Dört gün sürecek bu verimli toplantının, bu konuda atılmış önemli bir adım olduğunu düşünüyorum.” Memişoğlu, burada yaptığı konuşmasında, Türkiye’nin, en iyi, en kapsamlı sağlık çalışanları ve en iyi altyapısıyla sağlık hizmeti veren ülkelerden bir tanesi olduğunu ve bu durumunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesi ve vizyonuyla olduğunu söyledi. Normal Doğum Eylem Planı’nı 4 Kasım’da devreye aldıklarını dile getiren Memişoğlu, “2023 senesinde 953 bin doğum var ve bunun yüzde 50’si sezaryen. Sezaryen, bir doğum yöntemi değil, bir ameliyat yöntemidir. Doğal ve normal olmayanı sezaryendir. Sezaryen, tıbbi olarak doğum eylemini gerçekleştirme anlamında endikasyon dediğimiz tıbbi gereklilik durumunda oran olarak 10 doğumda en fazla bir buçuğunda olması gereken bir durum” ifadelerini kullandı. “Kötülüğü ortaya çıkarıp, mücadele ederken, iftirası ve yalanlarıyla da mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” Her meslekte olduğu gibi çok az miktarda sağlık sektöründe de kötülerin olabileceğini belirten Memişoğlu, “Bizim görevimiz bu kötüleri ayıklamak ve gerekli cezayı vermektir. Bazen dezenformasyonlar oluyor, iftiralar oluyor. Bunlardan biz asla yılmayız. Biz iyilik tarafıyız. Bizler, bu dünyada hem iyilik medeniyetiyiz, meslek grubu olarak da iyilik tarafıyız. O nedenle, kötülüğü ortaya çıkarıp, mücadele ederken, kötülüğün iftirası ve yalanlarıyla da mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” açıklamasında bulundu. Bakan Memişoğlu, açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazeteci tarafından Yenidoğan Çetesi’ nedeniyle yapılan istifa çağrılarının sorulması üzerine Bakan Memişoğlu, şu cevabı verdi: “Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir. Bunları yakalattığımız için mi?”
Eşini ve kendi arkadaşını bıçaklayarak öldürdü
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:22 Eşini ve kendi arkadaşını bıçaklayarak öldürdü Ankara’da bir kişi eşini ve kendi arkadaşını bıçaklayarak öldürdü. Olay, sabah 04.00 sıralarında Etimesgut ilçesi 30 Ağustos Mahallesindeki bir apartman dairesinde meydana geldi. Servet Bozkurt, eşi Elif Bozkurt’u bilinmeyen bir nedenden dolayı bıçaklayarak öldürdü. Olayın ardından ayağındaki elektronik kelepçeyi kıran Bozkurt, arkadaşı olduğu düşünülen Hasan Ş.’nin işlettiği tekel büfesine gitti. Bilinmeyen bir nedenden ötürü tartıştığı Hasan Ş.’yi de bıçakla öldüren Bozkurt cinayetin ardından bölgeden ayrıldı. Ev hapsine çarptırılmıştı 3 bin lira karşılığında anlaştığı Mertcan Kılıç’ı azmettirdiği iddia edilen Bozkurt hakkında ev hapsi kararı verilmişti. Bozkurt’un, öldürdüğü eşiyle aynı evde yaşadığı, aralarında şiddetli geçimsizlik bulunduğu ve boşanma aşamasında olduğu iddia edildi. Öldürülen Elif Bozkurt ile Hasan Ş.’nin cenazeleri ise ekiplerin incelemelerinin ardından Adli Tıp Kurumuna götürülürken saldırgan Bozkurt’un yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiği öğrenildi. “Karısının boğazını kesip sırtından bıçaklamış” Olayla ilgili konuşan komşu Fatma Ceren, “Karı ile koca akşam kavga etmiş. Sabah polisler geldi ve kadının öldürüldüğünü söyledi. Olayın kıskançlık sebebiyle çıktığı söyleniyor. Boşanma aşamasındalarmış. Adam karısının boğazını kesip sırtından bıçaklamış. Akşam şiddetli bir halde kavga etmişlerdi. Sürekli kavga ediyorlardı. Sizi polise şikayet edeceğiz dediğimizde de saldırgan bize tehdit ve küfür ediyordu. Ölen kadının kocası sürekli hapse giriyordu. Ölen kadında yaşadıklarına itiraz ediyordu. Eşinden boşanmak istediğini söylüyordu ama yapamıyordu. Kocasının kendisini sürekli dövdüğünü, burnunu kırdığını ve sürekli şikayetçi olduğundan bahsediyordu. Olay evin içinde olmuş. Duyduğuma göre adam birisini daha öldürmüş. Akrabaları konuşuyordu. O adamı da başka bir yerde öldürmüş. Kaçarken de kaza yaptığını duyduk. Katilin ayağında kelepçe vardı, ev hapsindeydi” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan cami yardımı açıklaması
