ÇEVRE - 26 Haziran 2024 Çarşamba 09:22

Mahalleli diken üstünde: Kayısı topladıkları esnada taş ocağından 10 tonluk devasa kaya düştü

A
A
A

Hatay’da taş ocağından bahçesine 10 tonluk devasa kaya düşen Selahattin Altınöz, ailesinin kayısı topladığı esnada gerçekleşen olaya tepki göstererek çalışmaların duyarlı bir şekilde gerçekleştirilmesini talep etti.

Defne ilçesi Dursunlu Mahallesi’nde dağlık alanda bulunan taş ocağında çalışmalar devam ediyor. Taş ocağında gerçekleşen çalışmalar esnasında yaklaşık 1 kilometre mesafedeki Selahattin Altınöz’e ait bahçeye 10 tonluk devasa kaya düştü. Altınöz’ün ailesinin bahçede kayısı topladığı esnada gerçekleşen patlamada 2 ağaç zarar gördü. Facianın eşiğinden dönüldüğü olayda Altınöz, önlem alınmayarak gerçekleştirilen çalışmalara tepki gösterdi.

Mahalleli diken üstünde: Kayısı topladıkları esnada taş ocağından 10 tonluk devasa kaya düştü

“4 metreküp bir taşın özgül ağırlığı 2,5 ton metreküp bu da 10 ton civarında bir kaya parçasıdır”

10 ton kaya parçasının bahçesine düştüğünü ifade eden Selahattin Altınöz, “Biz burada kayısı toplamaya geldik. Birdenbire uçarak üstümüze geldi. Nereden geldiğini biliyoruz ama ne zaman geleceğini kimse bilmiyor. Çünkü yukarıda taş ocağı var. Ben mimarım ve teknik şeyleri anlarım. Aşağı yukarı bu taş 4 metreküp. 4 metreküp bir taşın özgül ağırlığı 2,5 ton metreküp bu da 10 ton civarında. Tabii ki korktuk ben o anda burada değildim ama bizimkiler kaçıştılar. Hatta bir kova kayısı vardı dökülmüştü. Bu yeniydi ama 10-15 gün önce komşumuzun bahçesinde aynı şey oldu. Komşumun orada evi yok. Ev olmadığı için sadece ağaçlara zarar verildi” dedi.

Mahalleli diken üstünde: Kayısı topladıkları esnada taş ocağından 10 tonluk devasa kaya düştü

“Deprem sonrasında çamaşır makinesi sesinden dahi korkar olduk”

Patlamalar sonrasında düşen kaya parçaları yüzünden korkudan evde kalamadıklarını belirten Selahattin Altınöz, “Depremin oynatamadığı kayaları, dinamitle oynattılar. Taşı düşürdüler ve çevreye zarar verdiler. Tabii ki korkuyoruz. Yani çalışma da devam ediyor. Bazen gece saat 10’da bakıyorsunuz kepçe geliyor çalışıyor. Bunun alınabilecek önlemleri var. Korkunçtu söylüyorum. Gökten geldi çünkü öyle bir şey ki devrile devrile gelmedi. Korkunç bir sesle geldi. Deprem sonrasında çamaşır makinesi sesinden dahi korkar olduk. Böyle bir ses artı birden şuradan dönüyor ve uçarak geliyor. Taş düştü deyim yerindeyse gökten düştü” ifadelerini kullandı.

