Yerel Haberler
Kastamonu
25 Kasım 2024 Pazartesi - 19:29 Kastamonu’da "Biyografi Atölyesi" açıldı: İlk dersi Bakan Yardımcısı Yelkenci verdi Milli Eğitim Bakanlığının öncülüğünde pilot il olarak seçilen Kastamonu’da Öğretmen Akademisi’nin ardından açılan Biyografi Akademisi’nin ilk dersini Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci verdi. Milli Eğitim Bakanlığı öncülüğünde başlatılan ve 24 pilot ilden birisi olarak seçilen Kastamonu’da, Mart ayında açılışı yapılan Öğretmen Akademisi çatısı altında edebiyat, şehir ve kültür alanında seminerler düzenleniyor. Kastamonu’da son olarak akademilere biyografi ve müzik akademisi de eklendi. Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından tarihi Abdurrahmanpaşa Lisesi’nde düzenlenen törene "Biyografi Akademisi" açıldı. Akademinin ilk dersini Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci verdi. Kastamonu Valisi Meftun Dallı’nın da katıldığı akademide konuşan Bakan Yardımcısı Yelkenci, “Geçen yıl Öğretmen Akademisinin açılışı programında yine öğretmenlerimizle bir araya gelmiştik. Öğretmen akademilerimizin amacını tarif etmiştik. Bu tarifi yaparken de insanı, zamanı aşan mekanlarda belli bir yöntem dahilinde birbiriyle ve her biri koca bir evren olan, koca bir alem olan insanlarla temas ettirmektir demiştik. Geçen yıl Türkiye genelinde 24 şehirde uyguladığımız Öğretmen Akademilerimiz, her bir şehirde kendi özgü yapısına tebarüz etti ve her bir şehirde öğretmenlerimize yönelik olarak ayrı güzellikler doğurdu. Bu güzelliklere şahitlik ederken aklımıza yeni yeni düşünceler geldi elbet. Bunlardan bir tanesi de Osmanlı’da önemli bir gelenek olan Tabakat Geleneği yani bugünkü adıyla Biyografi Geleneği ve bununda en belirgin, en öncü temsilcisi olan Taşköprülüzade Ahmed Efendi aklımıza geldi. Dolayısıyla Türkiye genelinde bir Biyografi Akademisi başlatacaksak bunun yeri mutlaka ve mutlaka Kastamonu olmalıydı. Bu Biyografi Akademisinin ilk dersini verecek olan kişi de Taşköprülüzade Ahmed Efendi’ye daha öncesinde uluslararası arenada çalışmış olan kıymetli, muhterem İhsan Fazlıoğlu hocamız olmalıydı” dedi. Taşköprülüzade Ahmed Efendi’ninŞakaiku’n-Numaniyye isimli kitabına atıfta bulunan Yelkenci, “Şakaiku’n-Numaniyye, gelincik çiçeği demektir. Gelinciklerin her yıl yeniden açmasıyla ölümsüz olduklarını yani gelinciklerin ölümsüzlük çiçeği olarak ifade edilmesi, yeniden açmalarıyla ifade edilmesi, dolayısıyla bu yönüyle baktığımız zaman öğretmenlerimizin yetiştireceği öğrencilerin ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa yapacakları katkıyı düşündüğümüzde ve her yıl sizin elinize gelen güzel çocukları yetiştirmenizle bu ölümsüzlüğü benzer bir şekilde ortaya koyduğunuzu, bu ölümsüzlüğü yaşattığınızı düşünecek olursak ne kadar önemli bir meslek icra ettiğimizi de görmüş oluruz. Son bir not ile bitirmek istiyorum. Orhan Şaik Gökyay, Abdurrahmanpaşa Lisesi’nde öğretmenlik yapmıştır. Orhan Şaik Gökyay, ‘Bu Vatan’ şiiriyle bilinen bir şairimizdir ama ‘Destursuz Bağa Girenler’ isminde bir kitabı vardır. Lütfen bunu okuyalım, bu kitap bizlere çok şeyler katacaktır. Tek başına bir akademi gibi düşünebiliriz bu kitabı” diye konuştu. Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş ise, “İnsan, zaman ve mekan ilişkisi içerisinde şehrimizin öncülerini tanımak, aynı zamanda şehrimizin kültürel ve manevi varlıklarını tanımak ve bunları da öğrencilerimize aktarmak amacıyla yine alanında öne çıkmış hocalarımızla öğretmenlerimizi buluşturacağımız Öğretmen Akademilerine geçen yıl başladık, bu yılda inşallah yeni bir yüz ile yeni iki tane daha akademi eklenerek devam ediyoruz. Geçen yıl edebiyat, kültür ve şehir akademisini yaptık, bu yıl ise biyografi ve müzik akademisini de ekledik. İnşallah bu akademilerde öğretmenlerimizin gönüllü katılımlarıyla çok daha güzel dönüşler alacağımıza inanıyoruz. Bizlere bu konuda en büyük desteği veren herkese ayrı ayrı teşekkürlerimizi sunuyorum” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, Biyografi Akademisi adı altında programa katılan öğretmenlere ders anlattı.
