GÜNDEM - 16 Ekim 2024 Çarşamba 16:36

Metrobüs şoförü doğum anını anlattı

A
A
A
Metrobüs şoförü doğum anını anlattı

35 haftalık hamile Hanife Mete, Esenyurt’ta taksi bulamaması üzerine bindiği metrobüste eşi Cemal Mete’nin desteğiyle doğum yaparak, Yılmaz bebeği sağlıkla kucağına aldı. Yılmaz bebeğin dünyaya geldiği metrobüs şoförü Mustafa Bozdemir konuştu.

Esenyurt’ta ikamet eden hamile Hanife Mete, sancılarının artması üzerine eşi Cemal Mete ile birlikte hastaneye gitmek için taksi bulamamıştı. Mete ailesi, bunun üzerine daha hızlı olacağını düşünerek dün saat 08.30’da metrobüse binmişti. Hanife Mete’nin doğum sancılarının artması üzerine İETT şoförü, komuta ve sağlık ekiplerini bilgilendirmiş ve Küçükçekmece Cennet Mahallesi mevkiinde metrobüs aracı park alanına geçmişti. Genç kadın, eşi Cemal Mete’nin yardımıyla doğumunu gerçekleştirirken, İETT şoförü ve güvenlik görevlileri de doğumda aileye destek vermişti. Ailenin bebeğinin Yılmaz koyduğu bebek ve anne sağlık ekipleri tarafından Esenyurt Necmi Kadıoğlu hastanesine götürülmüştü.

Metrobüs şoförü doğum anını anlattı

“Yanıma geldi ‘eşim doğuracak hamile’ dedi”

Yaşanan süreci anlatan Yılmaz bebeğin doğduğu 34AS Avcılar-Söğütlüçeşme metrobüs şoförü Mustafa Bozdemir, “Sosyal Tesisler durağına geldiğimizde hanımefendi rahatsızlandı ve sancısı olduğunu söyledi. Eşi yanıma geldi ve eşi bana ‘eşim doğuracak hamile’ dedi. Ben de dedim neden taksi olayı olmadı? ‘Biz taksiye binemedik. Olmadı. Mecbur kaldık. Daha hızlı gidebilmek için metrobüsle geldik’ dedi. Küçükçekmece durağana geldiğimizde de hanımefendinin sancıları biraz daha artmaya başladı” dedi.

“Bu bir ilk”

“O esnada ben yolcuları tahliye etmeye başladım” diyen Bozdemir, “O ara bir güvenlik kardeşimiz de geldi. Onunla beraber yolcuları tahliye ettik. Sonra yukarıda en müsait yere arabamızı çektik. Sonra işte 112’yi aradım. Sağlık ekipleri geldi. Gerekli müdahaleyi yaptılar. Biz de elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalıştık. Daha önce hiç böyle bir olay olmadı. Bu bir ilk. Bir tarih de diyebilirim, bu olaya da şahitlik ve tanıklık ettim ama belki İETT’nin tarihine ben de geçmişimdir. Benim için çok güzel bir olaydı. Bebeğin ve annenin sağlıklı olduğunu öğrendim. O da ayrı bir sevinç oldu. İETT tarihine böyle güzel bir olay geçti” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de "Tarımsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı" Tarımsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı’nda konuşan gazeteci Cem Seymen, tarımın stratejik bir unsur olduğunu belirterek, “Türkiye’de tarımı çözmeden hiçbir şeyi çözemeyiz” dedi. Nilüfer Belediyesi ile Nilüfer Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (NİLKOOP) iş birliğinde üretimi teşvik etmek, tarım alanlarının korunması ve kooperatifçiliğin geliştirilmesi amacıyla düzenlenen, “Tarımsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı” sona erdi. Nilüfer Nikahevi’nde düzenlenen ve 3 gün süren çalıştayın son gününde konuşan gazeteci Cem Seymen, tarım politikaları ve tohum politikası üzerine konuşma yaptı. Tarımın kalkınma için stratejik bir unsur olduğunu belirten Seymen, “Türkiye’de tarımı çözmeden hiçbir şeyi çözemeyiz. Önce tarımı ve Anadolu’yu kalkındırmak, çiftçiyi zenginleştirmek gerekiyor. Bir ulusal şuur hareketi başlatmalıyız” şeklinde konuştu. Tohumun önemini vurgulayan Cem Seymen, “Tohum, Türkiye’de yüzde 96 oranında yerli üretiliyor. Ama