Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Yerel Haberler
İstanbul
Ankara
İzmir
Bursa
Antalya
Trabzon
Tüm Şehirler
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şanlıurfa
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Karabük
Gabonlu Dina soruşturmasında mütalaa açıklandı
29 Kasım 2024 Cuma - 17:17:32
Karabük’te Gabon uyruklu Dina’nın ölü bulunmasına ilişkin duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, sanığın "cinsel istismar" ve "muhtemel kastla öldürme" suçlarından cezalandırılmasını talep etti. Karabük-Yenice karayolu Yeşilköy mevkiindeki Filyos Çayı’nda 26 Mart 2023 tarihinde cesedi bulunan Gabonlu üniversite öğrencisi Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga (17) ile ilgili davanın altıncı duruşması görüldü. Polis ekipleri adliye önünde ve içerisinde geniş güvenlik önlemleri alırken, duruşmaya baba Guy Serge Ibouanga, anne Jessica Santda Makemba Panga, avukatlar ve Gabonlu öğrenciler katıldı. Duruşmada, Dina’nın arkadaşı Cedric’in 2023 yılı Temmuz ayında Türkiye’den çıkış yaptığı ve bir daha geri dönmediği gerekçesiyle tanık olarak dinlenilmesi yönündeki ara karardan vazgeçildi bildirildi. "Cedric üzerinden para gönderiyorduk" Duruşmada konuşan anne Jessica Santda Makemba Panga, "Cedric Türkiye’ye Dina’dan önce gelmişti. Dina henüz 17 yaşında olduğu için banka hesabı açamamıştık. Cedric üzerinden para gönderiyorduk. Dina buraya geldiğinde ev bulmasına ve işlerinde yardımcı olduğunu biliyorum. Dina, Cedric ile ilgili olumsuz bir anlatımı olmamıştır" dedi. "Haber vermeden Türkiye’den çıkması şüphe uyandırıyor" Baba Guy Serge Ibouanga ise Cedric’in kızı Dina’ya yardımcı olduğunu belirterek şunları söyledi: "Cedric ile Dina arasındaki ilişki ağabey-kardeş ilişkisiydi. Cedric hakkında bir suçlama yokken, mahkemeye bir haber vermeden Türkiye’den çıkması şüphe uyandırıyor. Onun buraya gelip yeniden dinlenmesi gerekir." Ibouanga, Dina öldükten sonra aramaların kesilmesinden ve arkadaşlarının ortadan kaybolmasından rahatsızlık duyduklarını belirtti. "’Bırak beni’ diye bağırıyordu" Tanık olarak dinlenen Duygu Karakurt, "Bu konu hakkında birşey bilmiyorum. Binadan sesler duyduk. Türk veya yabancı olabilir. ’Bırak beni’ diye bağırıyordu. 3 defa polisi aradık gelmedi. En son birşeyin parçalanma sesi geldi ve ses kesildi. Kızın vefat ettiğini basından öğrendik" ifadelerine yer verdi. Dina’nın öldürülmesine ilişkin sanık Dursun Acar hakkında görülen davada savcı esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. Savcı, Acar’ın ’cinsel istismar’ ve ’muhtemel kastla öldürmek’ suçlarından cezalandırılmasını talep etti. Sanık Acar, "Mütalaayı kabul etmiyorum. İyilik yaptım, karşılığını burada buldum. Taciz, istismar suçlamalarını kabul etmiyorum" diyerek tahliyesini talep etti. Mahkeme heyeti sanığın tahliye talebinin reddine ve tutukluluk halinin devamına karar verirken, duruşmayı 17 Aralık 2024 tarihine erteledi.
29 Kasım 2024 Cuma - 13:51
KBÜ Türk dünyasının kardeşlik köprüsüne ev sahipliği yaptı
Karabük Üniversitesi Cengiz Aytmatov Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Karabük Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün katkılarıyla düzenlenen ’Türk Dünyasında Kardeşliğin Dili: Türkistan Devletleri Kültür Buluşması’ farklı ülkelerden katılımcıları bir araya getirerek kültürel bağları güçlendirdi. Karabük Üniversitesi 15 Temmuz Konferans Salonu’nda düzenlenen programa Özbekistan Rönesans Üniversitesi Rektörü Nusratilla Barakayev, KBÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Hasan Solmaz ve Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Özbekistan Rönesans Üniversitesi Rektör Yardımcısı Qulmat Shakarov, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhittin Kapanşahin, Diş Hekimliği Fakültesi Prof. Dr. Tahir Kahraman, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ersin Müezzinoğlu, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Zeynep Özcan, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Polat, Bilişim Teknolojileri Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğr. Gör. Dr. Emrullah Demiral, Cengiz Aytmatov Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Saidbek Boltabayev, Karabük Gençlik ve Spor İl Müdürü Coşkun Güven, akademik ve idari personel, öğrenciler ve davetliler katıldı. Katılımcılar ilk olarak fuaye alanında oluşturulan fotoğraf sergisinin açılışını gerçekleşirdi. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından etkinlik açılış konuşmaları ile devam etti. Etkinlikte konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Karabük Üniversitesinin Türk dünyasına önem veren bir üniversite olduğunu belirterek, etkinlikte emeğe geçenlere teşekkür etti. Cengiz Aytmatov Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Saidbek Boltabayev, “Karabük Üniversitesi Cengiz Aytmatov Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Karabük Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün destekleriyle düzenlediğimiz ‘Türk Dünyasında Kardeşliğin Dili’ adlı programımızda görmekten son derece memnunuz. Bugün burada Türk dünyasının yüzyılları aşan kültürel mirasının ve ortak dilimizin, Türkçemizin köprü kuran ve köprüsünü oluşturan gücünü vurgulamak üzere bir araya geldik. Bu program sadece bir etkinlik değildir aynı zamanda gönül coğrafyamızın sesini, ruhunu, sevgisini yansıtan bir kardeşlik buluşmasıdır” ifadelerini kullandı. Karabük Gençlik ve Spor İl Müdürü Coşkun Güven ise yaptığı konuşmasında birlik ve beraberlik vurgusu yaparak Türk dünyasının önemine dikkat çekti. Program bünyesinde Türk edebiyatı ve düşünce dünyasının önde gelen isimleri Kaşgarlı Mahmud, Yunus Emre, Ali Şir Nevaî, Fuzulî, Mahtumkulu, Abay Abay İbrahim Kunanbayoğlu ve Cengiz Aytmatov’un eserleri sahneye taşınarak izleyicilere unutulmaz anlar yaşatıldı. Etkinlik boyunca birbirinden renkli ve zengin içeriklerle dolu gösteriler sergilendi. Türk dünyası öğrencileri tarafından ülkelerini tanıtan ve Türk dünyasının sanat ve kültür zenginliğini yansıtan eserler sergilendi, geleneksel danslar, dombıra dinletileri ve müzik performansları sunuldu. Program toplu fotoğraf çekilmesi ile sona erdi.