25 Kasım 2024 Pazartesi - 19:09 Kastamonu’da "Biyografi Atölyesi" açıldı, ilk dersi Bakan Yardımcısı Yelkenci verdi Milli Eğitim Bakanlığının öncülüğünde pilot il olarak seçilen Kastamonu’da Öğretmen Akademisi’nin ardından açılan Biyografi Akademisi’nin ilk dersini Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci verdi. Milli Eğitim Bakanlığı öncülüğünde başlatılan ve 24 pilot ilden birisi olarak seçilen Kastamonu’da, Mart ayında açılışı yapılan Öğretmen Akademisi çatısı altında edebiyat, şehir ve kültür alanında seminerler düzenleniyor. Kastamonu’da son olarak akademilere biyografi ve müzik akademisi de eklendi. Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından tarihi Abdurrahmanpaşa Lisesi’nde düzenlenen törene "Biyografi Akademisi" açıldı. Akademinin ilk dersini Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci verdi. Kastamonu Valisi Meftun Dallı’nın da katıldığı akademide konuşan Bakan Yardımcısı Yelkenci, “Geçen yıl Öğretmen Akademisinin açılışı programında yine öğretmenlerimizle bir araya gelmiştik. Öğretmen akademilerimizin amacını tarif etmiştik. Bu tarifi yaparken de insanı, zamanı aşan mekanlarda belli bir yöntem dahilinde birbiriyle ve her biri koca bir evren olan, koca bir alem olan insanlarla temas ettirmektir demiştik. Geçen yıl Türkiye genelinde 24 şehirde uyguladığımız Öğretmen Akademilerimiz, her bir şehirde kendi özgü yapısına tebarüz etti ve her bir şehirde öğretmenlerimize yönelik olarak ayrı güzellikler doğurdu. Bu güzelliklere şahitlik ederken aklımıza yeni yeni düşünceler geldi elbet. Bunlardan bir tanesi de Osmanlı’da önemli bir gelenek olan Tabakat Geleneği yani bugünkü adıyla Biyografi Geleneği ve bununda en belirgin, en öncü temsilcisi olan Taşköprülüzade Ahmed Efendi aklımıza geldi. Dolayısıyla Türkiye genelinde bir Biyografi Akademisi başlatacaksak bunun yeri mutlaka ve mutlaka Kastamonu olmalıydı. Bu Biyografi Akademisinin ilk dersini verecek olan kişi de Taşköprülüzade Ahmed Efendi’ye daha öncesinde uluslararası arenada çalışmış olan kıymetli, muhterem İhsan Fazlıoğlu hocamız olmalıydı” dedi. Taşköprülüzade Ahmed Efendi’ninŞakaiku’n-Numaniyye isimli kitabına atıfta bulunan Yelkenci, “Şakaiku’n-Numaniyye, gelincik çiçeği demektir. Gelinciklerin her yıl yeniden açmasıyla ölümsüz olduklarını yani gelinciklerin ölümsüzlük çiçeği olarak ifade edilmesi, yeniden açmalarıyla ifade edilmesi, dolayısıyla bu yönüyle baktığımız zaman öğretmenlerimizin yetiştireceği öğrencilerin ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa yapacakları katkıyı düşündüğümüzde ve her yıl sizin elinize gelen güzel çocukları yetiştirmenizle bu ölümsüzlüğü benzer bir şekilde ortaya koyduğunuzu, bu ölümsüzlüğü yaşattığınızı düşünecek olursak ne kadar önemli bir meslek icra ettiğimizi de görmüş oluruz. Son bir not ile bitirmek istiyorum. Orhan Şaik Gökyay, Abdurrahmanpaşa Lisesi’nde öğretmenlik yapmıştır. Orhan Şaik Gökyay, ‘Bu Vatan’ şiiriyle bilinen bir şairimizdir ama ‘Destursuz Bağa Girenler’ isminde bir kitabı vardır. Lütfen bunu okuyalım, bu kitap bizlere çok şeyler katacaktır. Tek başına bir akademi gibi düşünebiliriz bu kitabı” diye konuştu. Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş ise, “İnsan, zaman ve mekan ilişkisi içerisinde şehrimizin öncülerini tanımak, aynı zamanda şehrimizin kültürel ve manevi varlıklarını tanımak ve bunları da öğrencilerimize aktarmak amacıyla yine alanında öne çıkmış hocalarımızla öğretmenlerimizi buluşturacağımız Öğretmen Akademilerine geçen yıl başladık, bu yılda inşallah yeni bir yüz ile yeni iki tane daha akademi eklenerek devam ediyoruz. Geçen yıl edebiyat, kültür ve şehir akademisini yaptık, bu yıl ise biyografi ve müzik akademisini de ekledik. İnşallah bu akademilerde öğretmenlerimizin gönüllü katılımlarıyla çok daha güzel dönüşler alacağımıza inanıyoruz. Bizlere bu konuda en büyük desteği veren herkese ayrı ayrı teşekkürlerimizi sunuyorum” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, Biyografi Akademisi adı altında programa katılan öğretmenlere ders anlattı.
