ASAYİŞ - 15 Ekim 2024 Salı 09:53

Antalya’da iki otomobilin çarpıştığı kazada vatandaşlar ve ekipler saniyelerle yarıştı: 4 yaralı

A
A
A
Antalya’da iki otomobilin çarpıştığı kazada vatandaşlar ve ekipler saniyelerle yarıştı: 4 yaralı

Antalya’da iki otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen kazada 4 kişi yaralanırken, araç içerisinde sıkışan vatandaşları kurtarmak isteyen çevre sakinlerinin kurtarma çabası kameralara saniye saniye yansıdı.


Kaza, gece saatlerinde Kepez ilçesi Teomanpaşa Mahallesi 15 Temmuz Şehitler Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Metin Ç. idaresindeki 40 AC 053 plakalı Fiat Tofaş marka otomobil, aynı istikamette seyir halinde olan Mahsun K. idaresindeki 07 NAT 15 plakalı Volkswagen marka hafif ticari araçla çarpıştı. Çarpışmasının etkisiyle Fiat Tofaş marka otomobil yol kenarında bulunan elektrik direğine çarparken, Volkswagen marka araç park halindeki iki araca çarparak durabildi. Kazada Metin Ç. ve araç içerisinde yolcu olarak bulunan Hasret Ç. ile hafif ticari aracın sürücüsü Mahsun K. ve Yunus E. yaralandı.



Vatandaşlar yaralılar için seferber oldu


Öte yandan Fiat Tofaş marka otomobilde bulunan yaralılar araç içerisinde sıkışarak mahsur kaldı. Çevredeki vatandaşlar sıkışan yaralıları kurtarmak için seferber olurken durum 112 Acil Çağrı Merkezine bildirildi. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda polis, sağlık ve itfaiye ekibi sevk edildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, otomobil içerisinde sıkışan Metin Ç. ve Hasret Ç.’yi bulunduğu yerden çıkararak sağlık ekiplerine teslim etti. Ayrıca Volkswagen marka otomobilde bulunan sürücü Mahsun K. ile aynı otomobilde yolcu olarak bulunan Yunus E. yaralandı. Yaralılar ilk müdahalelerin ardından ambulans ile Kepez Devlet Hastanesine kaldırıldı.


Kaza ile ilgili inceleme başlatıldı.



Antalya’da iki otomobilin çarpıştığı kazada vatandaşlar ve ekipler saniyelerle yarıştı: 4 yaralı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Şimşek: “Kredi kartlarından savunma sanayiye aktarılacak kaynağın amacı ülkemizin caydırıcılığını artırmak” Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Ülkemizin caydırıcılık gücünü artırmak dışında hiçbir seçeneği yok. Kredi kartlarından savunma sanayiye aktarılacak kaynağın amacı ülkemizin caydırıcılığını artırmak” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı bir televizyon programında ülke ekonomisi ve uluslararası ekonomik gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Kredi kartlarından savunma sanayiye aktarılacak kaynak başta olmak üzere birçok konu hakkında konuşan Şimşek, enflasyon, cari açık ve bütçe açığı gibi konulara da değindi. Bakan Şimşek, gelecek hafta içerisinde IMF Dünya Bankası Yıllık Toplantısı için ABD’ye gideceğini ve burada önemli temaslarda bulunacağını aktardı. Katılacakları toplantının biraz uzun bir toplantı olduğunu vurgulayan Şimşek, "Çünkü hem G20 var, IMF Dünya Bankası Yıllık Toplantısı var. Biz de bunların marjında çok yoğun birkaç gün geçireceğiz. ABD Hazine Bakanı ile bir görüşme görüşmemiz olacak. Bir sürü ikili toplantı talebinde bulunan bakanlar var. Dolayısıyla ikili görüşmelerimiz olacak. İkinci olarak da çok taraflı uluslararası bankalarla bir araya geleceğiz. Onlara hem Türkiye ekonomisini anlatıyoruz, hem de onlar Türkiye ekonomisinde önemli bir paydaşlar. Bizim bu yapısal dönüşümümüzü finansal olarak destekliyorlar. Dolayısıyla bu görüşmelerle ilişkilerimizi sürekli sıcak tutuyoruz. Son bir yılda da çok ciddi destekler gördük. Çok ciddi bir fon akışı var. Bu fonlar piyasaya göre hem