GÜNDEM - 04 Kasım 2024 Pazartesi 13:15

Çocukken annesiyle yaylalarda topluyordu, şimdi üreticisi oldu

A
A
A
Çocukken annesiyle yaylalarda topluyordu, şimdi üreticisi oldu

Kastamonu’da çocukken annesiyle yaylalarda topladığı salebin yetiştiriciliğine başlayan ziraat mühendisi, bir dönüm alana ektiği 200 kilogram salepten 800 bin lira gelir elde ediyor. Yetiştirici, üründen daha fazla gelir elde edebilmek için ekim alanını 500 dönümün üzerine çıkartmak için çalışma yüüttüğünü söyledi.


Tıbbi ve aromatik bitkiler sınıfında yer alan ve endemik tür olması sebebiyle doğadan toplanması yasak olan salebin Kastamonu’da yetiştiriciliği her geçen gün artıyor. Özellikle ilaç sanayisinde, yapıştırıcı ve dondurma yapımında kullanılan salebin yetiştiriciliğinin arttırılması için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından üreticilere destek veriliyor. Bakanlık tarafından 2023 yılında hayata geçirilen “Doğan Toplama Değil, Tarlada Salep Yetiştiriciliği” projesi çerçevesinde, Kastamonu’da İl Tarım ve Orman Müdürlüğü gözetiminde salep sahaları kuruldu. Kastamonu’da il genelinde 12 dekar alanda kurulan salep sahalarında dikim sürerken, bunun gelecek yıl 30 dekar alana çıkartılması hedefleniyor.


Öte yandan, çocukken annesi ile birlikte gittikleri yaylalarda saleple tanışan Ziraat Mühendisi Ferdi Doğru, üniversiteden mezun olduktan sonra Kastamonu’nun il merkezine bağlı Kayı köyüne dönüş yaparak salep yetiştiriciliğine başladı. İlk etapta 1 dönüm alanda salep ekimine başlayan Doğru, zamanla ekim alanını genişleterek 500 metrekarenin üzerine çıkarttı. Doğru, önümüzdeki yıl ekim alanını daha da genişleterek salepten elde ettiği geliri de arttırmayı hedefliyor.



“Şu anda 500 metrekarenin üzerinde bir dikim alanımız mevcut”


Kastamonu’nun merkez ilçesine bağlı Kayı köyünde salep yetiştiriciliği yapan Ziraat Mühendisi Ferdi Doğdu, “Köyü sevdiğimiz için imkanlarım dahilinde her zaman şehirden köye dönüş planım vardı. Bu yüzden Ziraat Mühendisliğini okudum. Okurken istiyordum ki köyde yapmak istediklerimi nizami yapayım. Köy için planlamalarımı yaparken kenara köşeye sıkıştırdığım notlar arasında salep her zaman vardı. Doğal olarak ilgimi çekiyordu. Çünkü Kastamonu’da 25 ila 30 arasında türü mevcut. Şu anda 500 metrekarenin üzerinde bir alanımız mevcut. Bunu önümüzdeki yıl daha da arttırmayı planlıyoruz. Şimdilik bitkiyi daha da geliştirme aşamasına doğru ilerliyoruz. Herkesin iki aldığından biz üç ya da dört nasıl alırız bunun hesabındayız” dedi.



“Annemle sürekli yaylalarda salebi görürdük, annem çocukluğumdan beri bana bu bitkinin salep olduğunu söylerdi”


