YEREL HABERLER - 29 Mart 2012 Perşembe 15:51

ÖОRENCİLER KARAGÖZ`LE BİRLİKTE FİDAN DİKTİ

A
A
A
ÖОRENCİLER KARAGÖZ`LE BİRLİKTE FİDAN DİKTİ

Türkiye`nin en büyük sosyal sorumluluk projelerinden birini yürüten Osmangazi Belediyesi, 3 yıl önce başlattığı "bir milyon fidan" kampanyasında 600 bin fidanı toprakla buluşturdu.
Bu yıl ilkbahar döneminde 100 bin fidana daha can suyu verecek olan Osmangazi Belediyesi, yıl sonuna kadar 700 bin fidanı Bursa`ya kazandırmış olacak. 2012 yılı ilkbahar fidan dikim sezonu Demirtaş ormanında Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar ve 200 öğrencinin katılımıyla start aldı. Minik elleriyle fidan diken ilköğretim öğrencileri, Karagöz ve Hacivat gösterisiyle keyifli anlar yaşadı. Yüzlerce fidanı toprakla buluşturan öğrenciler güzel bir gün geçirdi.
2009 yılında başlayan "bir milyon fidan" kampanyasında bugüne kadar 600 bin fidanı toprakla buluşturan Osmangazi Belediyesi, toplumun her kesimini projeye dahil ederek Bursa`yı eski yeşil haline kavuşturmayı hedefliyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te havaların soğumasıyla soba satışları arttı Kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte soba satışlarında büyük bir hareketlilik yaşanırken soba tamiri yapan esnaf günlük bin TL’ye çalışacak eleman bulamıyor. Gaziantep’te soğuk havaların etkisini göstermesiyle beraber birçok kişi bağ evi ve evlerinde ısınma ihtiyacını karşılamak için soba satın almaya yöneldi. Ancak artan talep, soba imalatı ve tamiratı yapan esnaflar için yeni zorlukları da beraberinde getirdi. Soba imalatı ve tamiratı yapan Bülent Kavas, soba mesleğinin ölmeye başladığını söyleyerek günlük bin TL’ye çalışacak eleman bulmakta zorlandıklarını dile getirdi. "Soba satışlarında düşüş olur ama mesleğimiz asla ölmez" Soba Tamircisi Bülent Kavas, doğalgaz imkanlarının gelişmesiyle birlikte soba sektöründe düşüşler olduğunu belirterek, “Soba geleneği her geçen sene azalmaya başladı. Doğalgazın gelişmesi ve kentin birçok ilçesine kadar gitmesiyle birlikte soba sektöründe düşüş meydana geldi ama bizler bu mesleği devam ettirmek için çabalıyoruz. Bağ evlerinde, doğalgazın olmadığı köy ve mahallelerde, iş yerlerinde vatandaşlar ısınma sorununu ortadan kaldırmak için sobayı tercih ediyor. Soba satışlarında düşüş olur ama mesleğimiz asla ölmez” dedi. “Günlük bin TL’ye eleman bulamıyoruz” Bülent Kavas, özellikle gençlerin bu mesleğe ilgi göstermediğini, masa başı iş istediklerini söyleyerek, “1 buçuk yıldır tek başıma çalışıyorum. Talepleri karşılamaya çalışıyorum. Eleman yetiştirme şansımız yok. Bizler bu mesleğin son devirleriyiz. Sobacılık mesleğine talep eden kimse yok. Günlük bin TL veriyoruz ama yine de eleman bulamıyoruz” dedi. Atölyesinde tamir ettiği ve ürettiği sobaları satan Bülent Kavas, fiyatların 750 TL’den başlayıp kalitesine göre fiyatında değişiklik olduğunu söyledi.
