GÜNDEM - 30 Haziran 2024 Pazar 11:43

Erzurum’da sessiz yürüyüşte 32. hafta

A
A
A
Erzurum’da sessiz yürüyüşte 32. hafta

Erzurum’da 32 haftadır kesintisiz olarak İsrail’in Gazze’ye saldırılarını protesto etmek için sağlıkçılar tarafından düzenlenen sessiz yürüyüş artan destekle devam etti.


Lala Mustafa Paşa Cami önünde buluşan doktorlar, tıp fakültesi öğrencileri ile sağlık çalışanları, Türk ve Filistin bayrakları eşliğinde Yakutiye Medresesi’ne kadar yürüdü. Yürüyüş sonrası yapılan açıklamada, Gazze’yi unutmamak, vicdanları diri tutmak, zulme karşı olduklarını göstermek için Türkiye’deki hekimler ve sağlık çalışanları olarak sessiz yürüyüşünün 32. haftasında yeniden bir araya geldiklerini ifade eden sağlıkçılar, “ 32 haftadır her Cumartesi bu vicdan nöbetimizi gerçekleştiriyoruz ve sizleri de soykırım yaşanırken sessiz kalmamak adına yürüyüşlerimize davet ediyoruz. Gazze’de katliamın 267. günü. Sizleri birkaç ay öncesine götürmek istiyoruz. Ekim ayında hastanenin bombalandığı haberini almıştık ve hepimiz bütün öfkemizi kusmuştuk, zulmü duyurmak için paylaşım yapmayanımız neredeyse yoktu. Aradan geçen 8 ayda defalarca hastaneleri bombaladılar. Saldırılar hala devam ediyor. Elbette o günkü şiddetiyle öfkemiz devam etmeyecek. Ama öfkemiz ömür boyu içimize işleyen bir sonuç doğuracak. Durmayacağız.” dediler.


“Açlıktan ölen insanlar var”


Dua edeceklerini, duyurmaya devam edeceklerini haykıran yürüyüşçüler, “Boykot edeceğiz, boykot edeceğiz, ömür boyu boykot edeceğiz, direneceğiz, öğreneceğiz ve öğreteceğiz, infak edeceğiz, hatırlatacağız ama asla unutmayacağız inşallah. Yaşananlar film sahnesinden bir kesit değil. Geçtiğimiz haftalarda Nuseyrat kampına saldırı düzenlendi, çok sayıda şehit ve yaralı var. Açlıktan ölen sayısı her geçen gün artıyor. Yine dün 5 yaşındaki bir çocuğun açlıktan 8 kiloya düşmüş halini gördük. Bayram günü bir kız çocuğunun babasının cesediyle bayramlaşmasını izledik. Köpeklerden destek alan ama köpek kadar vicdanı olmayan ordunun üyesi olan bir köpeğin yaşlı bir kadını masumca uyuduğu yatağından kan revan içinde kolundan çeke çeke evinden çıkardığını gördük. Yaptığı katliamdan en ufak bir ders almayan terör devleti, kana susamışçasına Refah’ta, yeryüzünde en fazla insan yoğunluğu olan o küçücük alanda kara operasyonuna devam etmekte, insanları yakarak öldürüyor.” diye konuştular.


“İsrail zulmünü lanetliyoruz”


Hayal bile edilmeyecek olaylar, kabuslardab bile kötü sahneler tüm dünyanın şahitliğinde gerçekleştiği vurgulanan açıklamada şöyle devam edildi, “ Gazze’nin sağlık ihtiyacı gün geçtikçe artıyor. Şu an yetersiz hijyen koşullarından kaynaklı bildirilen bulaşıcı hastalık vaka sayısı 1 milyonun üzerinde. Gazze de tedavi bekleyen 10 bin kanser hastası, ilaç eksikliğinden risk altında olan 350 bin kronik hasta var. Gazze insani ve tıbbi yardım bekliyor. Bizler burada alçak İsrail’in zulmünü lanetlerken aynı zamanda Gazze’ye ulaşacak insani ve tıbbi yardımın birer gönüllüsü olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Tüm dünyada bizle aynı hassasiyeti paylaşan nice meslektaşımız olduğunu da çok iyi biliyoruz.”



