Yerel Haberler
Diyarbakır
25 Kasım 2024 Pazartesi - 12:07 Diyarbakır’da 63 okulda 10 bin öğrenciye ağız ve diş sağlığı taraması yapıldı Diyarbakır’da 63 okulda yaklaşık 10 bin öğrenciye ağız ve diş sağlığı taraması yapıldı. İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Hakan Pamukçu, Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada ağız ve diş sağlığının yaşam kalitesi üzerindeki önemine dikkat çekti. Dr. Pamukçu, bu kapsamda yapılan farkındalık çalışmalarının toplum sağlığı açısından büyük öneme sahip olduğunu ifade ederek, “İnsanların bütün beden sağlığını etkilediği kabul gören bir gerçek olan ağız ve diş sağlığı, erken yaşlardan itibaren korunmalı ve bu alışkanlık yaşam boyunca sürdürülmelidir. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre dünya genelinde en yaygın sağlık sorunları arasında yer alan diş ve diş eti rahatsızlıkları, bireylerin yaşamını hem fiziksel hem de psikolojik açıdan olumsuz etkileyerek yaşam kalitesini düşürüyor” dedi. Hafta kapsamında anaokulu ve ilkokul düzeyinde kent genelinde 63 okulda yaklaşık 10 bin öğrenciye, Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezi’ndeki 105 çocuğa ağız ve diş sağlığı eğitimi vererek, ağız ve diş sağlığı taramaları gerçekleştirdiklerini belirten Dr. Pamukçu, “Bu eğitimlerde çocuklara ağız bakım alışkanlıkları kazandırılmasının yanı sıra düzenli diş hekimi kontrollerinin önemi de anlatıldı. Yapılan etkinliklerde diş fırçalama teknikleri uygulamalı olarak gösterilirken, ağız ve diş sağlığının genel sağlık üzerindeki etkileri aktarıldı. Ağız ve diş sağlığını korumak, aynı zamanda kalp-damar hastalıkları ve diyabet gibi birçok sistemik hastalığın da önlenmesine katkı sağlamaktadır. Tüm vatandaşlarımızı bu konuda daha bilinçli olmaya davet ediyor ve hiçbir şikayetleri olmasa bile 6 ayda bir diş hekimlerini mutlaka ziyaret etmelerini öneriyoruz” ifadelerini kullandı.
Diyarbakır’da yüzde 60 kadın istihdamı sağlayan fabrika, yapay zeka destekli güneş enerji paneli üretiyor
08 Ekim 2024 Salı - 11:42 Diyarbakır’da yüzde 60 kadın istihdamı sağlayan fabrika, yapay zeka destekli güneş enerji paneli üretiyor Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay’da etkilenen fabrikatör Ekrem Tekin ve firma müdürü Gökay Savaşlı, Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi’nde 2023’ün son çeyreğinde yüzde 60 kadın istihdamı sağladıkları yapay zeka destekli ve endüstri 4.0 otomatik olarak çalışan bir fabrikada, yıllık 300 megavat güneş enerji panelleri üretiyor. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay’da evlerini kaybeden yatırımcı Ekrem Tekin ve fabrikanın genel müdürü Gökay Savaşlı, depremden etkilenen ve 413 kişinin hayatını kaybettiği Diyarbakır’a gelerek, 2023’ün son çeyreğinde OSB’de yeşil enerji üzerine güneş paneli üretme fabrikasını kurdu. Yüzde 60 kadın istihdamının sağlandığı, yapay zeka destekli ve endüstri 4.0 otomatik çalışan bir fabrika olarak bölgede tek olma özeliğiyle her çatıya, fabrikaya ve tarım arazisinde güneş paneli kurmayı hedefliyor. Firmanın Genel Müdürü Gökay Savaşlı, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine, fabrikanın 2023’ün son çeyreğinde kurulduğunu, 40 kişiye istihdam sağladıklarını söyledi. Sağladıkları istihdamın yüzde 60’ının kadın personel olduğunu belirten Savaşlı, yeşil enerjide hem Diyarbakır’ı, hem bölgeyi ve bütün Türkiye’yi çok iyi bir noktaya getirmek üzere gelişmekte olduklarını dile getirdi. Bölgede güneş enerji paneli üreten tek fabrika olduklarını aktaran Savaşlı, şöyle konuştu: “Yeşil enerjinin global dünyada geldiği nokta çok önemli. Biz de Türkiye ve Diyarbakır olarak, bu noktaya gelmek için çaba sarf ediyoruz. Fabrikamızın yıllık üretim kapasitesi 300 megavat. Biz bunu bir yıl içerisinde 600 megavata çıkartmak istiyoruz. Çabamız ve inancımız bütün Türkiye’ye yayılması gerekiyor. Çünkü yeşil enerji, 20-30 yıl içerisinde geleceğin en önemli enerji kaynağı olacaktır.” “Güneş enerjisi üreten fabrikamızı, güneş enerjisi ile destekleyeceğiz” Fabrikanın yapay zeka destekli ve endüstri 4.0 otomatik olarak çalışan bir fabrika olduğuna değinen Savaşlı, “Projemiz yeni onaylandı. Bu onaylanan proje ile güneş enerjisi üreten fabrikamızı, güneş enerjisi ile destekleyeceğiz. Yine bölgedeki bütün organize sanayi bölgeleri de buna geçmesi gerekiyor. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde Türkiye’nin şu anki rakamı yüzde 20 iken, yüzde 40-50’lere geçmemiz gerekiyor” dedi. “Globalleşen dünyada, yeşil enerjinin mecburen her çatıda olması gerekiyor” diyen Savaşlı, “Her evde, tarımsal sulamada, bütün sahalarda güneş panelimizin olması gerekiyor. Ülkemizin güneşten 8 saate yakın güneşlenme süresi var. Bu süre, çoğu ülkenin elinde olmayan, bizim de elimizde halihazırda olan bir durum. Güneş, aslından bizim ülkemizin en güzel yakıtı. Biz bu yakıtı, panellerle gerçek enerjiye dönüştürüyoruz” şeklinde konuştu. Savaşlı, son olarak şunları söyledi: “Sektör, 10 yıldan beri doğru anlamda ilerliyor. Ama önümüzdeki 10 yıl içerisinde şu anki kapasitenin yüzde 300 artacağını düşünüyoruz. Bu sadece bizim düşüncemiz değil, yapılan araştırmalar, raporlar bütün dünyada ilerliyor. Bu alan Türkiye’de 10 yıldan beri tam anlamıyla ilerliyor. Bölgemizde de şu an tekiz.”
Narin Güran’ın ailesinden "Babaevinde öldürüldüğü kesinleşti" haberlerine ilişkin açıklama
07 Ekim 2024 Pazartesi - 23:22 Narin Güran’ın ailesinden "Babaevinde öldürüldüğü kesinleşti" haberlerine ilişkin açıklama Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 21 Ağustos’ta kaybolan, 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’la ilgili bazı sosyal medya ve basın yayın organlarında yer alan “Babaevinde öldürüldüğü kesinleşti” haberleri üzerine Güran ailesi açıklama yaptı. Narin’in babası Arif Güran ile Ali Rıza Güran, Hüseyin Güran, Erhan Güran, Mehmet Şerif Güran adına yapılan yazılı açıklamada, 6 Ekim tarihinde bazı yayın organlarında ve sosyal medyada "Narin Güran’ın babaevinde öldürüldüğü kesinleşti. DNA incelemesi ve daraltılmış HTS kayıtlarına ilişkin raporun soruşturma dosyasına geldiği" şeklinde haberlerin yer alması üzerine kamuoyunu bilgilendirme gereği doğduğu belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “21.08.2024 tarihinde öldürülen Narin kızımın katil veya katillerinin bulunarak en yüksek ceza ile cezalandırılması ve adaletin tecellisi öncelikli amacımızdır. Narin kızımı menfur bir hadise sonucu kaybetmenin derin üzüntüsü ve yası içerisindeyken sosyal medya ve basın aracılığıyla hiçbir temele dayanmayan, tamamen gerçek dışı yayınların yapıldığı, başta kadınlarımız olmak üzere ailemizin onuruna yönelik acımasız saldırılar devam etmektedir. Ailemizin yaşadığı derin ve tarif edilmez acı görmezden gelinerek bazı sosyal medya fenomenlerinin takipçi ve izlenme sayısını artırma, bir gazetecinin ise bu acı olay üzerinden popüler olma hevesi ile insafsızca gerçek dışı haberler üretmeye ve yaymaya devam ettiği tespit edilmiş olup, bu kişiler hakkında gerekli suç duyurularında bulunulmuştur. Bu bağlamda Narin kızımızın kaybolması ve öldürülmesi