EKONOMİ - 22 Ekim 2024 Salı 14:06

Çek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi’nden Türk şirketlerine yatırım çağrısı

A
A
A
Çek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi’nden Türk şirketlerine yatırım çağrısı

Sanayi ve Ticaret Konfederasyonu (SANKON) Genel Merkezi’ni ziyaret eden Çek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Roman Seidl, yatırımcılara güven veren bir ülke olduklarını belirterek “Türk şirketleri için yatırım yapmaya son derece elverişli bir ortam sunuyoruz” dedi.


Çek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Roman Seidl, Sanayi ve Ticaret Konfederasyonu (SANKON) Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Ziyarette SANKON Genel Başkanı Ferudun Cevahiroğlu, "Çek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı olarak sizi ve değerli diplomatlarınızı SANKON Genel Merkezi’nde görmekten büyük mutluluk duyuyoruz." dedi.


Cevahiroğlu, Çek Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne üye önemli bir ülke olduğuna dikkat çekerek, "Ülkelerimiz arasında ekonomik ve ticari alanda güçlü iş birliği anlaşmalarımız mevcut. Çek Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti’nin en güçlü müttefikleri arasında yer almakta ve ilişkilerimizin en üst seviyede olduğu devletlerin başında gelmektedir. Bu nedenle, iş birliğimizi daha da güçlendirmek için kararlıyız." ifadelerini kullandı.


Türkiye-Çekya İş Forumu düzenlemeyi de planladıklarını belirten Cevahiroğlu, “En kısa zamanda, çok sayıda iş insanıyla kalabalık bir heyetle Çek Cumhuriyeti’ne resmi ziyarette bulunmak istiyoruz." diyerek gelecekteki projelerinden bahsetti.


Ziyaretin devamında konuşan Roman Seidl ise kendisine gösterilen misafirperverlik için teşekkür ederek, “İki taraf arasında güçlü ilişkiler mevcut ve bu ilişkileri daha da üst seviyelere taşımak için hazırız" dedi. Seidl, Çek Cumhuriyeti’nin, huzuru, gelişmiş demokrasi anlayışı ve hukukun üstünlüğüne dayalı yönetimiyle yatırımcılara güven veren bir ülke olduğunu belirten Seidl, "Gıda, tekstil, inşaat, sağlık, enerji ve savunma sanayi gibi birçok sektörde Türk şirketleri için yatırım yapmaya son derece elverişli bir ortam sunuyoruz. SANKON üyesi Türk şirketlerini ülkemizde yatırım yapmaya davet ediyorum." diye konuştu.


Toplantıya Türkiye Sağlık Turizmi Federasyonu, Türkiye Tarım ve Kırsal Kalkınma Federasyonu, Ankara Savunma Sanayi Federasyonu gibi çeşitli federasyonların yetkilileri de katıldı. Bu ziyaret, iki ülke arasındaki iş birliğini artırma yönünde önemli bir adım olarak değerlendirilirken Türkiye Sağlık Turizmi Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Aysun Bay, sağlık turizminin geliştirilmesi yönündeki projelerinden konuklara bir sunum gerçekleştirdi.



