Yerel Haberler
Bayburt
Bayburt’ta Haylan kabağı hasadı 20 Eylül 2024 Cuma - 12:22:52 Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ümmügülsüm Erdoğan ve Demirözü Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Yaşar Erdoğan öncülüğünde yürütülen organik tarım çalışmaları, Bayburt’un tarımsal potansiyeline yeni bir boyut kazandırdı. Bayburt Üniversitesinin organik tarım uygulama sahalarında gerçekleştirilen Gaziantep Haylan Kabağı (Lagenaria siceraria L.) yetiştirme çalışmaları olumlu sonuç verdi ve hasat işlemi başarıyla tamamlandı. Sürdürülebilir tarım için yeni bir ürün: Haylan kabağı Bayburt’un tarımsal potansiyelini geliştirmeyi hedefleyen bu proje, hem yerel ekonomiye hem de sürdürülebilir tarım uygulamalarına önemli katkılar sağladı. Bayburt’un iklim ve toprak koşullarına uygunluğu test edilen Gaziantep Haylan Kabağı, yüksek verim potansiyeli ve organik tarım uygulamalarına elverişliliği ile dikkat çekiyor. Kabağın yetiştirilmesi esnasında kimyasal gübre ve pestisit kullanılmaması, ürünün sağlıklı ve doğal kalitesini korumasını sağladı. Haylan kabağının ekonomik ve sağlık açısından faydaları Gaziantep Haylan kabağı, besin değeri yüksek bir sebze olarak biliniyor. Yüksek lif içeriği, vitamin ve mineral bakımından zengin yapısı ile sağlıklı beslenme için ideal bir seçenek. Ayrıca, çeşitli yemeklerde kullanılabilmesi ve uzun süre saklanabilmesi, ekonomik değerini artırıyor. Bu tür projeler sayesinde Bayburtlu çiftçiler, tarımsal üretim çeşitliliğini artırarak pazar avantajı elde edebilecek. Rektör Türkmen’den sürdürülebilirlik vurgusu Rektör Prof. Dr. Mutlu Türkmen, elde edilen bu başarı ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, sürdürülebilir tarımın önemine dikkat çekti. "Bayburt Üniversitesi olarak yerel tarımın gelişimine katkıda bulunmak ve çiftçilerimize alternatif ürünler sunmak adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Haylan Kabağı hasadı, bu çabaların bir sonucudur. Üniversitemiz, yerel halk ile iş birliği içinde Bayburt’un tarımsal potansiyelini ortaya çıkarmaya devam edecektir. Çiftçilerimize yeni bir ürün yelpazesi sunarak ekonomik kalkınmayı desteklemek ve sürdürülebilir tarımı teşvik etmek en büyük hedefimiz." dedi. Yerel ekonomiye katkı Haylan Kabağı yetiştiriciliğinin başarıyla gerçekleştirilmesi, Bayburt’un organik tarım alanında söz sahibi olma yolunda önemli bir adım. Bu tür projeler, yerel çiftçilerin yeni ürünler deneyimlemesini sağlayarak ekonomik kazançlarını artırmalarına olanak tanıyor. Aynı zamanda, organik tarımın yaygınlaşması ile birlikte Bayburt, ekolojik dengeyi koruyarak çevre dostu üretim yöntemleri konusunda da öncü bir rol üstleniyor. Geleceğe yatırım Üniversitenin organik tarım çalışmalarında elde ettiği bu başarı, sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ümmügülsüm Erdoğan ve Doç. Dr. Yaşar Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen bu projeler, Üniversitemizin akademik bilgi birikimini ve araştırma gücünü yerel halkın hizmetine sunarak bölgenin kalkınmasına katkı sağlamaya devam ediyor. Üniversitenin, bu tür projelerle tarım alanında yenilikçi uygulamaları teşvik ederek hem akademik hem de toplumsal sorumluluğunu yerine getirmeyi sürdürecek. Şehrin tarım ekonomisine yeni bir soluk getiren bu başarı, bölge çiftçileri için umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
