Yerel Haberler
Kastamonu
Kar sebebiyle yolu kapanan köydeki hasta için seferber oldular 26 Kasım 2024 Salı - 11:31:34 Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde 50 santimetreyi bulan kar kalındığı sebebiyle hastaneye gidemeyen diyaliz hasta UMKE ekiplerinin zorlu mücadelesi ile hastaneye ulaştırılabildi. Kastamonu’nun Bozkurt ilçesine 25 kilometre uzaklıkta bulunan Tezcan köyünde yaşanan yoğun kar yağışı sebebiyle yollar kapandı. Köyde yaşayan 75 yaşındaki diyaliz hastası Faik Görgü, ulaşımın sağlanamaması sebebiyle hastaneye gidemedi. Faik Görgü’nün yakınları, 112 Acil Çağrı Merkezini arayarak yardım istedi. Çağrı üzerine harekete geçen Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE), zorlu kış ve hava şartları altında bölgeye ulaşabilmek için büyük çaba sarf etti. Yer yer 50 santimetreye ulaşan kar kalınlığı ve zorlu arazi şartları, ekiplerin ilerlemesini güçleştirdi. Ekipler, yaklaşık 1 kilometrelik yolu yürüyerek Tezcan köyündeki hastaya ulaştı. İlk müdahalesi evinde yapılan hasta, ardından sedye ile paletli ambulansa kadar taşındı. Hasta daha sonra hastaneye götürüldü. Kastamonu İl Sağlık Müdürü Dr. Çağdaş Derdiyok, ekipleri tebrik ederek, “UMKE ekiplerimiz görevlerinin başında, sağlık hizmetlerini her şartta vatandaşlarımıza ulaştırmak için çaba gösteriyorlar. Zaman ve mekan gözetmeksizin görevlerini başarıyla yerine getiren UMKE personelimize teşekkür eder, görevlerinde başarılar dileriz” dedi. UMKE’den yapılan açıklamada da, “Vatandaşlarımızın hayatını kurtarmak için her zaman hazırız. Zorlu hava şartlarında bile, Yurdumuzun her bir bucağında, kim nerede olursa olsun, insan hayatına hizmet için vatandaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz” denildi.
26 Kasım 2024 Salı - 10:32 Başkent EDAŞ bakım ve yatırımları ile Kastamonu’yu aydınlatıyor Başkent EDAŞ, kesintisiz elektrik dağıtım hizmeti kapsamında 2024 yılının ilk 9 ayında bakım, onarım ve yatırım hizmetlerini sürdürdü. Sürdürülebilirliği stratejisinin merkezine koyarak, insan ve teknoloji odağıyla projeler üreten ve yatırımlarını gerçekleştirerek Türkiye’nin enerji dönüşüme öncülük edenlerden Enerjisa Dağıtım Şirketleri’nin Ayedaş ve Toroslar EDAŞ ile birlikte üç elektrik dağıtım şirketinden biri olan Başkent EDAŞ, yılın ilk 9 ayında Kastamonu’da müşteri ve çözüm odaklı yaklaşımı sayesinde önemli çalışmaları hayata geçirdi. Yapılan açıklamaya göre şirket, Kastamonu’da hizmet verdiği 4 bin 912 trafo ve 21 bin 999 kilometre hat uzunluğunda sürdürülebilir, kaliteli ve kesintisiz enerji sağlanabilmesi amacıyla kapsamlı bakım, yenileme ve yatırım çalışmalarını sürdürürken, dijital dönüşüm çalışmaları ve karbon ayak izini azaltmak için attığı adımlarına da devam etti. Kastamonu’nun enerji altyapısı güçlendiriliyor Daha aydınlık bir kent hedefine bağlı kalıp, mevsimsel ve coğrafi şartların olumsuz etkilerini en aza indirmek için Merkez, Devrekani, Seydiler, Ağlı, Araç, İhsangazi, Çatalzeytin, Bozkurt, İnebolu, Abana, Doğanyurt, Taşköprü, Hanönü, Tosya, Cide, Şenpazar, Azdavay, Pınarbaşı, Daday ve Küre ilçelerinde toplamda 4382 aydınlatma armatürünün bakımını tamamladı. Bunun yanı sıra, 28 pano, 48 trafo ve 63 dağıtım merkezinin bakımını yaparak enerji altyapısını güçlendirdi. Aynı dönemde 1695 kilometrelik hattın bakımını gerçekleştirerek sürdürülebilir enerji dağıtımına katkı sağladı. Şirket, 2024 yılının ilk 9 ayında belirlediği yatırım hedeflerini başarıyla gerçekleştirirken, hizmet verdiği 3 milyondan fazla müşteriye daha kesintisiz ve kaliteli enerji sunabilmek adına, 31 kilometrelik yeni kablo döşeme ve 522 yeni aydınlatma armatürünün montajını tamamladı. Ayrıca, 23 yeni elektrik panosu, 2 adet dağıtım merkezi ve 13 trafo merkezi kurarak altyapısını güçlendirdi. Dijital dönüşüm süreçleri hızlandı Enerjisa Dağıtım Şirketleri tarafından 2024 yılının ilk 9 ayında bilgi sistemlerini ve iş uygulamalarını güçlendirirken verimliliği de artıracak çok sayıda projeye imza atıldı. Enerjisa Dağıtım Şirketleri tarafından Şebeke Yönetim Sistemi, Filo Bildirim Portal & Platformlu Araç Kontrolleri, CBS ile Enerji Müsaadesi Verilmesi, Doküman Yönetim Sistemi Uygulama Projesi, EPDK Deprem ve Doğal Afet Projesi ve Tesisatın Yaşam Serüveni başta olmak üzere yaklaşık 52 milyon TL bütçeyle çok sayıda dijital proje geliştirildi. Müşteri deneyimine değer katan hizmetler Operasyonel iş süreçlerini daha verimli hale getirebilmek için dijital dönüşümüne ağırlık veren Enerjisa Dağıtım Şirketleri kullanıcı memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor. Müşteri odaklı yaklaşımla 7/24 hizmet sunan Başkent EDAŞ, baskentedas.com.tr, Web ChatVolt anlık mesajlaşma, Başkent 186 Mobil Uygulaması, 0(312) 186 00 00 numaralı WhatsApp İhbar Hattı ve 186 Çağrı Merkezi’nden tüm müşterilerinin soru ve sorunlarını dinleyerek çözüm bulmaya devam ederken, sosyal medya hesapları aracılığı ile de müşterilerin talep ve şikayetleri karşılanıyor.
