ASAYİŞ - 08 Kasım 2024 Cuma 13:43

19 yıl sonra aydınlatılan faili meçhul cinayette tutuklu sanıklar, ilk duruşmada tahliye edildi

A
A
A
19 yıl sonra aydınlatılan faili meçhul cinayette tutuklu sanıklar, ilk duruşmada tahliye edildi

Kastamonu İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin çalışmasıyla 2005 yılında öldürülen şahsın katil zanlıları, 19 yıl sonra yakalanarak tutuklandı. Faili meçhul kalan cinayette ilk kez hakim karşısına çıkan tutuklu sanıklar, ilk duruşmada serbest bırakıldı.


Olay, 2005 yılında Kastamonu’nun Merkez ilçesi Hacıbey Köyü ile Etyemez köyü yol ayrımında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, evine gitmek amacı ile yolda aracı ile seyir halinde olan Halil Çamyaran, silahla başına 2 el ateş edilerek öldürülmüş halde öldürüldü. Aracında başından vurulmuş halde ölü bulunan Halil Çamyaran’ın katil zanlısı aradan geçen zamana rağmen bulunamadı. 19 yıldır faili meçhul olan cinayetle ilgili Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen talimatlar doğrultusunda, Kastamonu İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince çalışma başlatıldı. Olayla ilgili yapılan çalışmalar sonucunda cinayeti işlediği tespit edilen Hamdi K. ve Ninal T. isimli şahısların da aralarında olduğu 5 kişi gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından Kastamonu Adliyesine sevk edilen şüphelilerden Hamdi K. ve Nihal T. adli makamlarca tutuklandı. Diğer şüpheliler ise serbest bırakıldı. Tutuklanan Hamdi K.’nin, öldürülen Halil Çamyaran’ın kuzeni olduğu öğrenildi.


Olayın ardından şüpheliler hakkında “kasten öldürme” suçundan Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı.



“Bana çamur atıyorlar, o benim yeğenim, ben öldürmedim, tahliyemi isterim”


Davada 19 yıl sonra ilk kez hakim karşısına çıkan tutuklu sanık Hamdi K., “Olay günü Tevfik beni aradı. Böbreklerinden taş düşürüyormuşsun seni almaya geliyorum dedi. Arabaya bindi, ayağının yanında iki bira vardı. Beni eve bırak, taş döküyorum dedim. Tosya yoluna gittik. Telefonla konuşuyordu araçtan inip. Akşam 21.00 gibiydi. Sonra bana dönüp muhtar emmi ben bu Halil’i ne yapacağım, bilmiyorum dedi. Beni eve bırakmaya giderken Sunta Kavşağından geri döndü. Bir şey alacağım dedi. Aracı kenara çekti. Kenarda silahı gördüm o sırada. Komutan beni aradı, Halil nerede diye sordu. Neyin oluyor dediler. Ben, dayısı oluyorum dedim. Araç içinde şeker fabrikasında vurmuşlar dediler. Olaydan benimde bu şekilde haberim oldu” dedi.


Halil Çamyaran’ın yaptığı ticaretten ötürü husumetlisinin çok olduğunu belirten Hamdi K., “Tevfik, araç ile eve giderken bana bu Halil bize dert oldu dedi. Bende bırak Halil’i deyip aranızı düzelteyim dedim. O da artık Halil dert olamaz dedi. Seni öldürürüm dedi, beni de tehdit etti. Bende korktum. Farklı ifadeler verdim. Sonra silahı attığı yere gidip silaha baktık ve silah temizlenmişti” diye konuştu.


Halil Çamyaran’ın arazi satış işlemlerine karışmadığını söyleyen Hamdi K., “Halil kafe işletiyordu. Halil’in arazi satışına karışmadım. O aile içindeki konu, araç ise zaman zaman alıp satıyordu. Olay tarihinde de gözaltına alındım. Karakolda 45 gün boyunca işkence gördüm. Her gün sopa yedik. Ben böyle bir suç işlemedim. Suçsuzum, cinayetle ilgili bir alakam yoktur. Tahliyemi ve beraatımı isterim. Ölen yeğenim, ıstırap çekende benim. Cezaevinde yatanda benim. Tahliyemi isterim. Bana çamur atıyorlar. O benim yeğenim, ben öldürmedim. Halil ile bir miras davamızda yoktur. Halil, öz oğlumdan bana daha yakındı” şeklinde konuştu.



