Yerel Haberler
Osmaniye
09 Ekim 2024 Çarşamba - 10:56 Osmaniye’nin muhteşem doğasında kano etkinliği düzenlendi Osmaniye’de Amatör Spor Haftası etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen etkinlikte, vatandaşlar ve sporcular Ceyhan Nehri’nde kano kullandı. Osmaniye’de Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından Amatör Spor Haftası etkinlikleri çerçevesinde Gökçedam köyünde vatandaşlar ve sporcular Ceyhan Nehri’nde kano kullandı. Etkinlikte vatandaşlar ve sporcular 8 kilometrelik parkurda doğanın ve Ceyhan Nehri’nin tadını çıkardı. Etkinliğe katılan Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz da nehirde sporcular ve vatandaşlarla birlikte kano kullandı. Doğanın güzelliklerinin ve Kuş Cennetinin tanıtılmasına katkı sağlamak amacıyla böyle bir etkinlik yaptıklarını söyleyen Vali Erdinç Yılmaz, "Gökçedam Köyümüzde Amatör Spor Haftası Etkinlikleri çerçevesinde yaklaşık 8 kilometrelik bir parkurda arkadaşlarımızla birlikte kano sporu yaptık. Muhteşem bir doğa, Ceyhan Nehrimiz buradan hemen Osmaniye’mizin yanından geçiyor. Hem buranın doğal güzelliklerinin ve Kuş Cennetinin tanıtılmasına katkı sağlamak hem de Amatör Spor Haftası etkinlikleri kapsamında spor konusunda farkındalık oluşturmak adına arkadaşlarımız böyle güzel faaliyetler yapıyorlar. Arkadaşlarımızı tebrik ediyorum, gerçekten güzel bir faaliyet oldu. Çok keyifli bir spor, ben de ilk defa kano kullanmış oldum. Amatör Spor Haftası etkinliklerimiz yoğun bir şekilde bu hafta boyunca devam edecek. Bugünkü etkinliğimize 100 sporcumuz katıldı" dedi.
Osmaniye’nin kalbi olan İstasyon Caddesi eski günlerini arıyor
05 Şubat 2024 Pazartesi - 10:43 Osmaniye’nin kalbi olan İstasyon Caddesi eski günlerini arıyor Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Osmaniye’nin kalbi olan İstasyon Caddesi eski günlerini arıyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Osmaniye’de en fazla hasarın meydana geldiği Esenevler Mahallesi’nde bulunan İstasyon Caddesi eski günlerini arıyor. Deprem öncesinde binlerce kişinin yaşadığı cadde yerini boş alanlar, terk edilmiş binalar ve hatıralara bıraktı. Osmaniye’nin en hareketli, en canlı ve en önemli caddesi olan o cadde deprem öncesi ve sonrası havadan böyle görüntülendi. İstasyon Caddesinin Osmaniye’nin kalbi olduğunu söyleyen Orhan Özoğlu, “Osmaniye’nin en iyi en elit caddesiydi depremden sonra gördüğünüz gibi yıkımın en ağır olduğu cadde burası virane şehir olmuş vaziyette. Burası Osmaniye’nin kalbi diyebileceğimiz en iyi caddelerinden birisiydi en eğlenceli insanların yürüyüş yaptığı, renkli bir caddeydi. Osmaniye’mizin biran önce iyi ve güzel bir şekilde yapılmasını istiyoruz’’ dedi. Deprem sonrası oluşan yıkımdan dolayı çoğu yeri hatırlamaya çalıştığını söyleyen Mehmet Geldi, ’’Osmaniye’nin en eski caddelerinden birisiydi burası kafeleriyle ünlü hareketli en güzel caddesiydi. Şimdi yıkık virane artık kimsenin uğramadığı bir yer oldu. Kendi bulunduğun bölgenin yıkılması çok kötü bir duygu kimsede kalmadı burada komşularımız gitti kimse kalmadı burada kalan pek yok. Yolda yürürken buralarda şu vardı diye hatırlamaya çalışıyorum üzülüyorum’’ diye konuştu.
