Yerel Haberler
Karabük
26 Kasım 2024 Salı - 18:11 Rektör Kırışık STK temsilcileriyle görüştü Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile düzenlenen istişare toplantısında bir araya geldi. Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık başkanlığında Üniversite Evi’nde düzenlenen toplantıya Karabük Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Solmaz ve Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Genel Sekreter Lütfü Köm, Diyanet Vakfı Karabük Şube Başkanı ve Karabük Müftüsü Ali Ergün, Memur-Sen Karabük İl Temsilcisi Zeki Öz, Sağlık-Sen Şube Başkanı Sezgin Aydoğmuş, Eğitim Bir-Sen 2 Nolu Şube Başkanı Serdar Yüce, Genç Memur-Sen Karabük İl Başkanı Erdem Eren, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Karabük Şube Başkanı Ahmet Ustaoğlu, Türkiye Kızılay Derneği Karabük Şubesi Başkan Yardımcısı Hüsnü Çelik, Ensar Vakfı Karabük Şube Başkanı Nedim Yılmaz, İlim Yayma Cemiyeti Karabük Şube Başkanı İsmail Kökçü, Cihannüma Derneği Başkanı Recep Kabaş, İHH Karabük İl Başkanı İbrahim Şentürk, İLKDER Karabük Temsilcisi Enes Kılınç, KADEM Karabük İl Temsilcisi Nurmelek Danışmaz Akgün ve Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Dinçer, ÖNDER Başkanı Hasan Yıldırım, UDEF Altınsafran Derneği Başkanı Ergin Akgün, TÜGVA Karadeniz Bölge Koordinatörü İsa Lord ve Yağmur Derneği Başkanı Zehra Söylemez katıldı. Karabük Üniversitesi ile bölgedeki STK’lar arasındaki iş birliğini güçlendirmek ve ortak projeler geliştirmek amacıyla düzenlenen toplantıda, eğitim, gençlik çalışmaları, sosyal projeler ve yerel kalkınma alanında yapılabilecek ortak çalışmalar masaya yatırıldı. Toplantıda Kırışık katılımcılara Karabük Üniversitesi ile ilgili bilgiler vererek, yapılan çalışmalar hakkında sunum gerçekleştirdi. Sunumun ardından yaptığı konuşmada sivil toplum kuruluşlarının toplumun ihtiyaç duyduğu en önemli kurumlardan birisi olduğunu belirten Rektör Kırışık, “Sivil toplum, bizim en güçlü olmamız gereken yanımız ve değerimiz. Sivil toplum kuruluşları olarak insanların gönlüne hitap ediyorsunuz, insanların gönüllerine dokunuyorsunuz ve insanların hizmetlerini en güzel şekilde yapmaya çalışıyorsunuz. İnsanların ihtiyaçlarını doğru ve sağlıklı bir şekilde tespit etmeye çalışıyorsunuz. Milletimizin değerlerini sivil toplum kuruluşlarının yaşattığını görüyoruz. Biz çok kıymetli medeniyetin temsilcileriyiz. Bunu da sivil toplum kuruluşlarımız hayata geçirdiği projelerle gösteriyor. Sizlerle birlikte bu projeleri hayata geçirmek istiyor ve birlikte çalışmak istiyoruz. Sizlerin de bu gayret ve düşünce içerisinde olduğunuzu biliyorum. Toplantıya katılımlarınız için hepinize çok teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçlerde de gönüllerimiz bir olsun, iş birliği yapalım, birlikte çalışalım.” ifadelerini kullandı. STK temsilcileri, Karabük Üniversitesinin desteğiyle gerçekleştirilmesi planlanan projeler için duydukları memnuniyeti dile getirerek, bu tür istişare toplantılarının sık sık yapılmasının önemine dikkat çekti. Temsilciler, özellikle gençlik, çevre, eğitim ve sosyal dayanışma alanlarında iş birliği yapılabileceğine dair önerilerini sundular. Toplantı, karşılıklı görüş alışverişinin ardından hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
Adalet Bakanı Tunç’tan ‘Yenidoğan Çetesi’ açıklaması