Kastamonu Üniversitesinde tekno-girişimcilik eğitimleri verildi
05 Kasım 2024 Salı - 15:31 Kastamonu Üniversitesinde tekno-girişimcilik eğitimleri verildi Kastamonu Üniversitesi’nde genç araştırmacılara yönelik tekno-girişimcilik eğitimlerinin dördüncüsü düzenlendi. TÜBİTAK 2237-A Bilimsel Eğitim Etkinlikleri Desteği çerçevesinde desteklenen ve proje yürütücülüğünü Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erol Tekin’in yaptığı “Genç Araştırmacıların Ar-Ge Kültürünün Tekno-Girişimcilik Dikeyinde Geliştirilmesi” programının dördüncüsü, Kastamonu Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Kastamonu Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte Ar-Ge kültürünün tekno-girişimcilik özelinde geliştirilmesinin, dünyada ve özellikle de Türkiye’de milli teknoloji hamlesi ışığında teknolojik girişimciliğin nasıl bir gelişim gösterdiğinin anlaşılmasının, dijital dönüşüm konusunun öneminin farkına varılmasının ve eğitimlere katılan kursiyerlerin orta vadede bireysel ya da Teknokent’ler vasıtasıyla girişimci faaliyette bulunmasının teşvik edilmesine yönelik farkındalık oluşturulması amaçlandı. Etkinliğe Türkiye’deki farklı üniversitelerde lisans öğrenimi gören 20 kursiyer katıldı. Ayrıca başta Kastamonu Üniversitesi olmak üzere Ankara Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Sinop Üniversitesi, Çankırı Karatekin Üniversitesi ve Hitit Üniversitesi’nden eğiticilerin yanı sıra; KOSGEB Kastamonu İl Müdürü Nevzat Erol; Batı Karadeniz Bölgesi’nin en büyük yapı marketinin sahibi Hasan Bülent Eynihan ve Black & White Software Desing firma sahibi Muhammed Serdar Akmanoğlu etkinlikte konuşmacı olarak yer aldı. Alanlarında seçkin akademisyenler ile buluşma fırsatını yakalayan farklı disiplinlerden genç girişimci adaylarına öncelikle; girişimciliğin temelleri, girişimci psikolojisi, Teknokent yapılanması, iş fikri geliştirme, temel pazarlama, pazar araştırması, dijital pazarlama, fikri sınai mülkiyet hakları, finansal okuryazarlık, finansal destek mekanizmaları ve dijital dönüşüm teknolojileri konularında teorik eğitimler verildi. Ardından uygulamalı iş modeli kanvası hazırlama çalışmaları gerçekleştirildi. Hazırlanan iş modeli kanvasları çerçevesinde kursiyerler iş fikirlerini jüri önünde sundu. Etkinliğin son gününde yapılan iş fikri sunumları ile program başarılı bir şekilde sona erdi. Katılımcılar girişimcilik ekosistemi içerisine girmek adına fırsat sunan böyle bir etkinlikte yer aldıkları için mutlu oldukları ifade ederken, bu imkânı kendilerine sunan Kastamonu Üniversitesi’ne ve emeği geçen tüm personele teşekkür etti. Etkinliğin beşincinin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Kastamonu Üniversitesi’nin ev sahipliğinde “Kadın Girişimciliği” teması ile yapılması da planlandı.
Yaptığı yemekler çok beğenilince kendi lokantasını kurdu: İlçedeki kadınların da gelir kapısı oldu
05 Kasım 2024 Salı - 13:56 Yaptığı yemekler çok beğenilince kendi lokantasını kurdu: İlçedeki kadınların da gelir kapısı oldu Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde evinde yaptığı yemeklerin çok beğenilince kendi lokantasını kuran kadın, ilçedeki kadınları da istihdam ederek gelirlerine katkı sağlıyor. Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde ikamet eden Cemile Karasülüman, 15 yıl boyunca bir tekstil firmasında çalıştıktan sonra kendi iş yerini açma kararı verdi. Evinde yaptığı yemeklerin komşuları ve ailesi tarafından çok beğenilmesi üzerine Cemile Karasülüman, yöresel yemeklerin yapılacağı lokanta açma kararı aldı. Kendisi gibi kadın girişimcileri de yanına alan Cemile Karasülüman, keni işinin patronu oldu. İlçe halkı, esnaf ve öğrencilerden büyük ilgi gören Karasülüman, işlerini daha da büyüttü. 9 yıldır kendi iş yerini işleten Cemile Karasülüman, ilçedeki ev hanımları ile üniversite öğrencilerini istihdam etmeye başladı. Ev hanımları ve üniversite öğrencileri, iş yerinde ev ekonomilerine katkı sağlıyor. “Ev yemekleriyle memleketimizde güzel tutunduk” Yıllarca tekstil firmalarında çalıştığını söyleyen Cemile Karasülüman, “1998 yılında İstanbul’a gittim. 7 yıl boyunca İstanbul’da tekstil firmasında çalıştım. 2002 yılında İnebolu’ya tekrar geri gelip memleketime yerleştim. Burada da 8 yıl bir tekstil firmasında çalıştım. Çalıştığım sürece hep kendi işimin olmasını istedim. 2016 yılında çok şükür kendi lokantamızı kurduk. 