TEKNOLOJİ
28 Kasım 2024 Perşembe - 10:24 Vazgeçilmez yemeklere bilimsel dokunuş: Patates, köfte ve pişi için en sağlıklı pişirme yöntemi araştırılacak Hitit Üniversitesinde yürütülen proje çerçevesinde, Türkiye’nin favori lezzetleri olan patates kızartması, köfte ve pişi için en sağlıklı pişirme yöntemlerinin ve yağ seçeneklerinin belirlenmesi hedefleniyor. Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Kabak’ın yürütücülüğünü üstlendiği proje çerçevesinde patates, köfte ve pişi için en sağlıklı pişirme yöntemi araştırılacak. Proje, TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Makine ve İmalat Teknolojileri alanında ihtisaslaşan Hitit Üniversitesi bünyesinde yürütülecek proje ile farklı pişirme teknikleri ve farklı yağ çeşitleri kullanılarak hazırlanan patates kızartması, köfte ve pişi ürünlerinde oluşabilecek toksik maddelerin etkisi analiz edilecek. Proje yürütücüsü Prof. Dr. Bülent Kabak, Türkiye’de en çok tüketilen ürünler arasında ilk sıralarda yer alan patates kızartması, köfte ve pişi gibi gıdaların çocukların sağlığını tehdit eden unsurlar barındırabildiğini söyledi. Başlattıkları projede sevilen gıda ürünlerinin derin yağda kızartma, fırınlama ve ’airfryer’ pişirme teknikleri ile ayçiçeği yağı, zeytinyağı ve palm yağı çeşitlerinin kullanılacağını kaydeden Kabak, “Projemizde belirlendiğimiz pişirme teknikleri ve yağ çeşitleriyle gıdalar üzerinde oluşabilecek toksik maddeler üzerinde bir analiz yapmayı planlıyoruz. Bu maddeler arasında sağlık için risk oluşturabilecek unsurlar bulunuyor. Çocukların ve ergenlerin bu maddelere olan maruziyetini en aza indirmek için en uygun pişirme yöntemlerini ve yağ seçeneklerini belirleyeceğiz" dedi. "Projemiz ile en güvenli yöntemler bilimsel verilerle açıklığa kavuşturulacak" Çalışmanın hem tüketicilere hem de gıda sektörüne önemli katkı sağlayarak güvenli pişirme tekniklerini ve yağ çeşitlerini ortaya koyacağını belirten Kabak, “Ev tipi hazırlık şartlarından hazır dondurulmuş ürünlere kadar geniş bir yelpazede yapacağımız incelemelerle, tüketicinin aklındaki tüm soru işaretlerini gidermeyi planlıyoruz. Projemiz ile en güvenli yöntemler bilimsel verilerle açıklığa kavuşturulacak" diye konuştu. Hitit Üniversitesinin ihtisaslaşma alanı çerçevesinde yeni projeler geliştirmeye devam ettiklerini ifade eden Kabak, gelecekteki bilimsel çalışmalara kapı aralamak adına proje kapsamında doktora öğrencileri Eylem Odabaş, Nimo Hussein Yussuf ve Fatma Öznur Afacan’ın yer aldığını sözlerine ekledi.
28 Kasım 2024 Perşembe - 09:25 Başkan Akın, “Oyun oynayan değil, oyun kodlayan bir gençlik yetişecek” BAÜN Mühendislik Fakültesi’nde gençlerle ile bir araya gelen Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, başarıya ulaşmada en büyük etkenin planlı çalışma olduğunu belirtirken planlanmayan hiçbir işin sonunda başarı elde edilemeyeceğini söyledi. Başkan Akın, “Oyun oynayan değil, oyun kodlayan bir gençlik yetişecek” dedi. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Balıkesir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığı tarafından düzenlenen "İşte Mühendis" Endüstriyel Kariyer ve İstihdam Platformu” programına katıldı. Programa Başkan Akın’ın yanı sıra Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu, BAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı Zafer Aslan, İş İnsanı Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, rektör yardımcıları, akademisyenler, öğrenciler ve davetliler katıldı. Gençlere planlı çalışmayla ilgili tavsiyeler de bulunan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, gençlerin hayallerinin kendisinin en büyük hedefi olduğunu söyledi. Gençlerin isteklerine, sorunlarına ve taleplerine çözümler geliştirmek için gece gündüz çalıştıklarını belirten Akın, sunacakları imkanlar ve projelerle gençlerin istihdamına ve geleceğine katkı sunmakta kararlı olduğunu belirtti. En büyük destekçimiz gençler Balıkesir’in dünyanın en güzel kenti olduğunu söyleyen Akın, kentin bu potansiyelini ortaya çıkarma yönündeki çalışmalarda en büyük destekçilerinin gençler olduğunu söyledi. Gençlerin doğru rol modeller ile buluşturularak hayatın içerisine entegre edilmesi gerektiğini ifade eden Akın, planlı ve programlı çalışmayla hedeflere kolay ulaşılabileceğini söyledi. Görevi devraldıklarında büyük bir plansızlıkla karşılaştıklarını söyleyen Akın, “Planlanmayan hiçbir işin sonunda başarı olmuyor. Onun için ilk olarak Balıkesir Planlama ve Kalkınma Ajansını kurduk ve bunu şirketleştirdik. 