olayı ile ilgili aile fertlerinden alınan bir kısım ifadelerin ve yapılan röportajlar gerçek bağlamından koparılarak kamuoyu yanlış yönlendirilmiştir.” “Narin kızımızın öldürülmesi üzerine diğer aile bireylerimize yönelik benzer saldırıların olmaması ve önleyici olması açısından Narin kızımızın kaybolmasından sonra aile bireylerimizden bir kısmı evlerine 02.09.2024 tarihinde önlem amaçlı güvenlik kamerası taktırdığı bilinmesine rağmen kamuoyunda yanlış algı oluşturma kastıyla kamera kayıtlarının geçmişe dönük silindiği şeklinde asılsız haberler yapıldı” ifadelerine yer verilen açıklama şöyle devam etti: “Keza sabah çamaşırları yıkamak için Hediye Güran’a çamaşır teslim edildiğini belirten anne Yüksel Güran’ın ifadesi çarpıtılarak tüm halı ve nevresimlerin yıkandığı şeklinde asılsız haberler yapıldığı, Enes Güran’ın yanındaki iki kişinin sigara içtiğini söyleyen annesinin RTÜK kuralları gereği bu ifadesinin sansürlenmesi sonucunda ifadesi yine çarpıtılarak Enes’in uyuşturucu bağımlısı olduğu yönünde asılsız haber yapıldığı tespit edilmiştir. Narin kızımın olay günü en son görüldüğü yeri gören çevre köylere ait kamera kayıtlarının incelenmesi ve buna ilişkin raporların tamamlanması halinde cinayetin şüpheye yer verilmeyecek şekilde görüntüleri ile birlikte tespit edileceği veya olayın aydınlatılacağına ilişkin inancımız tamdır. Bu aşamada soruşturma makamlarının çalışmalarının sonucunu beklemek, hukuka olan güven ve inancımızı kaybetmememiz gerektiğini düşünüyoruz. Ailemiz dahil toplum vicdanının tatmini ve adaletin tecellisi için ’Narin kızımızın kim veya kimler tarafından öldürüldüğü, neden öldürüldüğü’ sorularının şüpheye yer bırakılmayacak şekilde somut delillerle açığa kavuşturulması ve olayın fail ve/veya faillerin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiği kuşkusuzdur. Narin kızımızın katledilmesi nedeniyle ailemizin yaşadığı acıya ortak olan, Narin’i tıpkı kendi kızları gibi benimseyip acısını yüreğinde yaşayan ve soruşturmayı takip eden, iyi niyetle olayın aydınlatılması için fikir beyan eden herkese şükranlarımızı sunarız. İnfiale neden olan bu insanlık dışı cinayetin aydınlatılması beklentisi ile toplumun her ferdi öfkesini hukuki ve ahlaki sınırlar dahilinde dile getirme, kendi vicdanını tatmin etme, düşüncelerini ifade etme ve cinayetin neden işlenmiş olabileceğine ilişkin olası senaryolar hakkında fikir ileri sürme hakkına haiz olmakla birlikte yazılı ve görsel medyada bu maksadı aşan, soruşturmanın selametine ve gizliliğine gölge düşüren, yargı otoritesini ve bağımsızlığını zayıflatmaya dönük lekelenmeme hakkını hiçe sayan, somut delile dayanmayan ön yargılarla birilerini peşinen suçlu ilan etme ve hakaret içerikli ölçüsüz ifadelerin sürekli kullanıldığı sosyal medya ve basın aracılığıyla soruşturma dosyasının yönlendirilmeye çalışıldığı delilsiz, soyut senaryoların üretildiği gözlemlenmiştir.” Bu kapsamda ailenin kadınlarının iffetine yönelik kabul edilemez ithamlarda bulunulduğu belirtilen açıklamada, “Çocuğunu kaybeden bir ailenin acısına ilaveten acımasız bir şekilde kirli bilgilerle yazılı, görsel basın ve sosyal medya aracılığıyla kişilerin şeref ve haysiyetine yönelik yapılan saldırılar telafisi mümkün olmayan mağduriyet oluşturmuş, haksız üretilen senaryoların toplum nezdinde gerçekmiş gibi algılanmasına neden olunmuştur. ’Masumiyet karinesi’ gereğince suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılmaz. Bağımsız yargının kuracağı kesin hükme kadar kişilerin lekelenmeme hakkına saygın duyulması, ön