20 Ekim 2024 Pazar - 15:04 Adalet Bakanı Tunç’tan ‘Yenidoğan Çetesi’ açıklaması Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Yenidoğan çetesiyle ilgili 22 kişi tutuklandı, soruşturma sürüyor” dedi. Tunç, Karabük’te katıldığı AK Parti Merkez İlçe Başkanlığı kongresi sonrası gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bakan Tunç, ’Yenidoğan çetesi’ soruşturmasının derinleştirildiğini vurgularken, "CİMER’e yapılan başvuru ile 1 yıllık araştırma neticesinde yapılan soruşturma kapsamında 47 kişi gözaltına alındı. Toplamda 22 kişi tutuklandı. Bebeklerin ölümüne müsaade etmeyiz" dedi. “22 kişi tutuklandı” Bakan Tunç, sürecin 2023 yılının 27 Mart tarihinde CİMER’e bir vatandaşın ihbarıyla başlayan bir süreç olduğunu hatıralatarak, “İstanbul’daki bazı özel hastanelerde yenidoğan yoğun bakım üniteleriyle ilgili bir şikayet oldu. İstanbul’daki bazı hastanelerde, özel hastanelerde yenidoğan yoğun bakım üniteleriyle ilgili olarak bir şikayet meydana geldi. Özellikle yeni doğan bakım ünitelerinin işletilmesiyle ilgili maddi çıkar sağlandığını ve ihmal suretiyle bebeklerin ölümüne neden olunduğuna ilişkin ihbarlar neticesinde bir soruşturma başlatıldı. Hem bunu Sağlık Bakanlığımız, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne ilettikten sonra İl Sağlık Müdürlüğümüz de gecikmeksizin hem idari soruşturma başlattı hem de adli soruşturma olarak Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Kolluk güçlerimiz, mali şube birtakım araştırmalar yaptıktan sonra soruşturma derinleştirildi. Yani konunun hem maddi menfaat sağlama hem de bebeklerin ihmal suretiyle ölümüne neden olma bakımından soruşturma derinleştirildi. Bu süreç içerisinde tabii teknik takipler, dinleme ceza mahkemesi kanunumuzun 135 ve 140 maddeleri çerçevesi içerisinde deliller toplandı. Tabii bu deliller toplanırken savcılığımız sağlık müdürlüğüyle de irtibatta oldu. Soruşturma gizli ama bebeklerle ilgili bir risk ortaya çıktığında da bu hemen ilgili sağlık müdürlüğüne bildirilerek onların korunması, onların hayata tutunmasıyla ilgili olarak da titiz davranıldı. Bu anlamda tespit edilen suç kayıtları ve teşkil edilen suçlar bakımından, suçlular bakımından yaklaşık 1 yıllık bir araştırma ve soruşturmanın neticesinde 26 Nisan 2024 tarihinde soruşturma kapsamında 47 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 4 doktor, 18 hemşire, 112 personelleri, hasta görevlileri ve hastane görevlileri de var. Toplamda 47 gözaltı oldu ve 22 kişi tutuklanmıştı. 11 doktor olmak üzere 25 kişi hakkında da adli kontrol kararı verildi. O günden bu yana iddianameyle ilgili hazırlıklar devam etti ve bu süreç içerisinde iddianame hazırlığı tamamlandıktan sonra da iddianame Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturma. Bakırköy Ağır Ceza mahkemesine iddianame sunulmuş durumda” diye konuştu. "Hiç kimse yargı mensuplarımızı bu şekilde tehdit edemez ve korkutamaz" Soruşturmayı yürüten savcıyla ilgili olarak kamuoyuna yansıyan bir tehdit durumu olduğunu da aktaran Bakan Tunç, “Onunla ilgili de ayrıca soruşturma açıldı. Hiç kimse yargı mensuplarımızı bu şekilde tehdit edemez ve korkutamaz. Yargı mensuplarımız, yargı bağımsızlığı tarafsızlığı çerçevesi içerisinde görevlerini yaparlar. Görevlerini ifa ederken hiçbir kimseden çekinmezler. O nedenle o kapsamda da özellikle yargı görevini etkilemeye yönelik ve savcımızı tehdide yönelik, soruşturmayı yürüten savcıyı tehdide yönelik kişiler hakkında da bir soruşturma başlatıldı, O soruşturmada devam ediyor. Mahkeme iddianameyi değerlendirme aşamasında. Değerlendirdikten sonra iddianamedeki iddialar, kişiler, yargılanan yargılanması istenilen kişiler kamuoyu tarafından görülmüş olacak. Ama şu anda bekleyeceğiz. İddiaların neler olduğu, suç kayıtlarının neler olduğu ve delillerin neler olduğunu elbette ki mahkemeyi iddianameyi kabul ettikten sonra görebileceğiz. Özellikle ben bir baba olarak şunu ifade etmek istiyorum; Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir zaman gerek kamu hastanelerinde