20 Eylül 2024 Cuma - 12:10 Yenilenme Üniversitesi Başladı: “Zamana Yenilmiyoruz; Yenileniyoruz” Bayburt Üniversitesi, toplumun her kesimine eğitim fırsatları sunma vizyonunun bir parçası olarak sağlıklı yaşlanmayı destekleyen "Yenilenme Üniversitesi" projesini başlattı. "Zamana Yenilmiyoruz; Yenileniyoruz" sloganıyla hayata geçirilen proje, düzenlenen basın lansmanında özellikle 55 yaş üstü bireylerin bilgi ve becerilerini geliştirmeyi amaçlayan bir yaşam boyu öğrenme programı olarak tanıtıldı. Lansman töreninde Rektör Prof. Dr. Mutlu Türkmen ile proje paydaşları olan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Salih Köse ve Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdür Vekili Nihat Kaya arasında resmî protokoller imzalandı. Protokollerle çerçevesi çizilen Yenilenme Üniversitesi projesi kapsamında, bireylerin sosyal hayata aktif katılımını sağlamak ve sağlıklı yaşlanma süreçlerine destek olmak hedefleniyor. Yenilenme Üniversitesinin, Rektör Prof. Dr. Mutlu Türkmen’in başkanlığında düzenlenen basın lansmanında, projenin detayları paylaşıldı. Lansmanda, Yenilenme Üniversitesi Proje Koordinatörlerinden Dr. Öğr. Üyesi Özge Esgin tarafından kapsamlı bir sunum yapıldı. Ayrıca, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü ile iş birliğini güçlendirmek amacıyla birer protokol imzalandı. Lansman törenine, Bayburt Üniversitesi üst yönetimi, Bayburt basın camiasının önde gelen temsilcileri ve proje koordinatörleri katıldı. Sunumda detayları paylaşılan Yenilenme Üniversitesi, 55 yaş üstü bireylere yönelik bir eğitim programı olarak tanıtıldı. Program, bu bireylerin mevcut bilgi ve becerilerini koruyarak yeni bilgi ve yetkinlikler kazanmalarını sağlamayı, ayrıca yaşam boyu öğrenim sürecine katkı sunmayı amaçlanıyor. Program çerçevesinde teknoloji ve tıp alanındaki gelişmelere paralel olarak artan yaşam süresi ve yaşlı nüfusun ihtiyaçlarına yönelik dersler ve sosyal aktiviteler sunuluyor. Dr. Öğr. Üyesi Esgin’in sunumunda öne çıkan diğer başlıklar ise şöyle: Programın Amacı Yenilenme Üniversitesi, yaşlanma sürecindeki bireyleri sosyal hayata daha aktif katılım sağlama ve sağlıklı yaşlanma konusunda bilinçlendirme hedefiyle kurulmuştur. Program, bireylerin hem zihinsel hem de fiziksel olarak aktif kalmalarını destekleyerek onların topluma daha verimli katkılarda bulunmalarını amaçlamaktadır. Programda Hangi Dersler Yer Almaktadır? Eğitim programı oldukça geniş kapsamlıdır ve 55 yaş üstü bireylere din kültürü, sağlık, spor, tarih, sanat, yabancı dil, felsefe ve genel kültür gibi birçok farklı alanda dersler sunmaktadır. Ayrıca, düzenlenen doğa yürüyüşleri, toplu yemekler, sanatsal aktiviteler ve geziler gibi sosyal etkinlikler ile bireylerin toplumsal hayata aktif katılımı teşvik edilmektedir. Eğitim Süresi ve Eğitimin Verileceği Yer Yenilenme Üniversitesi programı, iki akademik yıl boyunca Güz ve Bahar dönemlerinde devam edecek. Eğitimler Bayburt Üniversitesi Dede Korkut Külliyesi’nde bulunan Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde teorik ve uygulamalı derslerle yürütülecek. Eğitim dili Türkçe olup, eğitimler gönüllü Bayburt Üniversitesi öğretim üyeleri tarafından verilecektir. Mezunlara Verilecek Sertifika Programı başarıyla tamamlayan öğrencilere Bayburt Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından "Yenilenme Üniversitesi Başarı Sertifikası" verilecektir. Sertifikalar, bireylerin iki yıllık eğitim sürecinde kazandıkları bilgi ve becerileri belgelendirecektir. Kayıt Başvuru Süreci ve Gerekli Belgeler Yenilenme Üniversitesine 55 yaş üstü tüm bireyler, herhangi bir mezuniyet şartı aranmaksızın kayıt yaptırabilir. Kayıt başvuruları, 18 Eylül - 4 Ekim 2024 tarihleri arasında Bayburt Üniversitesi Dede Korkut Külliyesi Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı’na şahsen yapılacaktır. Başvuru için 2 adet vesikalık fotoğraf, nüfus cüzdanı veya pasaport fotokopisi ile başvuru formu gereklidir.
