Yerel Haberler
İstanbul
Taksim’de turistin akıl almaz yöntemi kamerada: Hesabı ödememek için yemeğine saç koydu 29 Kasım 2024 Cuma - 08:43:35 Beyoğlu Taksim’de bir restoranda hesabını ödemek istemeyen bir turistin, tabağına saç koyarak restoran çalışanlarını suçladığı iddia edildi. O anlar güvenlik kamerasına yansıdı.Olay, Beyoğlu Taksim’de hizmet veren bir büfede meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, restoranda yemek yiyen turist, hesabın gelmesinin ardından garsonu çağırarak tabağında saç bulduğunu söyledi. Güvenlik kamerasını inceleyen çalışanlar, saçın yemeğe sonradan konulduğunu fark etti.O anlar güvenlik kamerasına yansıdıTuristin yemeğine saç koyduğu anlar güvenlik kamerasına anbean yansıdı. Görüntülerde, turistin hesap ödememek için yemeğine saç koyduğu anlar yer aldı. Ayrıca, saç koyduğu yemeği restoran sahibine götürüp gösterdiği anlar da güvenlik kamerasına yansıdı.Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan büfe çalışanı Hayri Taş, "Olay gece geç saatlerde meydana geldi. Turist müşteriler büfeye geldikten sonra yemek siparişi verdiler. Ardından yemekleri bitmesine yakın turistler yanıma gelip temellerinden saç çıktığını söyledi. Bunu hesap ödememek için yaptılar. Bizde daha sonra güvenlik kamerasına baktık ve turistin saçını koparıp yemeğe koyduğunu gördük. Turistin amacı hesap ödememek için yemeğin üzerine saç koyup arbede çıkarmaktı. Yaklaşık 700-800 liralık bir hesap gelmişti. Bunu da ödememek için böyle bir yönteme başvurdular" dedi.
29 Kasım 2024 Cuma - 08:43 Kuyumcu sahibini darp edip, vitrindeki 2.6 kilogram altını çöp poşetine doldurdular... O anlar kamerada Kadıköy’de kuyumcu dükkanına giren 2 şahıstan biri iş yeri sahibini darp ederken, diğeri vitrinde bulunan yaklaşık 2,6 kg ağırlığındaki altınları çöp poşetine doldurdu. O anlar güvenlik kamerasına yansırken, olayın ardından yakalanan 2 şüpheli tutuklandı.Kadıköy’de 18 Kasım 2024 tarihinde saat 17.00 sıralarında Sahrayıcaedit Mahallesi İnönü Caddesi üzerinde bulunan bir kuyumcuda meydana gelen olayda, dükkana giren 2 kişiden biri iş yeri sahibi A.D.’yi darp etti. Diğer şüpheli şahıs ise bu sırada vitrinde bulunan yaklaşık 2,6 kg ağırlığındaki altın takıları çöp poşetine doldurdu. Şahıslar olay yerinden kaçarken, iş yeri sahibinin ihbarı üzerine çalışma başlatarak güvenlik kameralarını inceleyen Gasp Büro Amirliği’ne bağlı polis ekipleri, şüphelilerin kimliklerini tespit etti.2 şüpheli tutuklandıŞüphelilerden Erkan E. (54) Üsküdar’da yakalanarak gözaltına alındı. Şahsın, 8 suç kaydı, ‘hırsızlık ve yağma’ suçlarından olmak üzere 2 adet aranma kaydı ve 4 yıl 8 ay 7 gün kesilmiş hapis cezası olduğu öğrenildi. Şahsın yapılan üst aramasında, 5 bin Euro ve 38 bin 700 TL para ele geçirildi. Diğer şüpheli Ümit T. (37) hakkında ise 7 suç kaydı olduğu ortaya çıktı. 2 şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Dünya Çocuk Hakları Günü’nde Bağcılar’da Çocuk Şura’sı düzenlendi