Erzurum’da sessiz yürüyüşte 32. hafta

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Devlet desteğiyle arıcılığa başlayan kadın girişimci, yıl içinde tonlarca verim alıyor Ağrı’da devlet desteği alarak 2017 yılında arıcılığa başlayan Sebiha Altın, yıllar içerisinde büyüttüğü işletmesinde yıl içerisinde 2 ile 3 ton arasında bal elde ediyor. Ağrı’nın merkeze bağlı Çakıroba Köyü’ne gelin olarak giden Sebiha Altın, abisinin eşinde gördüğü arıcılığa merak sarması üzerine, eğitimini aldığı çocuk gelişimini bir kenara bırakarak 2017 yılında “Genç Çiftçi Projesi” ile arıcılık mesleğine adım attı. Devlet desteği ile ilk etapta 40 kovan alan Altın, yıllar içerisinde sağladığı başarı ile işletmesini büyüterek 200 kovana ulaştı. Eşinin de destekleriyle arıcılık alanında uzmanlaşan Sebiha Altın, kadınların her alanda çalışabileceğini kanıtlayarak yıl içerisinde elde ettiği başarılarla 2 ile 3 ton arası verim elde ediyor. Ürettiği ballarının satışını hem yurtiçi hem de yurtdışına yapan Sebiha Altın, kadınlara örnek oluyor. “Kadın olarak zor görünebilir ama kadınların başaramayacağı bir şey yok “ Üniversitede Çocuk Gelişimi bölümünden mezun olduktan sonra Arıcılığa merak salarak meslek edinen Sebiha Altın, Geven Balı’nın da tescillenmesiyle işlerinin daha da yoğunlaştığını belirterek, “Ben bu mesleğe 2017 yılında, abimin eşinde gördükten sonra başladım. Arıcılığı sevdim. Doğayı sevdim. Bu yüzden arıcılık yapmaya karar verdim. 2017 yılında “Genç Çiftçi Projesi” ile 40 kovan aldım. 40 kovan şu an 200 kovan oldu. Şu an iki yüz kovanla devam ediyorum. Zaten halihazırda Sofyan Deresi arı ürünlerimiz vardı. Onunla şu an devam ediyoruz. Devlet desteği güzel. Bundan sonra yine desteklerini bekliyoruz. Çünkü işletmemizi daha da büyütmek istiyoruz. Yılda 2 ile 3 ton arası bal üretiyoruz. Arıcılığı çok sevdim. O yüzden başladım. Yani bu bir kadın olarak belki zor görünebilir ama kadınların da yapabileceğine inanıyorum. Bu konuda devletimizin de kadınları teşvik etmesini istiyoruz. Kadınlar başarabilir, yapabilir. Burada ürettiğimiz bu balı kendi işletmemiz var, orada satıyoruz. Ayrıca dışarıdan sipariş de alıyoruz. Biz mayıs ayında arılarımızı hazırlıyoruz. Haziran ayında bekliyoruz. Ağustos ayında hasadımızı çıkarıyoruz. Ben Çocuk Gelişimi bölümünden mezun oldum. Ama arıcılığı daha çok sevdim. Arıları yetiştirmeye karar verdim. Bunu severek yapıyorum. Kadınların da bu işi yapabileceğine inanıyorum. Devletimizin desteğiyle kadınların bu alanda ilerlemesini istiyorum. Kadınlarımızın başaramayacağı hiçbir şey yok. Buralarda hep geven bitkisi var. Ağrı’nın bitkisi o yüzden arılar en çok onlardan topluyor. Yapılan analizlerde yüzde 60 geven bitkisine rastlanıldı. Geven yoğun olduğu için Ağrı’nın balını tescilledik ve Coğrafi İşaret Belgesi aldık. Ondan sonra balımız daha çok rağbet gördü. Lezzet olarak çok güzel“ dedi.
