Yerel Haberler
Muş
Muş’ta 19 Eylül Gaziler Günü törenle kutlandı 19 Eylül 2024 Perşembe - 17:30:13 Muş’ta “19 Eylül Gaziler Günü” kapsamında çeşitli programlar düzenlenirken, çelenk sunma törenine katılan DEM Parti’li Belediye Başkan Vekili Tuba Sayılgan’ın İstiklal Marşı’na eşlik etmediği görüldü. Günün ilk programı Garnizon Şehitliği’nde gerçekleşti. Burada Kur’an-ı Kerim okunması ile başlayan programda, protokol üyeleri ve gaziler, şehitler anısına mezarlara karanfiller bıraktı. Duygusal anların yaşandığı bu törenden sonra PTT Caddesi’nde bir araya gelen vatandaşlar, Kent Meydanı’na kadar “19 Eylül Gaziler Günü ve Kahramanlar Yürüyüşü” düzenledi. Yapılan yürüyüşün ardından Kent Meydanı’nda düzenlenen etkinlikte ise Atatürk Anıtı’na çelenkler sunuldu. Ayrıca “19 Eylül Gaziler Günü” programına katılan DEM Parti’li Belediye Başkan Vekili Tuba Sayılgan’ın İstiklal Marşı’na eşlik etmediği anlar kameralara yansıdı. Burada bir konuşma yapan Muş Valisi Avni Çakır, 1071’de Malazgirt Savaşı’yla yurt edinen bu topraklarda 7 cihana hükmeden dünyanın en büyük imparatorluklardan bir tanesinin bu topraklarda kurulduğunu belirterek, “Bin yıldan fazla bir süredir bu topraklarda daima mazlumun yanında, zalimin karşısında, büyük bir devlet geleneğiyle varlığımızı devam ettirmişiz. Tabii bu süreç öyle konuşulduğu kadar kolay olmamış. Bulunduğumuz coğrafya, hele mensup olduğumuz dinin de en büyük temsilcisi olarak en güçlü devleti, ordusu olarak da her daim tehditlere maruz kalmışız. Nitekim yakın yüzyılımıza baktığımız zaman Çanakkale’yle Kurtuluş Savaşı’yla bu aziz vatanımızın parçalanma aşamasından çekmişiz, tekrar birliğimizi, beraberliğimizi sağlamışız, cumhuriyeti ilan etmişiz, kardeşçe yaşamımızı sürdürürken ve hızlı bir şekilde de gelişirken yine bahsetmiş olduğumuz dış güçlerin sürekli saldırılarına maruz kalmışız” dedi. Devletin yaklaşık 40 yıldır terör belasıyla da karşı karşıya olduğunu hatırlatan Vali Çakır, “Bu uğurda aziz milletimiz nasıl Kurtuluş Savaşı’nda, Malazgirt’te ve birçok varlığımızı, birliğimizi, beraberliğimizi, bayrağımızı dalgalandırmak için verdiğimiz uğraşlar, savaşlar gibi bu süreç zarfında da aziz milletimiz birçok şehitler vermiş, gaziler vermiş. Şu an aramızda da bu kahraman gazilerimizin yüzlercesi bulunuyor. Devlet onlara, aziz şehitlerimizle beraber nerede görev verdiyse hiç tereddüt etmeden koşarak gitmişler, aynı kurşunu yemişler ya da aynı tehlikeye maruz kalmışlar. Allah onları sevdiklerine bağışlamış, onlar şu an aramızdalar. Nerede bir gazi varsa, nerede bir şehit ailesi varsa hepsi bizim baş tacı ve onların biz hizmetkârıyız. Başta Cumhurbaşkanımızın dediği gibi onların her talepleri başımızın üzerindedir. Bunun yanı sıra bir insanın hayatı boyunca taşıyabileceği ve gelecek kuşaklara da aktarabileceği en büyük onurlardan bir tanesi de bu gazilik beratı ve şehit ya da şehit yakınlığı unvanıdır. O yüzden bu çok sorumluluk gerektiren, hem bu camianın dışında bizlere çok büyük bir saygı ve hürmet zorunluluğu gerektiren, hem de siz bu unvanı taşıyan kişilere ve ailelere de bu manevi duruma azami derece dikkat edilen bir unvandır” şeklinde konuştu. Yapılan konuşmaların ardından Vali Çakır makamında gazileri kabul ederek onlarla bir süre sohbet etti. Etkinlik kapsamında jandarma sosyal tesislerinde gaziler ve şehit yakınları onuruna da yemek verildi. Program, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne bağlı spor salonunda gazilere yönelik düzenlenen “Kahramanlar Sahada, Kalbimiz Onlarla Spor Etkinlikleri” ile sona erdi. Etkinliklere Garnizon Komutan Vekili Ulaştırma Kıdemli Albay Cüneyt Balaban, Belediye Başkan Vekili Tuba Sayılgan, Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Kantar, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Yılmaz Kırgel, 49’uncu Motorlu Tugay Komutan Yardımcısı Ulaştırma Albay Ali Osman Sağlam, Emniyet Müdürü Serkan Karaman, gaziler, şehit yakınları, kurum amirleri ve vatandaşlar katıldı.