20 Eylül 2024 Cuma - 12:06 Bayburt Üniversitesinden 2 akademisyen dünyanın en etkili bilim insanları arasında yer aldı Elsevier ve Stanford Üniversitesi’nin her yıl gerçekleştirdiği dünyanın en etkili bilim insanları listesinde Bayburt Üniversitesinden 2 akademisyen yer aldı. Stanford Üniversitesinin koordinasyonunda yürütülen “Updated Science-Wide Author Databases of Standardized Citation İndicators” başlıklı araştırmada, kapsamlı bir bilimsel etki endeksi oluşturularak tüm dünyada araştırmalar yapan ve makaleler yayımlayan akademisyenler sıralandı. Bilimsel makalelerin atıf oranlarının yazar sırası ve sayısı gibi kriterlerin kompozit indikatör bilimsel etki endeksi kullanılarak değerlendirmeye alındığı araştırmada, bilim insanlarının h-indeksi yayın ve atıf sayısı gibi önemli ölçütler göz önüne alınarak sıralama yapıldı. Türkiye’den de birçok bilim adamının yer aldığı dünyanın en etkili bilim insanları listesinde, bu yıl listede Bayburt Üniversitesinden Prof. Dr. Engin Şahin (Sağlık Bilimleri Fakültesi) ve Doç. Dr. Erdal Öner (Mühendislik Fakültesi) yer aldı. Rektör Prof. Dr. Mutlu Türkmen, iki akademisyenin elde ettiği başarıyla ilgili, “Prof. Dr. Engin Şahin ve Doç. Dr. Erdal Öner’in dünya çapında en fazla atıf alan bilim insanları arasında yer alması, üniversitemizin bilimsel alandaki güçlü duruşunu ve akademisyenlerimizin uluslararası bilim dünyasındaki etkisini göstermektedir. Bu başarı, yalnızca kişisel bir zafer değil, Bayburt Üniversitesinin bilimsel üretkenliğinin ve akademik değerlerinin bir yansımasıdır. Atıf göstergeleri, bir bilim insanının yaptığı çalışmaların ne kadar etkili ve yaygın olduğunu ortaya koyan önemli bir kriterdir. Bu bağlamda, her iki hocamızı da gönülden tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum." dedi.
20 Eylül 2024 Cuma - 10:13 Bayburt İl Özel İdare binasının asansörlerini su bastı: "Yakında burada balık çıkacak” Bayburt İl Özel İdare binası asansörlerini su bastı, asansörler kullanılamaz hale geldi. Su dolu asansörün içindeki su ekipler tarafından tahliye edilirken, bir vatandaş "Yakında buradan balık çıkacak" yorumunda bulundu. Gençosman Mahallesi, Dörtyol mevkisinde bulunan 6 katlı İl Özel İdaresi binasındaki asansörler, henüz bilinmeyen bir nedenle suyla doldu. Asansörlerde biriken su aynı binada bulunan AFAD personeli tarafından pompalı hortumlarla dışarıya tahliye edildi. Pehlül Adıgüzel isimli esnaf ise oluk oluk akan suyu israf etmeyip dükkanının önünü yıkadı. Asansörlerin su basmasının yağmurla alakalı olmadığı, su hattındaki kaçaktan dolayı sürekli suyla dolduğu iddia edilirken, bir asansörün temizlenerek kullanıma açıldığı, sadece 6’ncı kata çıkan asansörün yapılmadığı öğrenildi. Civarda esnaflık yapan vatandaşlar bir an önce sorunun giderilmesi için yetkililere çağrıda bulunarak asansörlerden tahliye edilen suyun israf olduğunu belirtti. Özellikle son bir senedir asansörlerin su bastığı iddiasında bulunan vatandaşlar, suyun ekiplerce tahliye edildiğini, asansörlerin sıklıkla suyla dolduğunu bildirdi. "Suyu israf etmeyip dükkan önünü yıkıyorum" İl Özel İdare binası yakınında esnaflık yapan Pehlül Adıgüzel isimli esnaf, suyu israf etmediğini belirterek dükkanının önünü oluk oluk akan suyla yıkadı. Asansörleri belli aralıklarla su bastığını söyleyen Adıgüzel, "Özel İdare binasını su bastı, suyu dışarı veriyorlar. Ben de o sudan istifade ediyorum, dükkanın önünü yıkıyorum. Suyu bir nevi israf etmiyorum. Ara sıra bu sorun oluyor. Dükkanlarımızda sudan kaynaklı herhangi bir sorun olmadı, oluk oluk akan suyu da bu şekilde kullanıyoruz" diyerek konuştu.