Salebe olan merakının hem profesyonel hem de ailesinden geldiğini belirten Doğru, “Tıbbi aromatik bir bitki olduğundan dolayı salep kıymetli bir ürün. Salep, doğru yetiştirildiği zaman getiri yüksek bir ürün. Birde bu ürünün kültürel merakı var. Annem orman köylüsüdür. Biz, her yıl mutlaka yaylalara çıkarız. Yaylalarda sürekli salebi görürdük, annem biliyor çünkü salebi. Çocukluğumdan beri bana bu bitkinin salep olduğunu söylerdi. Ziraat Mühendisliğini tercih etmemdeki sebeplerden bir tanesi de budur. Toprakta yetişen ürünlere karşı doğal bir merakım var. Çocukluğuma kadar bu merak gidiyor. Gördüğüm hemen hemen her ürün özellikle sık tükettiğimiz ürünler yetiştirilebilir mi? Nasıl yetişir ya da ben yetiştirebilir miyiz? İlla doğada mı olması gerekiyor? gibi sorular aklıma geldikçe doğada, yaylalarda o ihtişamlı çiçeklerini görünce kendi bahçemde görme isteği de doğdu. Zamanla olgunlaşmaya başlayınca duruma daha profesyonel bakmaya başlayınca kültürel ve profesyonel bakış açımı bir vizyon haline getirerek salebi hem doğamızda korumak hem yetiştiriciliğini yapmak hem de kendime ek gelir kaynağı oluşturabilmek için bahçede dikimini yapmaya karar verdim. Bunların hepsi bir bütün haline gelince salep yetiştiriciliğine başlamış oldum. Çünkü geçmişinizdeki izleri unutamıyorsunuz. Şu anda yaptıklarınız eski hatıralarınızı canlandırıyor. Daha muhteşem hale geliyor. Bu hatıralarımızı da yaşatmaya çalışıyoruz bir bakıma. Bundan dolayı mutluyum. Geçmişte yaşadığım hatıralarımın, şu anda toprakta canlanıp filizlenmesi beni açıkçası ayrıca mutlu ediyor” diye konuştu.



“Bir dönüm araziye 200 kilogram salep ektiğinizde 800 bin lira gelir elde edersiniz”


Nüfus arttıkça salebe olan talebinde arttığını söyleyen Doğru, “Doğada sökümler yasak ama kaçak sökümler ne yazık ki mevcut. Buna rağmen yetiştiriciliğinin az olmasından ötürü kıt bir ürün. İç piyasayı bile karşılamıyor, bundan dolayı ithal ediliyor. Bunları birleştirdiğinizde her yıl mutlaka ürünün fiyatı artıyor. En son salebin yaş kilosu 2 bin liraydı. Kültüre ettiğiniz tarla parselinde ektiğiniz miktarda kar marjınız hasat edeceğiniz ürüne bağlı olarak rakamlar değişebiliyor. Minimum bir dönüm araziye 200 kilogram ürün diktiğiniz zaman sürdürülebilirlik açısından zaten 1’e 2 ürün almanız gerekiyor. Yani üretimin iki katına çıkması gerekiyor. Yani dönüş başına 400 kilogram gibi bir ürün almanız gerekiyor. Bunu da 2 bin lira ile çarptığınız zaman 800 bin lira gibi bir rakam ediyor. Tabii ki masraflarınızı da düşmeniz gerekiyor. İşçiliği zor bir ürün ama diğer tarımsal ürünlerle kıyasladığınız zaman kar marjı oldukça yüksek bir ürün. Bu ayrıca kişinin tarlasına bakmasına, ürüne yaptığı bakıma göre de değişecektir” şeklinde konuştu.



“Kastamonu florasına baktığımızda da 25-30 çeşit kendiliğinden oluşan salep orkidesi mevcuttur”


Osmanlı kayıtlarında salebin mevcut olduğunu ve padişah içeceği olarak tüketildiğini söyleyen Doğru, “Bu yüzden salebin tarih değeri de yüksek bir üründür. Salep, tarihler boyunca tüketilen bir üründür. Bu yüzden salep, günümüze kadar insanlar tarafından tüketilerek günümüze kadar geldi. Salep, doğadan toplanarak tüketiliyordu. Salebin yetiştiriciliği söz konusu değildi. Fakat tüketilen bir ürünün üretilmemesi de söz konusu olamaz. Bu noktada Kastamonu florasına baktığımızda da 25-30 çeşit kendiliğinden oluşan salep orkidesi mevcuttur. Salep, bir orkidedir aslında. Bu yüzden salebin üretilmemesi mümkün değil. Baktığımız zaman farklı illerde salebin üretilmesi için çalışmaların başlatıldığını gördüm, Farklı illerde üretimine geçildiğini haberlerde okudum ama bir türlü Kastamonu’da üretim bazında salebin duyurulabilirliğinin olmadığını öğrendim. Bu gözüme çok çarptı. Kastamonu, salep açısından çok zengin bir memleket.” ifadelerini kullandı.