21 Kasım 2024 Perşembe - 16:22 Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan cami yardımı açıklaması Diyanet İşleri Başkanlığı, inşası devam eden camiler için toplanan yardımın ’akıbetinin belli olmadığı’ iddialarına ilişkin açıklama yaptı. Dün akşam bir televizyon programında, inşası devam eden camiler için toplanan yardımın akıbetinin belli olmadığı, bağış ve yardımlara ilişkin Başkanlığın 2023 Yılı İdare Faaliyet Raporu ile Sayıştay Denetim Raporu ve eki tablodaki tutarların birbiriyle çeliştiğine dair yer alan iddialar üzerine açıklama yayımlayan Diyanet İşleri Başkanlığı, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti. Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Camiler için toplanan yardımların akıbetinin belli olmadığı, Başkanlığın 2023 Yılı İdare Faaliyet Raporu ile Sayıştay Denetim Raporu ve eki tablodaki tutarların birbiriyle çeliştiğine dair iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. İddiaların dile getirildiği söz konusu televizyon programında, farklı bütçe kalemleri birbiriyle karıştırılarak kamuoyu yanıltılmış, çarpıtma bilgilerle Başkanlığımıza karşı bir algı operasyonuna imza atılmıştır. Camilerden toplanan yardımlar, şeffaf bir şekilde ilgili kanun gereği hususi bir hesapta toplanmaktadır. Toplanan yardımlar ilgi onay çerçevesinde yurt içinde ve yurt dışında inşası ve tadilatı devam eden camiler için kullanılmaktadır. Toplanan yardımların amacı dışında kullanılması mümkün olmadığı gibi genel bütçeyle de herhangi bir bağlantısı bulunmamaktadır. Farklı bütçe kalemleri birbiriyle karıştırılarak, tabloların birbiriyle çeliştiğini iddia etmek, iyi niyetten uzak, kurumumuzu yıpratmaya yönelik ve kamuoyunda olumsuz algı oluşturma çabasından ibarettir. Gerçek dışı bu tür iddialara itibar edilmemelidir.”
Bakan Tunç: “Plakamız 25, 2025 Erzurum yılı olacak”
21 Kasım 2024 Perşembe - 15:54 Bakan Tunç: “Plakamız 25, 2025 Erzurum yılı olacak” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Erzurumlular ile yolumuza devam etmemiz gerekiyor dedik ve böylece Erzurum’a can ve kan bağıyla bağlanmış olduk. Plakamız 25, 2025 Erzurum yılı olacak. Çok güzel etkinlikler olacak” dedi. Erzurum İktisadi Sosyal Araştırma ve Yardımlaşma Vakfı (ESAV) tarafından düzenlenen ve 4 gün sürecek olan 10. Erzurum Tanıtım Günleri, Ankara’daki Altınpark ANFA Fuar ve Kongre Merkezi’nde başladı. Etkinliğe Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Erzurum milletvekilleri, belediye başkanları, emniyet müdürleri, rektörler, siyasi isimler ve Erzurumlular katıldı. “Erzurum’da eğitim kongresi yapacağız” Öğretmenler haftasını kutlayan Bakan Tekin, “Erzurum ile ilgili zaten gerekenler söylendi. Bu hafta Öğretmenler Günü haftası. Aramızdaki öğretmen arkadaşlarımızın Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Öğretmenlerini kaybetmiş arkadaşlarımız varsa onların da Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Bugün hayatta olmayan öğretmenlerimiz için Allah’tan rahmet temenni ediyorum. Yaşayan öğretmenlerimize ise sağlık temenni ediyorum. Erzurum’da önümüzdeki yıl bayağı yoğun geçecek. Türkiye genelinde yaklaşık 500’e yakın öğretmen arkadaşımızla Erzurum’da eğitim kongresi yapacağız. Atatürk Üniversitesi ev sahipliği yapacak. Ben bir Erzurumlu olarak son nefesime kadar destek olacağım” diye konuştu. “Plakamız 25, 2025 Erzurum yılı olacak” Erzurum’un tanıtıma ihtiyacı olmadığını ifade eden Bakan Tunç ise, “Erzurum’un tanıtıma ihtiyacı yok, Erzurum tarih kokan bir şehir. Selçuklu’dan Osmanlı’ya, cumhuriyetimizin kuruluşuna kadar gerçekten Anadolu’nun kilidi olan bir şehir. Tam bağımsızlığı savunan bir şehir Erzurum. Milli sınırlar içerisinde vatan bir bütündür, Türk toprakları bölünemez diyen bir şehir Erzurum. Nene Hatunların şehri Erzurum. Erzurum kahramanlar diyarı, dadaşlar diyarı. Anadolu’nun kilidi, İslam ve Anadolu topraklarının kalesidir Erzurum. Erzurum yemeklerini evlendikten sonra öğrendim ama Erzurumlu olmaktan çok memnunum. Erzurumlular ile yolumuza devam etmemiz gerekiyor dedik ve böylece Erzurum’a can ve kan bağıyla bağlanmış olduk. Plakamız 25, 2025 Erzurum yılı olacak. Çok güzel etkinlikler olacak. O etkinliklerde bulunmak elbette isteriz ve Erzurum’a yatırıma hız kesmeden devam edeceğiz” açıklamasında bulundu. “İnşallah birlik beraberlik içinde güzel bir 4 gün geçiririz” Konuşmaların ardından cağ kebabı yeme yarışması düzenlendi. Yarışmayı kazanan Hülya Özer, “Amacımız gurbette olan Erzurumluların birlik beraberlik ve dayanışma içinde olması. Erzurum kültürünü tüm Ankara’ya, bu şekilde de tüm Türkiye’ye yaymak istiyoruz. Hepinizi davet ediyoruz. İnşallah birlik beraberlik içinde güzel bir 4 gün geçiririz” ifadelerini kullandı.