İzmir İzmir’de acil servisler alarm veriyor Turizm merkezlerinde tatillerini tamamlayan vatandaşlar dönüş yoluna geçerken, hastaneler ve acil servislerde vakalar arttı. Acil Tıp Uzmanı Dr. Efe Kanter, daha çok sıvı kaybı ve sıcak çarpması vakalarının görüldüğünü söyleyerek dikkat edilmediği taktirde hastaneye başvurularda artışların yaşanabileceği uyarısında bulundu. Tatillerini tamamlayan vatandaşlar dönüş yoluna geçerken, turizm merkezlerindeki yoğunluk da hastane ve acil servislere kaydı. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Acil Tıp Uzmanı Dr. Efe Kanter, tatil yapacak olan vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu. Sıcak havalarda çeşitli semptomlarla karşılaşılıyor Hava sıcaklıklarının bu dönem çok yüksek olduğunu ve bu kapsamda hastalarda da sıvı kaybına bağlı çok fazla semptom gördüklerini söyleyen Uzm. Dr. Efe Kanter, “Hasta başvurusunda artış var. Her yaştan hastalar acile geliyor. Özellikle yaşlı popülasyonda sıvı kaybına, bilinç bulanıklığı ve böbrek yetmezliğine bağlı çeşitli semptomlar görebiliyoruz” dedi. “Su tüketimi en önemli faktör” Genç hastalarda sıcak çarpmalarında daha çok baş ağrısı, halsizlik gibi çok belirgin olmayan semptomlar gördüklerini ifade eden Kanter, yaş ilerledikçe ve ek hastalıklar da arttıkça özellikle yaşlı popülasyonda bilinç bulanıklığı, bayılmalar ve komaların da görülebileceğini vurguladı. Sözlerini sürdüren Kanter, vücuttaki sıvı azlığına bağlı sodyumdaki yükselme, hastanın bilincinde bulanıklığa yol açabiliyor. Bu hastaların yoğun bakıma yatışı ihtiyaçları oldukça artabiliyor. Bireylerin bol su içmeye, serin alanlarda kalmaya, direkt sıcağa maruz kalmaktan uzak durmaya, sıcağa çıkarken kendini korumaya dikkat etmesi gerekiyor. Su tüketimi en önemli faktör” diye konuştu. “Vücut susuz kaldıkça enfeksiyonlara yatkınlık da artıyor” Yazın çok sık kullanıldığı için ortak kullanım alanlarındaki havuzların temizliğinden çok emin olunmuyorsa oralardan uzak durulması gerektiğini aktaran Kanter, buralardan enfeksiyon kapıp acile başvuran hastaların olduğunu ifade etti. Kanter, şu sözlere yer verdi: “Özellikle yüksek ateş, idrar yolu enfeksiyonu gibi semptomlarla acil servise başvuruları çok fazla görüyoruz. Sıvı tüketimi olmazsa terlemenin de doğal olarak artmasıyla beraber vücudun susuz kalması arttıkça enfeksiyonlara yatkınlık daha da artıyor. Kirli ortamlardan uzak durulması lazım.” Gıda uyarısı: “Salgın hastalıklara yol açabilir” Dikkat edilmediği taktirde vakalarda artışın yaşanacağına vurgu yapan Kanter, şunları kaydetti: “Sıcak mevsimlerde özellikle dışarıdan yenen besinlerde, gıda zehirlenmeleri vakalarını çok görüyoruz. Bu yüzden çok güvenmediğimiz restoranlar veya dışarıdaki yemeklerden biraz daha uzak kalmak gerekir. Açıkta satılan yiyeceklerden veya pişmemiş et ürünleri ve diğer gıda ürünlerinden uzak durmak lazım. Çünkü sıcağa bağlı bu bakterilerin üremesinde de hızlıca artış olduğu için yazın özellikle salgına hastalıklara yol açabilir.”