18 Eylül 2024 Çarşamba - 18:17 Muş’ta Mevlid-i Nebi ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası programı düzenlendi Muş’ta Mevlid-i Nebi ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen programa katılan Muş Valisi Avni Çakır, “Real Madrid ve Fenerbahçe’de oynayan Türkiye’nin evladı Mesut Özil camide temizlik yaparken fotoğrafları medyaya yansıdı. Binlerce, milyonlarca gence o konuda bizlerin konuşarak yapamadığını bir görüntüyle aşıladı” dedi. Muş’ta Mevlid-i Nebi ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası etkinlikleri İslami İlimler Fakültesi konferans salonunda düzenlenen program ile gerçekleştirildi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program Kur’an-ı Kerim tilaveti ve hafta ile ilgili video gösterimi ile devam etti. Türkiye’de eğitim, teknoloji, barış ve kardeşliğin önemine değinen Vali Çakır, "Talebe yetiştiren hocaların üzerine büyük görevler düşüyor. Bizler İslam’ın ruhunu, güzelliğini doğru olarak gelecek nesillere anlatamadıkça maalesef bu anlamda da tam doğruyu arama çabalarımız sürecek. Değerli arkadaşlar din adamı cesur olmalıdır. Emin olmadığı bir konu hakkında konuşmamalıdır. Ama Allah’ın kitabında, peygamberin sünnetinde bizlere gösterdiği doğruları ve esasları çok iyi anlatın. Korkusuzca da bunları söyleyin. Eğer cemaatiniz gençleşiyorsa yaş profili gençleşiyorsa işinizi doğru yapıyorsunuz. Ama her yıl sizler de cemaatinizle beraber yaşlanıyorsanız kusura bakmayın orada bir yanlışlık vardır. Muş’ta 400’den fazla cami ve 700’den fazla din görevlisi vatandaşlarımıza hizmet ediyor. Türkiye’de yenileşme ve yeni yapı anlamında iyi seviyedeyiz" şeklinde konuştu. Din görevlerinin toplumda rol model olması gerektiğini söyleyen Çakır, "Bu gençlerin milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmaları için bizim onlara çok güzel rol model olmamız lazım. Entelektüel seviyemiz de okuduğumuz kitapla onları şaşırtmamız lazım. Teknolojiyi takip edeceksiniz. Dünyada her türlü gelişmeyi takip edeceksiniz. Yeri gelecek gençlerle spordan, sanattan, edebiyattan konuşacaksınız. Din görevlisi demek bulunduğu toplumlarda en eğitimli, en bilgili insan demektir" dedi. Vali Çakır, geçen haftalarda Mesut Özil’in Camii temizlerken bir fotoğrafının medyada yansıdığını ve bu fotoğrafın gençler üzerinde olumlu bir iz bıraktığını belirterek, "Mesut Özil, Real Madrid ve Fenerbahçe’de oynadı, Türkiye’nin evladı ve milli futbolcumuz. Mesut Özil camide temizlik yaparken fotoğrafları medyaya yansıdı. Binlerce, milyonlarca gence o konuda bizlerin konuşarak yapamadığını bir görüntüyle aşıladı. Bu nedenle camilerimizi temiz tutalım. Gençlerden faydalanalım. Çocukları camiye daha çok getirelim. Camideki çocuk seslerinden rahatsız olmayalım. Çocuklar camide konuştuklarında bana en güzel melodi gibi geliyor. Ama maalesef bazı arkadaşlar çocukları kovalıyor, kovalamayın. Dinimizin güzelliklerini ön plana çıkartalım. İslamiyet’in enginliğini, o berraklığını, o kapsayıcılığını, affediciliğini, merhametini, iyiliğini, doğruluğunu, güzelliğini anlatmalıyız. Sevgili Peygamberimiz onun için gönderildi, Efendimiz ’merhamet ve iyilik diyor" şeklinde konuştu. İl Müftüsü Demir’in de konuşmaya yaptığı programa, İl Jandarma Komutanı Albay Yılmaz Kırgel, kurum amirleri ve din görevlileri katıldı.