9 yıldır da lokanta işini yapıyoruz. Ev yemekleriyle memleketimizde güzel tutunduk. Esnaflarımız, halkımız bizleri destekledi. Bugünlere kadar geldik, ev yemeklerimizde kadın arkadaşlarımızla birlikte 9 yıldır lokantamızı işletiyoruz” dedi. Her gün yöresel yemekler yaptıklarını anlatan Karasülüman, “İnebolu, sevdiğimiz bir ilçemiz. İnebolu’da çaba göstermeden bir yerlere gelmek kolay değil ama mücadele ettikten sonra Rabbim herkesin rızkını veriyor. Mücadele etmek gerekiyor. Yöresel mantımız, etli ekmeklerimiz, yöresel tarhana çorbamız, ev yemeklerimiz, her gün sulu yemeklerimizle müşterilerimize hizmet veriyoruz” diye konuştu. “Elim lezzetli olduğundan ötürü lokanta açmaya karar verdim” Lokanta işletmeye başlamadan önce de yaptığı yemeklerin çok beğenildiğini söyleyen Karasülüman, “Benim, bu işe başlama noktam evde yaptığım yemekleri genellikle çocuklarım, evimize gelen misafirler çok beğenmesi oldu. Komşularımız sürekli elimin lezzetli olduğunu söylerdi. Ben de tekstil firmasında çalışırken yöresel ev yemekleri tarzında bir yerin İnebolu için gerekli olabileceğini düşündüm. Bu düşünce ile başladık, gerçekten de tutunduk. Öğretmen arkadaşlarımız, işçilerimiz, öğrencilerimiz, esnaflarımız, herkes memnuniyetlerini bizlere dile getiriyorlar” şeklinde konuştu. “Daha büyük bir restoran sahibi olma hayalim var” Kadınlarla birlik olmaya çalıştıklarını kaydeden Karasülüman, "Amacım İnebolu kadını çok mücadeleci, genellikle kadın olarak hep birbirimize destek oluyoruz. İnebolu’da birkaç tane sadece işletmeyi kadınlar işletiyor. Birlik olalım, birbirimize destek olalım, kadınlarımız bir yere gelsin artık istiyoruz. Bizlerde kadın girişimci olarak kadın çalışan arkadaşlarımızla birlikte birbirimize destek olarak bu işi sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı. “Yemek yapmak çok hoşuma gidiyor, çok mutlu oluyorum” Aile bütçesine destek vermek için restoranda çalışan Nermin Sönmez ise, “Burada yemek yapmak çok hoşuma gidiyor, çok mutlu oluyorum. Bu iş yerinde olmak sevindiriyor. Ayrıca bazen toplu yemekler alıyoruz. Evlerinde boş kalan hanımlar iş yerine geliyor ve bizlere yardım ediyorlar. Severek yapıyoruz, çayımızı ve kahvemizi içerken yemeklerimizi hazırlıyoruz. Üniversite öğrencileri, dışarıdan ilçemize geliyorlar. İnebolu da küçük bir ilçe, iş arayanlar oluyor. Cemile hanım da, ’gelin bize yardım edin, harçlığınızı çıkartın’ diyor. Gelip burada bizlere yardımda bulunanlar oluyor. Onlar bize yardım ediyor, bizler de onlara imkan sunmuş oluyoruz" dedi. “Uygun ve ekonomik şartlarda bu lokantada karnınızı doyurabilirsiniz” Lokanta müşterilerinden Nurhayat Ergün de, “Cemile hanımın yemeklerini ben çok beğeniyorum. Bu lokanta muhteşem, herkesi buraya yemek yemeye bekliyoruz. Elinin lezzeti çok güzel" diye konuştu. Lokanta müşterilerinden Ramazan Kabahaliloğlu yemekleri çok beğendiğini söyledi.
Türkiye’de ikinci: Yapay zeka destekli MR cihazı ile iki kat daha fazla hastaya hizmet verilecek
04 Kasım 2024 Pazartesi - 20:35 Türkiye’de ikinci: Yapay zeka destekli MR cihazı ile iki kat daha fazla hastaya hizmet verilecek Sağlık Bakanlığı tarafından Kastamonu’da yapay zeka destekli MR ünitesi hizmete alındı. Türkiye’de ikinci olma özelliği taşıyan cihaz ile iki kat daha fazla hastaya hizmet verilebilecek. Kastamonu Valiliği ile Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü’nün talepleri üzerine Sağlık Bakanlığı tarafından Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesine yapay zeka destekli MR ünitesi kuruldu. Türkiye’de Çanakkale’den sonra ikincisi Kastamonu’da kurulan yapay zeka destekli MR ünitesinin hizmete alınması nedeniyle tören düzenlendi. “Yapay zeka destekli MR cihazı, Çanakkale’den sonra bizdeki ikinci cihaz” Törende konuşan Kastamonu Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Zafer Ergül, “Sağlık Bakanlığı’nın verdiği yetkiyle ihaleye çıktık. Yapay zeka destekli MR cihazı daha önce Çanakkale’de kuruldu, bizdeki ikinci cihaz. Normalden iki katı hasta bakacağız. 15 gün içerisinde MR çekme randevusunu aynı güne indireceğiz. Sessiz MR çekme özelliği olan bu cihaz, özellikle klostrofobisi olan hastalar için büyük bir avantaj sağlayacak. Esnek, hafif ve yüksek kanal kapasiteli Air Coil sistemi var. Hastanın üzerini örttüğümüz anten kısmı artık hastanın bütün vücudunu kaplayacak şekilde ve hiçbir ağırlık sağlamadan bunu temin edecek. Yüksek homojen magnet sayesinde kaliteli bir imaj elde edeceğiz. 