29 Kasım 2024 Cuma - 13:50
KBÜ ve Universiti Sains Malaysia arasında ortak akademik çalışmalar sürüyor
Karabük Üniversitesi ev sahipliğinde Universiti Sains Malaysia’dan Doç. Dr. Zaini Halim’in katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, disiplinler arası araştırmalar ve uluslararası iş birliği fırsatları ele alındı. Karabük Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Universiti Sains Malaysia’dan (USM) Doç. Dr. Zaini Abdul Halim’in katılımıyla düzenlenen toplantıya ev sahipliği yaptı. Mühendislik Fakültesi Toplantı Salonu’nda gerçekleşen program Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Tarık Adnan Almohamad’ın moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Toplantıya, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Selim Öncü, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Sun, Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Öğr. Gör. Adnan Ucur, akademik personel ve araştırmacılar katılım sağladı. Doç. Dr. Zaini Abdul Halim, "Universiti Sains Malaysia (USM) ve Karabük Üniversitesi (KBÜ) Arasında Disiplinler Arası Araştırma Alanında Bilgi Paylaşımı: Uluslararasılaştırma Teşvik Programı (I2S) Hibe Desteği" başlıklı başlıklı bir sunum yaparak devam eden iş birliği çalışmaları ve ortak araştırma fırsatlarını vurguladı. Doç. Dr. Zaini’nin konuşmasında, disiplinler arası araştırmada kaydedilen önemli ilerlemelere dikkat çekti ve I2S Hibe Programı kapsamında bilgi paylaşımının karşılıklı faydaları aktardı. Programın, araştırma ağlarını güçlendirdiği ve uluslararası iş birliklerini teşvik ettiği dile getirdi. Sunumda ayrıca gömülü sistemler, FPGA tabanlı uygulamalar, IC tasarımı, kablosuz iletişim ve akıllı kampüs girişimleri gibi araştırma alanlarına yer verildi. Toplantı, soru-cevap bölümünün ve fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.
29 Kasım 2024 Cuma - 11:57
Bahçesinde yetişen 40 kiloluk dev kabağı motorlu testereyle kesebildi
Karabük’te geçtiğimiz aylarda Fahri Akbıyık bahçesinde yetiştirdiği 110 cm boyundaki 40 kiloluk dev kabağı motorlu testere ile kesebildi. Merkeze bağlı Melise köyündeki bahçesine kabak yetiştirmek için tohum eken Fahri Akbıyık, bahçe temizliği yaptığı sırada yaprakların altında boyu 110 santimetreyi bulan 40 kiloluk kabağı görünce büyük şaşkınlık yaşamıştı. Boş zamanlarında Melise köyünde küçük çaplı tarımla uğraşan Fahri Akbıyık, merak edip görmek isteyenler için bir aydır kabağı kesmediğini belirterek, “Nihayet kabağı kestik. İlk başta normal şekilde kesmek için zorlanınca motorlu testere ile kestik. Beklentimizi karşıladı ve rengi de çok güzel. Kabağın haber olması sonrası çok sayıda dostumuz bizden tohumluk çekirdek istedi. Onun için kabağın çekirdeklerini ayıklayarak tohumluk olarak dağıtacağız. Kabağın büyük kısmını da kent merkezindeki evimize yakın yerde bulunan huzurevindeki yaşlılarımıza kabak tatlısı olarak ikram edeceğiz” dedi.
21 Ekim 2024 Pazartesi - 17:54
Karabük’te çatı katında korkutan yangın
Karabük’te 3 katlı evin çatısında çıkan yangın korkuttu. Olay, Atatürk Mahallesi Gaziler Caddesi’nde meydana geldi. 3 katlı bir binanın çatısında yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen alevleri fark eden vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Olay yerine polis ve Karabük Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri sevk edildi. Ekiplerin kısa sürede müdahalesiyle yangın kontrol altına alınarak söndürülürken, çatıda meydana gelen hasar dron ile görüntülendi.
21 Ekim 2024 Pazartesi - 17:42
Çatı katında çıkan yangın paniğe neden oldu
Karabük’te 3 katlı evin çatı katında çıkan yangın maddi hasara yol açtı. Olay Atatürk Mahallesi Gaziler Caddesinde meydana geldi. Üç katlı bir evin çatı katında henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen alevleri fark ede vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirirken olay yerine polis ve Karabük Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri sevk edildi. Ekiplerin kısa sürede müdahalesiyle yangın kontrol altına alınarak söndürülürken, çatıda meydana gelen hasar dron ile görüntülendi.
21 Ekim 2024 Pazartesi - 14:13
Karabük’ün yüksek kesimlerinde kar kalınlığı 50 santimetreyi buldu
Karabük’ün Safranbolu ilçesinin yüksek kesimlerinde etkili olan kar yağışı sonrası kar kalınlığı yer yer 50 santimetreye kadar ulaştı. Karabük’ün yüksek kesimlerinde kar yağışı hafta sonunda etkili oldu. Safranbolu ilçesindeki bin 700 rakımlı Sarıçiçek Yaylasında kar yağışıyla birlikte ağaçlar beyaz örtüyle kaplandı. Yer yer kar kalınlığının 50 santimetreye ulaştığı yaylaya çıkan vatandaşlar karın keyfini çıkardı.
