Yerel Haberler
Rize
Rize Valisi Baydaş: “Burada niyetlenen şey Ayder’i geleceğe taşımak”
02 Haziran 2024 Pazar - 12:47 Rize Valisi Baydaş: “Burada niyetlenen şey Ayder’i geleceğe taşımak” Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, Ayder Yaylası ile ilgili olarak, “Burada niyetlenen şey Ayder’i geleceğe taşımak” dedi. Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde bin 350 rakımdaki dünyaca ünlü turizm merkezi Ayder Yaylası’nda kentsel dönüşüm çalışmalarında sona gelindi. Bin 600 araçlık olan çevreci otoparkından yörenin mimarisine uygun inşa edilen yapılara kadar yaylanın görünümü değişirken, yaylanın betonlaşmış eski görüntüsünden bir eser kalmadı. Aynı zamanda bölgede sayıları giderek artan bungalovlar yer alıyor. Ardeşen ilçesi Fırtına Vadisi sınırları içerisinde bulunan bungalovların bazılarının turizm belgesi olmaması veya kaçak olarak yapılmasının tespit edilmesi üzerine yıkımları gerçekleştiriliyor. Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, Ayder Yaylası’nda turizmciler ile birlikte Rize’nin turizmin geliştirilmesi için yapılacak çalışmalarla ilgili bir toplantı gerçekleştirildi. “Burada niyetlenen şey Ayder’i geleceğe taşımak” Ayder Yaylası’nın güzelliğini geleceğe taşımayı hedeflediklerini belirten Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, “Burada niyetlenen şey Ayder’i geleceğe taşımak. Biz nasıl bir güzellikle bulduysak, önümüzdeki yıllarda, önümüzdeki yüzyıllarda da gelecek nesillerin, bu güzelliği layıkıyla bulabilmesini sağlamak. Burada bir çalışma yapılıyor ve korumaya azami önem gösteriyoruz. Bu yolda da ilerliyoruz. Bizim de bugünkü toplantımız bu istişarelerle bu işi zenginleştirmek. Otoparkı bitirdik ama yol inşaatına henüz yeni başladık. Yolla ilgili süreç devam edecek. Oteller kısmını bitirdik. Mevcut var olan dönüştürmemiz gerekenlerin yıkımını yaptık. O süreç işleyecek. Yol kenarındaki tesislerle ilgili süreç işleyecek. Dolayısıyla imkan elverdiği ölçüde istiyoruz ki bir an önce tamamlasın ama her gün önümüze yeni bir çıkacak. Biz o yeni meselenin üzerine başka çözümler üreteceğiz. İstişareyle gideceğiz. Turizme odaklanmış bir şehiriz ve o odağımızın da merkezlerinden bir tanesi Ayder Yaylamız. Dolayısıyla burada hem turizm faaliyetini sağlıklı bir biçimde sürdürmek istiyoruz. Hem de burayı gelecek nesillere, gelecek yüzyıllara sıkıntısız bir şekilde taşımak istiyoruz" şeklinde konuştu. "Kırmızı çizgi olarak Fırtına Deresi’ni belirledik" Fırtına Deresi içerisinde yer alan bungalovların kaldırılması için çalıştıklarını ifade eden Vali Baydaş, “Bungalovlarla ilgili bir defa ilk tespit ettiğimiz 50 noktada dere yatağı içerisinde olanların kaldırılmasıyla ilgili çalışmaları neticelendirdik. Bungalovlarla ilgili süreci başlattık. Haftalar süren, aylar süren bir hazırlık çalışması yapıyoruz. Orada evvela kırmızı çizgi olarak Fırtına Deresi’ni belirledik. Fırtına Deresi’nin içerisinde olanların, kaldırılma ilgili süreci kaymakam arkadaşlarımız başlattılar. Burada yıkımlar gerçekleştireceğiz. Vatandaşımızın yıkımların kendisinin de yapacağını, o sınırlara riayet edeceğini görüyoruz. Çünkü yapıcı yaklaşıyoruz. Diyoruz ki bir burada ruhsatlandırmamız lazım. İki mutlak surette bildirime ve vergilendirmeye tabi olması lazım. 