Muğla Ören’de kanalizasyonunun yüzde 74’ü tamamlandı Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından Milas’ın Ören Mahallesinde başlatılan 58 bin metre uzunluğundaki kanalizasyon çalışmasının yüzde 74’ü ve İleri Biyolojik Atısku Arıtma Tesisi inşaatının da yüzde 32’lik kısmı tamamlandı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) Genel Müdürlüğü tarafından Gökova Körfezi’nin önemli turizm merkezlerinden birisi olan Milas’ın Ören Mahallesinde başlatılan altyapı çalışmaları devam ediyor. Ören’e toplamda 327 Milyon TL maliyetle yapımına başlanan kanalizasyon hattı ve İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi ile bölgenin doğasının korunması amaçlanıyor. Kanalizasyon hattının büyük kısmı tamamlandı MUSKİ Genel Müdürlüğü tarafından Ören mahallesinde 212 Milyon TL yatırımla başlatılan 58 bin metre uzunluğunda ki kanalizasyon hattının yaklaşık 40 bin metresi tamamlanırken 583 adet muayene bacası, kazı çalışmaları sırasında bozulan yollarda ise 75 bin metre asfalt kaplama çalışması tamamlandı. Atıksu arıtma tesisi inşaatı devam ediyor Muğla Büyükşehir Belediyesi Ören’de kanalizasyon çalışmasının yanı sıra İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi çalışmalarına da devam ediyor. İdari bina ve havalandırma havuzlarının betonarme imalatları devam eden tesis inşaatının yüzde 32’lik kısmı tamamlandı. 115 Milyon TL’ye mal olacak tesis 4.000 m3/gün olarak hayata geçirilecek ve 20 bin nüfusa hizmet verebilecek. İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi projesinde, mekanik ön arıtma, azot ve fosfor giderimle ileri biyolojik arıtım, çamur susuzlaştırma, koku giderimi, SCADA sistemi ile otomasyon kontrolü gibi son teknoloji sistemleri yer alacak.
İstanbul Yenidoğan çetesi mağduru olduğunu iddia eden anne isyan etti Yenidoğan çetesinin çökertilmesinin ardından mağdur olan ve yaşanan süreçten şüphelenen aile sayısına gün geçtikçe yenisi ekleniyor. Olayda adı geçen Medilife Hastanesi’nde 4 buçuk yıl önce bebekleri sorunsuz doğduğu söylenen ve saatler sonra 21 günlük yoğun bakıma alınan aile, "Serepnal Palsi" teşhisi konulan çocukları için şikayete hazırlanıyor. Acılı anne Nurdan Yalçın, ilk günden beri akıllarında soru işareti olduğunu ifade etti. Yenidoğan çetesinin çökertilmesinin ardından adı geçen hastanelerde çocuğu doğup mağdur olan ailelerin sayısı artış gösterdi. İstanbul Büyükçekmece’de yaşayan Yalçın ailesinin, 4yıl önce Beylikdüzü Özel Medilife Hastanesi’nde sağlıklı bir şekilde doğan ve doğumundan saatler sonra annesinin yanından yoğun bakıma alındı. Aile, 2020 yılında Covid salgını zamanı gerçekleşen doğumdan 10 saat sonra Medilife’ta yeni doğan yoğun bakımına alınan ve günlerce çocuklarını göremediklerini, bu süreçte ise birkaç kez sebebi bilinmeyen şekilde çocuklarına MR çekilip radyasyona da maruz bırakıldığını belirtti. Aile gerekli raporlarını aldıktan sonra ise konuyla ilgili savcılığa giderek şikayetçi olacaklarını belirtti. “Çocuk doktoru kontrol edip bir sıkıntı yok dedi” Yaşanan süreci anlatan anne Nurdan Yalçın, doğum zamanına kadar hiçbir sorun olmadığını çocuğunun tam gününde doğduğunu ifade ederek, “Son günlere kadar kontrollerimizi yaptırdık gidip geliyorduk. Son günlerde normal doğum için bekledik ama normal doğum gerçekleşmedi. Suni sancı verildikten 1 saat sonra bebeğin kalp atışları yavaşladığı için normal doğum olmayacağını söylediler. Orada da sıkıntı oldu. Beni tamamen bayıltacaklarını zannederken ameliyathaneye girdiğimde yarım anestezi verildi. Bana iğneyi yapan kişi de ‘kıpırdama, sakat kalırsın’ gibi şeyler söyledi. Sonra beni odaya aldılar kısa süre sonra Eylül yanıma geldi. Beslemeye çalıştık, beslenme sıkıntısı olduğunu kan şekerinin düştüğünü söylediler. Sonrasında bu problemler devam etti. Akşam 19.15’te doğdu, sonrasında geceye doğru biz Eylül’ün tırnaklarında morarmalar fark etti. Bunu hemşireye söylediğimizde ‘üşümüştür eldiven takın dendi’. Biz bunu yaptık ama Eylül’ün hareketlerinde bir takım sıkıntılar vardı. Ağlamıyordu mesela. Hemşire de dokunduğunda bir gariplik vardı. Bunu onların fark etmesi lazımdı. Sonra çocuk doktoru geldi. Çocuk doktoru kontrol edip bir sıkıntı yok” dedi. “Epikriz raporunda suçu bize atmaya çalıştılar” Bebekleri doğduktan 10 saat sonra bir hemşirenin gelip çocuklarını yoğun bakıma aldıklarını ifade eden Yalçın, “Çocuğu alıp götürdüler. Sonrasında bize ’çocuğunuzun durumu kötü yoğun bakıma aldık’ dediler. Biz şok olduk ne yapacağımızı şaşırdık. Sonra doktor geldi bizimle sert bir şekilde konuştu. Anlattı. Epikriz raporunda da yazıyor. Suçu bize atmaya çalıştılar. Anne yanındayken beslenme esnasında akciğerine besin kaçmış gibi şeyler söylediler. 21 gün çocuğum hastanede kaldı. Eylül yoğun bakıma alındıktan 1 gün sonra ve 3’üncü gününde MR çekildi. Neden bir günlük çocuğa çekildi. Orada benim çocuğumu düşürdünüz mü? Bir darbe mi aldı? bunların hiçbirini bilmiyoruz. 21 gün içinde ben kızımı 1 gün gördüm sadece. Bizim gibi bu durumu yaşayan bir sürü insan varmış. Belki de o çete benim kızımı bilerek orada tuttu” diye konuştu. Yaşanan olaylardan sonra çıkan haberlere hem sevinip hem üzüldüklerini ifade eden Yalçın, “Bugüne kadar biz çocuğumuzun hastane sürecinde bu durumu yaşadığına inandık. Bunu da biliyoruz. Hem sevindim hem üzüldüm. İçimize su serpildi. Sonunda bunlar cezasını çekecekler. Onlar mutlaka cezasını çekecekler dedik. Nasıl bir kafamızı yastığa rahat koymuyorsak, kızımızla beraber acı çekiyorsak onlar da acı çeksinler istedik. Şikayetçi olmak için şu anda evraklarımız raporlarımızı topluyoruz. Davamızı açacağız. CİMER’e de ilk yaşandığında başvurmuştuk. 3 aylıkken epilepsi teşhisi konuldu. 6 aylıkken de yine kapanan hastanelerden birisinde Avcılar Hospital’da MR çektirdik. O da kötü bir doktordu ama susuyorduk ilgilensinler diye” şeklinde konuştu. Kızı yoğun bakımdayken Medilife Hastanesi Başhekimi ile konuştuklarını söyleyen Yalçın, “Bize dedi ki ‘siz sadece kızınız için dua edin kızınız buradan sağlıklı şekilde çıksın, ondan sonra istediğiniz yasal haklara sahipsiniz’. Yani demek ki bir şeylerin farkındaydı ki bize bunları bu şekilde söyledi. ‘Siz bu durumu evde de yaşamış olabilirsiniz, kızınız bu hale evde de gelmiş olabilirdi’ denildi. Ama biz sonuç olarak hastane ortamında burada yaşadık ve sizin gözetimiz altında. Yani dalga geçer gibi konuştular. Bir anne olarak günlerce kızımı bekledik. Hatta onlara yalvardım hem ağrılarım vardı hem de sonuçta kızımı orada bırakıp gelecektim. Pandemi süreci taburcu olmanız gerekiyor dediler. Ertesi gün beni apar topar taburcu ettiler. Kesinlikle ben onların cezasını çekmesini istiyorum. Benim kızıma yaşattıklarını benim kızım gibi bunlara yaşayan herkes için onların cezasını çekmesini istiyorum. Sonuna kadar hak ediyorlar” ifadelerini kullandı.