21 Ekim 2024 Pazartesi - 10:41
KBÜ akademisyenleri bir ödül daha aldı
Yönetmenliğini Karabük Üniversitesi (KBÜ) Safranbolu Türker İnanoğlu İletişim Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Musa Ak’ın, KBÜ doktora öğrencisi Öğretim Görevlisi Hasan Basri Özdemir ile gerçekleştirdiği “Bir Orkestranın İzinde” belgeseli, 9. Uluslararası Türk Dünyası Belgesel Film Festivali’nde üçüncülük ödülünü kazandı. Ödül, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Faruk Köylüoğlu tarafından takdim edildi. Belgesel, Türkiye’nin müzik tarihinde önemli bir yere sahip olan kızlar orkestrasının kuruluşunu ve müzik dünyasına olan katkılarını ele alıyor. KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, “Safranbolu Türker İnanoğlu İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Musa Ak ve ekibinin ‘Bir Orkestranın İzinde’ belgeseliyle kazandığı üçüncülük ödülünü kutluyorum. Üniversitemizde bilimsel araştırma, uygulama ve geliştirme faaliyetleriyle birlikte kültür-sanat çalışmaları da aralıksız sürmektedir. Karabük Üniversitesi akademisyenlerinin her alanda öne çıkması bizleri gururlandırmaktadır. Karabük Üniversitesinin ulusal ve uluslararası başarıları artarak devam edecektir” dedi.
21 Ekim 2024 Pazartesi - 10:40
Dünya birincisi olan akademisyene başarı belgesi
Karabük Üniversitesi (KBÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, 2024 TOYP Global “Tıbbi Yenilik ve Buluşlar” alanında dünya birincisi olan Tıp Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Aydın Sinan Apaydın’a başarı belgesini takdim etti. Rektör Prof. Dr. Kırışık, Dr. Apaydın’ı makamında ağırlayarak, görüşme sırasında yaptığı çalışmalar ve elde ettiği başarılar hakkında bilgi aldı. Dünya çapında prestijli bir ödül olan TOYP Global’de “Dünyanın 10 Başarılı Genci” listesine adını yazdıran Dr. Aydın Sinan Apaydın, tıp alanındaki inovatif çalışmalarıyla hem ulusal hem de uluslararası düzeyde büyük takdir topladı. Rektör Kırışık, “Üniversitemiz, her geçen gün kaydettiği başarılarla bilim dünyasında kalıcı bir yer edinmektedir. Karabük Üniversitesi olarak, akademik kadromuzun uluslararası alanda gösterdiği bu üstün başarıları takdirle karşılıyoruz ve bilimsel çalışmaların sürdürülebilirliğini sağlamak adına her türlü desteği vermeye devam edeceğiz”ifadelerini kullandı. Görüşmenin ardından Prof. Dr. Fatih Kırışık, Dr. Aydın Sinan Apaydın’a başarı belgesini takdim etti.
20 Ekim 2024 Pazar - 22:11
Sosyal medya üzerinden yardım isteyen genç kızın ifadesi ortaya çıktı
Sosyal medya üzerinden yaptığı yayınla yardım isteyen genç kızın ifadesi ortaya çıktı. Genç kızın ifadesinde, cinsel istismar, alıkonulma, şantaj ve tehdit iddialarının gerçeği yansıtmadığını söylediği öğrenildi. Sosyal medya üzerinden yaptığı yayınla yardım isteyen üniversite öğrencisi F.A.’nın (19) Karabük’te olduğu tespit edilmiş, genç kızın, Karabük’ün Safranbolu ilçesinde olduğu belirlenmesi üzerine kendisi ile iletişime geçilerek Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘Adli Görüşme Odasında (AGO)’ psikolog eşliğinde ifadesine başvurulmuştu. Genç kızın savcılıkta verdiği ifadesinde, iradesinin fesada uğratılmak suretiyle bir kısım kişilerin dolandırılmasına istemeden aracılık yaptırıldığını ve bu işlem karşılığında bir miktar para aldığını, bu olaydan dolayı sosyal medya üzerinden zikrettiği kişilerden şikayetçi olduğunu, ancak diğer suçlamaların cinsel istismar, alıkonulma, şantaj ve tehdit iddialarının gerçeği yansıtmadığını söylediği öğrenildi. Genç kızın ifadesinde, uğradığı mağduriyetin boyutunu anlatabilmek için ilgililerin dikkatini çekmek amacıyla sosyal medya üzerinden bir paylaşım yaptığını belirttiği öğrenildi. Öte yandan F.A. hakkında "gerçeğe aykırı bilgiyi kamuoyu ile paylaşması nedeniyle iftira ve suç uydurma" suçlarından dolayı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılırken, dolandırıcılık olayı ile ilgili olarak olayın aydınlatılması için ifadede adı geçen kişilerle ilgi olarak ayrı bir tahkikat başlatıldığı öğrenildi.