Mansur Yavaş’tan grevdeki maden işçilerine destek ziyareti
21 Kasım 2024 Perşembe - 14:44 Mansur Yavaş’tan grevdeki maden işçilerine destek ziyareti Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Çayırhan’da özelleştirmeye karşı grev başlatan 500 maden işçisini ziyaret etti. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Çayırhan Termik Santrali’nde özelleştirmeye karşı greve giren 500 madenciyi ziyaret etti. Yavaş’a Nallıhan Belediye Başkanı Ertunç Güngör ve Beypazarı Belediye Başkanı Özer Kasap da eşlik etti. Başkan Yavaş, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, “Öğrendiğim kadarıyla bakan yardımcısı gelmiş, gerekli bilgileri almışlar. Arkadaşlarımız eylemlerine devam ediyorlar. Biz de Ankara Büyükşehir, Nallıhan, Beypazarı Belediyeleri olarak kendilerine bu eylemleri süresince destek olmaya devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Bu arada sayın bakanla biraz önce ben yazıştım. Önümüzdeki hafta buradaki temsilcileri kabul edeceğini, kömür üretimine son vermeyeceklerini bize bildirdi. Ben de bunu buradaki işçi arkadaşlara ilettim. Aynı zamanda buradaki arkadaşların sadece işleri açısından güvence istediklerini belirttik. Sendika başkanımız burada, temsilcimiz burada. İnşallah önümüzdeki hafta sayın bakanla görüşüp uygun bir yol bulunur diye düşünüyorum. Çünkü bu kadar insanı kimse işsiz, ekmeksiz bırakmaz diye düşünüyorum. Bunlar zaten işi bilen insanlar. Burada üretimi devam ettiren insanlar. Bunları işten çıkarıp da bir başkasının yerine getirmesi pek mantıklı bir şey değil. Tereddüte düşüren noktalar; 4 ay içerisinde lojmanları boşaltın deyince buradaki işçileri işten çıkarıp yeni işçiler alınacağı endişesi var hepsinde. İnşallah bunlar da bakan beyle görüşüp de çözülür diye düşünüyorum. Biz arkadaşlara destek olmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir”
21 Kasım 2024 Perşembe - 14:04 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TOBB ETÜ Üniversitesi’nin düzenlediği “Türkiye’nin Kuantum Çağı Başlıyor: Türkiye’nin İlk Kuantum Bilgisayarı" açılış törenine katıldı. Konuşmasında teknolojinin insanlığın ufkunu genişleten ve medeniyet yarışında fark oluşturan en hayati olgu olduğunu belirten Yılmaz, “Günümüzde dijital devrim ve çığır açan teknolojiler, ülkelerin kaderini şekillendiren başlıca unsurlar haline gelmiştir. Cumhurbaşkanımız liderliğinde ortaya koyduğu vizyoner yaklaşımlarla Milli Teknoloji Hamlesi’ni bir devlet politikası olarak benimsemiş durumdayız. Böylece savunma sanayii başta olmak üzere teknoloji üreten bir ülke olma yolunda güçlü bir irade gösterilmiştir. Hukuki anlamda bağımsız olsa da ülkeler gerçek anlamda bağımsızlık, güçlü bir ekonomik yapı olmaktan geçiyor. Güçlü ekonomik yapının ise temeli bilim ise teknolojide sağladığınız ilerlemedir. Bu hamle, sadece bir kalkınma projesi değil, aynı zamanda bağımsızlık ve geleceğin teminatı olarak görülmesi gereken bir projedir” ifadelerini kullandı. “Savunma sanayii, uzay, yapay zekâ, biyoteknoloji ve kuantum teknolojilerinde yerli üretimi artırmak, milletimizin refahını ve küresel rekabet gücünü oluşturmanın başlıca şartlarıdır” Savunma sanayii, uzay, yapay zekâ, biyoteknoloji ve kuantum teknolojilerinde yerli üretimi artırmanın milletin refahını ve küresel rekabet gücünü oluşturmanın başlıca şartları olduğunu söyleyen Yılmaz, “Teknolojik ilerleme, sadece yenilik üretmek değil; aynı zamanda toplumun tüm kesimlerini bu dönüşüme dâhil ederek bir kalkınma mekanizması inşa etmektir. Milli Teknoloji Hamlesi işte bu yapıyı kurarak, yalnızca bugünü değil, yarınlarımızı da güvence altına almayı hedeflemektedir. Bu çerçevede atılan her adım, ülkemizin sadece teknolojiyi tüketen değil, üreten, geliştiren ve dünyaya yön veren bir ülke olma yolunda kararlılıkla ilerlediğini göstermektedir. TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’nde ülkemize kazandırılan 5 kubit kuantum bilgisayar QuanT, bu yöndeki çabalarımızın önemli bir meyvesidir. Böylece kuantum bilgisayar teknolojisine sahip az sayıda ülke arasına girmiş durumdayız. Ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu sayede akademisyenlerimizin, sanayi temsilcilerimizin, girişimcilerimizin ve genç araştırmacılarımızın geleceğin teknolojileri alanında çalışma ve katkı sağlama imkânı bulacak olmalarından son derece memnun olduğumu da ifade etmek istiyorum. Ayrıca ülkemiz bu sayede kuantum teknolojisi ekosisteminin gelişmesine katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu. Yılmaz, UNESCO tarafından ilan edilen 2025 Uluslararası Kuantum Bilimi ve Teknolojisi Yılı’na büyük bir inanç ve güçlü adımlarla hazırlandıklarını, bu dönemde uluslararası iş birliği fırsatlarının artacağına ve Türkiye’nin bilimsel liderliğini güçlendireceğine inandığını söyledi. “TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’nin çok daha büyük başarılara imza atacağına inanıyorum” Kalkınma Bakanı olduğu dönemde TOBB ETÜ Hidro Merkezi’nin kuruluşuna destek verdiklerini hatırlatan Yılmaz, “Böylelikle dünyanın en büyük Su Türbin Test ve Tasarım Merkezi’ni ülkemize kazandırdık. Ardından şu an içinde bulunduğumuz teknoloji merkezi kuruldu. 13-14 yıl evvelden bugünlere gelinen aşamayı takdir ediyor, TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’nin çok daha büyük başarılara imza atacağına inanıyorum” dedi. “Yapılan örtülü ve açıktan engellemeleri biliyoruz” Kuantum bilgisayarların klasik bilgisayarların işlem gücünü kat kat aşarak karmaşık problemleri çözme kapasitesiyle teknoloji dünyasında devrim olarak nitelendirildiğini belirten Yılmaz, “Kuantum devriminin insanlığın teknolojiye bakışını kökten değiştireceği ve önümüzdeki yıllarda bilim ve endüstri dünyasını derinden şekillendireceği öngörülüyor. Kuantum bilgisayarlar, stratejik alanların yanı sıra sağlık, finans, sensör teknolojileri ve ileri malzeme geliştirme gibi sektörlerde de oyunu değiştirecek bir etkiye özelliğe sahip. Bu sebeple her ülke kendi yerli kuantum teknolojileri yol haritasını oluşturmaya başlamış, aşama kaydeden ülkeler bu teknolojide tekeli ellerinde tutmak amacıyla kritik bileşenlere ticari kısıt uygulamaya yönelmiştir. Bu da bizi çığır açan kuantum teknolojisinde kendi altyapımızı oluşturmaya motive etmiştir. Yapılan örtülü ve açıktan engellemeleri biliyoruz. Dolasıyla bu konuda kendi ayaklarımız üstünde durmak, dost ülkelerle birlikte kendi çözümlerimizi üretmek durumdayız” şeklinde konuştu. “Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir” Gençlere seslenen Yılmaz, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Kuantum bilgisayarların dünyası, sizler için yeni nesil teknolojilerin öncüsü olma fırsatı sunuyor. Sizlerin bu alanda yer alması, ülkemizin bilimsel geleceğine katkıda bulunmakla kalmayacak, aynı zamanda küresel ölçekte fark oluşturmamızı sağlayacaktır. QuanT, sizlere kuantum teknolojisi hakkında uygulamalı bilgi edinme ve bu alanda ilk adımlarını atma imkânı sunacaktır. Sizler, bugünün üniversite öğrencileri olarak, yarının bilim insanları, girişimcileri ve liderlerisiniz. Birtakım çevreler karamsar hava oluşturmaya çalışıyor olabilir. Özellikle beyin göçünü tahrik etmek için gençlerimizi dış ülkelere yönlendirmiş olanlar olabilir. Ancak şunun altını özellikle çizmek istiyorum. Gençler nitelikli insan gücümüz bizim en büyük sermayemizdir. Ne finansal güç ne yer altı madenler, bugünün dünyasında fark oluşturacaklar sizlersiniz. İnsanımızı ülkemizin geleceği için milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir. “ Kuantum bilgisayarın sürekli geliştirilmeye devam edilerek moleküler simülasyonlardan yapay zekaya, optimizasyondan kriptografiye kadar birçok alanda klasik bilgisayarların çözmekte zorlandığı karmaşık problemleri çok daha hızlı çözebilecek kapasiteye ulaştırılacağını aktaran Yılmaz, “Böylece bilim, sağlık, finans ve güvenlik gibi kritik sektörlerde yenilikler sunarak küresel rekabette ülkemize stratejik bir avantaj sağlayacaktır. Savunma Sanayii Başkanlığımızın desteğiyle ASELSAN ve TOBB ETÜ tarafından kurulacak olan süperiletken çip üretimevi ile ilerleyen zamanda yüksek kapasiteli kuantum bilgisayarımızı da yapacağımıza gönülden inanıyorum. Kuantum konusunda çalışan gençlerimizi, akademisyenleri ve startupları, TOBB ETÜ’de kurulacak olan kuantum ekosisteminde yer almaya, birlikte çalışmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı. Yılmaz, daha sonra yetkililerden bilgi aldı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul’da 34 milyon 270 Bin uyuşturucu hap ele geçirildiğini duyurdu