daha ucuz kaynak hem de daha uzun vadeli” açıklamasında bulundu. “Cari açık neredeyse yüzde 1’in altına indi, bölgemizdeki çatışmalar olmasaydı cari açık dengede olurdu” Cari açığın Türkiye’nin yumuşak karnı olduğunu kaydeden Şimşek, “Türkiye’deki makrofinansal istikrarsızlıkların da birçoğunun temelinde dış kırılganlık yatıyor. Geçen sene mayıs ayında cari açık çok yüksekti. O dönemde piyasa cari açığı milli gelire oranla yüzde 6 civarında öngörüyordu. Bir ara 60 milyar dolar olarak açıklandı ardından aşağı yönlü revize edildi. Biz de bunu ‘ilk yılımızda yüzde 3 civarına indirebilir miyiz’ diye iddialı bir hedef koyduk. Gelinen noktada cari açık neredeyse yüzde 1’in altına indi. Bölgemizdeki çatışmalar olmasaydı büyük ihtimalle Türkiye’de cari açık dengede olurdu” şeklinde konuştu. “Cari açıkta önemli bir eşikteyiz” Bakan Şimşek, cari açıkla ilgili projeksiyonların yapısal dönüşümlerden geçtiğini söyleyerek, “Bu konuda çok önemli adımlar attık. Aralık ayında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın liderliğinde 284 ürün belirledik. Bu 284 ürün Türkiye’nin dış ticaret açığının yarısına tekabül ediyor. Bu ürünlere krediyle dünyadan ve Türkiye’den yatırımları çekmek istiyoruz. Bu sanayide dönüşümün önemi bir ayağı. Bir diğer ayağı, Cumhurbaşkanımız HIT-30 olarak açıkladı. 8 ana başlık altında 30 ürün 2030’a kadar 30 milyar dolarlık desteklenecek. Şu anda öncelikli olan yeşil dönüşüm. Şu anda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızla yakın çalışıyoruz. Yenilenebilir enerjide son dönemde yıllık ortalama 2 bin 700 megawatt eklenmiş. Bunu 7 bin megawatt’a, 10 bin megawatt’a çıkartabilirsek çok rahat bir şekilde yıllık ilave doğal gaz faturamızı yurt dışından enerji ithalatını 1,5-2 milyar dolar azaltacak. Bunlar kalıcı olarak cari açığı aşağıya çekecek. Cari açıkta önemli bir eşikteyiz” açıklamasında bulundu. “Enflasyon düşmeye devam edecek” Enflasyon verileri ve enflasyonun düşüş hızına ilişkin de konuşan Şimşek, enflasyonun düştüğünü ve düşmeye devam edeceğini belirterek, “Biz daha hızlı bir tempoda enflasyonu düşürmeyi arzularız. Giyim gibi dayanıklı malların yer aldığı temel mallardaki yıllık enflasyon yüzde 28’e düştü. Bütün malları baz alırsanız burada enflasyon yüzde 40’a düşmüş. Fakat manşet enflasyona baktığımız zaman yüzde 49 civarında. Çünkü hizmet enflasyonu hala yüzde 73’e yakın. Hizmet enflasyonu düşmeye başladı ama dünyada katılık var. Yani daha gecikmeli para politikalarına cevap veriyor. Kira artışındaki yüzde 25’lik üst limiti kaldırınca yenilenen kira sözleşmelerinde yüzde 120’ye yakın artış oldu. Dolayısıyla hizmetler enflasyonu zamanla gelirler politikasına güçlü tepki verecek. Enflasyon düşmeye başladıkça önümüzdeki dönem katılığı kıracağız” diye konuştu. “Önemli olan tahminler değil gittiğiniz yöndür” Enflasyondaki düşüşün fiyat düşüşü olduğu algısının yanlış bir algı olduğunu da kaydeden Şimşek, “Enflasyonda bir yavaşlama var, fiyat artışlarında bir yavaşlama var, bu devam edecek. Bu konuda kararlıyız, programı uygulayacağız. Enflasyon beklentilerinde iyileşme var. Bu program sonuç veriyor. 