11 kuzusunun mezar taşlarını öpüp okşayarak teselli arıyor
05 Şubat 2024 Pazartesi - 10:34 11 kuzusunun mezar taşlarını öpüp okşayarak teselli arıyor Merkez üssü Kahramanmaraş olan 6 Şubat günü yaşanan depremlerin ardından 2 oğlunu, oğullarının eşlerini ve 7 torunu olmak üzere toplam 11 kuzusunu kaybeden 80 yaşındaki gözü yaşlı anne her hafta mezarlığa gidip mezar taşlarını öpüp okşayarak özlemini dindirmeye çalışıyor. 6 Şubat 2023’te merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ili etkileyen 2 büyük depremde binlerce kişi hayatını kaybetti. Depremden 2 gün önce Kahramanmaraş’tan Osmaniye’ye gelen Elife Çalışkan (80) depremlerden sonra hayatının en acı yüzüyle karşı karşıya kaldı. Depremde 2 oğlu ile eşlerini ve 7 torununu toprağa veren acılı anne, depremden sonra korktuğu için yataktan çıkamadığını ama Kahramanmaraş’ta 11 canını kaybettiğini anlattı. Hayatını kaybeden çocuklarını kuzularım diye seven gözü yaşlı anne kuzularının mezarını her hafta ziyaret ederek mezar taşlarını öpüp okşayarak acısını bir an olsun dindirmeye çalışıyor. Kuzularının mezarı başında ellerini semaya açıp göz yaşlarıyla dua ediyor Yaşadığı o anları göz yaşları içinde -anlatan anne Elife Çalışkan, "Maraş’taydım. Depremden 2 gün önceki Cuma Osmaniye’ye geldim. Deprem anında hiç bir şey yapmadım. Yatağın içinden çıkamadım. Hissettim, kazma kürek ile evi söküyorlar diye düşündüm. Bir kalktım evin etrafına adam dolmuş. Arabaya binen geldi, yağmur da yağıyordu. Öğlene doğru demirlerden tutunarak aşağıya indim, bir daha yataktan hiç kalkmadım. 2 defa deprem oldu ama kalkamadım. Dualar ettim, eve de bir şey olmadı. Gelinim geldi, ’Anne senin hiç canın yok mu? Hiç mi yataktan çıkmıyorsun?’ dedi. Bende ’Kızım çıkayım de nereye gideyim, bir yere düşerim ayağım kırılır diye korkuyorum’ dedim. Bunlar olurken Maraş’taki kuzularımdan hiç haberim yoktu. Hatay’dakilerde aynı olmuş. Öğlene doğru Hatay’daki çocuklarım ve torunlarım geldi. Üzerlerinde hiçbir şey yok. Komşulardan birer tane battaniye almışlar. 6 tane oğlum 1 tane de kızım vardı. Hepsi bir yerlere gitti. Bende böyle oldum" dedi. "Her hafta geliyorum" Mezarlığa her hafta geldiğini belirten anne Çalışkan, "Her hafta geliyorum. Yağmur olmasa her hafta geliyorum. Dayanamıyorum, küçük küçüktü 11 tane kuzum. Başka acılar görsem ses etmem. Ciğer acısı başkaymış. Yakınım öldü bu kadar değil, kardeşlerim, annem ve babam öldü ama bu kadar yanmamıştım. Ben hiç uyuyamıyorum. Yüzümde yara oldu, hiç geçmiyor" şeklinde konuştu. “Yer yarıldı yerin içine girdik zannettim” Depremde vefat edenlerin abisi olan Yakup Çalışkan, "Hayatımda ömrümde böyle bir şey görmedim. Yer yarıldı, yerin içine girdik zannediyorum. Dışarıya çıktık binadan, binadaki sesleri eğer duysaydınız, yaşasaydınız anlardınız. Anlatılmaz yani çok değişik bir şey. Deprem anında hiçbir şey yapmadım. Kapıya dahi gidemedim. Sadece Allah’a yalvardım. Dışarıya çıktık her yer kıyamet gibiydi" diye konuştu. Yakup Çalışkan, depremde çok ağır bir acı ile karşı karşıya kaldıklarını ifade ederek, "İnanıyorum çocuklar şehit oldular. Cenab’ı Allah’ın takdiri ilahisi. 