18 Eylül 2024 Çarşamba - 14:21 Muş’ta annelerin evlat nöbeti 163. haftaya girdi Muş’ta çocuklarını terör örgütü PKK’nın pençesinden kurtarmak isteyen aileler, 163 haftadır kararlı bir şekilde devam ettirdikleri evlat nöbetini sürdürüyor. Muş’ta çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler, DEM Parti il binası önündeki oturma eylemine devam ediyor. Aileler, çocuklarının en kısa sürede güvenli bir şekilde evlerine dönmesini beklerken, toplumun da bu konuda destek olmasını istedi. Ayrıca eyleme katılarak ailelere destek veren Muş Bedensel Engelliler Derneği Başkanı Bedri Korkmaz, kentteki sivil toplum kuruluşlarını desteğe davet etti. Çocuklarına kavuşma ümidiyle her hafta çarşamba günü DEM Parti il binası önünde bir araya gelen aileler, "Anneler direniyor" ve "Yeter artık evlatlarımızı bırakın" pankartları açtı. Anne ve babalar, yıllardır hasretle bekledikleri çocuklarına teslim olmaları için çağrıda bulundu. Oğlunun 10 yıl önce kandırılarak dağa götürüldüğünü söyleyen Halit Altun, 10 yıldır çalmadığı kapı kalmadığını ama herhangi bir haber alamadığını ifade ederek, “10 yıldır DEM Parti tarafından benim çocuğum götürüldü. İnönü Üniversitesi’nden çocuğumu alıp götürdüler. 10 yıldır biz bu acıyla pençeleşiyoruz. Bu 10 yıl içinde gitmediğim, gezmediğim yer kalmadı. Bunlara rağmen çocuğumu görmedim ve halen de görmüş değilim. Sonuna kadar da ben çocuğumun arkasındayım. Oğlum eğer sağsan, beni dinliyorsan, izliyorsan, görüyorsan, durma, gel. Orası bize göre değil. Memleketine gel, annene, babana, yuvana, devletine gel. O insanlar bizden değil. Sadece sana değil, sesimi duyan herkese sesleniyorum. Orası yanlış bir kesimdir. Ülkenize dönün, ailenizin yanına, yuvanıza dönün” dedi. 8 yıldır oğlundan haber alamadığını ifade eden Şahinaz Özcan ise “Gitti, gidiş o gidiş bir daha haber alamadık. Oğlum kazada ölseydi, Allah tarafından ölseydi derdik ölmüş gitmiş. Ama bu DEM Parti ve PKK oğlumu alıp götürdü ve bu içimize dert oldu. Her yerde sorduk, bir haber almadım. Ben çocuğumu DEM Parti’den PKK’dan istiyorum. Bir tane dağda kalana kadar eylemimi sürdüreceğim. DEM Parti’nin ve PKK’nın 40 yıldır hali budur. Milleti bu zor duruma koymuşlar. Onlar da evlat sahibidir. Bir gün evlatları geç gelse bunlar nasıl dayanırlar. Bizleri kendi yerlerine koysunlar, böyle olur mu? Biz de Kürt’üz ama bu Kürt davası değil” ifadelerini kullandı. Ailelere destek vermek amacıyla eyleme katılan Muş Bedensel Engelliler Derneği Başkanı Bedri Korkmaz da, kentteki sivil toplum kuruluşlarını ailelere destek vermeye davet ederek, “Çocukları dağa kaçırılan annelere destek amaçlı buraya geldik. Çok üzülerek görüyorum ki aslında ilimizin en tanınır STK’larını burada görmek isterim. Allah kimseye böyle bir acı yaşatmasın. Bir çocuk eve bir saat geç geldiği zaman annelerin ne kadar üzüldüğünü biliyoruz. Ama bunların yıllarca çocuklarının dağa kaçırıldığı, bu anlamda bunların neler çektiğini anlamak için de olsa en azından onların yanında olduğunu göstermek için buradayız. İsterim ki ilimdeki bütün STK’ların hele hele özellikle güçlü, kuvvetli STK’ların da burada gelip basın açıklaması yapıp ses getirmesi anlamında, onların dağdan indirilmesi için gündem oluşturmak adına burada açıklamalarını beklerim. Ne yazık ki biz ilimizde bunu göremiyoruz. Biz her ne kadar engelliler derneği de olsak, engelli de olsak biz ilk günden beri olduğu gibi her zaman onların yanında olacağız. Gerekirse onlar kalırsa sabahlara kadar da kalacağız. Çünkü Allah kimseye göstermesin. Gerçekten de çok zor bir durum. Bu anlamda bunlar için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Allah kimseyi devletinden uzaklaştırmasın. Allah devletimize zeval vermesin. Biz her zaman devletimizin ve milletimizin yanındayız” şeklinde konuştu.
Muş’ta 600 ton bal hasadı bekleniyor