Çocukken annesiyle yaylalarda topluyordu, şimdi üreticisi oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Emine Erdoğan, Dubai Küresel Kadınlar Forumu’nun açılış konuşmasını yaptı: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, "Kadınların tasarım ve üretim süreçlerinde yer almadığı teknolojiler, bizi daha iyi bir geleceğe götüremez" dedi. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Yardımcısı, Başbakan ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum’un himayelerinde, Dubai Kadın Kuruluşu tarafından düzenlenen, "Dubai Küresel Kadınlar Forumu", "Etki Gücü" ana temasıyla başladı. Dubai Emiri Al Maktum’un özel davetiyle Madinat Jumeirah’da, bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen forumun açılış konuşmasını yapan Emine Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin yüksek yabancı nüfusuyla dünyanın en önemli kültürel kesişim noktalarından biri olduğunu belirtti. Foruma katılan herkesin farklı gelenekleri, inançları, ideolojileri, ülkelerinin farklı gündemleri olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, "Tüm bu ayrımlara rağmen, bizler şu gerçeğin bilincindeyiz; insanlık olarak hepimiz aynı gemide ortak bir geleceğe doğru yürüyoruz." diye konuştu. Emine Erdoğan, dünyanın geçirdiği dönüşümlerin herkesi derinden etkilediğini dile getirerek, dijitalleşme ve yapay zeka gibi teknolojiler sayesinde her sabah yeni bir dünyaya uyanıldığını söyledi. Bir haftada üretilen bilginin, geçmişteki bir yüzyıla eş değer olduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, "Yapay zeka, eskiden aylar süren işlemleri saniyelere indirebiliyor. Araştırmalar, 3 sene içinde her 10 meslekten 2’sinin değişeceğini öngörüyor. Belirsiz bir geleceğe doğru hızla ilerlerken, ortak bir yol haritasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, bu noktada Birleşmiş Milletlerin 2030 için belirlediği "17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi"nin rehber niteliğinde olduğunu vurgulayarak, "Hedeflerin temelinde ise şu ilke yatıyor; ’kimseyi geride bırakmamak.’ Herkesi kapsamayı vadeden dünya, nüfusunun yarısını oluşturan kadınları maalesef geride bırakıyor" dedi. Gelecek toplumlarını şekillendiren ve kısaca STEM olarak bilinen ’bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik’ alanlarında kadın temsil oranının hala yüzde 30’larda olduğunu aktaran Emine Erdoğan, yapay zeka alanında çalışanların ise yalnızca yüzde 26’sının kadın olduğunu bildirdi. Katılımcılara, "Tek kanatlı bir insanlık yükselebilir mi? Tek gözle böylesi belirsiz bir geleceği okuyabilir mi? Tek ayakla çağın akıl almaz hızına yetişebilir mi?" sorularını yönelten Emine Erdoğan, şöyle devam etti: "Şunu hiç unutmamamız gerekiyor, kadın ve erkek bir bedenin sağ ve sol ayağı gibi, bir kuşun kanatları gibi bir bütünün iki yarısıdır. Birisi olmadan diğeri ilerleyemez. Kadınların tasarım ve üretim süreçlerinde yer almadığı teknolojiler, bizi daha iyi bir geleceğe götüremez. Mevcut adaletsizlikleri düzeltemeyeceği gibi, ancak ve ancak sorunları derinleştirerek yeniden üretir." "Gerçek eşitlik, birisinin sizi kendisine benzeterek eşitlemesi değildir" Emine Erdoğan, toplumu biçimlendiren, dönüştüren ve iyileştiren kadının, aralarında