Yerel Haberler
Osmaniye
09 Ekim 2024 Çarşamba - 10:56 Osmaniye’nin muhteşem doğasında kano etkinliği düzenlendi Osmaniye’de Amatör Spor Haftası etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen etkinlikte, vatandaşlar ve sporcular Ceyhan Nehri’nde kano kullandı. Osmaniye’de Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından Amatör Spor Haftası etkinlikleri çerçevesinde Gökçedam köyünde vatandaşlar ve sporcular Ceyhan Nehri’nde kano kullandı. Etkinlikte vatandaşlar ve sporcular 8 kilometrelik parkurda doğanın ve Ceyhan Nehri’nin tadını çıkardı. Etkinliğe katılan Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz da nehirde sporcular ve vatandaşlarla birlikte kano kullandı. Doğanın güzelliklerinin ve Kuş Cennetinin tanıtılmasına katkı sağlamak amacıyla böyle bir etkinlik yaptıklarını söyleyen Vali Erdinç Yılmaz, "Gökçedam Köyümüzde Amatör Spor Haftası Etkinlikleri çerçevesinde yaklaşık 8 kilometrelik bir parkurda arkadaşlarımızla birlikte kano sporu yaptık. Muhteşem bir doğa, Ceyhan Nehrimiz buradan hemen Osmaniye’mizin yanından geçiyor. Hem buranın doğal güzelliklerinin ve Kuş Cennetinin tanıtılmasına katkı sağlamak hem de Amatör Spor Haftası etkinlikleri kapsamında spor konusunda farkındalık oluşturmak adına arkadaşlarımız böyle güzel faaliyetler yapıyorlar. Arkadaşlarımızı tebrik ediyorum, gerçekten güzel bir faaliyet oldu. Çok keyifli bir spor, ben de ilk defa kano kullanmış oldum. Amatör Spor Haftası etkinliklerimiz yoğun bir şekilde bu hafta boyunca devam edecek. Bugünkü etkinliğimize 100 sporcumuz katıldı" dedi.
Gördüğü rüya üzerine ailesinin vefat ettiğini anlayan acılı baba, depremde eşini ve 4 evladını kaybetti
03 Şubat 2024 Cumartesi - 09:53 Gördüğü rüya üzerine ailesinin vefat ettiğini anlayan acılı baba, depremde eşini ve 4 evladını kaybetti Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Osmaniye’de eşi ve 4 çocuğunu kaybeden Gazi İsmail Kaba, ailesinin vefat ettiğini 11 gün sonra rüyasında görünce anladı. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki depremlerde Osmaniye’de çok sayıda apartman çökmüş ve can kayıpları yaşanmıştı. Osmaniye kent merkezinde bulunan ve 132 kişinin hayatını kaybettiği, 2 bloğu yıkılan Metin Tamer Sitesi Aşiyan Apartmanı 7. katında oturan Gazi İsmail Kaba’da (45), yıkılan binanın enkazında ailesi ile birlikte kaldı. Gazi Kaba, enkazdan yaralı olarak çıkartılırken, eşi Şenay (43) ile çocukları Durmuş Ali (21), Özlem (19), Fatma Sena (17) ve Furkan (14) hayatını kaybetti. Hakkari Yüksekova’da 1996 yılında bölücü terör örgütüyle girilen silahlı çatışmada Gazi olan İsmail Kaba deprem anında ve sonrasında yaşadıklarını anlattı. Gazi Kaba, depremin durmasını bekledikleri sırada binanın yan yattığını belirterek, ’’Uyandığımızda binamız sallanıyordu sonra çocuklarımızı yanımıza çağırdık, 2 kızım geldi. 2 oğlum gelmediler kendi odalarında beklediler. Deprem durmayınca çıkalım dedik. Koridoru yarıladık, büyük sallantı başladığında alttan binayı yukarıya zıplatıyordu. Tekrardan duvarlardan tutarak yatak odasına geçtik. 2 kızım eşim ve ben aynı yerde bekliyoruz. Eşim o sırada dua edin, Kelime-i Şehadet getirin dedi. Depremin durmasını bekliyoruz. Bu sırada bina yan yatmaya başladı. Büyük bir gürültü geldi ve ardından bina çökmüş. Bina yıkıldıktan sonra enkazın altında eşime ve çocuklarıma seslendim, ses gelmedi. Bende kımıldayamıyorum, tamamen gömülüyüm, sadece nefes alıp verebiliyorum. İçimden, Kelime-i Şehadet getirdim ve beklemeye başladım o şekilde "dedi. Enkaz altından kurtarılma sürecini anlatan Gazi Kaba, ’’Enkazın üzerinde bir kişi ‘Sesimi duyan var mı’ diye bağırdı o an seslendim. Sonra yerini tespit ettim kurtaracağız seni dedi. Adımı sordu, İsmail Kaba ben dedim. Tanıyorum abi seni, bende karşı binada oturuyorum komşuyuz’ dedi. Kaç kişisiniz diye sordu, 