29 Ağustos 2024 Perşembe - 19:32 Muş’ta 600 ton bal hasadı bekleniyor Türkiye’nin en zengin florasına sahip illerinden biri olan Muş’ta, arıcılar bu yıl 600 ton bal hasadı yapmayı hedefliyor. Muş’un verimli yaylalarında, endemik bitki türlerinin zenginliğiyle ünlü bölgelerde konaklayan arıcılar, bal hasadına başladı. 65 bin kovandan elde edilecek balın, ilin ekonomisine yaklaşık 180 milyon liralık bir katkı sağlaması bekleniyor. Muş Valisi Avni Çakır, yıllardır arıcılık yapan Bağlam ailesinin bal hasadına katılarak destek verdi. TKDK ve Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün hibe destekleriyle faaliyetlerini sürdüren Bağlam ailesi, bu yılki hasatla hem aile ekonomisine hem de Muş’un genel tarım gelirine önemli bir katkı yapmayı planlıyor. Vali Çakır, Muş’un zengin florası sayesinde arıcılığın bölgede büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurguladı. Gazetecilere açıklamalarda bulunan Çakır, “Şimdiye kadar Muş’un tarım ve hayvancılık faaliyetlerini konuşurken daha çok hayvancılık ürünleri, et, süt, yağ gibi konulara odaklandık. Tarımsal üretimde ise şeker pancarı, buğday, bakliyat gibi ürünlerden bahsettik. Ancak Muş’un güçlü olduğu bir diğer alan da zengin florasına dayanan arıcılık potansiyelidir. Bu alanda mütevazı ama güçlü adımlarla ilerliyoruz. Bölgemiz, Türkiye’de en kaliteli çiçek ballarının yetiştiği yerlerden biri olarak öne çıkmaktadır” dedi. Devlet olarak tüm kuruluşlarla birlikte hareket ettiklerini söyleyen Vali Çakır, “Tarım ve Orman Bakanlığı, TKDK, ilgili kooperatifler ve diğer paydaşlarımızla beraber, özellikle vatandaşlarımızın, gençlerimizin ve özellikle de kadınların arıcılık alanına yönelmesini çok önemsiyor ve destekliyoruz. Şu anda yaklaşık 500 kovanlık bir işletmedeyiz ve burada ilk defa bu sezon bal hasadı gerçekleştireceğiz. Baba ve kızın kurduğu bu güzel işletme, TKDK’nin destekleriyle çok kaliteli ve verimli bir sezon geçirmeyi umut ediyor. Biz de bu mutlu günlerinde yanlarında olarak destek vermekten mutluluk duyuyoruz. Bu aslında adeta bacasız bir fabrika değerli arkadaşlar. Muş’ta sanayi ve istihdam denildiğinde genellikle bacalı fabrikalar akla geliyor. Ancak tarımda sahip olduğumuz bu zenginlikler, her biri tarımsal kapasiteye sahip bacasız fabrikalardır. Bu faaliyetlerin doğaya zararı sıfırdır. Özellikle arıcılık gibi faaliyetler, doğadaki bitki çeşitliliğinin artmasında, tozlaşmada ve birçok alanda arının ve çiçeğin faydasını tartışılmaz kılıyor” şeklinde konuştu. Konuşmasının sonunda gençlere seslenen Vali Çakır, “Bu yüzden, ‘Ben de bu işi yapabilirim’ diyen gençlerimize sesleniyorum: Gelin, bu alanda düzenlediğimiz 15 gün gibi kısa süreli kurslarla sizi bilgilendirelim ve sertifikalandıralım. Sonrasında ise arıcılık faaliyetlerine başlamak için ihtiyaç duyduğunuz her türlü desteği sağlayalım. Böylece hem kendi ayaklarınız üzerinde durun, hem milli ekonomiye hem de aile ekonominize katkıda bulunun. Bu sayede, geleceğe yönelik istikrarlı ve faydalı bir meslek edinerek kendinizi geliştirin” ifadelerini kullandı. Muş Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Gün ise Muş’un florasının diğer illere göre daha kaliteli olduğunu belirterek, “İlimizde arıcılık oldukça yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Arıcılarımız kış aylarında, özellikle güney ve doğu illerine gitmekte ve bu bölgelerde faaliyet göstermektedirler. Bunun yanı sıra, gezgin arıcılar da Muş ilimizi tercih etmektedirler. Özellikle ilimizin zengin florası ve bal kalitesi, arıcılığı burada daha da yaygın hale getirmiştir. Bu yıl 65 bin kovan ve 392 işletme sahibi bu faaliyetle ilgilenmektedir. Arıcılarımızla yaptığımız görüşmelere göre, bu sezon yine iyi bir verim beklenmektedir. Tahminlerimize göre bu yıl yaklaşık 600 ton bal üretimi gerçekleşecektir” dedi. Bal hasadına, DSİ Muş Şube Müdürü Servet Fırat ve arıcı Bağlam ailesi üyeleri katıldı.
Muş’ta gerçeği aratmayan deprem tatbikatı
29 Ağustos 2024 Perşembe - 12:15 Muş’ta gerçeği aratmayan deprem tatbikatı Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) öncülüğünde düzenlenen deprem tatbikatı, Muş’ta gerçeği aratmayan senaryolarla icra edildi. Türkiye Afet Planı kapsamında düzenlenen ve Bingöl’ün Karlıova ilçesi merkezli 7.5 büyüklüğünde bir deprem senaryosu üzerinden yürütülen tatbikata, Muş’un da aralarında bulunduğu 7 ilden ekipler katıldı. Tatbikat senaryosuna göre saat 00.15’te meydana gelen şiddetli deprem, Muş’ta da büyük bir yıkıma yol açtı. Varto ilçesinde 100’den fazla bina yıkılırken, bin 760 bina hasar gördü, 65 kişi yaralandı ve 7 kişi ise hayatını kaybetti. Tatbikat, AFAD’ın yanı sıra UMKE, jandarma, polis, itfaiye, Kızılay ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının arama kurtarma ekiplerinin de katılımıyla geniş kapsamlı olarak gerçekleştirildi. Tatbikat kapsamında, Muş Valisi Avni Çakır