20 Ekim 2024 Pazar - 16:16
Adalet Bakanı Tunç: "Bu ülke yeni bir anayasayı hak ediyor"
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, darbe anayasasında vesayetçi ruhu azaltmaya yönelik önemli yapısal reformları gerçekleştirdiklerini belirterek, Türkiye’nin yeni bir anayasayı hak ettiğini söyledi. AK Parti Merkez İlçe 8. Olağan Kongresi 100. Yıl Mahallesi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Kongreye Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti milletvekilleri Cem Şahin, Ali Keskinkılıç, Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ve teşkilat mensupları katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan kongrenin açılışında konuşan Bakan Tunç, AK Parti’nin yüksek standartlı demokrasi için mücadele ettiğini belirterek, "Eğitimden sağlığa, adaletten güvenliğe, sosyal politikalara varıncaya kadar her alanda insanımız güçlü olsun diye çalıştık. İnsan güçlü olacak ki aile güçlü olsun. Aile güçlü olacak ki toplum güçlü olsun. Ülkemizin fiziki kalkınmasını sağlarken altyapısıyla üstyapısıyla yatırımlarla her bir yeri donatılırken diğer yandan da yüksek standartlı bir demokrasi için mücadele ettik. Bu ülkede bir daha darbe olmasın diye bu ülkenin önü bir daha muhtıralarla kesilmesin diye bu ülke kısır siyasi tartışmalardan kurtulsun diye çok önemli reformlara imza attık. Sayısız reformlar yaptık. Sessiz devrim diyebiliriz biz buna" dedi. "Hedefimiz darbe anayasasından kurtulmaktı" "Gerek mevzuatımız temel kanunlarımızın tamamını değiştirirken, anayasamızda da temel hak ve özgürlükleri güçlendiren düzenlemeleri hayata geçirdik" diyen Tunç, "Kadın haklarının, çocukların korunmasıyla ilgili düzenlemeleri anayasal güvenceleri bu dönemde anayasamızda sizlerin onayıyla yerlerini aldı. Yine anayasamızda yapısal reformlar yaptık. Hakimler Savcılar Kurulu’nun yapısı Anayasa Mahkemesi’nin yapısı, Milli Güvenlik Kurulu’nun yapısı, Yüksek Askeri Şura’nın yapısı, yani bunların oturma düzenleri bile demokratik hukuk devleti ilkesine uygun değildi. Hatırlayalım tüm bunlar demokratik hukuk devleti ilkesiyle uyarlandı. ’Darbeciler yargılanamaz, sıkıyönetim ilan edilebilir’ diye bir madde vardı anayasada. Bunlar milletimizin desteğiyle değişti. Anayasamızı daha demokratik hale getirmek için çalıştık. Hedefimiz topyekun yeni demokratik bir anayasa yapmaktı. Darbe anayasasından kurtulmaktı ama bu süreç içerisinde darbe anayasasından kurtulamadık. Darbe anayasasında vesayetçi ruhu azaltmaya yönelik Türkiye’nin yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşabilmesi için önemli yapısal reformları da gerçekleştirdik. Bunu da küçümsememek gerekir" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin yeni bir anayasayı hak ettiğinin altını çizen Tunç, "Bunca değişikliğe rağmen tabii ki madde sayısı kadar yapılan değişiklik, anayasanın maddeleri arasındaki uyumu da zorlaştırdı ve bu maddelerin yorumlanması gerek yüksek yargı makamlarımızca gerek farklı kişilerle farklı yorumlanması da farklı tartışmalara neden olabildi ve olabiliyor. Gelecekte de bu tartışmalar olabilir. O nedenle yeni demokratik, sivil katılımcı bir anayasa diyoruz. Bu ülkenin fertlerinin her birinin hiçbir ayrıma tabi tutulmadan, herkesin kendini içinde bulunduğu, her görüşün temsil edildiği, temel hak ve özgürlükleri daha da güçlendiren, devletin görevlilerine daha da netleştiren bir toplum sözleşmesini yapabilir bu ülke. Bu konuda uzlaşabiliriz. Uzlaştığımızda da millete olan borcumuzu yerine getiririz. Kim bu uzlaşmaya yaklaşırsa milletten takdir toplar. Kim ’biz uzlaşmıyoruz, biz yanaşmıyoruz, masaya oturmuyoruz’ derse milletten eleştiri alır. O nedenle inşallah 28. dönem parlamentosunda bu uzlaşma sağlanır ve Türkiye Yüzyılı’na başladığımız şu anlamlı dönemde Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım attığımız bu anlamlı dönemde demokratik, sivil katılımcı bir anayasayla yolumuza devam edelim. Hem temel hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesi hem de istikrarlı kalkınma hamlelerine devam edilmesi noktasındaki kararlılığımızı sürdürmeye devam edeceğiz" diye konuştu. İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği katliama da tepki gösteren Tunç, şunları söyledi: "Hepimizi derinden yaralayan 7 Ekim’den bu yana Filistin’de, Gazze’de bir soykırım suçu işleniyor. 45 bin Filistinli şehit edildi. Bunun yüzde 80’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Çocuklar katlediliyor. Dünyanın süper gücü dediğimiz devletler hiç utanmadan sıkılmadan orada savunma hakkından bahsedebiliyor. Kadınlar katlediliyor. Kadın hakları diyenler, çocuklar katlediliyor çocuk hakları diye örgüt kuranların, sözleşmeler yapanların hiç sesi çıkmıyor maalesef. Orada sadece 7 Ekim’den bu yana değil bir asırdan bu yana bir zulüm var. 400 yıldan bu yana Osmanlı hâkimiyetinde her dinden insanın barış içerisinde, huzur içerisinde yaşadığı Filistin topraklarında işte bir asır önce siyonizm kongresi sonrası bir Yahudi devleti kurma fikrinin ardından orada bir işgal süreci başladı ve oradaki halkın Filistinlilerin toprakları işgal ede ede küçücük topraklara sığdırıldı oranın insanları. Bir soykırıma tabi tutuldu göçe zorlandılar." "Uluslararası platformlarda hep Filistin’in sesi olmaya çalıştık" Birleşmiş Milletler’in bu süreç içerisinde yüzyıldan bu yana sayısız kararlarının bulunduğunu aktaran Tunç, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararları var. ’İşgal ettiğiniz topraklardan çekilin’ diye kararlar var ama bu kararların hiçbirisine İsrail maalesef uymadı. Bir devlet gibi değil adeta bir işgalci terör devleti gibi hareket etti. 7 Ekim’den bu yana da soykırımcı İsrail olarak tarihe geçti. 