3.5 ay boyunca önümüzü görmek için planlama yaptık. Ortaya “Balıkesir, Türkiye’nin parlayan yıldızı olacaktır” çıktı.” diye konuştu. Burada partizanlık olmaz Gençlerden oluşan bir Yakın Çözüm Ekibi kurduklarına değinen Akın, “Gençlerimiz kapı kapı dolaşıp hanelerin sıkıntılarını, sorunlarını, taleplerini dinliyor ve sorunların çözüme kavuşmasına katkı sağlıyor. Gençlerin hayalleri benim hedefim. Aynı noktaya ilerlemek için mücadele ediyoruz ve birlikte başaracağız. Balıkesir milli birliğin ve beraberliğin sembolü. Burada ancak milli birlik ve beraberlik olur. Burada partizanlık olmaz; olamaz. Çünkü biz kuvayi milliyeciyiz. Burada tek hedefimiz birlik ve beraberlik içerisinde memleketimizi kalkındırmak.” dedi. Gençlere yeni istihdam alanları Balıkesir Ticaret Odası, Balıkesir Ticaret Borsası, Balıkesir Ziraat Odası, Sanayi Odası ile büyük bir sinerji içerisinde olduğunu ifade eden Akın, bu sinerjiyi enerjiye çevirmek için onlardan da destek aldıklarını belirtti. Hep beraber Balıkesir sanayisinin ihtiyaçlarını belirleyerek, bir öncelik sıralaması sonucunda, bölge sanayisinin karakterine uygun yetkinlikleri ve meslekleri belirleyeceklerini aktaran Akın, konuşmasına şöyle devam etti: “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı” ve “Millî Eğitim Bakanlığı” sorumluluğundaki alanlarda, ilgili kurumlarla iş birliği sağlayarak sunacağımız eğitimler sonucunda kazandıracağımız mesleki yeterlilik belgeleri ile gençlere yeni istihdam alanları açarken, sanayimizin nitelikli iş gücü arayışına katkıda bulunacağız.” Yeni kalkınma modeli Sanayi sektöründe en büyük sıkıntının nitelikli iş gücü ve ara eleman sorunu olduğunu, bu konuyla ilgili de kolları sıvadıklarını belirten Akın, Balıkesir Sanayi Odası’yla bu soruna çözüm üretmek için birlikte çalışmalar yürütüldüğünü söyledi. Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi’yle iş birliği içerisinde yeni bir kalkınma modeli üzerinde çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Akın, “İş arayan ile işçi arayan arasında köprü görevini hemen üstlendik. Kariyer Merkezlerimizi açtık. Bunu da profesyonel olarak 20 ilçede hayata geçirdik. İhtiyaca göre vatandaşımızı iş sahibi yapmak için çalışıyoruz. “Yeni Ekonomi Mükemmeliyet Merkezi” oluşturarak metalden otomotive, elektrik ve elektronikten kimya ve petrol sektörüne kadar birçok farklı sektörde; alüminyum ve çelik kaynakçısından CNC programcısına, metal kesim operatöründen boyama operatörüne, betoncudan asansör montajcısına kadar birçok farklı meslekte bakanlık onaylı mesleki eğitim belgeleri edinilmesine imkân sağlayacağız.” dedi. Oyun oynayan değil oyunu kodlayan gençlik TECH 10 Teknoloji Eğitim Merkezlerini de bu sürecin bir parçası haline getirerek geleceğin mühendislerine kodlama eğitimlerinden donanım atölyelerine, dijital yetkinlik geliştirme faaliyetlerinden, kurumsal kapasite geliştirme programlarına kadar imkanları sunacaklarına vurgu yapan Akın, oyun oynayan değil oyunu kodlayan gençlik istediklerini söyledi. BALMEK kurslarını kırsala taşıdıklarını söyleyen Akın, ““Halkçı Belediyecilik” anlayışımıza uygun olarak Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Edindirme Kursları (BALMEK) il merkezi ve tüm ilçelerde sanayide kadın istihdamını artırmak amacıyla; su tesisat ustasından dijital çizime, oto kaporta ustasından balık ağı örme tamiri ve donanımına kadar birçok alanda “Ustalığa kadın eli değecek” sloganıyla kurslar açıyoruz. Balıkesir Sanat’ın inşaatı da bitmek üzere. Balıkesir Şehir Tiyatrosu kentimize hayırlı olsun. Balıkesir’i en iyi şekilde yönetmek için ekip arkadaşlarımla birlikte gece gündüz çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı. Başkan Akın, “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak üniversitelerimizle, meslek odalarımızla, iş insanlarımızla, derneklerimizle iş birliği ve dayanışma içinde olarak gençlerimizin istihdamına ve geleceğine katkı sunmakta kararlıyız. Daha güçlü bir Balıkesir için hızla değişen yenilikçi dünyayı yakalamamız bir zorunluluk” dedi. Hayal edin Programda Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan da gençlere hem hayatta hem de iş dünyasında başarılı olmak için tavsiyeler de bulundu. Gençlere “Hayal kurmaktan vazgeçmeyin” diyen Doğan, her şeyin hayalle başladığını ve hayallerinin peşinden koşmanın başarıya ulaşmadaki en önemli şey olduğunu söyledi.
