SPOR - 22 Ekim 2024 Salı 14:03

Cengiz Aygün: “VAR uygulaması ligimizde de hayata geçirilsin”

A
A
A
Cengiz Aygün: “VAR uygulaması ligimizde de hayata geçirilsin”

GMG Kastamonuspor Kulüp Başkanı Cengiz Aygün, Türkiye Futbol Federasyonu’na çağrıda bulunarak, 2. Lig’de VAR uygulamasının hayata geçirilmesini istediklerini söyledi.


GMG Kastamonuspor Kulüp Başkanı Cengiz Aygün, Pazar günü Gazi Stadyumu’nda oynanan Sarıyer karşılaşmasının ardından gerçekleştirilen yönetim kurulu toplantısı sonrası basın açıklaması yaptı. GMG Kastamonuspor İsmail Dikmenli Tesisleri’nde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Başkan Aygün, futbolda adalet istediklerini belirterek, “Yönetim kurulu toplantımızı yaptık. Akabinde TFF’yi bilgilendirmek ve bu konuda bazı kararların alınmasını sağlamak adına GMG Kastamonuspor olarak federasyona bir yazı yazıp yollama kararı aldık. Bu yazı ile son dönemlerdeki hakem hatalarını gündeme getirmek ve ivedilikle çözüm bulunmasını istiyoruz. Bu konuya biz belki Kastamonuspor olarak öncülük ederiz. Çünkü sadece biz değil, tüm ikinci lig takımları zarar görüyor. Canımız yanıyor. Biz sadece kendimize değil, rakip takımlara da adalet istiyoruz” dedi.



“2. Lig’e de en kısa sürede VAR uygulamasını istiyoruz”


2. Lig’de VAR (Video Yardımcı Hakem) sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini kaydeden Aygün, “VAR uygulaması sayesinde 1. Lig ve Süper Lig’de hakem hataları çok az. Sarıyer maçında bizim çok itirazlarımız var, rakip takımın da itirazları var. Eğer bizim haklarımız yendiyse bizim haklarımız zayi oldu. Eğer onların hakları yendi ise onların hakları zayi oldu. Burada mesele Kastamonuspor değil. Bütün takımlarımızın hakları korunmalı. Hiçbir takımımızın hakları zayi olmamalı. Belki biz yanlış görüyoruz. Biz tribünden bakıyoruz. Belki hakemi haksız yere suçluyoruz. Herkes için VAR uygulaması iyi olacaktır. Merkez hakem kurulunun da önemli maçlara daha deneyimli hakemleri göndermesi gerekir. Bizim dünkü çıkışımız sadece kendi adımıza değildi, tüm takımlarımız adınaydı” şeklinde konuştu.


Yönetim kurulu toplantısında aldıkları kararları açıklayan Aygün, Kastamonu’daki sivil toplum örgütlerini ziyaret ederek, takıma katkıda bulunmalarını isteyeceklerini söyledi. Başkan Aygün, Kastamonuspor olarak ve yönetim olarak neredeyse terk edildiklerini, Kastamonuspor’un çok yalnız bırakıldığını ifade ederek, “Cengiz Aygün orada her şeyi halleder diye düşünebilirler ama ben de insanım imkanlarım da belirli bir yere kadar. Her yıl takıma 250 milyon lira para harcıyoruz. Bugüne kadar Kastamonuspor için 400 milyon lira harcadık. Maçlara tüm ilin gelmesini, takıma herkesin sahip çıkmasını istiyoruz ama maçlara dahi taraftarımız gelmiyor” diye konuştu.



“Takım sahipsiz kalırsa başkanlığı bırakırım”