7 Ekim’den bu yana Türkiye olarak oradaki akan kanın durdurulmasıyla ilgili Cumhurbaşkanımız, Dışişleri Bakanımız Türkiye olarak büyük bir mücadele verdik. İnsani yardımlarımızı kesmedik. Uluslararası platformlarda hep Filistin’in sesi olmaya çalıştık. Birleşmiş Milletler köprüsü dahil olmak üzere her platformda bölge ve dünya liderleriyle Cumhurbaşkanımız oradaki akan kanın durması konusunda hep mücadelesini sürdürdü" şeklinde konuştu. "Birleşmiş Milletler’in yapısı dünyanın ve insanlığın sorunlarına cevap veremiyor" Birleşmiş Milletler’in görevini yerine getiremediğini anlatan Tunç, "Avrupa olarak siz nasıl soykırıma evet diyebilirsiniz. Birleşmiş Milletler soykırım sözleşmesinin bütün maddeleri, unsurları İsrail tarafından ihlal edildi. Uluslararası Adalet Divanı karar verdi. ’Burada soykırım var’ dedi. Tedbir kararları verdi. ’Ateşkes olması lazım. İnsani yardımların engellenmemesi gerekir’ dedi. Mahkemenin kararını uygulayan yok. Kim uygulayacak? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi uygulayacak. Uyguluyor mu? Hayır. Birleşmiş Milletler’in yapısı bu kararları uygulamaya elverişli değil. Öyle bir kurgu yapılmış ki orada bir oyla veto edildiğinde karar çıkmıyor. Amerika Birleşik Devletleri ’hayır’ dediğinde o 5 Güvenlik Konseyi’nin aldığı karar geçersiz. Böyle bir adalet olabilir mi? Böyle bir dünya düzeninde huzur olabilir mi? İşte Cumhurbaşkanımız, Birleşmiş Milletler’in yapısı uluslararası kuruluşlar, dünyanın sorunlarına, insanlığın sorunlarına cevap veremiyor" ifadelerine yer verdi. "Türkiye’yi huzurlu bir geleceğe kavuşturmanın gayreti içerisinde olacağız" Bakan Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Milli birlik ve beraberlik içerisinde inşallah yolumuza devam ettiğimizde Türkiye’yi daha güçlü kılacağız ve Cumhurbaşkanımızın liderliğinde inşallah önümüzde 3.5-4 yıllık bir icraat süresi var. Seçimsiz geçecek bir süre var. Hem belediyelerimiz için hem de hükümetimiz için bu süreyi çok iyi değerlendireceğiz ve Türkiye’yi adalet başta olmak üzere huzurlu bir geleceğe kavuşturmanın gayreti içerisinde olacağız." Son zamanlarda meydana gelen ve toplumu huzursuz eden hususların önlenmesiyle ilgili olarak tedbirlerin de alınmaya devam ettiğini kaydeden Tunç, "Kadının şiddetten korunması, çocukların her türlü istismardan korunması bizim önceliğimiz. Her türlü kötülükten ülkemizi uzak tutmanın gayreti içerisinde yargısı, yürütmesi, yasaması ile inşallah bu başarıyı hep beraber sağlayacağız. Aldığımız tedbirler var. Özellikle suçun önlenmesi, suçlunun ıslahı ve yaptırımların artırılması ve bu anlamda ceza kanunlarımızda ve infaz kanunlarımızda eleştiri konusu olan hususları ortadan kaldırmaya yönelik yargı reformu strateji belgesiyle ilgili şu anda son aşamadayız. Cumhurbaşkanımız kamuoyuyla paylaştıktan sonra inşallah orada yasamayı ilgilendiren özellikle toplumda huzursuzluğa yol açan suçlar bakımından bu suçları önlemeye yönelik birtakım yasal düzenlemeleri milletvekillerimizin takdirlerine arz edeceğiz. Kısa, orta ve uzun vadeli hedefler anlamında hem yasama hem yürütme idari uygulamaları hızlı bir şekilde hayata getirmenin gayreti içerisinde olacağız. Milletimizin huzurunu güvenliğini en önde tutuyoruz. Adaleti en önde tutuyoruz ve adaletle beraber kalkınmayı, istikrarlı kalkınma hamleleriyle milletimizin refahını daha da arttırmanın gayreti içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.
20 Ekim 2024 Pazar - 16:00
Bakan Tunç’tan Kılıçdaroğlu’na tepki: "Kanunlar karşısında kimsenin bir ayrıcalığı yok"
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik ifadelerinin kabul edilemez ve hakaret içeren sözler olduğunu söyledi. Karabük’te gazetecilere açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Tunç, Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik ifadelerine tepki göstererek, "Ana muhalefet genel başkanlığı yapmış bir kişiye yakışacak sözler değil, terbiye dışı sözler. TCK’ya göre hakaret suçtur. İfadelere bakıldığında avukatlar gerekli suç duyurusunda bulunmuşlardır. Suç duyurusu neticesinde soruşturma izni konusu Bakanlığımıza gelecektir. Bunu değerlendireceğiz. Bu anlamda siyasetin temiz bir dille yapılması lazım. Çirkin bir dille karalayıcı bir üslupla siyaset yapmanın o siyaseti yapanlara da bir faydası yok. Yani şu kendi siyasi partisinde durum nedeniyle belki gündemde kalmak için Cumhurbaşkanımıza yakışıksız, çirkin ve terbiye dışı sözlerle hakaretler ediyorsunuz. Bu kendinizi gündemde kaldırmak için yapıyorsunuz ama bunlar suçtur. Yani bu kimsenin Türk Ceza Kanunu karşısında kanunlar karşısında bir ayrıcalığı yok. O nedenle bu konuda zaten avukatlar da gerekli başvuruyu yaptılar. Bunlar değerlendirilecek ve bu suç içerikleriyle ilgili olarak bağımsız yargı önünde elbette ki önceki dosyalar da var. Yani çok sayıda hakaret dosyası var. Dolayısıyla mahkemenin davetine icabet etmemek, ben