1-2 puan yukarıda veya aşağıda olabilir. Önemli olan tahminler değil gittiğiniz yöndür” şeklinde konuştu. “Konut arzının artması kira enflasyonunu etkileyecek” Kiralarda yüzde 25’lik üst limit kalkınca yenilenen sözleşmeler baz alınır. Yenilenen sözleşmeler yüksek oranlarda yenileniyor. Çünkü geçmiş enflasyon baz alınıyor. Bir de birkaç sene boyunca yüzde 25’lik bir üst limit koyarsanız ve enflasyon da onun çok üzerinde olunca sözleşmeler kurallara aykırı bir şekilde yükselmekte. Normalde en son 12 aylık enflasyonun baz alınması lazım. Bunlar bir yıl sonra denklemden çıkacak. Bu arada konut arzını da arttırıyoruz. Deprem bölgesinde bu sene çok büyük ihtimalle 200 binin üzerinde konut teslim edilmiş olacak. Şu an ihalesi yapılmış inşası devam eden 320 binin üzerinde konut var. Konut arzını da arttırdığınız zaman o bölgelerde etkili olacak. Konut arzını arttırmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi. “EYT’nin bu sene milli gelire oranla etkisi yüzde 2, bunu çıkartırsanız ortada bütçe açığı kalmıyor” Bakan Şimşek, bütçe açığı verilerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, “Geçen sene bütçe açığı yüzde 5,2 idi. Bu açığın üçte ikisi yani 3,6 puanı deprem harcamalarıyla kaynaklı. Ben Bakan olmadan önce Hazine ve Maliye Bakanlığımız bir çalışma yapmış. O çalışmaya göre tedbir alınmazsa bütçe açığı milli gelire oranla yüzde 9,8 olacakmış. Bu ülke yüzde 9,8’lik bir açığı kaldıramaz, banka sektörü bunu finanse edemez. Biz de oturup milli gelire oran olarak yaklaşık yüzde 3’ün üzerinde bir tedbir paketi hazırlayıp Meclisimize sunduk. Ayrıca vakit kaybetmeden tahsilatı nasıl arttırırız diye muazzam bir çalışmaya gittik. 2023’ün sonunda ise bütçe açığı yüzde 9,8 yerine 5,2 olmuş. Bunun da üçte ikisi depremle ilişkili. Bu sene de bütçe açığı çok büyük ihtimalle yüzde 5’in altında olacak. Bu arada deprem yine bu açığın neredeyse bir yarısına tekabül ediyor. Bir diğer önemli husus da EYT. EYT’nin bu sene milli gelire oranla etkisi yüzde 2. Bunu çıkartırsanız ortada bütçe açığı kalmıyor” ifadelerini kullandı. “Kiralık araçları yüzde 15 azalttık, yakında Özelleştirme İdaresi araç satışına başlayacak” Bakan Şimşek, kamuda tasarruf tedbirleri kapsamında, sürecin olumlu devam ettiğini kaydeden Şimşek, “Kiralık araçları ocak ve ekim döneminde yüzde 15 azalttık. Personel genişlemesini durdurduk. Yakında Özelleştirme İdaresi kamunun mülkiyetinde bulunan araç satışına başlayacak. Son 10 yılda kamu harcamalarında sapma yüzde 10’a yakındı. 2024’te bu sapma yüzde 1’in altında olacak. Daha önce öyle bir şey yoktu. Hiçbir bakanlık kendisine tahsil edilen harcamanın üstüne çıkamayacak. Bin civarı araç özelleştirmeye devredilmişti. Zaruri araç kiralamaları dışında izin vermiyoruz” dedi. “Kredi kartlarından savunma sanayiye aktarılacak kaynağın amacı ülkemizin caydırıcılığını artırmak” TBMM’ye sunulan savunma sanayi katkı payı teklifine ilişkin de konuşan Şimşek, şu ifadelere yer verdi: “Ülkemizin caydırıcılık gücünü artırmak dışında hiçbir seçeneği yok. Bölgemizde bir ateş var, savaşlar var. Sıkıntılı bir mahalledeyiz. Kredi kartlarından savunma sanayiye aktarılacak kaynağın amacı ülkemizin caydırıcılığını artırmak. Bunun amacı çok net. Türkiye savunma sanayinde atılım içinde. Bizim caydırıcılığı artırmaktan başka yapacağımız başka bir şey yok. Savunma sanayi gelişiyor. Şu anda 3 bin 300 firmamız savunma sanayine parça üretiyor. Tüm ülkeyi koruyacak bir savunma sistemi üretilecek. Binin üzerinde yüksek teknolojili proje var. Bu kaynak gerektiriyor. Kaynak gerekiyor denildi. Savunma sanayi fonunu 165 milyara çıkartmışız. Bunu arttırmamız gerekecek. Uzun menzilli savunma araçlarından tutun 5’inci nesil uçağa kadar. Tedbir setinin geliştirilmesi gündeme geldi. Oturuldu bunun üzerine çalışıldı. İşlem bazlı bir takım ücretlere yönlendirildi. Tartışmalara saygılıyız. Takdir yüce Meclis’in. Birincisi Savunma Sanayi Fonu var. Bu paket tamamen Savunma Sanayi Fonu’na kaynak sağlamak için yapılacak. Bütçede gelirler tamamen bir havuzda toplanır. Milletin öncelikleri çerçevesinde oradan harcanır.”