gerek özel hastanelerde bebeklerin ölümüne müsaade etmez. Bu anlamdaki kararlılığımızı sürdürmeye devam ederiz. Başından beri bunu devam ettirdik ve bundan sonra da edeceğiz. Özellikle maddi menfaat uğruna unvanları ne olursa olsun ister doktor olsun. Bunlar eğer bebeklere yönelik böyle bir ihmal suretiyle de olsa sadece maddi menfaat için bu tür çıkar sağlamaya yönelik bir durum söz konusuysa bunun hem idari soruşturmasını sonuna kadar yaparız. Hem de yargı o suçu işleyenlerle ilgili gerekli soruşturmayı yapar ve yargı önüne koyar” dedi. "Cumhurbaşkanı Erdoğan "Gerek idari, gerek adli ne gerekiyorsa yapılması konusundaki kesin kararlılığını ifade etti" Dün Dolmabahçe’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sağlık Bakanıyla birlikte kendilerini kabul ettiğini de anlatan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bu soruşturmanın, titizlikle devam etmesini ve varsa sorumluların bu konuda bebeklerin ölümüne yol açan bir durum söz konusuysa gerek idari, gerek adli ne gerekiyorsa yapılması konusundaki kesin kararlılığını ifade etti. Bu kişilerin yargı huzurunda hesap vermelerini istedi. Bu anlamda da zaten süreç devam ediyor. Önümüzdeki günlerde Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu konudaki iddianame değerlendirme hususunu hep beraber takip edeceğiz. İddianame kabul edildikten sonra da gizlilik ortadan kalkacak ve kamuoyu bu iddialarla ilgili olarak suçlamaları ve suçlanan kişileri de görmüş olacak. Temennimiz bu sürecin hızlı bir şekilde sonuçlanması ve yargı sürecinde de varsa sorumluların hesap vermesi bu konudaki kararlılığımızdan kesinlikle zerre kadar taviz vermeyiz” diye kaydetti.
Mor yapraklı, kırmızı lifli safranı görmek için tarlalara akın ediyorlar
19 Ekim 2024 Cumartesi - 14:46 Mor yapraklı, kırmızı lifli safranı görmek için tarlalara akın ediyorlar UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen safran bitkisini yerinde görmek isteyenler safran tarlalarına akın ediyor. Gıda, ilaç, kozmetik gibi birçok alanda kullanılan "dünyanın en pahalı baharatı" olarak safranın hasadı sürüyor. Ağırlığının 100 bin katı kadar sıvıyı sarıya boyayabilen, 80 bin çiçekten sadece yarım kilogram üretilebilensafranı görmek için isteyenler Safranbolu ilçesine geliyor. İlçe turizminin destinasyonu haline gelen safran tarlalarında yağışa rağmen hafta sonu yoğunluğu yaşanıyor. Bu yıl çiçeklenmenin erken yaşandığı safranın kilosu 320 bin liradan alıcı buluyor. Bursa ilinden Karabük’ün Safranbolu ilçesine geziye gelen Sevda Vatan, "Şuana kadar gördüğümüz yerleri çok beğendik. Gezimiz daha devam ediyor. Hasat için geldik ama yağmurdan dolayı bu gerçekleşemedi ama onunla ilgili bütün bilgileri içeride arkadaşlar bize verdiler. Biz de onunla ilgili safran soğanını aldık. Yetiştirmeyi deneyeceğiz" dedi. Havanın yağışlı olması dolayısıyla hasat yapamadıklarını ifade eden Serkan Vatan ise "Doğal ürünleri gösterdiler, tanıtımını yaptılar. Nasıl şartlarda ekildiğini, biçildiğini onları anlattılar. Gayet olumlu ve güzeldi. Memnun kaldık" diye konuştu. Vatan, safranın fiyatını duyunca şaşırdığını belirterek, "Altından daha pahalı ama tabi değeri konusunda çünkü özel bir ürün olduğu için hak ediyor" şeklinde konuştu. Safran üreticisi İsmail Yılmaz, safrana olan rağbetin çok fazla olduğunu aktardı. Safran tarlasında yoğun bir ziyaretçi akının bulunduğunu kaydeden Yılmaz, "Bugünden sonra biraz yağmurlar kesilmeye başlayacak herhalde. Daha da çok gelecek misafirlerimiz var. Yurtiçi ve yurtdışından gelen misafirlerimiz var" ifadelerine yer verdi. Yılmaz safranın çiçeklenmeye başlamasından itibaren 12 bin kişinin tarla ziyareti yaptığını söyledi.