27 Kasım 2024 Çarşamba - 16:45 SBTÜ’den çağ atlatacak buluş Türkiye’nin önde gelen devlet üniversitelerinden Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (SBTÜ), önemli bir teknolojik buluşa imza attı. Bilkent Üniversitesi ile ortak yürütülen çalışmada geliştirilen bragg ızgara ile sağlık sektörünün yanı sıra veri aktarımında ve savunma sanayiinde yeni bir çağa geçiş yapılacak. 2018’de kurulan SBTÜ, yaptığı Ar-Ge çalışmaları ve buluşlarla dikkat çekiyor. Üniversite-sanayi iş birliğini ileri bir seviyeye taşıyan SBTÜ, bir teknolojik buluşa daha imza attı. Veri iletimi, savunma sanayiinde yer belirleme ve lazer gibi sistemlerde kullanılan ışığa hükmetmeyi başaran SBTÜ akademisyenleri, ışığın sonsuz gücünden faydalanmanın yollarını buldu. Bilkent Üniversitesi ile ortak yürütülen çalışmada geliştirilen bragg ızgara ile sağlık sektörünün yanı sıra veri aktarımında ve savunma sanayiinde yeni bir çağa geçiş yapılacak. Alzheimer hastalığının erken teşhisinde de kullanılabilecek bragg ızgara teknolojisinin lansman toplantısı yapıldı. SBTÜ senato salonundaki toplantıya SBTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Kul ile akademisyenler katıldı. Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Kurul Üyesi ve Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Timuçin Emre Tabaru, ‘Bir dalga kılavuzu, bir bragg ızgara üretim yöntemi ve yöntem ile elde edilen bir bragg ızgara’ adlı çalışmanın kullanım alanlarından bahsetti. “İnsanlık yararına bir buluş” Yaptığı çalışmalardan ötürü Doç. Dr. Tabaru’ya teşekkür belgesi veren Rektör Prof. Dr. Mehmet Kul, “Hocamızın yaptığı çalışmaların nihai sonucu bu patenti almaktı. Bu araştırmanın dünya çapında çok özgün olduğu, ilk defa yapıldığının kanıtı da bu patenttir. Timuçin hocam ve diğer arkadaşlarımız Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi’ndeki (UNAM) bilim adamları ile birlikte yaptıkları çalışmalar sonucunda patent başvurusunda bulundular. Bu patent onaylandı. Timuçin hocamıza ve katkı sağlayan bütün akademisyenlerimize teşekkür ediyoruz. İnsanlık yararına bir buluş. Alzheimer hastalığının erken teşhisinin yanı sıra diğer medikal alanlarda da kullanılabilecek önemli bir buluş. Yeni buluşların da önünü açacak bir çalışma” dedi. “Alzheimer hastalığının erken teşhisinde kullanılabilecek” Işığı kontrol ederek, hükmetmeyi keşfettiklerini ifade eden Doç. Dr. Timuçin Emre Tabaru, “Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi UNAM ile birlikte ortak yapılan çalışmanın ardından patent başvurumuzun sonucu için buradayız. Bu patentle biz aslında ışığın farklı alanlarda kontrolünü sağlayarak yani ışığa hükmederek; medikal alanlara, lazer sistemlerine, onlar dışında kuantum teknolojilerine doğru yönelecek, her biri insanlık yararına olan farklı sektörlerde kullanılabilecek bir parça ürettik. Yeni çağın fotonik entegre devrelere doğru yöneldiği bir durumda fotonik aygıtları geliştirebileceğiz. Bunun da bize yüksek hızlı haberleşme, kuantum teknolojilerine doğru yönelecek bir kapıyı açacağını düşünüyoruz. Buradan elde edilecek verilerle birlikte hem üniversitemize hem de insanlık yararına katkı sunacağız. Aynı zamanda Alzheimer hastalığının erken tespitine yönelik fiber optik sensörlerin üretimine başlamış bulunmaktayız. Sağlık Enstitüleri Kurumu tarafından bizim projemiz desteklendi. Burada ürettiğimiz malzemeleri orada biyoalgılama için de kullanacağız” ifadelerine yer verdi.