hassas bir denge gözetilmesi gereken çok yönlü rolleri olduğunu vurgulayarak, günümüzde bu roller arasında bir çatışma halinin hakim olduğunu söyledi. Emine Erdoğan, şöyle konuştu: "Kadınların hangi sektörde çalışıyor olursa olsun, kendi fıtri kimliklerini muhafaza ederek var olmalarını sağlamak önceliğimiz olmalıdır. Gerçek eşitlik, birisinin sizi kendisine benzeterek eşitlemesi değildir, sizin varlık alanınıza adalet ekseninde saygı göstermesidir. Kadınların, içlerindeki büyük dönüştürücü gücü, ancak kendi özgünlüklerini koruyarak açığa çıkarabileceklerini düşünüyorum." Türkiye’de kadınların ev-iş dengesini sağlayacak özel düzenlemelere öncelik verildiğinin altını çizen Emine Erdoğan, doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçen sürenin memuriyet kıdeminde değerlendirildiğini, babalık izin süresinin artırılması ve kreşlerin yaygınlaşmasının kadınların hayatını kolaylaştırdığını anlattı. Emine Erdoğan, Şeyha Manal bin Raşid Al Maktum liderliğinde Dubai Kadın Kuruluşu’nun ulusal kreş desteğinin, genç kızlara yönelik mentörlük eğitimi gibi kapsamlı çalışmalarının, tüm dünya için örnek niteliğinde olduğunu dile getirerek, "Emirlik kadınları, önlerinde bu yolu yıllar önce açmış olan vizyoner bir liderin izinden gidiyor. Kıymetli dostum Şeyha Fatima, döneminin öncülerinden biri olarak, kadınların kendi toplumlarından başlayarak dünyayı nasıl dönüştürebileceğini kanıtlamış, örnek bir şahsiyettir. Kurucusu olduğu kurumlar ve yürüttüğü çalışmaların etkisi, bugün sayısız kadının hayatını değiştirmiş, cesaret ve umut kaynağı olmuştur." değerlendirmesinde bulundu. İnsanın boşluğunun, yapay zeka ve robotik teknoloji ile doldurulamayacağının altını çizen Emine Erdoğan, "Teknoloji elbette önemli bir güçtür. Ancak güç tek başına anlamlı değildir. Aslolan bu gücü vicdanın, irfanın emrine vermektir. Teknoloji medeniyet yoluna yeni kilometreler eklemek için kullanılıyorsa bir nimettir. Onun kötü emellerle kullanılmasını engelleyecek, vicdanla tasarlayacak olan da yine bizleriz." ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, insani değerleri muhafaza ederek ve pusula edinerek daha iyi bir gelecek tasarlanabileceğini vurguladı. Yerkürenin, çağın bütün gelişmişlik ve medeniyet iddialarına rağmen, insani açıdan büyük krizler yaşadığını aktaran Emine Erdoğan, yaklaşık 1 milyar insanın açlıkla karşı karşıya olduğuna ve her yıl 1,3 milyar ton gıda israfı yapıldığına dikkati çekti. "Gazze’de tüm insanlığın gözü önünde bir soykırım gerçekleşiyor" Emine Erdoğan, 100 milyonu aşkın insanın çeşitli sebeplerle ülkesini terk etmek zorunda kaldığını belirterek, "Bu göçmenlerin 4’te 3’ünü düşük ve orta gelirli ülkeler misafir ediyor. Yaşadıklarımızı henüz sindiremezken, bir seneyi aşkındır Gazze’de tüm insanlığın gözü önünde bir soykırım gerçekleşiyor. ’Bir daha asla’ diyen ülkelerin, yaşanan vahşet karşısında gösterdikleri çifte standart inandığımız tüm müşterek değerleri temelinden sarsıyor." şeklinde konuştu. Tarihte benzeri görülmemiş bir ilerleme dönemi yaşanırken bu çelişkilerin yeniden sorgulanması gerektiğine işaret eden Emine Erdoğan, şunları kaydetti: "Bilhassa, geleceğimiz yeni teknolojilerle adeta baştan kodlanırken, sahip olduğumuz