Çek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi’nden Türk şirketlerine yatırım çağrısı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Türk bilim adamına Japonya’da prestijli ödül Uluslararası Plastik Rejenarif Cerrahlar Derneği Türkiye Delegesi Prof. Dr. Eray Copcu’nun geliştirdiği doku yenilenmesine yönelik tedavi, Tokyo’da düzenlenen Sydney Coleman En İyi Bilimsel Çalışma Yarışması’nda 3’üncülük elde etti. Japonya’nın başkenti Tokyo’da uluslararası 4 dernek ve 2 bin 500 doktorun katılımıyla gerçekleştirilen rejenaratif cerrahlar ve biyolojik ürünler buluşmasında Türkiye’yi Prof. Dr. Eray Copcu temsil etti. International Society of Plastic Regenarative Surgeons (Uluslararası Plastik Rejenaratif Cerrahlar Derneği )Türkiye Delegesi Copcu, toplantıda 4 çalışmasını uluslararası tıp dünyasına duyurdu ve bir oturumun da başkanlığını üstlendi. Copcu’nun geliştirdiği ve hücrelerin yenilenip iyileşmesine yönelik çalışma da organizasyon kapsamında Sydney Coleman En İyi Bilimsel Çalışma Yarışması’nda 3’üncülüğe layık görüldü. Dünyanın dört bir yanından yüzlerce bilimsel eser arasından seçilen 12 adayın değerlendirildiği yarışmada, Copcu’nun “eksozom terapilerinin rejenaratif tıpta kullanılmasını” içeren doku yenilenmesine yönelik çalışması dereceye giren tek klinik çalışma oldu. Hücresiz hücre tedavisi Prof. Copcu, yaptığı açıklamada, dünyanın özellikle koronavirüs salgını ve teknoloji 5.0 devriminden sonra çok hızlı geliştiğini ve tıbbın da bu gelişmelere çok hızlı uyum sağladığını belirtti. Yeni dönemde ilaçla tedavinin yerini, kök hücre tedavileri yoluyla hasarlı dokuların yerine geçebilecek yeni ve canlı dokuların geliştirilmesini hedefleyen rejeneratif tıp uygulamalarının aldığına dikkat çeken Copcu, uygulama sayesinde 90 yaşındaki bireyin anne karnındaki bebeğin iyileşme gücüne ulaşmasını hedeflediklerini vurguladı. Copcu, bireyden alınacak az miktarda yağ dokusunu eksozom ile birleştirince anne karnındaki mükemmel iyileşme olanağına ulaşmanın mümkün olabildiğine dikkat çekerek, “Bunun yaşlı bir bireyde olması tedavisi imkansız görünen pek çok duruma çare olacaktır. Bu paradigma değiştiren bir gelişme sayılabilir” dedi. Hücresiz hücre tedavileri Rejeneratif tıp kapsamında en popüler uygulamanın günümüzde eksozom uygulamaları olduğunu belirten Prof. Copcu, “40-120 nanometre boyutlarındaki bu hücre dışı veziküller, hücreler arası iletişimi ve kargo görevini görürler. Dokunun rejenerasyonu yani yenilenmesi için bunlar kök hücreden elde edilen aslında hücresiz hücre tedavileridir. Çünkü herhangi bir hücre içermezler, çok sayıda protein içerirler” dedi. Copcu, hücrenin özelliğini taşıyan eksozom tedavilerinin son yıllarda çok hızlı kullanıma girdiğini dile getirerek, doğal eksozomların insan, hayvan ve bitkilerden alınan hücrelerden alınabildiğini, mühendislik ürünü eksozomların (indüklenmiş mezenkimal hücreler) ise çok yüksek teknoloji ile laboratuvarda elde edilebildiğini anlattı. Eray Copcu, ödüle layık görülen çalışmasında kişiden alınan az miktarda yağ dokusunun mühendislik ürünü eksozomla birleştirildiğini ve yeniden hastaya verilerek iyileşme, onarım sağlandığını ifade etti. 2 yeni gelişmeyi tıp literatürüne soktu Geliştirdiği rejeneratif tıp yaklaşımı ile 2 yeni gelişmenin de literatüre girdiğini dile getiren Copcu, şu teknik bilgileri verdi: “Bunlardan biri Adinizer adlı ultra-keskin bıçaklarla yağ doku içindeki yağları selektif olarak ortadan kaldırarak ilk defa yağ dokudan ekstra sellüler matriks (ECM) denen, vücuttaki hücrelerin iyileşmesi, çoğalması ve hareketini kontrol eden yapıyı izole etmiştir ki bu işleme de-parenkimizasyon adı verilmiştir. İkinci olarak da iMSC’den elde edilmiş eksozomları bu deparenkimize ECM birleştirerek otologizasyon yani kendileştirme sağlamıştır. Bu 2 kavram da literatüre ilk defa girmiştir."