3 turizm işletme belgesine veya ruhsata sahip olması lazım. Bu süreci biz kolaylaştırıcı olacağız. Buna uygun olmayan yapıların da evvela yapının sahipleri tarafından kaldırılmasını isteyeceğiz” dedi. “Bizim alternatif turizm konaklama alanlarına ihtiyacımız var” Alternatif turizm konaklama alanlarının da Rize’ye ihtiyacının olduğuna vurgu yapan Vali Baydaş, “Turizme odaklanmış bir şehiriz. Konaklama yerlerine ihtiyacımız var ama bunu ruhsatlı yapılarla sağlamamız lazım. Bunu vergilendirilmiş yapılarla sağlamamız lazım. Denetime tabii yapılarla sağlamamız lazım ve en önemlisi çevreye kötü manada etkisi olmayan, çevresel etkileri sıfırlanmış yapılarla yapmamız lazım. Atığını dereye atacak, vergi ödemeyecek, imara uygun olmayacak, turizm belgesi olmayacak, biz bu böyle yapıları yapıp da tahammül edemeyiz. Bunu karşılıklı anlayışla, karşılıklı müzakereyle hal yoluna koymanın taraftarıyız ve bu yola girdik. Tebliğlerde bulunuyoruz vatandaşımız da bu manada yapıcı yaklaşıyor. Israrla ben hep aynı şeyi söylüyorum. Bizim alternatif turizm konaklama alanlarına ihtiyacımız var. Ama vergilendirilmiş, ruhsatlandırılmış, turizm belgeli ve resmi olacak. Bu alanda ilerleyecek turizm faaliyeti ve biz bu alanda yapıcı olacağız. Vatandaşımızın bu manada ruhsat alması için vatandaşlarımızın bu manada vergi yapısına, kültür turizm yapısının içerisine girmesi için biz bütün bürokrasi olarak elimizden gelen gayreti göstereceğiz ve vatandaşımızdan da bu yanda yanımızda olduğunu görüyoruz. Yanımızda olmaya devam edecek. Biz de onlara destek vermeye devam edeceğiz ki şehrimizin turizmi bu manada sağlıklı bir biçimde gelişsin” ifadelerini kullandı.
Korozyon mağduruydular, kura mağduru oldular
01 Haziran 2024 Cumartesi - 12:46 Korozyon mağduruydular, kura mağduru oldular Rize’de deniz suyuna bağlı korozyondan ötürü yıkılmak üzere olan binaların yerine yapılan yeni binaların sakinleri çekilen kuranın adaletsiz olduğunu ifade ederek iptal edilmesi için mahkemeye başvurdu. Rize merkeze bağlı Tophane Mahallesi’nde bulunan Deniz Sitesi, deniz suyundan kaynaklı korozyon nedeniyle oturulamaz raporu verilmesi üzerine 2021 yılı Şubat ayında yıkımı gerçekleşmişti. Yıkılan 117 haneli 4 blok ve eski Müftülük Sitesinin yerine 3 bloktan oluşan 108 haneli yeni binalar hak sahiplerine kura ile dağıtılmak üzere inşa edildi. 15 Şubat 2024’te çekilmesi planlanan kuralar 31 Mart 2024 Mahalli ve İdari Yönetimler seçimleri nedeniyle ertelenerek 2 Mayıs 2024’te gerçekleşti. Gerçekleşen kuraların üzerine evlerini gören hak sahipleri şoke oldu. Binada bulunan hanelerin metrekareleri ise yıkılan daireleri kadar olmayınca hak sahipleri kuranın iptal edilmesi için mahkemeye başvurdu. Yeni yapılan binalarda kat eksikliği ve metrekare eksikliği nedeniyle hak sahiplerinin mağdur olduğunu dile getiren Avukat Şahin Kukoğlu, “Daire sahiplerinin kimilerinin 110-120 metrekare daire sahibi olurken, şimdi 71 metrekare içerisinde yaşamaya mahkum edildiler. 