3 tesilalık görüntü alabilen cihazlar gibi bu 1,5 tesilalık cihaz aynı görüntüyü bize sağlamış olacak. Kemik görüntüleme teknolojisi var. Özellikle çocuklarda ve hamilelerde kemik densitesini ölçmede, kemik patolojilerini tespit etmek gibi bize yol gösterecek. Multidrive RF teknolojisi ile derin dokudan sinyal sağlayacak. Karaciğer yağ oranını hesaplayacak. Focus teknolojisi ile küçük alanlarda difüzyon yapma yeteneğine sahip. Yüksek gradiyent gücü sayesinde ince kesitli görüntüler alabileceğiz. Gözümüzden bir şey kaçmayacak inşallah artık. Aynı zamanda hasta cihaza girdiğinde istersek aynı anda tüm vücut MR’ını çekmiş olacağız” dedi. “Lütfen önce aile hekiminize muayene olun” Vali Meftun Dallı da, “Türkiye’de aile hekimliği sistemini kurduk. Şu an itibarıyla çok da iyi çalışıyor ama genel olarak insanımız, uzman doktora ya da profesöre muayene olayım gibi bir yaklaşımımız var. Fakat sistemin çalışabilmesi için en alt kademeden başlayarak ihtiyaç duyuldukça yukarıya doğru gitmek gerekiyor. Sistem böyle planlanmış ve böyle çalışırsa başarılı olur. Hepimiz buna riayet ederek, lütfen önce aile hekiminize bir gidin. Bir görsün sizi aile hekiminiz. Eğer kendisinin çözemeyeceği bir sorun varsa zaten sizi sevk edecektir. Aile hekimi sevk ettiği zaman buradaki arkadaşlarımıza muayene olursunuz. Onlar da çözemezse Ankara’ya, İstanbul’a sizi gönderiyorlar. Buna riayet edersek sağlıkta geldiğimiz bu güzel seviyeyi daha ileri noktalara taşıyarak bunu sürdürme imkanımız olur. Ama hepimiz, Eğitim Araştırma Hastanesine yığılırsak, ihtiyacı olanların hakkına da giriyoruz. Bir anlamda kul hakkı hem de sistem zor çalışır. Yani zorluyoruz, buna gerek yok. Bundan sonra teşhislerin konulabilmesine bu cihaz mutlaka çok büyük katkı verecektir. Hastalarımız çok daha güzel bir hizmeti almış olacaklar” diye konuştu. “Yataklı AMATEM merkezini ilimize kazandırmak istiyoruz” Kastamonu’nun 11 ilçesinde diyaliz ünitesi kurduklarını söyleyen Vali Dallı, “İnşallah bunu 12 yapacağız, hatta 15’e çıkaracağız. Pınarbaşı’nda diyaliz kurulmadan başka yerlere gitmek zorunda kalan diyaliz hastası için gerçekten çok büyük bir sorun. Bu sorun yerinde çözülmüş oluyor. Şimdi peşinde olduğumuz diğer bir konu da yataklı bir alkol ve madde bağımlılığı tedavi merkezi (AMATEM) kazandırmak. Çok gerek olmadığı düşünülebilir ama kamuoyunda çok büyük bir beklenti var. İnşallah hep birlikte şehrimize yataklı AMATEM kazandırırsak sadece ilimiz için değil, etrafımızdaki birkaç ilin de o noktada sorunlarına çare oluruz. Ailelerin bu konudaki ıstıraplarını, sıkıntılarını biliyoruz, görüyoruz. İnşallah onda da muvaffak oluruz” şeklinde konuştu. “Hedefimiz bir günde MR randevusu vermek, raporlamasını da 3 günde bitirmek” Kastamonu İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Çağdaş Derdiyok ise, “11 ay boyunca sürekli olarak neler yapabiliriz çalışmasında bulunduk. Daha fazla muayene ettikçe, daha fazla hekim kazandıkça yanında gereken yeni işlemler olduğunu gördük. Bununla birlikte daha fazla laboratuvar tahlili ihtiyacı, daha fazla görüntüleme ihtiyacı oldu. Bunlardan ultrason sorunumuzu daha önceden çözdük. Bir haftanın altında ultrason randevusu veren bir iliz. Bununla birlikte tomografiyi aynı gün içinde veriyorduk. Fakat gördüğümüz bir problem vardı. Ne kadar muayene etsek de MR muayenelerimizin bir aya kadar yükseldiğini gördük. Ne kadar çalışsak da tek MR cihazıyla bu kapasiteyi açıkçası aşamıyorduk. Bu konuda sağ olsun gerekli görüşmeleri hem vekillerimizle hem valimizle hem bakanlığımızla yaptığımızda ikinci bir MR cihazının hem de üniversite hastanesine yakışacak bir MR cihazının ihtiyacı hasıl oldu. Bu konuda aldığımız destekle bugünden itibaren ikinci akıllı MR cihazına sahip olduk. Kişi muayene olduktan sonra bir gün içinde hedefimiz MR randevusunu vermek, raporlamasını da 3 gün içinde bitirip hastamızı muayene edip göndermek. Bu konuda sözümüzü tutacağız. MR cihazı, hastanenin değil, Kastamonu’nundur. İlçelerimizde ihtiyaç olan MR randevuları için kişileri hastaneye gelmeden sadece telefonla Tosya’daki hastamıza, İnebolu’daki hastamıza, Cide’deki hastamıza da MR randevusu vereceğiz. Bu yüzden hastaneye randevu için gelmelerinin önüne geçeceğiz" ifadelerini kullandı. “Kastamonu, sağlıkta yıldız illerden biri olacak” Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci de, “Kastamonu, şehir merkezimizin yanı sıra 19 ilçemiz ve komşu illerin ve ilçelerinin de teşhis ve tedavi yükünü taşıyan sağlıktaki amiral gemimiz. İlçelerimizdeki sağlık kuruluşlarını ve şehrimizdeki ilk basamak sağlık birimlerini donanım ve halkımızdaki farkındalık düzeyinde güçlendirdikçe Eğitim ve Araştırma Hastanemizin omzundaki yük peyderpey azalacak. Hastanemizde yeni bir MR cihazını daha hizmete alıyoruz. Üstelik bu yeni cihazımız yapay zeka destekli olup, teşhis yanı sıra çekim anındaki konforu ile son derece teknolojik bir cihaz. Bu cihazdan ülkemizde ancak birkaç adet var. İkinci MR cihazı sayesinde randevular gün aşırı verilecek. MR randevusundaki sıkıntı, il tarihimizden artık bugün itibarıyla siliniyor. İlimizin en az 5 yılını tanımlayacak sağlık master planı da diyebileceğimiz bir vizyon ve öngörü üzerinde çalışıyoruz. Günübirlik, popülist adımlar atmıyoruz. Kastamonu, sağlıkta yıldız illerden biri olacak” dedi. Konuşmaların ardından yapılan dua sonrasında MR ünitesinin açılış kurdelesi kesildi. Ardından heyet, MR cihazı hakkında bilgiler aldı.
