ASAYİŞ - 22 Ekim 2024 Salı 12:31

Gebze’de bir binada patlama: 7 yaralı

A
A
A
Gebze’de bir binada patlama: 7 yaralı

Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bir evde patlama meydana geldi. Olay yerine çok sayıda sağlık ve itfaiye ekibi sevk edildi.



Olay, Mevlana mahallesi 866 sokak üzerinde bulunan bir binada patlama meydana geldi. Olay yerine çok sayıda sağlık ve itfaiye ekibi sevk edildi. Binada büyük hasar meydana geldi. İlk belirlemelere göre 7 kişi yaralandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Çek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi’nden Türk şirketlerine yatırım çağrısı Sanayi ve Ticaret Konfederasyonu (SANKON) Genel Merkezi’ni ziyaret eden Çek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Roman Seidl, yatırımcılara güven veren bir ülke olduklarını belirterek “Türk şirketleri için yatırım yapmaya son derece elverişli bir ortam sunuyoruz” dedi. Çek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Roman Seidl, Sanayi ve Ticaret Konfederasyonu (SANKON) Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Ziyarette SANKON Genel Başkanı Ferudun Cevahiroğlu, "Çek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı olarak sizi ve değerli diplomatlarınızı SANKON Genel Merkezi’nde görmekten büyük mutluluk duyuyoruz." dedi. Cevahiroğlu, Çek Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne üye önemli bir ülke olduğuna dikkat çekerek, "Ülkelerimiz arasında ekonomik ve ticari alanda güçlü iş birliği anlaşmalarımız mevcut. Çek Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti’nin en güçlü müttefikleri arasında yer almakta ve ilişkilerimizin en üst seviyede olduğu devletlerin başında gelmektedir. Bu nedenle, iş birliğimizi daha da güçlendirmek için kararlıyız." ifadelerini kullandı. Türkiye-Çekya İş Forumu düzenlemeyi de planladıklarını belirten Cevahiroğlu, “En kısa zamanda, çok sayıda iş insanıyla kalabalık bir heyetle Çek Cumhuriyeti’ne resmi ziyarette bulunmak istiyoruz." diyerek gelecekteki projelerinden bahsetti. Ziyaretin devamında konuşan Roman Seidl ise kendisine gösterilen misafirperverlik için teşekkür ederek, “İki taraf arasında güçlü ilişkiler mevcut ve bu ilişkileri daha da üst seviyelere taşımak için hazırız" dedi. Seidl, Çek Cumhuriyeti’nin, huzuru, gelişmiş demokrasi anlayışı ve hukukun üstünlüğüne dayalı yönetimiyle yatırımcılara güven veren bir ülke olduğunu belirten Seidl, "Gıda, tekstil, inşaat, sağlık, enerji ve savunma sanayi gibi birçok sektörde Türk şirketleri için yatırım yapmaya son derece elverişli bir ortam sunuyoruz. SANKON üyesi Türk şirketlerini ülkemizde yatırım yapmaya davet ediyorum." diye konuştu. Toplantıya Türkiye Sağlık Turizmi Federasyonu, Türkiye Tarım ve Kırsal Kalkınma Federasyonu, Ankara Savunma Sanayi Federasyonu gibi çeşitli federasyonların yetkilileri de katıldı. Bu ziyaret, iki ülke arasındaki iş birliğini artırma yönünde önemli bir adım olarak değerlendirilirken Türkiye Sağlık Turizmi Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Aysun Bay, sağlık turizminin geliştirilmesi yönündeki projelerinden konuklara bir sunum gerçekleştirdi.