Bilişim uzmanından çocuklarının sosyal medya kullanımı konusunda ailelere uyarılar
19 Eylül 2024 Perşembe - 09:56 Bilişim uzmanından çocuklarının sosyal medya kullanımı konusunda ailelere uyarılar Sosyal medyanın çocuklar için büyük bir çekim gücü olduğunu, ancak bu platformların getirdiği risklerinde olduğunu belirten Bilişim Uzmanı Yasin Abbaz, çocuklarının sosyal medya kullanımı konusunda ailelere uyarılarda bulundu. Çocuklar sosyal medya platformlarında siber zorbalık riskiyle karşı karşıya kalabileceklerini ifade eden Bilecik’in Bozüyük ilçesindeki Yasin Abbaz, bu durumun çocukların kendilerine olan güvenlerini zedeleyebileceğini ve psikolojik sorunlara yol açabileceğini söyledi. Abbaz, sürekli sosyal medyada vakit geçirmek, çocukların sosyal ve akademik hayatını olumsuz etkileyebileceğini belirterek çocuklarda konsantrasyon kaybı ve izole olma gibi problemler ortaya çıkabileceğini ifade etti. Yasin Abbaz, açıklamasında şunları söyledi; “Çocuklar, kişisel bilgilerini paylaşma konusunda dikkatli olmayabilirler. Fotoğraflar, adresler ya da özel bilgiler kötü niyetli kişilerin eline geçebilir. Çocuklar sahte haberler, yanlış bilgiler ya da yaşlarına uygun olmayan içeriklerle karşılaşabilirler. Bunun için ebeveyn olarak, çocuklarınıza sosyal medyanın tehlikeleri hakkında bilgi verin. Açık ve samimi bir iletişim kurarak onları bu konuda eğitin. Günlük ekran süreleri belirlemek ve sosyal medya kullanımını sınırlamak, çocukların dengeli bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir. Çocuklarınıza, sosyal medya hesaplarında gizlilik ayarlarını nasıl kullanacaklarını öğretin. Kişisel bilgilerin kimlerle paylaşıldığı konusunda dikkatli olmalarını sağlayın. Çocuklarınızla sosyal medya deneyimlerini paylaşın. Güvenli ve doğru platformlarda zaman geçirmelerini teşvik edin. Bu sayede hem denetim hem de yönlendirme sağlayabilirsiniz. Ebeveyn olarak, sosyal medya platformlarını siz de anlamalı ve kullanmalısınız. Bu, çocuklarınızla bu konuda konuşurken daha bilgili ve güven verici olmanıza yardımcı olur. Çocuklarınızın sosyal medyada geçirdiği zamanı denetlemek ve gerektiğinde müdahale etmek için teknolojik çözümler (ebeveyn kontrol uygulamaları gibi) kullanabilirsiniz. Sosyal medya, doğru kullanıldığında eğlenceli ve eğitici olabilir, ancak çocuklar için birçok tehlikeyi de barındırır. Ebeveynlerin bu konuda aktif rol alması, çocuklarının güvenliğini ve sağlıklı gelişimlerini sağlamada kritik bir öneme sahiptir. Sosyal medyanın zararlarını anlatmak ve doğru kullanım alışkanlıkları kazandırmak, hem çocuklarınızın dijital dünyada güvende olmasını sağlar hem de onların gelecekteki sosyal medya alışkanlıklarını şekillendirir. Kısacası yapmamız gereken; Çocuklarımızı sosyal medya ve internet ortamında dolaşırken, ebeveyn denetimine tabi tutmak.”
Uzmanlardan çağrı cihazı uyarısı
18 Eylül 2024 Çarşamba - 16:09 Uzmanlardan çağrı cihazı uyarısı Van’da bilişim uzmanı Bilgin Berge, İsrail’in Lübnan’a düzenlediği siber saldırıyı değerlendirerek, “Haberleşme özelliği olan her şey risklidir. Özellikle radyo frekanslarının herkes tarafından kolayca kullanılmaması gerekiyor” dedi. İsrail’in Lübnan’a düzenlediği siber saldırıda iletişim cihazlarının patlatılması sonucu 9 kişi hayatını kaybederken yüzlerce kişi de yaralandı. Siber saldırı sonrası ‘Pager’ olarak adlandırılan ve Hizbullah tarafından kullanılan iletişim cihazları gündem olurken, uzmanlar bu konuda uyarılarda bulundu. Van’da 19 yıldır bilişim sektöründe hizmet veren 4B Yazılım sahibi Bilgin Berge, İsrail’in Lübnan’a düzenlediği siber saldırıyı değerlendirerek, “Herkesin dilinde bu aralar telefon patlatma olarak geçiyor ama bu bir çağrı cihazı. Öncelikle çağrı cihazı ile telefonları birbirine karıştırmakta fayda var. Günümüzdeki telefonlar sim kartla çalışır, dolayısıyla burada bir baz istasyonu vardır, çağrı cihazları ise radyo frekansları ile çalışır. Dolayısıyla burada da bir kablosuz haberleşmeden bahsediyoruz. Kablosuz haberleşme olduğu için bu baz cihazlara erişmek oldukça basittir. Böyle bir saldırı mümkün tabi, burada saldırının ne şekilde yapıldığını irdelemekte fayda var. Ben kendimce ufak bir araştırma yaptım. Öncelikle cihazları üreten firma, cihazların kendileri tarafından üretilmediği yönünde bir açıklama yapmış. Lisans verdiği bir firma tarafından üretildiği yönünde açıklama yapmış. Yine bu firmanın internet sayfasında, hakkımızda