Türk mahkemelerini takmıyorum demek de bir siyasetçiye yakışmaz. O nedenle Cumhurbaşkanımıza yapılan bu hakaretleri kabul etmemiz mümkün değil. O bu ülkeye 22 yıldan bu yana dünya siyaset tarihine giren ve bizim demokratik siyasi hayatımızda görülmemiş bir başarıyı gösteren ve ömrünü milletine adayan bir liderdir. Dolayısıyla ona hakareti hukuk da kabul etmez millet de kabul etmez. Ona o çirkin sözleri sarf edenler millet nezdinde kaybetmeye devam ederler" dedi. Yargı paketinde ’Casusluk’ başlığının detayları 9’uncu yargı paketinde yer alan casuslukla ilgili soruları da cevaplandıran Bakan Yılmaz Tunç, şunları söyledi: "Şu anda konu Meclis Genel Kurulu’nun gündeminde. Ayrıca 22 maddelik AYM’nin iptal kararları ve noterlik kanunu ile ilgili bir düzenleme var. 9’uncu pakette yer alan özellikle kamuoyunda yanlış anlaşılan, etki ajanlığı olarak sunulan, Türkiye’de araştırma yapanların sanki cezalandırılacağına dair hüküm getiriyormuş gibi bir takım yanlış anlamalardan kaynaklanan ve bazısı da kasıtlı olarak aleyhte bir propagandaya dönüştürülen bir husus. Burada etki ajanlığı değil, Türkiye’de araştırma yapanların cezalandırılacağına ilişkin kanun teklifinde bir hüküm yok kanun teklifinde. Kanun teklifinde şu ifade ediliyor; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin askeri ve siyasal yararları aleyhine başka bir devlet ya da organizasyonun yararı lehine. Türkiye’de suç işleyenlerin cezalandırılacağına ilişkin bir hüküm. Yani burada eğer siz Türkiye’de bir suç işlerken ve bunu casusluk kastıyla işliyorsanız, o zaman hem casusluktan ceza alırsınız, hem de işlediğiniz suçtan dolayı ceza alırsınız. Türkiye’de casusluk karşılığıyla kişisel verilerin ihlali ya da kişiyi tehdit ya da kişiyi hürriyetinden alık gibi bir takım suçlar işlendiğini uygulama gördü. Burada özellikle o kişilerin sadece işlediği suçtan değil ve hangi maksatla işlediği ortadayken, casusluk niyetiyle işlemişse casusluktan dolayı da ayrıca cezalandırılmasıyla ilgili bir hüküm. Yoksa Türkiye’de araştırma yapan herkes cezaya tabi tutulacak vesaire söz konusu olamaz. Türkiye’de casusluk kastıyla kişisel verileri ihlal edenler cezalandırılmasın mı diyeceğiz? Kim buna itiraz edebilir? Türkiye’de casusluk kastıyla kişiyi hürriyetinden alıkoyanlar hem kişiyi hürriyetinden alıkoyma cezası alsınlar. Buna kimse itiraz edemez. Yani bunu belki kamuoyunda yanlış aktarıldığı için bu eleştiriler oluyor. Mecliste de bu milletvekillerimiz tarafından tartışılacaktır ve tartışıldığında da zaten bu konunun neyi amaçladığı suçla mücadelede neyi amaçladığı ortaya çıkacak ve meclis kabul göreceğine ben inanıyorum. Tabii diğer yandan bizim özellikle yargı reformu strateji belgesiyle ilgili hazırlıklarımız artık tamamlanmak üzere. Cumhurbaşkanımız önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşacak. Orada da önümüzdeki 4 yılı planlayan bir yargı reformu. Bunun içerisinde özellikle ilk hedefler önemli. İlk üç aylık, altı aylık, bir yıllık hedefler şeklinde, dört yıllık bir planı ortaya koyacağız." "Cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik bazı değişiklikler yapma ihtiyacı var" "Bunu yaparken özellikle yargımızın bütün taraflarının görüşlerini aldık" diyen Bakan Tunç, "İlk derece, istinaf, temyiz, avukatlarımızın görüşlerini aldık. Bilim insanlarımızın, akademisyenlerimizin, hukuk fakültelerimizin görüşlerini aldık. Ve özellikle toplumda suç işlenmesini önleyecek suçla mücadeleyi daha etkin hale getirecek, toplumun huzur ve güvenliğini bozmaya yönelik, hem suçları önleyici hem de ceza mahkemesi kanununda, hem Ceza Kanunu’nda hem de infaz kanunumuzda yapılması gereken değişiklikleri biz milletvekillerimizin tavsiyelerine arz edeceğiz. Bizim görevimiz yürütmenin görevi kanun yapmak değil, kanunu meclis yapar. Bizler onlara teknik destek sağlarız ve bu anlamda taslaklarımızı hazırladık. Özellikle Türkiye’de son günlerde konuşulan cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik toplumda infial oluşturan konularla ilgili özellikle tutuklama sebepleri bakımından bazı değişiklikler yapma ihtiyacı var. Bilişim suçlarının artması ve bu yolla gerek yasa dışı bahis, gerek dolandırıcılık gerek internet yoluyla işlenen suçların artması nedeniyle bazı tedbirler alınması gerekiyor. Özellikle toplum güvenliğini bozan, işte trafik güvenliğini ihlal eden ruhsatsız silahların yaygın ve bu anlamdaki cezalardaki caydırıcılık, tutuklama sebepleri olarak katalog suçları, bazı suçların ilave edilmesi gibi yine özellikle denetimli serbestlik uygulamaları nedeniyle ortaya çıkan iki yılın altındaki suçlar bakımından cezaevinde suçluların yatarının olmaması eleştirilerine neden oluyor. Dolayısıyla burada 2 yılın altındaki suçlar bakımından da hiç cezaevine girmeden bir suçlunun ceza alıp kurtulmasının doğru olmadığını zaten uzun zamandır söylüyoruz. Bu anlamda taslağımızda milletvekillerimizin takdirlerine arz ettik ve inşallah kapsamlı bir düzenleme olacak. Bu 9’uncu paket arabuluculukla ilgili, istinaf mahkemelerindeki süreci hızlandırmaya yönelik bazı düzenlemeler var. Ama asıl yargı alanında vatandaşlarımızdan gelen görüşler doğrultusunda oluşturduğumuz ve özellikle Adalet Bakanlığı’ndaki bilim komisyonlarının uzun çalışmaları neticesinde ortaya koyduğumuz önemli düzenlemeleri