21 Kasım 2024 Perşembe - 13:56 İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul’da 34 milyon 270 Bin uyuşturucu hap ele geçirildiğini duyurdu İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, zehir tacirlerine yönelik Narkoçelik-49 operasyonları çerçevesinde Jandarmanın İstanbul’da ele geçirdiği 34 Milyon 270 Bin uyuşturucu hapın, jandarmanın bir seferde ele geçirdiği en yüksek uyuşturucu hap miktarı olduğunu duyurdu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, uyuşturucu madde imalatçılarına ve zehir tacirlerine yönelik 23 ilde operasyon gerçekleştirildiğini duyurdu. Sosyal medya hesabı üzerinden operasyonlara ait görüntüleri paylaşan Bakan Yerlikaya, Jandarmanın İstanbul’da ele geçirdiği 34 Milyon 270 Bin uyuşturucu hap, jandarmanın bir seferde ele geçirdiği en yüksek uyuşturucu hap miktarı olduğunu açıkadı. Gerçekleştirilen operasyonların Narkoçelik-49 olarak gerçekleştirildiğini duyuran Yerlikaya, operasyonlarda toplam 1 Ton 756 kg uyuşturucu madde, 995 bin adet kök kenevir/kök skunk ile 34 milyon 617 Bin 835 adet uyuşturucu hap ele geçirildiğini duyurdu. Operasyonlarda 58 şüpheli zehir tacirinin yakalandığını duyuran Yerlikaya, bu şüphelilerin 40’ının tutuklandığını, 4’ünün hakkında adli kontrol kararı verildiğini, diğer şüphelilerin ise işlemlerinin devam ettiğini açıkladı. Uyuşturucunun milletin güvenliğini, sağlığını ve geleceğini tehlikeye attığına dikkati çeken Yerlikaya, "Geleceğimiz olan gençlerimizi uyuşturucudan uzak tutmak için birlikte mücadele edelim" ifadelerine yer verdi. Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde düzenlenen operasyonlar şu illerde gerçekleştirildi; "İstanbul, Diyarbakır, Antalya, Hakkari, Manisa, Aksaray, Hatay, Sakarya, Mardin, Van, Kayseri, Adana, Balıkesir, Samsun, Amasya, Mersin, Şanlıurfa, Batman, Adıyaman, Ağrı, Bursa, İzmir ve Kırıkkale." İstanbul İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda, Jandarmanın bir seferde yakaladığı en yüksek uyuşturucu hap miktarı olan 34 milyon 270 bin adet uyuşturucu hap, 4 kg metamfetamin, 6 kg eroin ele geçirildi. 4 Şüpheli uyuşturucu imalatçısı tutuklandı. Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 1 ton 365 kg esrar, 544 bin adet kök skunk, 451 bin adet kök kenevir ele geçirildi. 6 Şüpheli Sokak Satıcısı yakalandı ve tutuklandı. Antalya İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 36 bin adet uyuşturucu hap, 12 kg skunk, 14 lt sıvı metamfetamin ele geçirildi. 4 Şüpheli zehir taciri yakalandı ve tutuklandı. Manisa İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 8 bin 123 adet uyuşturucu hap ele geçirildi. 4 Şüpheli zehir taciri yakalandı. 3’ü tutuklandı. 1’i hakkında adli kontrol kararı verildi. Aksaray İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 1,5 kg metamfetamin, 1.038 adet uyuşturucu hap ele geçirildi. 7 Şüpheli zehir taciri yakalandı. 3’ü tutuklandı. Hatay İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 136 bin adet uyuşturucu hap, 49 kg esrar ele geçirildi. 1 Şüpheli Zehir Taciri yakalandı ve tutuklandı. Van İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 82 kg metamfetamin ele geçirildi. 1 Şüpheli Zehir Taciri yakalandı. Samsun İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 146 kg esrar, 1.541 adet uyuşturucu hap ele geçirildi. 3 Şüpheli Zehir Taciri yakalandı. 1’i tutuklandı. Mersin İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 28 bin 870 adet uyuşturucu hap ele geçirildi. 3 Şüpheli Zehir Taciri yakalandı ve tutuklandı. Şanlıurfa İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 20 kg esrar ele geçirildi. 4 Şüpheli zehir taciri yakalandı. 2’si tutuklandı. 2’si hakkında adli kontrol kararı verildi. Bursa İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 5,5 lt sıvı metamfetamin ele geçirildi. 1 Şüpheli Zehir Taciri yakalandı ve tutuklandı. İzmir İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 129 bin 128 adet uyuşturucu hap ele geçirildi. 4 Şüpheli zehir taciri yakalandı. Hakkari İl Jandarma Komutanlığınca yapılan operasyonda; 41 kg metamfetamin ele geçirildi.