yargılarla suçlu ilan edilmemesi, şeref ve haysiyetine yönelik saldırılardan kaçınılması gerekmektedir. Ceza soruşturması dosyasındaki işlemler gizli olmasına karşın soruşturma konusu suçun islenme nedenine ilişkin ortaya atılan muhtemel senaryoların gerçekmiş gibi sosyal medya ve basın yoluyla kamuoyuna aktarılarak kamuoyunda yanlış algıların oluşmasına sebebiyet verildiğini, masumiyet karinesinin hiçe sayıldığını, islenen bu vahim suçun asıl mağduru ve suçtan doğrudan zarar göreni, en derin acıyı yaşayan kişinin de yine Narin’in ailesi olduğu gerçeğinin görmezden gelindiğini üzülerek gözlemlemekteyiz” denildi. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Bu nedenle kamuoyunu tamamen yanlış yönlendirme ve gerçek dışı algı oluşturma maksatlı Narin Güran cinayeti ile ilgili ailemizin şeref ve saygınlığına saldırı mahiyetinde asılsız haber ve paylaşım yapan, soruşturmanın gizliliğini ihlal eden ve adil yargılamayı etkilemeyi hedefleyen kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Gerçekmiş gibi algılanasına neden olunmuştur. 06.10.2024 tarihli ’Narin Güran’ın babaevinde öldürüldüğü kesinleşti. DNA incelemesi ve daraltılmış HTS kayıtlarına ilişkin raporun soruşturma dosyasına geldiği’ seklindeki haberlerin gerçek dışı olduğu, Cumhuriyet Başsavcılığı ile avukatlarımız arasında gerçeklesen görüşmede yetkililer tarafından ifade edilmiştir. Dezenformasyonun önlenmesi için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına avukatlarımız aracılığıyla yaptığımız başvuruda kamuoyunun yetkili makamlar tarafından bilgilendirilmesi hususundaki talebimize olumlu yanıt verilmesi beklentimiz ile doğrudan yetkili makamlar tarafından yapılmamış dayanaksız haber ve paylaşımlara itibar edilmemesi kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
DEM Partili belediyeler tarafından işten çıkartılan işçilerin eylemine destek
07 Ekim 2024 Pazartesi - 16:41 DEM Partili belediyeler tarafından işten çıkartılan işçilerin eylemine destek AK Parti Diyarbakır İl Başkanlığı ve Hizmet-İş Sendikası, DEM Partili belediyeler tarafından işten çıkartılan işçilere ziyarette bulunarak destek açıklaması yaptı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde 103 gündür oturma eyleminde olan işçilere destek ziyaretinde bulunan AK Parti İl Başkanı Mehmet Raşit Ocak, daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. Ocak, son dönemde yaşanan işçi kıyımı, sadece bugünle sınırlı değil, son 6 aydır sistematik bir şekilde devam etmekte olduğunu söyledi. DEM Parti yönetimindeki belediyelerde bugüne kadar yaklaşık 600 işçi işten çıkarıldığına dikkat çeken Ocak, "Bu durum, halkımıza ve işçi kardeşlerimize yapılmış büyük bir haksızlıktır. Bu durumda seçimlerden bu yana 6 ay geçti. Ne yazık ki vaat edilen hizmetler yerine, belediyelerde işçilere yönelik baskılar, tehditler ve keyfi işten çıkarmalar gündemde oldu. 1 Nisan’dan bu yana emekçiler sendikal baskılara maruz kalmakta, iş akitleri hiçbir hukuki dayanak olmadan feshedilmektedir. Bu adaletsizliğe, bu haksızlığa karşı sessiz kalmamız mümkün değildir. Halkımızın rızkıyla oynayarak hiçbir yere varılamaz. Bizler, her zaman işçi kardeşlerimizin yanında olacağız ve bu kıyımın karşısında dimdik duracağız. İşçilerin emeği üzerinden siyaset yapmak, halkın güvenini suiistimal etmek demektir" dedi. Hizmet-İş Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Kahraman, "Eylemimizin 103’üncü günündeyiz. Günbegün işçi atmaya devam ediyorlar. İşten atılanların çoğu 8-10 yıllık işçi ve şoförler” ifadelerini kullandı.