her imkanı daha adil bir gelecek için seferber etmeliyiz. Bu noktada, STEM alanlarında kadınların güçlendirilmesinin, gidişatı tamamen değiştirecek bir etkisi olacağına inanıyorum. Çok yönlü düşünebilme, insanlığa duyarlı olma ve karar vermede empati gücünü kullanma gibi özellikleriyle kadınlar, geleceğin merhamet ve adalet eksenli toplumlarının mimarı olacaktır. Üçüncü Dubai Kadınlar Forumu’nun da bu geleceğe atılmış ortak ve güçlü bir adım olacağına inanıyorum." Konuşmasında Mevlana’nın, "Tek başımıza bir damlayız, ancak birleştiğimizde bir ummanız" sözlerine de yer veren Emine Erdoğan, başta Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum ve Kadın Kuruluşu Başkanı Şeyha Manal bin Raşid Al Maktum olmak üzere, organizasyonda emeği geçenlere şükranlarını sundu. Emine Erdoğan, forumun tüm dünyanın kadınları için hayırlara vesile olmasını diledi. Forumda Emine Erdoğan’a Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve Türkiye’nin Abu Dabi Büyükelçisi Tugay Tunçer de eşlik etti. Emine Erdoğan’a Dubai’de büyük ilgi Emine Erdoğan’ı salona gelişinde Dubai Medya Ofisi Başkanı Mona Al Mari, Annelik ve Çocukluk Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Reem Al Falasi karşıladı. Emine Erdoğan, konuşmasını dinleyen Dubai Emiri, Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum ve Kadın Kuruluşu Başkanı Şeyha Manal bin Raşid Al Maktum ve Dubai Kültür ve Sanat Kurumu Başkanı ve Dubai Yürütme Konseyi Üyesi Latifa bint Mohammed bin Rashid Al Maktum ile salona girişinde sohbet etti. Foruma, üst düzey hükümet yetkilileri, özel sektör yöneticileri, tanınmış uzmanlar, akademisyenler ve girişimciler de katıldı. Forumda salonu çevreleyen led ekranlardan programa ilişkin tanıtım filmi gösterildi. İki gün sürecek forumda, "Geleceğin Ekonomileri, Geleceğin Toplumları", "Toplu Katılımlar, Toplu Eylemler" ve "Etkili Teknolojiler, Etkili Yenilikler" başlıkları ele alınacak, kadınların güçlenmesini destekleyen örnek küresel uygulamalar paylaşılacak. Dubai Küresel Kadınlar Forumu’na ilişkin paylaşım Emine Erdoğan, Foruma ilişkin sosyal medya hesabından da paylaşımda bulundu. Forumda, dünyanın dört bir yanından gelen önemli isimlerle aynı çatı altında buluşmaktan ve görüş alışverişinde bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Emine Erdoğan, şunları kaydetti: "Kadınların küresel sahnedeki etkisini artırma gibi önemli bir konuyu ele alan Forum’un, dünyanın tüm kadınları için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Toplumsal gelişimin gerçek itici gücü, kadınların potansiyelini ortaya çıkarmaktır. Bu gerçeği merkeze alan etkinlikte, ülkemizde kadınların ekonomik ve sosyal hayatta daha güçlü yer edinmesi için atılan önemli adımları paylaştım. Biliyoruz ki, adil ve sürdürülebilir bir geleceği ancak kadınların tam katılımıyla inşa edebiliriz." Emine Erdoğan, kadının emeği ve vizyonu olmadan çağın hızına erişmenin mümkün olmayacağını vurgulayarak, "Geleceğe atılmış ortak ve güçlü bir adım olan Forum’da, başta Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid El Maktum ve Kadın Kuruluşu Başkanı Şeyha Manal bin Raşid El Maktum olmak üzere, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum." ifadesini kullandı.