Yalnız bırakıldıklarını belirten Aygün, “Burada söz konusu olan Kastamonuspor. Memleketin takımı. GMG’yi bile ben çıkartmak istiyorum ama Kastamonuspor tescili bizde olmadığı için oraya bir şey eklememiz lazım. O yüzden GMG orada duruyor. Ey Kastamonu ben daha ne yapmalıyım? Her sene 200 milyon lira cepten para ödüyorum. Şu ana kadar kulübe verdiğimiz para 400 milyona dayandı. Buranın ayda sadece 2-3 milyon lira sabit gideri var. Bir de deplasmanları düşünün, ayda 8-10 milyon gider var. Para kolay kazanılmıyor. Ben nereye kadar bunu yapabileceğim. Sonuna kadar söz verdiğim için gidiyorum. Ailemden, kendimden fedakarlık yaparak devam ediyorum. Ben Cengiz Aygün olarak bırakıp gitsem, burası bir dernek, benim malım değil. Ne olacak? Kim sahip çıkacak? Bir gün buradan ayrılırsam da geçmişe dönük harcamalarımı talep etmeksizin bırakırım. Geçmişte yapanlar gibi yapmam. Biz geçmişin acılarını çok yaşadık. Bugün bu takımın SGK borcu yok. Geçmişe ait ciddi paralar ödedik. Bu takım bu ilin takımı. Bu takım yaşamalı, Anadolu takımları yaşamalı” şeklinde konuştu.


Taraftarlara çağrıda bulunan Aygün, “Benim beklentim 10 bin seyirciydi. Ama 2 bin seyirci ile maç oynadık. Bunların 500’ü ise ilçelerden otobüslerle geldi. Ben uğruna hayatımı koyduğum, canımı malımı koyduğum Kastamonu, statta bana şölen yapmadılar. Ben niçin mücadele ediyorum, ben niçin uğraşıyorum o zaman. Ben onlar için mücadele ediyorum. Onlar dün kendi takımlarının stadını doldurmuyor. Gelen seyirci 2 bin kişi. Ben bunu hak etmiyorum Kastamonu. Eğer böyle devam ederse bırakırım. Ben Kastamonu’ya verdiğim sevginin karşılığını istiyorum. Paramın karşılığını değil, sevgimin karşılığını istiyorum. Ama ben bu karşılığı göremezsem niçin uğraşayım? Niye ben ailemin rızkını getirip buraya yatırıyorum? Kastamonu takımına sahip çık. Ben söz verdiğimin peşinde gideceğim, ben maddi manevi fedakarlıkları yapacağım” ifadelerini kullandı.



“Yeni stadyum yapılana kadar maçlar İstanbul’da oynansın istiyorum”


Kastamonu Gazi Stadyumu’nun şartlarının yetersiz olduğunu ve bir an önce stadın yıkılıp yeniden yapılması gerektiğini belirten Aygün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararı ile yeni stadyumun ödeneğinin çıktığını fakat halen statta bir çalışma yapılmadığını belirterek, stadyumun yapımına bir an önce başlanması gerektiğini kaydetti. Gazi Stadyumu yıkıldıktan sonra yenisi yapılana kadar TFF’den maçları İstanbul’da oynama talebinde bulunacaklarını söyleyen Aygün, eğer maçları İstanbul’da oynarlarsa taraftarların stadyumları dolduracaklarına inandığını belirtti.



“Geçen seneye göre bu sene kulübün Kastamonu Belediyesi’nden aldığı pay çok düştü”


Kulübün giderleriyle ilgili konuşan Aygün, “Her sene 200 milyon cepten para ödeyeceğiz. Belki ben bunu ödüyorum, sesimi çıkarmıyorum ama belki satıyorum, bir şeyler yapıp ödüyorum. Şu ana kadar kulübe verdiğimiz para 300 milyonu geçti. Geçen senelere kadar forma, otobüs, gıda konularından Kastamonu Belediyesi’nden bir destek alıyorduk. Bu sene kendisine saygı duyuyorum, böyle bir karar aldı. Belediye Başkanımız Hasan Baltacı, ‘otobüsü benden al’ dedi, aldık, ’gıdayı veremem’ dedi. Bunu da üstlendik. Ayda minimum 300-400 bin lira gıda giderimiz oluyor. Forma noktasında da ‘yardımcı olacağım’ denildi ama henüz bu konuda da bir netlik yok. Geçen seneye göre bu sene kulübün Kastamonu Belediyesi’nden aldığı pay da çok düştü. Sonuç olarak ben burada yalnız kaldım. Burası bir dernek ve benim malım değil. Bir gün buradan ayrılacak olursam geçmişte koyduğum hiçbir parayı talep etmeksizin bırakırım. Geçmişte yapılanlar gibi yapmam. Çünkü geçmişin acısını çok yaşadık. Geçmişe ait ciddi paralar ödedik. Ama buradan ayrılacağım gün bunu asla yapmam. Kulübü tertemiz bir şekilde bırakır giderim. Bu yıl geçmiş yıllara göre çok büyük sıkıntılar var. Tabii ki bu dünyadaki ve ülkemizdeki ekonomik sıkıntılar da tasarruf tedbirleri de bunlara takıldığında maalesef ciddi bir darboğaz döneminden geçiyoruz. Fiyatlar eskisi gibi değil. Eskiden deplasmana gittiğimizde 80-100 bin liraya uçaklar dâhil deplasmana gidiyorduk. Bugün sadece bir deplasmanımız 600-700 bin lira. Kulübün aylık 2-3 milyon gideri var. Buna ayda 2 deplasman ve primleri koyun, ayda sadece 8-10 milyon lira sabit bir gider var. Bu paraları telaffuz ederken, kolay telaffuz ediyoruz ama bunlar kolay kazanılmıyor. Hiçbir destek olmadan ben nereye kadar bunu yapabilirim" diyerek sözlerini tamamladı.