sayfası ile ürün sayfasının erişilemez olduğunu görmekteyiz. Firma, cihazın teknik özelliklerini, cihaz görsellerinin çok fazla yayılmasını istemiyor. Yüksek ihtimalle çağrı cihazlarına saldırmak isteyenler, bu çağrı cihazlarının sinyallerini tespit ettiler. Daha sonra aynı sayıda cihaz ürettirdiler. Zaten bu cihazlar 95 gram ağırlığında olduğu için en fazla 10-20 gram patlayıcı kullanabilirsiniz. Patlama riski daha fazla olan batarya yerleştirildiğini düşünüyorum. Dolayısıyla firma, sosyal mühendislik yöntemiyle tespit ettiği cihazlara sahte bir mesaj atarak cihazların değiştirilmesini istemiştir. Böylelikle kullanıcılar da cihazlarını değiştirmişlerdir ya da o an bir değiştirme noktası belirlemişlerdir. Dolayısıyla saldırı yapacakları günü beklemişlerdir. Burada da şuna dikkat etmişlerdir. Cihazlar aynı frekansa geldiler mi? Yoğunluk var mı? Ona bakmışlar. Çünkü patlatılan cihazların hepsinin benzer lokasyonlarda olduğunu görmekteyiz. Bu frekanslar birbirine yaklaştı. Arka tarafta saldırganlar bir sinyal gönderdiler. Tabi bu sinyal bir mesaj olabilir, sesli komut da olabilir. Ardından da cihazlar kendilerini patlatmışlar. Durumun böyle olduğunu düşünüyorum” dedi. Haberleşme özelliği olan her şeyin riskli olduğuna dikkat çeken Berge, “İnsanlar bir sırrını bile başkasına anlattığında, o sırrının dahi başkalarına gittiğini görmekteyiz. Dolayısıyla riski azaltabiliriz. Bunun içinde radyo frekanslarının herkes tarafından kolayca kullanılmaması gerekiyor. Yetkililer tarafından bunun denetlenmesi gerekiyor. Otoparklarda radyo frekansları kullanılıyor ve herkeste buna çok rahat ulaşabiliyor. Bunların yetkilendirilmesi, en azından denetlenmesi gerekiyor. Çünkü saldırganlar sürekli tetiktedir ve sürekli bir yerlere saldırma peşindeler. Böyle olunca da bir şeyler ele geçiriliyor” diye konuştu.
Türk savunma sanayiinden ‘eğitim’ ihracatı
18 Eylül 2024 Çarşamba - 15:01 Türk savunma sanayiinden ‘eğitim’ ihracatı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Türk savunma sanayisinin üç ülkeyle eğitim ve akademi programları üzerine ihracat görüşmelerinin devam ettiğini ve bir ülkeye ihracat yapıldığını söyledi. Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Ankara’da bir otelde gerçekleştirilen “Milli Yetkinlik Hamlesi" lansman programında Türk savunma sanayisinin gelecek dönemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Savunma sanayiindeki gelişimin yalnızca salt rekabet yerine sistematik bir düzen içerisinde olması gerektiğine vurgu yapan Görgün, “Bağımsız savunma sanayiinin gerekliliği olan tüm teknolojilerde bir sistematik dahilinde kazanmaya devam ederken, yarının teknolojilerine de bugünden odaklanmaya başladığımızı, bu alanda faaliyetler gösterdiğimizi de ifade etmek isterim. Savunma sanayimizin yeni dönem gelişimini salt rekabetten ziyade ekosistemin yetenek, yetkinlik, performans, potansiyel ve kapasite olarak birbirlerini tamamlamaları üzerine gayret gösteriyoruz” dedi. Şirketlerin icra kurullarıyla toplantılar gerçekleştirdiklerini ve mutabakatlar oluşturulduğunu dile getiren Görgün, “Şirketlerle alanları netleştirerek birbirlerini tamamlama yönünde çalışmaların önünü açacak politikalar üretiyoruz. Şirketlerimizin stratejilerini, birbirlerinin eksikliklerini ya da yetenek açılımlarını tamamlamaya yönelik oluşturdukları iş birliği imkanları da doğal olarak artacak” ifadelerini kullandı. Görgün ayrıca Savunma Sanayii Başkanlığı’nın sahip olduğu beceri ve deneyimlerin kişiler yerine sistemde kalmasını sağlayacak çalışmaları olduğunu da kaydetti. Görgün konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yaptığımız ihracat teslimatlarla birlikte vurguladığımız bir hususta teslimatlardan daha fazla yeni sözleşmeler de imzalıyoruz. Bakiye siparişimiz de her geçen gün artarak devam ediyor. Geçtiğimiz yıl 5,5 milyar teslimat, 10,2 milyar değerinde sözleşme imzalamıştık. Bu sene hem teslimatta hem sözleşme imzası bakımından 2023’e göre çok daha iyi bir sonucu sizlerle paylaşacağımı tekrardan ifade etmek istiyorum.” Savunma sanayiinden eğitim ihracatı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, ayrıca ‘eğitim’ ihracatı gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Bu çerçevede üç ülkeyle savunma sanayii alanında eğitim ve akademi programları üzerine ihracat görüşmelerinin devam ettiğini dile getiren Görgün, ayrıca bir ülkeye ihracat yapıldığını kaydetti.
