Yerel Haberler
Erzurum
16 Ekim 2024 Çarşamba - 15:34 ARAS EDAŞ kadın istihdamını artırıyor Aras EDAŞ, elektrik dağıtım sektörü gibi genellikle "erkek işi" olarak algılanan bir sektörde kadın istihdamını artırmak amacıyla başarılı çalışmalar yürütüyor. Şirket, cinsiyet eşitliğini destekleyerek kadın çalışanların sahada daha fazla yer almasını teşvik ediyor. Bu kapsamda sadece ofislerde değil, sahada da kadın çalışanların sayısını artırmayı hedefleyen Aras EDAŞ, elektrik dağıtım sektöründe kadınlara fırsat eşitliği sağlama konusunda önemli bir rol oynuyor. Kadın istihdamını destekleyen bu yaklaşım, toplumsal cinsiyet kalıplarını kırmanın yanı sıra, iş gücüne çeşitlilik kazandırarak sektördeki verimliliği ve inovasyonu artırıyor. Aras EDAŞ’ın bu tür çalışmaları, sektörde kadınların daha görünür hale gelmesine katkı sağlarken, kadınlara yönelik mesleki eğitim ve kariyer fırsatlarını da güçlendiriyor. Aras EDAŞ Ağrı Doğubayazıt İşletme Müdürlüğü’nde İşletme Mühendisi olarak görev yapan Elektrik Elektronik Mühendisi Aslı Dursun bu kadınlardan biri. Erkek egemen enerji sektöründeki cinsiyet kalıplarını yıkarak elektrik arıza, bakım, onarım merkezi dışında sahadaki çalışmalara da bizzat katılıyor, mesai arkadaşları ile birlikte arızalara müdahale ediyor. Erkek meslektaşlarıyla birlikte her türlü zorlu şartlarda görev yapan, kadınların erkek işi olarak bilinen her mesleği icra edebileceğini söyleyen Dursun, ’mesleğin cinsiyeti yoktur’ anlayışını herkese göstermek istediklerinin altını çiziyor. Enerji sektöründe, sahada ve teknik işlerde kadın çalışan sayısının az olduğunu belirten Aslı Dursun, “Kadın çalışanın çok az olduğu bir sektörde çalışıyoruz ama şirketimizde kadın istihdamına çok önem veriliyor. Bundan dolayı Aras EDAŞ’ta olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Ben hem ofiste hem de sahada çalışıyorum. Ofisteki işlerimi tamamladıktan sonra ekiple birlikte sahaya çıkıyoruz. Müşteriden gelen ihbar doğrultusunda ilgili yere gidiyoruz. Müdahale esnasında direğe çıkılacaksa, ekiple birlikte tüm kişisel koruyucu donanımlarımızı takarak, güvenli bir şekilde direğe çıkıyoruz. Bazen benim direğe çıktığımı görenler şaşırıyor. Özellikle yüksek riskli sektörlerde, kadınların, daha detaycı ve disiplinli olduğu için daha başarılı olduklarını düşünüyorum” dedi. Doğubayazıt ilçesine bağlı Sarıgül Mahallesi’ndeki bir arızaya ekip arkadaşlarıyla birlikte giden Dursun, “Tabii ki zorlu şartlarda çalışıyoruz. Kışın yeri geldiğinde karın içinde çalışmak zorunda kalıyoruz, yazın kavurucu sıcakta sahada olmamız gerekiyor. Ama sahada müşterimizin sorununu çözüyor olmak, herhangi bir problemi ortadan kaldırmak, işte en önemli motivasyon kaynağım bunlar. Kadın istihdamına katkı sağlayan Aras EDAŞ’a teşekkür ediyorum” dedi.
