TEKNOLOJİ - 19 Eylül 2024 Perşembe 09:56

Bilişim uzmanından çocuklarının sosyal medya kullanımı konusunda ailelere uyarılar

A
A
A
Bilişim uzmanından çocuklarının sosyal medya kullanımı konusunda ailelere uyarılar

Sosyal medyanın çocuklar için büyük bir çekim gücü olduğunu, ancak bu platformların getirdiği risklerinde olduğunu belirten Bilişim Uzmanı Yasin Abbaz, çocuklarının sosyal medya kullanımı konusunda ailelere uyarılarda bulundu.


Çocuklar sosyal medya platformlarında siber zorbalık riskiyle karşı karşıya kalabileceklerini ifade eden Bilecik’in Bozüyük ilçesindeki Yasin Abbaz, bu durumun çocukların kendilerine olan güvenlerini zedeleyebileceğini ve psikolojik sorunlara yol açabileceğini söyledi. Abbaz, sürekli sosyal medyada vakit geçirmek, çocukların sosyal ve akademik hayatını olumsuz etkileyebileceğini belirterek çocuklarda konsantrasyon kaybı ve izole olma gibi problemler ortaya çıkabileceğini ifade etti. Yasin Abbaz, açıklamasında şunları söyledi;


“Çocuklar, kişisel bilgilerini paylaşma konusunda dikkatli olmayabilirler. Fotoğraflar, adresler ya da özel bilgiler kötü niyetli kişilerin eline geçebilir. Çocuklar sahte haberler, yanlış bilgiler ya da yaşlarına uygun olmayan içeriklerle karşılaşabilirler. Bunun için ebeveyn olarak, çocuklarınıza sosyal medyanın tehlikeleri hakkında bilgi verin. Açık ve samimi bir iletişim kurarak onları bu konuda eğitin. Günlük ekran süreleri belirlemek ve sosyal medya kullanımını sınırlamak, çocukların dengeli bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir. Çocuklarınıza, sosyal medya hesaplarında gizlilik ayarlarını nasıl kullanacaklarını öğretin. Kişisel bilgilerin kimlerle paylaşıldığı konusunda dikkatli olmalarını sağlayın. Çocuklarınızla sosyal medya deneyimlerini paylaşın. Güvenli ve doğru platformlarda zaman geçirmelerini teşvik edin. Bu sayede hem denetim hem de yönlendirme sağlayabilirsiniz. Ebeveyn olarak, sosyal medya platformlarını siz de anlamalı ve kullanmalısınız. Bu, çocuklarınızla bu konuda konuşurken daha bilgili ve güven verici olmanıza yardımcı olur. Çocuklarınızın sosyal medyada geçirdiği zamanı denetlemek ve gerektiğinde müdahale etmek için teknolojik çözümler (ebeveyn kontrol uygulamaları gibi) kullanabilirsiniz. Sosyal medya, doğru kullanıldığında eğlenceli ve eğitici olabilir, ancak çocuklar için birçok tehlikeyi de barındırır. Ebeveynlerin bu konuda aktif rol alması, çocuklarının güvenliğini ve sağlıklı gelişimlerini sağlamada kritik bir öneme sahiptir. Sosyal medyanın zararlarını anlatmak ve doğru kullanım alışkanlıkları kazandırmak, hem çocuklarınızın dijital dünyada güvende olmasını sağlar hem de onların gelecekteki sosyal medya alışkanlıklarını şekillendirir. Kısacası yapmamız gereken; Çocuklarımızı sosyal medya ve internet ortamında dolaşırken, ebeveyn denetimine tabi tutmak.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Selçuk Üniversitesi’nden antibiyotik direnci ve tavuk vebasına yönelik iki önemli aşı projesi Selçuk Üniversitesi, gelecekteki pandemilere karşı aşı geliştirme çalışmalarında önemli bir rol üstleniyor. Selçuk Üniversitesi Aşı Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Osman Erganiş, yoğun bakım hastalarında antibiyotiklere dirençli bir enfeksiyona ve tavuk vebasına yönelik iki önemli aşı üzerinde çalıştıklarını söyledi. TÜBİTAK 1004 Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı çerçevesinde Korunma