TEKNOLOJİ - 18 Eylül 2024 Çarşamba 13:10

Teknolojide ‘Siber Harp’ tehlikesi

A
A
A
Teknolojide ‘Siber Harp’ tehlikesi

Bilişim Uzmanı Hakan Topuzoğlu, teknolojik cihazlarda bulunan çip yazılımlarına güncelleme ve denetlemelerin yapılabilmesi için bırakılan arka kapıdan cihazların kontrol edilerek ’Siber Harp’ ihtimalinin arttığını belirterek, bu durumun ulusal bir güvenlik sorunu olduğunu söyledi.


Yazılımı ve üretimi bilinmeyen cihazların kullanımının her zaman tehdit oluşturduğunu söyleyen Hakan Topuzoğlu, “Aslında uzun süredir hep dile getirmeye çalışıyoruz. Cihazların da yazılımının bir arka kapısı var. Malum devrelerden oluştuğu için ve bu çipler üzerinde de uzaktan müdahale mümkün olduğu için güncellemeler yapılabilmesi amacıyla böyle bir şey aslında mümkün. Tabii ki bunu başka bir devletin yapıp yapmadığını ispat etmek de çok kolay değil ama bizim burada biz ne yapabiliriz konusuna değinmemiz gerekiyor. Elbette bu bir ulusal güvenlik sorunudur. Çünkü kullandığımız cihazlar dolayısıyla biz başka ülke bağımlıyız ve onun da nasıl üretildiğini, ne yapıldığını, hangi cihazların programlandığını bilemiyoruz. Bunları bilemediğimiz zaman da haliyle böyle bir tehditle de karşı karşıya kalmış oluyoruz. Bu saldırılar Siber Harp diye geçiyor. Uzun süredir bu gündemde. 2000’li yıllarda da bu konuşuluyordu hep. Artık böyle topla, tüfekle savaşlar kalmayacak. Oturduğu yerden insanları öldürebilecekler diye. Tabii ki o zaman bilim kurgu filmleri gibi geliyordu bize ama bugün bizzat yaşayarak gördüğümüz zaman daha iyi anlaşıldığı kanaatindeyim” dedi.


“Yazılımsal olarak kontrol edilen dalgalar duyguları etkileyebilir”


Yazılımla birlikte yayılan dalgaların cihaz ısısının yanında duyguları da etkileyebileceğini söyleyen Topuzoğlu, “Aslında bunu herkes yapabilir. Haliyle bir cihaz üreten ya da bir yazılım geliştiren bir kişi kendisinin girebileceği bir kapı bıraktığı için bu noktada bir açık meydana geliyor ve bunu istediği gibi kullanabiliyor. Geçmişte biz araçlarla ilgili mesela böyle bir duyum almıştık. İşte araç kapısını acaba uzaktan mı kilitlediler gibi bir konu gündeme gelmişti. Bu da mümkün. Çünkü bir şekilde haliyle bunlar programlanabilir unsurlar. Devrelerde kullanılabiliyor. Haliyle bilgisayarlar da programlanabiliyor ve hepimizin kullandığı cihazlar var. Cep telefonları var ve cep telefonlarında da belli başlı işletim sistemlerini kullanıyoruz. Bu işletim sistemleri yine nasıl ki nabız ölçülebiliyorsa ısı da arttırılabilir. Yani o ısıyı arttırdığınız zaman da o cihazın patlamasına sebebiyet verebilirsiniz ki bu aslında en basit konu diyebiliriz. Aynı şekilde bir takım dalgalar yayarak insan beyninin algılayabileceği ama kulağının zor duyabileceği bir takım dalgalar algılayarak da onlara ümitsizlik ya da karamsarlık gibi duygular dahi aşılanabiliyor. Yazılımsal arka kapının açık kalması gerekiyor bunlar için. Elbette aslında bizim de ülkemizde yazılım yapan ya da cihaz üreten firmaların bu noktada tabii ki denetlenmeleri de önemli. Yerli ve milli cihazların artması bunların bir kontrolle dağıtılması ve piyasaya sürülmesi gerçekten çok büyük önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.


