GÜNDEM - 02 Şubat 2024 Cuma 09:40

Asrın felaketinde ailesini ve 13 yakınını kaybeden genç, ailesinin soy ismini taşıyan tek kişi olarak hayatına devam ediyor

A
A
A
Asrın felaketinde ailesini ve 13 yakınını kaybeden genç, ailesinin soy ismini taşıyan tek kişi olarak hayatına devam ediyor

Depremin vurduğu Osmaniye’de annesi, babası ve kız kardeşi ile birlikte 13 yakınını kaybeden Mahmut Can Yağlıcı, ailenin soy ismini taşıyan tek kişi kaldı.


Asrın felaketinde binlerce insan hayatını kaybetmişti. Depremin etkisini hissettirdiği Osmaniye’de de çok sayıda vatandaş hayatını kaybetmiş. Osmaniyeli 24 yaşındaki Mahmut Can Yağlıcı, askerlik görevini yerine getirdiği esnada meydana gelen depremde Esenevler Mahallesi İstasyon Caddesi üzerindeki Bilge Sitesi’nde yaşayan; annesi Münevver Pınar Yağlıcı(50), babası Bülent Yağlıcı (60) ve kız kardeşi Kıymet Tanem Yağlıcı(11) ile birlikte 13 yakınını kaybetti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Gazimağusa ilçesinde askerlik görevini yapan ve en son ailesini Kayseri’deki acemi birliğinde yemin töreninde gören Mahmut Can Yağlıcı, terhisine 25 gün kala 6 Şubat depreminde yakınlarını kaybetmenin acısını yaşadı.



Ailesinin enkaz altında kaldığını arkadaşından öğrendiğini belirten Yağlıcı, ’Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde vatani görevimi yapmaktaydım, deprem olduğunu ve ailemin enkaz altında kaldığını askerde öğrendim. Bu süreçte ailem arıyorum, telefonlarına cevap vermiyorlar Annem, babam, kız kardeşim, amcamın ailesi ve halamın ailesi toplamda 13 tane cenazem var. O sıra işte ben bütün ailemi, akrabalarımı aradım telefonlarına ulaşamadım. Ardından anneanneme ve dayılarımı aradım dedim ki annemlere ulaşamıyorum onlarda buradan bir can havliyle depremi yaşadıkları için bizim binamıza gidiyorlar ama kendileri bana ilk önce söylememişler binanın yıkıldığını. Ben saat 4.30 civarlarında arkadaşım arayarak ona işte annemleri babamları görüyor musun, ne haldesiniz diye sorduğumda kendisinin bana vermiş olduğu cevap ne sizinkiler var, ne bizimkiler bina yerinde yok demesiydi. Ben orda da beynimle vurulmuşa döndüm. Ondan sonrası benim için geçmek bilmeyen saatler başladı. Ömrümden ömür gitti ’dedi.



“Evleri satın yada kirayı verin buraya gelin dedim, yüreğimde öyle bir sancı öyle bir his vardı bunu anlatamam”


’’Askerliğimi bitirmeme 25 günüm vardı. Artık bitmişti son dönemindeydim en son aileme Kayseri’de acemi birliğimde görmüştüm. Annem, babam, anneannem ve kız kardeşim beni evci iznine çıkarmışlardı, Kayseri’de bir dayım var dayımın evinde 2 gece kadar annemlerle orada kaldım. Annemlere en son ben Kayseri’de bıraktı en son orada gördüm. Ondan sonra ne ailemin kokusunu alabildim ne seslerini duyabildim. Depremden önce görüşme yapmıştım telefonla sık sık görüşüyordum kendileriyle ama hasretle kendilerinin yanımda olmaması hep içimde ukdeydi. Hatta dedim ki oradaki evleri satın yada kirayı verin buraya gelin dedim, yüreğimde öyle bir sancı öyle bir his vardı bunu anlatamam. Ben askere gitmeden, öncesinde dahi hep böyle içim sıkıntılarını öyle gitmek istemiyordum. Onlara bir şey olacak sanki ben onları bir daha göremeyeceğim hissi korktuğum başıma geldi ’’dedi.


Deprem sonrasında yakınlarını kaybeden acılı genç, Yağcı soyadını taşıyan bir tek kendisi kaldığını belirterek ’’Ben başta söylediğim gibi, annem, babam ve kız kardeşim başta olmak üzere amcamın ailesini halamın ailesini kaybettim, 13 tane cenazem var. Benim bildiğim kadarıyla soyadımı taşıyan bir tek ben kaldım. Bunun nazarında anne tarafından akrabalarım hep yanlarımda oldular. Büyük bir acıydı, yaşanması gerekiyormuş. Bir anda bütün ailen varken bir anda her şeyim yok oldu. Şimdi öyle bir çaresizlik, öyle bir acı var ki bunu anlatsam da kimse anlayamaz ki ben de anlatamıyorum, tarifi yok çünkü bunun. Bir anda bir boşluğa düşmek, bir anda evini, işini, ailene, her şeyini kaybetmek. Dünyaya annemden doğmuş gibi tekrardan Rabbimin beni bırakması, bu da benim bir imtihanım insanın ailesi olmadan ailesinin sıcaklığı olmadan aldığı nefes boğazında düğümleniyor ’dedi.