Havaların ısınmasıyla koyun kırkma mesaisi başladı
13 Temmuz 2024 Cumartesi - 11:44 Havaların ısınmasıyla koyun kırkma mesaisi başladı Yağmur yağışının ardından sıcak yaz aylarının kendini iyice hissettirdiği Bayburt’ta, sürü sahipleri küçükbaş hayvanların kırkımına başladı. Bayburt’ta koyunların temizlenmesi, serinlemesi ve besicilikten elde edilen gelirin artırılması için yünlerin kırkılması sezonu başlandı. Her yılın temmuz ayında küçükbaş hayvanların daha sağlıklı gelişebilmeleri için kırkma dönemine başlayan hayvan yetiştiricileri verimi de bu sayede artırdıklarını söylüyorlar. Yaz mevsiminin kendini iyice hissettirip sıcakların artmaya başlamasıyla koyunların rahatlaması, et ve süt veriminin çoğalması için yapılan kırkma işlemi köylerde genelde imece usulü ile yapılıyor. Kırkılan yünlerin ise yalnızca hayvan sahiplerinin yorgan yastık yapımında kullanıldığını belirten yetiştiriciler, yünün ticari anlamda bir katkısının olmadığını ve genelde çöpe atmak durumunda kaldıklarını söylüyor. "Sıcak yaz günlerinde koyunları ferahlatıyoruz" Küçükbaş hayvancılık yaparak geçimini sağlayan Mahmut Demirol, koyunların kırkıldığında hem ferahladığını hem de gelişimine katkı sağladığını belirterek, “Yıllardır hayvancılık mesleği ile uğraşıyorum. Şuan da kırkım işlemi yapıyoruz. Genelde yaz aylarında havanın sıcaklığından dolayı yapılıyor. Bunlar tabi yaylaya çıkan koyunlar için geçerli. Şuan da bizim kırktıklarımız ise kuzu. Kuzular yaz mevsiminde iki defa kırkılıyor. Bunun sebebi de, aşırı sıcaklardan dolayı yününü erken uzatıyor ve terleme yapıyor. Hayvanlar ferahlasın diye de yılda iki defa yaz mevsiminde kırkıyoruz. Terleme çok oluyor hayvanlarda, mecbur rahatlaması için kırkıyoruz. Kırktığımız koyunlar daha fazla gelişim gösteriyor” dedi.
Bayburt’ta 4 gün sürecek 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü programı belli oldu
12 Temmuz 2024 Cuma - 17:46 Bayburt’ta 4 gün sürecek 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü programı belli oldu 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Bayburt’ta 4 güne yayılan bir programla kutlanacak. Bugün kutlamaların başladığı program ise şu şekilde; 12 Temmuz Cuma Saat: 10.00 15 Temmuz doğa yürüyüşü ve fidan dikimi(Yenişehir Parkı) Saat: 13.30geleneksel ok atışı gösterimi (Baberti Külliyesi Kültür Merkezi) Saat: 14.00konferans:15 Temmuz Şehitler Destanı/Konuşmacı: Doç. Dr. Abdurrahman Okuyan (Şehit Mustafa Karasakal Tiyatro Salonu) Saat :16.00Atlı cirit müsabakası(Bayburt Atlı Cirit Sahası) 13 Temmuz Cumartesi Öğle namazı öncesi bütün camilerde 15 Temmuz şehitleri için Kuranı Kerim tilavetinin yapılması, hatim duası ile ilahilerin okunması 14 Temmuz Pazar Saat: 13.30kentteki bütün Kur’an kurslarındaki öğrenciler tarafından hatim ve dua programları Saat: 19.00-21.00 15 Temmuz günü yaşananların sinevizyon gösterimi(Yusufiye Cami) Saat: 19.00 15 Temmuz şehit yakınları ile gazi ve ailelerinin onurlarına yemek verilmesi 15 Temmuz Pazartesi Saat: 10.00-Şehitlik ziyareti (Şehit Osman Tepesi) Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı Kuranı Kerim tilaveti ve dua edilmesi. Şehit mezarlarına karanfil bırakılması. Saat: 11.0015 Temmuz fotoğraf sergisi açılışı (Valilik önü) Saat: 11.50öğle namazı öncesi bütüncamilerde 15 Temmuz şehitleri için dualar edilmesi Saat 14.00 şehit ailelerinin ve gazilerin ziyaret edilmesi Saat:19.00-21.00 15 Temmuz Günü yaşananların sinevizyon gösterimi(Yeni Cami) 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Etkinliği