Yerel Haberler
Bayburt
Bayburt’ta Haylan kabağı hasadı 20 Eylül 2024 Cuma - 12:22:52 Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ümmügülsüm Erdoğan ve Demirözü Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Yaşar Erdoğan öncülüğünde yürütülen organik tarım çalışmaları, Bayburt’un tarımsal potansiyeline yeni bir boyut kazandırdı. Bayburt Üniversitesinin organik tarım uygulama sahalarında gerçekleştirilen Gaziantep Haylan Kabağı (Lagenaria siceraria L.) yetiştirme çalışmaları olumlu sonuç verdi ve hasat işlemi başarıyla tamamlandı. Sürdürülebilir tarım için yeni bir ürün: Haylan kabağı Bayburt’un tarımsal potansiyelini geliştirmeyi hedefleyen bu proje, hem yerel ekonomiye hem de sürdürülebilir tarım uygulamalarına önemli katkılar sağladı. Bayburt’un iklim ve toprak koşullarına uygunluğu test edilen Gaziantep Haylan Kabağı, yüksek verim potansiyeli ve organik tarım uygulamalarına elverişliliği ile dikkat çekiyor. Kabağın yetiştirilmesi esnasında kimyasal gübre ve pestisit kullanılmaması, ürünün sağlıklı ve doğal kalitesini korumasını sağladı. Haylan kabağının ekonomik ve sağlık açısından faydaları Gaziantep Haylan kabağı, besin değeri yüksek bir sebze olarak biliniyor. Yüksek lif içeriği, vitamin ve mineral bakımından zengin yapısı ile sağlıklı beslenme için ideal bir seçenek. Ayrıca, çeşitli yemeklerde kullanılabilmesi ve uzun süre saklanabilmesi, ekonomik değerini artırıyor. Bu tür projeler sayesinde Bayburtlu çiftçiler, tarımsal üretim çeşitliliğini artırarak pazar avantajı elde edebilecek. Rektör Türkmen’den sürdürülebilirlik vurgusu Rektör Prof. Dr. Mutlu Türkmen, elde edilen bu başarı ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, sürdürülebilir tarımın önemine dikkat çekti. "Bayburt Üniversitesi olarak yerel tarımın gelişimine katkıda bulunmak ve çiftçilerimize alternatif ürünler sunmak adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Haylan Kabağı hasadı, bu çabaların bir sonucudur. Üniversitemiz, yerel halk ile iş birliği içinde Bayburt’un tarımsal potansiyelini ortaya çıkarmaya devam edecektir. Çiftçilerimize yeni bir ürün yelpazesi sunarak ekonomik kalkınmayı desteklemek ve sürdürülebilir tarımı teşvik etmek en büyük hedefimiz." dedi. Yerel ekonomiye katkı Haylan Kabağı yetiştiriciliğinin başarıyla gerçekleştirilmesi, Bayburt’un organik tarım alanında söz sahibi olma yolunda önemli bir adım. Bu tür projeler, yerel çiftçilerin yeni ürünler deneyimlemesini sağlayarak ekonomik kazançlarını artırmalarına olanak tanıyor. Aynı zamanda, organik tarımın yaygınlaşması ile birlikte Bayburt, ekolojik dengeyi koruyarak çevre dostu üretim yöntemleri konusunda da öncü bir rol üstleniyor. Geleceğe yatırım Üniversitenin organik tarım çalışmalarında elde ettiği bu başarı, sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ümmügülsüm Erdoğan ve Doç. Dr. Yaşar Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen bu projeler, Üniversitemizin akademik bilgi birikimini ve araştırma gücünü yerel halkın hizmetine sunarak bölgenin kalkınmasına katkı sağlamaya devam ediyor. Üniversitenin, bu tür projelerle tarım alanında yenilikçi uygulamaları teşvik ederek hem akademik hem de toplumsal sorumluluğunu yerine getirmeyi sürdürecek. Şehrin tarım ekonomisine yeni bir soluk getiren bu başarı, bölge çiftçileri için umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
