KÜLTÜR SANAT - 22 Ekim 2024 Salı 14:35

Gaziantep’te havaların soğumasıyla soba satışları arttı

A
A
A
Gaziantep’te havaların soğumasıyla soba satışları arttı

Kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte soba satışlarında büyük bir hareketlilik yaşanırken soba tamiri yapan esnaf günlük bin TL’ye çalışacak eleman bulamıyor.


Gaziantep’te soğuk havaların etkisini göstermesiyle beraber birçok kişi bağ evi ve evlerinde ısınma ihtiyacını karşılamak için soba satın almaya yöneldi. Ancak artan talep, soba imalatı ve tamiratı yapan esnaflar için yeni zorlukları da beraberinde getirdi. Soba imalatı ve tamiratı yapan Bülent Kavas, soba mesleğinin ölmeye başladığını söyleyerek günlük bin TL’ye çalışacak eleman bulmakta zorlandıklarını dile getirdi.


"Soba satışlarında düşüş olur ama mesleğimiz asla ölmez"


Soba Tamircisi Bülent Kavas, doğalgaz imkanlarının gelişmesiyle birlikte soba sektöründe düşüşler olduğunu belirterek, “Soba geleneği her geçen sene azalmaya başladı. Doğalgazın gelişmesi ve kentin birçok ilçesine kadar gitmesiyle birlikte soba sektöründe düşüş meydana geldi ama bizler bu mesleği devam ettirmek için çabalıyoruz. Bağ evlerinde, doğalgazın olmadığı köy ve mahallelerde, iş yerlerinde vatandaşlar ısınma sorununu ortadan kaldırmak için sobayı tercih ediyor. Soba satışlarında düşüş olur ama mesleğimiz asla ölmez” dedi.


“Günlük bin TL’ye eleman bulamıyoruz”


Bülent Kavas, özellikle gençlerin bu mesleğe ilgi göstermediğini, masa başı iş istediklerini söyleyerek, “1 buçuk yıldır tek başıma çalışıyorum. Talepleri karşılamaya çalışıyorum. Eleman yetiştirme şansımız yok. Bizler bu mesleğin son devirleriyiz. Sobacılık mesleğine talep eden kimse yok. Günlük bin TL veriyoruz ama yine de eleman bulamıyoruz” dedi.


Atölyesinde tamir ettiği ve ürettiği sobaları satan Bülent Kavas, fiyatların 750 TL’den başlayıp kalitesine göre fiyatında değişiklik olduğunu söyledi.