yerel değil. Terminoloji farkı var. Bize ait değil. Tohum sorununun acilen çözülmesi gerekiyor. Ziraat fakültelerine bu konuda büyük görevler düşüyor. Bunun için de toplumsal bir talebin oluşması gerekmekte. Islah çalışması yapılmalı. Tohumda tam yerelleşme gerekiyor. Ben işin tüketici tarafındayım. Hocalar bütün araştırmaları yapsınlar. Ama dediğim gibi yanlış besleniyoruz, yanlış alışveriş yapıyoruz, yanlış tüketiyoruz. Topyekün değişmemiz, çocuklarımızla bu değişime ayak uydurmamız gerekiyor” dedi. Türkiye’de bir gecede köylerin mahalle yapıldığını belirten Cem Seymen, “16 bin köy tüzel kişilikleri ile birlikte yok edildi. Bunda köylünün de suçu var. Köylülükten utanıyoruz. Utanılacak bir şey gibi görülüyor” dedi. Yurtdışında ise çiftçilikte babadan oğula geçen bir bilgi aktarımı olduğunu ifade eden Cem Seymen, Türkiye’de bir kuşaktan sonra çiftçiliğin yapılmadığını söyledi. Türkiye’nin stratejik mesleğinin tarım olması gerekli. Tohumun, tarımın ne kadar kıymetli olduğunu anladıktan sonra yerel yönetimin destek vermediği bir yapıda bir ayak eksik olur. Yerel yönetim kılcal damardaki bilgiyi biliyor çünkü. Dolayısıyla çalıştayın düzenlenmesi ile ilgili Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’i tebrik ediyorum" diye konuştu. "Ortak akılla yönetiyoruz" Çalıştayın kapanış konuşmasını yapan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ise kenti ortak akılla yönetme söz verdiklerini hatırlatarak, “Meslek grupları, sivil toplum kuruluşları, üniversitelerle akıllarımızı birleştireceğiz. Nilüfer için faydalı olan şeyleri yapmaya çalışacağız dedik. Bu çalıştay da bunun bir parçası. Araziler pahalı, gençler kırsalda yaşamak istemiyor. Ancak çok güzel ürünlerimizin olduğu yerlerde üretim giderek düşüyor. O zaman bu üretimi yeniden canlandırmak lazım. Bizim derdimiz bu” diye konuştu. Başkan Şadi Özdemir, üretimin artırılmasını, satış kanallarının oluşturulmasını ve kooperatiflerin kurulmasını sağlayacaklarını anlattı. Ortak akıl masalarından öneriler 3 gün süren çalıştayda ortak akıl masa çalışmaları ile belirlenen temalar üzerinden tartışmalar yürütülerek, öneriler geliştirildi. Çalıştayın son gününde ise çıkan çözüm önerileri dinleyicilerle paylaşıldı. Çeşitli alanlarda uzman akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve kamu çalışanlarının bulunduğu 10 ayrı masadan bir temsilci sonuç sunumlarını anlattı. Doç. Dr. Ertan Güneş, “Sürdürülebilir gıda sistemleri” konusunda sunum yaparken, Prof. Dr. Hasan Vural, “Tarımsal üretimin planlanması ve kooperatiflerin rolü, sözleşmeli üretim” konusunda bilgilendirmelerde bulundu. Prof. Dr. İsmet Türkmen, “Sürdürülebilir hayvancılık-(Büyükbaş ve küçükbaş)”, Prof. Dr. Levent Aydın, “Sürdürülebilir hayvancılık (Arıcılık)”, Prof. Dr. Ümran Ertürk, “Sürdürülebilir bitkisel üretim”, Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy “Tarımsal alanların korunması”, Prof. Dr. Sertaç Dokuzlu ise “Sürdürülebilir pazar ve ekonomik model oluşturma” konularını ele aldılar. Prof. Dr. Erkan Yaslıoğlu sunumunda, “Tarımsal sigorta, iklim değişikliği ve risk yönetimi”ni anlatırken, Fikret Gizir de, “Kırsal kalkınma ve çiftçi destekleri”ni gündeme taşıdı. Prof. Dr. Selçuk Arslan ise “Tarımsal inovasyon ve dijitalleşme” konusunda açıklamalarda bulundu. Programın sonunda katılımcılar, Tarımsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı anısına 19 Mayıs Mahallesi’nde 60 fidanı toprakla buluşturdular.