16 Ekim 2024 Çarşamba - 15:07 Başkan Akpunar, Mahir’in rüyasını gerçeğe dönüştürdü Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar, ‘özel gereksinimli’ 9 yaşındaki Mahir’e verdiği çocuk parkı sözünü tuttu. Başkan Akpunar, özel bakıma ihtiyaç duyan Mahir’in yaşadığı evin bahçesine çocuk parkı yaptı. Aziziye Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekiplerinin anında kurulumunu gerçekleştirdiği oyun grubu sayesinde Mahir’in rüyaları gerçeğe dönüşürken, Başkan Emrullah Akpunar da, kimsesiz aileyi yaşadıkları Akdağ’da ziyaret ederek Mahir için kurulan parkta incelemelerde bulundu. Başkan’dan Park İstedi Aziziye ilçesine 80 kilometre uzaklıktaki Akdağ Mahallesi’nde iki çocuğu ile birlikte yaşayan anne Hatice Sakin, Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) hastası olan 9 yaşındaki oğlunun çocuk parkı talebiyle geçtiğimiz hafta belediyeye gelmiş ve Başkan Emrullah Akpunar’la görüşmüştü. Anne Sakin, özel bakıma ihtiyaç duyan 9 yaşındaki oğlunun köydeki çocuk parkına gidemediğini, bu yüzden de çok üzüldüğünü ifade ederek, “Oğlum, Başkan Amca’sından park istiyor” demişti. Ekiplere Anında Talimat Bu görüşmenin ardından Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekiplerine hemen talimat veren Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar, minik Mahir’in yaşadığı evin tam da bahçesine oyun grubu kurulması talimatını vermişti. Başkan Akpunar, Mahir’in park talebiyle ilgili olarak sosyal medya hesabından yaptığı duygusal paylaşımda; “Sana söz balam! İstediğin parkı hemen yarın evinin bahçesine kuruyoruz. Yeter ki, sen iste Yeter ki, sen gül” ifadelerini kullanmıştı. Rüyası Gerçek Oldu Mahir’in park rüyasını gerçeğe dönüştüren Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar, ilçeye bağlı kırsal Akdağ mahallesine ekip göndererek çalışmalara bir an önce başlanması talimatını verdi. Belediyeye bağlı ekipler, kaydıraklardan oluşan oyun grubunun kurulumunu bir gün içerisinde tamamlarken, Başkan Akpunar da Sakin ailesini yaşadıkları evde ziyaret etti. Küçük Mahir’le bir araya gelen Başkan Akpunar, duygusal anlar yaşarken, Mahir’in park sevinci ise görülmeye değerdi. Parkı Mahir’e Götürdük Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar, Mahir’in en büyük isteğinin çocuk parkı olduğunu anımsatarak, “Normalde köylerimizde oyun gruplarımız bulunuyor. Ancak Mahir, özel durumu dolayısıyla evinden ayrılamıyor ve parka gidemiyor. Bu durumu öğrenince biz de madem Mahir parka gidemiyor, o halde biz de parkı Mahir’e götürürüz diyerek, evinin bahçesine park yaptık. Bu parkın adını Mahir Parkı koyduk. O gülsün; yüzündeki gülücükler bize faslasıyla yeter” dedi. Akpunar’a Teşekkür Mahir’in annesi Hatice Sakin de, Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar’a teşekkür ederek, “Yavrumun isteğini geri çevirmeyen Emrullah Başkanımızdan Allah razı olsun. Çünkü Mahir hastalığı sebebiyle köydeki çocuk parkına gidebilecek durumda değil. Ama artık şimdi evimizin bahçesinde park var. Çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