21 Kasım 2024 Perşembe - 12:08 Dünya Çocuk Hakları Günü’nde Bağcılar’da Çocuk Şura’sı düzenlendi Bağcılar, Dünya Çocuk Hakları Günü’nde düzenlenen 22’nci Çocuk Şurası’na ev sahipliği yaptı. Bağcılar Belediyesi’nce gerçekleştirilen etkinlikte öğrenciler, ilgi çekici konular üzerinde yaptıkları araştırmaları davetlilerle paylaştı. Bağcılar Belediyesi tarafından geleneksel hale getirilen Çocuk Şurası’nın bu yıl 22’ncisi düzenlendi. Dünya Çocuk Hakları Günü’nde gerçekleştirilen programa; Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, Bağcılar Kaymakamı Abdullah Uçgun, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Sansar, Bağcılar Belediyesi Çocuk Meclisi Başkanı Zehra Gülyüz, öğretmen ve öğrenciler katıldı. “Sizleri önemsiyoruz” Çok sesliliğe her zaman önem verdiklerini dile getiren Başkan Özdemir, “Çocuklar, sizler ülkemizin bugününü anlamlandıran ve şekillendiren boyuttasınız. Bizler sözünüzü önemsiyoruz. O yüzden bugün buradayız ve tebliğlerinizi dinliyoruz” dedi. Kaymakam Uçgun ise, “Çocuklarımız kıymetli önemli. Nasıl bir Bağcılar hayal ediyorsunuz? Sorusunun cevabı bugün yaptıklarımızda gizli. Çocuklara daha çok değer veren, onlara kaynak ayıran, eğitimi için dikkat ve özen gösteren topluluklar daha iyi çevrede yaşayacaklar. Yarının Türkiye’si, yarının Bağcılar’ı daha iyi olacak” diye konuştu. Konuşmalarının ardından araştırma yapan öğrenciler sahneye çıktı. Piri Reis Ortaokulu öğrencileri “Kuşaklar arası iletişim”, Akyiğit Ortaokulu öğrencileri “Bilinçli teknoloji kullanımı”, Öznur Kahraman İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri “Çocuklarda boykot bilinci”, Hoca Ahmet Yesevi Ortaokulu öğrencileri “Geniş ailede çocuk yetiştirmek” ve Yeşilbağ Ortaokulu öğrencileri ise “Çocukların gözünde dünya” konu başlıklarıyla ilgili sunum yaptı. Çocukların araştırmaları ve programda konuşulanlar kitap haline getirilecek.
’’Ülkemizde madenciliğe karşı olumsuz algının giderilmesi gerekiyor’’
21 Kasım 2024 Perşembe - 12:00 ’’Ülkemizde madenciliğe karşı olumsuz algının giderilmesi gerekiyor’’ Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK), Borsa İstanbul’da ‘Madencilik Sektörü ve Finansmanı Konferansı’ düzenledi. Konferansta, madencilik sektörünün gelişmesi ve finansmana erişim konuları ele alındı. Türkiye’nin madencilik sektöründeki gelişimini ve finansman stratejilerini ele almak amacıyla, Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) tarafından düzenlenen ‘Madencilik Sektörü ve Finansmanı Konferansı’nda sektör temsilcileri bir araya geldi. Borsa İstanbul ev sahipliğinde düzenlenen konferansta madencilik sektörünün gelişmesi ve finansmana erişim konuları ele alındı. Konferansta, finans ve madencilik sektörü arasındaki işbirliğinin geliştirilmesinin önemine değinildi. ’’Ülkemizde madenciliğe karşı olumsuz algının giderilmesi gerekiyor’’ Konferansın açılış konuşmasını yapan UMREK Başkanı Arslan Narin, ’’Madencilik ve finans sektörünü bir araya getirip güvenli bir yatırım ortamının sağlanması amacıyla bu konferansı düzenledik. Sektörün uzmanları bu konferansta bir araya geldi. Maden arama ve işletme projelerine çok ihtiyacımız var. Ülkemizde madenciliğe karşı olumsuz algının giderilmesi gerekiyor. Bizim şu anda 10 bin işletme