Bitlis Vali Karakaya, Ahlat Gastronomi ve Mutfak Sanatları Uygulama Mutfağı’nı açtı Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, Ahlat ilçesinde bulunan Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Kanık Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’nda yeni kurulan Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünün uygulama mutfağının açılışına katıldı. Vali Karakaya’yı Kanık Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu girişinde BEÜ Rektörü Prof.Dr.Necmettin Elmastaş ve beraberindekiler karşıladı. Açılış öncesinde bir konuşma yapan Vali Karakaya, “Bu yeni açılacak olan mutfağın gastronomi bölümüne ve Ahlat’a hayırlı olsun. Bitlis ve özellikle Ahlat olarak aslında çok güzel bir potansiyelimiz var. Bu potansiyelimizi besleyecek insan gücüne her geçen gün daha fazla ihtiyacımız oluyor. Nitelikli insan gücü demek her alanda sunulan hizmetin, yapılan işlerin kalitesinin artması demektir. Kalite arttığı zaman o kendini tanıtımını da yapar. Dolayısıyla bu kaliteyi artırmak için gençlerimizin en iyi şekilde yetiştirmemiz lazım ve bir meslek sahibi olmalarını sağlamamız lazım. İşte hepinizin gözleri önünde Bitlis son yıllarda hızla gelişiyor. Gerek sanayide gerek hizmet sektöründe gerekse turizm alanında çok ciddi bir ivme kazanmış durumda. Özellikle yaklaşık 15-20 yıl öncesinden bu bölgeyi bildiğim için, buraya geldiğimde bu gelişmeyi ziyadesiyle müşahede ettim, gördüm ve büyük bir memnuniyet duydum. Tabii bunu daha da ileriye taşımamız gerekiyor. Değerli hocalarım üniversiteler bulundukları şehirde o şehre vizyon katan, o şehrin katma değerini yükselten, o şehrin ülkeye ve dünyaya açılan ufku ve penceresidir. Zaten üniversite ismi de biliyorsunuz evrenseller, yani evrensel nitelikleri şehrimize taşımamız gerekiyor. Bunda da en önemli paydaşımız elbette ki Bitlis Eren Üniversitesi’dir. Ahlat’ın gelişimine çok katkı sağlayacak bölümler. Biri Gastronomi bölümü birisi turizm işletmeciliği bölümü. Ahlat biliyorsunuz son yıllarda çok ciddi bir şekilde ülkemiz genelinde rağbet gören bir yer. Bizim bu süreci daha iyi yönetebilmemiz için nitelikli insanlara ihtiyacımız var. Bizim yemek kültürümüz Türk mutfağı, dünyadaki iddia ediyorum diyeceğim ama hocalarımız tabi ispat üzerine giderler. Belki ispatı da vardır. Dünyadaki en iyi birkaç mutfaktan birisidir. Bizim yöresel lezzetlerimizi modern bir bakış açısıyla tekrar insanlarımızın işte damak tadına sunmamız gerekiyor. Aynı şekilde Turizm İşletmeciliği mantığıyla gelen müşteriyi, turisti misafir kabul eden bir yaklaşımla o insanlara kucak açmamız ve şehrimizi tatmin etmemiz sunmamız ve onların beğenisini kazanmamız gerekiyor. Yürekten inanıyorum ki orta vadede hem Ahlat hem de genel olarak Bitlis ilimiz bu alanlarda çok ciddi bir aşama kaydedecek. Bunun altyapısını görüyorum. İnşallah üniversitemizin de desteğiyle diğer yerel bir bileşenlerin desteğiyle bu gelişimi hep beraber izleyeceğiz. Tekrar gastronomi bölümüne bu mutfağın hayırlı olmasını diliyorum. Öğrencilerimizin en iyi şekilde alanlarında yetişmelerine katkı sağlayacağından eminiz. İnşallah her geçen yılımız bir önceki yıldan daha güzel olacak. Biz Bitlis ve Ahlat olarak ve ülke olarak bunu hak ediyoruz. İnşallah bunu hep birlikte başaracağız diyorum” dedi. BEÜ Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş ise, "Gastronomi bölümümüzü 2021 yılında açtık ve hemen öğrenci almaya başladık. Şu an 4. sınıflarımız var inşallah. 2025’te mezun vermeye başlayacağız. Burası Kanık Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’dur. Burada iki ölümümüz şu anda aktif. Gastroloji ve Turizm İşletme programlarımız var. 2 program birlikte açıldı ve mezun vermeye başlayacak. Bugün İnşallah açılışını yapacağımız güzel bir mutfağımız var. Bitlis için gastronomi çok önemli bir alan. Turizm, gastronomi ve diğer alanlarda artık Bitlis’ten Ahlat’tan şehirlerimize dokunmak istiyoruz. Özellikle hizmet sektöründe ciddi bir açık gördük. Bu anlamda gençlerimizi eğiterek hizmet verecek nitelikle gençler yetiştiriyoruz. BEÜ’nün yetiştirdiği gençler bu hizmet alanlarına da dokunacak” diye konuştu. Konuşmaların ardından Ahlat Gastronomi ve Mutfak Sanatları Uygulama Mutfağı dualarla açıldı. Açılış sonrası mutfağı gezerek incelemelerde bulunan Vali Karakaya, burada gastronomi bölümü öğrencileriyle bir süre sohbet etti. Daha sonra yemek ikramıyla birlikte açılış programı sona erdi. Açılışa Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, bazı kurum amirleri ve öğretim görevlileri katıldı.
Manisa Manisa’da Gıda Günü etkinliği Manisa’da Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla düzenlenen “Gıda hakkı daha iyi bir yaşam için daha iyi bir gelecek için kimseyi geride bırakma” etkinliğinde dünyada milyarlarca insanın gıdaya ulaşamadığı belirtilerek ve bu durumun çözüm yolları masaya yatırıldı. Manisa Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından 16 Ekim Dünya Gıda Günü kapsamında “Gıda hakkı daha iyi bir yaşam için daha iyi bir gelecek için kimseyi geride bırakma” temasıyla program düzenlendi. 100. Yıl Konferans Salonunda gerçekleşen programa Manisa Valisi Vahdettin Özkan, Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Burak Deste, Şehzadeler Kaymakamı Fatih Genel, Manisa Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, Manisa Sağlık İl Müdürü Erol Karaca, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ali Kılıç, daire müdürleri, öğrenciler katıldı. Etkinlikte Manisa’nın 17 ilçesinde yetişen başta üzüm, zeytin, kavun olmak üzere üretilen ürünler tanıtıldı. Vali Özkan, Manisa Tarım ve Orman İl Müdürü Metin Öztürk ve protokol üyeleri stantları gezerek ürünleri tattı. Manisa Valisi Vahdettin Özkan, seçilen temanın çok önemli olduğunu ifade ederek, daha iyi bir yaşam ve geleceğe güvenli bakmanın insanın en önemli hislerinden biri olduğunu dile getirdi. Vali Özkan, “Geleceğe güvenle bakmak için, yaşam kalitesini artırmak için insanların hem dayanışma içinde olması hem temel insan hakları çerçevesinde medeniyet tarihimize vakıf gelen insanlık tarihimize vakıf gelen evrensel insan haklarına saygı duyulması önem arz ediyor. Gençlerimizin burada olması bizi ayrıca heyecanlandırıyor” dedi. Sürdürülebilir iyi bir tarımın inşa edilmesi noktasında bakanlığın önemli çalışmaları olduğunu dile getiren Vali Özkan, güvenli gıda ve sağlıklı gıdaya ulaşma noktasında neler yapılması gereken sürecin iyi takip edilmesi gerektiğini vurguladı. Manisa Tarım ve Orman İl Müdürü Metin Öztürk, daha iyi bir yaşam, daha iyi bir gelecek için gıda hakkı temalı düzenlenen programa katılanlara teşekkür etti. Öztürk, “Her yıl Birleşmiş Milletlerin kuruluş günü olan 16 Ekim Dünya Gıda olarak kutlanmaktadır. Tabii 50’den fazla dilde 150’den fazla ülkede 16 Ekim Dünya Gıda Günü bu yıl 44. kez kutlanıyor. Ve bu yılki tema hakikaten dünyanın içerisinde bulunduğu durum ve konjonktür adına da önemli bir temayla kutlanıyor gıda hakkı. Daha iyi bir gelecek, daha iyi bir yaşam için gıda hakkı. 8 milyar dünya nüfusunun içerisinde 733 milyon insanın açlıkla mücadele ettiği bir dünyayı yaşıyoruz. Tüm bilim insanları dünyada 8 milyar insanı doyuracak yeter miktarda gıda olduğunu ifade ediyorlar. Fakat bu ifadeye rağmen bunun yüzde 10’u bir insan kitlesi açlıkla mücadele ediyor. Dolayısıyla dünyanın içerisinde olduğu bu durumda bu de elbette ki bu yılki bu tema ayrı bir anlam ifade ediyor. İnsanın temel ihtiyaçlarından biri olan gıda tüketimi konusunda da elbette sorumluluklarımız var. Tabii bu sorumlulukların başında tarladan çatala kadar tüm bunu resmi süreçlerini yürüten, yöneten üretimden sofraya katan tüm zincirlerin sorumlusu olan Tarım ve Orman Bakanlığı olarak da bu sorumluluğun bilincinde tüm çalışmalarımızı, projelerimizi ve denetim gereklilikleri yerine getiriyoruz. İlimizde 216 gıda kontrol görevlisiyle geçen yıl toplamda 27 bin 417 denetim gerçekleştirdik. Bugün itibariyle de bu sayı 16 bin 724’e ulaşmış yılsonuna kadar da çalışmalarımız denetimlerimiz devam edecek. Tabii güvenilir gıdaya da her insanımızın erişim hakkı var. Bakanlık olarak da güvenilir gıdayla ilgili de sorumluluk tarafımıza ait. İl Müdürlüğü olarak da bakanlığımızın talimatları, yayınladığı mevzuat ve kurduğu sistem üzerinden elimizdeki tüm bu gıdayla ilgili süreçleri yönetmekte yürütmekteyiz. 2023 yılında bu gıda kontrol görevlisi arkadaşlarımızla toplamda bin 778 numune alarak Manisa’mızın Türk insanımızı ve önemli bir ihracat ili olmamız hasebiyle aslında tüm dünya insanında güvenilir gıdayla buluşması anlamında önemli çalışmalara imza attık. Bugün de 2703 numuneyle çalışmalarımız devam ediyor. Tabii bakanlık olarak sorumluluğumuzun farkında görevlerimizi ifa etme gayreti içerisindeyiz. Sayın valimizin ile ilimize gelir gelmez hemen ilk etapta sürdürülebilir tarımla ilgili, güvenilir gıdayla ilgili, tarım ve çevre ilişkisiyle ilgili talimatları ve proje yapma talimatlarını aldık. Bunun üzerine de çalışmalarımızı devam ettiriyoruz, sürdürüyoruz. Tabii her ne kadar bakanlık olarak tarlada çatala kadar sorumluluk bizde olsa desek de elbette ki hak kavramını medeniyetinin merkezine koymuş Anadolu insanını bugünkü bakiyesi olan bizler de elbette gıda hakkında sorumluluk bilincinde olmalı, bu farkındalığı en derine kadar hissetmeliyiz. Biz böyle bir medeniyetin bakisiyiz. Dolayısıyla Anadolu insanının irfan sahibi insanın da gıda hakkı konusundaki hassasiyeti elbette vardır. Daha iyi biliyorsam daha iyi bir gelecek için gıda hakkı temalı bu yılkı kutlamamız hakikaten bizim için de farklı anlam ifade etti. Ben buradan bir şahıstan da denetimle ilgili ne alo 174 WhatsApp ihbar hattımız Kime hattımız, diğer hızlı bildirimler vesaire bunlarla ilgili de aslında güvenilir gıdaya ulaşma kapsamındaki denetimlerimizle gerçekleştirdiğimizi bir kez daha vurgulamış olayım” dedi.