Topuzoğlu, Türkiye’nin kendi altyapısını oluşturarak olası bir tehlike durumunda önlem alınması gerektiğini söyleyerek, “Tabii ki şu anki internetin merkezi Amerika Birleşik Devletleri ve haliyle tüm bilgiler oradan dağılıyor gibi gözüküyor. Böyle olunca da omurga olarak da oraya bağlıyız. Bir sabah kalktığımız zaman internetsiz kalma ihtimalimiz çok yüksek. Yani sadece kullandığımız yazılımlar, sosyal medya platformları değil, internet omurgası açısından da bağlıyız. O yüzden de aslında bizim de yine Türkiye olarak kendisine ait bir internet omurgasını kurmamız ve bu tarz acil durumlarda kendi omurgamız üzerinden iletişimi devam ettirebilmemiz de çok büyük önem taşımakta. Aslında vatandaşların çok fazla yapabileceği bir şey yok. Yani çünkü kullanıcı modundayız ve bize hangi cihaz verildiyse onu kullanıyoruz. Burada tabii ki devletlerin gerekli önlemleri alması gerekiyor. Dünya çapında da incelediğimiz zaman Rusya, İran, Kuzey Kore ve Çin gibi ülkeler bunun önlemini almışlar. İşte Çin kendisine ait bir işletim sistemi geliştirdi ve artık ben bunu kullanacağım, sizin işletim sisteminizi kullanmayacağım dedi. Yine bir markayı gerçekten büyüterek dünya çapında hale getirerek de elektronik anlamdaki altyapıyı tamamen kendi ülkesine geçirmiş oldu. Bizim de acilen bu konularda önlem almamız, nasıl ki zamanında İHA’lar, SİHA’lar gibi böyle göğsümüzü kabartan çalışmalar yapıldıysa İnternet ve teknoloji alanında alanında da bir seferberlik başlatılması gerçekten çok önemli” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Nefes almakta sorunlar yaşayan iki kuzen şifayı Tekden Hastanesinde buldu Denizli’de iki kuzen nefes alma problemleri olduğu ve nefes almayı engelleyen burundaki şekil bozukluklarındaki sorununu Denizli Özel Tekden Hastanesi Kulak Burun ve Boğaz (KBB) Uzmanı Op. Dr. Özlem Özer, tarafından yapılan rinoplasti ameliyatı sonucunda 24 saat geçmeden taburcu oldular. Denizli’de yaşayan Duygu Yıldız ve Yağmur Yalan kuzenler birkaç yıldır yaşadıkları nefes alma sorununun tedavisi için araştırma başladı. Yoğun araştırmaları neticesinde Özel Denizli Tekden Hastanesi doktorlarından Kulak Burun Boğaz (KBB) Uzmanı Op. Dr. Özlem Özer’e ulaştı. Yapılan muayene ve görüşmelerin ardından iki kuzen aynı gün ameliyata alındı. Yaklaşık 3 saat süren ameliyatların ardından 2 kuzende sağlıklarına kavuşurken, kısa sürede de taburcu oldular. Kuzen olan iki hastanın da nefes alma problemleri olduğu ve nefes almayı engelleyen burundaki şekil bozukluklarını yapılan rinoplasti ameliyat sonucu düzeltildiğini belirten Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Özlem Özer, “Kuzen olan iki hastamızın da nefes alma problemleri vardı. Beraberinde nefes almayı engelleyen burundaki şekil bozukluklularını onardık. Hastalarımızla yaptığımız görüşmelerimizde morluk oluşması, ağrı olması, nefes alma zorluğu yaşamak gibi ihtirazları vardı. 24 saat dolmadan taburcu ediyoruz. 3-4 gün sonra tamponlarının çekilmesi, 1. haftasında alçıların alınması için hastalarımızı çağıracağız” dedi. “Gayet sorunsuz güzel bir süreç geçirdim” Yaklaşık birkaç yıldır ameliyat olmak istediğini ve ameliyat olduktan sonra sorunsuz bir süreç geçirdiğini belirten Yağmur Yalan, “Yaklaşık bir kaç yıldır ameliyat olmak istiyordum. Özlem hocayla yaptığımız görüşmelerimizin ardından kısa bir süre içerisinde ameliyatım yapıldı. 3 saat süren ameliyattan çıktıktan birkaç saat sonra yemek yemeye başladım. Ameliyattan çıktıktan sonra herhangi bir ağrım olmadı. En çok korktuğum konu ise gözlerimin şişmesiydi. Hocamın tavsiyeleri doğrultusunda yaptığım buz uygulamaları sonucunda herhangi bir ödem ve ya şişme olmadı. Gayet sorunsuz güzel bir süreç geçti” şeklinde konuştu. “Bu ameliyattan hiç korkmanıza gerek yok” Ameliyat sürecinden çok korktuğunu ve ameliyatın sürecinden sonra daha rahat nefes aldığını, gece rahat uyuyabildiğini belirten Duygu Yıldız, “Ameliyat sürecinde çok korkuyordum. Sonucundan gayet memnunum. Tamponlardan rahat enfes alabiliyorum, gece rahat uyuyabildim. Şuan kendimi gayet iyi hissediyorum. Özellikle şişliklerin olmasından korkuyordum ama korktuğum olmadı. 24 saat içerisinde iyileştim diyebilirim, yürüyerek evime gideceğim. Bu ameliyattan hiç korkmanıza gerek yok” dedi.