20 Eylül 2024 Cuma - 12:10 Yenilenme Üniversitesi Başladı: “Zamana Yenilmiyoruz; Yenileniyoruz” Bayburt Üniversitesi, toplumun her kesimine eğitim fırsatları sunma vizyonunun bir parçası olarak sağlıklı yaşlanmayı destekleyen "Yenilenme Üniversitesi" projesini başlattı. "Zamana Yenilmiyoruz; Yenileniyoruz" sloganıyla hayata geçirilen proje, düzenlenen basın lansmanında özellikle 55 yaş üstü bireylerin bilgi ve becerilerini geliştirmeyi amaçlayan bir yaşam boyu öğrenme programı olarak tanıtıldı. Lansman töreninde Rektör Prof. Dr. Mutlu Türkmen ile proje paydaşları olan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Salih Köse ve Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdür Vekili Nihat Kaya arasında resmî protokoller imzalandı. Protokollerle çerçevesi çizilen Yenilenme Üniversitesi projesi kapsamında, bireylerin sosyal hayata aktif katılımını sağlamak ve sağlıklı yaşlanma süreçlerine destek olmak hedefleniyor. Yenilenme Üniversitesinin, Rektör Prof. Dr. Mutlu Türkmen’in başkanlığında düzenlenen basın lansmanında, projenin detayları paylaşıldı. Lansmanda, Yenilenme Üniversitesi Proje Koordinatörlerinden Dr. Öğr. Üyesi Özge Esgin tarafından kapsamlı bir sunum yapıldı. Ayrıca, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü ile iş birliğini güçlendirmek amacıyla birer protokol imzalandı. Lansman törenine, Bayburt Üniversitesi üst yönetimi, Bayburt basın camiasının önde gelen temsilcileri ve proje koordinatörleri katıldı. Sunumda detayları paylaşılan Yenilenme Üniversitesi, 55 yaş üstü bireylere yönelik bir eğitim programı olarak tanıtıldı. Program, bu bireylerin mevcut bilgi ve becerilerini koruyarak yeni bilgi ve yetkinlikler kazanmalarını sağlamayı, ayrıca yaşam boyu öğrenim sürecine katkı sunmayı amaçlanıyor. Program çerçevesinde teknoloji ve tıp alanındaki gelişmelere paralel olarak artan yaşam süresi ve yaşlı nüfusun ihtiyaçlarına yönelik dersler ve sosyal aktiviteler sunuluyor. Dr. Öğr. Üyesi Esgin’in sunumunda öne çıkan diğer başlıklar ise şöyle: Programın Amacı Yenilenme Üniversitesi, yaşlanma sürecindeki bireyleri sosyal hayata daha aktif katılım sağlama ve sağlıklı yaşlanma konusunda bilinçlendirme hedefiyle kurulmuştur. Program, bireylerin hem zihinsel hem de fiziksel olarak aktif kalmalarını destekleyerek onların topluma daha verimli katkılarda bulunmalarını amaçlamaktadır. Programda Hangi Dersler Yer Almaktadır? Eğitim programı oldukça geniş kapsamlıdır ve 55 yaş üstü bireylere din kültürü, sağlık, spor, tarih, sanat, yabancı dil, felsefe ve genel kültür gibi birçok farklı alanda dersler sunmaktadır. Ayrıca, düzenlenen doğa yürüyüşleri, toplu yemekler, sanatsal aktiviteler ve geziler gibi sosyal etkinlikler ile bireylerin toplumsal hayata aktif katılımı teşvik edilmektedir. Eğitim Süresi ve Eğitimin Verileceği Yer Yenilenme Üniversitesi programı, iki akademik yıl boyunca Güz ve Bahar dönemlerinde devam edecek. Eğitimler Bayburt Üniversitesi Dede Korkut Külliyesi’nde bulunan Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde teorik ve uygulamalı derslerle yürütülecek. Eğitim dili Türkçe olup, eğitimler gönüllü Bayburt Üniversitesi öğretim üyeleri tarafından verilecektir. Mezunlara Verilecek Sertifika Programı başarıyla tamamlayan öğrencilere Bayburt Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından "Yenilenme Üniversitesi Başarı Sertifikası" verilecektir. Sertifikalar, bireylerin iki yıllık eğitim sürecinde kazandıkları bilgi ve becerileri belgelendirecektir. Kayıt Başvuru Süreci ve Gerekli Belgeler Yenilenme Üniversitesine 55 yaş üstü tüm bireyler, herhangi bir mezuniyet şartı aranmaksızın kayıt yaptırabilir. Kayıt başvuruları, 18 Eylül - 4 Ekim 2024 tarihleri arasında Bayburt Üniversitesi Dede Korkut Külliyesi Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı’na şahsen yapılacaktır. Başvuru için 2 adet vesikalık fotoğraf, nüfus cüzdanı veya pasaport fotokopisi ile başvuru formu gereklidir.