Kız arkadaşının akrabaları tarafından darp edildi
21 Kasım 2024 Perşembe - 13:54 Kız arkadaşının akrabaları tarafından darp edildi Çankırı’da üniversite okuyan Cihat Kapukaya (20), ayrılmak istediği için öfkelenen kız arkadaşının akrabaları tarafından öldüresiye darp edildi. Olay, Çankırı’nın Dr. Devlet Bahçeli Parkı’nda saat 21.30 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre, Çankırı’ya üniversite okumak için giden Cihat Kapukaya, çalıştığı işyerinde arkadaş vesilesiyle tanıştığı A.S. ile görüşmeye başladı. A.S. ile 2 ay boyunca arkadaşlık yapan Kapukaya, ayrılmak istedi. A.S. son kez görüşmek istediğini dile getirerek Kapukaya’yı Çankırı Merkez’de bulunan Dr. Devlet Bahçeli Parkı’na çağırdı. Görüşmenin ardından A.S. ve beraberinde getirdiği 2 kişi Cihat Kapukaya’yı darp ederek bir aracın içerisine bindirdi. Yol boyunca A.S.’nin cezaevinde bulunan abisi ile telefonda görüştürüldüğünü ifade etti. Aracın içerisinde darp edilen Kapukaya, Recep Tayyip Erdoğan Parkı’na götürüldü. Park’ta gasp edildikten sonra dereye düştüğünü belirten Kapukaya, oradan kaçarak bir markete sığındığını bildirdi. Kapukaya, marketten bindiği taksi ile Ankara’ya gelip ailesinin yanına sığındığını söyledi. “Hiç konuşamadın bilincim gitti geldi” Sevgilisi ile ilk defa buluştuğunu ve kaçırıldığını söyleyen Kapukaya, darp edildiği anları ve tüm yaşananları şöyle anlattı: “Hiç buluşmamıştık, ilk defa buluşacaktık beni parka çağırdı. Devlet Bahçeli parkında 15 dakika oturduk, ondan sonra ben gitmem gerektiğini söyledim. Çimenlerin arasından iki kişi çıkarak beni arabaya aldılar. Arabaya alır almaz beni darp etmeye başladılar, beni dövmeye başladılar. Bolu Gerede Açık Cezaevindeki A.S. abisini arayarak beni onunla konuşturdular. Konuştururken de darp ediyorlardı. Arabanın içinde bana bıçak salladılar bıçak sıyırdı, kesici aletten sıyrılınca ben zaten şoka uğradım. Recep Tayyip Erdoğan parkının oralarda beni ıssız yerlere götürdüler. Dağın tepesine beni indirdiler bu zamana kadar hep darp edildim. Çok kötü dövdüler hiç konuşamadım bilincim gitti geldi. Her şeyimi elimden aldılar, cüzdanımı, telefonumu her şeyimi aldılar beni gasp ettiler. Darbelerin etkisi ile bir ileri bir geri gidince tepeden aşağı yuvarlandım. Tepeden yuvarlanınca aşağıda kıyıda dere vardı oraya düştüm. Boynuma kadar geldi derenin suyu. Suyun soğuk olmasıyla bir an kendime gelir gibi oldum”. “Kaçırıldım, gasp edildim, darbe yedim” Polisi bile aramaktan çekindiğini bildiren Kapukaya, hemen ailesinin yanına sığınmayı tercih ettiğini aktardı. Kendisine bunu yapanların ceza almasını istediğini söyleyen Kapukaya, “Kaçırıldım, gasp edildim, darbe yedim. Bunların hemen yakalanmasını istiyorum” sözlerini söyledi. Okul hayatının bitme noktasına geldiğini ve psikolojisinin bozulduğunu anlatan Kapukaya, “Benim okul hayatım vardı, son sınıf öğrencisiydim okulum bitecekti. Aileme veya bana yapılan bir şeyden kim sorumlu olacak. Bunların yakalanmasını istiyorum. Okulumdan geri kaldım, her şeyden geri kaldım, psikolojim bozuldu, uyuyamıyorum şu an çok darmadağınım burada nasıl konuşuyorum onu da bilmiyorum” diye konuştu. “Savcılığa gidip gereken işlemleri başlattık” Cihat Kapukaya’nın darp raporunu aldıklarını ve savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını söyleyen abisi Cemil Kapukaya, “Hangi devirde yaşıyoruz bilmiyorum ama bugün benim kardeşimin başına gelen yarın başkasının başına da gelecek. Bu insanları bitirmemiz gerekiyor. En büyük devlettir. Ben devletime sığınıyorum. İş göremez raporu da aldık. Savcılığa gidip gereken işlemleri başlattık. Suç duyurusunda da bulunduk. En hızlı şekilde gereğinin yapılmasını istiyoruz. Bunların cezasını çekmesini istiyoruz” dedi. “Ben adalet istiyorum” Oğlunun başına gelenler için adalet istediğini bildiren anne Ayşe Kapukaya, “Biz adalet istiyoruz. Ben her gün çocuğumla konuşurum. Çocuğum işten okula gidiyordu. Her şeyini kendi yapıyordu bunların durumunu öğrenince ayrılmak istedi. Böylece çocuğuma kumpas kuruyorlar. Sanki dağ başında yaşıyoruz sanki bunlardan başka kimse yok. Herkes çocuğuna sahip çıksın, gece gündüz ilgilenmek lazım. Yapanları Allah’a havale ediyorum, ben adalet istiyorum” ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Tunç: "Şiddeti meşru göstermeye çalışan her söylemin ve davranışın karşısında en güçlü şekilde durmaya devam edeceğiz"