ruhsatımız var, 7 bin tanesi de işletme izinli. Bizim bu işletme ruhsatlı sahalarımızda 100 ton altın çıkarma hedefimiz var. İşletme ruhsatı, bu alanda maden vardır, işletilebilir anlamına gelmesi gerekiyor. İşletme ruhsatı sahiplerine, finans sektörünün bir finansman sağladığını görmüyoruz. Çünkü doğru, şeffaf şekilde tespit edilmiş rezerv kaynaklarının olmadığını görüyoruz. Bu konferansın UMREK kodunun yaygınlaşması, uygulanması anlamında büyük katkılar sağlayacağını düşünüyorum’’ dedi. Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Murat Bulut, ‘‘Borsa İstanbul olarak finans ve reel sektör arasındaki köprüyü güçlendirme misyonumuz doğrultusunda madencilik sektörünün finansmanına erişim imkanlarını değerlendirmek ve bu alandaki alternatif finansman yöntemlerini ele almak amacıyla bu tür etkinliklere önem veriyoruz. Finans sektörüyle madencilik sektörü arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi, bir yandan ülkemiz madencilik yatırımlarını sürdürülebilir büyümesine destek sağlarken, diğer yandan finans sektörünün yatırım alanlarının çeşitlendirmesine katkıda bulunacaktır. Bu bağlamda UMREK kodunun, şeffaflık ve kamuyu aydınlatma ilkelerini madencilik sektörüne başarıyla entegre ettiğini görmekten büyük bir mutluluk duyduğumu belirtmek isterim’’ dedi. ’’Şeffaflığın sağlanması, sektörlerimizin uluslararası arenada rekabet gücünü artırırken, yatırımcı güvenliğinin de pekiştirmektedir’’ diyen Bulut, ’’Burada madencilik ve finans sektörlerinin önde gelen temsilcileriyle bir araya gelerek ülkemizin maden kaynaklarını daha etkin ve bilimsel yöntemlerle ekonomimize kazandırmayı hedefliyoruz. Konferansımızda finans ve madencilik dünyasının yöneticileri, uzmanları ve akademisyenleriyle bir araya gelerek iş birliğimizi daha da ileriye taşınacak adımları konuşacağız. Teknik konularda oturumlar, paneller ve sunumlarla verimli bir gün geçireceğimizi umuyor. Bu etkileşimlerin yeni fikirlerin dolmasına ve sektörel gelişimimize katkı sağlayacağı inanıyorum’’ şeklinde konuştu.
Bakan Kacır "gıdada israfa" dikkat çekti
21 Kasım 2024 Perşembe - 11:32 Bakan Kacır "gıdada israfa" dikkat çekti Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Gıdada israfın önüne geçmeyi, ülkemizin küresel gıda değer zincirindeki rolünü perçinleyecek ve öz yeterliliğimizi güçlendirecek adımlar atmak kadar hayati ve önemli görüyoruz" dedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası (TÜGİS) tarafından İstanbul’da düzenlenen 10. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’ne katıldı. Zirvede bir konuşma yapan Bakan Kacır, insanlık tarihi boyunca sürdürülebilir gıdaya erişimin, medeniyetlerin inşasında, ilerleyip büyümesinde etkin rol oynadığı gibi kimi zaman ise sürdürülemeyen üretim yöntemlerinin uygarlıkların çöküşüne sebep olduğunu belirtti. "Gıda sanayimizin ülkemizin kalkınma yolculuğunda başat sektörler arasında yer almasını sağlıyoruz" Bu durumun, kaynakların sınırsız olmadığı gerçeğini insanlığa ders niteliğinde bir öğreti olarak bıraktığını söyleyen Bakan Kacır, "Gıda arzı ve güvenliği konusunun geçmişte olduğu gibi