70-100 metrekare daireye sahip olan insanların da dairelerinde 147 metrekare büyüklüğünde olarak verdiler. Kura çekim sistemiyle insanları ev yapmak yerine tamamen mevcut olan evlerini yıkarak mağduriyet oluşturmuşlardır. İnşaat projesi ile sürekli oynamışlardır. Daha önceki eski projede belediyenin, konut ve ticari alanı olan kısmının dükkanların bir kattan ibaretti. Konut alanları 7 kat iken 6 kata düşülmesi ve dükkanların da bir kat daha yükselterek oradaki dükkan ve daire sahiplerinin çoğaltıldı. Hak sahiplerinin başka bir ekonomik değeri olmayan inşaat rezerv alanına taşıyarak insanları mağdur etmişlerdir. Yani aslında projeye baktığınızda eski projede dairenin 7 kat olduğu halde 6 kata düşmesiyle birlikte her insanın bulunduğu aynı yerde daire vermeleri hukuken imkansızdır. Bu açıkça görüldüğü halde yine keyfi bir kura sistemiyle bu işlemi gerçekleştirmişlerdir. Yapılan işlem hukuka aykırıdır” dedi. “Net 2+1’i kümes” Sadece kendi hakkı olan metrekareyi istediğinin altını çizen Saynur Demircan isimli hak sahibi ise yaptığı açıklamada, “95 metrekare evimi 70 metrekareye indirdiler. Hakkımı istiyorum ben kimsenin hakkını istemiyorum, ben o evi nelerle aldım çocuklarım her şeyi biliyor. Kalkmış hakkımı yiyorlar. Deniz tarafına bütün şeyleri bağışladılar nedir ki? Psikoloğa gideceğim randevu aldım. Ne hakları var benim psikolojimi bozmaya? Kaç gecedir ben uyku uyumuyorum. Bizi kümese mi layık gördüler. Bir yatak odası bile yok. Ne 2+1’i kümes. Ben daha iyi ev bekliyordum. Evi öyle sardılar ki kaç kere gittim oraya evi göremedim. 2 metre boyuna bez çekmişler çünkü itiraz ederiz diye. Bizi eve hiç sokmadılar. Ben hakkımı istiyorum. 95 metrekare ev istiyorum. Ben kimsenin hakkını da istemiyorum” ifadelerini kullandı. “Bir kişi bile oturabileceğim büyüklükte değil” Bir başka hak sahibi Meryem Durmuş ise 3+1 daireler için kuraya girdiğini, ilk torbadan çıkmayınca devamında 2+1 torbalarından kura çektirildiğini ve 3+1’den çektirilmediğini iddia ederek, “3+1 evi olan bir daire sakiniydim. Şu an evimin yarısı yok. 3+1’den kuraya girdim. Girdim ama ilk de çıkmadım ikinci de 3+1 daireler bitmeden ben neden 2+1 kurasına koyuldum. Benim evimin bana iade edilmesini haksızlığın giderilmesini istiyorum. Benim 107 metre net şu anda 70 metre net. Benim şuan evim 2+1 bile değil, 1+ 1 şu an. Hani normal bir yatak odası ailemle oturabileceğim veyahut bir kişi bile oturabileceğim değil. Alırsam kalamayacağımı yok. Zamanında bu daireleri aldık ufaklar, büyükler vardı. Büyük ve küçük çıkanlara parası ödedi, mağduriyetleri giderildi. Herkes oturdu parasını alan bir daire aldı. Artık araba aldı neyse şu gün de bana küçük çıkmışken bana niye bir haksızlık oldu? Dediler ki kuraya çektiniz ama evinizi çekemediniz. Bu benim dairemi başka bir komşuma vermişken 70 metre 80 metrekare dairesi var. Şu anda 120 metrekare de ama benim 107 metre 3+1 dairem vardı ama 70 metrekare net dairedeyim bunu durumun giderilmesi istiyorum” şeklinde konuştu. “Adil bir şekilde herkes hakkını alsın” Yalçın Arıkan isimli bir başka hak sahibi ise kuraların adaletsiz olduğunu savunarak, “Bizim 3+1, 125 metrekare dairemiz vardı. Fakat adil olmayan kura sisteminden dolayı bize şu an 71 metrekare çok küçük mutfağa dahi olmayan bir daire sundular. Burada adil olmayan bir kura sistemi 11 tane işte torba yapıldı. Çok adaletsiz bir sistem oldu. 2+1 dairesi olana 3+1, 140-150 metrekare daire verilirken bizim gibi 