TEKNOLOJİ - 18 Eylül 2024 Çarşamba 13:16

Teknolojide ‘siber harp’ tehlikesi

A
A
A

Bilişim Uzmanı Hakan Topuzoğlu, teknolojik cihazlarda bulunan çip yazılımlarına güncelleme ve denetlemelerin yapılabilmesi için bırakılan arka kapıdan cihazların kontrol edilerek ’siber harp’ ihtimalinin arttığını belirterek, bu durumun ulusal bir güvenlik sorunu olduğunu söyledi.

Yazılımı ve üretimi bilinmeyen cihazların kullanımının her zaman tehdit oluşturduğunu söyleyen Bilişim Uzmanı Hakan Topuzoğlu, “Aslında uzun süredir hep dile getirmeye çalışıyoruz. Cihazların da yazılımının bir arka kapısı var. Malum devrelerden oluştuğu için ve bu çipler üzerinde de uzaktan müdahale mümkün olduğu için güncellemeler yapılabilmesi amacıyla böyle bir şey aslında mümkün. Tabii ki bunu başka bir devletin yapıp yapmadığını ispat etmek de çok kolay değil ama bizim burada biz ne yapabiliriz konusuna değinmemiz gerekiyor. Elbette bu bir ulusal güvenlik sorunudur. Çünkü kullandığımız cihazlar dolayısıyla biz başka ülke bağımlıyız ve onun da nasıl üretildiğini, ne yapıldığını, hangi cihazların programlandığını bilemiyoruz. Bunları bilemediğimiz zaman da haliyle böyle bir tehditle de karşı karşıya kalmış oluyoruz. Bu saldırılar ’siber harp’ diye geçiyor. Uzun süredir bu gündemde. 2000’li yıllarda da bu konuşuluyordu hep. Artık böyle topla, tüfekle savaşlar kalmayacak. Oturduğu yerden insanları öldürebilecekler diye. Tabii ki o zaman bilim kurgu filmleri gibi geliyordu bize ama bugün bizzat yaşayarak gördüğümüz zaman daha iyi anlaşıldığı kanaatindeyim” dedi.

Teknolojide ‘siber harp’ tehlikesi

“Yazılımsal olarak kontrol edilen dalgalar duyguları etkileyebilir”

Yazılımla birlikte yayılan dalgaların cihaz ısısının yanında duyguları da etkileyebileceğini söyleyen Topuzoğlu, “Aslında bunu herkes yapabilir. Haliyle bir cihaz üreten ya da bir yazılım geliştiren bir kişi kendisinin girebileceği bir kapı bıraktığı için bu noktada bir açık meydana geliyor ve bunu istediği gibi kullanabiliyor. Geçmişte biz araçlarla ilgili mesela böyle bir duyum almıştık. İşte araç kapısını acaba uzaktan mı kilitlediler gibi bir konu gündeme gelmişti. Bu da mümkün. Çünkü bir şekilde haliyle bunlar programlanabilir unsurlar. Devrelerde kullanılabiliyor. Haliyle bilgisayarlar da programlanabiliyor ve hepimizin kullandığı cihazlar var. Cep telefonları var ve cep telefonlarında da belli başlı işletim sistemlerini kullanıyoruz. Bu işletim sistemleri yine nasıl ki nabız ölçülebiliyorsa ısı da artırılabilir. Yani o ısıyı arttırdığınız zaman da o cihazın patlamasına sebebiyet verebilirsiniz ki bu aslında en basit konu diyebiliriz. Aynı şekilde bir takım dalgalar yayarak insan beyninin algılayabileceği ama kulağının zor duyabileceği birtakım dalgalar algılayarak da onlara ümitsizlik ya da karamsarlık gibi duygular dahi aşılanabiliyor. Yazılımsal arka kapının açık kalması gerekiyor bunlar için. Elbette aslında bizim de ülkemizde yazılım yapan ya da cihaz üreten firmaların bu noktada tabii ki denetlenmeleri de önemli. Yerli ve milli cihazların artması bunların bir kontrolle dağıtılması ve piyasaya sürülmesi gerçekten çok büyük önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.

Teknolojide ‘siber harp’ tehlikesi

Topuzoğlu, Türkiye’nin kendi altyapısını oluşturarak muhtemel bir tehlike durumunda önlem alınması gerektiğini söyleyerek, “Tabii ki şu anki internetin merkezi Amerika Birleşik Devletleri ve haliyle tüm bilgiler oradan dağılıyor gibi gözüküyor. Böyle olunca omurga olarak da oraya bağlıyız. Bir sabah kalktığımız zaman internetsiz kalma ihtimalimiz çok yüksek. Yani sadece kullandığımız yazılımlar, sosyal medya platformları değil, internet omurgası açısından da bağlıyız. O yüzden de aslında bizim de yine Türkiye olarak kendisine ait bir internet omurgasını kurmamız ve bu tarz acil durumlarda kendi omurgamız üzerinden iletişimi devam ettirebilmemiz de çok büyük önem taşımakta. Aslında vatandaşların çok fazla yapabileceği bir şey yok. Yani çünkü kullanıcı modundayız ve bize hangi cihaz verildiyse onu kullanıyoruz. Burada tabii ki devletlerin gerekli önlemleri alması gerekiyor. Dünya çapında da incelediğimiz zaman Rusya, İran, Kuzey Kore ve Çin gibi ülkeler bunun önlemini almışlar. İşte Çin kendisine ait bir işletim sistemi geliştirdi ve artık ben bunu kullanacağım, sizin işletim sisteminizi kullanmayacağım dedi. Yine bir markayı gerçekten büyüterek dünya çapında hale getirerek de elektronik anlamdaki altyapıyı tamamen kendi ülkesine geçirmiş oldu. Bizim de acilen bu konularda önlem almamız, nasıl ki zamanında İHA’lar, SİHA’lar gibi böyle göğsümüzü kabartan çalışmalar yapıldıysa internet ve teknoloji alanında alanında da bir seferberlik başlatılması gerçekten çok önemli” dedi.