11 kişiyi kaybettik. Yapacak bir şey yok. Yarın sonra bir sene olacak. Ayakta kalmaya çalışıyoruz. Depremde hayatını kaybedenler benim 2 küçük kardeşim. Kahramanmaraş’ta otuyorlardı. 9 katlı binaları yerle bir oldu. Ailemizden 11 kişiyi kaybettik. Biz 7 kardeşiz ama kız kardeşim Hatay’daydı depremden sonra Eskişehir’e gitti. Kız kardeşim de gidince 4 kardeş kaldık burada. Diğer iki kardeşim de vefat etti. Çocukları da vefat etti. Bir tane yeğenim 20 yaşındaydı. Biri 22, biri 17 yaşındaydı. Bir tanesi 20 günlüktü. 40 günlük bir bebeğimiz vardı. Kısacası çok kötü günlerdi" dedi.
Şehide gözyaşlarıyla son veda
04 Şubat 2024 Pazar - 16:30 Şehide gözyaşlarıyla son veda Irak’ın kuzeyinde Pençe Kilit Operasyonunda üst bölgeye bölücü terör örgütü tarafından gerçekleştirilen taciz atışı sonucu çıkan çatışmada şehit düşen Piyade Uzman Çavuş Kadir Dingil memleketi Osmaniye’nin merkeze bağlı Çona köyünde gözyaşlarıyla torağa veridi. Irak’ın Kuzeyinde Pençe-Kilit Operasyonu üst bölgesinde terör örgütü mensupları tarafından açılan taciz atışı sonucu Osmaniyeli Piyade Uzman Çavuş Kadir Dingil şehit oldu. 7 yıl önce göreve başlayan, 30 yaşındaki şehidin cenazesi için Çona Köy Mezarlığına tören düzenlendi. Dün akşam saatlerinde uçakla Adana’ya getirilen şahidin cenazesi karayolu ile Osmaniye’ye getirilerek Devlet Hastanesi Morgu’na kaldırıldı. Bugün askeri heyet tarafından morgda alınan şehidin cenazesi yaklaşık 5 kilometre uzaklıktaki merkeze bağlı Çona Köyüne getirildi. İlk olarak baba evine getirilerek helallik alınan şehidin cenazesi daha sonra köy mezarlığında hazırlanan tören alanına getirildi. 3 kardeşin en küçüğü olan şehit uzman çavuşun cenazesi ailesinin ve yakınlarının gözyaşlarıyla askerler tarafından musallaya konuldu. Acılı baba ve diğer aile üyeleri tabut önünde saf tuttukları esnada gözyaşlarına boğuldu. İkindi sonrası kılınan cenaze namazına İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Sağlam, AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık, AK Parti Osmaniye Milletvekili Seydi Gürsoy, Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz, Osmaniye Belediye Başkanı Kadir Kara, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda askeri erkan katıldı. Cenaze namazının ardından askerler tarafından musalladan alınan şehidin cenazesi köy mezarlığında gözyaşlarıyla toprağa verildi.