Türkiye’de organ bağışı yüzde 4 civarında
08 Kasım 2024 Cuma - 17:48 Türkiye’de organ bağışı yüzde 4 civarında Kastamonu Vali Yardımcısı Hakan Kubalı, Avrupa’da organ bağışının yüzde 40-50 civarında iken bu oranın Türkiye’de yüzde 4-5’e kadar düştüğünü belirterek, bunun da sebebinin bilinçlendirmedeki eksikliklerden kaynaklandığını söyledi. Kastamonu Üniversitesi ile Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Organ Bağışı Haftası etkinlikleri çerçevesinde konferans düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Sezai Karakoç Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “Organ ve Doku Bağışı” ile ilgili düzenlenen sempozyumun açılışında konuşan Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Başkanı Dr. Özgür Yılmaz, “Amacımız Türkiye ve dünyada olduğu gibi binlerce organ bekleyen diyaliz hastaları, böbrek yetmezliği hastaları, karaciğer nakli bekleyen hastalarımızın derdini anlatabilmek. Burada tip fakültesi öğrencilerimiz ve hemşirelik öğrencilerimiz için bu sempozyum bir ders niteliğinde olmakla birlikte bu işin aslında ders kitaplarında yazmayan sizlere elinizde şuan için öğretilmemiş olan sosyal ve dini kısmını anlatabilmek” dedi. “Anadolu’nun en ücra köşesine kadar yine sağlık ocakları ve hastaneler açıldı” Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı en büyük devrimin sağlık alnında olduğunu anlatan Vali Yardımcısı Hakan Kubalı ise, “23 Nisan 1921’de TBMM’de açıldı. Anadolu işgal altındaydı ve bu şartlarda 23 Mayıs 1920 aradan 12 gün geçmiş ve Sağlık Bakanlığı kuruldu. Atatürk’ün yaptığı ilk iş Sağlık Bakanlığını kurmak olmuş. Daha sonra yurdun dört bir yanında sağlık ocakları, İstanbul Üniversitesine bağlı Tıp Fakültesi açıldı. Sağlık kanunları çıkarıldı. Türkiye sağlık alanında büyük bir devrim yaptı. Belki Atatürk’ün yaptığı devrimler içerisinde çok yer verilmiyor ama yapmış olduğu en büyük devrimlerin başında Türkiye’de sağlık alanında yaptığı devrimler geliyor. Bugün görürüsünüz illerde, ilçelerde her yerde verem savaş dispanserleri var. Kanserle savaş için kurulmuş kurumlar, araştırma birimleri var. Bütün bunların önünü Atatürk açtı. 1960’lı yıllara geldiğimizde sağlık hizmetlerinde sosyalleştirilmesi hakkında kanun çıkarıldı. Bu kanunla birlikte Anadolu’nun en ücra köşesine kadar yine sağlık ocakları ve hastaneler açıldı. Sağlık hizmetleri bütün vatandaşlarımıza ücretsiz ve eşit olarak verilmeye başladı” diye konuştu. Sağlık hizmetlerine büyük önem verdiklerini ifade eden Vali Yardımcısı Kubalı, “Anayasada da sağlık yaşama hakkı olarak geçmektedir. Türk vatandaşlarına bu hakkın teslim edilmesi gerektiğine bütün anayasalarımızda olduğu gibi yer almaktadır. Sizler bugünün gençleri, yarının sağlık personelisiniz. Vatandaşlarımıza en temel yaşam haklarını sunarak onlara yardımcı olacaksınız. Bu bilinçle görev yapmanızı diliyorum. Sayın Valimizin ve İl Sağlık Müdürümüz Çağdaş Derdiyok ile çok değerli yöneticileri, sağlık sektöründe ilimizde çok güzel işler yapıyoruz. Taşrada açılan böbrek hastaları için birimleri, bütün ilçe hastanelerinin İyileştirilmesi, il merkezindeki, Hastane’mizin teknolojik imkânlarının geliştirilmesi alanında çalışmalar yaptık. Sağlık hizmetlerini vatandaşlarımıza en iyi şekilde vermek için kadrolaşma hizmeti ile en iyi şekilde çalışıyoruz” şeklinde konuştu. “Avrupa’da yüzde 50 olan organ bağışı, Türkiye’de yüzde 4’tür, bu kabul edilebilecek bir oran değil” Organ nakilleri hakkında açıklamalarda bulunan Kubalı, şöyle konuştu: “Organ nakli 1902 yılında dünyada ilk organ nakli yapılması özellikle 1’nci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı’nda yapılmaya başlanmıştır. 