bugün de ülkelerin gündeminde önemli bir yer tuttuğuna şahit oluyoruz. İklim krizleri, pandemi, küresel göç ve bölgesel savaşlar; gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun tüm ülkeler için tarım ve gıdayı ikamesi mümkün olmayan sektörler haline getiriyor. Biz de tarım ve gıda sanayi politikalarımızı buna göre şekillendiriyor, sektörün ihtiyaç duyduğu güncellemelere sahip, planlı uygulamaları yürürlüğe alıyoruz. Attığımız uzun soluklu adımlarla tarım ve sanayi sektörlerimiz arasında bağları güçlendiriyoruz. Çiftçilerimiz, müteşebbislerimiz ve emekçilerimiz için ülkemizin yüksek tarım potansiyelinin ekonomik değere dönüşmesini temin ediyoruz. Sağladığımız çok yönlü desteklerle, gıda güvenliği hususunda önemli rol üstlenen gıda sanayimizin ülkemizin kalkınma yolculuğunda başat sektörler arasında yer almasını sağlıyoruz. İşte bu anlayışla, 2002 yılından bugüne kadar gıda ürünleri imalatına yönelik 8 bin 589 yatırıma teşvik belgesi düzenledik. 708 milyar lira sabit yatırımın ve 252 bin nitelikli istihdamın önünü açtık. Gıda sanayimizin üretimini; çevreci, sürdürülebilir ve altyapısı tamamlanmış yatırım sahalarında gerçekleştirmesi için attığımız adımların neticesinde; 11’i ’gıda ihtisas organize sanayi bölgesi’ olmak üzere toplam 203 organize sanayi bölgemizde müteşebbislerimiz gıda ürünleri imalatı gerçekleştiriyor. OSB’lerimizde faaliyet gösteren bu işletmeler 187 bin kişiye istihdam sağlıyor. Gelinen noktada, gıda sanayimizin yalnızca iç talebi karşılamakla kalmadığını aynı zamanda son yıllarda ihracatta kaydedilen gurur tablosunda da büyük pay sahibi olduğunu memnuniyetle ifade etmek isterim" dedi. "Gıda ve tarım teknolojilerinde ülkemizden daha fazla sayıda teknoloji girişiminin filizlenmesini arzu ediyoruz" Geçtiğimiz yıl 18,9 milyar dolar ihracata ulaşan sektörün, önümüzdeki dönemde de yeni başarı hikayeleri yazacağına inancının tam olduğunu ifade eden Bakan Kacır, "Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda, gıda sektöründe Ar-Ge odaklı üretimi önceliklendirerek sektörümüzün yenilikçi ve rekabetçi üretim altyapısını adım adım daha da ileriye taşımak öncelikli hedeflerimiz. Gıda sektörümüzün teknoloji ve inovasyon odaklı dönüşümüne öncülük eden 61 Ar-Ge merkezine ve teknoparklarımız bünyesinde bulunan 174 teknoloji girişimine destek sunuyoruz. Türkiye’nin tarım ve gıda sektöründe ihtisaslaşmış ilk teknoparkı Mersin Agropark’ı kurduk. Gıda ve tarım teknolojilerinde ülkemizden daha fazla sayıda teknoloji girişiminin filizlenmesini arzu ediyoruz. Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) destekli en büyük gıda Ar-Ge ve inovasyon projesi; Gıda Sanayisinin Bölgesel Rekabet Edebilirliğin Artırılabilmesi için Araştırma ve Yenilik Tesislerinin Kurulması (INNOFOOD) ile gıda ve içecek sektöründe yer alan tüm paydaşları kapsayacak, iletişim ağı ve kümelenme platformu Türkiye Gıda İnovasyon Platformu’nu (TÜGİP) kurduk. Gıda İnovasyon Merkezi’mizi, gıda ve içecek sektörünün çözüm ortağı olarak Gebze’de TÜBİTAK MAM yerleşkesi bünyesinde faaliyete geçirdik. Gıda sanayinde öncü ve proje paydaşı