Kimsesiz 3 çocuğa can olan gözü yaşlı annenin 3 evladı ve eşi depremde vefat etti
04 Şubat 2024 Pazar - 11:47 Kimsesiz 3 çocuğa can olan gözü yaşlı annenin 3 evladı ve eşi depremde vefat etti Depremin vurduğu Osmaniye’de çocuk bakımevinde kalan kimsesiz 3 çocuğu kurtaran ama kendi 3 çocuğu ile eşini toprağa veren annenin gözyaşları depremin yıl dönümünde yürekleri sızlattı. Gece yarısı evlatlarıyla yaptığı son görüşmeyi anlatan Emine Aksu, “Kim bilebilir ki o konuşmanın son konuşma olacağını. Onların sesini son kez duyabileceğini ve sevdiklerinin son kez gözlerini kapatıp bir daha açamayacağını” dedi. Kahramanmaraş merkezli depremler 11 ilde etkisini gösterirken, Osmaniye’de de 173 bina yıkılmış ve bin 10 kişi hayatını kaybetmişti. Depremin ağır hasara yol açtığı Osmaniye’de de asrın felaketinin yıl dönümüne sayılı günler kala yaşanan olaylar ve hayat hikayeleri yürekleri sızlatmaya devam ediyor. Acı kayıpları yaşayan onlarca insandan biri olan 43 yaşındaki Emine Aksu’nun evi de ailesine mezar oldu. Depreme çalıştığı çocuk bakımevinde yakalanan Aksu, bakımevinde kalan kimsesiz 3 çocuğun canını kurtarırken, 3 evladıyla eşini asrın felaketinde kaybetti. Depremin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen acısı taze olan Aksu, eşi ve çocuklarından bahsederken gözyaşlarına hakim olamıyor. “Kim bilebilir ki o konuşmanın son konuşma olacağını” Deprem olduğu gece çalıştığı çocuk bakım evlerinde bakım personeli olarak nöbette olduğunu belirten Aksu, eşi ve çocuklarının mezarı başında o anları anlatırken gözyaşlarına boğuldu. Konuşmakta güçlük çeken Aksu, “5 Şubat sabahı eşim beni nöbete bırakmıştı. En son ben 23.30’da eşim ve çocuklarımla telefonla görüşmüştük. Hatta Mehmet’im demişti ki, ‘Anne sabah gelirsen patates kızartması yapalım.’ Bende, ‘Tamam oğlum’ demiştim. Tabii bir umutla, sabaha kavuşmanın umuduyla telefonlarımızı kapattık. Kim bilebilir ki o konuşmanın son konuşma olacağını. Onların sesini son kez duyabileceğini ve sevdiklerinin son kez gözlerini kapatıp bir daha açamayacağını. Evet, hayat bundan ibaretmiş. Ve Pazar sabahı, 4.17. Hepimiz için anlamsız bir saat. Yerden böyle çok gürültülü bir ses, ne olduğunun farkında değiliz ve ben nöbetteyim. 2 çocuk, birisi 5, diğeri 8 yaşında. Ben onların odasına gidiyorum ve ilk önce o çocuklara sarılıyorum. Onlarla birlikte aşağıya iniyorum. Sonra kendi canlarıma ulaşmaya çalışıyorum. Orada ben 2 oğlan bir kız indirdim, burada da 2 oğlan bir kız yerlerinde yatıyor” dedi. “Bunlar sana Allah’ın emanetleriydi’ dedim” Kızının Gaziantep Üniversitesi Matematik Öğretmenliği Bölümü’nde eğitimini sürdürdüğünü ve Burhan isimli oğlunun da Korkut Ata Üniversitesi Harita Kadastro son sınıf öğrencisi olduğunu anlatan Aksu, “Yani bunları anlatmak kolay değil. İnsan sevdiğini toprağa verince ne yapacağını bilmiyor. Hiçbir şeyden, hayattan tat almıyor. Sevdiklerimle toprağa bende gömüldüm. Sonra dedim ki, ‘Bunlar sana Allah’ın emanetleriydi.’ Bunlar için bir şey yapmam gerekiyordu. Çünkü ben üniversiteye çocuklarımı gönderdiğimde onların o gözlerindeki ışıltı, yani bir şey yapmam lazım, bunları benim yaşatmam lazım. Tamam, Allah’ın emanetleriydi, Allah’ım aldı. Dedim böyle kalmamalı bunlar, adları yaşamalı. Sonra Sayın Valimiz Dr. Erdinç Yılmaz bana bu kütüphane açma işini söylediğinde bana merdiven basamaklarını uzattı. Bizde Ayşenur’um ve Hacı Mehmet’ime kütüphane açtık, Namık Kemal Ortaokulu ve Mehmetli İlk ve Ortaokulu’nda kütüphane açtık. Sonra Burhan’ıma da okuduğu Korkut Ata Üniversitesi Harita ve Kadastro Bölümü Laboratuvarı’nın adını vereceğiz inşallah tadilatı bittikten sonra” diye konuştu. “Rüyamda gördüm 3 tabut, 2’si Türk bayraklı biri duvaklı” İnsanın sevdiğini görememişinin çok büyük bir acı olduğunu anlatan Emine Aksu, “35 gün kendi mahallemde kaldım. Çünkü çocuklarımın öldüğüne inanamadım. ‘Gelecekler, ha geldi gelecekler, bu sana bir şaka’ diye çok bekledim. Ben orada şunu gördüm. İnsan sevdiklerini bir gün görmesin, bir hafta, aylarca yıllarca görmesin, yani insan kafayı yer yahu. Bir düşünün, siz evlatlarınızdan, sevdiğinizden şöyle bir ayrıldığınızı düşünün. Onlar benim çocuklarım, düşüncelerimden de öte. Canlarım bunlar benim, cennet kuşlarım. Rüyamda gördüm ben bunları. Enkazdan çıkarttıktan sonra evimize hiçbir şey olmamış. Kızımı ortaya almışlar Mehmet’im ile Burhan’ım merdivenden gülerek iniyorlardı. Daha sonra bir daha rüyamda gördüm 3 tane tabut, artık bulduk, çünkü morglara gittiğini sanıyordum ben. 3 tabut, 2’si Türk bayraklı biri duvaklı. Ve o şekilde Türk bayrağı istedim çift çift geldi, duvak istedim çift çift geldi ve o şekilde transit arabanın arkasında rüyamda gördüğüm gibi getirdik toprağına kavuşturduk. Ama dedim bunlar gerçek ebedi dünyaya gitti ama bu dünyada da bir şey yapmam lazım dedim ve kütüphanede adlarını yaşatıyorum. İsimleri yaşayacak, ben öleceğim, gideceğim ama benim çocuklarımın isimleri yaşayacak. Bu depremde insanoğlu akıllandı mı? Ders çıkarana ne mutlu, ders çıkarmayana Allah yardım etsin. Allah’ım nefsimize uydurup ayağımızı kaydırmasın. Benim çok sevdiğim bir duayı buradan söylemek istiyorum. Sürekli diyorum ki ‘Allah’ım bana, sana yakın olan kullarını yakınlaştır, senden uzak olan kullarını benden uzaklaştır’ diye duamı herkese duyurmak istiyorum. Allah’ım da herkesi depremden ders çıkaran kullarından eylesin” şeklinde konuştu. Emine Aksu, hemen her gün geldiği mezarlıkta eşi ve çocuklarının mezarıyla vakit geçirerek özlemini dindirmeye çalışıyor. Acılı annenin evlatları Ayşenur’un 24, Burhan’ın 20, Hacı Mehmet’in 22 yaşında, eşi Ergün’ün ise 53 yaşında olduğu öğrenildi.