Kastamonu Cengiz Aygün: “VAR uygulaması ligimizde de hayata geçirilsin” GMG Kastamonuspor Kulüp Başkanı Cengiz Aygün, Türkiye Futbol Federasyonu’na çağrıda bulunarak, 2. Lig’de VAR uygulamasının hayata geçirilmesini istediklerini söyledi. GMG Kastamonuspor Kulüp Başkanı Cengiz Aygün, Pazar günü Gazi Stadyumu’nda oynanan Sarıyer karşılaşmasının ardından gerçekleştirilen yönetim kurulu toplantısı sonrası basın açıklaması yaptı. GMG Kastamonuspor İsmail Dikmenli Tesisleri’nde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Başkan Aygün, futbolda adalet istediklerini belirterek, “Yönetim kurulu toplantımızı yaptık. Akabinde TFF’yi bilgilendirmek ve bu konuda bazı kararların alınmasını sağlamak adına GMG Kastamonuspor olarak federasyona bir yazı yazıp yollama kararı aldık. Bu yazı ile son dönemlerdeki hakem hatalarını gündeme getirmek ve ivedilikle çözüm bulunmasını istiyoruz. Bu konuya biz belki Kastamonuspor olarak öncülük ederiz. Çünkü sadece biz değil, tüm ikinci lig takımları zarar görüyor. Canımız yanıyor. Biz sadece kendimize değil, rakip takımlara da adalet istiyoruz” dedi. “2. Lig’e de en kısa sürede VAR uygulamasını istiyoruz” 2. Lig’de VAR (Video Yardımcı Hakem) sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini kaydeden Aygün, “VAR uygulaması sayesinde 1. Lig ve Süper Lig’de hakem hataları çok az. Sarıyer maçında bizim çok itirazlarımız var, rakip takımın da itirazları var. Eğer bizim haklarımız yendiyse bizim haklarımız zayi oldu. Eğer onların hakları yendi ise onların hakları zayi oldu. Burada mesele Kastamonuspor değil. Bütün takımlarımızın hakları korunmalı. Hiçbir takımımızın hakları zayi olmamalı. Belki biz yanlış görüyoruz. Biz tribünden bakıyoruz. Belki hakemi haksız yere suçluyoruz. Herkes için VAR uygulaması iyi olacaktır. Merkez hakem kurulunun da önemli maçlara daha deneyimli hakemleri göndermesi gerekir. Bizim dünkü çıkışımız sadece kendi adımıza değildi, tüm takımlarımız adınaydı” şeklinde konuştu. Yönetim kurulu toplantısında aldıkları kararları açıklayan Aygün, Kastamonu’daki sivil toplum örgütlerini ziyaret ederek, takıma katkıda bulunmalarını isteyeceklerini söyledi. Başkan Aygün, Kastamonuspor olarak ve yönetim olarak neredeyse terk edildiklerini, Kastamonuspor’un çok yalnız bırakıldığını ifade ederek, “Cengiz Aygün orada her şeyi halleder diye düşünebilirler ama ben de insanım imkanlarım da belirli bir yere kadar. Her yıl takıma 250 milyon lira para harcıyoruz. Bugüne kadar Kastamonuspor için 400 milyon lira harcadık. Maçlara tüm ilin gelmesini, takıma herkesin sahip çıkmasını istiyoruz ama maçlara dahi taraftarımız gelmiyor” diye konuştu. “Takım sahipsiz kalırsa başkanlığı bırakırım” Yalnız bırakıldıklarını belirten Aygün, “Burada söz konusu olan Kastamonuspor. Memleketin takımı. GMG’yi bile ben çıkartmak istiyorum ama Kastamonuspor tescili bizde olmadığı için oraya bir şey eklememiz lazım. O yüzden GMG orada duruyor. Ey Kastamonu ben daha ne yapmalıyım? Her sene 200 milyon lira cepten para ödüyorum. Şu ana kadar kulübe verdiğimiz para 400 milyona dayandı. Buranın ayda sadece 2-3 milyon lira sabit gideri var. Bir de deplasmanları düşünün, ayda 8-10 milyon gider var. Para kolay kazanılmıyor. Ben nereye kadar bunu yapabileceğim. Sonuna kadar söz verdiğim için gidiyorum. Ailemden, kendimden fedakarlık yaparak devam ediyorum. Ben Cengiz Aygün olarak bırakıp gitsem, burası bir dernek, benim malım değil. Ne olacak? Kim sahip çıkacak? Bir gün buradan ayrılırsam da geçmişe dönük harcamalarımı talep etmeksizin bırakırım. Geçmişte yapanlar gibi