Yerel Haberler
Antalya
ATSO Başkanı Hacısüleyman: "Gelir vergisi kanununda düzenleme şart" 26 Kasım 2024 Salı - 22:36:45 Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Meclis Toplantısı’nda açıklamalarda bulunan ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, gelir vergisi kanununda düzenleme beklediklerini kaydetti. ATSO Kasım ayı Olağan Meclis Toplantısı, ATSO Meclis Salonu’nda yapıldı. ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, ABD seçimi, kültürel gelişmeler, asgari ücret ve ekonomiye yönelik açıklamalarda bulundu. Tüm dünyanın; 20 Ocak’ta göreve başlaması beklenen, ABD seçimlerini kazanan Donald Trump’ın piyasalara ve dış politikaya etkisi üzerine odaklanmış durumda olduğunu kaydeden Hacısüleyman, yeni dönemde ABD’nin dış ticaret politikasındaki değişikliklerin yakından takip edilmesi gerektiğini ifade etti. Hacısüleyman, “Trump 2017’de ilk dönemine başladığında başta Çin ve Almanya olmak üzere, aralarında bizim de olduğumuz pek çok ülkeye uyguladıkları gümrük vergisi oranlarını artırmıştı. Bu defaki seçim çalışmasında da aynı şeyleri yapacağını sık sık tekrarladı. Bunun Türkiye’ye hem doğrudan hem dolaylı etkileri olacağını beklemekteyiz. ABD, Avrupa’nın en büyük ihracat pazarı. 2023’te Avrupa’nın ABD’ye ihracatı 600 milyar dolara yakın. ABD’ye en çok ihracat yapan ülkeler Almanya, İtalya, İrlanda, Fransa. Avrupa’dan gelen mallara vergi konulması, Avrupa’nın ihracatını ve dolayısıyla büyümesini olumsuz etkileyecek. Bu, Avrupa’nın Türkiye’den yaptığı ithalatı da aşağı çekecek bir faktör olacaktır. Yaklaşık 60-70 yıldır küresel ticarette eğilim, engellerin ortadan kaldırılması, vergilerin azaltılması yönünde idi. Ama artık bu eğilimin sonlarına gelinmiş gibi bir durumla karşı karşıyayız. Vergilerde ve ticaret engellerinde artış, sadece sanayi sektörlerini değil, dolaylı olarak tüm sektörleri etkileme potansiyeline sahip. Bu nedenle yeni dönemde ABD’nin dış ticaret politikasındaki değişiklikleri yakından takip etmemiz gerekiyor” diye konuştu. “Gündem kirliliğinden kurtulmamız gerekiyor” ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, küresel dünyada ve ülkede yaşanan gelişmelerin, ekonomiye etkisini değerlendirerek, "Gündemin bu kadar sık değiştiği ve ekonomik verilerin pek de iç açıcı olmadığı bu ortamda Türk iş dünyası nasıl yatırım yapacak, nasıl katma değerli üretime geçecek, dijitalleşme ve yapay zeka konularına nasıl uyum sağlayacak?” Bu soruların kısa bir cevabı yok. Birincisi bu gündem kirliliğinden kurtulmamız gerekiyor. Konsantre olabilmemiz için, zihnimizi meşgul eden bizi rahatsız eden odaklanmamızı engelleyen faktörleri azaltmamız gerekiyor” şeklinde konuştu. “Gelecek yıl sonuna kadar politika faizinde 20 puana yakın bir indirim ön görebiliriz” Yıllık enflasyon oranının 2023 yılı Temmuz ayından bu yana en düşük seviyeye indiğine de dikkat çeken Hacısüleyman, "Ciddi bir düşüş yakalanmış olsa da, henüz beklediğimiz umduğunuz yavaşlamanın gerisindeyiz. Nitekim Ekim’de TÜFE aylık bazda yüzde 2,88 ile piyasa beklentilerinin üzerinde arttı. Enflasyondaki bu inatçılık şu ana dek, faizin yüksek seyretmesine, faiz