Duvarlara “Döneceğiz” diye yazmışlardı, yuvalarına dönüyorlar
04 Şubat 2024 Pazar - 11:25 Duvarlara “Döneceğiz” diye yazmışlardı, yuvalarına dönüyorlar Depremin vurduğu Osmaniye’de 650 dairenin yıkıldığı ve 283 kişinin hayatını kaybettiği mahallede depremin ardından duvarlara “Döneceğiz” diye yazan mahalle sakinleri, tadilatların ardından yeniden yuvalarına dönüyorlar. Asrın felaketinden etkilenen ve çık sayıda insanın yaşamını yitirdiği Osmaniye’de yerinde dönüşüm ve az hasarlı binaların tadilat çalışmaları aralıksız devam ediyor. Depremin ardından evlerini terk ederek, duvarlara “Döneceğiz” diye not bırakan mahalle sakinleri şimdi dönüş yolunda. Asrın felaketinde 650 dairenin yıkıldığı ve 283 kişinin hayatını kaybettiği kent merkezinde bulunan Rahime Hatun Mahallesi’nde vatandaşlar, yuvalarına yeniden dönmenin heyecanını yaşıyor. 20 yıldır mahalledeki Burak Apartmanında oturan Tufan Toklu (70), dairelerin tadilat işlemlerini hızlı bir şekilde tamamladıklarını belirterek, “Rahime hatun mahallesi 9086 sokak Burak Apartmanında ikamet etmekteyim. Evimiz az hasarlı oldu. Şimdi en sıkı şekilde ustalara çevre arızalarını hasarını yaptırıp tekrar içine mutlu huzurlu oturmak istiyoruz. Yavaş yavaş herkes eksikliklerini yaptırıyor. Yandaki apartmanlarda aynı şekilde bizden önce başlamışlardı. Biz biraz geç başladık ama hızlı bir şekilde yaptırıyoruz evimizi. Eski halini alacak, merkezde kaldık, burası Osmaniye’nin en kıymetli yeri. 20 seneden beri burada otuyorum. Komşularımızı tabii ki çok özlüyoruz. Depremde acı şekilde ayrıldık. Çok üzüldük, zaman zaman görüşüyoruz ama tekrar kavuşacağız” dedi. “Mahallemiz en kısa zamanda tekrardan ayağa kalkacak” Mahalledeki çalışmalar hakkında bilgiler veren mahalle muhtarı İsa Kama (50) ise “Depremden önceki nüfus sayımız genel olarak büyüklü küçüklü 28 bin civardaydı. Depremden sonra ise şimdiki göç haliyle 25 bin civarına düştü. Tekrardan, yeniden Rahime Hatun Mahallesi eski haline huzurlu ve ailevi bir şekilde kavuşacağına inanıyoruz. Yerinde dönüşümler başladı, müracaatlar başladı. Orta hasarlı, hafif hasarlı binalarımızda tadilata başlandı ve bitme aşamasında. Şu an bazı sakinlerimiz göçme aşamasında. Bu deprem birlik ve beraberlikle atlatıldı. Kardeşlikle atlatıldı, mahallemiz en kısa zamanda tekrardan ayağa kalkacak inşallah. Orta hasarlı binamız yüzün üzerinde. Onlarda tadilatlara başladı ve onlarda bitme aşamasında. Hafif hasarlılardaki vatandaşlarımız evlerine girdi zaten. Dışarıdaki göç sayılarımız artık yavaş yavaş geri mahallesine kavuşacak. Bizim mahallemizde 650 tane dairemiz yıkıldı, 283 vatandaşımız hayatını kaybetti. Onlara da Allah’tan rahmet diliyorum. Eski haline mahallemiz inşallah tekrardan kavuşacak. Bizim mahallemizden dışarıya göçmüş insanlarımız kendi evlerindeki turşularını, yataklarını, yorganlarını götürmedi. Çünkü umutları var, bir an önce tadilat yaptırmak, biran önce kendi mahallelerine dönmek, kavuşmak için çabalıyor. Çünkü burada bir şeyler yaşadılar, bunu anımsamak için kendileri bir an önce yerlerine kavuşacak. Turşularını, yataklarını almadılar. Çünkü umutları var insanların. Tadilatlar gece gündüz hızlı bir şekilde yapılıyor burada” diye konuştu. (YC-VK-