4 kişiyiz dedim. Yan taraftaki odada oğullarım var dedim. Tamam dedi sizi kurtaralım onları da kurtaracağız dedi. Sonra 1 kişi daha geldi 2 kişi çalışmaya başladı. İlerleyen süreçte kolumu tuttu ve bu kol sana mı ait dedi. Evet, bana ait dedim. Sağımızı solumuzu açaraktan beni ve kızımı çıkarttı yaşam boşluğunu oluşturdu. Ayaklarımız sıkışmıştı, makas gerekiyordu üzerimizde kolon vardı. Bu arada özel harekât polisi geldi. Yapabileceğimiz bir şey var mı diye sordular makas lazım diye cevap verdiler polisler araçlarında elektronik makas varmış demirleri kestiler, ilk önce kızım Özlem’i aldılar, sonra Fatma Sena’yı aldılar, sonra beni ve eşim olmak üzere dördümüzü aldılar" dedi. Ailesinin depremde vefat ettiğini gördüğü rüya üzerine anladığını söyleyen Gazi Kaba, ’’Enkazdan çıkartıldıktan sonra yakınımızda özel bir hastane ailemi ve beni götürdüler. Müdahale edildi, iç kanama olduğu için Devlet Hastanesine sevk edildim. Burada tedavi altına alındım. Çocuklarımı sorduğumda iyiler hastanede yatıyor dediler. Bir süre böyle devam etti bu süreç, sorduğumda hep durumları iyi dediler. Sonrasında, tıp fakültesinde okuyan oğlum rüyama girdi. Okulunun bahçesinde yatıyor, hafif bir yağmur yağıyor. Oğlum kalk gidelim, ne yatıyorsun burada diyorum. Tepki vermiyordu, ısrar ediyorum kalk gidelim diyorum. Kolundan tutup çektim tepki vermedi. Kaldıramayınca geri döndüm okulun bahçesinden yeniden baktım, dedim ki neden kalkmıyor? Niye kalkmıyor diye kendi kendime öyle düşündüm ve o sırada uyandım. O sırada oğlumun vefat ettiğini orada anladım. Yanımda kalan yeğenlerime sorduğumda, Durmuş Ali’nin rüyama girdiğini vefat ettiğini anladığımı söyledim ve diğerlerinin durumunu sorduğumda yeğenim dışarı çıktı. Kardeşlerim, akrabalarım geldi onlara sordum. Durmuş Ali rüyamda gördüm şehit olduğunu anladım dedim. Diğerlerini sorduğumda sarıldılar ve ağladılar. O an diğerlerinin de vefat ettiğini anladım" ifadelerini kullandı.
Köpeklerin saldırdığı karacaya aile şefkati
02 Şubat 2024 Cuma - 11:20 Köpeklerin saldırdığı karacaya aile şefkati Osmaniye’de köpeklerin saldırısına uğrayarak yaralanan karaca, Gök ailesi tarafından misafir edildikten sonra ekipler tarafından tedavi altına alındı. Osmaniye’nin Düziçi ilçesi Yenice Mahallesi’nde eve dönen Zeynep Gök yolun kenarında köpeklerin saldırısına uğrayan karacayı fark etti. Ailesine haber veren küçük kız komşularının yardımıyla karacayı köpeklerin elinden kurtararak eve getirdi. Battaniyeye sarıp ve getirdikleri karacaya su ve yemek veren vatandaşlar durumu Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğüne bildirdi. Hayatında ilk defa karaca gördüğünü ama yaralı olduğu için üzgün olduğunu söyleyen Zeynep Gök, "Elek Beldesinden eve dönüyorduk, ben ceylan ya da geyik gördüğümü söyledim. Belki başka bir şey görmüşüz diye annemle birlikte tekrar gidip baktık. Bir baktık gerçekten de ceylan sonra araştırdık karacaymış ilk defa canlı bir şekilde gördüm. Çok tatlıydı birazda üzüldüm yaralıydı. Ayşe teyzemleri çağırdım pencereden onlarda geldiler ne yapsak diye düşündük sonra içeri götürelim dedik boş bir depo vardı oraya koyduk su ve yemek verdik" dedi. Köpeklerin saldırdığı karacayı koruma altına aldıklarını söyleyen Cafer Tıraş, "Gece 12 buçuk gibi köpeklerin sesine bizim yenge hanım çıkıyor bir ceylan yavrusuna köpeklerin saldırdığını görüyor. Sonra köpekleri kovalayıp karacayı alıp geliyor sonra koruma altına aldık. Ben veteriner çağırdım veteriner dedi, ilçe tarıma bilgi ver dedi, verdim, şu anda güvence altında" dedi. Olay yerine gelen, Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekiplerince alınan karaca tedavi edilmek üzere merkeze götürüldü. Tedavi sonrası karacanın bulunduğu bölgeye tekrar bırakılacağı söylendi. Gök ailesinin evinde özenle baktığı karacaya gösterilen şefkat takdir topladı.