Saat: 20.00Temsili Dede Korkut ve Bamsı Beyrek karakteri,mehteran takımı ve atlı cirit kulübü atlılarının taş köprüden etkinlik alanına gelmesi Saat 20.00-00.1315 Temmuz konulu sinevizyon gösterimi Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması Kuran’ı Kerim tilaveti ve dua okunması Mehter takımı marş seslendirmesi Protokol Konuşmaları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın15 Temmuz konuşmasının naklen yayınlanması Şiirlerin Okunması (Eylem Maruf Söylemez-Bu Vatan Kimin Samet Erdaş-30 Kuş) Dede Korkut temsili karakteri(Kurban Çil) tarafından Dede Korkut duası okunması Türk halk müziği kahramanlık türküleri konseri Bayburt İI Müftülüğü ilahi grubunun ilahiler söylemesi (Saray Bahçesi) Saat 22.00 ’Demokrasi bilinci elden ele taşınan bu bayrak yarışıdır’ sloganı ile yapılacak olan 15 Temmuz Şehitleri sancak koşusu 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece yarısı tüm camilerde sela okunması. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nöbetinin tutulması. 16 Temmuz sabah namazından önce tüm camilerde sela okunması.
’Dünyanın En İyi Turizm Köyü’ teklifi içinde, Bayburt’un Dumlu köyü yer aldı
12 Temmuz 2024 Cuma - 10:24 ’Dünyanın En İyi Turizm Köyü’ teklifi içinde, Bayburt’un Dumlu köyü yer aldı Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı tarafından hazırlanan ’Dünyanın En İyi Turizm Köyü’ önerisi içerisinde Bayburt’un Dumlu Köyü öneriler arasında bulundu. Hazırlanan çalışmada Dumlu köyü için ‘Dünyanın En İyi Turizm Köyü’ etiketi çalışmalarını başlatma önerisi yer aldı. Dumlu köyü için Soğanlı Dağları’nın kendisine bahşettiği eşsiz doğal yapı, bozulmamış doku ve otantik yayla köyü kültürü ile en iyi turizm köyü listesine girebilecek potansiyeli taşıdığı ifade edilen çalışmada, köyün dünyanın en tehlikeli yolu olarak ün yapan Derebaşı Virajları’na 3 kilometre, Uzungöl’e ise 33 kilometre mesafede olduğunun önemine değinildi. 2023 yılının Aralık ayında tamamlanan ve Bayburt için çok önemli içerikler sunan çalışmanın Dumlu köyü hakkındaki bölümünde şu ifadeler yer alıyor; “Aydıntepe ilçesine bağlı Dumlu köyü, Bayburt’un Kuzeyinde yer alan Soğanlı Dağları’nda bulunmaktadır. Bayburt’ta doğal yapısı en iyi korunmuş köylerden biridir. Aydıntepe’ye 36 kilometre; Bayburt il merkezine ise 44 kilometre uzaklıktadır. Dumlu köyü dünyanın en tehlikeli yollarından biri olarak gösterilen ve Trans Avrupa Rotası içinde yer alan Derebaşı Virajlarına ise 3,5 kilometre uzaklıktadır. Özellikle Derebaşı Virajlarına çok yakın olması nedeniyle, bölgeye gelen ziyaretçiler için uğrak noktası olabilecek bir turizm köyü haline getirilebilir. Bu amaçla Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü tarafından her yıl belirlenen en iyi turizm köyleri listesine girmesi yönünde çalışmalar başlatılmalıdır. Birleşmiş Milletler tarafından yürütülen bu proje, kırsal turizmin sürdürülebilir kalkınma amaçları ile uyumlu şekilde geliştirilmesini sağlamaya yönelik bir girişim olarak hayata geçirilmektedir. Türkiye’den halihazırda Taraklı, Şirince, Birgi, Mustafapaşa gibi köyler listeye girmeyi başarmıştır. Bu doğrultuda Dumlu köyü; Soğanlı Dağları’nın kendisine bahşettiği eşsiz doğal yapı, bozulmamış doku ve otantik yayla köyü kültürü ile en iyi turizm köyü listesine girebilecek potansiyeli taşımaktadır. Bu sayede Uzungöl gibi gözde bir turizm merkezine 33 kilometre kadar yakın bir mesafede olması, Dumlu’nun potansiyelini açığa çıkarma noktasında önemli bir avantaj sağlamaktadır.”