inşallah önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanımız yargı reformu strateji belgesini açıkladıktan sonra milletvekillerimizin takdirlerini arz edeceğiz. Tabii yargının hızlandırılması, geciken adalet, adalet değildir. Dolayısıyla yargı süreçleri uzamadan, gerek ceza davalarında, gerek hukuk davalarında vatandaşlarımızın gecikmeksizin haklarına ulaşabilmesi noktasındaki düzenlemeleri ihtiva eden kapsamlı değişiklikler olacak. Bunları çok yakın zamanda milletimiz görecek ve milletvekillerimizin takdirlerine de arz edeceğiz. Buradaki hedefimiz bizim özellikle milletimizin huzur ve sükûnunu, güvenliğini sağlamak. Bu anlamda da kolluk güçlerimizle, yine yargı teşkilatımızla, topyekûn bir çalışma içerisinde olmaya devam edeceğiz. Burada özellikle sosyal medya yoluyla geçmişte işlenen dört yıl, beş yıl önceki bir suç bir görüntünün yeniden sanki bugün gerçekleşmiş gibi gündeme sokulduğunu ve bu anlamda bir kaos ortamı oluşturulmaya çalışıldığını da görüyoruz. Türkiye’nin sokaklarının güvenli, güvensiz olmadığına yönelik bir algı çabası içerisinde olanlar olduğunu da görüyoruz. Sosyal medyadaki dezenformasyonla da mücadele etmemiz lazım. Ve bu dezenformasyona da izin vermeden milletimizin huzur ve güvenliğini sağlayacak tedbirleri gerek yasal gerek idari almanın gayreti içerisindeyiz. Bu anlamda kolluk görevlilerimiz, yargı teşkilatımız, soruşturma makamlarımız yoğun bir işbirliği içerisinde çalışmalarını sürdürüyorlar" ifadelerini kullandı. "Narin dosyasında iddianame mahkemeye sunulacak" Bakan Tunç, ayrıca Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturma sonucu hazırlanan iddianamenin bu hafta mahkemeye sunulacağını da açıklayarak, "Hunharca katledilen Narin evladımızla ilgili artık tabii araştırmalar, çalışmaların son aşamaya geldiğini ifade etmiştik. İddianame yazım sürecinde. Bu hafta içerisinde iddianame mahkemeye sunulur. Bu kapsamda orada da çok detaylı bir araştırma yapıldı. HTS kayıtlarından daraltılmış baz çakışmalarına varıncaya kadar adli tıp raporlarından ve ifadesi alınan kişilerin ifadelerindeki ortaya koydukları hususlara, kamera görüntülerine varıncaya kadar kapsamlı bir delil toplama yapıldı. Tabii Narin evladımızın hunharca katli hepimizi derinden sarsmıştı. Temennimiz bu tür acı olaylarla bir daha karşılaşmayalım. Bütün temennimiz bu. Ama onun cansız bedenine ulaşıldıktan sonra da adli soruşturma detaylı titiz bir şekilde yürütüldü. İddianamede tahminimize göre bu hafta içerisinde mahkemeye ağır ceza mahkemesine sunulacaktır. Narin’i katledenler, Narin’e kıyanlar yargı önünde hesap vereceklerdir" dedi.
20 Ekim 2024 Pazar - 15:04
Adalet Bakanı Tunç’tan ‘Yenidoğan Çetesi’ açıklaması
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Yenidoğan çetesiyle ilgili 22 kişi tutuklandı, soruşturma sürüyor” dedi. Tunç, Karabük’te katıldığı AK Parti Merkez İlçe Başkanlığı kongresi sonrası gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bakan Tunç, ’Yenidoğan çetesi’ soruşturmasının derinleştirildiğini vurgularken, "CİMER’e yapılan başvuru ile 1 yıllık araştırma neticesinde yapılan soruşturma kapsamında 47 kişi gözaltına alındı. Toplamda 22 kişi tutuklandı. Bebeklerin ölümüne müsaade etmeyiz" dedi. “22 kişi tutuklandı” Bakan Tunç, sürecin 2023 yılının 27 Mart tarihinde CİMER’e bir vatandaşın ihbarıyla başlayan bir süreç olduğunu hatıralatarak, “İstanbul’daki bazı özel hastanelerde yenidoğan yoğun bakım üniteleriyle ilgili bir şikayet oldu. İstanbul’daki bazı hastanelerde, özel hastanelerde yenidoğan yoğun bakım üniteleriyle ilgili olarak bir şikayet meydana geldi. Özellikle yeni doğan bakım ünitelerinin işletilmesiyle ilgili maddi çıkar sağlandığını ve ihmal suretiyle bebeklerin ölümüne neden olunduğuna ilişkin ihbarlar neticesinde bir soruşturma başlatıldı. Hem bunu Sağlık Bakanlığımız, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne ilettikten sonra İl Sağlık Müdürlüğümüz de gecikmeksizin hem idari soruşturma başlattı hem de adli soruşturma olarak Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Kolluk güçlerimiz, mali şube birtakım araştırmalar yaptıktan sonra soruşturma derinleştirildi. Yani konunun hem maddi menfaat sağlama hem de bebeklerin ihmal suretiyle ölümüne neden olma bakımından soruşturma derinleştirildi. Bu süreç içerisinde tabii teknik takipler, dinleme ceza mahkemesi kanunumuzun 135 ve 140 maddeleri çerçevesi içerisinde deliller toplandı. Tabii bu deliller toplanırken savcılığımız sağlık müdürlüğüyle de irtibatta oldu. Soruşturma gizli ama bebeklerle ilgili bir risk ortaya çıktığında da bu hemen ilgili sağlık müdürlüğüne bildirilerek onların korunması, onların hayata tutunmasıyla ilgili olarak da titiz davranıldı. Bu anlamda tespit edilen suç kayıtları ve teşkil edilen suçlar bakımından, suçlular bakımından yaklaşık 1 yıllık bir araştırma ve soruşturmanın neticesinde 26 Nisan 2024 tarihinde soruşturma kapsamında 47 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 4 doktor, 18 hemşire, 112 personelleri, hasta görevlileri ve hastane görevlileri de var. Toplamda 47 gözaltı oldu ve 22 kişi tutuklanmıştı. 