Gaziantep’te havaların soğumasıyla soba satışları arttı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Taşkın, Yahya Sinvar’a rahmet diledi Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, Hamas’ın şehit lideri Yahya Sinvar için Kernek Meydanı’nda kurulan taziye çadırını ziyaret ederek, merhum mücahide rahmet diledi. Hamas’ın önde gelen liderlerinden ve Filistin davasının sembol isimlerinden Yahya Sinvar’ın şehadetinin ardından, Battalgazi’de Kernek Meydanı’nda taziye çadırı kuruldu. Belediye Başkanı Bayram Taşkın, bu anlamlı mekâna gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Yahya Sinvar için dualar etti. Başkan Taşkın, ziyaret esnasında yaptığı konuşmada, şehadet kavramının Filistin davası için önemine değindi ve Sinvar’ın direnişin sembollerinden biri olduğunu vurgulayarak; "Yahya Sinvar, hayatını Filistin halkının özgürlüğüne ve adalet arayışına adamış bir liderdi. O, sadece bir lider değil, direnişin sembol isimlerinden biriydi. Şehadeti, Filistin davasında olduğu gibi tüm mazlum coğrafyalar için de büyük bir anlam taşımaktadır. O’nun mücadelesi, hepimize adalet ve özgürlük yolunda ilham vermektedir" ifadelerini kullandı. Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, konuşmasında ayrıca Şehit Yahya Sinvar ile birlikte, Abdülaziz er-Rantisi, Şeyh Ahmed Yasin ve İsmail Heniyye gibi Filistin davasına önderlik eden mücahitleri de andı ve bu kahramanların asla unutulmayacağını vurgulayarak, "Bu komutanlar, mazlum halkların mücadelesinde her zaman ön saflarda yer aldı. Onlar öldürülse de davaları yaşamaya devam ediyor. Şehit edilen mücahitlerin ardından yeni liderler, yeni kahramanlar doğacaktır. Mücadeleleri, adalet arayışları asla bitmeyecek. Yahya Sinvar, Abdülaziz er-Rantisi ve Şeyh Ahmed Yasin, İsmail Heniyye gibi liderler, mücadelenin sonsuzluğunu bize göstermiştir. Filistin halkı, bu önderlerinin izinden gitmeye devam edecektir" diye konuştu. Ziyarete katılan vatandaşlar da Yahya Sinvar’ın hatırasını yaşatmak adına düzenlenen bu anlamlı taziye çadırında bir araya gelerek dualar etti. Başkan Taşkın, Sinvar’ın ve diğer mücahitlerin hayatlarını Filistin davasına adadıklarını vurgularken, mücadelenin devam edeceğini ve bu kahramanların asla unutulmayacağını ifade etti.
İzmir Türk bilim adamına Japonya’da prestijli ödül Uluslararası Plastik Rejenarif Cerrahlar Derneği Türkiye Delegesi Prof. Dr. Eray Copcu’nun geliştirdiği doku yenilenmesine yönelik tedavi, Tokyo’da düzenlenen Sydney Coleman En İyi Bilimsel Çalışma Yarışması’nda 3’üncülük elde etti. Japonya’nın başkenti Tokyo’da uluslararası 4 dernek ve 2 bin 500 doktorun katılımıyla gerçekleştirilen rejenaratif cerrahlar ve biyolojik ürünler buluşmasında Türkiye’yi Prof. Dr. Eray Copcu temsil etti. International Society of Plastic Regenarative Surgeons (Uluslararası Plastik Rejenaratif Cerrahlar Derneği )Türkiye Delegesi Copcu, toplantıda 4 çalışmasını uluslararası tıp dünyasına duyurdu ve bir oturumun da başkanlığını üstlendi. Copcu’nun geliştirdiği ve hücrelerin yenilenip iyileşmesine yönelik çalışma da organizasyon kapsamında Sydney Coleman En İyi Bilimsel Çalışma Yarışması’nda 3’üncülüğe layık görüldü. Dünyanın dört bir yanından yüzlerce bilimsel eser arasından seçilen 12 adayın değerlendirildiği yarışmada, Copcu’nun “eksozom terapilerinin rejenaratif tıpta kullanılmasını” içeren doku yenilenmesine yönelik çalışması dereceye giren tek klinik çalışma oldu. Hücresiz hücre tedavisi Prof. Copcu, yaptığı açıklamada, dünyanın özellikle koronavirüs salgını ve teknoloji 5.0 devriminden sonra çok hızlı geliştiğini ve tıbbın da bu gelişmelere çok hızlı uyum sağladığını belirtti. Yeni dönemde ilaçla tedavinin yerini, kök hücre tedavileri yoluyla hasarlı dokuların yerine geçebilecek yeni ve canlı dokuların geliştirilmesini hedefleyen rejeneratif tıp uygulamalarının aldığına dikkat çeken Copcu, uygulama sayesinde 90 yaşındaki bireyin anne karnındaki bebeğin iyileşme gücüne ulaşmasını hedeflediklerini vurguladı. Copcu, bireyden alınacak az miktarda yağ dokusunu eksozom ile birleştirince anne karnındaki mükemmel iyileşme olanağına ulaşmanın mümkün olabildiğine dikkat çekerek, “Bunun yaşlı bir bireyde olması tedavisi imkansız görünen pek çok duruma çare olacaktır. Bu paradigma değiştiren bir gelişme sayılabilir” dedi. Hücresiz hücre tedavileri Rejeneratif tıp kapsamında en popüler uygulamanın günümüzde eksozom uygulamaları olduğunu belirten Prof. Copcu, “40-120 nanometre boyutlarındaki bu hücre dışı veziküller, hücreler arası iletişimi ve kargo görevini görürler. Dokunun rejenerasyonu yani yenilenmesi için bunlar kök hücreden elde edilen aslında hücresiz hücre tedavileridir. Çünkü herhangi bir hücre içermezler, çok sayıda protein içerirler” dedi. Copcu, hücrenin özelliğini taşıyan eksozom tedavilerinin son yıllarda çok hızlı kullanıma girdiğini dile getirerek, doğal eksozomların insan, hayvan ve bitkilerden alınan hücrelerden alınabildiğini, mühendislik ürünü eksozomların (indüklenmiş mezenkimal hücreler) ise çok yüksek teknoloji ile laboratuvarda elde edilebildiğini anlattı. Eray Copcu, ödüle layık görülen çalışmasında kişiden alınan az miktarda yağ dokusunun mühendislik ürünü eksozomla birleştirildiğini ve yeniden hastaya verilerek iyileşme, onarım sağlandığını ifade etti. 2 yeni gelişmeyi tıp literatürüne soktu Geliştirdiği rejeneratif tıp yaklaşımı ile 2 yeni gelişmenin de literatüre girdiğini dile getiren Copcu, şu teknik bilgileri verdi: “Bunlardan biri Adinizer adlı ultra-keskin bıçaklarla yağ doku içindeki yağları selektif olarak ortadan kaldırarak ilk defa yağ dokudan ekstra sellüler matriks (ECM) denen, vücuttaki hücrelerin iyileşmesi, çoğalması ve hareketini kontrol eden yapıyı izole etmiştir ki bu işleme de-parenkimizasyon adı verilmiştir. İkinci olarak da iMSC’den elde edilmiş eksozomları bu deparenkimize ECM birleştirerek otologizasyon yani kendileştirme sağlamıştır. Bu 2 kavram da literatüre ilk defa girmiştir."