“Yoldaşım” dediği zurnasına yarım asırdır nefes oluyor
12 Temmuz 2024 Cuma - 10:23 “Yoldaşım” dediği zurnasına yarım asırdır nefes oluyor Bayburt’ta ’Zurnacı Aydın’ olarak bilinen 69 yaşındaki Aydın Topçu, meslek olarak başladığı zurnacılık işinde 50 yılı geride bıraktı. "Zurna benim arkadaşım, yoldaşım diyen" Topçu, yarım asırdır kamışlı zurnasına nefes oluyor. 1967 senesinde müzik hayatına başlayan Topçu; hem zurna çaldı, hem Türk halk müziği ile ilgilendi, hem de halk oyunlarında barlar oynadı. 10 yıl boyunca zurna çalıp, korolarda türkü söyleyerek, barlar oynayan Topçu, 1977 yılından sonra profesyonel olarak zurna çalmaya başladı. 12 yıldır düğünlere zurnacı olarak katılan Topçu, davulcu arkadaşı Bünyami Tuluğ ile düğünlere renk katıyor. Kentteki tek zurnacı olan Topçu, yetiştirdiği öğrencileriyle zurnayı genç nesillerin devralacağını söyleyerek, zurna kültürünün devam edeceğini bildirdi. Çaldığı zurna, mey, ney ve balaban gibi üflemeli çalgılarla Türk halk müziğinin en iyi zurna virtüözlerinden olan Binali Selman’dan zurnanın püf noktalarını öğrendiğini belirten Topçu, zurnayı doğru üflemesinde Binali Selman’ın payının büyük olduğunu ifade etti. 57 yıldır müziğin içinde Müzik hayatına kaval çalarak başlayan Topçu, 1967 yılında müzikle ilgilenmeye başladığını kaydederek, "Müzik hayatıma 67-68’li yıllarda başladım. 1977 yılına kadar halk müziği ve halk oyunlarıyla ilgilendim. Hem korolarda enstrüman çalıp, türkü söyledim hem de halk oyunlarıyla ilgilenip, barlar oynadım. Daha önce zurna çalıyordum ama 1977’den sonra profesyonel olarak zurna çalmaya başladım ve aşağı yukarı yarım asırdır, 50 küsür yıldır zurna çalıyorum" dedi. Yetiştirdiği isimler Topçu’dan görevi devralacak Bayburtlu sanatçı Serdar Eslek’i, davulcu arkadaşı Bünyami Tuluğ’un oğlu Kadir Tuluğ’u yetiştirdiğini, bu isimlerin görevi kendisinden devralarak zurnayı gelecek kuşaklara aktaracağını söyleyen Topçu, "Bayburt’ta zurnacı olarak şu an ben tekim, köylerde öğrencilerim var, yetiştirdiğim kişiler var. Benden sonra inşallah onlar görevi devralacak. 12 yıldır Bünyami Tuluğ ile beraber bu işi yürütüyorum, Bünyami’nin oğlu Kadir’i, sanatçı Serdar Eslek’i zurnacı olarak yetiştiriyorum. İnşallah benden sonra onlar bu işi devralıp, devam edecekler" ifadelerini kullandı. Zurnayı ustasından öğrendi, yurt içinde ve yurt dışında dereceler aldı Rahmetli müzisyen Binali Selman’dan zurnanın inceliklerini öğrenen Topçu kendini geliştirerek yurt içinde ve yurt dışında katıldığı yarışmalardan derecelerle döndü. İşin püf noktasını Binali Selman’dan öğrendiğini vurgulayan Topçu, "Türkiye genelinde çok yarışmalara katıldım, halk oyunlarında derecelerimiz var. Binali Selman’ın döneminde zurna çalmıştım, rahmetli Binali Selman bana zurnayla ilgili 1-2 püf nokta öğretti, ondan sonra benim zurna çalmam biraz daha gelişti, ilerledi" diyerek konuştu. "Durumu olmayan düğün sahibi ailelerden para almadığımız da oluyor" Düğünlere, kına gecelerine, gelin çıkarmalarına davulcu arkadaşı Bünyami Tuluğ ile zurna çalmaya giden Topçu, her