16 Ekim 2024 Çarşamba - 15:00 Erzurum’da gençler teknolojide yarışıyor Erzurum’da bu yıl “Teknoloji ve Ahilik” temasıyla düzenlenen 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’nda heyecan devam ediyor. Kentte 4 gün sürecek 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’na 17 ülkeden ve 81 ilden bin 3 kurum, 6 bin 691 katılımcı ve 2 bin 687 robot iştirak etti. Yoğun katılımın gerçekleştiği organizasyonla Milli Eğitim Bakanlığı; mesleki ve teknik eğitimin niteliğini artırmayı, toplumda bu alana yönelik farkındalığı artırmayı ve öğrencilere edindikleri bilgileri beceriye dönüştürebilmeleri için gerekli ortamı sağlamayı, öğrencilerin yeni ve özgün ürünler geliştirmelerini, bilimsel düşünme becerileri kazanmalarını ve girişimci bireyler olarak yetişmelerini hedefliyor. “Erzurum’da TEKNOFEST provası yapıldı” TEKNOFEST Genel Sekreteri Muhammed Saymaz, Erzurum’un birçok anlamda robot yarışmasına uygun şartları taşıdığını belirterek, “TEKNOFEST’i bu yıl 11 ayrı yerde yaptık. Şu anda da Erzurum’dayız. TEKNOFEST’in Anadolu’ya, her yere, mazlum coğrafyalara, kadim coğrafyaların her tarafına yayılması için elimizden geleni yapıyoruz. Erzurum’da bu anlamda bir hava var. Çünkü bizim Anadolu’da kurduğumuz ilk bilim merkezi Erzurum. Hem kapsamı itibariyle hem bilgi şartları itibariyle gayet uygun bir yer. Erzurum bu işe ciddi anlamda sahiplendi. Tabii burada da mini bir TEKNOFEST havası olması gayet kıymetli, önemli. Bu milletin, Türk milletinin, Türk gençliğinin bu işe ne kadar ilgi ve alaka duyduğunu aslında akamete uğratılmış projelerin hayallerini yeniden ne kadar çok istediğinin en bariz göstergelerinden bir tanesi diyebiliriz. Bu anlamda TEKNOFEST havası Türkiye’yi sarmış durumda. Erzurum da bundan nasibini aldı” diye konuştu. İkiz kardeşler şampiyonada dikkat çekti 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’na katkı sunduklarını ifade eden TÜBİTAK Bilim ve Toplum Başkan Yardımcısı Cengiz Helvacı, “Organizasyonda birçok kurumla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı, TÜBİTAK ve T3 var. Teknoloji ile birlikte yürütüyoruz. Bu sene Erzurum’da gerçekleştiriliyor. Erzurum çok güzel, kadim bir şehir. Kurum olarak hem robot yarışmasını destekliyor ve aynı zamanda buraya üç tane çadır da yerleştirdik. Kitap satış mağazamız var. Özel olarak yüzde 20 indirim kampanyasıyla da buraya gelen ziyaretçilerimize satışta bulunuyorlar. Eğitmenlerimiz, gelen ziyaretçi çocuklarla birlikte etkinlikler gerçekleşiyor” şeklinde konuştu. Yarışmaya katılan 6 bin 691 öğrenci içinde bulunan ikiz kardeşler Ayse Efsa ve Emine Erva Aydın, elektrikli araçlarda kullanılan akülerin daha uzun vadeli kullanımı ile ilgili geliştirdikleri proje ile dikkat çekti. İstanbul Bağcılar Abdurrahman ve Nermin Bilimli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden yarışmaya katılan öğrenciler ise otonom araç ve insansız hava aracı kategorilerinde katıldıklarını ifade ederken, “Erzurum’da zorlu rakiplerimiz var ama başarılı olmak için çaba harcayacağız” dedi.