Asrın felaketinde ailesini ve 13 yakınını kaybeden genç, ailesinin soy ismini taşıyan tek kişi olarak hayatına devam ediyor
02 Şubat 2024 Cuma - 09:40 Asrın felaketinde ailesini ve 13 yakınını kaybeden genç, ailesinin soy ismini taşıyan tek kişi olarak hayatına devam ediyor Depremin vurduğu Osmaniye’de annesi, babası ve kız kardeşi ile birlikte 13 yakınını kaybeden Mahmut Can Yağlıcı, ailenin soy ismini taşıyan tek kişi kaldı. Asrın felaketinde binlerce insan hayatını kaybetmişti. Depremin etkisini hissettirdiği Osmaniye’de de çok sayıda vatandaş hayatını kaybetmiş. Osmaniyeli 24 yaşındaki Mahmut Can Yağlıcı, askerlik görevini yerine getirdiği esnada meydana gelen depremde Esenevler Mahallesi İstasyon Caddesi üzerindeki Bilge Sitesi’nde yaşayan; annesi Münevver Pınar Yağlıcı(50), babası Bülent Yağlıcı (60) ve kız kardeşi Kıymet Tanem Yağlıcı(11) ile birlikte 13 yakınını kaybetti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Gazimağusa ilçesinde askerlik görevini yapan ve en son ailesini Kayseri’deki acemi birliğinde yemin töreninde gören Mahmut Can Yağlıcı, terhisine 25 gün kala 6 Şubat depreminde yakınlarını kaybetmenin acısını yaşadı. Ailesinin enkaz altında kaldığını arkadaşından öğrendiğini belirten Yağlıcı, ’Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde vatani görevimi yapmaktaydım, deprem olduğunu ve ailemin enkaz altında kaldığını askerde öğrendim. Bu süreçte ailem arıyorum, telefonlarına cevap vermiyorlar Annem, babam, kız kardeşim, amcamın ailesi ve halamın ailesi toplamda 13 tane cenazem var. O sıra işte ben bütün ailemi, akrabalarımı aradım telefonlarına ulaşamadım. Ardından anneanneme ve dayılarımı aradım dedim ki annemlere ulaşamıyorum onlarda buradan bir can havliyle depremi yaşadıkları için bizim binamıza gidiyorlar ama kendileri bana ilk önce söylememişler binanın yıkıldığını. Ben saat 4.30 civarlarında arkadaşım arayarak ona işte annemleri babamları görüyor musun, ne haldesiniz diye sorduğumda kendisinin bana vermiş olduğu cevap ne sizinkiler var, ne bizimkiler bina yerinde yok demesiydi. Ben orda da beynimle vurulmuşa döndüm. Ondan sonrası benim için geçmek bilmeyen saatler başladı. Ömrümden ömür gitti ’dedi. “Evleri satın yada kirayı verin buraya gelin dedim, yüreğimde öyle bir sancı öyle bir his vardı bunu anlatamam” ’’Askerliğimi bitirmeme 25 günüm vardı. Artık bitmişti son dönemindeydim en son aileme Kayseri’de acemi birliğimde görmüştüm. Annem, babam, anneannem ve kız kardeşim beni evci iznine çıkarmışlardı, Kayseri’de bir dayım var dayımın evinde 2 gece kadar annemlerle orada kaldım. Annemlere en son ben Kayseri’de bıraktı en son orada gördüm. Ondan sonra ne ailemin kokusunu alabildim ne seslerini duyabildim. Depremden önce görüşme yapmıştım telefonla sık sık görüşüyordum kendileriyle ama hasretle kendilerinin yanımda olmaması hep içimde ukdeydi. Hatta dedim ki oradaki evleri satın yada kirayı verin buraya gelin dedim, yüreğimde öyle bir sancı öyle bir his vardı bunu anlatamam. Ben askere gitmeden, öncesinde dahi hep böyle içim sıkıntılarını öyle gitmek istemiyordum. Onlara bir şey olacak sanki ben onları bir daha göremeyeceğim hissi korktuğum başıma geldi ’’dedi. Deprem sonrasında yakınlarını kaybeden acılı genç, Yağcı soyadını taşıyan bir tek kendisi kaldığını belirterek ’’Ben başta söylediğim gibi, annem, babam ve kız kardeşim başta olmak üzere amcamın ailesini halamın ailesini kaybettim, 13 tane cenazem var. Benim bildiğim kadarıyla soyadımı taşıyan bir tek ben kaldım. Bunun nazarında anne tarafından akrabalarım hep yanlarımda oldular. Büyük bir acıydı, yaşanması gerekiyormuş. Bir anda bütün ailen varken bir anda her şeyim yok oldu. Şimdi öyle bir çaresizlik, öyle bir acı var ki bunu anlatsam da kimse anlayamaz ki ben de anlatamıyorum, tarifi yok çünkü bunun. Bir anda bir boşluğa düşmek, bir anda evini, işini, ailene, her şeyini kaybetmek. Dünyaya annemden doğmuş gibi tekrardan Rabbimin beni bırakması, bu da benim bir imtihanım insanın ailesi olmadan ailesinin sıcaklığı olmadan aldığı nefes boğazında düğümleniyor ’dedi.