2’nci Dünya Savaşı’ndaki askerlerin yaralanmalar karşısında organlarını yitiren askerlerin yerine sağlam olanlara organlarını bağışlamışlar. Dünyada 1952 yılında ilk kalp nakli yapılıyor. Türkiye’de de Prof. Dr. Mehmet Haberal, 1975 yılında ilk böbrek naklini gerçekleştiriyor. Yaklaşık 50 yıllık bir tecrübemiz var. Şu an Türkiye’de organ nakli yapan çok uzman sağlık personellerimiz var. Avrupa Birliği’nde organ nakli vatandaşların yüzde 50-60’ını buluyor. Maalesef Türkiye’de bu oran çok düşük. Yüzde 4-5 civarında. Bu kabul edilebilecek bir oran değil. Oysa Türk milleti ki bütün dünyada insancılığıyla dünya tarihine adını yazdırmış büyük bir millet. Biz organlarımızı bağışlayarak örnek olmalıyız. Organ nakli vatandaşlarımızın birçoğunun bildiği gibi organ nakli yapanların sağlığına zarar veren bir şey değil. Zaten büyük oranda organ nakli beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların daha önce verdikleri tanık ve doktor raporu ile gerçekleşen bir süreç. Organ nakli konusunda yapılan çalışmalar tıp etiği ve teorisinin bir gereğidir. Yaşam hakkının gereğidir. Hepimiz birbirimize bağlıyız. Bu konuda millet olarak yeteri kadar bilinçlendirilmiş değiliz. Bu çalışmalarla bu bilinçlendirilmeler aşılanacak. Sizler sağlık alnında hepiniz birer lidersiniz. Özellikle organ nakli konusunda doğruları anlatacak liderlersiniz” ifadelerini kullandı. “Ülkemizde organ nakli bekleyen hasta sayımız çok fazla” Kastamonu Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Organ ve Doku Nakli İl Koordinatörü Prof. Dr. Zahide Doğanay da, “Organ bağışı konusunda ne yazık ki çok gerideyiz. Ülkemizde organ nakli bekleyen hasta sayımız çok fazla. Her gün 3 kişi, yılda 2 bin 500 kişi yeterli organ bağışı yapılmadığı için hayatını kaybediyor. 2023 yılında Sağlık Bakanlığının verilerine göre, böbrek nakli bekleyen hasta sayısı 24 bin 449’dur. Karaciğer nakli bekleyen hasta sayısı 2 bin 600, kalp nakli bekleyen hasta sayısı bin 422, akciğer nakli bekleyen hasta sayısı 204 ve pankreas nakli bekleyen hasta sayısı da 277’dir. Bu sayılarda ne yazık ki gittikçe artmaktadır” dedi. Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü tarafından organ ve doku bağışı standı kuruldu. Stantta konferansa gelen davetlilere organ ve doku bağışı hakkında bilgilendirme yapılarak bağışta bulunmak isteyenlerin bilgileri alındı.
Kastamonu Üniversitesi, eşanjör verimliliğini artırmanın yollarını araştıracak
08 Kasım 2024 Cuma - 17:42 Kastamonu Üniversitesi, eşanjör verimliliğini artırmanın yollarını araştıracak Kastamonu Üniversitesi, özellikle ısıtma ve soğutma uygulamalarında yaygın olarak kullanılan eşanjörlerin etkinliğini arttıracak araştırma yaparak, yeni nesil enerji verimliliği çözümlerine yönelik bir çalışmada ortaya konulması hedefleniyor. Kastamonu Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Gürdal’ın “Çukur Kanatçıklı Bal Peteği Formlu Kanal İçindeki AlO/HO Nanoakışkan Akışının Termo-Hidrolik Performansının Deneysel Olarak İncelenmesi” başlıklı projesi, TÜBİTAK 1002-A Hızlı Destek Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Projede Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Celal Nazlı da araştırmacı olarak yer alıyor. Öncelikli gelişme alanları-enerji kategorisinde kabul edilen proje, ısıtma ve soğutma uygulamalarında kullanılan eşanjörlerin verimliliğini artırarak enerji tasarrufu sağlamayı hedefliyor. Proje, özellikle ısıtma ve soğutma uygulamalarında yaygın olarak kullanılan eşanjörlerin etkinliğini artırmayı hedefliyor. Bu amaçla, AlO/ HO nanoakışkan akışı ve özgün tasarım geometrisinden yararlanılarak enerji verimliliğine katkı sağlanması planlanıyor. Kastamonu Üniversitesi’nin araştırma alanındaki gücünü bir kez daha kanıtlayan bu başarı, aynı zamanda yeni nesil enerji verimliliği çözümlerine yönelik değerli bir adım olarak öne çıkıyor. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, üniversitenin araştırma alanındaki gelişiminden memnuniyet duyduğunu belirterek, “Bu proje, enerji verimliliğine yönelik çalışmalara katkı sağlayacak nitelikte. Araştırma ekibimizi tebrik ediyor ve projenin başarılı sonuçlar getirmesini diliyorum” dedi.