DEM Partili belediyeler tarafından işten çıkartılan işçilerin eylemine AK Parti Diyarbakır İl Başkanlığı ve Hizmet-İş Sendikası’ndan destek
07 Ekim 2024 Pazartesi - 16:34 DEM Partili belediyeler tarafından işten çıkartılan işçilerin eylemine AK Parti Diyarbakır İl Başkanlığı ve Hizmet-İş Sendikası’ndan destek AK Parti Diyarbakır İl Başkanlığı ve Hizmet-İş Sendikası, DEM Partili belediyeler tarafından işten çıkartılan işçilere ziyarete bulunarak destek açıklamasında bulundu. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde 103 gündür oturma eyleminde olan işçilere destek ziyaretinde bulunan İl Başkanı Mehmet Raşit Ocak, daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. Ocak, son dönemde yaşanan işçi kıyımı, sadece bugünle sınırlı değil, son 6 aydır sistematik bir şekilde devam etmekte olduğunu söyledi. DEM Parti yönetimindeki belediyelerde bugüne kadar yaklaşık 600 işçi işten çıkarıldığına dikkat çeken Ocak, "Bu durum, halkımıza ve işçi kardeşlerimize yapılmış büyük bir haksızlıktır. Bu durumda seçimlerden bu yana 6 ay geçti. Ne yazık ki vaat edilen hizmetler yerine, belediyelerde işçilere yönelik baskılar, tehditler ve keyfi işten çıkarmalar gündemde oldu. 1 Nisan’dan bu yana emekçiler sendikal baskılara maruz kalmakta, iş akitleri hiçbir hukuki dayanak olmadan feshedilmektedir. Bu adaletsizliğe, bu haksızlığa karşı sessiz kalmamız mümkün değildir. Halkımızın rızkıyla oynayarak hiçbir yere varılamaz. Bizler, her zaman işçi kardeşlerimizin yanında olacağız ve bu kıyımın karşısında dimdik duracağız. İşçilerin emeği üzerinden siyaset yapmak, halkın güvenini suiistimal etmek demektir" dedi. Hizmet-İş Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Kahraman ise, "Eylemimizin 103. günündeyiz. Günbegün işçi atmaya devam ediyorlar. İşten atılanların çoğu 8-10 yıllık işçi ve şoförler” ifadelerinde bulundu. (SE-RK-Y)
Diyarbakır’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde Filistin’e destek mesajı
07 Ekim 2024 Pazartesi - 14:07 Diyarbakır’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde Filistin’e destek mesajı AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Raşit Ocak, "İsrail’in işgal politikalarına, Filistin halkına uyguladığı zulme ve insan hakları ihlallerine karşı mücadelemiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devam edecektir" dedi. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Raşit Ocak, partililer ve vatandaşlar, Hz. Süleyman Camii önünde bir araya gelerek basın açıklamasında bulundu. Gazetecilere açıklamada bulunan Ocak, 7 Ekim esasında İsrail katliam ve soykırım makinasının hız ve şiddetinin daha da artması olduğunu, bir yıl içinde 17 binden fazla çocuk, 11 binden fazla kadın olmak üzere 42 binden fazla masum Filistinli sivilin İsrail’in acımasız ve insanlık dışı saldırılarında şehit düştüğünü söyledi. Hiçbir şey 7 Ekim’de başlamadığını belirten Ocak, "Süre giden soykırıma 7 Ekim sebep olmadı. İsrail’in 77 yıllık bir işgal, zulüm ve katliam tarihine sahip. Topraklarından edilmiş, hakları ve malları gasp edilmiş, öldürülmüş, katliama uğramış milyonlardan bahsediyoruz. Yine bugün bu soykırıma itiraz edemeyen hiçbir ülkenin insanlığa söyleyecek tek bir sözü kalmamıştır. İsrail, 1930’ların Nazi Almanya’sından farksızdır. Tıpkı Nazi Almanya’sı