Kastamonu’da çiftçilerin zorlu pancar mesaisi devam ediyor
04 Kasım 2024 Pazartesi - 15:02 Kastamonu’da çiftçilerin zorlu pancar mesaisi devam ediyor Kastamonu’da şeker pancarı hasadı devam ediyor. Üreticiler, yaz mevsiminin kurak geçmesine rağmen bu yılki verimden oldukça memnun olduklarını ifade ettiler. Kastamonu’da pancar yetiştiren üreticiler hasada devam ediyor. Özel makinelerle hasat yapan üreticiler, tarladan topladıkları şeker pancarlarını Kastamonu Şeker Fabrikası’na teslim ediyor. Kastamonu’da en çok üretimin yapıldığı Taşköprü, Devrekani ve Seydiler ilçesinde çiftçilerin zorlu pancar hasadı da tüm hızıyla devam ediyor. Bölge halkının geçim kaynağı olan şeker pancarı, büyük emeklerle tarladan sökülüyor. Yaz mevsimi kurak geçmesine rağmen Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından bölgede hizmete alınan sulama kaynaklarıyla tarlalarını sulama imkanı bulan çiftçiler, verimden oldukça memnun kaldıklarını belirttiler. Kastamonu’da bu yıl 133 köyde 2 bin 920 çiftçi tarafından 81 bin 580 dekar alanda ekimi yapılan şeker pancarından 430 bin ton rekolte bekleniyor. “Devrekani’den şeker fabrikasına 100 bin ton civarında pancar teslim etmeyi planlıyoruz” Devrekani’den Kastamonu Şeker Fabrikası’na 100 bin tondan fazla şeker pancarı teslim etmeyi planladıklarını söyleyen Devrekani Belediye Başkanı Engin Altıkulaç, “Pancar, ilçemizde üretim anlamında gerçekten hatırı sayılır bir üretime sahip. Kastamonu Şeker Fabrikası’nın Devrekani’ye yakın olması ve ilçemiz topraklarının sulanabilir olması çiftçilerimizin pancar üretimine yönlendirilmesine sebep oluyor. 6 bin dönüm arazide şu anda ilçemizde pancar üretimi söz konusu. Yumru bitkiler yani patates ve pancar, ekim nöbeti gerektiren ürünlerdir. Geçtiğimiz yıllarda bu münavebe konusuna dikkat ediliyordu, fakat bu yıldan itibaren münavebenin uygulanması Devrekani topraklarının belli hastalıklara karşı korunması anlamında önem arz etmektedir. Bizim hedefimiz, Devrekani’den şeker fabrikasına 100 bin ton civarında pancar teslim etmeyi planlıyoruz. İnşallah bu kotayı bizler bu yıl dolduracağız” dedi. “İlçemizde boşaltma ünitesi ikiye çıkartılarak, şeker fabrikasına ulaşım sağlayan yolun rehabilite edilmesiyle üretim daha da artacak” Kastamonu Şeker Fabrikası’na ulaşımın sağlandığı Devrekani-Kastamonu karayolunun rehabilite edilmesi noktasında çalışma yürüttüklerini ifade eden Başkan Altıkulaç, “Önümüzdeki yıllarda pancar üretiminin tetiklenmesi anlamında bir takım yapılması gereken işlemler bulunuyor. Bununla alakalı girişimlerimiz sürüyor. İlçemizdeki kantar pancarının boşaltma ünitesinin birden ikiye çıkartılması ve Devrekani-Kastamonu arasında kalan ve şeker fabrikasına ulaşım sağlayan yolun rehabilite edilmesi, pancar üretiminin artması için yapmamız gereken hizmetlerin başında geliyor. Bununla ilgili çalışmalarımız sürüyor. İnşallah 2025 yılının sonuna kadar bu çalışmayı bitireceğiz” diye konuştu. “İlçemize acilen soğuk hava deposu yapılması gerekiyor” Soğuk hava deposu yapımı noktasında iş adamlarına çağrıda bulunan Başkan Altıkulaç, “Devrekani’de uzun yıllar gerçekleştiremediğimiz bir soğuk hava deposu konusu bulunuyor. Patates üretiminde soğuk hava deposu olmazsa olmazlarımızdandır. Soğuk hava deposuyla ilgili önceki yıllarda gayretlerimiz oldu ama bir türlü başarılı olamadık. İş adamlarımızın, tarıma gönül vermiş iş insanlarımızın bizlere biraz destek vermesini bekliyoruz. Devletimizin soğuk hava deposu yapımıyla ilgili ciddi destekleri bulunuyor. Yaklaşık yüzde 60 ya da 70 civarında hibe ile soğuk hava deposuna destek veriyor. Fakat bizler, geri kalan yüzde 30’luk ayni katkı bölümünü ayarlayamadığımız için soğuk hava deposunu maalesef ilçemize kazandıramadık. Devrekanili, Kastamonulu veya tarıma gönül vermiş olan iş insanlarımızın Devrekani’ye gelip hem kendilerinin kazanması hem de çiftçilerimizin kazanması adına bir soğuk hava deposu inşaa etmelerini özellikle istirham ediyorum” ifadelerini kullandı. “130 dekar alanda pancar üretimi yapıyoruz” Kastamonu’nun Seydiler ilçesinde pancar yetiştiriciliği yapan ve bu yıl 130 dekar alanda pancar ekimi yapan Cihan Hasanbaşoğlu, “Kastamonu’da 5 yıldır pancar üreticiliği yapıyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da pancarda hasat dönemi başladı. Söküyoruz kazasız belasız inşallah. Tüm üreticilerimize iyi kazançlı bir sezon diliyorum. Bereketli olsun diyeceğim ama ister istemez bu yıl bizlere verilen fiyatta bizler gibi pancar üreticilerinin büyük bir kısmı memnun değil. Yine de Allah bereket versin diyoruz. Tarlada bereket vardır diyoruz. Elimizden geldiğince bir tane dahi pancarı zayi etmeden fabrikaya teslim edebilmek için alın terimizle, var gücümüzle çalışıyoruz” dedi. Hasanbaşoğlu, “Bizlerin Kastamonu’da ağırlıklı olarak pancar ekmemizin sebebi ilimizde karasal iklim sert geçtiği için yumru bitkiler biraz daha iyi oluyor. Allah razı olsun, devletimiz bizlere sulama imkanı tanıdı. Pancarımızı istediğimiz zaman sulayabiliyoruz. Bizler, nisan ayının ikinci haftasında pancar ekmeye başlarız, mayıs ayının ortasına kadar yer yer bölge bölge pancarları ekeriz. Bizim de ekim haftamız nisan ayının sonlarına doğru denk geliyor. Aksilik olduğu zaman da mayıs ayının ilk haftasına bazen denk gelebiliyor” diye konuştu.