olan Gaziantep ilimizde pilot ölçekli fıstık üretim tesisini, Şanlıurfa ve Giresun’da ise gıda test ve analiz laboratuvarlarını devreye aldık. Kalkınma Ajanslarımız eliyle gıda sektörüne yönelik yürütülen 773 projeye 2,6 milyar lira destek sağlayarak gıda tedarikimizin sürdürülebilirliğini güçlendirdik. Coğrafyamızın önemli değerlerini gün yüzüne çıkaran ’Anadolu’dakiler’ projemizle de derinlerde saklı hazinemizi hem ülkemiz hem de dünya ile buluşturuyoruz. Topraklarımızın bereketini, mutfak kültürümüzün birikimini, çeşitliliğini ve zenginliğini hak ettiği değere ulaştırıyoruz" diye konuştu. "Yerel değerlerimiz ve yöresel ürünlerimizin, üretildikleri bölge ya da şehirle özdeşleşerek o yerin simgesi haline gelmesini hedefliyoruz" Sosyal fayda, süreklilik ve sürdürülebilirliği esas aldıkları projelerle; tarım ve gıda sektörlerinin, üreticisinin önünü açtıklarını belirten Bakan Kacır, "Yakın dönemde detaylarını kamuoyu ile paylaşacağımız Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programı ile de gelecek nesillerin yeterli, güvenli ve besleyici gıdaya erişimini sağlayacak, yerel tarımsal ürünlerimizi değer zincirinde katma değeri yüksek gıda sanayi yatırımlarına dönüştürecek ve refaha katkı sunacak projeleri destekleyeceğiz. Yerel değerlerimiz ve yöresel ürünlerimizin, üretildikleri bölge ve şehirle özdeşleşerek o yerin simgesi haline gelmesini hedefliyoruz. Bin 658 tescilli coğrafi işaretli ürünle büyük bir hazineye sahibiz. Önümüzdeki dönemdeki önceliklerimizden biri de özellikle Avrupa Birliği nezdinde de tescillenen coğrafi işaretli ürünlerimizin, ülkemiz üreticileri ve sanayicileri için daha yüksek katma değer oluşturmasını sağlamaktır. Bunun için kalite zincirini uçtan uca takip edeceğimiz bir mekanizma kurmalıyız. Diğer yandan; gıdada israfın önüne geçmeyi, ülkemizin küresel gıda değer zincirindeki rolünü perçinleyecek ve öz yeterliliğimizi güçlendirecek adımlar atmak kadar hayati ve önemli görüyoruz. Bugün insan tüketimi için üretilen gıdanın beşte biri israf edilirken diğer yandan dünyada her 9 kişiden biri açlıkla mücadele ediyor. Yapılan araştırmalar gıda kaybı ve israfının toplam maliyetinin küresel ekonomi için 1 trilyon dolara ulaştığını ortaya koyuyor. Bu adaletsiz tabloyu değiştirmek adına seferberlik ruhuyla hareket ederek ’Gıdada Sıfır Kayıp’ hedefimiz doğrultusunda gerek ülkemiz sınırları içinde gerekse de uluslararası arenada inisiyatif alıyoruz" ifadelerini kullandı. "Gıda sektörümüzün, yenilikçiliği destekleyen ve gıda israfını önlemeye yönelik her adımını desteklemeye devam edeceğiz" Açlık tehlikesiyle karşı karşıya olan mazlum coğrafyalarda yaşayan milyonlarca insanın da gıdaya ve suya erişimi için örnek kalkınma ve insani yardım projeleri yürüttüklerini kaydeden Bakan Kacır, "Ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasında öncü bir rol üstlenen gıda sektörümüzün, yenilikçiliği destekleyen ve gıda israfını önlemeye yönelik her adımını Türkiye Yüzyılı’nda da desteklemeye devam edeceğiz. Bugünkü birlikteliğimizi de bu doğrultudaki kararlılığımızın bir işareti olarak değerlendirmenizi