Yapılan iş birliği ile hastalara daha kapsamlı tedavi imkânı sunulacak
13 Ağustos 2024 Salı - 10:37 Yapılan iş birliği ile hastalara daha kapsamlı tedavi imkânı sunulacak Atatürk Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi (SAUM) bünyesindeki Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon (FTR) Anabilim Dalı, hastalarına sunduğu tedavi hizmetlerini daha da genişletmek amacıyla önemli bir iş birliğine imza attı. Bu kapsamda, Atatürk Üniversitesi ile Aziziye Belediyesi arasında bir protokol imzalanarak, ayaktan veya yatarak tedavi gören hastaların Aziziye Belediyesi Fizik Tedavi ve Kaplıca Tesislerinden faydalanarak tedavi ve rehabilitasyon hizmeti alabilmelerinin yolu açıldı. İmza Töreni ve Protokolün Amacı Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı ve Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar tarafından imzalanan bu protokol, sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmayı ve hastaların tedavi süreçlerini daha etkili hale getirmeyi amaçlıyor. İmza töreni, her iki kurumun üst düzey yöneticilerinin ve sağlık alanında görev yapan uzmanların katılımıyla gerçekleşti. Törende bir konuşma yapan Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Atatürk Üniversitesinin sağlık alanındaki lider konumunu pekiştiren bu iş birliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek: "Üniversitemiz her zaman hasta odaklı bir yaklaşımı benimsemiştir. Aziziye Belediyesi ile gerçekleştirdiğimiz bu protokol, hastalarımıza daha kapsamlı ve bütüncül bir tedavi süreci sunmamıza imkân tanıyacak. Kaplıca tedavisi, fizik tedavi uygulamalarımızı destekleyecek ve hastalarımızın iyileşme süreçlerine olumlu katkılar sağlayacak" dedi. Aziziye Belediyesinin Katkısı Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar ise imza töreninde yaptığı değerlendirmede, belediye olarak halkın sağlığını ve refahını her zaman öncelik olarak gördüklerini vurguladı. "Belediyemiz bünyesindeki Fizik Tedavi ve Kaplıca Tesisleri, bölge halkımıza sunduğumuz önemli hizmetlerden biridir. Bu protokol sayesinde, tesislerimizin daha geniş bir kitleye hitap etmesi ve üniversitemizle işbirliği içerisinde hastalarımızın şifa bulmasına katkı sağlaması bizleri son derece mutlu ediyor. Sağlık hizmetlerinde kaliteyi artırmak için attığımız bu adım, aynı zamanda belediyemizin sosyal sorumluluk anlayışını da yansıtmaktadır" ifadelerini kullanan Akpunar, iş birliği kültürüne sağladığı katkıdan dolayı Rektör Çomaklı’ya teşekkür ederek protokolün hayırlara vesile olmasını diledi. Protokolün Kapsamı ve Beklenen Sonuçlar Protokol kapsamında, Atatürk Üniversitesi SAUM Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalında tedavi gören hastalar, Aziziye Belediyesinin fizik tedavi ve kaplıca olanaklarından faydalanabilecekler. Kaplıca tedavisi; romatizmal hastalıklar, kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları, ortopedik yaralanmalar, nörolojik hastalıklar gibi birçok alanda destekleyici tedavi olarak kullanılacak. Bu işbirliği, hastaların hem fiziksel hem de psikolojik iyileşme süreçlerine katkıda bulunmayı hedefliyor. Ayrıca, bu protokol çerçevesinde, Aziziye Belediyesinin kaplıca tesislerinde görev yapan uzman personel ile Atatürk Üniversitesi’nin sağlık ekibi arasında bilgi ve deneyim paylaşımı da yapılacak. Böylece, tedavi süreçlerinde en güncel ve etkin yöntemlerin kullanılması sağlanacak. Atatürk Üniversitesi ile Aziziye Belediyesi arasındaki bu iş birliği, Erzurum ve çevre illerdeki hastalara daha kapsamlı, etkili ve ulaşılabilir sağlık hizmetleri sunulmasını amaçlıyor. Protokol, bölge halkının sağlık ihtiyaçlarına yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor ve uzun vadede hem üniversite hem de belediye tarafından sağlanan hizmetlerin kalitesini artıracağı öngörülüyor.