indirimlerinin ertelenmesine, büyüme üzerindeki baskının devam etmesine neden oldu. Bununla birlikte geçen haftaki son Para Politikası Kararında Merkez Bankası, enflasyonun ana eğiliminde Ekim ayında iyileşmenin başladığını açıkladı. Bu artık faiz indirimlerinin kapıda olduğuna işaret ediyor. Mevcut para ve maliye politikası ile uluslararası konjonktürde ciddi bir bozulma olmaz ise, gelecek yıl sonuna kadar politika faizinde 20 puana yakın bir indirim ön görebiliriz.” “Çalışanın eline geçen net para aylar ilerledikçe azalıyor” ATSO olarak; gelir vergisi kanununda da düzenleme yapılmasını beklediklerini sözlerine ekleyen Hacısüleyman, konuşmasını şöyle tamamladı: “Asgari ücretli çalışanların alım gücünün korunmasını, eğitim, sağlık ve barınma maliyetlerinin aşağı çekilmesini, işverenin rekabet gücünün zayıflamaması için gelir vergisi kanununda düzenlemeler yapılmasını bekliyoruz. Mevzuatta gelir vergisi dilimleri birbirine çok yakın, ücretler yılın başında henüz nisan mayıs gibi ikinci vergi dilimine yaz aylarında ise üçüncü vergi dilimine giriyor. Yani vergi kesintileri artıyor. İşveren için maliyeti yüksek ama çalışan için de eline geçen net para aylar ilerledikçe azalıyor. O yüzden iş dünyasında vergi dilimlerini yeniden düzenlenmesine ihtiyaç var.”
26 Kasım 2024 Salı - 19:19 Çocuk parkında dehşet saçtılar: 2 çocuk pompalı tüfekten çıkan saçmalar ile yaralandı Antalya’da husumetli olduğu kişiye bir grubun çocuk parkında silahlı saldırısı sonucu, pompalı tüfekten çıkan saçmalar oyun oynayan 6 ve 12 yaşındaki çocuğa isabet etti. Yaralanan çocuklar hastanede tedavi altına alındı. Olay saat 16.00 sıralarında Muratpaşa ilçesi Yenigün mahallesi 1070 sokak üzerinde bulunan bir çocuk parkında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, yeğenlerini oyun oynamaları için sokak üzerinde bulunan parka getiren Yiğit A. (18) bankta otururken bir süredir ailevi nedenlerden dolayı husumetli olduğu eşinin ailesi tarafından pompalı tüfek ve tabanca ile kurşun yağmuruna tutuldu. İsimleri öğrenilemeyen şahıslar geldikleri araç ile olay yerinden hızla uzaklaşırken, park içerisinde oyun oynayan Ecrin A. (6) ve Berat A. (12) saçmaların hedefi oldu. Oyun oynayan iki kardeş yaralandı Pompalı tüfekten çıkan saçlar ile hafif yaralanan iki kardeş çevredeki vatandaşların olayı 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirmeleri üzerine olay yerine gelen ambulans ile hastaneye kaldırıldı. İhbarla olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ve Olay Yeri İnceleme ekipleri çocuk parkında inceleme yaparken çevredeki güvenlik kameraları incelemeye alındı. Polis ekiplerinin şüpheli ya da şüphelileri yakalamak için çalışmaları sürüyor. “Annesi feryat figan ağlıyordu” Olayın yaşandığı parkın karşısında ikamet eden ve evde otururken silah seslerini duyduğunu belirten Mustafa Şengül isimli vatandaş “İlk başka 2-3 el pompalı tüfekle silah sesi geldi. Ardından parkta oturan karşı taraf 3-4 el silahla ateş etti. Olayda bir tane kız çocuğu vurulmuş, çocuğu direk hastaneye götürdüler. Annesi feryat figan ağlıyordu. Diğer taraf bir tane Peugeot marka araç ile kaçmışlar” dedi.