yapmam. Biz geçmişin acılarını çok yaşadık. Bugün bu takımın SGK borcu yok. Geçmişe ait ciddi paralar ödedik. Bu takım bu ilin takımı. Bu takım yaşamalı, Anadolu takımları yaşamalı” şeklinde konuştu. Taraftarlara çağrıda bulunan Aygün, “Benim beklentim 10 bin seyirciydi. Ama 2 bin seyirci ile maç oynadık. Bunların 500’ü ise ilçelerden otobüslerle geldi. Ben uğruna hayatımı koyduğum, canımı malımı koyduğum Kastamonu, statta bana şölen yapmadılar. Ben niçin mücadele ediyorum, ben niçin uğraşıyorum o zaman. Ben onlar için mücadele ediyorum. Onlar dün kendi takımlarının stadını doldurmuyor. Gelen seyirci 2 bin kişi. Ben bunu hak etmiyorum Kastamonu. Eğer böyle devam ederse bırakırım. Ben Kastamonu’ya verdiğim sevginin karşılığını istiyorum. Paramın karşılığını değil, sevgimin karşılığını istiyorum. Ama ben bu karşılığı göremezsem niçin uğraşayım? Niye ben ailemin rızkını getirip buraya yatırıyorum? Kastamonu takımına sahip çık. Ben söz verdiğimin peşinde gideceğim, ben maddi manevi fedakarlıkları yapacağım” ifadelerini kullandı. “Yeni stadyum yapılana kadar maçlar İstanbul’da oynansın istiyorum” Kastamonu Gazi Stadyumu’nun şartlarının yetersiz olduğunu ve bir an önce stadın yıkılıp yeniden yapılması gerektiğini belirten Aygün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararı ile yeni stadyumun ödeneğinin çıktığını fakat halen statta bir çalışma yapılmadığını belirterek, stadyumun yapımına bir an önce başlanması gerektiğini kaydetti. Gazi Stadyumu yıkıldıktan sonra yenisi yapılana kadar TFF’den maçları İstanbul’da oynama talebinde bulunacaklarını söyleyen Aygün, eğer maçları İstanbul’da oynarlarsa taraftarların stadyumları dolduracaklarına inandığını belirtti. “Geçen seneye göre bu sene kulübün Kastamonu Belediyesi’nden aldığı pay çok düştü” Kulübün giderleriyle ilgili konuşan Aygün, “Her sene 200 milyon cepten para ödeyeceğiz. Belki ben bunu ödüyorum, sesimi çıkarmıyorum ama belki satıyorum, bir şeyler yapıp ödüyorum. Şu ana kadar kulübe verdiğimiz para 300 milyonu geçti. Geçen senelere kadar forma, otobüs, gıda konularından Kastamonu Belediyesi’nden bir destek alıyorduk. Bu sene kendisine saygı duyuyorum, böyle bir karar aldı. Belediye Başkanımız Hasan Baltacı, ‘otobüsü benden al’ dedi, aldık, ’gıdayı veremem’ dedi. Bunu da üstlendik. Ayda minimum 300-400 bin lira gıda giderimiz oluyor. Forma noktasında da ‘yardımcı olacağım’ denildi ama henüz bu konuda da bir netlik yok. Geçen seneye göre bu sene kulübün Kastamonu Belediyesi’nden aldığı pay da çok düştü. Sonuç olarak ben burada yalnız kaldım. Burası bir dernek ve benim malım değil. Bir gün buradan ayrılacak olursam geçmişte koyduğum hiçbir parayı talep etmeksizin bırakırım. Geçmişte yapılanlar gibi yapmam. Çünkü geçmişin acısını çok yaşadık. Geçmişe ait ciddi paralar ödedik. Ama buradan ayrılacağım gün bunu asla yapmam. Kulübü tertemiz bir şekilde bırakır giderim. Bu yıl geçmiş yıllara göre çok büyük sıkıntılar var. Tabii ki bu dünyadaki ve ülkemizdeki ekonomik sıkıntılar da tasarruf tedbirleri de bunlara takıldığında maalesef ciddi bir darboğaz döneminden geçiyoruz. Fiyatlar eskisi gibi değil. Eskiden deplasmana gittiğimizde 80-100 bin liraya uçaklar dâhil deplasmana gidiyorduk. Bugün sadece bir deplasmanımız 600-700 bin lira. Kulübün aylık 2-3 milyon gideri var. Buna ayda 2 deplasman ve primleri koyun, ayda sadece 8-10 milyon lira sabit bir gider var. Bu paraları telaffuz ederken, kolay telaffuz ediyoruz ama bunlar kolay kazanılmıyor. Hiçbir destek olmadan ben nereye kadar bunu yapabilirim" diyerek sözlerini tamamladı.