Cengiz Aygün: “VAR uygulaması ligimizde de hayata geçirilsin”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Taşkın, Yahya Sinvar’a rahmet diledi Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, Hamas’ın şehit lideri Yahya Sinvar için Kernek Meydanı’nda kurulan taziye çadırını ziyaret ederek, merhum mücahide rahmet diledi. Hamas’ın önde gelen liderlerinden ve Filistin davasının sembol isimlerinden Yahya Sinvar’ın şehadetinin ardından, Battalgazi’de Kernek Meydanı’nda taziye çadırı kuruldu. Belediye Başkanı Bayram Taşkın, bu anlamlı mekâna gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Yahya Sinvar için dualar etti. Başkan Taşkın, ziyaret esnasında yaptığı konuşmada, şehadet kavramının Filistin davası için önemine değindi ve Sinvar’ın direnişin sembollerinden biri olduğunu vurgulayarak; "Yahya Sinvar, hayatını Filistin halkının özgürlüğüne ve adalet arayışına adamış bir liderdi. O, sadece bir lider değil, direnişin sembol isimlerinden biriydi. Şehadeti, Filistin davasında olduğu gibi tüm mazlum coğrafyalar için de büyük bir anlam taşımaktadır. O’nun mücadelesi, hepimize adalet ve özgürlük yolunda ilham vermektedir" ifadelerini kullandı. Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, konuşmasında ayrıca Şehit Yahya Sinvar ile birlikte, Abdülaziz er-Rantisi, Şeyh Ahmed Yasin ve İsmail Heniyye gibi Filistin davasına önderlik eden mücahitleri de andı ve bu kahramanların asla unutulmayacağını vurgulayarak, "Bu komutanlar, mazlum halkların mücadelesinde her zaman ön saflarda yer aldı. Onlar öldürülse de davaları yaşamaya devam ediyor. Şehit edilen mücahitlerin ardından yeni liderler, yeni kahramanlar doğacaktır. Mücadeleleri, adalet arayışları asla bitmeyecek. Yahya Sinvar, Abdülaziz er-Rantisi ve Şeyh Ahmed Yasin, İsmail Heniyye gibi liderler, mücadelenin sonsuzluğunu bize göstermiştir. Filistin halkı, bu önderlerinin izinden gitmeye devam edecektir" diye konuştu. Ziyarete katılan vatandaşlar da Yahya Sinvar’ın hatırasını yaşatmak adına düzenlenen bu anlamlı taziye çadırında bir araya gelerek dualar etti. Başkan Taşkın, Sinvar’ın ve diğer mücahitlerin hayatlarını Filistin davasına adadıklarını vurgularken, mücadelenin devam edeceğini ve bu kahramanların asla unutulmayacağını ifade etti.
İzmir Türk bilim adamına Japonya’da prestijli ödül Uluslararası Plastik Rejenarif Cerrahlar Derneği Türkiye Delegesi Prof. Dr. Eray Copcu’nun geliştirdiği doku yenilenmesine yönelik tedavi, Tokyo’da düzenlenen Sydney Coleman En İyi Bilimsel Çalışma Yarışması’nda 3’üncülük elde etti. Japonya’nın başkenti Tokyo’da uluslararası 4 dernek ve 2 bin 500 doktorun katılımıyla gerçekleştirilen rejenaratif cerrahlar ve biyolojik ürünler buluşmasında Türkiye’yi Prof. Dr. Eray Copcu temsil etti. International Society of Plastic Regenarative Surgeons (Uluslararası Plastik Rejenaratif Cerrahlar Derneği )Türkiye Delegesi Copcu, toplantıda 4 çalışmasını uluslararası tıp dünyasına duyurdu ve bir oturumun da başkanlığını