Patika Derneği’nden Engelsiz Mutfak Atölyesi’ne destek
04 Kasım 2024 Pazartesi - 10:47 Patika Derneği’nden Engelsiz Mutfak Atölyesi’ne destek Patika Engelsiz Yaşam Gönüllüleri Derneği, Alanya Belediyesi Engelsiz Park ve Yaşam Merkezi’nin "Engelsiz Mutfak Atölyesi" projesi için gerekli tüm mutfak malzemelerini temin ederek teslim etti. Patika Engelsiz Yaşam Gönüllüleri Derneği’nden Alanya Belediyesi’ne anlamlı destek geldi. Dernek yöneticileri, Alanya Belediyesi Engelsiz Park ve Yaşam Merkezi’nde diyetisyen koordinasyonu ile yürütülmekte olan Engelsiz Mutfak Atölyesi için gerekli tüm mutfak malzemelerini temin ederek teslimatını yaptı. Belediye Başkan Danışmanı Faruk Konukçu, Belediye Meclis Üyesi Halime Dim Ceylan, Belediye Sosyal Yardım İşleri Müdürü Hüseyin Doğan, Belediye Engelsiz Park ve Yaşam Merkezi Sorumlusu Münir Altıoğlu, yeni ürün ve malzemeleri Patika Engelsiz Yaşam Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Hürses Ceylan’dan teslim aldı. "Desteğe devam edeceğiz" Patika Engelsiz Yaşam Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Hürses Ceylan, dernek olarak engelsiz kent projesini her alanda 2009 yılından beri desteklediklerini ve bundan sonra da desteklemeye devam edeceklerini belirtti. Derneğin etkinlik, konser ve Noel Pazarı gibi faaliyetlerden elde edilen tüm gelirlerinin engelliler yararına kullanıldığını ifade etti. "STK’lar ile işbirliği yapıyoruz" Alanya Belediyesi Başkan Danışmanı Faruk Konukçu ise, “Sosyal ve halkçı belediyecilik anlayışımıza uygun olarak sivil toplum örgütleriyle iş birliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Patika Engelsiz Yaşam Gönüllüleri Derneği’nin katkıları projeye değer katıyor. Engelsiz Mutfak Atölyesi gibi projelerle, engelli bireyler sosyal hayata daha aktif ve bağımsız bir şekilde katılım sağlıyor. Engelsiz Mutfak Atölyemizde engelli bireyler mutfağa dair temel becerileri öğrenip günlük yaşam becerileri noktasında bağımsızlıklarını geliştiriyor ve birbirinden lezzetli yemekler hazırlıyor. Yeni temin edilen mutfak malzemeleri sayesinde çok daha çeşitli gıda ürünlerinin hazırlanabileceği Engelsiz Mutfak Atölyesi’nde engelli bireyler hep birlikte üreterek özgüvenlerini pekiştirdiği gibi mutlu bireyler olarak toplum içinde daha güçlü bir yer edinmelerini hedefliyoruz. Desteklerinden ötürü Patika Derneği’ne teşekkür ederim” dedi.
‘Dur’ tabelasına uymayan araç minibüsle çarpıştı: 3 yaralı
04 Kasım 2024 Pazartesi - 09:31 ‘Dur’ tabelasına uymayan araç minibüsle çarpıştı: 3 yaralı Antalya’da sokak kesişiminde bulunan ‘Dur’ tabelasına uymayan araç servis minibüsü ile çarpıştı. Araçta sıkışan 2 kişi itfaiye ekipleri tarafından bulundukları yerden çıkartılırken, kazada 3 kişi yaralandı. Kaza anı ise bir işyerinin güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, saat 19.30 sıralarında Antalya’nın Kepez ilçesi Şelale Mahallesi 7447 sokak üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre sokak kesişiminde bulunan ‘Dur’ tabelasına uymayan Ali K. idaresinde ki 07 ADC 33 plakalı otomobil, seyir halindeki sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 07 BPF 449 plakalı tur minibüsü ile çarpıştı. Minibüsün önüne aldığı araç yok kenarında bulunan elektrik direği ile minibüs arasında sıkıştı. Kazayı görenlerin ihbarı ile olay yerine itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kazada 3 kişi hafif yaralandı Araç içerisinde sıkışan Ali K. ve yolcu olarak bulunan bir kişi olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından bulundukları yerden çıkartılarak sağlık ekiplerine teslim edildi. Kazayı hafif yaralı olarak atlatan 3 kişi 112 Acil Sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Öte yandan kaza anı ise bir işyerinin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde, otomobilin ‘Dur’ tabelasına rağmen yoluna devam ettiği, sokak kesişiminde minibüs ile çarpışması ve elektrik direği ile minibüs arasında sıkıştığı görüldü.