“Şikayetçiyim, adaletin yerini bulmasını istiyorum”


2005 yılında öldürülen Halil Çamyaran’ın kız kardeşi Bahriye Çamyaran Erol ise, “Halil, öz abim oluyor. Ben hasta ve engelliyim. Halil, beni 20 kere ameliyat ettirdi. Abimin ölümünün üzerinden geçeli 19 yıl 54 gün oldu. Hamdi, benim kardeşimi öldürecekti. Halil’de bana ayakların yere basarsa sende onu öldür dedi. Annem, Hamdi seni niye öldürsün diye sordu. O yeri onlara yar etmeyeceğim, elin oğlu yiyeceğine ben yiyeyim dedi. Halil’e bir şey olsa senden bilirim dedim. Bana neden böyle diyorsun demedi. Mal mülk davası vardı. Parasını ödemesine rağmen Hamdi, sattığı yerin tapusunu kardeşime vermedi. Sürekli kaçtı, işim var dedi. Kardeşim, Hamdi beni vurursa sende onu öldür dedi. Hamdi’nin çok borcu vardı. Şikayetçiyim. Adaletin yerini bulmasını istiyorum. Bahriye sakat, diğer kızlarda evli. Damatlar yiyeceğine ben yiyeyim diyerek kardeşimi öldürdü. Hamdi, borcu var diye Halil’e tarlaları sattı. Halil, 70-80 bin TL para verdi Hamdi’ye ama Hamdi, tapuları Halil’e vermedi. Sürekli kaçtı tapuyu vermemek için” ifadelerini kullandı.


Halil Çamyaran’ın annesi Safiye Çamyaran da, Hamdi K.’nin oğlunun öldürdüğünü iddia ederek, “Oğlumu öldürdü. Ben anayım, şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum” dedi.


Halil Çamyaran’ın kız kardeşi S.A. da, “Kardeşim bende kalıyordu, evlilik hazırlığı yapıyordu. Benim yanıma gelince sürekli Hamdi, beni öldürecek diyordu. Hamdi’nin çok borcu vardı, satacak yer kalmadı. Halil’in de yerlerini yemek gerekiyor diyordu ve kardeşimi öldürüp yerleri de satıp yedi. 9 dönüm yeri sattı Halil öldükten sonra. Vekalet verdikten sonra 5-6 ay gibi bir zaman geçti. Tarlaları işlemeye fırsatı olmadı. Bizler kardeşimize güvenip ona vekalet verdik” diye konuştu.


2013 yılında vefat eden Tevfik A.’nın babası tanık H.A. da, “Ben sadece Halil’in öldüğünü duydum. Tevfik, oğlum oluyor. 2013 yılında öldürmek zorunda kaldım oğlumu. Tevfik ile Hamdi’nin beraber olup Halil’i öldürdüklerini bilmiyorum. Beni de katil yapan oğlumda her türlü ahlaki zayiat mevcuttur. Oğlumu öldürmemle Halil’in öldürülmesi olayıyla bir ilgisi yoktur. Bu olay oğlumun bana attığı mesajla alakalı değildir. Oğlumu öldürmemin sebebi tamamen ailevi meseleler yüzündendir” dedi.


Duruşmada tanık olarak dinlenen M.A. ise, “Ben, olay tarihinde cezaevindeydim. Cezaevinde 28 gün yattım. Cezaevinde 8’inci gün Halil’in öldüğünü duydum. Cezaevinden çıktıktan sonra Halil’in ölümünü araştırdım. Olay günü araçta Hamdi K., Halil ve ismini bilmediğim bir kadının olduğunu öğrendim. Halil, Hamdi’den yer alıp parasını ödemiş fakat yerin tapusunu alamamış. Bunu bizzat Halil bana anlattı. Hamdi, ruhsatsız silah taşıdığımı biliyordu, bizi şikayet etti. Bu yüzden cezaevinde yattım” diye konuştu.