Asrın felaketinde ailesini ve 13 yakınını kaybeden genç, ailesinin soy ismini taşıyan tek kişi olarak hayatına devam ediyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Özel tasarımlı diş ünitleri çocukların randevularına istekli gelmelerini sağlıyor Karabük Ağız ve Diş Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kazandırılan özel tasarım diş ünitleri hem çocukların randevularına istekli gelmelerini sağlıyor hem de diş hekimlerinin tedavilerini kolaylaştırıyor. Karabük Ağız ve Diş Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki Pedodonti Kliniğini girişinden itibaren duvarlarında "Keloğlan, Şirinler, Rafadan Tayfa, Tom ve Jerry" gibi çizgi film karakterlerinin resimleri bulunuyor. Ayrıca merkezde, tedavi sırasında giyilen önlükten kullanılan cerrahi malzemelere kadar her şey çocuklara özel. Son olarak başhekimliğin girişimleriyle kazandırılan çocuklara özel tasarlanan diş ünitleri merkezde hizmete sunulmaya başlandı. Bu özel tasarım diş ünitlerinin de kazandırılmasıyla çocukların randevularına istekli gelmeleri sağlanırken, diş hekimlerinin de tedavilerinde kolaylık imkanı sunuyor. İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan Dr. Öğretim Üyesi Taibe Tokgöz Kaplan, “Çocuklar bizim göz bebeğimiz. Tabii ki onlar için elimizden gelen her türlü hizmeti yapıyoruz. Son yıllarda da onları böyle görsel olarak da etkilemek için yapılmış çok fazla hizmet var hastanemizde. İlk olarak kliniğimizin boya ve badana işlemleri sırasında çocukların daha çok hoşuna gidecek şekilde farklı renklerde boyamalar yapıldı. Daha sonra duvarlarına stickerlar yapıştırıldı. Bekleme salonunda farklı görseller olan çocukların izlediği çizgi filmlerden, karakterlerin stickerları var. Oyun alanımız var. Çocukları beklerken de hani heyecanlanıp gerilmelerini önemli kadına motive olmaları adına bu şekilde alanlar hazırlamıştık. Klinik içinde de stickerlar zaten onların böyle çok dikkatini çekiyordu. Motive oluyorlardı” dedi. “Tedavide işlerimizi kolaylaştırıyor” Kliniğe kazandırılan yeni pedodonti ünitleri ile çocukların motive olduğundan bahseden Kaplan, “Eski ünitlerimiz tabii ki fonksiyoneldi ama onlar daha çok yetişkinler için kullandığımız böyle görseli pek olmayan ünitlerdi. Bunların her yerinde farklı bir görsel var. Yani her yerinde çocukların hoşuna gidecek dekorları olduğu için daha iyi motive oluyorlar. Bu bizim için davranış yönlendirmesi adına da çok faydalı oluyor. Onların hoşuna gidecek şeyler buraya bir puan önde gelmelerini sağlıyor. Bizimde tedavide işlerimizi kolaylaştırıyor ve devam eden randevuların daha cesur ve istekli gelmelerini sağlıyor” diye konuştu. “Biraz daha az korkarak yaklaşıyorlar” Çocuklarda ister istemez oluşan diş hekimi ve diş ünite korkularını yenebilmelerini sağlamak için çalışmalar yaptıklarını ifade eden Ağız ve Diş Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Ahmet Taylan Çebi ise şunları söyledi: “Bununla beraber işte çocuklarımız oturdukları diş ünitlerinde biraz daha rahat etsinler diye çocuklar için tasarlanmış hem daha onların boyutlarına uygun, daha ergonomik hem de korkularını yenecek sevimli kahramanlarla onların diş tedavilerini birazcık eğlenceli hale getirebilmek için yeni nesil olarak üretilen diş ünitlerini çocuk diş hekimliği polikliniğimize kavuşturduk. Çocuklarımız bunlarda daha huzurlu, daha böyle biraz daha az korkarak yaklaşıyorlar. Artık çocuk polikliniği uzman hekimlerimiz, hocalarımız tarafından çocuklarımız bu ünitler üzerinde tedavi olacaklar.”