20 Eylül 2024 Cuma - 12:06 Bayburt Üniversitesinden 2 akademisyen dünyanın en etkili bilim insanları arasında yer aldı Elsevier ve Stanford Üniversitesi’nin her yıl gerçekleştirdiği dünyanın en etkili bilim insanları listesinde Bayburt Üniversitesinden 2 akademisyen yer aldı. Stanford Üniversitesinin koordinasyonunda yürütülen “Updated Science-Wide Author Databases of Standardized Citation İndicators” başlıklı araştırmada, kapsamlı bir bilimsel etki endeksi oluşturularak tüm dünyada araştırmalar yapan ve makaleler yayımlayan akademisyenler sıralandı. Bilimsel makalelerin atıf oranlarının yazar sırası ve sayısı gibi kriterlerin kompozit indikatör bilimsel etki endeksi kullanılarak değerlendirmeye alındığı araştırmada, bilim insanlarının h-indeksi yayın ve atıf sayısı gibi önemli ölçütler göz önüne alınarak sıralama yapıldı. Türkiye’den de birçok bilim adamının yer aldığı dünyanın en etkili bilim insanları listesinde, bu yıl listede Bayburt Üniversitesinden Prof. Dr. Engin Şahin (Sağlık Bilimleri Fakültesi) ve Doç. Dr. Erdal Öner (Mühendislik Fakültesi) yer aldı. Rektör Prof. Dr. Mutlu Türkmen, iki akademisyenin elde ettiği başarıyla ilgili, “Prof. Dr. Engin Şahin ve Doç. Dr. Erdal Öner’in dünya çapında en fazla atıf alan bilim insanları arasında yer alması, üniversitemizin bilimsel alandaki güçlü duruşunu ve akademisyenlerimizin uluslararası bilim dünyasındaki etkisini göstermektedir. Bu başarı, yalnızca kişisel bir zafer değil, Bayburt Üniversitesinin bilimsel üretkenliğinin ve akademik değerlerinin bir yansımasıdır. Atıf göstergeleri, bir bilim insanının yaptığı çalışmaların ne kadar etkili ve yaygın olduğunu ortaya koyan önemli bir kriterdir. Bu bağlamda, her iki hocamızı da gönülden tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum." dedi.
20 Eylül 2024 Cuma - 10:13 Bayburt İl Özel İdare binasının asansörlerini su bastı: "Yakında burada balık çıkacak” Bayburt İl Özel İdare binası asansörlerini su bastı, asansörler kullanılamaz hale geldi. Su dolu asansörün içindeki su ekipler tarafından tahliye edilirken, bir vatandaş "Yakında buradan balık çıkacak" yorumunda bulundu. Gençosman Mahallesi, Dörtyol mevkisinde bulunan 6 katlı İl Özel İdaresi binasındaki asansörler, henüz bilinmeyen bir nedenle suyla doldu. Asansörlerde biriken su aynı binada bulunan AFAD personeli tarafından pompalı hortumlarla dışarıya tahliye edildi. Pehlül Adıgüzel isimli esnaf ise oluk oluk akan suyu israf etmeyip dükkanının önünü yıkadı. Asansörlerin su basmasının yağmurla alakalı olmadığı, su hattındaki kaçaktan dolayı sürekli suyla dolduğu iddia edilirken, bir asansörün temizlenerek kullanıma açıldığı, sadece 6’ncı kata çıkan asansörün yapılmadığı öğrenildi. Civarda esnaflık yapan vatandaşlar bir an önce sorunun giderilmesi için yetkililere çağrıda bulunarak asansörlerden tahliye edilen suyun israf olduğunu belirtti. Özellikle son bir senedir asansörlerin su bastığı iddiasında bulunan vatandaşlar, suyun ekiplerce tahliye edildiğini, asansörlerin sıklıkla suyla dolduğunu bildirdi. "Suyu israf etmeyip dükkan önünü yıkıyorum" İl Özel İdare binası yakınında esnaflık yapan Pehlül Adıgüzel isimli esnaf, suyu israf etmediğini belirterek dükkanının önünü oluk oluk akan suyla yıkadı. Asansörleri belli aralıklarla su bastığını söyleyen Adıgüzel, "Özel İdare binasını su bastı, suyu dışarı veriyorlar. Ben de o sudan istifade ediyorum, dükkanın önünü yıkıyorum. Suyu bir nevi israf etmiyorum. Ara sıra bu sorun oluyor. Dükkanlarımızda sudan kaynaklı herhangi bir sorun olmadı, oluk oluk akan suyu da bu şekilde kullanıyoruz" diyerek konuştu.