Kimsesiz 3 çocuğa can olan gözü yaşlı annenin 3 evladı ve eşi depremde vefat etti
04 Şubat 2024 Pazar - 11:20 Kimsesiz 3 çocuğa can olan gözü yaşlı annenin 3 evladı ve eşi depremde vefat etti Depremin vurduğu Osmaniye’de çocuk bakım evinde kalan kimsesiz 3 çocuğu kurtaran ama kendi 3 çocuğuyla, eşini toprağa veren annenin gözyaşları depremin yıl dönümünde yürekleri sızlattı. Gece yarısı evlatlarıyla yaptığı son görüşmeyi anlatan Emine Aksu, “Kim bilebilir ki o konuşmanın son konuşma olacağını. Onların sesini son kez duyabileceğini ve sevdiklerinin son kez gözlerini kapatıp bir daha açamayacağını” dedi. Kahramanmaraş merkezli depremler 11 ilde etkisini göstermiş, binlerce insan hayatını kaybetmişti. Depremin ağır hasar açtığı Osmaniye’de de asrın felaketinin yıl dönümüne sayılı günler kala yaşanan olaylar ve hayat hikayeleri yürekleri sızlatmaya devam ediyor. Osmaniye’de 173 bina yıkılırken bin 10 kişi hayatını kaybetmişti. Acı kayıpları yaşayan onlarca insandan biri olan 43 yaşındaki Emine Aksu’nun evi de ailesine mezar oldu. Depreme çalıştığı çocuk bakım evinde yakalanan Aksu; bakımevinde kalan kimsesiz 3 çocuğun canını kurtarırken, 3 evladıyla ile eşini asrın felaketinde kaybetti. Depremin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen acısı taze olan Aksu, eşi ve çocuklarından bahsederken göz yaşlarına hakim olamıyor. Acılı annenin evlatları; Ayşenur 24, Burhan 20, Hacı Mehmet 22 ve eşi Ergün 53 yaşındaydı. “Kim bilebilir ki o konuşmanın son konuşma olacağını” Deprem olduğu gece çalıştığı Çocuk Bakım Evlerinde bakım personeli olarak nöbette olduğunu belirten Aksu, eşi ve çocuklarının mezarı başında o anları anlatırken gözyaşlarına boğularak kelimeler boğazına düğümlendi. Konuşmakta güçlük çeken Aksu, “5 Şubat sabahı eşim beni nöbete bırakmıştı. En son ben 23.30’da eşim ve çocuklarımla telefonla görüşmüştük. Hatta Mehmet’im demişti ki, ‘Anne sabah gelirsen patates kızartması yapalım.’ Bende, ‘Tamam oğlum’ demiştim. Tabi bir umutla, sabaha kavuşmanın umuduyla telefonlarımızı kapattık. Kim bilebilir ki o konuşmanın son konuşma olacağını. Onların sesini son kez duyabileceğini ve sevdiklerinin son kez gözlerini kapatıp bir daha açamayacağını. Evet, hayat bundan ibaretmiş. Ve Pazar sabahı, 4.17. Hepimiz için anlamsız bir saat. Yerden böyle çok gürültülü bir ses, ne olduğunun farkında değiliz ve ben nöbetteyim. 