Yerel Haberler
Çankırı
21 Kasım 2024 Perşembe - 13:53 İl Sağlık Müdürü Sarıkaya’dan önemli antimikrobiyal uyarısı Antimikrobiyal direnç ile ilgili önemli bilgiler veren Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, antimikrobiyal direncin tüm dünyanın karşı karşıya olduğu bir sağlık tehdidi olduğunu söyledi. Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, ‘Dünya Antimikrobiyal Farkındalık Haftası’ çerçevesinde açıklamalarda bulundu. Antimikrobiyal direncin tüm dünyanın karşı karşıya olduğu bir sağlık tehdidi olduğunu söyleyen Dr. Sarıkaya, antibiyotiklerin insanlarda ve hayvanlarda enfeksiyonlarla mücadele etmek için kullanılan bir tür antimikrobiyal ürünü olduğunu kaydetti. İhtiyaç olmadığı halde a antibiyotik almamak gerektiğini belirten Dr. Sarıkaya, antibiyotiklerin her hastalığı geçirmeyeceğini vurguladı. “Antibiyotikler, insanlarda ve hayvanlarda enfeksiyonlarla mücadele etmek için kullanılan bir tür antimikrobiyal üründür. Antimikrobiyal direnç tüm dünyanın karşı karşıya olduğu bir sağlık tehdididir. Bakterilerin antibiyotikleri etkisiz hale getirecek şekilde değişmesidir. Mikroplar belirli bir ilaçla sık sık karşılaştıklarında ne beklemeleri gerektiğini bilirler ve etkilerinden kaçınmanın yollarını geliştirebilirler. Onları yok etmede veya çoğalmalarını engellemede etkili olan ilaçlardan koruyan mutasyonlar geliştirebilirler. Buna ise ‘direnç’ denir. Antimikrobiyal direncin mikroplar tarafından geliştirildiğini unutmamak önemlidir. Vücudunuz ilaçlara dirençli değildir. Antibiyotik direnci oluşmaması için tüm ilaçları reçete edildiği şekilde kullanmak, kendinizi daha iyi hissetseniz bile, reçeteli antibiyotiklerin tamamını kullanmak, ihtiyacınız yoksa antibiyotik almamak gerekir. Soğuk algınlığı ve diğer solunum yolu enfeksiyonları genellikle virüslerden kaynaklanır. Antibiyotikler bunların geçmesine yardımcı olmaz. Antibiyotik de değil sağlığımız da ısrarcı olalım” dedi.
Aile hekimlerine yeni yönetmelik anlatıldı
19 Kasım 2024 Salı - 09:58 Aile hekimlerine yeni yönetmelik anlatıldı Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya ve beraberindeki heyet, aile sağlığı merkezlerini teker teker gezerek sağlık çalışanlarına Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’i anlattı. Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’ çerçevesinde, sağlık çalışanlarının bilgilendirilmesi ve muhtemel yanlış anlamaların önüne geçilmesi amacıyla, Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya ve beraberindeki heyet, iki gün içerisinde Karataş Aile Sağlığı Merkezi, Taşmescit Aile Sağlığı Merkezi, Zübeyde Hanım Aile Sağlığı Merkezi, Aksu Aile Sağlığı Merkezi, Cumhuriyet Aile Sağlığı Merkezi, Dr. Refik Saydam Aile Sağlığı Merkezi, Emir Karatekin Aile Sağlığı Merkezi, Eldivan Aile Sağlığı Merkezi, Şabanözü Aile Sağlığı Merkezi, Orta Aile Sağlığı Merkezi, Çerkeş Aile Sağlığı Merkezi, Atkaracalar Aile Sağlığı Merkezi, Kurşunlu Aile Sağlığı Merkezi, Ilgaz Aile Sağlığı Merkezi ve Korgun Aile Sağlığı Merkezi’ndeki personeller ve 52 aile hekimiyle görüşerek yönetmelik