Çimento satışı iç piyasada artarken ihracatında düşüş kaydedildi
04 Kasım 2024 Pazartesi - 09:09 Çimento satışı iç piyasada artarken ihracatında düşüş kaydedildi TÜRKÇİMENTO’nun 17.’sini gerçekleştirdiği Uluslararası Teknik Seminer ve Sergisi, Antalya’da başladı. Yerli ve yabancı firmaların teknolojilerini sektörle buluşturan etkinliğin açılış konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, “2024 yılı Ocak-Temmuz döneminde; Türkiye’de çimento üretimi, bir önceki yıla göre yüzde 9,1 artış gösterdi. Aynı dönemde çimento ihracatında yüzde 19,7’lik bir azalma yaşansa da iç satışlar yüzde 16,9 oranında arttı. 2023 yılı, deprem sonrası artan talep ve yerel seçimlerin etkisiyle sektörde büyüme yaşandı. 2024 yılının ilk yarısında ise üretim artışı devam etti ancak ihracatta düşüş kaydedildi” diye konuştu. 67 yıllık köklü geçmişiyle Türk çimento sektörünün global anlamda tartışmasız en prestijli etkinliğine imza atan TÜRKÇİMENTO’nun gerçekleştirdiği 17’nci Uluslararası Teknik Seminer ve Sergisi, yerli yabancı firmaların katılımıyla çimento sektörünü bir araya getirdi. 2-5 Kasım 2024 tarihleri arasında ulusal ve uluslararası tedarikçi firmalarla sektörü buluşturacak program, “Çimento Sektöründe Üçüz Dönüşüm Entegrasyonu” temasıyla Antalya’da düzenleniyor. “Katılım, rekor seviyeye ulaştı” TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, seminerin açılışında yaptığı konuşmada, 1987 yılından itibaren düzenledikleri etkinliğin, yıllar içinde uluslararası düzeyde güncel teknik konuların tartışıldığı ve yenilikçi uygulamaların paylaşıldığı önemli bir platforma dönüştüğünü dile getirdi. Yücelik, “Çimento sektörüne yeni teknoloji, hizmet, sistem ve ürün geliştiren firmaların, bu çalışmalarını, sektördeki paydaşlara tanıtma olanağı sunduğumuz bu ortamda, sektör temsilcileri de en güncel gelişmeleri yakından takip etme şansı bulmaktadırlar. Bu yıl özellikle fabrika temsilcilerimizin katılımı rekor seviyeye ulaştı. Organizasyonumuza gösterilen bu yoğun ilgi, tüm katılımcıları olduğu gibi Birliğimizi de onurlandırmaktadır. Sektörümüze de bu büyük ilgisi için ayrıca teşekkür etmek isterim” ifadelerini kullandı. Türk çimento sektörü, Avrupa’nın lider üreticisi Türkiye çimento sektörünün 110 yılı aşkın geçmişi ile dünyanın en önemli üreticileri arasında yer aldığına işaret eden Fatih Yücelik, dünyada 5’inci büyük üretici olan Türk çimento sektörünün, Avrupa’nın lider üreticisi olduğunu belirtti. Cumhuriyetimizin ilanından bu yana sektör adına “Türkiye’nin temelinde biz varız!” dediklerini ifade eden Yücelik, Türkiye geneline yayılan, 56 Entegre ve 21 öğütme olmak üzere toplam 77 fabrikayla üretime devam edildiğini aktardı. Yücelik, şöyle devam etti: “Dünyadaki 2. büyük ihracatçı konumundayız. ABD, İspanya, Mozambik ve Fildişi Sahili gibi ülkelerde tesis yatırımlarımız devam ediyor ve global çimento ihracat pazarının önemli oyuncularından biri olarak 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Rakamlarımıza baktığımızda; 2023 yılında yaklaşık yüzde 20 büyüme yaşadığımız sektörümüz, 2024 yılına iç piyasadaki büyüme ile ihracatta düşüş yaşayarak başladı. Depremin neden olduğu baz etkisi ve yerel seçimlerin etkisiyle 2023’te büyük bir büyüme kaydedildi, ancak Haziran ayında iç satışlarda ilk kez bir düşüş gözlemlendi. 