EKONOMİ - 19 Ekim 2024 Cumartesi 14:46

Mor yapraklı, kırmızı lifli safranı görmek için tarlalara akın ediyorlar

A
A
A
Mor yapraklı, kırmızı lifli safranı görmek için tarlalara akın ediyorlar

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen safran bitkisini yerinde görmek isteyenler safran tarlalarına akın ediyor.


Gıda, ilaç, kozmetik gibi birçok alanda kullanılan "dünyanın en pahalı baharatı" olarak safranın hasadı sürüyor.


Ağırlığının 100 bin katı kadar sıvıyı sarıya boyayabilen, 80 bin çiçekten sadece yarım kilogram üretilebilensafranı görmek için isteyenler Safranbolu ilçesine geliyor.


İlçe turizminin destinasyonu haline gelen safran tarlalarında yağışa rağmen hafta sonu yoğunluğu yaşanıyor.


Bu yıl çiçeklenmenin erken yaşandığı safranın kilosu 320 bin liradan alıcı buluyor.


Bursa ilinden Karabük’ün Safranbolu ilçesine geziye gelen Sevda Vatan, "Şuana kadar gördüğümüz yerleri çok beğendik. Gezimiz daha devam ediyor. Hasat için geldik ama yağmurdan dolayı bu gerçekleşemedi ama onunla ilgili bütün bilgileri içeride arkadaşlar bize verdiler. Biz de onunla ilgili safran soğanını aldık. Yetiştirmeyi deneyeceğiz" dedi.


Havanın yağışlı olması dolayısıyla hasat yapamadıklarını ifade eden Serkan Vatan ise "Doğal ürünleri gösterdiler, tanıtımını yaptılar. Nasıl şartlarda ekildiğini, biçildiğini onları anlattılar. Gayet olumlu ve güzeldi. Memnun kaldık" diye konuştu.


Vatan, safranın fiyatını duyunca şaşırdığını belirterek, "Altından daha pahalı ama tabi değeri konusunda çünkü özel bir ürün olduğu için hak ediyor" şeklinde konuştu.


Safran üreticisi İsmail Yılmaz, safrana olan rağbetin çok fazla olduğunu aktardı.


Safran tarlasında yoğun bir ziyaretçi akının bulunduğunu kaydeden Yılmaz, "Bugünden sonra biraz yağmurlar kesilmeye başlayacak herhalde. Daha da çok gelecek misafirlerimiz var. Yurtiçi ve yurtdışından gelen misafirlerimiz var" ifadelerine yer verdi.


Yılmaz safranın çiçeklenmeye başlamasından itibaren 12 bin kişinin tarla ziyareti yaptığını söyledi.



Mor yapraklı, kırmızı lifli safranı görmek için tarlalara akın ediyorlar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Op. Dr. Hasan Erkurt, “Her 8 kadından biri risk altında” Özel Gaziantep MMT Amerikan Hastanesi Genel Cerrahı Op. Dr. Hasan Erkurt, meme hastalıklarının kadınlarda en sık görülen sağlık sorunlarından biri olduğuna dikkat çekerek, bu hastalıkların iyi huylu ve kötü huylu olarak iki ana grupta değerlendirildiğini belirtti. Özel Gaziantep MMT Amerikan Hastanesi Genel Cerrahı Op. Dr. Hasan Erkurt, 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında açıklamalarda bulundu. Op. Dr. Erkurt, meme hastalıklarının kadınlarda en sık görülen sağlık sorunlarından biri olduğuna dikkat çekerek, bu hastalıkların iyi huylu ve kötü huylu olarak iki ana grupta değerlendirildiğini belirtti. Meme kanserinin kadınlar arasında en yaygın kanser türü olduğunu ifade eden Op. Dr. Erkurt, "Her 8 kadından biri meme kanseri riski taşıyor. Türkiye’de her yıl yaklaşık 25 bin kadına meme kanseri teşhisi konuyor" dedi. “Erken tanı meme kanserinde altın standarttır” Erken tanı ve tedaviyle meme kanserinden, memenin alınmasına gerek kalmadan kurtulmanın mümkün olduğunu vurgulayan Op. Dr. Erkurt, meme kanseri risk faktörlerini, “İleri yaş, aile hikâyesi (birinci ve ikinci derece akrabalarda meme kanseri bulunması), bazı ailesel kanser sendromları, erken yaşta adet görmek, geç menopoza girmek ve doğum kontrol haplarının kullanımı” şeklinde sıraladı. Kanser belirtileri Meme kanseri belirtilerine de değinen Op.Dr. Erkurt, "Ele gelen ağrısız, sert yapılı, hareketsiz ve düzensiz sınırlı bir kitle, iki meme arasında şekil ve boyut farklılığı, meme cildinde kızarıklık, morarma, ödem, meme başında renk değişikliği, kabuklanma, çöküntü ve meme başından kanlı veya kansız akıntı. Ayrıca koltuk altında ele gelen şişlikler de belirtiler arasında yer alıyor" ifadelerini kullandı. “Erken teşhis hayat kurtarır” Erken teşhisin önemine dikkat çeken Op. Dr. Erkurt, "Kendi kendine yapılan meme muayenesi, yıllık genel cerrahi uzmanı kontrolü ve 40 yaşından itibaren yıllık mamografi kontrolleri meme kanserinin erken teşhisi için kritik öneme sahiptir" diye konuştu. Şüphelenilen kitlelerde tru-cut (iğne) biyopsisinin altın standart yöntem olduğunu, ayrıca bu yöntemle kitlenin iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunun kesin olarak tespit edilebileceğini ve kötü huylu ise hastalığın tipi, yayılımı ve evresinin ortaya çıkarılarak tedavi planlamasının sağlandığını belirten Op.Dr. Erkurt, "Erken evrede yakalanan meme kanserlerinde, memenin alınmasına gerek kalmadan tümöre doğrudan müdahale edilebilmektedir. İleri evrelerde ise meme alınsa bile aynı seansta protezle yeni bir meme yapılabilir" şeklinde konuştu.