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar: "Üretimin kalbi burada atıyor" Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar; Makina İkmal Bakım ve Onarım Merkezi’nin büyük bir sanayi sitesi gibi çalıştığını belirterek; "Atölyelerimizde belediyemizin ihtiyaçlarını karşılayarak, şehrimizin ve ülkemizin ekonomisine büyük katkı sağlıyoruz” dedi. Belediye bünyesindeki Park ve Bahçeler Şefliği ile Makine İkmal Bakım ve Onarım Merkezi’nde; elektrik, boya, marangoz, kaynak, yağlama ve motor gibi bölümlerin bulunduğu alanın önemine değinen Başkan Çolakbayrakdar, birçok atölyenin bir arada bulunduğu bakım merkezi sayesinde çalışmaların daha hızlı, daha kaliteli, daha verimli ve ekonomik hale getirildiğini vurguladı. Tesislerin büyük bir sanayi sitesi gibi çalıştığına dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar; "Kocasinan bölgesinde yaşayan vatandaşlarımıza en iyi hizmeti verebilmek için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Bu çerçevede atölyelerimizde belediyemizin ihtiyaçlarını karşılıyor ve bazı ürünlerin üretimini yapıyoruz. Özellikle burada istihdam sağlayarak ülkemize hizmet ediyoruz. Elektrik, boya, marangoz, kaynak, yıkama, yağlama ve motor atölyeleriyle araçların bakımını yapıyoruz. Araç-gereç ve iş makinelerinin periyodik bakım ve onarımlarını gerçekleştiriyoruz. Atölyemizde parklar, bahçeler ve kamusal alanlarda kullanılmak üzere oturma bankları, kamelyalar ve birçok başka ürünü onarıp yeniliyoruz. Ayrıca çöp konteynırlarını tamir ediyor, boyuyor ve yeniden kullanıma sunuyoruz. Bunun yanı sıra, araçların yağ, fren ve şanzıman bakımları, kaporta tamiratı, boya işlemleri, motor yenileme işlemleri ile yazlık ve kışlık lastik değişimleri de tesislerimizde yapılıyor. Bu sayede önemli ölçüde tasarruf sağlıyoruz ve belediyemizin ihtiyaçlarını karşılayarak ekonomiye büyük katkı sağlıyoruz. Titiz ve özverili bir şekilde çalışan işçilerimize teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Başkan Çolakbayrakdar, Kayserililere en iyi hizmeti sunmak için çalışmaların artarak devam edeceğini de sözlerine ekledi.