başkanlığında İl Afet Koordinasyon Merkezi’nde kriz masası oluşturuldu. Kriz merkezinden verilen ilk bilgilendirme sonrası Varto’da enkaz altında kalan iki kişi kurtarıldı, üç katlı bir binada mahsur kalan vatandaş ise başarılı bir operasyonla güvenli bir şekilde tahliye edildi. Tatbikatın bir diğer önemli aşamasında ise Varto Devlet Hastanesinin bahçesine kurulan sahra hastanesi, enkazdan çıkarılan yaralıların tedavisi için hizmet verdi. Depremden etkilenen vatandaşlar için Varto Şehir Stadyumunda kurulan çadır kentte barınma imkânı sağlandı. Tatbikatı yerinde takip eden Muş Vali Yardımcısı Cihat Abukan, Varto Kaymakamı Musa Ayyıldız ve AFAD İl Müdürü Ahmet Daşdemir, AFAD Arama Kurtarma Komuta Merkezi’nde incelemelerde bulundu. Tatbikat süresince gerçekleştirilen çalışmalar ve alınan tedbirler hakkında bilgi aldılar. AFAD Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Cengiz Gevrek’e video konferans üzerinden bilgi veren Çakır, “Senaryo gereği Bingöl’ün Karlıova ilçesinde 7.5 şiddetinde çok güçlü bir deprem meydana geldi. Saat 00.15’te tatbikat başladı. Deprem Varto ilçesinde çok daha güçlü olmak üzere il merkezimiz dahil tüm ilçelerimizde hissedilmiştir. Şu an kaymakamlarımızdan aldığımız ilk bilgiye göre her ilçemizde maalesef yıkımlar söz konusudur. Şu an afet kriz merkezimizi devreye aldık. Bu konuda da daha önce bildirimler yapıldı. Tüm gruplar sahada. İlk etapta hasar tespit raporu ortaya çıkartmamız lazım. Şu ana kadar bize intikal eden bilgilere göre, ilimiz depremi çok güçlü bir şekilde hissetti ve maalesef dediğim gibi birçok ilçemizde yıkımlar söz konusu. Şu an sahada çalışmalarımız devam ediyor. Afet gruplarımız çalışmalarına başladı. Saha ekiplerimiz Varto ilçesine hareket etti. Daha sonra da her 30 dakikada bir ya da her 15 dakikada bir sizlerden yapmış olduğunuz çalışmalarla alakalı durum değerlendirmesi yapacağız" dedi. Koordinasyon kurulu toplantısına Muş Belediye Başkanı Sırrı Söylemez, Muş Garnizon Komutanı Albay Ali Osman Sağlam, İl Jandarma Komutanı Albay Yılmaz Kırgel, Muş Emniyet Müdürü Serkan Karaman, Vali Yardımcı Tahir Yılmaz ve Mustafa Batuhan Alpboğa, ilgili kurum amirleri, doğal gaz ve elektrik dağıtım şirketlerinde görevli personel katıldı. AFAD İl Müdürlüğünde video konferansla 7 ilin katıldığı ’Tatbikat Değerlendirme Toplantısı’ da gerçekleştirildi.
Muş Şehir Stadyumu yeni sezona hazır
28 Ağustos 2024 Çarşamba - 15:59 Muş Şehir Stadyumu yeni sezona hazır Muş Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ekipleri yaptıkları yenileme çalışmaları ile şehir stadyumunu yeni sezona hazır hale getirdi. Muş’un tek profesyonel futbol kulübü olan Muş Spor Kulübü, maçlarını oynadığı şehir stadyumunda sezonun ilk maçına sorunsuz bir şekilde başlayacak. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, TFF 3. Lig 1. Grup’ta mücadele eden Muş Spor Kulübü’nün maçlarını oynayacağı stadyumu yeni sezon öncesi hazır hale getirildi. Gençlik ve Spor İl Müdürü Mehmet Arif Taşdemir, stadyumda yapılan çalışmaları yerinde inceleyerek, “Muş Gençlik ve Spor İl Müdürlüğümüze bağlı Muş Şehir Stadyumumuz 7 bin taraftar kapasitesine sahiptir. Stadyumumuzda yaz mevsimi boyunca bakım çalışmalarını aksatmadan yaptık. Stadyumumuzun çim bakımlarını son derece önemsiyoruz. Stadımızın zeminin sorunsuz olması için havalandırma, tohumlama ve gübreleme çalışmalarını aksatmadan son derece özen göstererek yaptık. Şehrimizin güzide takımı Muşsporumuz antrenmanlarını stadımızın yanında bulunan çim sahada gerçekleştiriyor. Antrenman sahamızın zeminini de stadyumumuzun zemini gibi son derece kaliteli ve elverişli hale getirdik. Takımımız antrenmanlarını orada yapacak. Böylelikle stadyumumuzun zemininde sadece maçlar oynanacak olması zeminimizin korunmasına önemli katkı sunacak. Bizim bütün emeğimiz, gayretimiz Muşsporumuzun daha iyi daha sağlıklı bir şekilde sezona hazırlanması, maçlarını daha iyi bir zeminde oynamasıdır. Sezona hazırız, stadyumumuzdaki tüm bakımları giderdik. 7 Eylül tarihinde oynanacak olan Muşspor-Kahrmanmaraşspor maçına tüm taraftarlarımızı bekliyoruz. Heyecanlıyız, inşallah 2. Lige doğru yol alıyoruz. Muşsporumuzda da taraftarımızda da heyecan var. Bu havayı geçen sezon yakalamıştık ama nasip olmamıştı. Bu yıl inşallah Muşsporumuz iyi bir sezon geçirecek ve hak ettiği 2. Lige yükselecektir” dedi.