19 yıl sonra aydınlatılan faili meçhul cinayette tutuklu sanıklar, ilk duruşmada tahliye edildi
08 Kasım 2024 Cuma - 13:43 19 yıl sonra aydınlatılan faili meçhul cinayette tutuklu sanıklar, ilk duruşmada tahliye edildi Kastamonu İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin çalışmasıyla 2005 yılında öldürülen şahsın katil zanlıları, 19 yıl sonra yakalanarak tutuklandı. Faili meçhul kalan cinayette ilk kez hakim karşısına çıkan tutuklu sanıklar, ilk duruşmada serbest bırakıldı. Olay, 2005 yılında Kastamonu’nun Merkez ilçesi Hacıbey Köyü ile Etyemez köyü yol ayrımında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, evine gitmek amacı ile yolda aracı ile seyir halinde olan Halil Çamyaran, silahla başına 2 el ateş edilerek öldürülmüş halde öldürüldü. Aracında başından vurulmuş halde ölü bulunan Halil Çamyaran’ın katil zanlısı aradan geçen zamana rağmen bulunamadı. 19 yıldır faili meçhul olan cinayetle ilgili Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen talimatlar doğrultusunda, Kastamonu İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince çalışma başlatıldı. Olayla ilgili yapılan çalışmalar sonucunda cinayeti işlediği tespit edilen Hamdi K. ve Ninal T. isimli şahısların da aralarında olduğu 5 kişi gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından Kastamonu Adliyesine sevk edilen şüphelilerden Hamdi K. ve Nihal T. adli makamlarca tutuklandı. Diğer şüpheliler ise serbest bırakıldı. Tutuklanan Hamdi K.’nin, öldürülen Halil Çamyaran’ın kuzeni olduğu öğrenildi. Olayın ardından şüpheliler hakkında “kasten öldürme” suçundan Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. “Bana çamur atıyorlar, o benim yeğenim, ben öldürmedim, tahliyemi isterim” Davada 19 yıl sonra ilk kez hakim karşısına çıkan tutuklu sanık Hamdi K., “Olay günü Tevfik beni aradı. Böbreklerinden taş düşürüyormuşsun seni almaya geliyorum dedi. Arabaya bindi, ayağının yanında iki bira vardı. Beni eve bırak, taş döküyorum dedim. Tosya yoluna gittik. Telefonla konuşuyordu araçtan inip. Akşam 21.00 gibiydi. Sonra bana dönüp muhtar emmi ben bu Halil’i ne yapacağım, bilmiyorum dedi. Beni eve bırakmaya giderken Sunta Kavşağından geri döndü. Bir şey alacağım dedi. Aracı kenara çekti. Kenarda silahı gördüm o sırada. Komutan beni aradı, Halil nerede diye sordu. Neyin oluyor dediler. Ben, dayısı oluyorum dedim. Araç içinde şeker fabrikasında vurmuşlar dediler. Olaydan benimde bu şekilde haberim oldu” dedi. Halil Çamyaran’ın yaptığı ticaretten ötürü husumetlisinin çok olduğunu belirten Hamdi K., “Tevfik, araç ile eve giderken bana bu Halil bize dert oldu dedi. Bende bırak Halil’i deyip aranızı düzelteyim dedim. O da artık Halil dert olamaz dedi. Seni öldürürüm dedi, beni de tehdit etti. Bende korktum. Farklı ifadeler verdim. Sonra silahı attığı yere gidip silaha baktık ve silah temizlenmişti” diye konuştu. Halil Çamyaran’ın arazi satış işlemlerine karışmadığını söyleyen Hamdi K., “Halil kafe işletiyordu. Halil’in arazi satışına karışmadım. O aile içindeki konu, araç ise zaman zaman alıp satıyordu. Olay tarihinde de gözaltına alındım. Karakolda 45 gün boyunca işkence gördüm. Her gün sopa yedik. Ben böyle bir suç işlemedim. Suçsuzum, cinayetle ilgili bir alakam yoktur. Tahliyemi ve beraatımı isterim. Ölen yeğenim, ıstırap çekende benim. Cezaevinde yatanda benim. Tahliyemi isterim. Bana çamur atıyorlar. O benim yeğenim, ben öldürmedim. Halil ile bir miras davamızda yoktur. Halil, öz oğlumdan bana daha yakındı” şeklinde konuştu. “Şikayetçiyim, adaletin yerini bulmasını istiyorum” 2005 yılında öldürülen Halil Çamyaran’ın kız kardeşi Bahriye Çamyaran Erol ise, “Halil, öz abim oluyor. Ben hasta ve engelliyim. Halil, beni 20 kere ameliyat ettirdi. Abimin ölümünün üzerinden geçeli 19 yıl 54 gün oldu. Hamdi, benim kardeşimi öldürecekti. Halil’de bana ayakların yere basarsa sende onu öldür dedi. Annem, Hamdi seni niye öldürsün diye sordu. O yeri onlara yar etmeyeceğim, elin oğlu yiyeceğine ben yiyeyim dedi. Halil’e bir şey olsa senden bilirim dedim. Bana neden böyle diyorsun demedi. Mal mülk davası vardı. Parasını ödemesine rağmen Hamdi, sattığı yerin tapusunu kardeşime vermedi. Sürekli kaçtı, işim var dedi. Kardeşim, Hamdi beni vurursa sende onu öldür dedi. Hamdi’nin çok borcu vardı. Şikayetçiyim. Adaletin yerini