Eren Kan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kadir Has Üniversitesi’nde yeni atama Kadir Has Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydoğan Özdemir, rektörlüğe bağlı AR-GE Kaynakları Direktörlüğü’ne atandı. Prof. Dr. Aydoğan Özdemir, Ocak 1957’de Artvin’de doğdu. Lisans, yüksek lisans ve doktora derecelerini sırasıyla 1980, 1982 ve 1990 yıllarında İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünden aldı. 2000-2002 yıllarında 2,5 yıl süreyle ABD’nin Teksas eyaletinde bulunan Texas A&M Üniversitesi’nde misafir öğretim üyesi olarak görev yapan Profesör Özdemir, akademik yaşamının tamamını İTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesinde geçirdi ve 3 Ocak 2024’te emekli oldu. Araştırma ilgi alanları, elektrik güç sistemleri ve yüksek gerilim mühendisliği. Özellikle varlık yönetimi, güvenilirlik/dayanıklılık analizi, güç sistemi modelleme, simülasyon, analiz ve kontrolünde akıllı yöntem uygulamaları ve akıllı şebekeler üzerinde yoğunlaştı. 200’ün üzerinde araştırma makalesi ve bildirisi yayımlanan, çeşitli ulusal/uluslararası etkinlik düzenleme faaliyetlerinde yer alan, açılış konuşması ve dersleri veren Dr. Özdemir, çok sayıda ulusal ve uluslararası araştırma/endüstriyel projelerinde görev aldı. Hâlâ Türkiye Elektrik İletim A.Ş.’nin Teknik Danışma Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktadır. Türkiye Elektrik Mühendisleri Odası üyesi ve IEEE PES Kıdemli Üyesi.
Çanakkale AK Partili Gider: "Bu Meclisi en çok basmak isteyen FÖTÜ’cülerdi, aklınızı başınıza devşirin" AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, TBMM’de İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya yönelik eyleme tepki göstererek, “Bu Meclisi en çok basmak isteyen FETÖ’cülerdi. Aklınızı başınıza devşirin" dedi. Çanakkale’nin Bozcaada ilçesinde AK Parti 8. Olağan İlçe Kongresi gerçekleştirildi. Kongrede konuşan AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, bir yere hizmet ederken oradan ne kadar oy aldık diye bakmadıklarını belirterek, “Orada ne kadar üyemiz var diye de bakmayız. Çünkü biz Türkiye’nin partisiyiz. Bu memleketin sevdasıyla kurulmuş bir partiyiz. Bir hareketin, bir fikrin partisiyiz. Bir yere hizmet ederken oranın neye ihtiyacı var diye bakarız. Bozcaada’mıza da AK Parti iktidara geldiği günden beri bu bakış açısıyla hizmet etmiştir. Çalışmalarını bu bakış açısıyla yürütmüştür. Bozcaada’nın kış nüfusu çok düşük olmasına rağmen en büyük ilçelerimizdeki kongrelere hangi kadroyla gidiyorsak bugün de buraya o kadro ile geldik. Her dönem olduğu gibi şimdi de Bozcaadalılara ve Bozcaada Belediyesine şu taahhüdü sonuna kadar veriyoruz: Çevreyi korumak şartıyla, turizm dışında imar düşünmemek şartıyla, yerlerimizi kimsenin betonlaştırmasına izin vermemek şartıyla talep edeceğiniz her destekte biz yanınızdayız. Yeter ki yapmak istediğiniz işler memleketin hayrına olsun. Yeter ki getirdiğiniz talepler laf olsun beri gelsin diye değil, bu memleketin faydasına olsun” dedi. "Bu Meclisi en çok basmak isteyen FETÖ’cülerdi" TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya yönelik eylemlere de tepki gösteren Gider, “Meclis basmaya kalktılar. Bu Meclisi en çok basmak isteyen FETÖ’cülerdi. Aklınızı başınıza devşirin. İçişleri Bakanımız terörle, uyuşturucuyla, her türlü yolsuzlukla mücadele ediyor. Bakanımızı Meclise sokmayacaklarmış, yolunu keseceklermiş. Siz yancı bile değilsiniz, yancının yancısısınız” diye konuştu. Kongreye AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, AK Parti Çanakkale İl Başkanı Ömer Faruk Göktürk, partililer ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Samsun Geri dönüşümde örnek okul: 4 haftada 1 ton atık topladılar Samsun’da bir ilkokulda başlatılan geri dönüşüm projesi ile veliler ve öğrenciler okula atık malzemeleri getiriyor. 