Oto sanayi ustası fren sistemlerinin korunması uyarısında bulundu
18 Eylül 2024 Çarşamba - 13:46 Oto sanayi ustası fren sistemlerinin korunması uyarısında bulundu Fren sistemlerine bağlı kazaların en aza indirilmesi için yılda en az 1 defa bakım yapılmasının gerektiğini belirten 44 yıllık oto fren ustası Zafer Ertan, “Uzun yolculuk ardından 1 saat dinlendirilmeden yıkanan araçların fren sistemi hasar görür” dedi. Günümüzde trafik kazaları her geçen gün artarken araçlarda yapılması gereken bakımlara dikkat çekiliyor. Özellikle motor, fren ve lastik bakımlarının hayati önem taşıdığı günümüzde, oto sanayiye yıllarını vermiş ustalar vatandaşları uyarıyor. Kazaların önüne geçilmesinde fren sistemlerinin büyük önem taşıdığını ve dikkat edilmesi gerektiğini belirten 44 yıllık oto fren ustası Zafer Ertan, “Uzun yoldan geldikten sonra kesinlikle arabayı 1 saat dinlendirmeden yıkamamak gerekiyor” dedi. “Arabayı 1 saat dinlendirmeden yıkamamalıyız” Yolculuk tamamlandıktan hemen sonra araç yıkanmasının fren disklerine zarar verdiğini belirten Zafer Ertan, “Uzun yoldan geldikten sonra kesinlikle arabayı 1 saat dinlendirmeden yıkamamak gerekiyor. Yıkanırsa, diskler atar. Yüksek süratte frene basıldığı zaman direksiyonu titretir. Araba kasasını oynatır. Şehir içinde kullanıldığı zaman da aynı şekilde arabayı 1 saat dinlenmeden yıkamamak gerekiyor. Araçların fren bakımlarının kıştan çıktıktan sonra yapılması gerekiyor. Kış aylarında araçları fazla kullanmıyoruz, kar ve buz olabiliyor. Fren sistemlerinde kayıcı parçalar var. Kıştan çıkınca araçlarda bakım yapılmalı ve balata durumu kontrol edilmeli. Kayıcıların sağlıklı çalışıp çalışmadığı da kontrol edilmeli” dedi. “Fren sistemlerinin yılda en az 1 kez kontrol edilmesi gerekiyor” Fren sistemlerinde oluşan tahribatların ve bozulmaların tespit edilmesi için yılda en az 1 kez kontrol edilmesi gerektiğini belirten Eskişehirli oto fren ustası Ertan, şu ifadeleri kullandı: “Kullanmaya bağlı olarak bir balatanın ömrü normalde 25-30 bin kilometre kadardır. Bazı balatalar 40 binde, bazı balatalar da 25 binde biter. Kullanım çok önemlidir. Frene bağlı kaza riskini en aza indirmek için senede en az 1 kere kontrol edilmelidir. Çok kullanılan ticari araçların da yılda 2 kez kontrol edilmesinde fayda vardır.”
Teknolojide ‘Siber Harp’ tehlikesi
18 Eylül 2024 Çarşamba - 13:10 Teknolojide ‘Siber Harp’ tehlikesi Bilişim Uzmanı Hakan Topuzoğlu, teknolojik cihazlarda bulunan çip yazılımlarına güncelleme ve denetlemelerin yapılabilmesi için bırakılan arka kapıdan cihazların kontrol edilerek ’Siber Harp’ ihtimalinin arttığını belirterek, bu durumun ulusal bir güvenlik sorunu olduğunu söyledi. Yazılımı ve üretimi bilinmeyen cihazların kullanımının her zaman tehdit oluşturduğunu söyleyen Hakan Topuzoğlu, “Aslında uzun süredir hep dile getirmeye çalışıyoruz. Cihazların da yazılımının bir arka kapısı var. Malum devrelerden oluştuğu için ve bu çipler üzerinde de uzaktan müdahale mümkün olduğu için güncellemeler yapılabilmesi amacıyla böyle bir şey aslında mümkün. Tabii ki bunu başka bir devletin yapıp yapmadığını ispat etmek de çok kolay değil ama bizim burada biz ne yapabiliriz konusuna değinmemiz gerekiyor. Elbette bu bir ulusal güvenlik sorunudur. Çünkü kullandığımız cihazlar dolayısıyla biz başka ülke bağımlıyız ve onun da nasıl üretildiğini, ne yapıldığını, hangi cihazların programlandığını bilemiyoruz. Bunları bilemediğimiz zaman da haliyle böyle bir tehditle de karşı karşıya kalmış oluyoruz. Bu saldırılar Siber Harp diye geçiyor. Uzun süredir bu gündemde. 2000’li yıllarda da bu konuşuluyordu hep. Artık böyle topla, tüfekle savaşlar kalmayacak. Oturduğu yerden insanları öldürebilecekler diye. Tabii ki o zaman bilim kurgu filmleri gibi geliyordu bize ama bugün bizzat yaşayarak gördüğümüz zaman daha iyi anlaşıldığı kanaatindeyim” dedi. “Yazılımsal olarak kontrol edilen dalgalar duyguları etkileyebilir” Yazılımla birlikte yayılan dalgaların cihaz ısısının yanında duyguları da etkileyebileceğini söyleyen Topuzoğlu, “Aslında bunu herkes yapabilir. Haliyle bir cihaz üreten ya da bir yazılım geliştiren bir kişi kendisinin girebileceği bir kapı bıraktığı için bu noktada bir açık meydana geliyor ve bunu istediği gibi kullanabiliyor. Geçmişte biz araçlarla ilgili mesela böyle bir duyum almıştık. İşte araç kapısını acaba uzaktan mı kilitlediler gibi bir konu gündeme gelmişti. Bu da mümkün. Çünkü bir şekilde haliyle