bulmasını istiyorum. Bahriye sakat, diğer kızlarda evli. Damatlar yiyeceğine ben yiyeyim diyerek kardeşimi öldürdü. Hamdi, borcu var diye Halil’e tarlaları sattı. Halil, 70-80 bin TL para verdi Hamdi’ye ama Hamdi, tapuları Halil’e vermedi. Sürekli kaçtı tapuyu vermemek için” ifadelerini kullandı. Halil Çamyaran’ın annesi Safiye Çamyaran da, Hamdi K.’nin oğlunun öldürdüğünü iddia ederek, “Oğlumu öldürdü. Ben anayım, şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum” dedi. Halil Çamyaran’ın kız kardeşi S.A. da, “Kardeşim bende kalıyordu, evlilik hazırlığı yapıyordu. Benim yanıma gelince sürekli Hamdi, beni öldürecek diyordu. Hamdi’nin çok borcu vardı, satacak yer kalmadı. Halil’in de yerlerini yemek gerekiyor diyordu ve kardeşimi öldürüp yerleri de satıp yedi. 9 dönüm yeri sattı Halil öldükten sonra. Vekalet verdikten sonra 5-6 ay gibi bir zaman geçti. Tarlaları işlemeye fırsatı olmadı. Bizler kardeşimize güvenip ona vekalet verdik” diye konuştu. 2013 yılında vefat eden Tevfik A.’nın babası tanık H.A. da, “Ben sadece Halil’in öldüğünü duydum. Tevfik, oğlum oluyor. 2013 yılında öldürmek zorunda kaldım oğlumu. Tevfik ile Hamdi’nin beraber olup Halil’i öldürdüklerini bilmiyorum. Beni de katil yapan oğlumda her türlü ahlaki zayiat mevcuttur. Oğlumu öldürmemle Halil’in öldürülmesi olayıyla bir ilgisi yoktur. Bu olay oğlumun bana attığı mesajla alakalı değildir. Oğlumu öldürmemin sebebi tamamen ailevi meseleler yüzündendir” dedi. Duruşmada tanık olarak dinlenen M.A. ise, “Ben, olay tarihinde cezaevindeydim. Cezaevinde 28 gün yattım. Cezaevinde 8’inci gün Halil’in öldüğünü duydum. Cezaevinden çıktıktan sonra Halil’in ölümünü araştırdım. Olay günü araçta Hamdi K., Halil ve ismini bilmediğim bir kadının olduğunu öğrendim. Halil, Hamdi’den yer alıp parasını ödemiş fakat yerin tapusunu alamamış. Bunu bizzat Halil bana anlattı. Hamdi, ruhsatsız silah taşıdığımı biliyordu, bizi şikayet etti. Bu yüzden cezaevinde yattım” diye konuştu. Duruşmada tanık olarak dinlenen İ.Ç. de, “Nihal’de tabanca vardı. Eşini kaybetmişti. Tek başına yaşıyordu. Benden de silahı satmamı istedi. Bende Tevfik’e sordum. Silah ruhsatsızdı. Nihal’den tabancayı alıp Tevfik ile yanında gelen adama verdim. Tabancayı alıp gittiler. Bana da parasını verdiler. Bende parasını Nihal’e verdim. Halil Çamyaran’ı tanımam, sadece takside vurulmuş diye duydum” şeklinde konuştu. Yaklaşık 10 saat süren yargılamanın ardından mahkeme heyeti, bu yılın Temmuz ayında tutuklanan Hamdi K. ile Nihal T.’nin tahliyesine karar verirken, duruşmayı da dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için ileri bir tarihe erteledi.
At yetiştiricilerin korkulu rüyası olan o enfeksiyonlar araştırılacak
07 Kasım 2024 Perşembe - 14:59 At yetiştiricilerin korkulu rüyası olan o enfeksiyonlar araştırılacak Kastamonu Üniversitesi’nde, at yetiştiriciliği ve sağlığı açısından büyük bir zorluk teşkil eden "Rhodococcus Equi" enfeksiyonları ile ilgili araştırma yapılacak. Kastamonu Üniversitesi Merkezi Araştırma Laboratuvarı’ndan Öğretim Görevlisi Dr. Fevziye Işıl Kesbiç’in yürütücüsü olduğu “Rhodococcus Equi Enfeksiyonlarıyla Mücadelede Bitki Esansiyel Yağlarının Kullanımının In Vitro Araştırması” başlıklı proje, TÜBİTAK-1002 Hızlı Destek Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Ömer Deniz de araştırmacı olarak yer alıyor. Özellikle taylarda önemli sağlık sorunlarına yol açan ve tedavisi güç olan "Rhodococcus Equi" enfeksiyonları, at yetiştiriciliği ve sağlığı açısından büyük bir zorluk teşkil ediyor. Proje çerçevesinde bu enfeksiyonlarla mücadelede alternatif tedavi yöntemleri geliştirmek amacıyla bitkisel esansiyel yağların antimikrobiyal etkilerini laboratuvar ortamında incelenecek. Doğal ve çevre dostu bileşenlerden oluşan bu yağların, geleneksel antibiyotiklerin yerine kullanılabilecek potansiyel bir çözüm sunup sunamayacağı değerlendirilecek. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, projeye ilişkin yaptığı açıklamada, at sağlığı alanında yenilikçi bir araştırmanın başlatılmasından memnuniyet duyduğunu belirterek, “Bu tür bilimsel projeler, üniversitemizin yenilikçi yaklaşımını ve hayvan sağlığına yönelik çözüm arayışlarını desteklemektedir. Projede emeği geçen tüm akademisyenlerimizi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum” dedi.