Duruşmada tanık olarak dinlenen İ.Ç. de, “Nihal’de tabanca vardı. Eşini kaybetmişti. Tek başına yaşıyordu. Benden de silahı satmamı istedi. Bende Tevfik’e sordum. Silah ruhsatsızdı. Nihal’den tabancayı alıp Tevfik ile yanında gelen adama verdim. Tabancayı alıp gittiler. Bana da parasını verdiler. Bende parasını Nihal’e verdim. Halil Çamyaran’ı tanımam, sadece takside vurulmuş diye duydum” şeklinde konuştu.


Yaklaşık 10 saat süren yargılamanın ardından mahkeme heyeti, bu yılın Temmuz ayında tutuklanan Hamdi K. ile Nihal T.’nin tahliyesine karar verirken, duruşmayı da dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için ileri bir tarihe erteledi.



19 yıl sonra aydınlatılan faili meçhul cinayette tutuklu sanıklar, ilk duruşmada tahliye edildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Selçuk Üniversitesi eğitimde kaliteyi YÖKAK akreditasyonuyla taçlandırdı Selçuk Üniversitesi, eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme, toplumsal katkı ve yönetim süreçlerinde kaliteyi sürdürülebilir kılma hedefiyle gerçekleştirdiği çalışmaların sonucunda, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından tam akreditasyon alarak büyük bir başarıya imza attı. Selçuk Üniversitesi, 2024 yılı ara değerlendirmesiyle YÖKAK’tan 28 Haziran 2027’ye kadar geçerli tam akreditasyon alarak önemli bir başarı elde etti. YÖKAK’ın Kurumsal Akreditasyon Programı (KAP), yükseköğretim kurumlarının kalite güvencesi, eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme, toplumsal katkı ve yönetim sistemi süreçlerini “planlama, uygulama, kontrol etme ve önlem alma” döngüsü çerçevesinde değerlendiriyor. Bu kapsamda yapılan bağımsız değerlendirmelerle Selçuk Üniversitesinin ulusal ve uluslararası kalite standartlarını karşıladığı ve akademik başarılarını sürdürülebilir hale getirdiği belgelendi. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, “YÖKAK tarafından gerçekleştirilen bu değerlendirme süreci, üniversitemizin eğitim-öğretim kalitesi ve araştırma altyapısından toplumsal katkı ve yönetim sistemlerine kadar birçok alanda uluslararası standartları sağladığını gözler önüne serdi. Üniversitemiz, bu önemli başarıyı tüm akademik ve idari personeli, öğrencileri ve paydaşlarının desteğiyle elde etti. Selçuk Üniversitesi olarak akreditasyon sürecini bugüne kadar gayretli ve özverili şekilde yürütmüş olan tüm akademik ve idari personelimize teşekkürlerimi sunuyor, eğitimdeki kalite yolculuğumuzu sürdürülebilir kılmak adına çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğimizi belirtmek istiyorum” dedi.
Antalya Fiat Tofaş’ların 3 araçlı zincirleme kazası Antalya’nın Manavgat ilçesinde otomobilin bariyerlere çarpması sonucu kaza meydana gelirken, kaza nedeniyle yavaşlayan 2 otomobile arkadan gelen başka otomobilin çarpması sonucu 4 araçlı kaza meydana geldi. Araçlarda büyük çapta maddi hasarın oluştuğu kazada yaralanan olmazken, arkadan çarpan sürücüsü kazanın ardından olay yerini terk ederken, yaklaşık 30 dakika sonra olay yerine gelen bir kişi aracı kendisinin kullandığını söyledi. Alanya-Antalya D-400 Karayolu Manavgat Çevre yolu Sorgun-Otogar Köprülü kavşakta meydana gelen 4 araçlı kazada şans eseri yaralanan olmazken, uzun süre araç trafiğine kapatılan köprülü kavşak araçların olay yerinden kaldırılmasının ardından yeniden açıldı. Edinilen bilgiye göre Alanya istikametinden Antalya istikametine gitmekte olan Mustafa Arslan’ın kullandığı 07 LFT 10 plakalı Ford marka otomobil Sorgun-Otogar Köprülü kavşağına geldiğinde sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek sol taraftaki bariyerlere çarptı. Tekeri kopan otomobil yaklaşık 150 metre gittikten sonra bariyerlere sıkışarak durabilirken otomobilin kaza yaptığını görüp yavaşlayan 07 YHB 14 ve 07 AVN 961 plakalı Fiat Tofaş marka otomobillere arkalarından gelen ve sürücüsü olay yerini terk eden 07 L 5449 plakalı Tofaş marka otomobilin çarpması sonucu zincirleme kaza meydana geldi. Kazadan yaklaşık 30 dakika sonra olay yerine gelen M.