şeyin para olmadığını, durumu olmayan ailelerden para almadıklarını belirtti. Bir düğünden bazen 2-3 bin, bazen hiç para almadıklarını aktaran Topçu, "Şu an Bayburt’ta düğünlere, köy düğünlerine, kına gecelerine, gelin çıkarmalarına gidiyorum. Buralardan da şükürler olsun az, çok kazanıyoruz. Bir gelin çıkarmadan 2-3 bin lira alıyoruz. Bazen bahşiş gelir, bazen gelmez. Öyle günler oldu ki gariban kişilerden 5 kuruş para almadık. Benim ritmci arkadaşım Bünyami para almayacağız, gariban aile diyerek benim haberim olmadan düğünlerden iş alıyor. Düğün sahibi de Bünyamin’e diyor ki, "Zurnacının haberi var mı?" O da sadece "benim zurnacım bir tanedir, bedava desen bedava çalar, parayla desen parayla çalar, hiç kimseyi kırmaz" der o işten para almayız ailelerin gönlünü yaparız. Biz hep böyleydik, böyle çevre edindik, böyle tutulduk, sevildik" ifadelerini kullandı. 4 ameliyat geçirdi yine de zurnasından vazgeçmiyor: "Zurna benim arkadaşım, yoldaşım" Çok ciddi kalp problemi yaşadığını, 4 ameliyat geçirdiğini belirten Topçu, gönül verdiği zurnasından vazgeçemediğini vurguladı. "Zurna benim arkadaşım, zurna benim yoldaşım" diyen Topçu, bir sene daha zurna çaldıktan sonra mesleği bırakıp, bırakmayacağına karar vereceğini ifade ederek, "Bu sene de zurna çalayım bundan sonra belki bir yıl daha devam ederim, etmem onu sağlık sorunlarım belirleyecek. Sağlık sorunlarım biraz problem oluyor, 4 ameliyat geçirdim, buna rağmen müzikten kopamıyorum. Zurna benim yoldaşım, arkadaşım her şeyim" sözlerini kullandı.
“Yoldaşım” dediği zurnasına yarım asırdır nefes oluyor
12 Temmuz 2024 Cuma - 10:19 “Yoldaşım” dediği zurnasına yarım asırdır nefes oluyor Bayburt’ta ’Zurnacı Aydın’ olarak bilinen 69 yaşındaki Aydın Topçu, meslek olarak başladığı zurnacılık işinde 50 yılı geride bıraktı. "Zurna benim arkadaşım, yoldaşım diyen" Topçu, yarım asırdır kamışlı zurnasına nefes oluyor. 1967 senesinde müzik hayatına başlayan Topçu; hem zurna çaldı, hem Türk halk müziği ile ilgilendi, hem de halk oyunlarında barlar oynadı. 10 yıl boyunca zurna çalıp, korolarda türkü söyleyerek, barlar oynayan Topçu, 1977 yılından sonra profesyonel olarak zurna çalmaya başladı. 12 yıldır düğünlere zurnacı olarak katılan Topçu, davulcu arkadaşı Bünyami Tuluğ ile düğünlere renk katıyor. Kentteki tek zurnacı olan Topçu, yetiştirdiği öğrencileriyle zurnayı genç nesillerin devralacağını söyleyerek, zurna kültürünün devam edeceğini bildirdi. Çaldığı zurna, mey, ney ve balaban gibi üflemeli çalgılarla Türk halk müziğinin en iyi zurna virtüözlerinden olan Binali Selman’dan zurnanın püf noktalarını öğrendiğini belirten Topçu, zurnayı doğru üflemesinde Binali Selman’ın payının büyük olduğunu ifade etti. 57 yıldır müziğin içinde Müzik hayatına kaval çalarak başlayan Topçu, 1967 yılında müzikle ilgilenmeye başladığını kaydederek, "Müzik hayatıma 67-68’li yıllarda başladım. 