ve Tedavi Ulusal Platformu (KORTUP) bünyesinde yürütülen projelerle insan ve hayvan sağlığı için kritik öneme sahip aşılar geliştiriliyor. Merkez, 20’den fazla üniversiteden 100’ün üzerinde bilim insanı ile birlikte çalışarak Türkiye’nin aşı geliştirme kapasitesini artırmayı hedefliyor. Prof. Dr. Erganiş, KORTUP’un gelecekteki pandemilere hazırlık amacıyla çok sayıda aşı geliştirme projesini bir araya getiren bir platform olduğunu söyledi. Erganiş, “Türkiye genelinde 7 üniversitenin ana yürütücü olduğu projelere, 20 farklı üniversiteden bilim insanları destek veriyor. Bu platformun en önemli merkezlerinden biri de Selçuk Üniversitesi’dir. Biz, yoğun bakım hastalarında antibiyotik direncine neden olan bir bakteri türü olan Klebsiella pneumoniae için aşı geliştirme projesinin yürütücülüğünü üstleniyoruz. Aynı zamanda tavuk vebası (H9N2) virüsüne karşı geliştirilecek hayvan aşısı projesinde de etkin bir rol oynuyoruz. Her iki projenin de kritik aşamaları, üniversitemizin Aşı Geliştirme Merkezi laboratuvarlarında gerçekleştiriliyor” dedi. Antibiyotik direnciyle mücadelede Selçuk Üniversitesi’nin girişimi Dünya Sağlık Örgütü’nün, antibiyotik direncinin 2050 yılında yılda 50 milyon ölüme neden olacağını öngördüğünü söyleyen Prof. Dr. Erganiş, “Bu çerçevede Selçuk Üniversitesi olarak Klebsiella Pneumoniae’ye karşı protein aşısı geliştirme çalışmalarımız sürüyor. Bu aşı, antibiyotik direncine karşı mücadelede bir dönüm noktası olacak. İki farklı protein ürettik ve şu anda saflaştırma aşamasındayız. Bu aşının yoğun bakım hastalarında hayatta kalma oranını artırmasını hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. “Hayvan sağlığı için de çalışıyoruz” Hayvan sağlığında ise H9N2 serotipine karşı bir aşı geliştirme projesinde yer aldıklarını belirten Erganiş, “Aşının formülasyonu ve etkinlik testleri üniversitemiz laboratuvarlarında yapılacak. Selçuk Üniversitesi olarak hem insan hem de hayvan sağlığına katkı sağlayacak bu tür projelerde bilimsel kapasitemizi en üst düzeyde kullanıyoruz” dedi. Projenin İzmir Biyotıp ve Genom (IBG) Merkezinden Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Koçer tarafından yürütüldüğünü belirten Erganiş, şu bilgileri paylaştı: “Projede adenovirüs temelli H9N2 aşısı üzerine çalışmalar yapan Ankara Üniversitesinden Prof. Dr. Hakan Akbulut ve ekibi de yer alıyor. Zeynep Koçer’in yürütücülüğünde saha uygulamalarına yönelik etkinlik testlerini, Selçuk Üniversitesi olarak biz gerçekleştireceğiz. Tavuklarda bu hastalığı kontrol altına alabilirsek diğer bazı hastalıkların da yayılımını azaltabilir ve tavukçuluk sektörünün ekonomik zararlarını önleyebiliriz.” “Genç araştırmacılar yetişiyoruz” Erganiş, “KORTUP projelerinde Selçuk Üniversitesi, bilimsel liderliğinin yanı sıra geleceğin bilim insanlarını yetiştirme misyonunu da sürdürüyor. Bu projelerde çalışan doktora ve yüksek lisans öğrencileri, aşı geliştirme süreçlerine doğrudan katkı sağlıyor. Bu projeler, sadece bugünün değil, geleceğin sağlık sorunlarına da çözüm üretmeyi hedefliyor. Pandemi sürecinde oluşan ekiplerimizi dağılmadan daha da genişleterek Selçuk Üniversitesi’nin aşı geliştirme birikimini ülkemize kazandırmak için çalışıyoruz. Hem insan hem de hayvan sağlığını korumak, ülkemizi yeni pandemilere karşı hazırlamak en büyük hedefimiz. Selçuk Üniversitesi, bu hedef doğrultusunda güçlü adımlarla ilerlemeye devam ediyor” diye konuştu.
