SAĞLIK - 08 Kasım 2024 Cuma 17:48

Türkiye’de organ bağışı yüzde 4 civarında

A
A
A
Türkiye’de organ bağışı yüzde 4 civarında

Kastamonu Vali Yardımcısı Hakan Kubalı, Avrupa’da organ bağışının yüzde 40-50 civarında iken bu oranın Türkiye’de yüzde 4-5’e kadar düştüğünü belirterek, bunun da sebebinin bilinçlendirmedeki eksikliklerden kaynaklandığını söyledi.


Kastamonu Üniversitesi ile Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Organ Bağışı Haftası etkinlikleri çerçevesinde konferans düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Sezai Karakoç Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “Organ ve Doku Bağışı” ile ilgili düzenlenen sempozyumun açılışında konuşan Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Başkanı Dr. Özgür Yılmaz, “Amacımız Türkiye ve dünyada olduğu gibi binlerce organ bekleyen diyaliz hastaları, böbrek yetmezliği hastaları, karaciğer nakli bekleyen hastalarımızın derdini anlatabilmek. Burada tip fakültesi öğrencilerimiz ve hemşirelik öğrencilerimiz için bu sempozyum bir ders niteliğinde olmakla birlikte bu işin aslında ders kitaplarında yazmayan sizlere elinizde şuan için öğretilmemiş olan sosyal ve dini kısmını anlatabilmek” dedi.



“Anadolu’nun en ücra köşesine kadar yine sağlık ocakları ve hastaneler açıldı”


Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı en büyük devrimin sağlık alnında olduğunu anlatan Vali Yardımcısı Hakan Kubalı ise, “23 Nisan 1921’de TBMM’de açıldı. Anadolu işgal altındaydı ve bu şartlarda 23 Mayıs 1920 aradan 12 gün geçmiş ve Sağlık Bakanlığı kuruldu. Atatürk’ün yaptığı ilk iş Sağlık Bakanlığını kurmak olmuş. Daha sonra yurdun dört bir yanında sağlık ocakları, İstanbul Üniversitesine bağlı Tıp Fakültesi açıldı. Sağlık kanunları çıkarıldı. Türkiye sağlık alanında büyük bir devrim yaptı. Belki Atatürk’ün yaptığı devrimler içerisinde çok yer verilmiyor ama yapmış olduğu en büyük devrimlerin başında Türkiye’de sağlık alanında yaptığı devrimler geliyor. Bugün görürüsünüz illerde, ilçelerde her yerde verem savaş dispanserleri var. Kanserle savaş için kurulmuş kurumlar, araştırma birimleri var. Bütün bunların önünü Atatürk açtı. 1960’lı yıllara geldiğimizde sağlık hizmetlerinde sosyalleştirilmesi hakkında kanun çıkarıldı. Bu kanunla birlikte Anadolu’nun en ücra köşesine kadar yine sağlık ocakları ve hastaneler açıldı. Sağlık hizmetleri bütün vatandaşlarımıza ücretsiz ve eşit olarak verilmeye başladı” diye konuştu.


Sağlık hizmetlerine büyük önem verdiklerini ifade eden Vali Yardımcısı Kubalı, “Anayasada da sağlık yaşama hakkı olarak geçmektedir. Türk vatandaşlarına bu hakkın teslim edilmesi gerektiğine bütün anayasalarımızda olduğu gibi yer almaktadır. Sizler bugünün gençleri, yarının sağlık personelisiniz. Vatandaşlarımıza en temel yaşam haklarını sunarak onlara yardımcı olacaksınız. Bu bilinçle görev yapmanızı diliyorum. Sayın Valimizin ve İl Sağlık Müdürümüz Çağdaş Derdiyok ile çok değerli yöneticileri, sağlık sektöründe ilimizde çok güzel işler yapıyoruz. Taşrada açılan böbrek hastaları için birimleri, bütün ilçe hastanelerinin İyileştirilmesi, il merkezindeki, Hastane’mizin teknolojik imkânlarının geliştirilmesi alanında çalışmalar yaptık. Sağlık hizmetlerini vatandaşlarımıza en iyi şekilde vermek için kadrolaşma hizmeti ile en iyi şekilde çalışıyoruz” şeklinde konuştu.