Enkazdan çıkan eşyalar belki de hiç gelmeyecek sahiplerini bekliyor
01 Şubat 2024 Perşembe - 09:46 Enkazdan çıkan eşyalar belki de hiç gelmeyecek sahiplerini bekliyor Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Osmaniye’de Esenevler Mahalle Muhtarı Tarık Sesli, enkazdan çıkarılan ve sahiplerinin bulunması için kendisine getirilen eşyalardan muhtarlık binasının içine deprem köşesi yaptı. Asrın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Osmaniye’de bulunan Esenevler Mahallesi’nde bine yakın dairenin yıkılırken yaklaşık 440 insan öldü. Esenevler Mahallesinde 15 yıldır muhtarlık yapan Tarık Sesli, enkazdan çıkarılan ve sahiplerinin bulunması için kendisine getirilen eşyaların üzerindeki tozu bile silmeden muhtarlık binasında bulunan dolaba koyarak deprem köşesi oluşturdu. Asrın felaketinin acısıyla her an yüzleşen muhtar, oluşturduğu köşenin kendisi için bir hatıra oluşturduğunu söyledi. Depremde hayatını kaybeden mahalle sakinlerinin cep telefonu numaralarını silemediğini dile getiren Muhtar Tarık Sesli, “6 Şubat depremlerinde mahallemizde bine yakın evimiz yıkıldı, 440’e yakın deprem şehidimiz var. Acı günlerdi, Allah bir daha göstermesin. O günleri hatırlamak dahi istemiyoruz ama aklımızdan çıkmıyor. En çok bu bölgede yıprandık. Muhtarlık binamızın karşısında bir bina çökmüştü. Her gün gördüğümüz insanlardı. Hala telefon numaraları cep telefonumda kayıtlı, silemiyorum da. Bazen rehberi karıştırırken denk eliyor üzülüyorum. Çok acı günler yaşadık. Allah bir daha o günleri yaşatmasın” Dedi. "Çok acı günlerdi hala aklıma geldikçe ürperiyorum" Deprem günü yaşananların acısını unutamadığını belirten muhtar, “Sabah evden çıktım, buradan geçtim ve baktım bina yıkılmıştı. Arabayı park edip enkaza ulaştığımda aşağıdan birinin sesi geliyordu yaşıyordu. İsmail Amca vardı binanın yöneticisiydi. ‘Su deposunun oradayım beni alın buradan’ diyordu. Ama o an için oraya girmek imkansızdı ve ikinci depremde adamcağız rahmetli oldu. Ondan sonra mahallemdeki enkazlar yanına 5’er dakika gidebildim. Gidemedim çünkü burada da cenazeler çıktığı için ayrılamadım. Hala aklıma geldikçe ürperiyorum, çok acı günlerdi. Çok trajik olaylar yaşadık, Allah bir daha göstermesin diyorum” diye konuştu. "Bu köşe bizim için acı bir hatıra oldu Muhtarlık binası içerisinde oluşturduğu köşede hatıraları yaşattığını belirten muhtar Sesli, “Muhtarlık binamız içerisinde bir stant yaptık. Burada çöken binalardan çıkan üç kat malzeme vardı. İnsanlar tanıdıkları gelip aldılar. Kalanlarda bunlar. Halen gelip alan oluyor. Dün bir albüm vardı bir yakını gelip aldı. Bazı vatandaşlarımızda gelip bakıyor fotoğraf kitap veya başka bir eşyası var ama kalsın diyor. Acı bir hatırası oldu. Yıkılan binalardan bir çocuğumuzun pateni çıktı. O çok etkilemişti bizi. Mesela bir kedimiz vardı. Enkazdan uzun süre ayrılmadı, sonradan öğrendik ki doğum yapmış o yüzden ayrılmazmış. Bütün her yer kırık çıktı ama o kedimizin yavrusunun olduğu o çekmece sağlam çıktı. Bir ağabeyimiz vardı, depremden kurtuldu, binada ilacı vardı çıkıp aldı. Sonra aracıyla kaza yaptı rahmetli oldu. ” dedi.