İstanbul Arnavutköy’de haraç vermemek için direnen işletmeye el bombası attılar, o anlar kamerada İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde bir bahane üreterek haraca bağlamak istedikleri işletmeyi bir kaç kez kurşunlayan çete, iş adamından istedikleri parayı alamayınca işletmeye el bombası attı. Yaşanılan korku dolu anlar güvenlik kamerası tarafından görüntülenirken, şahısların iş adamını arayarak bir sonraki el bombasını evine atacaklarını söyledikleri tehdit konuşmalarını içeren telefon konuşmaları da cep telefonu kamerasıyla görüntülendi. İstanbul’un Arnavutköy İlçesi’nde bir oto galeriye dadanan çete, iş adamı K.B.’nin korkulu rüyası haline geldi. İddiaya göre, bir kaç ay önce N.Ö. isimli çalışanın işten çıkartılmasını bahane eden çete üyeleri, iş adamından 10 milyon TL haraç istedi. Çeteye parayı vermeyi kabul etmeyen iş adamının işletmesi defalarca kez kurşunlandı. İş adamı sürekli tehdit mesajları aldı. İşletmeye el bombası atıp kaçtılar Uğradığı silahlı saldırıların ardından çete üyeleri işletme içerisine el bombası atarak kaçtı. Saldırı sonrasında yabancı bir ülkeye kayıtlı numaradan aranan iş adamı yine tehdit edildi. Telefonla aranan iş adamı, "Senin devletin bile bizi yakalayamaz, bir sonraki saldırı evine olacak" şeklinde tehdit edildi. Gerçekleşen saldırılar güvenlik kamerası tarafından saniye saniye görüntülendi. Polis ekiplerinin çete üyelerini yakalamaya yönelik çalışmalarının devam ettiği öğrenildi. "Daha bunun ötesi ne olacak füze mi atacaklar, uçaksavar mı atacaklar ne atacaklar bilmiyorum" Çete tarafından tehdit edilmeye devam edilen iş adamı Kemal Bayrak yaşadıklarıyla ilgili, "’Yanınızda çalışan kişiyi işten çıkartmışsınız 10 milyon TL vereceksiniz’ diye bir telefon araması aldım ve o gece işyerim kurşunlandı. Ben durumu polise bilirdim, ikinci gün yine bir tehdit telefonu aldım ve o gece de işyerim kurşunlandı. Daha sonra bu telefonlar sürekli devam etti. Beni arayan yurt dışı numaraları üzerinden ’bir sonraki mermi kafanıza gelecek’ şeklinde tehditler aldım. Biz konuyu yargıya taşıdık ancak bu süreç içerisinde aynı kişilerin Arnavutköy’de 6 iş yerine daha aynı bahaneyle para istedikleri ve çökmeye çalıştıkları öğrendik. Geçtiğimiz gün ben yine bir telefon aldım. ’Galerine bomba attık sıra şu anda evinde diyerek’ evimin bir resmini çekmişler ve doğalgaz kutusunu işaretlemişler. Ertesi gün geldiğimde gerçekten iş yerime bomba atıldığını gördüm. İşin geldi son noktada silah, tehdit bir yere kadar işin içerisine el bombası girdi. Artık can güvenliğimiz tehdit altında, sadece benim değil ailemin can güvenliği de tehdit altında. Arnavutköy’de birçok işletme şu anda bu durumda ve mağdur. Daha bunun ötesi ne olacak füze mi atacaklar, uçaksavar mı atacaklar ne atacaklar bilmiyorum" ifadelerini kullandı. "Yakalamaya yönelik çalışmaları devam etmektedir" İşletme avukatı Ali Ercan Kalay ise, "Müvekkilim silahlı saldırıya uğramıştır. İş yerinde yaklaşık 5 milyon TL’lik zarar bulunmaktadır. Bu konuyla alakalı bir süreç başlatılmıştı. Müvekkilime saldırıyı düzenleyen şüphelilerden 4 kişinin yakalandığını öğrendik, ancak kimliği tespit edilen diğer şüphelilerin yakalanma çalışmaları devam etmektedir. Polis ekipleri müvekkilimin 24 saat esasına dayalı olarak evinde ve iş yerinde gerekli önlemleri almıştır. Gerekli çalışmalar devam etmektedir" dedi.