“Avrupa’da yüzde 50 olan organ bağışı, Türkiye’de yüzde 4’tür, bu kabul edilebilecek bir oran değil”


Organ nakilleri hakkında açıklamalarda bulunan Kubalı, şöyle konuştu:


“Organ nakli 1902 yılında dünyada ilk organ nakli yapılması özellikle 1’nci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı’nda yapılmaya başlanmıştır. 2’nci Dünya Savaşı’ndaki askerlerin yaralanmalar karşısında organlarını yitiren askerlerin yerine sağlam olanlara organlarını bağışlamışlar. Dünyada 1952 yılında ilk kalp nakli yapılıyor. Türkiye’de de Prof. Dr. Mehmet Haberal, 1975 yılında ilk böbrek naklini gerçekleştiriyor. Yaklaşık 50 yıllık bir tecrübemiz var. Şu an Türkiye’de organ nakli yapan çok uzman sağlık personellerimiz var. Avrupa Birliği’nde organ nakli vatandaşların yüzde 50-60’ını buluyor. Maalesef Türkiye’de bu oran çok düşük. Yüzde 4-5 civarında. Bu kabul edilebilecek bir oran değil. Oysa Türk milleti ki bütün dünyada insancılığıyla dünya tarihine adını yazdırmış büyük bir millet. Biz organlarımızı bağışlayarak örnek olmalıyız. Organ nakli vatandaşlarımızın birçoğunun bildiği gibi organ nakli yapanların sağlığına zarar veren bir şey değil. Zaten büyük oranda organ nakli beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların daha önce verdikleri tanık ve doktor raporu ile gerçekleşen bir süreç. Organ nakli konusunda yapılan çalışmalar tıp etiği ve teorisinin bir gereğidir. Yaşam hakkının gereğidir. Hepimiz birbirimize bağlıyız. Bu konuda millet olarak yeteri kadar bilinçlendirilmiş değiliz. Bu çalışmalarla bu bilinçlendirilmeler aşılanacak. Sizler sağlık alnında hepiniz birer lidersiniz. Özellikle organ nakli konusunda doğruları anlatacak liderlersiniz” ifadelerini kullandı.



“Ülkemizde organ nakli bekleyen hasta sayımız çok fazla”


Kastamonu Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Organ ve Doku Nakli İl Koordinatörü Prof. Dr. Zahide Doğanay da, “Organ bağışı konusunda ne yazık ki çok gerideyiz. Ülkemizde organ nakli bekleyen hasta sayımız çok fazla. Her gün 3 kişi, yılda 2 bin 500 kişi yeterli organ bağışı yapılmadığı için hayatını kaybediyor. 2023 yılında Sağlık Bakanlığının verilerine göre, böbrek nakli bekleyen hasta sayısı 24 bin 449’dur. Karaciğer nakli bekleyen hasta sayısı 2 bin 600, kalp nakli bekleyen hasta sayısı bin 422, akciğer nakli bekleyen hasta sayısı 204 ve pankreas nakli bekleyen hasta sayısı da 277’dir. Bu sayılarda ne yazık ki gittikçe artmaktadır” dedi.


Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü tarafından organ ve doku bağışı standı kuruldu. Stantta konferansa gelen davetlilere organ ve doku bağışı hakkında bilgilendirme yapılarak bağışta bulunmak isteyenlerin bilgileri alındı.