Annelerin evlat nöbeti devam ediyor
28 Ağustos 2024 Çarşamba - 14:34 Annelerin evlat nöbeti devam ediyor Muş’ta çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler, DEM Parti il binası önündeki oturma eylemine devam ediyor. Muş’ta çocuklarını terör örgütü PKK’nın pençesinden kurtarmak isteyen aileler, 161 haftadır kararlı bir şekilde devam ettirdikleri evlat nöbetini sürdürüyor. Aileler, çocuklarının en kısa sürede güvenli bir şekilde evlerine dönmesini beklerken, toplumun da bu konuda destek olmasını istedi. Çocuklarına kavuşma ümidiyle her hafta çarşamba günü DEM Parti il binası önünde bir araya gelen aileler, "Anneler direniyor" ve "Yeter artık evlatlarımızı bırakın" pankartları açtı. Anne ve babalar, yıllardır hasretle bekledikleri çocuklarına teslim olmaları için çağrıda bulundu. Anne Gülbahar Teker, DEM Parti ve PKK’dan çocuklarını isteyerek, "Bizim çocukları getirip bize versinler. Bizim çocukları dağa göndermesin. Bir çocuk dağda kalana kadar eyleme devam edeceğim. Buradayım ve korkmuyorum. Oğlum sesimi duyuyorsan gel teslim ol, her zaman arkandayım. 11 yıl önce Batman’da tekstilde çalıştığında kaçırıp götürdüler. Ben ve kardeşin hastayız oğlum. Seni bekliyorum oğlum, sen gelmeyene kadar buradan gitmeyeceğim. DEM Parti ve PKK’dan çocuğumu istiyorum. Yeter artık bu kadar anne ve babalar ağlıyor" dedi. Şahinaz Özcan ise oğlunun 7 yıl önce evden çıkıp gittikten sonra bir daha kendisine ulaşamadıklarını ifade ederek, "Oğlumdan hiç haber alamadım. DEM Parti ve PKK’dan çocuklarımı istiyorum. Bir çocuk dağda kalana kadar eylemimi devam ettireceğim. Atilla oğlum sesimi duyuyorsan gel devlete teslim ol. Bu Kürt davası değil, bizde Kürt’üz. Çocuklarını ailesinden sadece ölüm ayırır. Oğlumu çok özledim. Bir kapı çaldığında, telefon çaldığında belki oğlum gelir diyorum. Oğlumdan hiç haber alamadım" şeklinde konuştu.
Muşspor FK’da tek hedef şampiyonluk
27 Ağustos 2024 Salı - 20:26 Muşspor FK’da tek hedef şampiyonluk Muşspor FK, TFF 3. Lig’in ilk maçında Kahramanmaraşspor ile oynayacağı maçın hazırlıklarına başladı. TFF 3. Lig 1. Grup’ta mücadele eden ve bu yıl şampiyonluk parolasıyla sezona hazırlanan Muşspor, kadrosuna kattığı oyuncularla gözünü TFF 2. Lig’e dikti. Teknik Direktör Yavuz İncedal yönetimde çalışmalarını sürdüren Muşspor, 8 Eylül’de oynayacağı Lig’in ilk maçı olan Kahramanmaraşspor maçı hazırlıklarına başladı. 1071 Spor Kompleksinde bulunan antrenman sahasında çalışmalara başlayan Muşspor’da, teknik heyet ve futbolcuların moralinin iyi olduğu gözlemlendi. Oyuncularının performansından ve morallerinden memnun olduğunu belirten İncedal, Kahramanmaraşspor maçı için hazırlıklarına başladıklarını söyleyerek, “Birinci etap burada, ikinci etap Kartepe’de ve üçüncü etap müsabaka dönemi. Öncelikle Valimiz önderliğinde, Gençlik ve Spor Müdürlüğü’ne ve çalışanlarına çok teşekkür etmek istiyorum. Bize gerçekten çok güzel bir çalışma ortamı sundular; sahaların durumu, antrenman yerleri ve ilgileri mükemmeldi. Artık bundan sonraki dönemler tamamen müsabaka dönemine girerek çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu bölümde genellikle hücum ve savunma çalışmaları, daha çok taktiksel çalışmalar ve duran top organizasyonları üzerinde yoğunlaşacağız. Eğer cumartesi günü bir hazırlık maçı yapabilirsek, yakın bir yerden bir takım bulmaya çalışacağız. Son bir hazırlık maçımızla takımımızın son durumunu görmek istiyoruz, fakat şu anda bu konuda araştırma yapıyoruz. Eğer uygun bir takım bulamazsak, kendi aramızda çift kale maçlarla devam edeceğiz. Çalışmalarımız gayet iyi ilerliyor. Oyuncularımın performansını görüyorsunuz; çok istekli ve arzulular. Sanki yarın bir gün sahaya çıkacaklarmış gibi hazırlanıyorlar" dedi. Ligde şampiyonluğu hedeflediklerini söyleyen Teknik Direktör İncedal, “Geçen seneden kalan çok değerli oyuncularımız var ve bu sene aramıza katılan genç, kendilerini kanıtlamış yeni oyuncular da var. Takım olarak iyi kaynaşıyoruz ve takım karakteri yavaş yavaş oturuyor. Oyun karakterimizin tam olarak oturması biraz zaman alacak, bu hemen olacak bir şey değil, ama bu yönde yoğun çalışmalar yapıyoruz. Grubumuza gelince, gerçekten 5-6 tane başarılı olmak isteyen takım var. Bu takımlardan biri de biziz. Biz de bu mücadelenin içinde olmak ve başarılı takımlar arasında yer almak istiyoruz. Ligimizde gerçekten güçlü; takımlar var. Oyuncularının karakterini yükseltmek için ekonomik olarak da çaba sarf etmek zorunda kalıyorlar. Ama sonuçta bu bir yarışma ve bu yarışmada en iyisi olmak için elimizden geleni yapacağız. Tüm takımlara başarılar diliyoruz" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Malazgirt, Türklerle birlikte tüm Müslümanların zaferidir”