2024 yılı Ocak-Temmuz döneminde; Türkiye’de çimento üretimi, bir önceki yıla göre yüzde 9,1 artış gösterdi. Aynı dönemde çimento ihracatında yüzde 19,7’lik bir azalma yaşansa da iç satışlar yüzde 16,9 oranında arttı. 2023 yılı, deprem sonrası artan talep ve yerel seçimlerin etkisiyle sektörde büyüme yaşandı. 2024 yılının ilk yarısında ise üretim artışı devam etti ancak ihracatta düşüş kaydedildi. Bu dönemde en çok ihracat yaptığımız ülkeler ABD, İtalya, Suriye ve Arnavutluk oldu; Temmuz ayında en fazla çimento ihracatını ise ABD’ye gerçekleştirdik.” “Bu tebliğ ile çevresel açıdan 500 milyon ton ağaca eş değer fayda sağlanabilecek” Çimento sektörü olarak yeşil dönüşüme uyum, alternatif yakıt ve hammadde kullanımının arttırılması, enerji verimliliği ile dijitalleşme gibi önemli konular üzerinde çalıştıklarını kaydeden Fatih Yücelik, Yeşil Çimento’nun yaygınlaştırılmasına ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yayımlanan ve geçtiğimiz Mart ayında yürürlüğe giren tebliğin önemine değindi. Yücelik, “Bu tebliğ ile önümüzdeki 10 yılda sektörümüzde 11 milyon ton karbon salımını azaltabilecek ve bu sayede 1,3 milyon ton petrokok ve kömür ithalatının önüne geçilerek, çevresel açıdan 500 milyon ton ağaca eş değer fayda sağlanabilecektir. Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi yolunda büyük katkılar sağlamayı hedefleyen sektörümüz, özellikle düşük karbonlu çimentonun iç pazarda tüketimini artırmak üzere kamu ile yakın iş birliği içindedir. Hedefimiz, bu tip çimentoların kamu ihalelerinde daha fazla kullanılmasına imkan sağlamaktır. Çimento, ekonomik verilerin ötesinde stratejik bir üründür. Bizler sektör olarak üretim ve satış rakamlarından daha fazlasına odaklanarak, düşük karbonlu üretimi sağlamayı amaçlıyoruz. Düşük karbonlu üretim yol haritamızda belirttiğimiz gibi, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, klinker kullanımını azaltma, enerji verimliliği ve teknolojik yatırımlar sektörümüzün en kritik konularıdır” şeklinde konuştu. Enerji ihtiyacının yüzde 12’si alternatif yakıttan elde edildi Çimento sektöründe, 2023 yılında 1,8 milyon ton atık kullanarak enerji ihtiyacının yüzde 12’sinin alternatif yakıttan elde edildiğini aktaran Fatih Yücelik, karbon emisyonu azaltımı için alternatif yakıt ve hammadde kullanımı kadar enerji verimliliği odaklı üretim yapmanın da büyük önem taşıdığının altını çizdi. Enerji verimliliğini artırmak için; üretim esnasında bacadan atılan gazın geri kazanımı yoluyla “atık ısı geri kazanım” tesisleri kurulduğunu söyleyen Yücelik, şöyle konuştu: “Güncel rakamlarla, öz sermayelerle 17 fabrikada kurulu 26 hatta toplam 154,5 megawatt gücünde enerji üretiliyor. Bu rakam, yaklaşık 618 bin hanenin günlük elektrik tüketimine karşılık gelmektedir ve yaklaşık 2,5 milyon kişinin elektrik tüketimine eşdeğerdir. Çimento üretim maliyetlerinde enerjinin payını düşündüğümüzde, atık ısı geri kazanımının çevresel ve ekonomik getirileri oldukça önemli hale geliyor.” “İkiz dönüşümü üçüz dönüşümle revize ederek, yol haritamızı bu anlayışla şekillendiriyoruz” TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, çimento sektörünün, 2024 ve 2025 yıllarında da büyüme potansiyelini korumaya devam