Ramazan İlın - Sancar Alp Fırat

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Adana’nın sıcağı Aydın’a yaradı Çukurova’dan sonra en büyük karpuz bölgesi olan Aydın’da, sabahın erken saatlerinde karpuz hasadı telaşı yaşanırken, aşırı sıcaklar sebebiyle Adana karpuzunun yanması Aydın karpuzuna olan talebi artırdı. Türkiye’nin önemli tarım bölgelerinden Aydın, bu yıl karpuz üretiminde dikkat çekiyor. Son günlerde yaşanan aşırı sıcaklar sebebiyle Adana’da yetişen karpuzların yanması Çukurova’dan sonra en büyük karpuz üretim bölgesi olan Aydın’ın karpuzlarına olan talebi önemli ölçüde artırdı. Ege Bölgesi başta olmak üzere birçok ilden gelen taleplere yetişmek için sabahın erken saatlerinde kesime giren üreticiler ise arz talebi karşılamakta güçlük çekiyor. Aydın bu yıl en üst kalite ve rekoltede karpuz üretimi yaparken, birçok ilden Aydın’ın meşhur Cincin karpuzunu almaya gelen pazarcılar da sabahın erken saatlerinde karpuz bostanına girerek ürünlerini araçlara yüklüyor. “Yeter ki bu bölgenin malı olsun” Burdur’un Gölhisar ilçesinden Aydın’a karpuz almaya gelen pazarcı Halil Çelik; “Kendim pazarcıyım, karpuz satıyorum. Yıllardır Cincin’e çekirdek karpuz almaya geliyorum. Aroması, lezzeti çok güzel olduğu için ve halkımız da bunu çok sevdiği için buradan ayrılmıyoruz. Buranın lezzeti, aroması, şekli bir başka. Bu bölgenin karpuzu vazgeçilmez diyebilirim. İlk çıktığında bu bölgeyi başlıyorum, soğuk vuruncaya kadar devam ediyorum. Çünkü vatandaş buranın karpuzundan ayrılmıyor. Bu Cincin karpuzunun bir özelliği de kabuğu çok ince, aroması çok güzel. Bundan önce çıkan diğer bölgelere benzemiyor. Biz perakende de kilosunu 15 TL’ye satıyoruz, Burdur Gölhisar’da. Nakliyesi içinde. Meyveler içinde de fiyat olarak da en ucuz olan karpuz şu anda. Yazın da vazgeçilmez meyvelerinden. Fiyatını gözetmeksizin alıyoruz. Yeter ki bu bölgenin malı olsun. “Talebi yetiştirmekte zorlanıyoruz” Aydınlı karpuz üreticilerini bu yıl fiyatlardan memnun olduğunu ifade eden karpuz üreticilerinden Tosun Demir; “Hareket çok hızlı. Şu anda arz talebi karşılayamıyor. Çok yoğun. Millete malı yetiştiremiyoruz. Mallar bu sene, Adana, Antalya’nın erken yanmasıyla birlikte Çukurova’dan sonra en büyük karpuz bölgesi olan Ege’de karpuza olan talebi yetiştirmekte zorlanıyoruz. Yani 50 dönüm yere giriyoruz, bir gün demiyor. Bizim ufak pikap arabalar hepsi. Üçer beşer ton günlük alıp gidiyorlar. Ege’nin bu sene özellikle kalite oranı çok yüksek. Aydın bölgesi bu sene kalite olarak en üst seviyede. Çok güzel kalite var. Aroması çok güzel, yemesi çok güzel. Türkiye’nin her bölgesine gitti bu sene Aydın karpuzu. Sivas’a Van’a kadar gitti. Bu sene karpuz gerçekten çiftçinin de, tüccarın da yüzünü güldürdü. Çok tatlı paralar kazanılıyor. Normalde biz bu karpuzu 4-5 lira satacağız gözüyle bakarken şu anda 11-12 TL bandında satılıyor. Ege Bölgesi’ndeki bu hasat Eylül 15’ine kadar sürer ama bu fiyatlarda tahmini 20 Temmuz gibi bir gevşeme olabilir. Düşüş olur ama ne derecede olur onu bilemem. Rekolte çok güzel. 4 ton beklediğimiz yerden 5, 5 beklediğimiz yerden 6 ton ürün aldık. 8 ton aldığımız yerlerimiz de oldu. Biz sabahleyin gözümüz gördüğünde 18 tane arkadaşla kırıma başlarız. Saat 08.00’e kadar. Yaklaşık 100 ton malı hazırlarız. Ondan sonra sarım başlar, saat 13.00’e kadar devam eder. Günlük tahmini 80 ile 100 ton civarında ürün çıkıyor” dedi.