Aydın Aydın’da 23 bin 339 kişi istihdama kazandırıldı İş Kurumu Aydın İl Müdürlüğü tarafından 2024 yılının Ocak-Ekim ayları arasında 23 bin 339 kişi özel sektörde işe yerleştirildi. Aydın’daki istihdam rakamlarının artmasına öncülük yapan müdürlük, 10 binin üzerinde kadının da işe yerleşmesine öncü oldu. Aydın’da 2024 yılının ilk 10 ayında istihdam edilen rakamlar belli oldu. 2024 yılının Ocak-Ekim dönemi arasında özel sektörde işe yerleştirilen 23 bin 339 kişilik istihdam rakamları dikkat çekti. Bu dönemde 10 binden fazla kadın, iş hayatına katıldı. 2024 yılının ilk 10 ayında 23 bin 339 kişiye işe yerleşme desteği sağlandı. Geçen yıl aynı dönemde ise 23 bin 675 kişinin işe yerleşmesine yardımcı olan kurum, bu yıl ayrıca 10 bin 636 kadının işe yerleşmesine aracılık yaparken geçen yıl aynı dönemde ise 9 bin 570 kadının işe yerleşmesi sağladı. Ocak-Ekim 2024 döneminde 30 bin 588 kişiyle görüşülerek danışmanlık hizmeti verilirken ve geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla bu sayı arttı. Ayrıca, gençler, yeni mezunlar, uzun süreli işsizler ve dezavantajlı gruptaki bireyler için İş Kulübü çalışmaları düzenlendi. Bu çalışmalar kapsamında 956 kişiye eğitim verildiğini, 8. sınıf, 12. sınıf öğrencileri ve meslek lisesi öğrencilerine yönelik danışmanlık faaliyetlerinin ise 7 bin 166 öğrenciye ulaşıldığı açıklandı. Engelli ve Dezavantajlı gruplar için özel destek Engelli İş Koçluğu hizmeti ile 2 bin 223 engelli vatandaşın iş gücüne katılmasına yardımcı olurken, 599 engelli bireyin işe yerleşmesine öncülük etti. Ayrıca, engelli ve eski hükümlülerden oluşan dezavantajlı gruplar için Toplum Yararına Program (TYP) kapsamında 1890 kişinin istihdam edildiği bilgisine ulaşıldı. Ayrıca iş gücü piyasasının ihtiyaçlarına yönelik İş Gücü Uyum Programları (İUP) da başlatıldı. Eylül 2024 itibarıyla hayata geçirilen bu programlar kapsamında, 2 bin 100 kişilik kontenjanla 25 ayrı programın başlatıldığını ve işsiz bireylerin iş gücü piyasasına geçişini sağlamaya yönelik eğitimlerin devam ettiği öğrenildi. Aydın’daki iş gücü ihtiyacını karşılamak için 2024 yılının ilk 10 ayında 36 bin açık iş talebi aldı. İşverenlerin taleplerini hızlı bir şekilde karşılamak amacıyla toplu iş görüşmeleri düzenlendiği ve iş arayanlarla işverenlerin buluşturulduğu bildirildi. Dezavantajlı gruba 385 Milyon Lira destek verildi İş Kurumu, işsizlik sigortası hizmetleri, meslek eğitim kursları, işbaşı eğitim programları (İEP), Toplum Yararına Program (TYP), Nitelikli İşgücü Yetiştirme Programı (NİYEP) gibi birçok destek ve program aracılığıyla işsizlere, işverenlere ve dezavantajlı gruplara hizmet sunuyor. İş Kurumu, 2014 yılından itibaren bu güne kadar Aydın’da engelli vatandaşlar için fırsat eşitliği sunmaya devam ederken 7 bin 237 projeye toplam 385 milyon 897 bin 77 lira destek sağladı.