Arıcılar hasat için gün sayıyor
26 Temmuz 2024 Cuma - 08:44 Arıcılar hasat için gün sayıyor Zengin bitki örtüsüne sahip Bayburt’un yaylalarında ve köylerinde arıcılık yapan üreticiler, bal hasadı yapmak için gün sayıyor. Mayıs aylarında yaylalar ile derelerin yakınlarına çadır ve barakalar kuran arıcılar, kaliteli bal üretebilmek için ailelerinden uzakta, teknolojiden yoksun, doğayla iç içe yaşam sürüyor. Bitki çeşitliliği bakımından oldukça zengin olan, akarsu kaynaklarının bulunduğu bölgeye kamyonlarla arı kovanlarını getiren arıcılar, kaliteli bal üretmek için yoğun mesaisine devam ediyor. Günün ilk ışıklarıyla uyanan ve kovanlardaki arı kolonileriyle gece gündüz demeden ilgilenen arıcılar, gelişimini sağlamak için arılarının bakımını günlük yapıyor. Her türlü doğa şartına göğüs geren ve bu sıralar tatlı bir telaş yaşayan arıcılar, yaylalarda ve arıcılık yapmaya uygun köylerinde ürettikleri balları sonbaharda iç piyasada satarak aile ve ülke ekonomisine katkı sağlıyor. 40 yıldır arıcılık yaparak geçimini sağlayan Cemal Gümüş, hasat için az bir zaman kaldığını ifade ederek gün saydıklarını söyledi. Gümüş, bu sene yağışların da etkili olduğunu bunun da bal verimine etki edeceğini belirterek, “40 yıldır burada arıcılık yapmaktayım. Köyümüz, yerimiz ve doğamız çok güzel. Bu sene arılarda oğul verme olayı çok oldu. O da polenin olmasından dolayı. Polen bir nevi arının ekmeği. Arı onu belli işlem gördükten sonra petek gözlerine gömer ve sonra çıkararak yavruya yedirir. Arı çok farklı bir şey. Ben şu kovanı bir nevi bir eczane, bir doktor, bir hemşire, bir fabrika gibi görüyorum. Yalnızca bal demek değil. Arı da çok çeşit yiyecek maddeler vardır ve hepsi de ilaç. Bal yiyecek maddesi değil şifa kaynağıdır. Balın yanında da propolis var, polen var, arı sütü var, erkek arı jölesi var, mum var, arı zehri var ama biz bunları değerlendiremiyoruz. Herhangi bir katkımız yok burada dağdan ne gelirse. Yağışlar da etkili oldu bu sene. Dediğim gibi, çiçek çok oldu, çiçek çok olunca polen oluyor, polen de çok olunca arı yuvaya polen getiriyor kovana, o da ana arının yumurtlamasını teşvik ediyor. Ana arı da fazla yumurtladığı için bu sene oğul verme olayını bir türlü bitiremedik. Hasada da Ağustosun 15’i- 20’sinden sonra başlarız. Hasat için gün sayıyoruz” dedi.