Ö. isimli şahıs arkadan çarpan otomobili kendisinin kullandığını söyledi. Şans eseri yaralanan kimsenin olmadığı kazanın ardından kaza yapan araçların yolu kapatması nedeniyle uzun süre köprülü kavşak araç trafiğine kapatılırken bariyerlere çarpan otomobil sürücüsü, bir otomobilin kendisini sıkıştırdığını, bariyerlere çarptığını gördüğü halde durmayarak yoluna devam ettiğini söyledi.
Samsun Doğan: “Cumhurbaşkanımızın ziyaretleri bizleri çok memnun etti” Bir dizi etkinlik için Samsun’da bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan’ı makamında ziyaret etti. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanımızın ziyaretleri bizleri çok memnun etti ve onurlandırdı. Kendilerini Samsun’da ağırlamaktan dolayı çok mutluyum” dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bir dizi etkinlik ve temaslarda bulunmak üzere Samsun’a ziyaret gerçekleştirdi. Tatar, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan’ı makamında ziyaret ederek iki bölge arasındaki iş birliği ve dostane ilişkilerin güçlendirilmesi noktasında fikir alışverişinde bulundu. Görüşmede Samsun ile KKTC arasındaki ekonomik, kültürel ve ticari ilişkilerin güçlendirilmesi için çeşitli konular ele alındı. Hem Samsun’un hem de KKTC’nin sahip olduğu potansiyeller doğrultusunda karşılıklı değer katacak projelerin hayata geçirilmesi vurgulandı. Başkan Halit Doğan, ziyaret sırasında Samsun’un tarihi, kültürel zenginlikleri hakkında şehirde gerçekleştirilen son yenilikler ve gelişmeler hakkında Cumhurbaşkanı Tatar’a bilgiler sundu. Ziyarette, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve beraberindeki heyete Samsun Valisi Orhan Tavlı, gaziler, il protokolü ve diğer yetkililer de eşlik etti. “Cumhurbaşkanımızın ziyaretleri bizleri çok memnun etti” Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı Samsun’da ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduklarını ifade eden Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, “Kıbrıs, Türkiye için her zaman "yavru vatan" olmuş, bizler de Türkiye olarak Kıbrıs’a karşı her zaman ’ana vatan’ olmanın gururunu taşıyoruz. Bu kardeşlik yıllar içinde çok önemli bir kültürel ve tarihi bağa dönüştü ve her geçen gün daha da güçlendi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanımızın ziyaretleri bizleri çok memnun etti ve onurlandırdı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Samsun’umuzun tarihi ve kültürel bağları her geçen gün güçleniyor. Bu tür ziyaretler karşılıklı anlayış ve iş birliğini daha da ileriye taşıyacaktır. Hep birlikte güzel projelere imza atacağımıza inanıyoruz. Bu güzel ziyareti gerçekleştiren Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar’a, kıymetli heyetine ve tüm Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkına şükranlarımı sunuyor, kendilerini Samsun’da ağırlamaktan dolayı bir kez daha onur duyduğumuzu ifade etmek istiyorum” diye konuştu. Başkan Doğan, Cumhurbaşkanı Tatar’a isminin yazılı olduğu 55 numaralı Samsunspor forması da hediye etti.