POLİTİKA - 14 Ekim 2024 Pazartesi 16:07

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan kaymakam adaylarına: "Milletin gönlüne girilmeden devlet adamı olunmaz"

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Koltuğa oturmak, resmi plakalı araçlara binmek bir yöneticiyi, bir mülki idare amirini, saygıdeğer bir devlet adamı yapmaz. Milletin adamı olunmadan, milletin gönlüne girilmeden, milletin takdirini, teveccühünü, duasını kazanmadan hakiki manada devlet adamı olunmaz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen 109. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni’nde konuştu.

"Ülkemizdeki 81 vilayetimize bağlı 922 ilçemizin tamamı bizim nazarımızda değerlidir, önemlidir, birinci sınıf hizmeti almaya layıktır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kaymakamlık kursunu başarı tamamlayan gençleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Görüyorum ki her biriniz Türkiye’ye ve aziz milletimize hizmet etmek üzere yola revan olmanın heyecanını yaşıyorsunuz. Kardeşlerimin birazdan töreninizi gerçekleştireceğiz. Böylece 14’ü kadın toplam 97 genç kaymakam adayımızın görev yerlerini belirleyeceğiz. Şunu öncelikle söylemek isterim; ülkemizdeki 81 vilayetimize bağlı 922 ilçemizin tamamı bizim nazarımızda değerlidir, önemlidir, birinci sınıf hizmeti almaya layıktır" dedi.

Kaymakam adaylarına görev yapacakları ilçeler arasında asla uzak-yakın, küçük-büyük, gelişmiş veya geri kalmış ayrımına gitmemeleri tavsiyesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ayrıca hangi kökene, meşrebe, kimliğe, inanca, görüşe mensup olursa olsun milletimizin her bir ferdi, devletimizin eşit vatandaşıdır. Asırlardır kimliğine bakmadan zalimlerin karşısında, mazlumların yanında durmuş hamiyetperver bir milletin mensupları olarak, ülkemize sığınan biçarelere kardeşlik görevimizi ifa etmek de vazifemizdir. Düşene vurmak, ezilene zulmetmek, mağdurların feryadına kulak tıkamak Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti devletine asla yakışmaz. Şahsımı temsilen ilçelerimizde görev yapan siz kaymakamlarımızdan, bu noktada özellikle hassasiyet ve özveri bekliyorum" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan kaymakam adaylarına:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kaymakam adaylarına hitap ettiği konuşmasında, "Eğitim hayatınız süresince şu gerçeğe bizzat şahit oldunuz: Devletimiz, unvanınıza uygun vasıflarla mücehhez olmanız için her türlü gayreti göstermiştir. Yurt dışı stajıyla birlikte toplam 42 ay süren yoğun, kapsamlı ve çok boyutlu bir eğitim programını bugün alnınızın akıyla tamamladınız. Bu zaman zarfında tecrübe paylaşımından çalışma ziyaretlerine, mevzuat bilgisinden inceleme gezilerine, iletişimden protokol kurallarına varıncaya kadar görevinizi icra ederken ihtiyaç duyacağınız her konuda en üst düzeyde eğitim aldınız. Çünkü vatandaşa layıkıyla hizmet etmek, onların dertlerine derman olmak, şehirlerimizin kalkınmasına destek vermek, bir mülki idare amiri için büyük bir misyondur, manevi mesuliyeti fevkalade ağır bir görevdir. Devleti, millet için hizmet üreten bir sisteme kavuşturmanın yolu, milletin derdiyle dertlenmekten, bu milletin gönlüne girmekten geçer" değerlendirmesini yaptı.