Çocukken annesiyle yaylalarda topluyordu, şimdi üreticisi oldu
04 Kasım 2024 Pazartesi - 13:15 Çocukken annesiyle yaylalarda topluyordu, şimdi üreticisi oldu Kastamonu’da çocukken annesiyle yaylalarda topladığı salebin yetiştiriciliğine başlayan ziraat mühendisi, bir dönüm alana ektiği 200 kilogram salepten 800 bin lira gelir elde ediyor. Yetiştirici, üründen daha fazla gelir elde edebilmek için ekim alanını 500 dönümün üzerine çıkartmak için çalışma yüüttüğünü söyledi. Tıbbi ve aromatik bitkiler sınıfında yer alan ve endemik tür olması sebebiyle doğadan toplanması yasak olan salebin Kastamonu’da yetiştiriciliği her geçen gün artıyor. Özellikle ilaç sanayisinde, yapıştırıcı ve dondurma yapımında kullanılan salebin yetiştiriciliğinin arttırılması için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından üreticilere destek veriliyor. Bakanlık tarafından 2023 yılında hayata geçirilen “Doğan Toplama Değil, Tarlada Salep Yetiştiriciliği” projesi çerçevesinde, Kastamonu’da İl Tarım ve Orman Müdürlüğü gözetiminde salep sahaları kuruldu. Kastamonu’da il genelinde 12 dekar alanda kurulan salep sahalarında dikim sürerken, bunun gelecek yıl 30 dekar alana çıkartılması hedefleniyor. Öte yandan, çocukken annesi ile birlikte gittikleri yaylalarda saleple tanışan Ziraat Mühendisi Ferdi Doğru, üniversiteden mezun olduktan sonra Kastamonu’nun il merkezine bağlı Kayı köyüne dönüş yaparak salep yetiştiriciliğine başladı. İlk etapta 1 dönüm alanda salep ekimine başlayan Doğru, zamanla ekim alanını genişleterek 500 metrekarenin üzerine çıkarttı. Doğru, önümüzdeki yıl ekim alanını daha da genişleterek salepten elde ettiği geliri de arttırmayı hedefliyor. “Şu anda 500 metrekarenin üzerinde bir dikim alanımız mevcut” Kastamonu’nun merkez ilçesine bağlı Kayı köyünde salep yetiştiriciliği yapan Ziraat Mühendisi Ferdi Doğdu, “Köyü sevdiğimiz için imkanlarım dahilinde her zaman şehirden köye dönüş planım vardı. Bu yüzden Ziraat Mühendisliğini okudum. Okurken istiyordum ki köyde yapmak istediklerimi nizami yapayım. Köy için planlamalarımı yaparken kenara köşeye sıkıştırdığım notlar arasında salep her zaman vardı. Doğal olarak ilgimi çekiyordu. Çünkü Kastamonu’da 25 ila 30 arasında türü mevcut. Şu anda 500 metrekarenin üzerinde bir alanımız mevcut. Bunu önümüzdeki yıl daha da arttırmayı planlıyoruz. Şimdilik bitkiyi daha da geliştirme aşamasına doğru ilerliyoruz. Herkesin iki aldığından biz üç ya da dört nasıl alırız bunun hesabındayız” dedi. “Annemle sürekli yaylalarda salebi görürdük, annem çocukluğumdan beri bana bu bitkinin salep olduğunu söylerdi” Salebe olan merakının hem profesyonel hem de ailesinden geldiğini belirten Doğru, “Tıbbi aromatik bir bitki olduğundan dolayı salep kıymetli bir ürün. Salep, doğru yetiştirildiği zaman getiri yüksek bir ürün. Birde bu ürünün kültürel merakı var. Annem orman köylüsüdür. Biz, her yıl mutlaka yaylalara çıkarız. Yaylalarda sürekli salebi görürdük, annem biliyor çünkü salebi. Çocukluğumdan beri bana bu bitkinin salep olduğunu söylerdi. Ziraat Mühendisliğini tercih etmemdeki sebeplerden bir tanesi de budur. Toprakta yetişen ürünlere karşı doğal bir merakım var. Çocukluğuma kadar bu merak gidiyor. Gördüğüm hemen hemen her ürün özellikle sık tükettiğimiz ürünler yetiştirilebilir mi? Nasıl yetişir ya da ben yetiştirebilir miyiz? İlla doğada mı olması gerekiyor? gibi sorular aklıma geldikçe doğada, yaylalarda o ihtişamlı çiçeklerini görünce kendi bahçemde görme isteği de doğdu. Zamanla olgunlaşmaya başlayınca duruma daha profesyonel bakmaya başlayınca kültürel ve profesyonel bakış açımı bir vizyon haline getirerek salebi hem doğamızda korumak hem yetiştiriciliğini yapmak hem de kendime ek gelir kaynağı oluşturabilmek için bahçede dikimini yapmaya karar verdim. Bunların hepsi bir bütün haline gelince salep yetiştiriciliğine başlamış oldum. Çünkü geçmişinizdeki izleri unutamıyorsunuz. Şu anda yaptıklarınız eski hatıralarınızı canlandırıyor. Daha muhteşem hale geliyor. Bu hatıralarımızı da yaşatmaya çalışıyoruz bir bakıma. Bundan dolayı mutluyum. Geçmişte yaşadığım hatıralarımın, şu anda toprakta canlanıp filizlenmesi beni açıkçası ayrıca mutlu ediyor” diye konuştu. “Bir dönüm araziye 200 kilogram salep ektiğinizde 800 bin lira gelir elde