Gabonlu Dina’nın ölü bulunmasına ilişkin eski şüpheliler tanık olarak dinlendi
18 Ekim 2024 Cuma - 21:02 Gabonlu Dina’nın ölü bulunmasına ilişkin eski şüpheliler tanık olarak dinlendi Karabük’te Gabon uyruklu Dina’nın ölü bulunmasına ilişkin beşinci duruşmada eski şüpheliler tanık olarak dinlendi. Karabük-Yenice karayolu Yeşilköy mevkiindeki Filyos Çayı’nda 26 Mart 2023 tarihinde cesedi bulunan Gabonlu üniversite öğrencisi Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga (17) ile ilgili davanın beşinci duruşması görüldü. Polis ekipleri adliye önünde ve içerisinde geniş güvenlik önlemleri alırken, duruşmaya baba Guy Serge Ibouanga, anne Jessica Santda Makemba Panga, avukatlar ve Gabonlu öğrenciler katıldı. Soruşturma aşamasında şüpheli olarak gözaltına alınan ve hakkında takipsizlik kararı verilen Yunus Y. ve Samet Ç. duruşmada tanık olarak dinlendi. Dina’yı ilk ve son kez PTT’ye geldiğinde gördüğünü belirten Yunus Y., olay tarihinde geçici olarak sevk elemanı olarak çalıştığını ifade etti. "İletişim kurmalarına yardımcı olmaya çalıştım" Olay günü, temizlik görevlisi olarak çalışan İsmail Ç.’nin PTT’ye gelen yabancı kızın Türkçe bilmediğini, dil konusunda yardımcı olup olamayacağımı sorduğunu ifade eden tanık, "Daha sonrasında öğrendiğim kadarıyla kızın göndermiş olduğu kargonun yanlış adrese teslim edildiğini gördüm. Kızın İngilizcesi yoktu. Maktulün ağabeyi olarak tanıtılan kişi ve İsmail’in iletişim kurmasına yardımcı olmaya çalıştım. Maktulü ilk ve son kez orada gördüm. Sonrasında bir görüşmem olmadı. Ben ağabeyi olarak bildiğim kişiyle konuşuyordum, o kişi maktule anlatıyordu. Ondan sonra İsmail’in maktule müşteri hizmetlerini araması için yönlendirmede bulunduğunu hatırlıyorum. Maktul ve yanındaki şahıs daha sonra ayrıldılar" dedi. "Dina’nın öldüğünü İsmail’den öğrendim, telaşlıydı" "Maktulün bende telefon numarası yoktur" diyen Yunus Y., "Maktulün hayatını kaybettiğini, İsmail’den öğrendim. İsmail’ in telaşlı bir hali vardı. Kendisine yapmış olduğumuz görüşmenin kameralar önünde gerçekleştiğini ve rahat olmasını söyledim. Bildiklerim bundan ibarettir" ifadelerini kullandı. Dina’nın evinin fotoğraflarını çektiği belirlenen tanık Samet Ç. ise, maktulün kendisinden PTT işlemleri için yardım istediğini söyledi. Telefon numarasını Dina’nın kendisinin verdiğini aktaran Samet Ç., maktule ait fotoğrafların telefonda bulunmasına ilişkin sorulan soruyu da "Benim telefonumda Dina’ya ait fotoğraf yoktu" diyerek cevapladı. Duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılan tutuklu sanık Dursun A. suçsuz olduğunu tekrarlayarak, tahliyesini talep etti. Mahkeme heyeti sanığın tahliye talebinin reddine ve tutukluluk halinin devamına karar verirken, duruşmayı 29 Kasım 2024 tarihine erteledi.