İzmir Binlerce şoför esnafı için ÖTV teklifi: "Araçların ömrü doldu, destek bekliyoruz" İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Erkan Özkan, binlerce taksi esnafının ÖTV muafiyetini beklediğini belirterek, “Türkiye’de sadece 150 bine yakın taksici esnafı ÖTV konusunu bekliyor. En son 2016’da vergi muafiyeti geldi ve araçlar artık ömrünü doldurdu. Bu durum ekonomiye de ayrıca bir canlılık getirecek. Bir kanun teklifi verildi. Türkiye’deki tüm milletvekillerimizin verilen bu kanun teklifine destek olmaya davet ediyoruz” dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, ticari faaliyetlerde bulunan şoförler için bir kanun teklifi vererek, satın alacakları yeni araçlar için Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV)’nden muaf tutulmasını istedi. Verilen bu teklif tüm şoför esnafını heyecanlandırdı. Daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da konuyla ilgili açıklama yaptığını ifade eden İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Erkan Özkan, bunun bazı nedenlerden dolayı hayata geçmediğini söyledi. “Esnafımızın araç değiştirmesi bugünkü ekonomik şartlarda pek mümkün olmuyor” En son 2016 yılında esnafa yönelik vergi muafiyeti kararı alındığını anlatan Erkan Özkan, Türkiye’de sadece 150 bin taksi esnafının bu haberi beklediğini dile getirdi. Araçların artık yıprandığını aktaran Erkan Özkan, “Bizim için son yıllarda en önemli konulardan bir tanesi ÖTV konusu. Cumhurbaşkanımız, seçim öncesi Gemlik mitinginde esnafımıza bu müjdeyi vermişti; fakat ülkenin ve dünyadaki ekonomik konjonktürden dolayı bunun hayata geçirilmesi zaman aldı. Milletvekilimizin bunu meclise taşıması, bizim için sevindirici bir durum oldu. Türkiye’de 150 bine yakın bir ticari taksi filosu var. Bunların en az 120 bini yenileyecektir araçlarını. Bunun ayrıca ekonomiye de ayrı bir canlılık getireceği bilinciyle, İzmir dahil tüm Türkiye’deki milletvekillerimizin teklife sahip çıkmaya ve destek olmaya davet ediyoruz. Taksici esnafının araçları çok yıprandı ve değiştirmeyenler çok. 2016 yılında gelen vergi muafiyetiyle, hemen hemen bütün esnafımızın yüzde 90’ı araçlarını yeniledi. Yeni araçlarla faaliyetlerini sürdürdüler; fakat ticari taksilerde, özelikle büyükşehirlerde çalışan araçların ekonomik ömrü ortalama 4-5 yıl arasında. Araçlar eskidi, ekonomik ömrünü tamamladı. Esnafımızın araç değiştirmesi, yenilemesi bugünkü ekonomik şartlarda pek mümkün olmuyor. Bu esnaf için bir can suyu olacak” dedi. “Ekonomiye bir katma değer katacağını düşünüyoruz” Erkan Özkan, şöyle devam etti: “Bizim taksici esnafımız vefakardır. Yapılan iyiliği unutmaz. Bu bizim esnafımızın önünü açmak için, ticari faaliyetlerine daha sıhhatli devam ettirmesi için elzemdir. Yetkililer vergi kaybı açısından bir endişe taşıyabilirler; ancak bu araçların değişmesiyle ikinci el araçlar piyasaya çıkacak. Bunların renklerinin değişmesi, sanayide bunların tamirler edilmesi sanayi esnafına da bir hareket getirecek. Öbür taraftan da sıfır araçların piyasaya sürülmesiyle bir canlılık oluşturacak. Dolayısıyla ekonomiye bir katma değer katacağını düşünüyoruz.”