21 Kasım 2024 Perşembe - 13:27 Adalet Bakanı Tunç: "Şiddeti meşru göstermeye çalışan her söylemin ve davranışın karşısında en güçlü şekilde durmaya devam edeceğiz" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Kadına karşı şiddeti meşru göstermeye çalışan hiçbir bahaneyi kabul etmiyor, bu tür temelsiz savunmaları reddediyoruz. Bundan sonra da şiddeti meşru göstermeye çalışan her söylemin ve davranışın karşısında en güçlü şekilde durmaya devam edeceğiz" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara’da Dikmen Hakimevi’nde düzenlenen "Kadınların Adalete Erişiminin Güçlendirilmesi Paneli"ne katıldı. Panelde konuşan Bakan Tunç, kadına karşı şiddette hiçbir bahanenin meşru olarak kabul edilemeyeceğini ve kadına karşı şiddetle mücadele edeceklerini ifade ederek, "Bugün gerçekleştireceğimiz panelde ’Ulusal ve Uluslararası Hukukta Kadının İnsan Hakları’, ’Ceza Hukukunda Kadına Yönelik Şiddet Eylemleri’, ’6284 Sayılı Kanun’un Uygulanmasıyla İlgili Sorunların Ele Alınması’ bunlar oturumlarda dile getirilecek fikir ve öneriler. Özellikle önümüzde Yargı Reformu Strateji Belgesi var. Orada da yine kadınlarla ilgili, kadına şiddetin önlenmesi ile ilgili önemli hedefler, faaliyetler olacak. Hem onlara ışık tutacak hem de önümüzdeki mevzuatın geliştirilmesi ve uygulamaya yönelik çok önemli fikirlerin burada ortaya döküleceğine yürekten inanıyoruz" diye konuştu. "Şiddetin hiçbir türünü kabul etmediğimiz gibi, özellikle kadına yönelik olanını tartışmasız biçimde reddediyoruz" Şiddetin her türlü çeşidinin karşısında olduklarını vurgulayan Bakan Tunç, "İnsan onuru, her bireyin doğuştan sahip olduğu haklardan biridir ve tüm insan haklarının temeli olarak kabul edilir. Bizim inancımızda insan eşrefi mahlukattır, yani yaratılmışların en şereflisidir. Bizim için insan onurundan öte bir değer, insan onurundan üstün bir kimlik yoktur. İnsan, sadece insan olduğu için yücedir ve bu yüceliği gölgeleyen her türlü ayrımcılık, bizim ne dini anlayışımızda ne de kültürümüzde vardır. Kadın hakları, insan onurunun korunması açısından son derece önemlidir. Kadına yönelik şiddet ise, bu insanlık onuruna yöneltilmiş en karanlık, en çirkin, en aşağılık saldırıdır. Şiddetin hiçbir türünü kabul etmediğimiz gibi, özellikle kadına yönelik olanını tartışmasız biçimde reddediyoruz. Kadına yönelik şiddeti insanlık ailesinin tamamına yöneltilmiş bir ihanet olarak görüyoruz. Çünkü kadına şiddet, yalnızca bir kadını değil; bir aileyi, bir toplumu, nesilleri yaralayan, kökleri derine inen bir kötülüğün yansımasıdır" ifadelerini kullandı. "Şiddeti meşru göstermeye çalışan her söylemin ve davranışın karşısında en güçlü şekilde durmaya devam edeceğiz" Şiddette hiçbir bahanenin kabul edilebilir olmadığını belirten Bakan Tunç, "Annelere yöneltilen bir el, evlatların geleceğini çalmakta; bir eşin susturulan sesi, toplumun vicdanında kapanmaz yaralar açmaktadır. Bu yüzden kadınların haysiyetine dokunan her türlü şiddet karşısında dimdik durmak, hem kişisel hem kurumsal sorumluluğumuzdur. Bu bakımdan kadına karşı şiddeti meşru göstermeye çalışan hiçbir bahaneyi kabul etmiyor, bu tür temelsiz savunmaları reddediyoruz. Bundan sonra da şiddeti meşru göstermeye çalışan her söylemin ve davranışın karşısında en güçlü şekilde durmaya devam edeceğiz" ifadelerine yer verdi. Bakanlık olarak kadınların adalet ve yargı hizmetlerine katılmasını çok önemsediklerine dikkati çeken Bakan Tunç, şöyle devam etti: "Bu kapsamda 2002 yılında kadın hâkim ve savcı sayısı bin 847 iken, bugün bu sayı yüzde 406 oranında artarak 9 bin 355’e yükseldi. Yani kadın hakim ve savcı sayımız şu andaki toplam hakim ve savcı sayımızın neredeyse yüzde 40’ına ulaşmış durumda. Hatta şu an hakim, savcı yardımcısı olarak sınavı kazananlara baktığımız zaman yüzde 60’ı kadınlardan oluşuyor. Dolayısıyla yargıya kadın elinin değmesi, özellikle onların vicdanlı verecekleri kararlar ve güvenilir adalet sisteminin tesisi konusunda adalete güvenin yükseğe taşınması konusunda onlara güveniyoruz. Sadece hakim ve savcılarımız değil, personelimizin yüzde 50’den fazlası kadınlardan oluşuyor. Adalet teşkilatımızda görev alan 95 bin 870 personelden 46 bin 21’i kadın personelden oluşuyor" dedi.