bunlar programlanabilir unsurlar. Devrelerde kullanılabiliyor. Haliyle bilgisayarlar da programlanabiliyor ve hepimizin kullandığı cihazlar var. Cep telefonları var ve cep telefonlarında da belli başlı işletim sistemlerini kullanıyoruz. Bu işletim sistemleri yine nasıl ki nabız ölçülebiliyorsa ısı da arttırılabilir. Yani o ısıyı arttırdığınız zaman da o cihazın patlamasına sebebiyet verebilirsiniz ki bu aslında en basit konu diyebiliriz. Aynı şekilde bir takım dalgalar yayarak insan beyninin algılayabileceği ama kulağının zor duyabileceği bir takım dalgalar algılayarak da onlara ümitsizlik ya da karamsarlık gibi duygular dahi aşılanabiliyor. Yazılımsal arka kapının açık kalması gerekiyor bunlar için. Elbette aslında bizim de ülkemizde yazılım yapan ya da cihaz üreten firmaların bu noktada tabii ki denetlenmeleri de önemli. Yerli ve milli cihazların artması bunların bir kontrolle dağıtılması ve piyasaya sürülmesi gerçekten çok büyük önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı. Topuzoğlu, Türkiye’nin kendi altyapısını oluşturarak olası bir tehlike durumunda önlem alınması gerektiğini söyleyerek, “Tabii ki şu anki internetin merkezi Amerika Birleşik Devletleri ve haliyle tüm bilgiler oradan dağılıyor gibi gözüküyor. Böyle olunca da omurga olarak da oraya bağlıyız. Bir sabah kalktığımız zaman internetsiz kalma ihtimalimiz çok yüksek. Yani sadece kullandığımız yazılımlar, sosyal medya platformları değil, internet omurgası açısından da bağlıyız. O yüzden de aslında bizim de yine Türkiye olarak kendisine ait bir internet omurgasını kurmamız ve bu tarz acil durumlarda kendi omurgamız üzerinden iletişimi devam ettirebilmemiz de çok büyük önem taşımakta. Aslında vatandaşların çok fazla yapabileceği bir şey yok. Yani çünkü kullanıcı modundayız ve bize hangi cihaz verildiyse onu kullanıyoruz. Burada tabii ki devletlerin gerekli önlemleri alması gerekiyor. Dünya çapında da incelediğimiz zaman Rusya, İran, Kuzey Kore ve Çin gibi ülkeler bunun önlemini almışlar. İşte Çin kendisine ait bir işletim sistemi geliştirdi ve artık ben bunu kullanacağım, sizin işletim sisteminizi kullanmayacağım dedi. Yine bir markayı gerçekten büyüterek dünya çapında hale getirerek de elektronik anlamdaki altyapıyı tamamen kendi ülkesine geçirmiş oldu. Bizim de acilen bu konularda önlem almamız, nasıl ki zamanında İHA’lar, SİHA’lar gibi böyle göğsümüzü kabartan çalışmalar yapıldıysa İnternet ve teknoloji alanında alanında da bir seferberlik başlatılması gerçekten çok önemli” dedi.
Deneyap Teknoloji Atölyesi Bilim Sincan’da başladı
18 Eylül 2024 Çarşamba - 12:46 Deneyap Teknoloji Atölyesi Bilim Sincan’da başladı Sincan Belediyesi geleceği şekillendirecek, üretken gençler yetiştirme hedefini sürdürüyor. Teknolojiyi verimli ve etkin kullanan, bilim alanında projeler üreten gençler yetiştirmek amacıyla Milli teknoloji hamlesi kapsamında açılan Deneyap Teknoloji Atölyesi Bilim Sincan’da başladı. T3 Vakfı ve TÜBİTAK birliği ile hizmete sunulan “Bilim Sincan” merkezinde gençler ve çocuklar bilimle buluşmaya devam ediyor. 6-14 yaş arası öğrencilerin, bilim ve teknolojiye duyduğu ilgi ve merakı arttıran, problem çözme becerilerini geliştiren Bilim Sincan’da atölyelerle öğrenciler bilimle tanışıyor ve problem çözme becerilerini geliştiriyor. Aynı zamanda da hem eğlenmeleri hem de yeni deneyimler kazanmaları amaçlanıyor. Deneyap Teknoloji Atölyesinde eğitimler başladı Bünyesinde Astronomi Uzay ve Havacılık, Doğa Bilimleri Atölyesi, Matematik Atölyesi, Tasarım Atölyesi ve Teknoloji Atölyesi yer alan Bilim Sincan şimdi de Deneyap Teknoloji atölyesi ile gençleri buluşturdu. T3 Vakfı’nın yapmış olduğu sınavlarda başarılı olan ortaokul ve lise öğrencilerinin katıldığı Deneyap Teknoloji Atölyesinde eğitimler başladı. Deneyap Teknoloji Atölyesinde 36 aylık eğitim programına dahil olmaya hak kazanan öğrenciler; Tasarım ve Üretim, Robotik ve Kodlama, Elektronik Programlama ve Nesnelerin İnterneti, İleri Robotik, Siber Güvenlik, Enerji Teknolojileri, Havacılık ve Uzay Teknolojileri, Yazılım Teknolojileri, Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji, Mobil Uygulama ve Yapay Zeka olmak üzere on bir farklı alanda ücretsiz teknoloji eğitimleri alıyor. Bu eğitimlerle gençler bilim ve teknoloji alanında proje geliştirme, takım çalışması ve tasarım odaklı beceriler kazandırılarak bilim ve teknolojiyi etkin kullanan, üretken bireyler olarak geleceğe hazırlanıyor.