Nevşehir Kapadokya’da balonlar kefiye ile havalandı Gazze’de yaşanan soykırım, Kapadokya’da uçurulan kefiye desenli sıcak hava balonları ile protesto edildi. Kültür Medeniyet Vakfı (KÜME) Başkanı Abdullah Eren, “KÜME Vakfı olarak bugün Kapadokya’da sıcak hava balonlarına kefiyeler takarak, Gazze halkının yanında olduğumuzu bir kez daha göstermek istiyoruz” dedi. KÜME Vakfı’nca düzenlenen organizasyonda uçurulan kefiye desenli sıcak hava balonları, Kapadokya semalarında bu sefer barış için süzüldü. Aralarında çok sayıda gazeteci ve fotoğraf sanatçısının da bulunduğu grubun izlediği ’barış balonları’, Gazze’de yapılan soykırıma dikkat çekti. Barış balonlarının Türkiye’nin soykırıma uğrayan Filistin halkının yanında olduğunu göstermek için havalandığını belirten KÜME Vakfı Başkanı Abdullah Eren, "KÜME Vakfı olarak bugün Kapadokya’da sıcak hava balonlarına kefiyeler takarak, Gazze halkının yanında olduğumuzu bir kez daha göstermek istiyoruz. Özellikle bir yıldır devem eden İsrail soykırımı çerçevesinde meseleye istemeden da olsa alışmaya başladık. Dolayısıyla konuyu farklı şekillerde gündeme getirmek bizim için çok önemli. Burada sanatın evrensel dilini kullanmak istiyoruz. Özellikle tarihi ve turistik bir yer olması açısından Kapadokya bizim için çok önemliydi. Kapadokya’da 35 balona kefiye takarak gökyüzüne uçurduk. Burada aynı zamanda farklı bir protesto sergiliyoruz. Gazze’deki çocukların, insanların sesini, nefesini, haykırışlarını balonlarla gökyüzüne ve tüm insanlığa duyurmuş olduk. İnşallah bundan sonra da Gazze’ye ilişkin çalışmalarımız devam edecek” dedi.
Denizli Kalp hastalıklarını yüzde 80 önleyebiliyor Denizli Özel Egekent Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Fatih Çam, sağlıklı yaşam, dengeli beslenme ve egzersizle kalp hastalıklarının yüzde 80’inin önlenebildiğini belirtti. Denizli Özel Egekent Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Fatih Çam, kalp hastalıklarını önlemek için önemli tavsiyelerde bulundu. Kalp hastalıklarının dünya genelinde en yaygın sağlık sorunlarından biri olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Fatih Çam, bu hastalıkların yüzde 80’inin önlenebileceğini söyledi. Kalp sağlığının korunması için dikkat edilmesi gerekenlere işaret eden Kardiyoloji uzmanı Uzm. Dr. Fatih Çam, “Kalp ve damar sağlığını korumak için sağlıklı yaşam tarzı benimsemek, düzenli egzersiz yapmak ve dengeli beslenmek kritik öneme sahip. Yaşam tarzı değişiklikleri ile kalp hastalıkları riskini önemli ölçüde azaltmak mümkün. Özellikle sigara içmemek, düzenli fiziksel aktivite yapmak ve sağlıklı beslenmek, kalp sağlığını korumanın temel taşlarıdır" dedi. Diyet ve egzersiz gibi yaşam tarzı değişikliklerinin yanı sıra, düzenli sağlık kontrollerinin de önemine vurgu yapan Uzm. Dr. Fatih Çam, "Yüksek tansiyon, kolesterol seviyeleri ve diyabet gibi risk faktörlerinin erken tespiti, kalp hastalıklarının önlenmesinde kilit rol oynar. Yılda en az bir kez kardiyolojik muayene yaptırmak, kalp sağlığınızı korumanıza yardımcı olabilir" şeklinde konuştu. “Kalp hastalıklarını önlemek için atılacak her adım büyük önem taşıyor” diyen Uzm. Dr. Fatih Çam, bireylerin sağlıklı seçimler yaparak, kalp hastalıkları riskini önemli ölçüde azaltabileceklerini ve yaşam kalitelerini artırabileceklerini vurguladı. Uzm. Dr. Fatih Çam, "Unutmayın, sağlığınız için atacağınız her adım, geleceğinizi belirleyecek" diyerek, toplumda kalp sağlığı bilincinin artırılmasının gerekliliğine dikkat çekti.