edersiniz” Nüfus arttıkça salebe olan talebinde arttığını söyleyen Doğru, “Doğada sökümler yasak ama kaçak sökümler ne yazık ki mevcut. Buna rağmen yetiştiriciliğinin az olmasından ötürü kıt bir ürün. İç piyasayı bile karşılamıyor, bundan dolayı ithal ediliyor. Bunları birleştirdiğinizde her yıl mutlaka ürünün fiyatı artıyor. En son salebin yaş kilosu 2 bin liraydı. Kültüre ettiğiniz tarla parselinde ektiğiniz miktarda kar marjınız hasat edeceğiniz ürüne bağlı olarak rakamlar değişebiliyor. Minimum bir dönüm araziye 200 kilogram ürün diktiğiniz zaman sürdürülebilirlik açısından zaten 1’e 2 ürün almanız gerekiyor. Yani üretimin iki katına çıkması gerekiyor. Yani dönüş başına 400 kilogram gibi bir ürün almanız gerekiyor. Bunu da 2 bin lira ile çarptığınız zaman 800 bin lira gibi bir rakam ediyor. Tabii ki masraflarınızı da düşmeniz gerekiyor. İşçiliği zor bir ürün ama diğer tarımsal ürünlerle kıyasladığınız zaman kar marjı oldukça yüksek bir ürün. Bu ayrıca kişinin tarlasına bakmasına, ürüne yaptığı bakıma göre de değişecektir” şeklinde konuştu. “Kastamonu florasına baktığımızda da 25-30 çeşit kendiliğinden oluşan salep orkidesi mevcuttur” Osmanlı kayıtlarında salebin mevcut olduğunu ve padişah içeceği olarak tüketildiğini söyleyen Doğru, “Bu yüzden salebin tarih değeri de yüksek bir üründür. Salep, tarihler boyunca tüketilen bir üründür. Bu yüzden salep, günümüze kadar insanlar tarafından tüketilerek günümüze kadar geldi. Salep, doğadan toplanarak tüketiliyordu. Salebin yetiştiriciliği söz konusu değildi. Fakat tüketilen bir ürünün üretilmemesi de söz konusu olamaz. Bu noktada Kastamonu florasına baktığımızda da 25-30 çeşit kendiliğinden oluşan salep orkidesi mevcuttur. Salep, bir orkidedir aslında. Bu yüzden salebin üretilmemesi mümkün değil. Baktığımız zaman farklı illerde salebin üretilmesi için çalışmaların başlatıldığını gördüm, Farklı illerde üretimine geçildiğini haberlerde okudum ama bir türlü Kastamonu’da üretim bazında salebin duyurulabilirliğinin olmadığını öğrendim. Bu gözüme çok çarptı. Kastamonu, salep açısından çok zengin bir memleket.” ifadelerini kullandı.
Çocukken annesiyle yaylalarda topluyordu, şimdi üreticisi oldu
04 Kasım 2024 Pazartesi - 13:13 Çocukken annesiyle yaylalarda topluyordu, şimdi üreticisi oldu Kastamonu’da çocukken annesiyle yaylalarda topladığı salebin yetiştiriciliğine başlayan ziraat mühendisi, bir dönüm alana ektiği 200 kilogram salepten 800 bin lira gelir elde ediyor. Yetiştirici, üründen daha fazla gelir elde edebilmek için ekim alanını 500 dönümün üzerine çıkartmak için çalışma yürüttüğünü söyledi. Tıbbi ve aromatik bitkiler sınıfında yer alan ve endemik tür olması sebebiyle doğadan toplanması yasak olan salebin Kastamonu’da yetiştiriciliği her geçen gün artıyor. Özellikle ilaç sanayisinde, yapıştırıcı ve dondurma yapımında kullanılan salebin yetiştiriciliğinin arttırılması için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından üreticilere destek veriliyor. Bakanlık tarafından 2023 yılında hayata geçirilen “Doğan Toplama Değil, Tarlada Salep Yetiştiriciliği” projesi çerçevesinde, Kastamonu’da İl Tarım ve Orman Müdürlüğü gözetiminde salep sahaları kuruldu. Kastamonu’da il genelinde 12 dekar alanda kurulan salep sahalarında dikim sürerken, bunun gelecek yıl 30 dekar alana çıkartılması hedefleniyor. Öte yandan, çocukken annesi ile birlikte gittikleri yaylalarda saleple tanışan Ziraat Mühendisi Ferdi Doğru, üniversiteden mezun olduktan sonra Kastamonu’nun il merkezine bağlı Kayı köyüne dönüş yaparak salep yetiştiriciliğine başladı. İlk etapta 1 dönüm alanda salep ekimine başlayan Doğru, zamanla ekim alanını genişleterek 500 metrekarenin üzerine çıkarttı. Doğru, önümüzdeki yıl ekim alanını daha da genişleterek salepten elde ettiği geliri de arttırmayı hedefliyor. “Şu anda 500 metrekarenin üzerinde bir dikim alanımız mevcut” Kastamonu’nun merkez ilçesine bağlı Kayı köyünde salep yetiştiriciliği yapan Ziraat Mühendisi Ferdi Doğdu, “Köyü sevdiğimiz için imkanlarım dahilinde her zaman şehirden köye dönüş planım vardı. Bu yüzden Ziraat Mühendisliğini okudum. Okurken istiyordum ki köyde yapmak istediklerimi nizami yapayım. Köy için planlamalarımı yaparken kenara köşeye sıkıştırdığım notlar arasında salep her