Hakan Kutlu antrenör eğitimine konuk oldu
13 Ağustos 2024 Salı - 10:28 Hakan Kutlu antrenör eğitimine konuk oldu Türkiye Futbol Federasyonu Futbol Gelişim Direktörlüğü tarafından Ağustos ayında Erzurum’da düzenlenen antrenör eğitim programları UEFA B 43.2, UEFA B 44.2 UEFA B 45.2 aşamaları ile yoğun şekilde devam ediyor. Futbol Gelişim Direktörü Oğuz Çetin, "Antrenör Eğitim Programlarında aday antrenörlerle saha çalışmalarının yanı sıra hedef belirleme, problem çözme, iletişim ve liderlik becerilerini ve yeterlik seviyelerini artırmalarını hedefliyoruz. Bu meyanda tüm programlarımızda yaşanmışlıkları ve tecrübeleri ile aday antrenörlerimize katkı sağlayacağını düşündüğümüz teknik adamları konuk ediyoruz. " ifadelerine yer verdi. Ağustos ayı Antrenör Eğitim Programları çerçevesinde düzenlenen söyleşide Erzurumspor Teknik Direktörü Hakan Kutlu, "İletişim ve Liderlik" konu başlığı altında bilgi ve tecrübelerini aday antrenörlerle paylaştı. Kutlu, söyleşide futbol felsefesi, iletişim kanalları, liderlik tarzı ve insani değerler ile ilgili sorulara da yanıt verdi. Söyleşinin ardından programda görevli antrenör eğitimcileri Erzurumspor Teknik Direktörü Hakan Kutlu’ya A Millî Takım forması hediye etti. Erzurum’da gerçekleştirilen eğitimlerde Antrenör Eğitim Programı Müdürü Emrah Aykurt ile antrenör eğitimcileri Nur Mustafa Gülen, Ahmet Gün, Ömer Aysan Barış, Kemal Coşkun, Ozan Yılmaz, Altan Aksoy, Furkan Köseoğlu, Aydın Yılmaz ve Aşkın Çift görev alıyorlar.
“Keneden korunun, çıplak elle dokunmayın”
13 Ağustos 2024 Salı - 09:53 “Keneden korunun, çıplak elle dokunmayın” Erzurum Sağlık İl Müdürlüğü hekimlerinden Dr. Muhammet Lütfi Yazıcı, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının, virüsün alınma şekline bağlı olarak 1-14 gün sürebilen kuluçka döneminden sonra ortaya çıkabileceğini ifade ederek, “ Enfekte kan ve vücut sıvılarıyla temas sonucu bulaşmalarda ise bu süre 5-6 gün, en fazla 13 gün olabilmektedir. Hastalığın belirtileri arasında halsizlik, iştahsızlık, ateş, vücut ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal yer alır. İlerleyen dönemde tüm vakaların neredeyse dörtte üçünde hastalığın üç veya en fazla yedinci gününde cilt kanaması, diş eti kanaması, burun kanaması, mide-bağırsak kanaması ve beyin kanaması görülmektedir.” dedi. “Vücudu örten giysiler giyilmeli” Genel olarak hastalığa bağlı ölüm oranlarının %30-50’lere ulaşabildiğini anlatan Yazıcı, “En sık ölüm sebebi organ yetmezliği (kalp, beyin, karaciğer, böbrek, akciğer), beyin içi kanama ve diğer iç kanamalar. Kene yönünden riskli; tarla, bahçe, orman ve piknik alanı gibi alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek amacıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, uzun kollu kazak veya gömlek ile uzun paçalı pantolonlar, uzun çorap ve bot tercih edilmeli, giysiler düzenli olarak kene varlığı açısından kontrol edilmelidir. Kişi riskli alanlardan dönünce kendisinin ve varsa çocuklarının vücudunda özellikle kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkasında kene olup olmadığını kontrol etmeli, kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile çıkarmalıdır. Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilir. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir.” şeklinde konuştu. “Kene çıplak el ile öldürülmemeli” Dr. Muhammet Lütfi Yazıcı, Erzurum İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Bültenin’de yaptığı değerlendirmede, “Hastalığın görüldüğü bölgelerde hayvancılıkla uğraşanlar eldiven, gözlük gibi koruyucu kullanmalıdır. Hastalıkla mücadelede bir diğer önemli nokta ise hastalığın görüldüğü bölgelerde kene sayısının kontrolü amacı ile uygun kimyasal ilaçlarla tarlaların ilaçlanmasıdır. Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini almalıdır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini, kanını emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır. Kene ısırmasından sonra şiddetli baş ağrısı, nefes darlığı, kalp çarpıntısı, kusma, kas ağrıları ya da vücudunuzun herhangi bir bölgesinde felç bulguları ortaya çıkarsa derhal bir sağlık kuruluşuna başvurmanız hayati bir önem taşımaktadır.” dedi. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Nedir? Erzurum İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, "Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi, viral (virüsün neden olduğu) hemorajik (kanamalı) ateşler grubundan bir hastalıktır ve yakın zamanda ülkemizde yüzlerce vakanın görülmesi sebebiyle de önem kazanmıştır. Keneler tarafından taşınan bir virüsle oluşan ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi şikayetler ile seyrederek tedavisiz kalındığı durumlarda ölüme neden olabilen, hayvanlardan insanlara bulaşan bir hastalıktır. Sıklıkla kene tutunması sonucu bulaşmaktadır. Hastalık aynı zamanda hasta kişilerin veya virüslü hayvanların kanlarına ve vücut sıvılarına korunmasız temasla da bulaşabilmektedir. Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır." denildi.