2 çocuk, birisi 5, diğeri 8 yaşında. Ben onların odasına gidiyorum ve ilk önce o çocuklara sarılıyorum. Onlarla birlikte aşağıya iniyorum. Sonra kendi canlarıma ulaşmaya çalışıyorum. Orada ben 2 oğlan bir kız indirdim, burada da 2 oğlan bir kız yerlerinde yatıyor” dedi. “Bunlar sana Allah’ın emanetleriydi’ dedim” Kızının Gaziantep Üniversitesi Matematik Öğretmenliği bölümünde eğitimini sürdürdüğünü ve Burhan isimli oğlunun da Korkut Ata Üniversitesi Harita Kadastro son sınıf öğrencisi olduğunu anlatan acılı anne, “Yani bunları anlatmak kolay değil. İnsan sevdiğini toprağa verince ne yapacağını bilmiyor. Hiçbir şeyden, hayattan tat almıyor. Sevdiklerimle toprağa bende gömüldüm. Sonra dedim ki, ‘Bunlar sana Allah’ın emanetleriydi.’ Bunlar için bir şey yapmam gerekiyordu. Çünkü ben üniversiteye çocuklarımı gönderdiğimde onların o gözlerindeki ışıltı, yani bir şey yapmam lazım, bunları benim yaşatmam lazım. Tamam, Allah’ın emanetleriydi, Allah’ım aldı. Dedim böyle kalmamalı bunlar, adları yaşamalı. Sonra Sayın Valimiz Dr. Erdinç Yılmaz bana bu kütüphane açma işini söylediğinde bana merdiven basamaklarını uzattı. Bizde Ayşenur’um ve Hacı Mehmet’ime kütüphane açtık, Namık Kemal Ortaokulu ve Mehmetli ilk ve ortaokulunda kütüphane açtık. Sonra Burhan’ıma da okuduğu Korkut Ata Üniversitesi Harita ve Kadastro Bölümü Laboratuvarının adını vereceğiz inşallah tadilatı bittikten sonra” diye konuştu. “Rüyamda gördüm 3 tabut, 2’si Türk bayraklı biri duvaklı” İnsanın sevdiğini görememişinin çok büyük bir acı olduğunu anlatan Emine Aksu, “35 gün kendi mahallemde kaldım. Çünkü çocuklarımın öldüğüne inanamadım. ‘Gelecekler, ha geldi gelecekler, bu sana bir şaka’ diye çok bekledim. Ben orada şunu gördüm. İnsan sevdiklerini bir gün görmesin, bir hafta, aylarca yıllarca görmesin, yani insan kafayı yer yahu. Bir düşünün, siz evlatlarınızdan, sevdiğinizden şöyle bir ayrıldığınızı düşünün. Onlar benim çocuklarım, düşüncelerimden de öte. Canlarım bunlar benim, cennet kuşlarım. Rüyamda gördüm ben bunları. Enkazdan çıkarttıktan sonra evimize hiçbir şey olmamış. Kızımı ortaya almışlar Mehmet’im ile Burhan’ım merdivenden gülerek iniyorlardı. Daha sonra bir daha rüyamda gördüm 3 tane tabut, artık bulduk, çünkü morglara gittiğini sanıyordum ben. 3 tabut, 2’si Türk bayraklı biri duvaklı. Ve o şekilde Türk bayrağı istedim çift çift geldi, duvak istedim çift çift geldi ve o şekilde transit arabanın arkasında rüyamda gördüğüm gibi getirdik toprağına kavuşturduk. Ama dedim bunlar gerçek ebedi dünyaya gitti ama bu dünyada da bir şey yapmam lazım dedim ve kütüphanede adlarını yaşatıyorum. İsimleri yaşayacak, ben öleceğim, gideceğim ama benim çocuklarımın isimleri yaşayacak. Bu depremde insanoğlu akıllandı mı? Ders çıkarana ne mutlu, ders çıkarmayana Allah yardım etsin. Allah’ım nefsimize uydurup ayağımızı kaydırmasın. Benim çok sevdiğim bir duayı buradan söylemek istiyorum. Sürekli diyorum ki ‘Allah’ım bana, sana yakın olan kullarını yakınlaştır, senden uzak olan kullarını benden uzaklaştır’ diye duamı herkese duyurmak istiyorum. Allah’ım da herkesi depremden ders çıkaran kullarından eylesin” şeklinde konuştu. Emine Aksu hemen her gün geldiği mezarlıkta eşi ve çocuklarının mezarıyla vakit geçirerek özlemini dindirmeye çalışıyor. (YC-VK-