11 doktor olmak üzere 25 kişi hakkında da adli kontrol kararı verildi. O günden bu yana iddianameyle ilgili hazırlıklar devam etti ve bu süreç içerisinde iddianame hazırlığı tamamlandıktan sonra da iddianame Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturma. Bakırköy Ağır Ceza mahkemesine iddianame sunulmuş durumda” diye konuştu. "Hiç kimse yargı mensuplarımızı bu şekilde tehdit edemez ve korkutamaz" Soruşturmayı yürüten savcıyla ilgili olarak kamuoyuna yansıyan bir tehdit durumu olduğunu da aktaran Bakan Tunç, “Onunla ilgili de ayrıca soruşturma açıldı. Hiç kimse yargı mensuplarımızı bu şekilde tehdit edemez ve korkutamaz. Yargı mensuplarımız, yargı bağımsızlığı tarafsızlığı çerçevesi içerisinde görevlerini yaparlar. Görevlerini ifa ederken hiçbir kimseden çekinmezler. O nedenle o kapsamda da özellikle yargı görevini etkilemeye yönelik ve savcımızı tehdide yönelik, soruşturmayı yürüten savcıyı tehdide yönelik kişiler hakkında da bir soruşturma başlatıldı, O soruşturmada devam ediyor. Mahkeme iddianameyi değerlendirme aşamasında. Değerlendirdikten sonra iddianamedeki iddialar, kişiler, yargılanan yargılanması istenilen kişiler kamuoyu tarafından görülmüş olacak. Ama şu anda bekleyeceğiz. İddiaların neler olduğu, suç kayıtlarının neler olduğu ve delillerin neler olduğunu elbette ki mahkemeyi iddianameyi kabul ettikten sonra görebileceğiz. Özellikle ben bir baba olarak şunu ifade etmek istiyorum; Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir zaman gerek kamu hastanelerinde gerek özel hastanelerde bebeklerin ölümüne müsaade etmez. Bu anlamdaki kararlılığımızı sürdürmeye devam ederiz. Başından beri bunu devam ettirdik ve bundan sonra da edeceğiz. Özellikle maddi menfaat uğruna unvanları ne olursa olsun ister doktor olsun. Bunlar eğer bebeklere yönelik böyle bir ihmal suretiyle de olsa sadece maddi menfaat için bu tür çıkar sağlamaya yönelik bir durum söz konusuysa bunun hem idari soruşturmasını sonuna kadar yaparız. Hem de yargı o suçu işleyenlerle ilgili gerekli soruşturmayı yapar ve yargı önüne koyar” dedi. "Cumhurbaşkanı Erdoğan "Gerek idari, gerek adli ne gerekiyorsa yapılması konusundaki kesin kararlılığını ifade etti" Dün Dolmabahçe’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sağlık Bakanıyla birlikte kendilerini kabul ettiğini de anlatan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bu soruşturmanın, titizlikle devam etmesini ve varsa sorumluların bu konuda bebeklerin ölümüne yol açan bir durum söz konusuysa gerek idari, gerek adli ne gerekiyorsa yapılması konusundaki kesin kararlılığını ifade etti. Bu kişilerin yargı huzurunda hesap vermelerini istedi. Bu anlamda da zaten süreç devam ediyor. Önümüzdeki günlerde Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu konudaki iddianame değerlendirme hususunu hep beraber takip edeceğiz. İddianame kabul edildikten sonra da gizlilik ortadan kalkacak ve kamuoyu bu iddialarla ilgili olarak suçlamaları ve suçlanan kişileri de görmüş olacak. Temennimiz bu sürecin hızlı bir şekilde sonuçlanması ve yargı sürecinde de varsa sorumluların hesap vermesi bu konudaki kararlılığımızdan kesinlikle zerre kadar taviz vermeyiz” diye kaydetti.
20 Ekim 2024 Pazar - 14:17
Bakan Tunç: "Türkiye’de son günlerde konuşulan cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik, toplumda infial oluşturan konularla ilgili özellikle tutuklama sebepleriyle ilgili bazı değişikliklere ihtiyaç var"
Bakan Tunç: "Türkiye’de son günlerde konuşulan cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik, toplumda infial oluşturan konularla ilgili özellikle tutuklama sebepleriyle ilgili bazı değişikliklere ihtiyaç var"
20 Ekim 2024 Pazar - 14:12
Bakan Tunç: "Bir yılda 47 kişi gözaltına alındı, 22’si tutuklandı"
Bakan Tunç: "Bir yılda 47 kişi gözaltına alındı, 22’si tutuklandı"- "Bebeklerin ölümüne müsaade etmeyiz"- "Hiç kimse yargı mensuplarımızı bu şekilde tehdit edemez ve korkutamaz"- "Dün Sayın Cumhurbaşkanımız Sağlık Bakanımızla birlikte bizleri kabul etti. Soruşturmanın titizlikle devam etmesini, varsa sorumlular bu konuda gerek idari gerek adli ne gerekiyorsa yapılması konusunda kesin kararlılığını da ifade etti. Bu konudan zerre taviz vermeyeceğiz"- (Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili) "Sözleri kabul edilebilir değil, suç duyurusunda bulunuldu. Çok çirkin sözler, terbiye dışı sözler. Hakaret suçtur. Siyasetin temiz bir dille yapılması lazım, çirkin bir dille siyaset yapmanın siyaseti yapanlara da bir faydası yok"
19 Ekim 2024 Cumartesi - 20:10
Sosyal medyadan yardım isteyen genç kızın ifadesine başvuruldu
Sosyal medya üzerinden yaptığı yayınla şantaj edildiğini ileri süren üniversite öğrencisinin, psikolog eşliğinde ifadesine başvuruldu. Edinilen bilgiye göre, F.A. (19) isimli genç kızın sosyal medya üzerinden şantaj edildiğine dair yayın yapması sonrası polis ekipleri harekete geçti. Karabük’ün Safranbolu ilçesinde olduğu belirlenen genç kızla iletişime geçilerek Karabük Valiliği koordinesinde Cumhuriyet Başsavcılığı, İl Emniyet Müdürlüğü ve Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile birlikte yapılan çalışmayla güvenlik ve koruma tedbirlerinin alınması sağlandı. Daha sonra Karabük Adliyesi’ne götürülerek Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘Adli Görüşme Odasında (AGO)’ psikolog eşliğinde ifadesine başvurulan genç kız tekrar İl Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder