ASAYİŞ - 15 Ekim 2024 Salı 10:32

Tek yumrukla komalık etti, yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor

A
A
A

Antalya’da çiçekçilik ile uğraşan iki kişinin sosyal medyada aynı fotoğrafı kullanma tartışmasında taraflardan birisi aldığı yumruk darbesi ile komalık oldu. Yaşanan olay saniye saniye güvenlik kameraları tarafından kaydedildi.

Akıllara durgunluk veren olay, 12 Ekim Cumartesi günü Antalya’nın Kepez ilçesi Altınova Düden Mahallesi Andızlı Sokak üzerinde bulunan toptan çiçek satışı yapılan bir işletmede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Kıvanç Ş.’nin (44) yabancı uyruklu olduğu öğrenilen eşi tarafından sosyal medya hesabından paylaşılan çiçek buketi fotoğrafları, Eşref Yunus Yıldırıcı’nın (29) kız kardeşi F.Y. tarafından ekran görüntüsü alınarak işletmeye ait sosyal medya hesabından paylaşıldı. Fotoğrafı fark eden Kıvanç Ş. ile Eşref Yunus Yıldırıcı arasında fotoğrafın paylaşımı nedeniyle tartışma yaşandı.

Tek yumrukla komalık etti, yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor

Tek yumrukla komalık etti

Kardeşinin hata yaptığını belirten Eşref Yunus Yıldırıcı, Kıvanç Ş.’den özür dileyerek fotoğrafları sosyal medyadan sildi. Ancak eşinin fotoğraflarının paylaşılmasına sinirlenen Kıvanç Ş., akşam saatlerinde Yıldırıcı’nın bulunduğu çiçek deposuna gitti. Eşref Yunus Yıldırıcı ile birlikte deponun içine giren Kıvanç Ş. bir anda Yıldırıcı’ya vurmaya başladı. Güvenlik kamerasına saniye saniye yansıyan olayda Yıldırıcı aldığı yumruk darbesi ile bir anda yere yığılırken öfkesi dinmeyen Kıvanç Ş. vurmaya devam etti. Bu sırada işletme sahibi A.O. içeriye girip Kıvanç Ş.’yi sakinleştirerek uzaklaştırmaya çalıştı. Olayın 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirilmesi üzerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.

Tek yumrukla komalık etti, yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor

Yoğun bakımda tedavisi sürüyor

Bilinci kapalı olan Eşref Yunus Yıldırıcı 112 Acil Sağlık ekipleri tarafından ambulansla Kepez Devlet Hastanesi’ne kaldırılırken, Kıvanç Ş. ise olay yerine gelen devriye ekipleri tarafından gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü. Yoğun bakıma kaldırılan ve beyin kanaması geçiren Eşref Yunus Yıldırıcı’nın sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenilirken, Kıvanç Ş. ise polis merkezindeki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan depo sahibi A.O.’nun, yeğeni olan Eşref Yunus Yıldırıcı’nın ağır yaralandığı olaydan kısa süre sonra kalp krizi geçirdiği ve hastanede tedavi gördüğü öğrenildi.

Ramazan Bozca - Faik Güven Yılmaz 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Fidan: “İsrail hükümetinin ve onu destekleyenlerin bir bedel ödemesi şart” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’in Gazze’ye yönelik gerçekleştirdiği katliamlara rağmen ekonomik, askeri ve politika olarak herhangi bir bedel ödemediğini belirterek, “İsrail hükümetinin ve onu destekleyenlerin bir bedel ödemesi şart” dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Ürdünlü mevkidaşı Ayman Safadi, AK Parti Genel Merkez binasında düzenlenen “Filistin’in Geleceği” adlı konferansta konuştu. “70 yıldır gözümüzün önünde gerçekleşen bir trajedidir” Bugün Gazze’de karşı karşıya kalınan trajedinin yeni bir trajedi olmadığına değinen Fidan, “70 yıldır gözümüzün önünde gerçekleşen bir trajedidir. Uluslararası, Arap ve İslam camiası maalesef güçsüz kalmış ve bu trajediyi bitirme konusunda başarısız olmuştur. Son 70 yıldır bölgede yaşayan insanlar ızdırap çekmekte ve hepimiz Filistin konusu nedeniyle bir utanç duyuyoruz. Bu trajedi 7 Ekim’den bu yana yeni bir form aldı ve hiç kimse böyle bir şeyin tahayyülünde bile değildi. İş artık soykırıma geldi. Bir soykırım gözümüzün önünde meydana gelmekte ve uluslararası camia bunu durdurma noktasında yaramamakta ve çaresiz kalmaktadır” diye konuştu. “42 bin insan bilinçli ve sistematik bir şekilde hedef gözetmeksizin gerçekleştirilen saldırılarda hayatını kaybetti” Gazze’de çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 42 bin insanın bilinçli ve sistematik bir şekilde hedef gözetmeksizin gerçekleştirilen saldırılar sonucunda hayatını kaybettiğini hatırlatan Fidan, “Savaş terminolojisine baktığınız zaman bu kişiler İsrail askerleri tarafından hedef alınıyor. Bazı askeri analistler çok fazla kadın ve çocuk öldürüldü çünkü yapay zeka tarafından hedef belirlemesi yapıldı diye söylüyorlardı. Yapay zeka ’vurun’ diyor, makine öldürüyor dediler. Kendilerinin ortaya koyabilecekleri en güzel ve en iyi bahane bu zaten, başka bir şey yok. Bu da insanlık değerlerine yapılan bir başka saygısızlık” değerlendirmesinde bulundu. “Soykırım yapıldığının altını kalın çizgilerle çizmeliyiz ve hiçbir zaman unutmamalıyız” Bakan Fidan, Filistin meselesinin kökenine gidilmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Bununla alakalı çok şey söyleniyor ama çok az şey yapılıyor. Soykırım yapıldığının altını kalın çizgilerle çizmeliyiz ve hiçbir zaman unutmamalıyız. Bizlerin bu neden eyleme geçmesi lazım. İkinci nokta ise soykırımdan daha büyük bir trajedi daha var, bu da uluslararası camianın takındığı tavır. Uluslararası camia ve sistem tamamıyla çökmüştür ve bu da görmüş olduğumuz bir sınav oldu ve sınavın sonucunda son 1 yıldır sistem çöktü” ifadelerini kullandı. “Dünya 5’ten büyük dedik ve her zaman demeye de devam edeceğiz” Gazze’de yaşanan katliamın uluslararası camia tarafından belli bir azınlığın faydasına olacak şekilde tasarlandığının kanıtı olduğunu söyleyen Fidan, “Dünya 5’ten büyük dedik ve her zaman demeye de devam edeceğiz. Bu noktada uluslararası sistemin temel problemi budur. Bunu çözmemiz gerekiyor ancak bu çözülene kadar Gazze’de yaşanan benzer problemlerin tekrar yaşanacağını göreceğiz. Ukrayna’da ve Afrika’da binlerce insan hayatını kaybediyor. Yüz binlerce insan dünyanın dört bir tarafında açlık çekiyor çünkü uluslararası sistemin tercihleri var ve bazın azınlıkta olan imtiyazlı ülkelerin öncelikleri doğrultusunda gidiyor. Sistemin çöküşü, soykırım ve uluslararası camianın işe yaramamasını durdurmamız lazım. Özellikle batıdaki ülkelerin halkları her şeye tamam demiyor. Bizim orada da dostlarımız var. Oradan da biliyoruz ki insanlar da buna karşı ama uluslararası sistem maalesef buradaki soykırımı durdurma konusunda adım atmıyor. İnsanlar ellerinden geleni yapıyorlar, bu suça ortak olmuyorlar. Son aylarda bazı Avrupa ülkelerinin ön plana çıktığını görüyoruz. Filistin Devletini tanıyorlar. İspanya, Slovenya, İrlanda ve Norveç aldığı tanıma kararlarıyla gerçekten asil ülkeler” dedi. “Netanyahu kendisi adına son 20 yıldır başarılı bir sistem oluşturdu ve iki devletli çözümü bölgede bile unutturdu” En baştan beri bölgedeki çözümün iki devletli yapıdan geçtiğinin altını çizdiklerini kaydeden Fidan, sözlerine şöyle devam etti: “İki devletli çözüm, Filistin ve İsraillilerin güvenliği için elzemdir. Bölgede İsrail halkına sorduğunuz zaman onlar da Filistin halkına bunun verilmesi gerekiyor diyor. Biz dostlarımızla birlikte son 1 yıl içerisinde iki devletli çözüm için çok çalışıyoruz. Netanyahu kendisi adına son 20 yıldır başarılı bir sistem oluşturdu ve iki devletli çözümü bölgede bile unutturdu. İki devletli çözüm gerçekleşmediği müddetçe bölgesel krizlere neden olacak. Bunu durdurabilmemiz ve çatışmanın bölgeye yayılmaması için adil bir şekilde meseleyi ele almamız ve iki devletli çözümü getirmemiz lazım. Biz her zaman bunun altını çiziyoruz ama Netanyahu hükümeti uzun zamandan bu yana Filistinlilere devlet verme niyetini göstermiyor. Mevcut durumu İsrail’in güvenlik meselesiymiş gibi göstermeye çalışıyor. Biz, İsrail ve halkının, gelecek nesillerin güvenliğinin olabilmesi için iki devletli çözüme ihtiyacınız var ve bu tek çözüm opsiyonudur diyoruz. Filistinlilerin kendi egemenlikleri olursa ancak bu gerçekleşebilir. Şu anda biz uluslararası camianın tamamına bir çağrı yapıyoruz. İki devletli çözümü lütfen benimseyin ve bunun için bastırın. Bunu da elinizden gelenin en iyisiyle yapın. Dostlarımız ve uluslararası camia sayesinde BM’ye bağlı 150’nin üzerinde ülke Filistin Devletinin tanınması yönünde bir karar aldı ve Filistin BM’de artık temsil ediliyor. Genel Kurul’da diğer ülkelerin temsilcileriyle oturuyor. Bu tarihi bir başarıdır.” “Kahire’deki ilk zirvede Avrupa ülkelerinin ateşkes kelimesini kabul etmediğimizi gördük” Birkaç ülke haricinde neredeyse her ülkenin Gazze’de derhal bir ateşkes, çok hızlı bir şekilde Gazze’ye ulaştırılacak insani yardımlar ve iki devletli çözümde mutabık olduğunu ifade eden Fidan, “Evrensel olarak ülkeler tarafından kabul edilmiş olan soykırıma karşı bütün devletlerin mutabık olduğu bir husus. Bizim için problem şu; bunu nasıl yürürlüğe koyacağız ve uygulayacağız. Bu pozisyona gelebilmek ve bütün ülkeleri bu 3 gerçeği kabul etmeye ikna edebilmek çok zordu. Savaş başladıktan yaklaşık 1 ay sonra Kahire’de ilk bölgesel zirve gerçekleştirildi. Hem bölgeden hem Avrupa’dan hem de diğer ülkelerden liderler geldi. 20 bakan tek bir oda tartışmalara başladığımızı ve bu zirvenin nihai bildirgesi üzerinde mutabık kalmaya çalıştığımızı çok iyi hatırlıyorum. Biz Avrupa ülkelerinin ateşkes kelimesini kabul etmediğimizi gördük. Kimse ateşkes kelimesini bu bildirgenin içine derç etmek istemedi” ifadelerine yer verdi. “ABD’deki iki kanat da bu soykırımı durdurmak için herhangi bir şekilde fayda sağlamıyor” ABD’nin kör bir şekilde İsrail’in planını desteklediğini ve bölgede çözüm konusunda yapılan işi daha güç hale getirdiğine vurgu yapan Bakan Fidan, “ABD sadece bölgeyi değil