Muğla Yeniköy Kemerköy Enerji’den TUGED’e destek Yeniköy Kemerköy Enerji, 15 Ekim Beyaz Baston ve Görme Engelliler Güvenlik Günü’nde farkındalık oluşturmak ve görme engellilerin günlük hayatta yaşadıkları zorluklara dikkat çekmek için Türkiye Görme Engelliler Derneği Muğla Şubesi’ne ziyaret gerçekleştirdi. Yeniköy Kemerköy Enerji, 15 Ekim ‘Beyaz Baston ve Görme Engelliler Güvenlik Günü’ kapsamında Türkiye Görme Engelliler Derneği (TUGED) Muğla Şubesi’ne anlamlı bir ziyaret gerçekleştirdi. TUGED Muğla Şubesi Başkanı Mehmet Özdemir’in ev sahipliğinde gerçekleşen ziyaret kapsamında, Yeniköy Kemerköy Enerji Sürdürülebilirlik ve Kurumsal İletişim Genel Müdür Yardımcısı Burak Işık 50 adet teleskopik görme engelli bastonunu ve 1 adet dizüstü bilgisayarı Özdemir’e teslim etti. Şirket olarak bölge halkının gelişimi ve ihtiyaçlarının giderilmesi için düzenli olarak sosyal yatırımlar yaptıklarını belirterek Muğla’nın en büyük 2’nci şirketi olarak bu yatırımlara devam edeceklerinin altını çizen Burak Işık sözlerini şöyle sürdürdü: “Görme engelli bireylerin sorunlarına sahip çıkmanın, toplumsal yaşama tam katılımlarını sağlamanın ve onlara kalıcı, doğru çözümler sunmanın önemli olduğuna inanıyoruz. Bu hususta farkındalık oluşturmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz bu özel ziyaret hem benim için hem de Yeniköy Kemerköy Enerji çalışma arkadaşlarım için önem taşıyor. Engelli dostlarımızın yaşam sevinçlerini kaybetmeden, ayrımcılığa maruz kalmadan engellerini aşarak mutlu bir yaşam sürmeleri için şirket olarak yanlarında olmaya devam edeceğiz.” Mehmet Özdemir, bu anlamlı ziyarete ilişkin, “Bugün, görme engelli ve diğer engelli bireylerin, dezavantajlı gruplar ile ayrımcılığa uğramış kişilerin fırsat eşitliğine kavuştuğu, engellerin sorun olmaktan çıktığı günler için mücadele ederken, dayanışmanın önemini bir kez daha yaşamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bölgemizin en büyük kurumlarından biri olan Yeniköy Kemerköy Enerji’nin ziyareti ve desteği bizim için değerliydi. Onların yanımızda olduğunu bilmek bize güç veriyor. Bu vesileyle, dayanışmanın bu güzel örneğini hayata geçirdikleri için kendilerine dernek olarak teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
Ankara Bakan Yerlikaya: “Siber zorbalarla amansız bir mücadele sürdürüyoruz” İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Teröristlerle, organize suç örgütleriyle, zehir tacirleriyle, siber zorbalarla, tüm suçlular ve suç odaklarıyla amansız bir mücadele sürdürüyoruz. Şehirlerde kırsal bölgelerde hainlerin inlerine giriyoruz. Tıpkı sanal dünyada siber inlerine girdiğimiz gibi” dedi. Memur-Sen Genel Merkezi’nde Genç Memur-Sen Koordinatörlüğünde yürütülen ve Türkiye Ulusal Ajansı tarafından desteklenen “Afete Hazır Türkiye: Gençlerin Gözünden Afet Politikaları” projesinin kapanış programı gerçekleştirildi. “Dünya sussa Türkiye susmaz” Programa katılan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yaptığı konuşmada, Memur-Sen’in zulme karşı dimdik ayakta durduğunu ve mazlumun yanında yer aldığını ifade etti. Memur-Sen’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘dünya 5’ten büyüktür’ diyen iradesine omuz verdiğini söyleyen Bakan Yerlikaya, "İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırım, katliamlar insanlığın vicdanında derin yaralar açtı. Bombalanan evler, camiler, hastaneler, yerle bir edilen okullar, şehit edilen çocuklar. Ne yazık ki bütün dünya seyirci kalıyor. Sizler bu haksızlık karşısında hiç susmadınız. Milletimizin vicdanını temsil eden, insanlık onuruna sahip çıkan bir duruş sergiliyorsunuz. Biz biliyoruz ki değerli kardeşlerim dünya sussa Türkiye susmaz, bu millet susmaz” şeklinde konuştu. Genç Memur-Sen’in