Muğla Karabağlar Yaylasından göçün işareti ‘Göç Göç Çiçeği’ Dünyanın çıkılan değil inilen tek Yaylası Muğla Karabağlar Yaylasına Nisan-Mayıs aylarında göçen yayla sakinlerinin şehir merkezine göç mevsiminin geldiğini simgeleyen ve halk arasında ‘Göç Göç Çiçeği’ olarak bilinen Sarı Çiğdem Karabağlar yaylasının irimlerini (dar sokak) süslüyor. Muğla’nın Menteşe ilçesinde halk arasında göç göç çiçeği olarak bilinen Sarı Çiğdem, güz mevsiminde ilk yağmurlar düşünce, Karabağlar Yaylası’ndan Muğla’ya insanların göç zamanını hatırlatan özel bir çiçek. Karabağlar Yaylası’na özgü göç göç çiçeği soğanlı, sarı renkli ve sonbaharda yağmurlar başladıktan sonra açmaya başlıyor ve yazı yaylada geçirenlere göç mevsiminin geldiğini hatırlatıyor. Karabağlar Yaylasının evlerini (yurt) birbirinden ayıran ve yayla yolları ‘kesik’ ve ‘irim’ olarak adlandırılırken, bu toprak alanlarda genellikle ağaç veya böğürtlen gibi bitki örtüsü hakim. Bu alanlardaki göç göç çiçeği soğanları Eylül ayında lale görünümlü sarı çiçek açarak yayla sakinlerine şehir merkezindeki evlerine göçmenin zamanının geldiğini hatırlatır. Karabağlar yaylasındaki mescitler ile ilgili araştırmaları bulunan Prof. Dr. Namık Açıkgö, ‘Göç Lalesi’ veya ‘Göç Göç Çiçeği’nin Karabağlar Yaylasının simgesi olduğunu söyledi. Açıkgöz, “Muğla’nın Menteşe ilçesi Karabağlar Yaylası Türkiye’nin en özgün yaylalarından birisidir. Çünkü şehir seviyesinden aşağıda bir yayladır. Şehir seviyesinden aşağıda olmasından dolayı Yaylaya çıkılmaz, yaylaya inilir. Haziran’da yaylaya inilir ve bütün yaz burada kışlık yiyeceklerin hazırlıkları yapılıp Ekim ayında şehre geri göçülür. Göçü belirten işaret olarak da burada Göç Lalesi denilen sarı bir lale vardır. Soğanlı bir bitkidir. Bu sarı lale açmaya başladığında Eylül ayı sonu ve Ekim başında Muğla halkı artık yayladan şehre göçün başladığını söylerler. Göç için hazırlıklarına başlarlar ve Ekim sonu ve Kasım başında yayladan şehre göçü tamamlamış olurlar. Bu göç laleleri yaylanın yolu ve yolların kenarlarında toprak yükseltilere ‘irim’ denir. Göç laleleri de bu irimlerde çıkar. Halk da bu göç lalesini çok sever. Göç lalesi açmaya başladığında göç zamanı geldi diyerek kendi aralarında konuşmaya başlarlar. Anadolu’nun değişik yerlerinde bu çiçek olmakla beraber Muğla Karabağlar yaylasında yoğun bir şekilde olduğundan Karabağlar yaylasına ve Menteşe Muğla’ya bir sembol değeri katmaktadır” dedi.