Bakan Uraloğlu: "Kış lastiği uygulaması 1 Aralık’ta başlıyor"
21 Kasım 2024 Perşembe - 13:20 Bakan Uraloğlu: "Kış lastiği uygulaması 1 Aralık’ta başlıyor" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, zorunlu kış lastiği uygulamasının 1 Aralık tarihinde başlayacağını bildirdi. Bakan Uraloğlu, “Uygulama şehirlerarası yollarda tüm yolcu ve eşya taşıyan araçlar için zorunlu olacak. Hususi araç sahiplerinin de kış lastiği takmasını tavsiye ediyoruz” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, zorunlu kış lastiği uygulamasıyla ilgili açıklamada bulundu. Uraloğlu, kış lastiği zorunluluğunun 1 Aralık 2024 -1 Nisan 2025 tarihlerini kapsayan 4 aylık dönemde geçerli olacağını bildirdi. Bakan Uraloğlu, kış lastiklerinin 7 derecenin altındaki sıcaklıklarda yol tutuşunu artırdığını belirterek, "Kazaları önlemede hayati öneme sahip. Uygulama şehirlerarası yollarda tüm yolcu ve eşya taşıyan araçlar için zorunlu olacak. Hususi araç sahiplerinin de kış lastiği takmasını tavsiye ediyoruz" dedi. Uraloğlu, il sınırları içerisinde kış lastiği uygulamasının valiliklerce belirlendiğini kaydederek, "Valilikler il sınırları içerisindeki kış lastiği uygulamasını Bakanlık olarak belirlediğimiz tarih aralığındaki sürenin öncesinde ve sonrasında birer ay artırabilir. Bu nedenle sürücülerimizin duyuruları dikkatle takip etmeleri büyük önem taşıyor” dedi. “Kış şartlarına uygun donanım ve ekipmanla seyahatlerimizi gerçekleştirelim” Kış lastiği uygulamasının detaylarına ilişkin bilgi veren Bakan Uraloğlu, kamyon, çekici, tanker ve otobüs türü araçların dingilleri üzerindeki tüm lastiklerinin; kamyonet, minibüs ve otomobillerin tüm lastiklerinin; ayrıca seyir esnasında değiştirilmek zorunda kalınan lastiklerin yerine takılacak lastiklerin kış lastiği olmasının zorunlu olduğunu vurguladı. Uraloğlu, sadece buzlu zeminlerde kullanılabilen çivili lastiklerin de kış lastiği yerine geçtiğini hatırlatarak, “Araçta patinaj zinciri bulunması veya kullanılması kış lastiği zorunluluğunu ortadan kaldırmıyor; yine de araçlarımızda zincir, takoz ve çekme halatı gibi gerekli ekipmanların bulunmasını sağlayalım. Kış şartlarına uygun donanım ve ekipmanla seyahatlerimizi gerçekleştirmeyi ihmal etmeyelim” ifadelerini kullandı. "Kurallara uymayanlara 4 bin 69 lira ceza uygulanacak" Denetimlerin sıkı bir şekilde yapılacağını ifade eden Bakan Uraloğlu, “Kamyon, çekici, tanker ve otobüslerde kış lastiği diş derinliği 4 milimetreden; kamyonet, minibüs ve otomobil türü araçlarda kış lastiği diş derinliği 1,6 milimetreden az olamaz. Diş derinliği lastik sırtının ortasına en yakın dişlerden ölçülür. Kış lastiklerinin yanaklarında (M+S) işareti veya (M+S) işareti ile birlikte kar tanesi işareti veya sadece kar tanesi işareti bulunması gerekiyor. Kurallara uymayanlara 4 bin 69 lira ceza uygulanacak” ifadelerine yer verdi. Tüm tedbirler alındı Bakan Uraloğlu ayrıca, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı personelinin Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının sınır kapılarındaki birimleri ile belediyelerin ilgili ekiplerinin denetimler için sahada olacağını vurgulayarak, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak kış şartlarına karşı tüm hazırlıkları tamamladık. Karayolları Genel Müdürlüğümüz, 68 bin 549 kilometrelik yol ağında 12 bin 634 makine-ekipman ve 13 bin 283 personelle hizmet verecek. Depolanan 737 bin 801 ton tuz ve kritik kesimler için hazırlanan 11 bin 576 ton kimyasal buz çözücü ve tuz çözeltisiyle kış aylarında yollarımızda kesintisiz trafik akışını sağlayacağız” dedi.