ise 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerde arama ve kurtarma faaliyetlerinde önemli rol aldığını aktaran Bakan Yerlikaya, şunları kaydetti: “6 Şubat depremleri sonrası umutların giderek tükendiği saatlerde, depremin 129. saatinde yani 6’ncı gününde onca gürültü telaşenin içerisinde narin sesiyle ortalığı dağıtan bir çığlık duyuldu. ‘Ben buradayım. Kurtarın beni’ diyordu. Kimdi o? Beren Dalkıran. Beren yavrumuz henüz 6 yaşında bir melek. Sizler ve Türk Silahlı Kuvvetleri İnsani Yardım Tugayı ile birlikte o enkazda beraberdiniz. Depremden 129 saat sonra sapasağlam kurtarılan Beren Dalkıran büyük ama çok büyük bir fedakarlığın da sembolü olmuştur. Bu mutluluğu bizlere, aziz milletimize yaşattığınız için siz sevgili genç kardeşlerimize bir kez daha yürekten teşekkür ediyorum.” “Siber zorbalarla amansız bir mücadele sürdürüyoruz” Bakan Yerlikaya, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İçişleri Bakanlığı olarak 600 bin personelimizle birlikte kara, mavi, siber vatanda canla başla çalışıyoruz. Çalışmaya da devam edeceğiz. Kahramanlarımız, huzur ve güvenin teminatıdır. Teröristlerle, organize suç örgütleriyle, zehir tacirleriyle, siber zorbalarla, tüm suçlular ve suç odaklarıyla amansız bir mücadele sürdürüyoruz. Şehirlerde de kırsal bölgelerde de hainlerin inlerine giriyoruz. Tıpkı sanal dünyada siber inlerine girdiğimiz gibi. Şehir eşkıyalarına göz açtırmıyoruz. Zehir tacirlerine de acımıyoruz. Bizim için emek kutsaldır. Milletimizin göz nuru, emeğine göz dikenlerin karşılığında yine biz varız. Türkiye’mizi, daha güvenli, daha huzurlu bir ülke haline getirmek için büyük bir gayretle canla başla çalışmaya devam ediyoruz.” “Zehir tacirlerine feda edecek çocuğumuz yoktur” “Suçta Önleyicilik” kavramına dikkati çeken Bakan Yerlikaya, şu ifadelere yer verdi: “Suçun oluşmasını önlemek. Sadece kolluk güçlerimizle sınırlı bir süreç değildir. Eğer böyle düşünürsek önümüzdeki sorunu çok basite indirgemiş oluruz. Oysa önleyicilik faaliyetinde bireysel ve toplumsal birçok faktör devreye girer, girmelidir. Bu salonda olduğu gibi ülkemizin dört bir yanında pırıl pırıl gençlerimiz var. Aydınlık geleceğimiz olan çocuklarımız var ve siber dünyada birçok unsur çocuklarımızı, gençlerimizi tehdit ediyor. O karanlık dehlizlerde siber zorbalar maalesef fırsat kolluyor. Şimdi kötülüğe karşı suç ve suç odaklarına karşı önleyici gücümüzü geliştirebilmemiz için milletçe, topyekun bir mücadele vermek zorundayız. Güvenlik güçlerimizle, İçişleri ailesiyle, sivil toplum kuruluşlarımızla, sizlerle üniversitemizle medyamızla, kanaat önderlerimizle, okurlarımızla ailelerimizle topyekun bir mücadeleden söz ediyorum. Bizim terör örgütlerine, zehir tacirlerine, sapkın akımlara kaptıracak feda edecek tek bir çocuğumuz, gencimiz, insanımız yoktur. Bu duygularla Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde büyük ve güçlü Türkiye yolunda Türkiye Yüzyılı hedef doğrultusunda çalışmaya devam edeceğiz. Afetlere karşı hazırlıklı bir Türkiye inşa etme hedefimizden asla vazgeçmeyeceğiz.” “Savaşlar büyük yıkımlara neden oluyor” Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise yaptığı açıklamada, “Bilindiği üzere son yıllarda dünya genelinde ve ülkemizde yaşanan afetlerde ciddi bir artış gözleniyor. Bu afetlerin sadece sayısı artmıyor, yıkıcılığı da artıyor. Dünyada yaşanan seller, depremler, yangınlar nedeniyle on binlerce insan ölüyor, salgın hastalıklar, sağlık sistemlerinin çöküşü, tedarik zincirlerinin zarar görüşü gibi ciddi korkunç tablolar oluşuyor. Bununla birlikte bütün dünyada artan savaşlar, iç çatışmalar da büyük yıkımlara neden oluyor” ifadelerini kullandı. Yalçın, Gazze’de yaşanan soykırımı insanların ekranları başında