26 Ağustos 2024 Pazartesi - 12:56 Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Malazgirt, Türklerle birlikte tüm Müslümanların zaferidir” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Malazgirt, Türklerle birlikte tüm Müslümanların zaferidir” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malazgirt Zaferi’nin 953. Yıl Dönümü Kutlama Programı’nda konuştu. Erdoğan, 81 vilayeti tamamını 85 milyonu her bir ferdini yürekten selamladı. Erdoğan, dün Bitlis ve Ahlat’ta olduklarını ilk otağın kurulduğu ilk okun atıldığı Ahlat’ta gençlerle kucaklaştıklarını belirtti. Akşam Cumhurbaşkanlığı Ahlat Külliyesi’nde tarihi Kabine Toplantımızı gerçekleştirdiklerini başkanlığı 21 yıl sonra Ankara dışında yapılan bu ilk kabine toplantısı önemli mesajlar ihtiva ettiğini söyledi. Erdoğan, ardından bölge valileri ve belediye başkanlarıyla bir araya geldiklerini söyledi. Tarihi ve istikameti belirleyen Malazgirt Zaferi’nin yıldönümünde vatandaşlarla beraber olduğunu ifade eden Erdoğan, “Anadolu’nun kapılarının bir daha kapanmamak üzere ardına kadar açıldığı bu topraklarda Malazgirt Zaferi’nin 953. seneidevriyesine ulaşmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Bugün 85 milyon olarak hep beraber şanlı zaferin yıldönümünü gururla, minnet ve tam 953 yıldır değişmeyen heyecanla kutluyoruz. Bizleri bu günlere kavuşturan milletimize bu günleri gösteren Rabb’ime sonsuz hamd-u senalar ediyorum” diye konuştu. Erdoğan, sözlerinin başında Sultan Alparslan’ı ve onun şerefli yiğit askerlerini rahmetle yad ederken mekanları cennet olsun dedi. Erdoğan, ilk fetih hareketlerinden bugüne kadar ezan susmasın, bayrak inmesin, ocak sönmesin diye milletimiz huzur içinde alını ak yaşasın diye üzerimize yabancı gölgeler düşmesin, istiklalimize halel gelmesin diye şehit olan, gazi olan tüm kahramanları şükranla andı. “Malazgirt ruhu Türkiye ile birlikte Türk ve İslam dünyasında bir iman çağlayanı olarak gürül gürül akıyor” Malazgirt Zaferinin, milletin binlerce yıllık birlik ve dirlik şuurunun zulme ve zalime karşı duruşunun destanlarından biri olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Malazgirt, vahdetin ve zulme karşı kenetlenmenin zaferidir. Bakınız, bundan tam 953 yıl önce Sultan Alparslan atının üzerindeyken askerine şöyle seslenmişti: ‘Eğer şehit olursam bu beyaz elbise kefenim olsun. Ben nefsimi Allah’a adadım. Benim için şehadet de, muzaffer olmak da bir saadettir. Zaferi kazanırsak istikbal bizimdir.’ O büyük sultan 953 sene önce Malazgirt Zaferi ile istikbalin bizim olacağını müjdelemişti. Rabbim, Sultan Alparslan’a ve ordusuna kendisinden dört kat fazla düşmana karşı 26 Ağustos 1071 tarihinde muhteşem bir zafer nasip etti. Zaferden sonra sadece 4 sene sonra İznik’te bu topraklardaki ilk devletimiz olan Anadolu Selçuklu Devletimizi kurduk. Yaklaşık bin yıldır da Anadolu’yu vatan eylemeye, vatanımız olarak tutmaya devam ediyoruz. Üzerinden geçen 953 yıla rağmen Malazgirt ruhu Türkiye ile birlikte Türk ve İslam dünyasında bir iman çağlayanı olarak gürül gürül akıyor. Allah’ın izniyle üste mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer yarılmadıkça kıyamete kadar bu ruh gönüllerimizi kuşatmaya devam edecek. Bu milletin her bir ferdi Malazgirt meydanında bulunan gazilerle, şehitlerle aynı inancı, aynı aşkı, aynı ideali, aynı hassasiyeti taşımayı sürdürecek. Rabb’im bizleri kahraman şehitlerimizin yolundan ayırmasın diyorum” şeklinde konuştu. Malazgirt, bir zaferden öte yurt doğuran, medeniyet doğuran, bir inşa ve ihya hareketinin de başlangıcı olduğunu belirten Erdoğan, “Çünkü bu toprağı, taşı coğrafyayı vatan yapmak için ruh gerekir, kültür gerekir, bilinç gerekir, inanç gerekir. Tüm bunlarla birlikte o toprakların hamurunu kanla karmak, imanla yoğurmak, terle sulamak gerekir. Millet olarak Malazgirt sonrasında Anadolu’yu işte böyle vatan yaptık. Bu toprakları aşkla, sevgiyle, ilim ve hikmetle ilmek ilmek dokuduk. Fethettiğimiz her yeri camilerle, kütüphanelerle medreselerle doldurduk. Anadolu’nun ezeli ve ebedi Türk yurdu olduğunu