gibi soykırımcı, saplantılı ve ırkçı bir ideolojiye sahiptir. Yine tıpkı Nazi Almanya’sı gibi saldırgan, şımarık, küstah davranışlar sergilemektedir. İsrail’in Ortadoğu’da bölgenin düzen ve istikrarını tehdit eden bir yapı olduğunu biliyoruz. Nazi Almanya’sının durdurulmamasının dünyanın başına açtığı dertleri tarihten biliyoruz. Bugün de İsrail durdurulmadığı takdirde tüm bölgeyi ateşe atana kadar devam edecektir. Netanyahu hesap vermelidir" dedi. İslam dünyasının bu vahşet karşısında ortak bir adım atamamasının üzücü olduğunu dile getiren Ocak, "İsrail saldırganlığının ülkemize de yönelebileceği riskini tüm bölge ülkeleri gibi biz de görüyoruz. Vadedilmiş topraklar safsatasının içine ülkemiz topraklarını da katan bu suç şebekesinin planlarının farkındayız. Stratejik tüm hazırlıklarını yapan bir ülkenin özgüvenini taşıyoruz. Fakat aynı zamanda toplumsal istikrarın da hayati olduğunu bildiğimizden iç cepheyi güçlü tutmak için vatandaşlarımızı ülkemizin karşılaşabileceği uluslararası tehditler konusunda siyasi ve ideolojik tutumlarından bağımsız olarak tek bir cephede birleşmeye davet ediyoruz. İsrail’in işgal politikalarına, Filistin halkına uyguladığı zulme ve insan hakları ihlallerine karşı mücadelemiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devam edecektir. Filistin, sadece bir coğrafi bölge ya da bir halkın mücadelesi değildir; Filistin, tüm insanlığın vicdan davasıdır" ifadelerini kullandı.
Diyarbakır’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde Filistin’e destek mesajı
07 Ekim 2024 Pazartesi - 14:03 Diyarbakır’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde Filistin’e destek mesajı AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Raşit Ocak, "İsrail’in işgal politikalarına, Filistin halkına uyguladığı zulme ve insan hakları ihlallerine karşı mücadelemiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devam edecektir" dedi. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Raşit Ocak, partililer ve vatandaşlar, Hz. Süleyman Camii önünde bir araya gelerek basın açıklamasında bulundu. Gazetecilere açıklamada bulunan Ocak, 7 Ekim esasında İsrail katliam ve soykırım makinasının hız ve şiddetinin daha da artması olduğunu, bir yıl içinde 17 binden fazla çocuk, 11 binden fazla kadın olmak üzere 42 binden fazla masum Filistinli sivilin İsrail’in acımasız ve insanlık dışı saldırılarında şehit düştüğünü söyledi. Hiçbir şey 7 Ekim’de başlamadığını belirten Ocak, "Süre giden soykırıma 7 Ekim sebep olmadı. İsrail’in 77 yıllık bir işgal, zulüm ve katliam tarihine sahip. Topraklarından edilmiş, hakları ve malları gasp edilmiş, öldürülmüş, katliama uğramış milyonlardan bahsediyoruz. Yine bugün bu soykırıma itiraz edemeyen hiçbir ülkenin insanlığa söyleyecek tek bir sözü kalmamıştır. İsrail, 1930’ların Nazi Almanya’sından farksızdır. Tıpkı Nazi Almanya’sı gibi soykırımcı, saplantılı ve ırkçı bir ideolojiye sahiptir. Yine tıpkı Nazi Almanya’sı gibi saldırgan, şımarık, küstah davranışlar sergilemektedir. İsrail’in Ortadoğu’da bölgenin düzen ve istikrarını tehdit eden bir yapı olduğunu biliyoruz. Nazi Almanya’sının durdurulmamasının dünyanın başına açtığı dertleri tarihten biliyoruz. Bugün de İsrail durdurulmadığı takdirde tüm bölgeyi ateşe atana kadar devam edecektir. Netanyahu