izlediğini ve bölgede taş üstünde taş kalmadığını da aktardı. Yalçın, yaşanan soykırımın insani krizlerin oluşmasına, büyük göç dalgalarına ve en kötü senaryolara sebebiyet verdiğini ifade etti. “Biz emek örgütüyüz” Yalçın, “Biz emek örgütüyüz. Biz de slogan atmayı, yüzeysel işler yapmayı, ücretler üzerinden sadece konuşmayı, sokak karıştırmayı, mikser görevi yapmayı, dolayısıyla bazı örgütlü yapıların yaptığı gibi memleket konusunda hiç derdi olmayan ama diğer konularda maşallahları olan bir tarzı biz de benimseyebilirdik ama biz Memur-Sen’iz. Memur-Sen farklı bir aile. Memur-Sen, Akif İnan gibi bir entelektüelin kurduğu önemli bir teşkilat. Onun için kimlerinin sosyal sorumluluk dediği, vatana, millete karşı yükümlülük olarak gördüğümüz çalışmalarda sadece elimizi taşın altına değil, gövdemizi taşın altına koymayı bu konuda varlık nedenimiz olarak görüyoruz” diye konuştu. “Gurur duydum gençlerle” Memur-Sen ailesinin 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından önemli bir dayanışma örneği gösterdiğini anlatan Yalçın, şu ifadelere yer verdi: “6 Şubat depremlerinden önce arama kurtarma ekipleri kurma kararı almıştık. 10 bölgede 270 kişilik bir kadro oluşturduk. Eğitimlerimize başladık ve bu süreçte Van, Afyonkarahisar şubelerimiz, akreditasyonlarını tamamlamıştı. Ankara’daki arama kurtarma ekibimizde 5 Şubat akşamı akreditasyonunu tamamladı. 6 Şubat sabahında deprem oldu ve sabah ilk hareket eden ekiplerin başındaydı. Ekip zaten psikolojik olarak hazırdı. Anında bina önünden hareket ederek Kahramanmaraş’a yürüdüler ve bizzat Kahramanmaraş’a giderek sürece şahitlik ettik, yardımcı olduk. Orada askeriyemizin eğitimli kadrolarıyla birlikte iki ekip birleşerek çok ciddi çalışmalar yaptılar. Onlarca can kurtardılar. Bizzat şahitlik ettim o sürece. İftihar ettim, gurur duydum gençlerle. Hepinizi ben yürekten alkışlıyorum.” Yalçın, “Türkiye genelinde tüm ekiplerimiz sahadaydı. Arama kurtarma faaliyetlerine ve insani yardım faaliyetlerine, gönüllü olarak orada katkıda bulundu ve ‘sesimizi duyan var mı’ sesine karşılık vermek için ellerinden gelen tüm gayreti ortaya koymuş oldular” diye konuştu. “6 Şubat depremlerinden sonra bir iç muhasebe yaptık” Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, konuşmasını şöyle sürdürdü: “6 Şubat depremlerinden sonra bir iç muhasebe yaptık. Nasıl daha proaktif olabiliriz? Nasıl daha hızlı hareket edebiliriz konusunu gündeme aldık. Onun için bazı Deprem riskinin olduğu bazı illerde kişinin kendisine depreme yakalandığında ekip de bu anlamda devre dışığı kalacağı için Ankara merkezli mobil olarak hareket ettirebileceğimiz ekip sayısını birden üçe çıkaralım. Kararı aldık ve burada şu an bu çalışmayı bütün ciddiyetiyle yürütüyoruz. Ekiplerimizin akreditasyonları bundan birisi tamamlandı. Diğerleri tamamlanmak üzere. Onun için genç Memur-Sen ailesi olarak Memur-Sen’in bu anlamda genç, dinamik gücü olmanız bizi gururla Üçümüz hafifletiyor. Ülke adına da gelecek adına da ufkumuzu aydınlatıyor.” Memur-Sen’in diğerlerine göre değil değerlerine göre sendikacılık yaptığını söyleyen Yalçın, Anadolu’nun kabul görmüş değerlerini baş tacı edip milletin inancı ve değerleriyle kavga etmeyen bir sendikacılık örneğini yaşattıklarını kaydetti. "Mazlumun dini sorulmaz" diyen Yalçın, “Onun için diline, diline, rengine mezhebine, mezhebine, ülkesine bakmaksızın nerede bir sıkıntı varsa bir emek örgütü olmanın da ötesine geçerek bu tip konularda yardım kuruluşlarıyla oraya mutlaka merhamet eli uzatmaya çalışıyoruz. Varlık bedelimizden birisi olarak görüyoruz” şeklinde konuştu. Açılış konuşmalarının ardından Bakan Yerlikaya, arama ve kurtarma faaliyetlerine katılmaya hak kazanan kişilere sertifikalarını takdim etti.