Türkiye’de organ bağışı yüzde 4 civarında

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Adanalı ve İstanbullu sanayiciler bir araya geldi Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, “Adana’nın sanayi geçmişi, Osmanlı dönemine kadar uzanır. Adana, 2.2 milyonu aşkın nüfusuyla, üretimden ihracata, tarımdan sanayiye kadar birçok alanda öncü rol üstleniyor” dedi. İstanbul Sanayi Odası üyeleri, Adana Sanayi Odası üyeleriyle birlikte kentte bir dizi ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretlerin ardından her iki odanın üyeleri ortak meclis toplantısı düzenledi. “Adana öncü rol üstleniyor” Adana Sanayi Odası toplantı salonunda düzenlenen toplantının açılışında konuşan Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, Adana’nın sanayi başta olmak üzere birçok alanda öncü rol üstlendiğini belirterek, “Adana, Türkiye’nin ekonomik geleceğinde stratejik bir rol üstlenmeye devam ediyor. Sanayinin, tarımın, lojistiğin ve enerjinin buluşma noktasında yer alan bu şehir, her sektörde dinamik yapısıyla öne çıkıyor. Türkiye’nin 7. büyük ili konumundaki Adana, güçlü nüfusu ve sanayi altyapısıyla ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan bir şehirdir. Türkiye’nin toplam nüfusunun yüzde 2,64’üne sahip olan Adana, 2.2 milyonu aşkın nüfusuyla, üretimden ihracata, tarımdan sanayiye kadar birçok alanda öncü rol üstleniyor” diye konuştu. “Adana’nın sanayi geçmişi, Osmanlı dönemine kadar uzanır” Adana’nın üretim kapasitesinin her geçen gün arttığını ve ülke ekonomisine katkısının sürdüğünü vurgulayan Başkan Kıvanç, daha sonra şunları söyledi: “1517 yılında Osmanlı topraklarına katılan Adana’da çeltik üretimi ve ipek imalathaneleri ile şeker kamışından şeker üreten tesisler bulunuyordu. Bu köklü geçmiş, Adana’nın sanayi altyapısının ne kadar derinlere dayandığını ve günümüze kadar süregelen üretim kültürünü yansıtmaktadır. 1864 yılında kurulan ilk çırçır fabrikası, şehrin sanayi alanındaki gelişiminin ilk örneği olarak dikkat çekerken, 1898’de kurulan ilk iplikhane ve 1901’de faaliyete geçen ilk entegre dokuma fabrikası, Adana’nın sanayileşme yolundaki güçlü adımlarını simgeler. Ardından, 1906 yılında kurulan ilk yabancı sermayeli fabrika, Aristidi Simyanoğlu tarafından faaliyete geçirilmiş ve bu fabrika, 1924 yılında “Milli Fabrika” adını almıştır. Ulu Önder Atatürk’ün talimatı üzerine 1927 yılında dönemin iş adamları tarafından hazineden satın alındı ve adı “Milli Mensucat” oldu. Günümüzde ise, birlikte gezdiğimiz bu tarihi fabrika, müze olarak şehrin sanayi mirasını yaşatmaktadır.” “Az ama öz üniversite eğitimi politikasına dönmeliyiz” İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ise Türkiye’nin 20-30 sene sonrasını planlayacak istihdam ve insan kaynakları projesi yapmak zorunda olduğunu belirterek, “Bu jeopolitik ortamda ve coğrafyada nasıl bir insan portföyüne ihtiyacımız varsa o şekilde planlama yapmalıyız. Her sene 1.5 milyon insanımızı üniversitelere almak yerine az ama öz üniversite eğitimi politikasına dönmeliyiz. Her ile 1 üniversite yaparak bu işi çözemeyiz. Bu gerçeğin altını çizmemiz lazım. Her ile 1 üniversite ve 20-25 bin öğrenciyi doldurarak bu işi çözemeyeceğimiz çok açık” dedi. “Yapay zekayı yönetecek insanlara ihtiyacımız var” Her sektörde kalifiye eleman bulunamadığını anlatan Bahçıvan, “Her yerdeki temel sorun bu insan kaynakları konusu. Neler yapılması gerektiğini biliyoruz ancak çözümü yeteri kadar doğru anlatamıyoruz. Daha cesur olmamız lazım. Arazi, kredi ve para bir şekilde temin edilebiliyor ama insan hiçbir şekilde temin edilemiyor. İstanbul’da en iyi liseleri bitiren öğrencilerimizin yüzde 95’i geleceği yurt dışındaki üniversitelerde arıyor. Bu çocukları ülkeye dönüşe motive edemezsek bu çocukları kaybediyoruz. Yatırımlar yapıyoruz, tesisler inşa ediyoruz ama bunları yönetecek, üretim platformlarının başında duracak, yapay zekayı yönetecek insanlara ihtiyacımız var” diye konuştu. Konuşmaların ardından toplantı soru-cevap ile devam etti.
İzmir Polisten kaçarken motosikletleri ezdi geçti, o anlar kamerada İzmir’de polis ekiplerinden kaçan bir araç sürücüsü, park halindeki motosikletleri ezerek kaçmaya çalıştı. Ters yöne giren ve araçlarla kafa kafaya gelen şüpheli, polis ekiplerince kıskıvrak yakalanırken, o anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Olay, dün saat 23.00 sıralarında Bornova Küçükpark’ta meydana geldi. Buca ilçesinde uygulama yapan polis ekiplerinin dur ihtarına uymayan 41 ALA 392 plakalı araç, Yeşildere Caddesi’nden Karşıyaka istikametine doğru kaçmaya başladı. Harekete geçen İzmir polisi, şüpheliyi yakalamak için yakındaki tüm ilçelerde kapama yaptı. Bornova yönüne giren araç, Küçükpark’ta polis tarafından çembere alındı. Polisten kaçmaya çalışan araç sürücüsü, motokuryelerin park halinde bulunan motosikletlerini ezip geçerek ters yöne girdi. Burada durmak zorunda kalan aracın sürücüsü, polis ekiplerince kıskıvrak yakalandı. O anlar kamerada Öte yandan yaşanan olay anı bir güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Görüntüde polisten kaçan aracın park halindeki bir çok motosiklete çarpıp zarar verdiği, sonrasında ters yöne girerek önündeki aracı sıkıştırdığı ve durmak zorunda kaldığı anlar yer aldı. Kesinleşmiş hapis cezasıyla arandığı ortaya çıktı Yakalanan şüphelinin yapılan kimlik sorgusunda, Cinsel Saldırı suçundan 5 yıl 10 ay kesinleşmiş ceza ile aranan Y.Ö. olduğu belirlendi. Gözaltına alınan Y.Ö., emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.