1977 yılına kadar halk müziği ve halk oyunlarıyla ilgilendim. Hem korolarda enstrüman çalıp, türkü söyledim hem de halk oyunlarıyla ilgilenip, barlar oynadım. Daha önce zurna çalıyordum ama 1977’den sonra profesyonel olarak zurna çalmaya başladım ve aşağı yukarı yarım asırdır, 50 küsür yıldır zurna çalıyorum" dedi. Yetiştirdiği isimler Topçu’dan görevi devralacak Bayburtlu sanatçı Serdar Eslek’i, davulcu arkadaşı Bünyami Tuluğ’un oğlu Kadir Tuluğ’u yetiştirdiğini, bu isimlerin görevi kendisinden devralarak zurnayı gelecek kuşaklara aktaracağını söyleyen Topçu, "Bayburt’ta zurnacı olarak şu an ben tekim, köylerde öğrencilerim var, yetiştirdiğim kişiler var. Benden sonra inşallah onlar görevi devralacak. 12 yıldır Bünyami Tuluğ ile beraber bu işi yürütüyorum, Bünyami’nin oğlu Kadir’i, sanatçı Serdar Eslek’i zurnacı olarak yetiştiriyorum. İnşallah benden sonra onlar bu işi devralıp, devam edecekler" ifadelerini kullandı. Zurnayı ustasından öğrendi, yurt içinde ve yurt dışında dereceler aldı Rahmetli müzisyen Binali Selman’dan zurnanın inceliklerini öğrenen Topçu kendini geliştirerek yurt içinde ve yurt dışında katıldığı yarışmalardan derecelerle döndü. İşin püf noktasını Binali Selman’dan öğrendiğini vurgulayan Topçu, "Türkiye genelinde çok yarışmalara katıldım, halk oyunlarında derecelerimiz var. Binali Selman’ın döneminde zurna çalmıştım, rahmetli Binali Selman bana zurnayla ilgili 1-2 püf nokta öğretti, ondan sonra benim zurna çalmam biraz daha gelişti, ilerledi" diyerek konuştu. "Durumu olmayan düğün sahibi ailelerden para almadığımız da oluyor" Düğünlere, kına gecelerine, gelin çıkarmalarına davulcu arkadaşı Bünyami Tuluğ ile zurna çalmaya giden Topçu, her şeyin para olmadığını, durumu olmayan ailelerden para almadıklarını belirtti. Bir düğünden bazen 2-3 bin, bazen hiç para almadıklarını aktaran Topçu, "Şu an Bayburt’ta düğünlere, köy düğünlerine, kına gecelerine, gelin çıkarmalarına gidiyorum. Buralardan da şükürler olsun az, çok kazanıyoruz. Bir gelin çıkarmadan 2-3 bin lira alıyoruz. Bazen bahşiş gelir, bazen gelmez. Öyle günler oldu ki gariban kişilerden 5 kuruş para almadık. Benim ritmci arkadaşım Bünyami para almayacağız, gariban aile diyerek benim haberim olmadan düğünlerden iş alıyor. Düğün sahibi de Bünyamin’e diyor ki, "Zurnacının haberi var mı?" O da sadece "benim zurnacım bir tanedir, bedava desen bedava çalar, parayla desen parayla çalar, hiç kimseyi kırmaz" der o işten para almayız ailelerin gönlünü yaparız. Biz hep böyleydik, böyle çevre edindik, böyle tutulduk, sevildik" ifadelerini kullandı. 4 ameliyat geçirdi yine de zurnasından vazgeçmiyor: "Zurna benim arkadaşım, yoldaşım" Çok ciddi kalp problemi yaşadığını, 4 ameliyat geçirdiğini belirten Topçu, gönül verdiği zurnasından vazgeçemediğini vurguladı. "Zurna benim arkadaşım, zurna benim yoldaşım" diyen Topçu, bir sene daha zurna çaldıktan sonra mesleği bırakıp, bırakmayacağına karar vereceğini ifade ederek, "Bu sene de zurna çalayım bundan sonra belki bir yıl daha devam ederim, etmem onu sağlık sorunlarım belirleyecek. Sağlık sorunlarım biraz problem oluyor, 4 ameliyat geçirdim, buna rağmen müzikten kopamıyorum. Zurna benim yoldaşım, arkadaşım her şeyim" sözlerini kullandı.