edeceğini açıklayarak, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Enerji ve hammadde maliyetlerindeki artışlar fiyatlara yansımakla birlikte, alternatif yakıt kullanımı ve karbondan arındırma girişimleri sektörde sürdürülebilirlik adına büyük adımlar olarak öne çıkmaktadır. İhracat pazarlarındaki değişim ve iç talepteki büyüme, sektörün geleceğini şekillendirecektir. Bu süreçte, sektördeki şirketlerin maliyet yönetimi, verimlilik artışı ve sürdürülebilirlik stratejileri, başarılı bir çimento sektörü için kritik öneme sahiptir. Ülkemizin 2053 net sıfır hedefine katkıda bulunarak, Türkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi’ni destekleyen çimento sektörümüz, yeşil ve dijital dönüşüm süreçlerine entegre olarak toplumsal dönüşümü de içeren bir yaklaşımı benimsemektedir. Bu çerçevede; ikiz dönüşümü üçüz dönüşümle revize ederek, yol haritamızı bu anlayışla şekillendiriyoruz. İşte tam da bu hedefle bu yıl etkinliğimizin temasını, “Üçüz Dönüşüm” olarak belirledik. 2025 yılında sizlerle farklı bir konseptle olmayı planlıyoruz.” “Üçünün birden entegrasyonun yapılması gerekiyor” TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından, 2053 Net Sıfır Emisyon hedefleri kapsamında hazırlanan “Kamu İhale Sözleşmelerinde Düşük Karbon Emisyonuna Sahip Yeşil Çimento Kullanımının Yaygınlaştırılmasına İlişkin Tebliğ” değişikliğinin üçüz dönüşümün bir parçası olduğunu kaydederek, şu ifadelere yer verdi: “Global olarak önemli bir değişim sürecinden geçiyoruz, hem enerjide hem üretim kısmında sanayi devriminden sonra en önemli değişimlerden birini yaşıyoruz. Burada çimento sektörü de stratejik bir ürün ve bu stratejik ürünün de dönüşümü kaçınılmaz. Buradaki üçüz dönüşüm parçası olarak da yeşil çimento bunun alt bir ayrımı. Mart ayında çıkan tebliğle, önümüzdeki yılın başından itibaren klinker oranı düşük çimentolar kamu ihalelerinde kullanılmaya başlanacak, belirli şartlar getirdiler. Dolayısıyla bunlar karbon emisyonunu önemli ölçüde etkileyecek ve düşüklüğüne sebep olacak. Ama tabi bu burada söylediğimiz gibi sadece belli bir dönüşüm değil, üçünün birden entegrasyonun yapılması gerekiyor. Bu değişimde bir şekilde esen bir rüzgar var, dünyada bununla ilgili olarak klinker oranlarının düşürülmesiyle ilgili önemli yollar kat ediliyor. Ama hem mevzuat alt yapısının hem firmaların yapacağı yatırımlar açısından nasıl ilerlenmesi gerektiğine yönelik yol haritalarının aksiyona dönme aşamasına geldik. Bunun yapılabilmesi için aslında hem yeşil dönüşümün hem dijital dönüşümün üçüncü olarak da bunun toplumsal olarak benimsenip toplumun bunu uygulamaya geçmesi gerekiyor. Bu ilgili paydaşların başatı olarak da sektörümüz görünüyor. Üçüz dönüşümü en ideal en sağlıklı şekilde nasıl sağlarız diye sektörümüzü de bütün tedarikçilerle kamuyla burada bir araya getirdik. Önümüzdeki dönemde meyvelerini toplamaya başlayacağız, özellikle bu yıl başında başlayacak yeşil çimento bunun ilk örneği. Fakat bunların dışında alternatif ham maddeler yeşil çimento için çok önemli bir unsur, alternatif yakıtın yüzde 12’lerden yüzde 50’lere çıkarılması hem önümüzdeki dönemde sektörün düşük karbon üretimine katkı sağlayacak, hem de ülke emisyonlarının düşürülmesine önemli bir veri olacak diye düşünüyorum.”