Kastamonu’yu hayvancılıkta şaha kaldıracak projede sona yaklaşıldı
07 Kasım 2024 Perşembe - 12:49 Kastamonu’yu hayvancılıkta şaha kaldıracak projede sona yaklaşıldı Kastamonu’nun Devrekani ilçesinde inşası süren, tamamlandığında 500’den fazla kişiye istihdam imkanı sunacak olan Devrekani Tarıma Dayalı İhtisas Besi Organize Sanayi Bölgesi’nde sona yaklaşıldı. OSB’de fiziki gerçekleşmenin yüzde 60 civarında olduğunu belirten Devrekani Belediye Başkanı Engin Altıkulaç, "Bölgenin kalkınmasını tetikleyecek bir proje. Bununla birlikte OSB’de üretimi görmek, tarıma dayalı ekonominin canlandığını, bölgemizde işsizliğin tamamen bittiğini görmek gerçekten bizleri çok heyecanlandırıyor” dedi. Devrekani Belediyesinin girişimi ile Tarım ve Orman Bakanlığınca 268 milyon 790 bin TL’ye ihale edilen, Devrekani Tarıma Dayalı İhtisas Besi Organize Sanayi Bölgesinde çalışmalar sürüyor. Yüklenici firma tarafından altyapı ve elektrik şebeke çalışmaları devam eden OSB’deki çalışmaların 2025 yılının eylül ayında tamamlanması hedefleniyor. OSB’deki yer tahsislerinin de 3 ay sonra yapılmaya başlanılması amaçlanıyor. Devrekani Tarıma Dayalı İhtisas OSB’nin faaliyete geçmesiyle 500’den fazla kişi istihdam edilecek. Türkiye’nin önemli hayvancılık merkezlerinden bir tanesi olan Kastamonu’da yapılacak Devrekani OSB ile birlikte bölgeye ekonomik olarak katkı vermesi ve hayvan sayısında da ciddi artışın oluşması hedefleniyor. “OSB’miz, 2025 yılının eylül ayında ilgili sözleşme gereği bitmiş olacak” Çalışmalarla ilgili bilgi veren Devrekani Belediye Başkanı Engin Altıkulaç, “Organize sanayi bölgemizin kuruluş işlemleri yaklaşık 8 yıl önce başladı ve 20 Eylül 2023 tarihinde Tarım ve Orman Bakanlığında ihalemiz yapılarak yüklenici firmamıza teslim edildi. İhale bedelimiz 268 milyon 907 bin lira olarak gerçekleşti. Yapılan ihalede parsel kazı ve dolguları yapılacak ki bu bizler için son derece önemliydi. Bilindiği üzere Devrekani’de Kurtşeyh Mahallesi’nde bin 290 dekar alanda mülkiyeti tamamen hazineye ait düşük vasıflı bir merada kuruluyor. Arazideki kot farklarından dolayı bizim bir takım çalışmalarda bulunmamız gerekiyordu. Bu kredilendirme çerçevesinde kazı dolgu işlerini de bu ihale çerçevesinde yüklenici firmamız yapacak ve 3 milyon metreküp bir kazı dolgu çalışması yapılması bekleniyor. İkincisi alt yapı ile ilgili yapılacak çalışmalar yollardır. Bununla ilgili plan ve proje işlemleri yaklaşık 1,5 yıl öncesine kadar teknik olarak hazırlanıp onaya sunuldu. Üçüncüsü alt yapı ve içme suyudur. Dördüncü alt yapı yağmur suyu ve beşinci alt yapı ise elektrik dağıtım şebekeleridir. Altıncı alt yapımız çevre aydınlatması ve yedinci alt yapı çalışması da telefon şebekesiyle ilgilidir. Bunların hepsi firmamız tarafından yapılacak. Projemiz, 2025 yılının eylül ayında ilgili sözleşme gereği bitmiş olacak” dedi. “Bölgemize Et ve Süt Kurumunun gelmesi için çalışmalarımız sürüyor” Devrekani’ye Et ve Süt Kurumunun gelmesini planladıklarını anlatan Başkan Altıkulaç, “Tarım ve Orman Bakanımız Sayın İbrahim Yumaklı Beyefendi, Kastamonu’muza yaptıkları ziyarette bölgemize Et ve Süt Kurumunun bir et kombinesini planladıklarını ifade ettiler. Bununla ilgili biz, aramızda bir kez daha fikir alışverişinde bulunduktan sonra bir heyetle birlikte Tarım ve Orman Bakanlığını ziyaret ederek, bu yol haritasının ne şekilde olacağını öğrenip, o yol haritası çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu. “Şu anda fiziki gerçekleşme yüzde 60 civarında bulunuyor” Devrekani İhtisas OSB’de fiziki gerçekleşmenin yüzde 60 civarında olduğunu belirten Başkan Altıkulaç, “1 yıl önce çalışmalarına başladığımız Devrekani Tarıma Dayalı İhtisas Besi OSB’nin finansal büyüklüğü 500 milyon liradır. Bin 290 dekar alan üzerinde Devrekani OSB’yi inşa ediyoruz. 