üstlendi. Copcu’nun geliştirdiği ve hücrelerin yenilenip iyileşmesine yönelik çalışma da organizasyon kapsamında Sydney Coleman En İyi Bilimsel Çalışma Yarışması’nda 3’üncülüğe layık görüldü. Dünyanın dört bir yanından yüzlerce bilimsel eser arasından seçilen 12 adayın değerlendirildiği yarışmada, Copcu’nun “eksozom terapilerinin rejenaratif tıpta kullanılmasını” içeren doku yenilenmesine yönelik çalışması dereceye giren tek klinik çalışma oldu. Hücresiz hücre tedavisi Prof. Copcu, yaptığı açıklamada, dünyanın özellikle koronavirüs salgını ve teknoloji 5.0 devriminden sonra çok hızlı geliştiğini ve tıbbın da bu gelişmelere çok hızlı uyum sağladığını belirtti. Yeni dönemde ilaçla tedavinin yerini, kök hücre tedavileri yoluyla hasarlı dokuların yerine geçebilecek yeni ve canlı dokuların geliştirilmesini hedefleyen rejeneratif tıp uygulamalarının aldığına dikkat çeken Copcu, uygulama sayesinde 90 yaşındaki bireyin anne karnındaki bebeğin iyileşme gücüne ulaşmasını hedeflediklerini vurguladı. Copcu, bireyden alınacak az miktarda yağ dokusunu eksozom ile birleştirince anne karnındaki mükemmel iyileşme olanağına ulaşmanın mümkün olabildiğine dikkat çekerek, “Bunun yaşlı bir bireyde olması tedavisi imkansız görünen pek çok duruma çare olacaktır. Bu paradigma değiştiren bir gelişme sayılabilir” dedi. Hücresiz hücre tedavileri Rejeneratif tıp kapsamında en popüler uygulamanın günümüzde eksozom uygulamaları olduğunu belirten Prof. Copcu, “40-120 nanometre boyutlarındaki bu hücre dışı veziküller, hücreler arası iletişimi ve kargo görevini görürler. Dokunun rejenerasyonu yani yenilenmesi için bunlar kök hücreden elde edilen aslında hücresiz hücre tedavileridir. Çünkü herhangi bir hücre içermezler, çok sayıda protein içerirler” dedi. Copcu, hücrenin özelliğini taşıyan eksozom tedavilerinin son yıllarda çok hızlı kullanıma girdiğini dile getirerek, doğal eksozomların insan, hayvan ve bitkilerden alınan hücrelerden alınabildiğini, mühendislik ürünü eksozomların (indüklenmiş mezenkimal hücreler) ise çok yüksek teknoloji ile laboratuvarda elde edilebildiğini anlattı. Eray Copcu, ödüle layık görülen çalışmasında kişiden alınan az miktarda yağ dokusunun mühendislik ürünü eksozomla birleştirildiğini ve yeniden hastaya verilerek iyileşme, onarım sağlandığını ifade etti. 2 yeni gelişmeyi tıp literatürüne soktu Geliştirdiği rejeneratif tıp yaklaşımı ile 2 yeni gelişmenin de literatüre girdiğini dile getiren Copcu, şu teknik bilgileri verdi: “Bunlardan biri Adinizer adlı ultra-keskin bıçaklarla yağ doku içindeki yağları selektif olarak ortadan kaldırarak ilk defa yağ dokudan ekstra sellüler matriks (ECM) denen, vücuttaki hücrelerin iyileşmesi, çoğalması ve hareketini kontrol eden yapıyı izole etmiştir ki bu işleme de-parenkimizasyon adı verilmiştir. İkinci olarak da iMSC’den elde edilmiş eksozomları bu deparenkimize ECM birleştirerek otologizasyon yani kendileştirme sağlamıştır. Bu 2 kavram da literatüre ilk defa girmiştir."