Manisa Manisa CBÜ eğitim öğretime törenle açılış yaptı Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreniyle yeni ders yılına başladı. 50 bine yakın öğrencinin eğitim gördüğü Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni düzenlendi. Açılış töreni öncesi Manisa CBÜ Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü tarafından gerçekleştirilen mini konser öğrenciler, akademisyenler ve protokol tarafından uzun süre alkışlandı. Gerçekleştirilen konser dolayısıyla orkestraya plaket takdim edildi. Açılış töreninde konuşan Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, üniversitede bulunan fakülteler hakkında ve yaptıkları, yapacakları projeler bilgi verdi. Kibar, "Manisa, sanayi konusunda oldukça gelişmiş bir şehir. Gelişmiş olan birçok özelliğinin yanında bu konuda özellikle bölgeye istihdam noktasında katkı sağlamak üzere meslek yüksekokuluna sahibiz. Manisa’nın hemen hemen her ilçesinde, iki ilçesi hariç Manisa’nın her ilçesinde toplam 15 tane meslek yüksekokulumuz ile özellikle sanayide ara eleman olarak ifade edilen ancak bizlerin aranan eleman olarak ifade ettiğimiz nitelikli mezunlar vermeye devam ediyoruz” dedi. Manisa CBÜ ile geleceğe umutla baktıklarını belirten Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, “Bu güzel şehrin bir parçası olan üniversitemiz, bilgi ve bilimin ışığında yetişen gençlerimizle geleceğe umutla bakmamıza vesile oluyor. Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak, eğitimi en önemli önceliklerimizden biri kabul ediyoruz. Bilim ve çağdaş eğitimle aydınlanmış bir nesil yetiştirmek, ülkemizi daha güçlü, daha özgür bir geleceğe taşımak demektir. Eğitim, sadece bilgi edinme değil, aynı zamanda bireylerin özgürce düşünme, sorgulama ve üretme yeteneklerini geliştirme sürecidir. Bu anlayışla Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak öğrencilerimizin yanında olmaya, onların eğitim hayatlarına katkı sağlamaya özen gösteriyoruz” diye konuştu. Eğitimin çok yönlü bir aktör olduğunu söyleyen Manisa Valisi Vahdettin Özkan, “Eğitim gerçekten bütün sektörlerin, bütün insanların rehberliğini yapan çok yönlü, çok aktörlü bir alandan bahsediyoruz. Bunu da elbette ki akademisyenlerimiz, öğretmenlerimiz yapıyor. Bütün sektörlere ruh veren, hedef veren, anlam veren yönetme kabiliyeti olan bu eğitim kamu hizmeti, insanlık tarihi boyunca var olmuştur. İlk insandan günümüze bu eğitim faaliyetini hem varoluşla beraber sürekli nasıl iyileştiririz, nasıl geliştiririz sorusu insanların önünde en önemli konu olmuştur, sorun olmuştur. İyileştirme açık alan olmuştur. Eğitim kamu hizmeti çok evrensel bir hizmettir. Bütün insanlığı ilgilendiriyor. Devletimiz, hükümetimiz insanlarımızın hissiyatına tercüman olarak bu eğitim kamu hizmetini etkinleştirmek, yaygınlaştırmak için önemli bir çaba içinde tabiatı gerekmektedir. Ama eğitim kamu hizmetine, hem eğitim kurumlarına ve bütün diğer sektörlerin katılması, katkı sunulması önemli” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker tarafından “Bilişim Teknolojileri ve Bilişim Disiplinleri Etkileşimi” konusunda ilk ders verildi. Açılış törenine Manisa Valisi Vahdettin Özkan, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, MCBÜ Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Kurtça Eker, Manisa İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, Şehzadeler Kaymakamı Fatih Genel, Yunusemre Kaymakamı Atilla Kantay, Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yılmaz, Manisa İl Tarım Müdürü Metin Öztürk, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Mustafa Kılıç, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.