Besiciler sıcaktan etkilenen büyükbaş hayvanlarını derede, küçükbaş hayvanlarını da ağaç diplerinde serinletiyor
26 Temmuz 2024 Cuma - 08:42 Besiciler sıcaktan etkilenen büyükbaş hayvanlarını derede, küçükbaş hayvanlarını da ağaç diplerinde serinletiyor Hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği Bayburt’un Demirözü ilçesinde besiciler öğle saatlerinde sıcaktan etkilenen büyükbaş hayvanlarını derede, küçükbaş hayvanlarını da ağaç diplerinde serinletiyor. Kentte zaman zaman mevsim normallerinin üzerine çıkan hava sıcaklığı insanlar kadar hayvanları da olumsuz etkiliyor. Demirözü ilçesine bağlı Gökçedere beldesinde yaşayan besiciler, güneşe maruz kalarak sıcak havadan etkilenen küçükbaş hayvanlarını ağaç diplerine sokarak serinlemelerini sağlıyor. Besicilerden Ünal Şeker, bu yıl yaşanan aşırı sıcaklardan dolayı hayvanların bunaldığını hatta sıcak havanın zaman zaman hastalanmalarına dahi neden olduğunu söyledi. Bu nedenle hayvanların öğle saatlerinde ağaç diplerinde serinlemeye geçtiklerini ifade eden Şeker, “Sıcak onlar da bunalıyor. Onlar da biz de ağaç dibinde uyuyoruz, serinliyoruz” dedi. Küçükbaş hayvanlar ağaç diplerinde serinlerken büyükbaş hayvanlar ise genellikle sulu dereleri tercih ediyor. Suya giren büyükbaş hayvanlar sıcak havada bir süre kalarak böyle serinliyor. Besici Bünyamin Ayata, “Çobanlık yapıyoruz. Sıcak hava bizi de sürüyü de etkiliyor. Zervecik mevkiinde inekleri otarıyorum. Öğle oldu mu suya doğru yaklaşıyorlar, dereye girip serinliyorlar” dedi.
Şölenlerin son gününde müze ziyaretleri ve açılışlar gerçekleştirildi
24 Temmuz 2024 Çarşamba - 23:07 Şölenlerin son gününde müze ziyaretleri ve açılışlar gerçekleştirildi Uluslararası Dede Korkut Kültür ve Sanat Şölenlerinin son gününde müze ziyaretleri ve açılışlar gerçekleştirildi. Şölenlerin son günü programları çerçevesinde ilk olarak Ahmet Revayi Hüsn-i Hat ve Bayburt Kültür Evi Müze gezileri gerçekleştirildi. Protokol üyeleri buradan kütüphane ve etüt merkezi açılışı ile Bayburt’un coğrafi işaretli yemeklerinin tanıtımının yapılacağı Aile Yaşam Merkezi’nde geçtiler. Aile Yaşam Merkezi’nde ilk olarak kütüphane ve etüt merkezinin açılışı gerçekleştirildi. Açılış sonrası kütüphane ve etüt merkezini gezen protokol üyeleri gerçekleştirilen çalışmalar hakkında bilgi aldılar. Vali Eldivan, “Malum olduğu üzere üniversite öğrencilerimizin kütüphane ve sosyal alan eksikliği vardı. Bu proje hayata geçirildi. Sanırım eylül ayına kadar birkaç tane daha eklenecek. Öğrencilerimiz çaylarını burada ücretsiz içiyor. Gelip burada dersini çalışıp kitabını okuyacak. Özellikle büyük şehirlerde gördüğümüz bu uygulamanın Bayburt’ta da belediyemiz tarafından hayata geçirilmesi takdire şayan bir durum” ifadelerini kullandı. Açılışın ardından Bayburt’un coğrafi işaret almış yöresel tatlarının tanıtımının yapıldığı salona geçildi. Şehrin coğrafi işaretli yöresel yemekleri olan yalancı dolma, lor dolması, karapancar, ekşi lahana, süt böreği, su böreği, Bayburt ketesi, tatlı çorba, Bayburt helvası ve Bayburt kurabiyesi tanıtımı yapılan lezzetler arasında yer aldı.