aynı zamanda uluslararası sistemi domine ediyor ve veto gücüne de sahip. Şu anda ABD’de de İsrail politikaları ile ilgili iki kanat. Bunlardan bir tanesi İsrail sınırlarının genişletilmesini savunuyor. İsrail ne yaparsa yapsın desteklemek istiyorlar fakat iki devletli çözümü destekleyen bir grup da var ama İsrail’in soykırım yapmasını engelleyecek hiçbir şey yapmıyorlar. Bu iki kanat bu soykırımı durdurmak için herhangi bir şekilde fayda sağlamıyor. Sürekli olarak protestolar gerçekleştiriyorlar ama bu da açıkçası hiçbir şeye değmiyor. Bu hepimiz için çok büyük bir husus ve hepimiz bunun farkında olmamız lazım. Maalesef, Avrupa’daki bazı ülkeler ABD’nin pozisyonu yüzünden ABD’nin politikalarını destekliyorlar ve herhangi bir soru sormadan bunu yapıyorlar” açıklamasında bulundu. Tek bir kamyonun bile Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze’ye geçemediğini söyleyen Fidan, Filistinli insanlara gönderilen her türlü insani yardımın Mısır’ın El-Ariş kentinde durdurulduğuna dikkati çekti. “İsrail hükümetinin ve onu destekleyenlerin bir bedel ödemesi şart” “Ne söylersek söyleyelim oradaki trajediyi bir zerre anlatmaya yetmez” diyen Fidan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Elimizden geleni yapmalıyız, yorulmadan, bıkmadan çok çalışmalıyız ve insani yardımın oraya girebilmesi için her şeyi yapmamız lazım. Bu insanlığın bir numaralı önceliği olmalıdır. BM Genel Sekreteri de oradaki insani krizden dolayı oldukça endişeli. UNRWA bir BM kuruluşu, Netanyahu hükümeti tarafından bir terörist organizasyon olarak kabul ediliyor ve ona da saldırıyorlar. Kelimelerin ve diplomasinin artık sınırına geldik diye düşünüyorum. Uluslararası camianın artık hukuk yoluna başvurması, İsrail’in boykot edilmesi ve daha fazla desteklenmemesi gerekiyor. Her ne alanda olursa olsun uluslararası camianın desteği kesmesi gerekiyor. İkinci aşamaya geçmemiz lazım, eğer geçemezsek İsrail soykırıma devam edecek. İsrail şu anda bir ekonomik, askeri ve politika olarak herhangi bir bedel ödemiyor. Netanyahu hükümetinin bedel ödememesi durumunda her hangi bir şekilde süregelen soykırımı durdurmamız mümkün değil. Dolayısıyla, İsrail hükümetinin ve onu destekleyenlerin bir bedel ödemesi şart.” “Uluslararası medya artık daha çok Lübnan’a odaklanmaya başladı” Netanyahu hükümeti tarafından savaş çığırtkanlığının devam etmesinin ve savaşın Lübnan’a sıçramasının Gazze’yi unutmaya sebebiyet vermemesi gerektiğini kaydeden Fidan, “Böyle bir tehlike de var. Uluslararası medya artık daha çok Lübnan’a odaklanmaya başladı. Bu savaş belki başka alanlara da sıçrayabilir. Lübnan’daki savaşın Gazze’yi unutturmasını engellemeliyiz” diye konuştu. Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ise İsrail’in Batı Şeria ve Lübnan’da sürekli savaş suçu işlediğine dikkati çekerek, bir ülkenin bu tür sorumsuzluktan sonra cezalandırılmadığının görüldüğünde o zaman hukukun uygulanmadığının söylenebileceğini kaydetti. “Orta Doğu üstüne düşen görevi yapmadı” Ukrayna’da uygulanan uluslararası hukukun Gazze’de ve Lübnan’da neden uygulanmadığına değinen Safadi, “Durum aynı değil, Gazze’nin bir devlet olduğu konusunda mutabık değiliz diyorlar. Biz buranın bir devlet olduğunu düşünüyoruz ve uluslararası hukukun çiğnendiği ve toprakları işgal altında olan bir devletten bahsediyoruz. Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın egemenliğini de hiçe sayıyor. Sürekli olarak masum insanlara saldırıyor ve hayatlarından ediyor. Orta Doğu üstüne düşen görevi yapmadı. İsrail’in uluslararası hukuk nezdinde sorumlu gösterilememesi büyük bir problem. Şu anda uluslararası mahkemelerde İsrail soykırım suçuyla yargılanıyor. Dünyanın bunu görmezden gelmesi ve hukukun en hızlı biçimde insani yardımların İsrail tarafından engellenmesi hukuki bir sorundur. İsrail’in yargılanması gerekmektedir. Bir sonraki savaşta yine insan hakları çiğnendiğinde geç olabilir çünkü uluslararası hukuk gereğini yerine getirmiyor” dedi. “Gazze’de yaşanan acının dindirilmesi için kolektif bir duruş sergileniyor” Gazze’de yaşanan acıların dindirilmesi için kolektif bir duruş sergilenmesi gerektiğine vurgu yapan Safadi, “Bir plan dahilinde hareket etmek ve bağımsız, egemen bir Filistin Devleti’ni kabul etmek gerekiyor. Özellikle Batı Şeria ve Gazze’yi de içine alacak şekilde ve başkenti Kudüs olacak şekilde bir planı devreye sokmak ve yeniden inşayı sağlamak gerekiyor. Eğer buradaki acılara göz yummaya devam edersek gerçekten 2,3 milyonun her şeyi kaybettiğini göreceğiz. Herkesin aile üyelerini, hastanelerin, okulların, ibadethanelerin ve kiliselerin kaybolduğunu göreceğiz” ifadelerini kullandı.
Kayseri Mobilya fuarcılığının yeni adı: ‘KUMSmall’ 8-13 Ekim tarihleri arasında yapılan KUMSmall Mobilya Fuarı; fuarcılığa yeni bir bakış açısı ve heyecan getirdi. 300 bin metrekare kapalı alanıyla doğal fuar alanı olan ve 365 gün fuar konseptiyle kurulan KUMSmall, fuar süresinde yurt içi ve yurt dışından büyük ilgi gördü. Kayseri Mobilyacılar Odası ve KUMSmall AVM Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Sarıkaya; 8-13 Ekim’de yapılan KUMSmall Mobilya Fuarı’nı değerlendirdiği açıklamasında bu fuarın Kayseri ve Türkiye mobilya sektörü için büyük kazanım olduğunu söyledi. "Yaklaşık 90 bin ziyaretçi ağırladık" Fuarın yapıldığı 8-13 Ekim tarihleri arasında KUMSmall’da yaklaşık 90 bin ziyaretçi ağırladıklarını dile getiren Başkan Sarıkaya; yurt içi ve yurt dışından gelen alım heyetleri ile toptan mobilya ticaretine, son iki gün gerçekleştirdikleri halk günüyle de perakende mobilya ticaretine büyük hareketlilik kazandırdıklarını belirtti. Katılımcı firmaların fuardan son derece memnun olduklarını da ifade eden Sarıkaya; "Bu yıl ilk fuarımızı gerçekleştirdik. Firmalarımız fuara özel modeller ve stantlarıyla fuara katıldılar. Önümüzdeki yıllarda çok daha geniş kapsamlı fuarlarla sektöre damga vuracağımızdan eminiz. Artık mobilya sektöründe KUMSmall Mobilya Fuarı gerçeği var. Bu duruma toptan ya da perakende mobilya ticaretinde yer alan hiçbir aktör kayıtsız kalamaz” dedi. "Fuarımız büyük puzzlenin bir parçası" KUMSmall olarak çok büyük hedefler belirlediklerini ve bu hedefler doğrultusunda çalıştıklarını vurgulayan Ercan Sarıkaya; "KUMSmall Mobilya Fuarı, fuarcılığa yeni bir bakış açısı getirdi. Bugüne kadar fuarlarla tanışma fırsatı bulamayan KOBİ’lerimiz de, Türkiye’nin en büyük markaları da fuarımızda yer aldı. 300 bin metrekare gibi devasa bir kapalı alanda gerçekleştirdiğimiz fuarımız, sektörün dünyadaki en önemli fuarlarından olmaya aday. Gelecek yıllarda etkisini çok daha iyi gösterecektir. Fuarımız aynı zamanda büyük puzzleın bir parçası. Toptan ve perakende ticaret için hazırlıklarını sürdürdüğümüz e ticaret platformlarımız, Türkiye ve dünyanın önemli firmalarıyla yapacağımız iş birlikleri ve önümüzdeki günlerde açıklayacağımız yeni çalışmalarla KUMSmall gerçeği herkes tarafından kabul edilecek. Hedefimiz, KUMS isminin açılımında olduğu gibi uluslararası mobilya ticaretinin merkezi olmak” diye konuştu.