istiyorum. Gıda sanayi girdileri olan gıda katkı maddeleri, yardımcı maddeler ve ambalajlarda yerli üretim kapasitemizi artırmak, dışa bağımlılığı azaltılmak; tedarik zincirinde lisanslı depoculuk gibi faaliyetleri desteklemek; hedef odaklı tarım ve gıda Ar-Ge-Yenilik programları oluşturulmak; tarım ve gıda sektöründe geleceğin gıdalarına geçiş sürecine katkı sağlamak, yenilikçi gıda ürünlerinin geliştirilmesine yönelik Ar-Ge çalışmalarında bulunmak ve endüstriyel ölçekte prototipleme amaçlı ortak kullanıma açık Ür-Ge merkezlerinin oluşturulmasını tetikleyecek araştırma altyapıları kurmak; depolama ve taşımacılık altyapısını güçlendirmek; tarım ve gıda sanayi makinalarını kaliteli ve yüksek standartlarda yerli imkanlarla üretmek; akıllı tarım, hassas tarım ve tarımda dijital uygulamalarla ilgili teknolojileri yaygınlaştırmak; ve nihayetinde katma değeri yüksek, tanıtım faaliyetleriyle piyasa çeşitliliği ve büyüklüğü sağlanmış, kalite standartları yüksek, pazar altyapısı iyi, devamlılığı sağlanabilen, daha rekabetçi, mukayeseli üstünlüğü olan ürünlerle ihracatımızı artırmak için hep birlikte çalışmaya devam etmeliyiz. Gıda zayiatlarının azaltılması, birincil üretimde şekillenen üretim kayıplarının minimize edilmesi, üretim kapasitesinin kullanılmamasına bağlı kayıplarla depolama ve lojistik aşamalarındaki kayıpların azaltılması; gıda üretim aşamalarında ortaya çıkan yan ürün veya artıkların değerlendirilmesi anlayışıyla; gıdada sıfır atık, sıfır israf hedefiyle gayretlerimizi sürdürmeliyiz" ifadelerini kullandı.
Yenidoğan Çetesi üyeleri savunma yapıyor: “Dolandırıcılık ile suçlanıyorum ama hiçbir menfaatim, kazancım yok”
21 Kasım 2024 Perşembe - 11:23 Yenidoğan Çetesi üyeleri savunma yapıyor: “Dolandırıcılık ile suçlanıyorum ama hiçbir menfaatim, kazancım yok” İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine dördüncü gününde devam ediyor. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Funda Özen, “Dolandırıcılık ile suçlanıyorum. Ama hiçbir menfaatim, kazancım yok” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava dördüncü gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada bir kısım tutuklu ve tutuksuz sanıklar ve avukatları hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Funda Özen, “Doktor asistanı olarak çalıştım Reyap Hastanesi’nde 3 ay. Sonra 2024 yılının Mayıs ayına kadar medikal muhasebe uzmanı olarak çalışmaya başladım. Yenidoğan birimini fatura ettim. Dolandırıcılık ile suçlanıyorum. Ama hiçbir menfaatim, kazancım yok. Dosyadaki çoğu kişiyi tanımıyorum. 5-6 kişi tanıyorum bunlar da hastanede çalıştığım kişiler. Hiçbir şekilde ek bir gelirim yok. Medikal muhasebede SGK faturalandırma işlemi yapılır. SGK’da tıbbi evraklar ile oynama yapıldığı gerekçesi ile dolandırıcılık suçundan yargılanıyorum. Ama benim tıbbi bilgim yok. Tıbbi bir evrak ile oynama imkanım olamaz. Bu şekilde bir oynama yapmadım. Ben basamak değiştirmenin nasıl mümkün olduğunu bilmiyorum. Ben iddianameyi okuduğumda anladım böyle bir işletme olduğundan bilgim yoktu” dedi. Duruşma sanık savunmaları ile sürüyor.