zaman vardı. Doğal olarak ilgimi çekiyordu. Çünkü Kastamonu’da 25 ila 30 arasında türü mevcut. Şu anda 500 metrekarenin üzerinde bir alanımız mevcut. Bunu önümüzdeki yıl daha da arttırmayı planlıyoruz. Şimdilik bitkiyi daha da geliştirme aşamasına doğru ilerliyoruz. Herkesin iki aldığından biz üç ya da dört nasıl alırız bunun hesabındayız” dedi. “Annemle sürekli yaylalarda salebi görürdük, annem çocukluğumdan beri bana bu bitkinin salep olduğunu söylerdi” Salebe olan merakının hem profesyonel hem de ailesinden geldiğini belirten Doğru, “Tıbbi aromatik bir bitki olduğundan dolayı salep kıymetli bir ürün. Salep, doğru yetiştirildiği zaman getiri yüksek bir ürün. Birde bu ürünün kültürel merakı var. Annem orman köylüsüdür. Biz, her yıl mutlaka yaylalara çıkarız. Yaylalarda sürekli salebi görürdük, annem biliyor çünkü salebi. Çocukluğumdan beri bana bu bitkinin salep olduğunu söylerdi. Ziraat Mühendisliğini tercih etmemdeki sebeplerden bir tanesi de budur. Toprakta yetişen ürünlere karşı doğal bir merakım var. Çocukluğuma kadar bu merak gidiyor. Gördüğüm hemen hemen her ürün özellikle sık tükettiğimiz ürünler yetiştirilebilir mi? Nasıl yetişir ya da ben yetiştirebilir miyiz? İlla doğada mı olması gerekiyor? gibi sorular aklıma geldikçe doğada, yaylalarda o ihtişamlı çiçeklerini görünce kendi bahçemde görme isteği de doğdu. Zamanla olgunlaşmaya başlayınca duruma daha profesyonel bakmaya başlayınca kültürel ve profesyonel bakış açımı bir vizyon haline getirerek salebi hem doğamızda korumak hem yetiştiriciliğini yapmak hem de kendime ek gelir kaynağı oluşturabilmek için bahçede dikimini yapmaya karar verdim. Bunların hepsi bir bütün haline gelince salep yetiştiriciliğine başlamış oldum. Çünkü geçmişinizdeki izleri unutamıyorsunuz. Şu anda yaptıklarınız eski hatıralarınızı canlandırıyor. Daha muhteşem hale geliyor. Bu hatıralarımızı da yaşatmaya çalışıyoruz bir bakıma. Bundan dolayı mutluyum. Geçmişte yaşadığım hatıralarımın, şu anda toprakta canlanıp filizlenmesi beni açıkçası ayrıca mutlu ediyor” diye konuştu. “Bir dönüm araziye 200 kilogram salep ektiğinizde 800 bin lira gelir elde edersiniz” Nüfus arttıkça salebe olan talebinde arttığını söyleyen Doğru, “Doğada sökümler yasak ama kaçak sökümler ne yazık ki mevcut. Buna rağmen yetiştiriciliğinin az olmasından ötürü kıt bir ürün. İç piyasayı bile karşılamıyor, bundan dolayı ithal ediliyor. Bunları birleştirdiğinizde her yıl mutlaka ürünün fiyatı artıyor. En son salebin yaş kilosu 2 bin liraydı. Kültüre ettiğiniz tarla parselinde ektiğiniz miktarda kar marjınız hasat edeceğiniz ürüne bağlı olarak rakamlar değişebiliyor. Minimum bir dönüm araziye 200 kilogram ürün diktiğiniz zaman sürdürülebilirlik açısından zaten 1’e 2 ürün almanız gerekiyor. Yani üretimin iki katına çıkması gerekiyor. Yani dönüş başına 400 kilogram gibi bir ürün almanız gerekiyor. Bunu da 2 bin lira ile çarptığınız zaman 800 bin lira gibi bir rakam ediyor. Tabii ki masraflarınızı da düşmeniz gerekiyor. İşçiliği zor bir ürün ama diğer tarımsal ürünlerle kıyasladığınız zaman kar marjı oldukça yüksek bir ürün. Bu ayrıca kişinin tarlasına bakmasına, ürüne yaptığı bakıma göre de değişecektir” şeklinde konuştu. “Kastamonu florasına baktığımızda da 25-30 çeşit kendiliğinden oluşan salep orkidesi mevcuttur” Osmanlı kayıtlarında salebin mevcut olduğunu ve padişah içeceği olarak tüketildiğini söyleyen Doğru, “Bu yüzden salebin tarih değeri de yüksek bir üründür. Salep, tarihler boyunca tüketilen bir üründür. Bu yüzden salep, günümüze kadar insanlar tarafından tüketilerek günümüze kadar geldi. Salep, doğadan toplanarak tüketiliyordu. Salebin yetiştiriciliği söz konusu değildi. Fakat tüketilen bir ürünün üretilmemesi de söz konusu olamaz. Bu noktada Kastamonu florasına baktığımızda da 25-30 çeşit kendiliğinden oluşan salep orkidesi mevcuttur. Salep, bir orkidedir aslında. Bu yüzden salebin üretilmemesi mümkün değil. Baktığımız zaman farklı illerde salebin üretilmesi için çalışmaların başlatıldığını gördüm, Farklı illerde üretimine geçildiğini haberlerde okudum ama bir türlü Kastamonu’da üretim bazında salebin duyurulabilirliğinin olmadığını öğrendim. Bu gözüme çok çarptı. Kastamonu, salep açısından çok zengin bir memleket.” ifadelerini kullandı. (Vİ-