Dijital yaşama direnen sahaflık
13 Ağustos 2024 Salı - 09:32 Dijital yaşama direnen sahaflık Erzurum’da eski kitapların, haritaların, dergilerin ve hatta mektupların bulunduğu sahaf, adeta zamana meydan okuyor. Sahaflık mesleğine çocukluktan merak sardığını ifade eden Nizamettin Korucu, kitaba olan tutkusunu, her bir eserin tarihine olan ilgisini ve onları gelecek nesillere aktarma arzusunu her fırsatta dile getirerek, “Sahaflık mesleği zamanla kaybolmaya yüz tutuyor. Bu mesleği ve geleneği ayakta tutmak için çabalasak dahi işimizin zor olduğu bir gerçek. Kitapların yerini artık sanal dünya aldı. Dijital yayıncılığın da yaygınlaşmasıyla kitap satışları da farklı bir mecraya kaydı. İnsanlar kitap almak ve okumak için kitap evlerine, sahaflara gitmek yerine digital mecraları tercih ediliyor.” şeklinde konuştu. “Geri dönüşüme katkı” Sahaf Nizamettin Korucu geri dönüşümle yakından ilgilendiklerini ifade ederek, “Günümüz dünyasında geri dönüşüm önemli bir kavram. Biz de kağıt dönüşümü noktasında geri dönüşüme katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Bu daha çok test ve hazırlık kitapları ile oluyor. Çözülmüş, çizilmiş, vakti geçmiş sınava hazırlık kitaplarını artık işe yaramıyorsa geri dönüşüme gönderiyoruz. Kâğıt olarak ekonomiye kazandırıyoruz. Daha temiz ve az kullanılmış olanları ise bütçesi yeterli olmayan ihtiyaç sahipleri öğrencilerimize uygun fiyatla satışa sunuyoruz.” dedi. “İnsanlar hatıralarını bırakıyor” Korucu, sahaflığın duygusal taraflarının da olduğunu, kitapların arasında takvim yaprağı, veda notu, aşk sözleri, gül kurusu gibi değer katan şeylere de sıkça rastladıklarını anlatarak, sözlerine şöyle devam etti, “Eski kitapları almak kadar satmakta duygu dolu anlara sahne olabiliyor. İnsanlar eski kitaplarla birlikte hatırlarını, yaşanmışlıklarını ya da sevdiklerinden aldıkları hediyelerini bırakıp gidiyorlar. Bazen de birkaç gün sonra gelip kitaplarını geri almak istiyorlar.” Sahaf dükkânının 70 senelik bir tarihi olduğunu söyleyen Nizamettin Korucu “ Bu sahaf dükkânının asırlık olduğunu söyleyenler de var. Şu anda kitaplığımızda en eski kitap ise 50 senelik bir geçmişe dayanıyor. Yaklaşık 10 bin kitabı da misafir ediyoruz. ” şeklinde konuştu.