Eskişehir Vali Aksoy’dan Koruyucu Aile Günü mesajı yayımladı Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Koruyucu Aile Günü nedeniyle mesaj yayımladı Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Koruyucu Aile Günü nedeniyle mesaj yayımladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 30 Haziran’ın "Koruyucu Aile Günü" olarak ilan edildiğini hatırlatan Vali Aksoy, ülke genelinde 8 bin 551 ailenin yanında 10 bin 265 çocuğun ailesi olduğunu belirtti. Eskişehir için de “109 Koruyucu Ailemizin yanında 124 çocuğumuz aile sıcaklığına kavuşmuştur” diyen Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy mesajında şu ifadelere yer verdi; “Aile, sevgi, saygı ve şefkatin yuvasıdır. Çocuklarımızın huzurlu ve mutlu büyümeleri için "Her Çocuğun Bir Ailesi Olmalı" düşüncesi ile hizmet veren Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en çok tercih edilen bakım şekli olan Koruyucu Aile hizmetine büyük önem vermektedir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından 30 Haziran günü "Koruyucu Aile Günü" olarak ilan edilmiş ve kutlanmaya başlanmıştır. Öz ailesi bulunan, öz ailesince bir süre için bakılamayan, çeşitli nedenlerle evlat edindirilme şansını tümüyle yitirmiş olan, kız ya da erkek, sağlıklı ya da engel durumu olan, tek ya da kardeş olup koruyucu aile yanına yerleştirilmeye uygun olduğu meslek elemanları tarafından belirlenmiş çocuklarımız için ülkemizde 8 bin 551 Koruyucu Ailemizin yanında 10 bin 265 çocuğumuzun bir ailesi olmuştur. İlimizde de 109 Koruyucu Ailemizin yanında 124 çocuğumuz aile sıcaklığına kavuşmuştur. Ailelerimiz ile olan birliktelikleri Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğümüz uzmanları tarafından yakinen takip edilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan, sürekli Türkiye’de ikamet eden, en az ilkokul mezunu, 25-65 yaşları arasında, evli ya da bekâr herkes, düzenli bir gelire sahip, çocuğun biyolojik anne-babası ya da vasisi olmayan tüm vatandaşlarımız koruyucu anne, baba ya da aile Koruyucu Aile olabilir. Bu vesile ile Ülkemizin geleceği olan nesillerimize sahip çıkmak ve onları mutlu yarınlara hazırlamak için vatandaşlarımızın kurumlarımızda hizmet alan bakım ve koruma altındaki sevgili çocuklarımıza koruyucu aile olmalarını ve geleceğimize sahip çıkmalarını önemle rica ediyorum. Bir çocuğun ailesi olabilmek için, kan bağının değil kalp bağının esas olduğunu, anne ve baba olmanın sadece biyolojik sebeplere bağlı olmadığını bizlere gösteren Koruyucu Ailelerimize bu erdemli davranışları için teşekkür ediyor, Koruyucu Aile Günü’nü kutluyorum.”
Amasya Amasya’da Yeşilırmak Nehri’nde balık ölümleri: Balık tutanlar ‘zehirli olabilir’ diye uyarıldı Amasya’da Yeşilırmak Nehri’nde çok sayıda balık kıyıya vurdu. Bazı vatandaşlar ise oltalarıyla balıkları tutmaya çalıştı. Zabıta ekipleri vatandaşları "Balıklar zehirli olabilir" diye uyardı. Bölgedeki kuraklığın etkileriyle su seviyesinin dip yaptığı Yeşilırmak’ta sabah saatlerinden itibaren balıkların kıyıya vurarak öldüğü görüldü. Bazı vatandaşlar çırpınan balıkları oltalarıyla tutmaya çalıştı. “İnsan kursağına gidecek” Görüntülerin yayıldığı sosyal medyadan kendilerine yöneltilen eleştirilere tepki gösterip balık ölümlerinin nedenlerinin araştırılmasını isteyen bir vatandaş, “Balıkları tuttuk. İnsan kursağına gidecek. 8 senedir tutup yiyorum. Allah’ıma çok şükür. Hiçbir şey olmadı” dedi. “Zehirli olsaydı Amasya’nın yarısı ölürdü” Diğer bir vatandaş ise “Bu durum her sene oluyor. Irmak balık akıyor. Balıklar zehirli değil. Zehirli olsaydı Amasya’nın yarısı ölürdü” diye konuştu. Yaşayan balıkları tutup sulara atan Ahmet Can isimli vatandaş da “Balıkların öldüğünü görünce buraya geldim. Yaşamaları için hepsini tutup suya attım” şeklinde konuştu. Pirinççi Mahallesi’nde balıkları kıyıya vurduğu alana şerit çeken zabıta ekipleri “Balıklar zehirli olabilir” diye uyardıkları vatandaşları uzaklaştırdı. Balıklardan ve sudan numuneler alan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü görevlilerinin balık ölümleriyle ilgili inceleme başlattığı bildirildi.