4 haftada 1 ton atık toplayan okul, hem bütçelerine katkı sağlıyor hem de çocuklara sıfır atık bilincini aşılıyor. İlkadım ilçesinde bulunan Sakarya İlkokulu, yaklaşık 4 yıldır yapmış olduğu sıfır atık projesi ile örnek oluyor. Okul, her yıl ortalama 8 ile 10 ton arasında atık topluyor. Cuma günleri okula çocuklarına bırakmaya gelen veliler, yanlarında kağıt, karton, plastik gibi atıklarını da getiriyor. Getirilen atıklar Okul Aile Birliği Başkanı Çiğdem Okur Şahin koordinesinde tartılarak not ediliyor. Okuldaki her sınıfın topladığı atıklar tek tek kaydedildikten sonra en fazla atık getirenler ödüllendiriliyor. Bu sayede hem sınıflar arasında tatlı bir rekabet oluyor hem de öğrencilere sıfır atık bilinci aşılanmış oluyor. "Asıl amacımız çocukları bilinçlendirmek" Öğrenci velisi Tuğba Sesli, "Burada geri dönüşüm projesi ile plastiklerimizi, kartonlarımızı, kağıtlarımızı topluyoruz. Hem çocuklarımız bilinçli olsun hem de sınıflarımıza katkı olsun diye yapıyoruz. Evlerde, iş yerlerinde biriktirdiğimiz karton, plastik gibi geri dönüşebilecek bütün atıkları biriktiriyoruz. Burada her sınıfın ayrı bir alanı var. Burada sınıf sınıf ayırdık. Güzel bir rekabet oluyor. Asıl amacımız çocukları bilinçlendirmek" dedi. Veli Nagihan Gül, "Evdeki atık plastikleri, meyve suyu kutuları, yumurta kutuları, çocukların kullanmadıkları oyuncaklar gibi geri dönüşebilecek bütün ürünleri getiriyoruz. Hem okula katkımız oluyor hem de çocuklar seviniyorlar. Okulumuz adına iyi olduğunu düşünüyorum” diye konuştu. "Yıllık ortalama 8-10 ton atık topluyoruz” Okul Müdürü Zekeriya Keskin ise "Geri dönüşüm projemizi yaklaşık 4 yıldır sürdürüyoruz. Öğrencilerimiz hafta içi aileleri ile biriktirdikleri geri dönüşüm malzemelerini cuma günleri okulumuza getiriyorlar. Atıkları tartıyoruz, hem sınıfını hem de ne kadar getirdiğini tespit ediyoruz. Öğrencilerimizi ödüllendiriyoruz. Bu faaliyetteki amacımız çocuklara geri dönüşüm bilincini kazandırmaktır. Dört haftada bir değerlendirme yapıyoruz. Bu dönemde 1 ton topladık. Yıllık ortalama 8-10 ton atık topluyoruz” ifadelerini kullandı.
Aydın Bozdoğan’da üreticiler için arazi yolları düzenleniyor Bozdoğan Belediye Başkanı Mustafa Galip Özel, ilçedeki üreticilerin tarımsal faaliyetlerini kolaylaştırmak için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bu kapsamda, üreticilerin arazilere ulaşımda yaşadığı sorunları çözmek amacıyla başlatılan yol düzenleme çalışmaları, çiftçilerden takdir topladı. Belediye ekiplerinin, çiftçilerin taleplerine duyarlılıkla yaklaşarak hayata geçirdiği çalışmalar, Bozdoğan genelinde bozuk yolların düzenlenmesini hedefliyor. Başkan Özel, üretimin kesintisiz devam etmesi için üreticilerin her zaman yanında olduklarını belirterek "Bozdoğan’ın bereketli topraklarını işleyen üreticilerimizin emeği, ilçemizin geleceğine değer katıyor. Belediyemiz, bu emeği desteklemek ve üreticilerimizin her şartta yanında olmak için çalışmaya devam edecektir" dedi. Çiftçiler ise gerçekleştirilen yol düzenleme çalışmalarının tarımsal faaliyetlerini büyük ölçüde kolaylaştırdığını ifade ederek Başkan Özel ve belediye ekiplerine teşekkür edip "Yağmurdan sonra arazilerimize ulaşımda büyük zorluklar yaşıyorduk. Zeytin toplamak için bozulan arazi yollarımızda yapılan çalışmalar ile işlerimizi çok daha rahat ve güvenli bir şekilde yapabiliyoruz. Başkanımıza ve ekibine şükranlarımızı sunuyoruz" şeklinde konuştular. Üreticilere yönelik desteklerin artarak devam edeceğini vurgulayan Başkan Özel, Bozdoğanlı üreticilerin emeğini her şartta korumaya ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlamaya kararlı olduklarının altını çizdi.