değişikliğinin detayları paylaştı. Türkiye’deki yaşlı nüfusun, bağımlı nüfusun, diyabet ve obezite gibi hastalıkların yaygınlığı, Aile hekimlerine, 2’inci basamaktan hastanın durumuna uygun polikliniğe randevu alınmasının sağlanacağı, aile hekiminin aldığı randevularda hastane başvuru kesintisinin yüzde 50 daha az olacağı, Aile Sağlığı Merkezlerinde yazılabilecek ilaçların artırılacağı ve entegrelerdeki aile hekimlerinin nöbetleri ile ilgili düzenleme yapılacağı ve uygulamada dikkat edilmesi gereken hususları aktarıldı. Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Merkezi çalışanları iş süreçlerindeki uyumun kolaylaşacağını söyledi. Sağlık çalışanlarına her türlü desteği sağlamaya devam edeceklerini söyleyen Dr. Sarıkaya, “Sağlık çalışanlarımızın mevzuat değişikliklerini doğru bir şekilde anlaması, iş süreçlerinde uyumu kolaylaştıracaktır. Aile hekimlerimizin ve sağlık personelimizin her zaman yanındayız. Çankırı İl Sağlık Müdürlüğü olarak, il genelindeki tüm sağlık çalışanlarımızla iletişimimizi sürdürmeye ve her türlü desteği sağlamaya devam edeceğiz” dedi.
Açtığı gözlemeci dükkanıyla hayata yeniden tutundu, azmiyle gençlere örnek oluyor
18 Kasım 2024 Pazartesi - 10:52 Açtığı gözlemeci dükkanıyla hayata yeniden tutundu, azmiyle gençlere örnek oluyor Çankırı’da yaşayan 52 yaşındaki Hacer Gökmen, açtığı gözlemeci dükkanıyla hem ev ekonomisine katkı sağlıyor hem de kadınlara istihdam oluşturuyor. Eşini kaybettikten sonra çocukları için hayata tutunan Gökmen, azmiyle gençlere örnek oluyor. Çankırı’da yaşayan 52 yaşındaki Hacer Gökmen, yıllardır evinde yaptığı hamur işi yemeklerin arkadaşları tarafından çok beğenilmesi üzerine kendi iş yerini açmaya karar verdi. 4 çocuk annesi Gökmen, yaklaşık 6 yıl önce eşini kaybetmesinin ardından hem çocuklarına hem de ev ekonomisine katkı sağlamak amacıyla iş yeri açmaya karar verdi. İl merkezinde gözleme üzerine bir dükkan açan Gökmen, müşterilerine kendi elleriyle hazırladığı lezzetli gözlemeleri sunuyor. Aynı zamanda ev hanımları ve üniversite öğrencilerine saatlik çalışma imkanı sağlayarak kadınlara istihdam oluşturuyor. Gökmen, dükkanını sadece bir geçim kaynağı olarak görmeyip topluma da katkıda bulunmayı hedefliyor. Hacer Gökmen’in çalışma azmi ve başarısı, gençlere de ilham kaynağı oluyor. Hamur işleriyle uğraşmayı çok sevdiğini ifade eden Gökmen, "Çocuklarıma ve eşe dosta pasta börekler yaparken kendimi bir anda böyle bir işletmenin başında buldum. Yaptığım yemekler herkes tarafından beğeniliyordu. Oğlum da özellikle böyle bir işletme açmamı çok istiyordu. Önce kahve, pasta ve börek üzerine düşündük, daha sonra gözlemeci dükkanımızı açtık. Şu anda burada çeşitli gözlemeler yapıyoruz. Saatlik çalışan öğrenciler ve arkadaşlarım da bana destek oluyor. Onların yardımı olmasa bunu tek başıma yapamazdım" dedi. Gökmen, dükkanın hem geçim kaynağı hem de bir mutluluk sebebi olduğunu vurgulayarak, "Çocuklarımın geleceği için bir şeyler yapmam gerekiyordu. İnsanlar tarafından aldığım güzel yorumlar da beni çok mutlu ediyor" ifadelerini kullandı.
Kadınlar dikkat: "Bu hastalıkta erken teşhis yaşam kalitesini yükseltiyor"
16 Kasım 2024 Cumartesi - 12:05 Kadınlar dikkat: "Bu hastalıkta erken teşhis yaşam kalitesini yükseltiyor" Genellikle kadınları etkileyen lipödem hastalığıyla ilgili önemli bilgiler veren Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, erken teşhisin yaşam kalitesini arttıracağını söyledi. Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, genellikle kadınları etkileyen lipödem hastalığı ile ilgili bilgiler verdi. Erken teşhisin, bireyin yaşam kalitesini yükselteceğini söyleyen Dr. Sarıkaya, şekerli gıdalar ve içecekler, kızartılmış ve işlenmiş yiyecekler, rafine karbonhidratlar ve alkolden kaçınılması gerektiğini vurguladı. Lipödemde doğru beslenme, tedavi sürecinin bir parçası olarak ele alınması gerektiğini belirten Dr. Sarıkaya, Teşhis için mutlaka kalp damar cerrahisine başvurulması gerektiğini kaydetti. Lipodemin genellikle kadınları etkilediğini söyleyen Dr. Sarıkaya, “Lipödem, genellikle alt ekstremitelerde yağ dokusunun orantısız bir şekilde birikmesiyle karakterize kronik bir durumdur. Genellikle kadınları etkileyen bu durum, sıvı tutulumu, ağrı ve hareket kısıtlılığına yol açabilir. Lipödemin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik ve hormonal faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Lipödem, genellikle alt ekstremitelerde yağ dokusunun orantısız bir şekilde birikmesiyle karakterize kronik bir durumdur. Genellikle kadınları etkileyen bu durum, sıvı tutulumu, ağrı ve hareket kısıtlılığına yol açabilir. Lipödemin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik ve hormonal faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir” dedi. Erken teşhisin önemli olduğunu ve yaşam kalitesini yükselteceğini belirten Dr. Sarıkaya, “Tatlılar, şekerli içecekler, meyve suları ve gazlı içecekler, patates kızartması, işlenmiş et ürünleri, fast food ürünler, beyaz ekmek, makarna, pirinç gibi yüksek glisemik indeksli gıdalar ve alkol, vücutta sıvı tutulmasına ve iltihaplanmanın artmasına yol açabilir. Lipödemde doğru beslenme, tedavi sürecinin bir parçası olarak ele alınmalıdır. İltihap önleyici, ödem azaltıcı ve dengeli bir diyet ile lipödem semptomlarının hafifletilmesi mümkündür. Tedavi süreci beslenme ve fizik tedavi egzersizler ile eş zamanlı götürülmesi önerilir. Lipödem düşük kalorili beslenme ve çok yoğun egzersiz durumlarına karşı dirençlidir. Lipödem teşhisi için mutlaka kalp damar cerrahisine başvurulması gerekmektedir. Tedavi teşhis sonrasında başlar. Lipödemde erken teşhis önemlidir. Sağlıklı yaşam kalitesini yükseltir” diye konuştu.
Dünya KOAH Günü’nde yerin 150 metre altında şifa aradılar
16 Kasım 2024 Cumartesi - 10:55 Dünya KOAH Günü’nde yerin 150 metre altında şifa aradılar Çankırı’da hayata geçirilen ’Daha Güçlü Bir Nefes Projesi’, Dünya KOAH Günü’nde KOAH ve astım hastalarına umut oldu. Türkiye’nin dört bir yanından gelen KOAH ve astım hastaları, Hititler’den kalan ve yerin 150 metre altında bulunan tuz mağarasında sağlıklarına kavuştu. Çankırı’da, Çankırı Valiliği ile çeşitli kurumların işbirliği ile gerçekleştirilen ’Daha Güçlü Bir Nefes Projesi’, ‘Dünya KOAH Günü’nde KOAH ve astım hastalarına umut oldu. Hititler döneminden kalan ve "Yer Altı Tuz Şehri" olarak adlandırılan tuz mağarasında, KOAH ve astım hastalarına yönelik farklı sosyal, kültürel ve sağlık etkinlikleri gerçekleştirildi. Yerin 150 metre altındaki mağara içerisinde, hastaların 15 gün boyunca günde 6 saat tuz ortamındaki havaya maruz kalmaları sağlandı. Tuzla şifa bularak hayata tutunan hastalar tuz gastronomisiyle de Çankırı’nın yöresel yemeği olan tuzda kuzu ve tavuk yemeğini tattılar. Türkiye’nin dört bir yanından gelen hastalar, Dünya KOAH Günü’nde sağlık problemlerinin azaldığı ve rahat bir nefes aldıkları için çok mutlu olduklarını belirtti. “Buraya gelmeden önce 1’inci kata çıkamıyordum. Şimdi ise, 4’üncü kata çıkabiliyorum” Tedavisinin ardından kolaylıkla merdiven çıkabildiğini söyleyen Hasan Hüseyin Barışkan, “Projeye Ankara’dan katılıyorum. Buraya bir tavsiye üzerine geldim. Bugün tedavimin son günü. Buraya gelmeden önce 1’inci kata çıkamıyordum. Şimdi ise, 4’üncü kata çıkabiliyorum. Bu mağaranın faydasını gördüm. Dünya KOAH Günü’nde burada bulunduğum için mutluyum. KOAH hastalarına bu mağarayı tavsiye ediyorum” dedi. “Ben kurtuldum” Çareyi tuz mağarasında bulduğunu ifade eden Sedat Çetinkaya, “Projeye Kocaeli’nden katılıyorum. KOAH hastasıyım. Nefes darlığım var. Gitmediğim doktor kalmadı. En sonunda bu mağarayı duydum ve geldim. Tedavimin 7’inci gününde rahat nefes alamaya başladım. Rahatlıkla balgam çıkartabiliyorum, burnum ve genzim açıldı, artık tıkanmıyorum. Ben kurtuldum” diye konuştu. “Dünya KOAH Günü’nde burada tedavi olduğum için çok mutluyum” Tuz mağarasını KOAH ve astım hastalarına tavsiye eden Necati Bozkurt, “5-6 senedir bu KOAH hastalığını çekiyorum. Bu mağarada tedavi oldum ve iyileşme sürecimde ilerlemeler var. Bu mağaranın tüm hastalara faydalı olacağını düşünüyorum. Dünya KOAH Günü’nde burada tedavi olduğum için çok mutluyum” şeklinde konuştu. “Tuzun nasıl sağlıkta faydası varsa, tuzda kuzu ve tavuğunda faydası vardır” Çankırı tuzunun yemekte de sağlıklı olduğunu söyleyen yemek ustası Servet Sevindim, “Dünya KOAH Günü amacıyla yer altı tuz şehrine KOAH ve astım tedavisi için Türkiye’nin her yerinden gelen hastalarımıza Çankırı’nın yöresel lezzeti olan tuzda kuzu ve tuzda tavuk yaptık. Tuzun nasıl sağlıkta faydası varsa, tuzda kuzu ve tavuğunda faydası vardır. İnce ve kalın tuzla etin tamamını kapatarak 7 saatte yavaş yavaş pişiriyoruz. Hiçbir katkı yoktur. Burası tuzun başkenti, sağlıyla ve lezzetleriyle, tuza dair olan her şey Çankırı’da” ifadelerini kullandı.
Ilgaz Dağı’ndan toplanan çam kozalakları şifaya dönüşüyor
15 Kasım 2024 Cuma - 11:03 Ilgaz Dağı’ndan toplanan çam kozalakları şifaya dönüşüyor Türkülere konu olan Ilgaz Dağları’ndan toplanan çam kozalaklarından yapılan şuruplar, astım, bronşit hastaları başta olmak üzere vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. Kış mevsimi ve mevsim geçişlerinde sık yaşanan grip, nezle, geçmeyen öksürük gibi hastalıklar vatandaşları doğal ürünlere yönlendiriyor. Hastalıklardan korunmak isteyen vatandaşlar, ilaçların yanı sıra, doğadan toplanan bitkilerden şifayı arıyor. Çankırı’nın Ilgaz ilçesinde Ilgaz Dağı’nda toplanan kozalaklardan yapılan şurup da vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. "Ilgaz sen Anadolu’nun bir yüce dağısın" dizeleri ile türkülere konu olan Ilgaz Dağı’ndan toplanan çam kozalakların bölgede yaşayan vatandaşlar tarafından saatlerce kaynatılması ile şurup yapılıyor. Üst solunum yollarını açan ve birçok hastalığa iyi geldiği bilinen kozalak şurubu, özellikle astım ve bronşit hastalıkları başta olmak üzere vatandaşlardan büyük ilgi görüyor. Kozalak şurubu üreten vatandaşlar, kavanozunu yaklaşık 150 TL’den satıyor. Bölgede kozalak şurubu üretimi yapan Ömer Faruk Özdemir, sağlık çalışanlarının dahi kendilerinden kozalak şurubu istediğini belirtti. “Öksürüğü, öksürük şurubundan daha fazla kestiğine inanıyorum” 6 yıldır kozalak şurubu üreticiliği yaptığını belirten Ömer Faruk Özdemir, “Köyümüze, katma değer sağlamak için bir süredir düşünüyordum. Aklıma kozalak şurubu geldi. Bir çalışma yaparak bu işin içerisine girdim. Yaklaşık 6 yıldır yapıyorum. Kozalakları topladığımız ağaçlar, egzoz dumanı görmeyen yerler. Ilgaz bölgesinde karaçam ağırlıklı olduğu için onları topluyoruz. Topladığımız kozalakları güzel bir şekilde bol su ile yıkıyoruz. Daha sonra sağlığa uygun varillerde 10 güne yakın ıslıyoruz. Kozalaklar iyice kirini, tozunu ve reçinesini salıyor. Kozalakları beklettiğimiz suyu döktüğümüz zaman ortaya çıkan kozalakları kaynatıyoruz. Sıcak suyla birlikte yüzeye çıkan doğa atıklarını da süzüyoruz. Berrak bir şekilde kozalak suyumuz ortaya çıkınca kozalakları suyun içerisinden alıyoruz. Ortaya çıkan suyu da isteğe göre, şeker ilaveli veya şekersiz bir şekilde vakumlu kavanozlarda saklıyoruz. Kozalak tedavi etmez. Bu şuruptan çok fazla bir beklenti beklenmemesi gerek. Öksürüğü, öksürük şurubundan daha fazla kestiğine inanıyorum. İnsanların yaşam kalitesini arttırıyor, balgam söktürüyor, ciğerleri temizliyor, korona gibi virüsleri daha hızlı atlatmamızı sağlıyor ve mikrop öldürüyor. Hastanede çalışan personeller bile kozalak şurubu alıyorlar. Bu da kozalak şurubunun faydalı olduğunu ispat ediyor” dedi. "Geçirmiş olduğumuz pandemi döneminde tüketicilerimizin en çok kullandığı geleneksel takviye edici gıda bileşeni de kozalak şurubu olmuştur" Kozalak şurubunun takviye edici geleneksel bir şurup olduğunu kaydeden Gıda Mühendisi Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun ise, “Kozalak şurubu, içerisinde bulunduğumuz aylarda taze kozalakların toplanması ve kaynatılarak özlerinin çıkartılması, daha sonrada odunsu kısımlarının ayrılarak koyulaştırılması şeklinde gerçekleşmektedir. Kozalağın içerisindeki fenolik gibi çeşitli maddelerle iltihaplanmaları giderici, üst solunum yollarında nefes açma gibi fonksiyonları bulunmaktadır. Geçirmiş olduğumuz pandemi döneminde tüketicilerimizin en çok kullandığı geleneksel takviye edici gıda bileşeni de kozalak şurubu olmuştur” diye konuştu.