Ertuğrul Fırkateyni şehitleri 134’üncü yılında anıldı
17 Eylül 2024 Salı - 20:46 Ertuğrul Fırkateyni şehitleri 134’üncü yılında anıldı Ordu’nun Ünye ilçesinde Türk-Japon Dostluğu ve Ertuğrul Fırkateyni Şehitleri Derneği tarafından, 134 yıl önce fırtınaya yakalanarak batan Ertuğrul Fırkateyni’nde şehit olan denizciler için anma töreni düzenlendi. Japonya’dan dönüş yolunda 134 yıl önce fırtınaya yakalanarak batan Ertuğrul Fırkateyni’nde aralarında 9 Ünyelinin de bulunduğu 550 denizci şehit olurken, 69 denizci yaralı olarak kurtulmuştu. Türk-Japon Dostluğu ve Ertuğrul Fırkateyni Şehitleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Sait Kapıcıoğlu ve yönetim kurulu üyelerinin anıta çelenk sunmasıyla başlayan programda şehitlerin anısına saygı duruşunda bulunularak Japon ile Türk milli marşları çalındı. Programın açılışında konuşan Türk-Japon Dostluğu ve Ertuğrul Fırkateyni Şehitleri Derneği Prof. Dr. Sait Kapıcıoğlu, “Ertuğrul şehitleri törenine son kez katıldığımı ifade etmeliyim. Bu anıtı kurduk ve yaşatılmasını size bırakıyoruz. Bu anıt sadece Ünyeli şehitleri değil, tüm Karadenizli ve ülkedeki Ertuğrul gazi ve şehitlerini temsil eden Türkiye’nin tek, Ünye’nin ise biricik uluslararası anıtıdır. Coşkulu tören düzenlemek benim için artık çok zorlaştı. Geçmişi düşünmek bana acı veriyor. Bilimde yaptığım çalışmalar dünya tıp literatüründe ebediyen kalacak şekilde yazılmıştır” dedi. Programda konuşan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler, “Sait hocamızın çok özel bir yeri var. Bu projenin başından beri içindeyiz. Yeri tahsis ettik ve milli emlakten aldık. Belli bir zaman içinde sahipliği noktasında süresini uzatacağız. Projeyi biz yapacağız. Oradaki konuyu Sait hocamızla görüşeceğiz. Hem tarihin değişik boyutlarını ele alırız hem de böyle güzel bir yerde dostluğu gerçekleştiririz. Bu, aynı zamanda Türk-Japon dostluğunu somut güzel bir şekilde ortaya çıkaracaktır” diye konuştu. Ünye Kaymakamı Ayhan Işık, “Bu Anıt, Japonya’nın Yokohama Limanı’ndan 15 Eylül 1890’da ayrıldıktan sonra Kushimoto açıklarında tayfuna yakalanan ve 16 Eylül 1890’da kayalıklara çarparak batan Ertuğrul Fırkateyn’de şehit olan Türk denizciler anısına 2014 yılında yaptırılmıştır. Bu anıt Türkiye’de yapılan ilk ve tek anıttır. Elim kazada yaralıları kurtarmaya çalışan Kuşimoto köylülerinin gayretleri, şimdiye kadar devam eden ve daha da güçlenen Türk-Japon dostluk ilişkilerinin temelini oluşturmuştur. Ertuğrul Fırkateyninkinde şehit olan denizcilerimize ve Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, kardeşlerimize ise minnet duygularımızı hepinizi saygıyla selamlıyorum” şeklinde konuştu. Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı ise, “Tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. 1889 yılında fırkateyn İstanbul’dan yola çıkıyor. Sait hocamız bunu dolu bir şekilde anlattı. 1890 yılında geri dönüşte 550 askerimizin şehit, 69 askerimizin yaralı olarak çıktığı bir durum. Kıymetli hocamızın anıtın ve çevresinin oluşumunda çok ciddi katkıları vardır. Gelecek programlarda da hocamızla birlikte olacağız. Gençlerin de bu işi taşıyacaklarına inanıyorum” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Türk-Japon Dostluğu ve Ertuğrul Fırkateyni Şehitleri Derneği Başkanı Sait Kapıcıoğlu tarafından Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler ve Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı’ya yüksek hizmet beratı verildi. Program Haysiyet Anıtı, Hümanizm Anıtı, A. Mert Kapıcıoğlu Anıtı ile geçitli eserlerin şehitler anıtlarının açılmasıyla sona erdi.