Dede Korkut Hikâyeleriyle Bugünü Okumak konulu konferans gerçekleşti
24 Temmuz 2024 Çarşamba - 08:59 Dede Korkut Hikâyeleriyle Bugünü Okumak konulu konferans gerçekleşti Bayburt Dede Korkut 28. Uluslararası Kültür ve Sanat Şölenleri kapsamında Dede Korkut Hikâyeleriyle Bugünü Okumak konulu konferans düzenlendi. Çoruh Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ve Türkiye-Kırgızistan Manas Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Alparslan Ceylan ile Bayburt Fen Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Recai Hançer’in konuşmacı olarak yer aldığı konferansta Dede Korkut Hikâyelerinden yola çıkılarak günümüz olayları ile bağlantısı konuşuldu. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda ilk olarak söz alan Türkiye-Kırgızistan Manas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alparslan Ceylan Türk Dünyası’nın ünlü yazarı Cengiz Aytmatov’un “Geleceği ancak geçmişine sahip olanlar kurtarır.” sözüne atıfta bulunarak Bayburt’un geçmişine en iyi sahip çıkan kentlerin başında geldiğini söyledi. Konuşmasında Orta Asya’daki durum hakkında bilgi veren Profesör Ceylan, “Bizim için 12 Kasım 2021 tarihi çok kıymetli. Türk Devletler Teşkilatı’nın kuruluş tarihi. Türk Devletler Teşkilatı İstanbul’da Sultan Ahmet’te kuruldu. Türk Dünyası’nın başka bir şehrinde de kurulabilirdi ama İstanbul’da Sultan Ahmet’te kuruldu. Bu aynı zamanda İslam Dünyası’na da bir mesajdır. Bu mesajı doğru okumak gerekiyor. Türk Dünyası ile İslam Dünyası’nın birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğunun mührüdür. Bu durum bütün dünyada ses getirdi. Rusya hemen tepki verdi. Bu oluşumun içerisinde bizde yer almak istiyoruz dedi. Çünkü Türk halklarından bizde de var dedi. Çünkü en çok rahatsız olacak ülkelerin başında Rusya vardı. Malum biz tek bağımsız Türk devleti idik. Daha sonra yani 30 yıl önce kardeşlerimiz bağımsız oldu. Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Özbekistan ve Türkmenistan gibi kardeşlerimiz bağımsız oldu. 6 devlet olduk. Peşinden 2 devlet daha katıldı. Şuan da gözlemci olan unuttuğumuz kardeşimiz Macaristan katıldı. Hun Türkleri’nin devamı olan kardeşlerimiz. Ama yöneticiler Türk olduklarını kabul etmiyordu. Artık onların devlet başkanı da göğsünü kabarta kabarta Türk olduğunu ifade ediyor. Yine uzun yıllar mücadele eden değerli büyüğümüz Rauf Denktaş Türk Dünyası’nın bir parçası olduklarını ifade ediyordu. O da 8. Türk devleti. Artık umut ediyoruz ki bu 6 Türk devleti Kıbrıs’ında bağımsızlığını tanır ve aynı ruh geri gelmiş olur. Gitmediğiniz yer sizin değildir. Orta Asya’da yer alan Türk Cumhuriyetleri her vatandaşımızın rahatlıkla gidebileceği ve sevgiyle karşılanacağı cumhuriyetlerdir. Buradan bir çağrı yapmak istiyorum. Şimdi tercih dönemi, öğrencilerimiz tercih yapacaklar. Türkiye- Kırgızistan Manas Üniversitesi Dünya’da ilk binde yer alan bir üniversite, hiçbir mezununun işsiz olmadığı bir üniversite, her mezununun en az dört dil bilerek mezun olduğu bir üniversite. Öğrencilerimizin Bayburt’ta okuduğu kadar rahat okuyabileceği bir ortam. Çocuklarınızı gönderin biz sahip çıkalım Anadolu’nun evlatları orada okusun. Sizden arzumuz çocuklarınızı gönül rahatlığıyla gönderin.” ifadelerini kullandı. Dede Korkut’un Türk Coğrafyasının her yerinde var olan bir mihenk taşı olduğunu belirten Alparslan Ceylan, “Dede Korkut tıpkı Ahmet Yesevi gibi, Nakşibendi hazretleri gibi, Yunus Emre gibi, Fuzuli gibi değerlerimizden birisi. Onu yaşatmak hepimizin görevi” dedi. Prof. Dr. Alparslan Ceylan’ın ardından söz alan Recai Hançer ise Dede Korkut Hikâyeleri ve diğer edebi metinleri karşılaştırdığı konuşmasında Dede Korkut Hikâyeleri’nin neden diğer edebi metinlere göre daha ağır bastığı konusunda değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin en büyük sorunlarından birinin aydın sorunu olduğunu dile getiren Hançer, “Türk modernleşmesi serencamında kendi halkına yabancılaşan, Stockholm Sendromuna uğrayan celladına aşık olan bir aydın tipi türediğini ifade etti. Bu tip aydınlar için kullanılan kavramlardan biri olan nominalist aydın kavramı üzerinde duran Haçer bu kavramın milletin değer verdiği bazı kavramları sadece bir isimden ibaret sayan, o değerin kültürel birikimini, sosyolojisini, tarihini kolaylıkla reddedebilen aydın tipini işaret ettiğini söyledi. Dede Korkut Hikâyelerinden yola çıkarak günümüzdeki sosyal ve kültürel olayları yorumlayan Recai Hançer “Dirse Han Oğlu Boğaç Han”, “Deli Dumrul”, Tepe Göz gibi bilinen Dede Korkut hikâyeleriyle günümüzdeki aile, hırs, ahlaki yozlaşma gibi sosyal sorunlar arasında bağlar kurarak değerlendirmelerde bulundu. Tepe Göz hikâyesinde yaşanan olaylar ile Ortadoğu coğrafyasında yaşanan gelişmelerin bağlantı olabileceğine dikkat çeken Hançer, “Bugün Ortadoğu coğrafyasında ya da dünya da birçok Tepegöz’ün olduğunu görüyoruz. Ortadoğu coğrafyası için düşünürsek Amerika ve İsrail bu Ortadoğu coğrafyasının birer Tepegöz’ü mahiyetinde. Peki, bunların oluşmasında bizlerin ahlaksızlığının payı yok mu? Bizim parçalanmışlığımızın, bizim tembelliğimizin, keza Doğu Türkistan’da bir Çin zulmü var oranın Tepegöz’ü de onlar. Rahmetli Alev Alatlı Hoca’nın Doğu Türkistan için şöyle bir sözü vardı. “Uygurlar uranyum üzerinde inek otlatmanın hesabını ödüyorlar” demişti.” ifadelerini kullandı. Toplu fotoğraf çekiminin ardından konferans sona erdi.
Dede Korkut 28. Uluslararası Kültür ve Sanat Şölenlerine mehteran takımı konseriyle renk kattı
23 Temmuz 2024 Salı - 09:50 Dede Korkut 28. Uluslararası Kültür ve Sanat Şölenlerine mehteran takımı konseriyle renk kattı Bayburt Dede Korkut 28. Uluslararası Kültür ve Sanat Şölenleri kapsamında Trabzon Kanuni Mehteran Takımı Saray Bahçesi Kent Meydanı’nda konser verdi. Mehter takımı söylediği marşlarla, milli ve manevi duygulara hitap ederken, Dede Korkut 28. Uluslararası Kültür ve Sanat Şölenlerine mehteran takımı konseriyle renk kattı. Mehteran takımı seslendirdiği coşku dolu marşlarla alanda bulunanlara güzel bir gün yaşattı. Büyük küçük fark etmeksizin konseri dinlemeye gelenler marşlara hep bir ağızdan eşlik ederken, performanslarıyla büyük alkış alan mehteran takımına konser sonunda plaketleri Bayburt Valisi Mustafa Eldivan tarafından takdim edildi. Programda konser öncesi bir konuşma yapan Vali Eldivan, Dede Korkut Uluslararası Kültür ve Sanat Şölenlerinin sadece Bayburt’un kültür ve sanat hayatına katkı sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda şölenlerin sıla ile gurbet arasında bir köprü kurduğuna değinerek, "Uluslararası Bayburt Dede Korkut Kültür ve Sanat Şölenlerine hepiniz hoş gediniz, sefalar getirdiniz. Huzurun, kardeşliğin, vatana ve millete sadakatin en güzel örneklerini vermiş olan Bayburt’umuz, bu kadim geleneğiyle Vatan için gerektiğinde harç olmuş birleştirmiş, gerektiğinde tuğla olmuş inşa etmiştir. 28 yıldır büyük bir emek ve hizmetle, ulusal ve uluslararası bir hüviyet kazanan Dede Korkut Uluslararası Kültür ve Sanat Şölenleri sadece Bayburt’un kültür ve sanat hayatına katkı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda sıla ile gurbet arasında bir köprü kurmaktadır. Bu vesile ile ülkemizin değişik illerinden ve yurt dışından Bayburt’umuza gelen tüm misafirlerimize ilimiz adına hoş geldiniz diyorum. Gurbetçi hemşehrilerim ile bizlerin bir araya gelmesine vesile olan Uluslararası Bayburt Dede Korkut Kültür ve Sanat Şölenlerinin ilimize, ülkemize ve Türk Dünyasına hayırlar getirmesini niyaz ediyorum" dedi.