125-130 metrekare dairesi olana 70 metrekare daire verildi. Neredeyse dairelerimizin yarısı gasp edilmiş bir durumda. Biz bununla alakalı 4 yıllık süreç boyunca her yeri, belediyeyi her türlü yetkiliyi aradık ama hiçbir şekilde kendilerinden bilgi de alamadık. Biz bu süreci takip etmeye çalıştık ama hiçbir şekilde bilgi vermediler. Tamamen gizli yürütüldü. En son kura sisteminde ‘size şu daire verildi’ diye bize dairemizi gösterdiler. Fakat ortada gerçekten bir daire yok. İnanın kimse oralarda oturmaz. Tabi ki küçük dairesi olanlar küçük daireye geçecek, normal hakkı olan herkes hakkını alacak ama bizim kesinlikle hakkımız yenildi. Zaten proje baştan sona hatalı. 70 metrekare ve 150 metrekare arasında yapılmış olan daireler var. 70 metrekare 80 metrekare olana 130-140 metrekare daire düşerken bizim gibi 125-130 metrekare dairesi olana 70 metrekare daire geldi. Kimisi dışarıda kaldı, hiç olmadık dağın tepesinde daireler kendilerine sunuldu. Kesinlikle burada inanılmaz bir adaletsizlik var biz bu kuranın tekrarını istiyoruz. En azından adil bir şekilde herkes hakkını alsın. Hiç kimsenin mağdur olmasını istemiyoruz” dedi.
Ayder’in çevreci otoparkı hizmete girdi
30 Mayıs 2024 Perşembe - 10:58 Ayder’in çevreci otoparkı hizmete girdi Rize’nin dünyaca ünlü Ayder Yaylası’nın trafik sorununa çözüm olarak yapılan çevreci otopark hizmete açıldı. Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı dünyaca ünlü turizm merkezi Ayder Yaylası’nın en büyük sorunlarından olan trafiğe çözüm bulundu. Turizm sezonunda yayaların bile yürümekte zorluk çektiği yaylada yaklaşık 4 yıl önce çevreci otopark inşaatına başlandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından yaylanın girişinde 72 bin metrekare alana inşa edilen otopark 6 blok halinde 11 katlı, toplam 1780 araçlık kapalı otopark tamamlanarak hizmete açıldı. Tamamen çevreci olarak inşaat edilen otopark sayesinde yaylada araç trafiği olmayacak. Otoparka araçlarını bırakan vatandaşlar için de özel minibüsler ile yaylaya kadar taşınacak. “Ana tema Ayder’i trafikten kurtarmak” Şantiye sorumlusu Ali Faik Kal, yaptığı açıklamada “Kapalı otopark 11 kattan oluşmaktadır. 72 bin metrekarelik kapalı alandan ibarettir. 9 katı toprağın altındadır. 2 girişi ve 2 çıkışı bulunan bir otoparkımız. Bin 700 normal otomobilin alabileceği kapasitededir. Ayrıca 66 tane de engelli araçlar için yer tahsis edilmiştir. Çevreci niteliğinde bir otoparktır. Tamamı ile yeşil örtüyle kaplanmıştır. Elektrikli araçlar için de şarj istasyonu koyuldu. 17 tane otobüsün park edebileceği alanda mevcuttur. Ayrıca otoparka gelip araçlarını park eden misafirlerimiz için ücretsiz ring servisi otopark yönetimi tarafından sağlanmıştır. Ana tema Ayder’i trafikten kurtarmak. Yaklaşık 4 yıl süren bir şantiye oldu. Çok zor bir süreç yürütüldü. Şükürler olsun teslim etmeyi başardık. Burada Ayder’de özellikle sezonda 4-5 aylık bir dönemde çok fazla trafik oluyor. Yaya bile yürüyemeyecek hale geliyordu. Yeşil örtünün korunmasına özen gösterildi. Hatta coğrafi konumu itibariyle eski hali nasıl ise şimdi ki hali de aynı oldu. Doğaya uygun bir şekilde yöreye ait ağaçlar seçildi. Çevreye uygun bir otopark yapmış bulunmaktayız” ifadelerini kullandı.