hesap vermelidir" dedi. İslam dünyasının bu vahşet karşısında ortak bir adım atamamasının üzücü olduğunu dile getiren Ocak, "İsrail saldırganlığının ülkemize de yönelebileceği riskini tüm bölge ülkeleri gibi biz de görüyoruz. Vadedilmiş topraklar safsatasının içine ülkemiz topraklarını da katan bu suç şebekesinin planlarının farkındayız. Stratejik tüm hazırlıklarını yapan bir ülkenin özgüvenini taşıyoruz. Fakat aynı zamanda toplumsal istikrarın da hayati olduğunu bildiğimizden iç cepheyi güçlü tutmak için vatandaşlarımızı ülkemizin karşılaşabileceği uluslararası tehditler konusunda siyasi ve ideolojik tutumlarından bağımsız olarak tek bir cephede birleşmeye davet ediyoruz. İsrail’in işgal politikalarına, Filistin halkına uyguladığı zulme ve insan hakları ihlallerine karşı mücadelemiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devam edecektir. Filistin, sadece bir coğrafi bölge ya da bir halkın mücadelesi değildir; Filistin, tüm insanlığın vicdan davasıdır" ifadelerini kullandı. (SE-RK-Y)
Diyarbakır’da 8 yataklı acil yoğun bakım ünitesi hizmet vermeye başladı
07 Ekim 2024 Pazartesi - 11:26 Diyarbakır’da 8 yataklı acil yoğun bakım ünitesi hizmet vermeye başladı Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü tarafından, Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde inşa edilen 8 yataklı acil yoğun bakım ünitesi hizmete açıldı. Hastane Başhekimi Doç. Dr. Mehmet Özel, yeni birimin önemine değinerek, acil servise başvuran kritik hastaların hızlı ve etkili bir şekilde teşhis edilmesi gerektiğini söyledi. Ancak yoğun bakım ünitelerinin doluluğu, bu hastaların uzun süre acil serviste kalmasına neden olabildiğini belirten Dr. Özel, “Yeni acil yoğun bakım ünitemiz, bu sorunu çözerek kritik hastalara agresif tedavi imkânı sunacak. Bu sayede kısa süre içinde hastaların stabilizasyonu sağlanabilecek ve genel yoğun bakıma ihtiyaç azalmış olacak" dedi. Dr. Özel, yeni yoğun bakım ünitesinin açılmasıyla hasta sevklerinin azalmasına ve 112 ambulans hizmetlerinin üzerindeki yükün hafiflediğine dikkat çekere, “Yoğun bakım yatakları dolu olduğunda hastalar başka merkezlere veya il dışına sevk edilmek zorunda kalıyordu. Acil yoğun bakım ünitemiz bu sevkleri önleyerek hem hasta konforunu artıracak hem de sevklerle oluşan mali yükü ortadan kaldıracaktır" ifadelerini kullandı. Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Yoğun Bakım Ünitesi Sorumlusu Doç. Dr. Songül Araç da şunları ifade etti: “Yoğun bakım üniteleri özellikli olarak risk taşıyan kritik hastaların değerlendirildiği ve kesintisiz 24 saat bakımlarının yapıldığı birimlerdir. Hastanemiz konumu itibariyle bölge hastanesi kapsamında geniş bir kitleye hizmet vermektedir. Özellikle bölgenin nüfus artış hızı ve gelişmesi göz önünde bulundurulduğunda gün geçtikçe artan yoğun bakım yatak ihtiyacı olmaktadır. Bu anlamda büyük bir ihtiyacı karşılayacağını düşünüyoruz.” Yeni ünite 7+1 yatak kapasitesi ile hizmet verirken, her vardiyada 1 uzman hekim, 1 asistan hekim ve 4 hemşire görev alacak. Ayrıca, mesai saatlerinde klinik hocası da hastaların takibini yapacak. Yeni açılan acil yoğun bakım ünitesi, acil sağlık hizmetlerinde önemli bir boşluğu doldurarak, Diyarbakır ve bölge halkına daha kaliteli ve erişilebilir sağlık hizmeti sunmayı amaçlıyor.