Mersin Milli sporcuya baba saldırısı: O anlar kamerada Mersin’in Tarsus ilçesinde 20 yaşındaki Paravolley A Milli Voleybol Takımı oyuncusu İlke Naz Hoş, babasının şiddetinden kurtulmak için sosyal medyadan yardım istemesiyle gündeme geldi. Hoş, yaşananları anlatırken, babasının son olarak hem aracına hem de iş yerine saldırdığını belirterek şikayetçi oldu. Alınan bilgiye göre, dün akşam 20.30 sıralarında ilçeye bağlı Atatürk Caddesi’nde baba O.H. (49), milli oyuncu İlke Naz Hoş’un bulunduğu araca saldırarak zarar verdi. O.H. daha sonra kızının iş yerinin de camlarını kırdı. O anlar güvenlik ve cep telefonu kamerasına yansırken, milli sporcu Hoş, sosyal medyadan yaşananları anlattığı video paylaşarak yardım istedi. Öte yandan, Tarsus İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı çalışma ile şüpheli baba O.H.’nin yakalandığı öğrenildi. İlke Naz Hoş ile annesi Filiz T.’nin O.H.’den şikayetçi olduğu öğrenildi. "Ben ölmek istemiyorum" Suç duyurusu için adliyeye giden İlke Naz Hoş gazetecilere yaptığı açıklamada, "Ben kötü bir şey yapmıyorum, ekmeğimin peşindeyim. Babamın da 2 yıldır yasal vasi danışmanıyım. Kendisi kumar bağımlısı olan bir insan.800 bin dolar para kaybetti. 10 yıldır da çalıştığımı elimden alıyor, üniversiteyi kazandım gitmeme izin vermedi. Dükkanımı büyüttüm, ortak aldım, araç aldım borçlandım. Ekmeğimin peşindeyim. Beni uyuşturucu kullanıyormuşum, kara para aklıyormuş gibi beni arkadaşlarının sosyal medya hesaplarında paylaştırıyor. Böyle bir şey yok, ben ekmeğimin peşindeyim. Balıkçılık yaparak çalıyorum. Artı milli takım da aktif sporuma devam etmekteyim. Okul hayatım vardı okul hayatımı bitirdi. İş hayatım var, iş hayatımı elimden almak istiyor. Ben kötü bir şey yapmıyorum. Ben gerekli işlemlerin yapılmasını istiyorum. Gerekli şikayetimi de avukatımla yapıyoruz" dedi. 2 yıl öncede bir uzaklaştırma talep ettiğini belirten Hoş," 4 bin TL para cezası ile sonuçlandı. Her hangi başka bir işlem yapılmadı. O para cezasını da ben ödedim. Dayak, şiddet, tehdit ve hakaretlere maruz kalıyorum. Ben ölmek istemiyorum, bence kadınlar da ölmeden bir sürece varılabilir" diye konuştu. Önce aracına, sonra dükkanına saldırmış Akşam üzeri iş çıkışı evine giderken ışıklarda bekledikleri sırada babasının geldiğini araca tekmeler savurup camını kırdığına değinen Hoş," Ondan sonra polislere haber verdik. Hırsını alamamış, biz beklerden dükkanıma gitmiş. Dükkanımın taşlarla camlarını kırmış. Kamera görüntüleri de ellerimizde mevcut zaten, gerekli işlemler için adli kurumlara bildirdik. Ben her şekilde adaletin yerini bulmasını istiyorum. Bu sefer kadınlar ölmeden bir sonuca varalım. Ben ölünce değerli olmak istemiyorum, ben ölmeden değerimin bilinmesini istiyorum. Ben daha 20 yaşında genç bir kızım, 10 yaşında bir kız kardeşim ve annem var. Ben evime ekmek götürmek zorundayım" ifadelerini kullandı.