İzmir Bayraklı Belediyesinde en düşük maaş 43 bin 86 TL oldu Bayraklı Belediyesi ile DİSK Genel İş Sendikası 6 Nolu Şube arasında bir süredir devam eden Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri anlaşmayla sonuçlandı, işçiler grevi bırakıp iş başı yaptı. Buna göre en düşük işçi maaşı net 43 bin 86 TL oldu. Bayraklı Belediyesi ile işçi sendikası arasında anlaşmazlıkla sonuçlanan görüşmeler neticesinde başlayan grev sona erdi. Belediye ile DİSK Genel İş Sendikası 6 No’lu Şube ile anlaşma sağlandı. Buna göre en düşük işçi maaşı; sorumluluk primi ve yoğurt parası hariç net 43 bin 86 TL oldu. Yaklaşık 3 gün süren grev sonrası işçiler bugün iş başı yaptı. Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal yaptığı açıklamada, “Alın terinin değerini bilerek çalışanlarımıza her zaman emeklerinin karşılığı olan en iyi ücreti vermeyi isteriz. Ama bunu yaparken belediyenin imkanlarını ve yapmamız gereken diğer hizmet ve yatırımları gözeterek, uygun bir mali denge kurmamızın gerekli olduğunu da görmezden gelemeyiz. Toplu iş sözleşmesi görüşmelerini bu ilke ile yürüttük. Ancak DİSK Genel-İş Sendikası 6 No’lu Şubenin almış olduğu grev kararı sonrasında birçok hizmetimiz durma noktasına geldi. Özellikle üç gündür toplanamayan çöplerin, Bayraklımızdaki vatandaşlarımızı daha fazla zora düşürmemesi ve halk sağlığını etkilememesi için bütçemizin üzerinde olan ve ödeme güçlüğü çekeceğimiz önerileri kabul etmek durumunda kaldık. Grev nedeniyle yaşanan hizmet aksamasından dolayı tüm Bayraklı halkından özür diliyorum. Maalesef nedeni olmadığımız bu durumun sonuçlarını hep birlikte yaşamak zorunda kaldık. Ancak artık bunlar geride kaldı ve şimdi Bayraklımıza en iyi hizmeti verme zamanı. Daha aydınlık ve refah günlerde buluşmak temennisiyle anlaşmanın tüm çalışanlara hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Bursa Nilüfer Belediyesi pancar deposu ödülle taçlandı Nilüfer Belediyesi’nin kente kazandırdığı “Pancar Deposu”, Arkitera Ödülleri Kamu Kategorisi’nde Seçici Kurul Teşvik Ödülü’ne layık görüldü. Ödülü Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin aldı. Nilüfer Belediyesi, hayata geçirdiği projelerle aldığı ödüllere bir yenisini ekledi. 25 yıl atıl vaziyette kalan ve geçen yıl yenilenen modern yüzü ile çok amaçlı bir kültür ve etkileşim mekânı olarak hizmet açılan Pancar Deposu, mimarlık alanında ödüle değer bulundu. Nilüfer Belediyesi Pancar Deposu, Arkitera Mimarlık Merkezi’nin düzenlediği Arkitera Ödülleri’nde Seçici Kurul Teşvik Ödülü’ne değer görüldü. Arkitera Mimarlık Merkezi’nin, Arkitera Genç Mimar Ödülü ve Arkitera İşveren Ödülü, mimari alandaki nitelikli üretimi desteklemek ve yatırımcıları kaliteli projeler gerçekleştirmeye teşvik etmek amacıyla her yıl verdiği Arkitera Ödülleri, bu yıl Kastamonu Entegre Genel Merkezi’nde düzenlenen törende sahiplerini buldu. Kamu ve özel sektör olmak üzere iki kategoride ödüllerin verildiği törene Nilüfer Belediyesi adına, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları Okan Şahin ve Şirin Biçer ile Nilüfer Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürü Mustafa Yılmaz, Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Nejla Aslan katıldı. Projeyi hayata geçiren Atelye70 ekibinden Doğu Kaptan ve Fatma Gençdoğuş da törende yer aldı. Mimarlık, tasarım, sanat ve akademi çevrelerinden pek çok davetlinin katıldığı törenin açılış konuşmalarını Arkitera Genel Koordinatörü Emine Merdim ve Kastamonu Entegre Global Pazarlama Direktörü Talha Aydın gerçekleştirdi. Pancar Deposu ile endüstri yapısını kamuya kazandırarak diğer kurumlara örnek olan Nilüfer Belediyesi’nin ödülünü, seçici kurul üyesi Can Tamirci, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin’e verdi. Ödülü büyük bir gurur duyarak aldıklarını ifade eden Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin, seçici kurul üyelerine teşekkür etti. Şahin, “Pancar Deposu, kullanım açısından yoğun bir şekilde değerlendirilen ve herkesin beğenisini kazanan çok güzel bir yapı oldu. Projede emek veren Doğu Kaptan ve Fatma Gençdoğuş’a bu ödüle vesile oldukları için teşekkür ederiz” dedi.