Gabonlu Dina’nın ölü bulunmasına ilişkin eski şüpheliler tanık olarak dinlendi
18 Ekim 2024 Cuma - 20:36 Gabonlu Dina’nın ölü bulunmasına ilişkin eski şüpheliler tanık olarak dinlendi Karabük’te Gabon uyruklu Dina’nın ölü bulunmasına ilişkin beşinci duruşmada eski şüpheliler tanık olarak dinlendi. Karabük-Yenice karayolu Yeşilköy mevkiindeki Filyos Çayı’nda 26 Mart 2023 tarihinde cesedi bulunan Gabonlu üniversite öğrencisi Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga (17) ile ilgili davanın beşinci duruşması görüldü. Polis ekipleri adliye önünde ve içerisinde geniş güvenlik önlemleri alırken, duruşmaya baba Guy Serge Ibouanga, anne Jessica Santda Makemba Panga, avukatlar ve Gabonlu öğrenciler katıldı. Soruşturma aşamasında şüpheli olarak gözaltına alınan ve hakkında takipsizlik kararı verilen Yunus Y. ve Samet Ç. duruşmada tanık olarak dinlendi. Dina’yı ilk ve son kez PTT’ye geldiğinde gördüğünü belirten Yunus Y., olay tarihinde geçici olarak sevk elemanı olarak çalıştığını ifade etti. "İletişim kurmalarına yardımcı olmaya çalıştım" Olay günü, temizlik görevlisi olarak çalışan İsmail Ç.’nin PTT’ye gelen yabancı kızın Türkçe bilmediğini, dil konusunda yardımcı olup olamayacağımı sorduğunu ifade eden tanık, "Daha sonrasında öğrendiğim kadarıyla kızın göndermiş olduğu kargonun yanlış adrese teslim edildiğini gördüm. Kızın İngilizcesi yoktu. Maktulün ağabeyi olarak tanıtılan kişi ve İsmail’in iletişim kurmasına yardımcı olmaya çalıştım. Maktulü ilk ve son kez orada gördüm. Sonrasında bir görüşmem olmadı. Ben ağabeyi olarak bildiğim kişiyle konuşuyordum, o kişi maktule anlatıyordu. Ondan sonra İsmail’in maktule müşteri hizmetlerini araması için yönlendirmede bulunduğunu hatırlıyorum. Maktul ve yanındaki şahıs daha sonra ayrıldılar" dedi. "Dina’nın öldüğünü İsmail’den öğrendim, telaşlıydı" "Maktulün bende telefon numarası yoktur" diyen Yunus Y., "Maktulün hayatını kaybettiğini, İsmail’den öğrendim. İsmail’ in telaşlı bir hali vardı. Kendisine yapmış olduğumuz görüşmenin kameralar önünde gerçekleştiğini ve rahat olmasını söyledim. Bildiklerim bundan ibarettir" ifadelerini kullandı. Dina’nın evinin fotoğraflarını çektiği belirlenen tanık Samet Ç. ise, maktulün kendisinden PTT işlemleri için yardım istediğini söyledi. Telefon numarasını Dina’nın kendisinin verdiğini aktaran Samet Ç., maktule ait fotoğrafların telefonda bulunmasına ilişkin sorulan soruyu da "Benim telefonumda Dina’ya ait fotoğraf yoktu" diyerek cevapladı. Duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılan tutuklu sanık Dursun A. suçsuz olduğunu tekrarlayarak, tahliyesini talep etti. Mahkeme heyeti sanığın tahliye talebinin reddine ve tutukluluk halinin devamına karar verirken, duruşmayı 29 Kasım 2024 tarihine erteledi.