tüm cihana ilan ettik. İstanbul’un fethine giden sürecin en kritik adımını Malazgirt’te atılmıştır. Malazgirt Zaferi ayrıca Kudüs’ün fethinin önünü açan stratejik bir dönüm noktası olmuştur” ifadelerini kullandı. “Malazgirt, Türklerle birlikte tüm Müslümanların zaferidir” Erdoğan sözlerine şu şekilde devam etti: “Malazgirt, Türklerle birlikte tüm Müslümanların zaferidir. Alparslan’ın ordusunda Kürtler, Araplar ve İslam’la müşerref olan diğer kavimlerden Müslümanlar düşmana karşı omuz omuza savaşmış, mübarek kanları işte bu topraklarda birbirine karışmıştır. Sultan Alparslan’ın sancağı altında kurulan güçlü ittifak 953 yıldır kutladığımız şanlı zaferi bizlere armağan etmiştir. “ “Davamız;hak ile batılın kıyamete kadar sürecek kavgasında her zaman hakkın yanında durmaktır” Davamız güneşin doğup battığı her yere ilahi kelimetullâh’ı götürmek davası olduğunu söyleyen Erdoğan; “Davamız mazluma umut olmak, kanayan yaralara merhem olmak, nesillere ve çağlara ışık olmaktır. Davamız hak ile batılın kıyamete kadar sürecek kavgasında her zaman hakkın yanında durmaktır. Davamız, toprağı vatan, vatanı aziz kılmaktır. Bakınız, zaman değişir, asırlar değişir ama ruh değişmez. Nesiller değişse de kan aynı kandır. Karakter, aynı karakterdir. Malazgirt’te beyaz kefenini giyerek ‘Allah’ım, İslam’ın sancaklarını yücelt ve hayatlarını sana kulluk için esirgemeyen mücahitlerini yalnız bırakma’ niyazıyla düşmana atılanların ruhu, şuuru ve karakteri bugün de ayaktadır. Ne diyor şair? ‘Milletimin her bir ferdi Alparslan’ın neferidir. Bin yıllık yürüyüşümüz kızıl elma seferidir. Arzı titrer imanımız. Şahit olsun ezanımız, devletimiz, vatanımız Malazgirt’in eseridir.’ Evet, bizim de yürüyüşümüz Türkiye Yüzyılı’nadır. Malazgirt Zaferi’nin rehberliğinde aydınlığında inşallah bu yolu yürüyeceğiz. Sultan Alparslan’ın emanetlerine layıkıyla sahip çıkacağız. Malazgirt ruhunu yaşatacak ömrümüzün son nefesine kadar taşıyacak, bayrağı bizden devralacak yeni nesillere bir emanet gibi şanla şerefle teslim edeceğiz. Bunu yaparken şu gerçeği hiçbir zaman unutmayacağız. Tarihi öğrenmeyenler onu tekrar yaşamak mecburiyetinde kalırlar. Tarih ezberlemek için değil ders ve öğüt alınıp medeniyet dünyamızın üzerine yeni tuğlalar eklemek, yeni zaferlere başlamak için vardır” ifadelerini kullandı. Malazgirt’i sadece şanlı tarihe ait altın bir halka olarak değil 2071 Türkiye’sine giden yolda yolumuzu aydınlatan bir fener olarak da görmek gerektiğini bildiren Erdoğan, “Malazgirt’e sahip çıkmak ise coşkulu programlarla birlikte Türkiye’yi kökleriyle, tarihiyle En önemlisi de istikbaliyle buluşturmak suretiyle olur. Hamdolsun, bu yönüyle de Malazgirt’i idrak ve ihya ediyoruz. Dün Ahlat’ta bunun işaretlerini gördüm, şu an Malazgirt Meydanı’nda bunun müjdesini görüyorum. Geçen yıla göre bugün Malazgirt bir başka. İlhamını Malazgirt’ten alan Sultan Alparslan’ı örnek alan TEKNOFEST gençliği bin yılın mirasçısı olarak Allah’a hamdolsun. Umutlarımızı yeşertiyor. İnşallah bu iklimi genç yüreklerde ve zihinlerde kökleşen bu tarih şuurunu daha da güçlendireceğiz” açıklamalarında bulundu. Malazgirt Zaferi inancın ve imanın yanı sıra birliğin ve beraberliğin meyvesi olduğunu belirten Erdoğan, “Milletçe zorlukların üstesinden ancak bir olursak geliriz. Vatanımıza yönelik saldırıları ancak beraber olursak püskürtürüz. Küfrün karanlığını özellikle ancak tek yürek olursak parçalarız. Türk, Kürt, Arap, Sünni, Alevi demeden 85 milyon olarak şu nazlı hilalin gölgesinde buluşacağız. Bin yetmiş birden, iki bin yetmiş birin Türkiye’sine uzanan ufuk çizgisindeki hedefleri bir olarak iri olarak, kardeşlik hukukumuzu bozmak isteyenlerle özellikle yapacağımız mücadeleyle bunu gerçekleştireceğiz. Farklılıklarımız üzerinden bizleri ayırmaya çalışanlara, aramıza nifak tohumları ekmeye çalışan fitne odaklarına geçit vermedik. Vermeyeceğiz. Rabbim muhabbetimizi, kardeşliğimizi daim eylesin diyorum. Malazgirt Zaferi’nin 953. yıldönümünde bu toprakları vatan yapan atalarımızı rahmet ve minnetle yad ediyorum. Şimdi Yahya Kemal ile sizlere sesleniyorum; ‘Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbî, Senin uğrunda ölen ordu budur yâ Rabbî, Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın, Gâlib et çünkü bu son ordusudur İslâm’ın.’ Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyor, coşkunuz için teşekkür ediyorum” dedi.