81 parselimiz bulunuyor. Bunlardan 12 tanesi işletme parseli, diğerleri de üretime yönelik parsellerdir. En büyük hedefimiz özellikle hayvancılıkla ekonomisini ayakta tuttuğu için Et ve Süt Kurumu’nun gelmesiyle ilgili çalışmalarımız sürüyor. Altyapısını bitirmeye çalıştığımız, halen çalışmaların sürdüğü Organize Hayvancılık Bölgesinde çalışmaları artık bitirme noktasına getirdik. Yaklaşık 3 ay sonrasında parsellerin tahsislerine başlamayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. “3 ay içerisinde parselleri tahsis etmeye başlayacağız” 81 parselin 51 tanesi için müracaatların yapıldığını kaydeden Başkan Altıkulaç, “Tahsisleri kısa sürede müracaat edenlere yaparak, 51 kişiye parsellerini tahsis edip üretime geçireceğiz. Burada en az 500 kişinin çalışacağını öngörüyoruz. İşsizlikle alakalı problemi hem Devrekani’de hem de Kastamonu’da tamamen çözeceğini düşünüyoruz. Devrekani, 854 kilometrekare yüz ölçüme sahip. Bunun 200 kilometrekaresinde tarım yapılıyor. Tarım alanında da arazilerde üretilen, tarlalarda yetiştirilen ürünlerin kolay bir şekilde Devrekani OSB’ye satılarak çiftçilerimize ekonomik değer getireceğini planlamaktayız. Sanayi bölgemiz faaliyete geçtiğinde tarım anlamında satılamayan hiçbir şey kalmayacak. Bununla birlikte her yıl 20 bin besi hayvanı burada beslenecek ve ülke ekonomisine ciddi katkı sunacak. Devrekani OSB, bölgemizi kesinlikle kalkındıracak bir projedir. Burasının çalışmalarını 7 yıldır sürdürüyoruz. Elhamdülillah artık son aşamaya geldik, gerçekten bu noktada çok heyecanlıyız. Çünkü bölgenin kalkınmasını tetikleyecek bir proje. Bununla birlikte OSB’de üretimi görmek, tarıma dayalı ekonominin canlandığını, bölgemizde işsizliğin tamamen bittiğini görmek gerçekten bizleri çok heyecanlandırıyor” ifadelerini kullandı. “Devrekani OSB çok güzel oluyor, buradan herkes ekmek yiyecek” Devrekani ilçesinde Kızılcık köyünde ikamet eden Mehmet Aygün, OSB’deki çalışmaların tamamlanmasını heyecan ile beklediklerini belirterek, “Devrekani’ye görülmemiş hizmetler yapıldı. Sayın başkanımızdan Allah yüz bin kere razı olsun. Burası Devrekani’nin gözbebeği bir yer. Daha iyilerini de başkanımıza yapmayı nasip etsin. Başkanımız gerçekten çok çalışkan ve sevilen birisi. Kendisi çok iyidir, ilçemize bir hayli proje hazırlayıp yaptı. Atık su arıtma tesisini yaptı, halı saha yaptı, güneş enerjisi santrali yaptı, Devrekani İhtisas OSB’yi yapıyor. İlçemiz için en önemli hizmet hayvan çiftliği. İlçemizin geçimi hayvancılıktan. Bu konuya da el atıldı. Başkanımızdan memnunuz. Devrekani OSB, çok güzel oluyor. Kalkınma yeri, nereden bakarsanız 500’e yakın kişi oradan ekmek yiyecek. Hayvancısı, tırcısı, işçisi bunların hepsi ekmek yiyecek. Devrekani’de iş yeri sayımız az, başkanımızdan Allah razı olsun, bizim için böyle iş sahaları açıyor” dedi. Başakpınar köyünde oturan Mustafa Baştaş da, “Devrekani için OSB büyük bir yatırım. Her yer ilçemizde güzelleşiyor. Ben, Devrekani OSB’ye gittim gördüm. Şu anda orada düzleştirme çalışması yapılıyor. Altyapısını yapıyorlar. Çok güzel, koskoca devasa bir yer olmuş. Yapıldığı zaman daha güzel olacak, emeği geçen herkesten Allah razı olsun” diye konuştu.