Koltuğa oturmanın, resmi plakalı araçlara binmenin bir yöneticiyi, bir mülki idare amirini, saygıdeğer bir devlet adamı yapmayacağının altını çizen Erdoğan, "Milletin adamı olunmadan, milletin gönlüne girilmeden, milletin takdirini, teveccühünü, duasını kazanmadan hakiki manada devlet adamı olunmaz. İlçelerinde Cumhurbaşkanını ve devleti temsil eden kaymakamlarımız, devletimizin milletimize uzanan eli, duyan kulağı, gören gözüdür. Her bir vatandaşımızın derdiyle dertlenmek en büyük sorumluluğunuzdur. Bu bakımdan ilçe sınırları içindeki her türlü işten, çalışmadan, hizmetten, eksikten, sorundan ve elbette başarıdan sorumlu olan kaymakamlarımız, görevlerini ne kadar etkin icra ederse, devletimiz de o derece güçlü olur. Sizlerden bu misyonun hakkını vermenizi, görev yapacağınız her yerde millete hizmet için samimiyetle koşturmanızı istiyorum" açıklamasını yaptı.

Açıklamalarını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün bir kez daha Derik Kaymakamımız Muhammed Fatih Safitürk’le birlikte ülkeye ve millete hizmet yolunda toprağa düşen tüm idarecilerimizi, tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Buradaki her bir genç kardeşimin de gerektiğinde vatanı, milleti, devleti bayrağı ve bağımsızlığımızın timsali olan ezanı uğruna aynı fedakarlıkta bulunacak iradeye ve adanmışlığa sahip olduğunu görüyorum. İnşallah her biriniz meslek büyüklerinizin açtığı yolda sabırla ilerleyecek adınızı görev yaptığınız her yerde milletimizin kalbine yazdıracaksınız. Bundan en küçük bir şüphe duymuyor bizleri mahcup etmeyeceğinize, ailelerinize ve sizleri yetiştiren hocalarınıza mahcup olmayacağınıza tüm kalbimle inanıyorum. Burada bir hususun altını çizmekte fayda olduğu kanaatindeyim. Biz millet olarak tarih boyunca nice büyük devletler kurduk. Asya bozkırlarından, Afrika’nın kızgın çöllerine Akdeniz’in bir ucundan Hint Okyanusu’na kadar milyonlarca kilometrekarelik alanı atlarımızın nal sesleriyle inlettik. Sınırları bir dönem Afrika’dan Avrupa’nın ve Asya’nın ücra köşelerine uzanan devletlerimizde himayemiz altında yaşayan farklı inançlardan milyonlarca insanı barış, huzur ve esenlik içinde yönettik. Tarihte kurduğumuz devletlerin iki taşıyıcı sütunu oldu. Bunlar tabii ki mülkün temeli olan adalet, diğeri de merhametti. Aynı durum bugün de geçerlidir. Türkiye bir hukuk devletidir. Medeniyetimiz bir merhamet medeniyetidir" ifadelerine yer verdi.

Adaletin yüceltildiği ölçüde devletin yüceleceğini, merhametle muamele edildiği ölçüde insanlarla devlet arasındaki bağın sağlamlaştırılacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Devlet ile millet arasındaki mesafe açılırsa o zaman da kamu olarak yaptığımız hizmetlerin hiçbir anlamı olmaz. Biz her iki tecrübeyi de yakın tarihinde yaşamış bir ülkeyiz. Bakınız devletle millet arasında duvarlar ören, devletle milleti farklı konumlara yerleştiren elitist zihniyetin ülkemize çok büyük zararları olur. Milli iradenin askıya alındığı dönemlerde devlet vatandaşlarının bir kısmını tehdit kaynağı olarak gördü, dış görünüşüyle, kılık kıyafetiyle kadınların başörtüsü, erkeklerin saçı ve sakalıyla çok uğraştılar" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan kaymakam adaylarına:

Geçmişte ’irticacı’, ’takunyalı’, ’tarikatçı’, ’cemaatçi’, ’laik-anti laik’, ’ilerici-gerici’ diyerek insanların birbirine düşürülmeye çalışıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sırf inancını özgürce yaşamak istediği için, sırf anasının dilini konuştuğu için milyonlarca vatandaşımız ötekileştirildi, ötelendi, maalesef haksızlığa ve hukuksuzluğa maruz bırakıldı. Bunun bedelini ise demokrasimiz ödedi. Devletimiz ve milletimiz ödedi. Bir gerçeği sizlere burada tekrar hatırlatmak istiyorum. Vatandaşına üstten bakan, vatandaşların bir kısmını tehdit kaynağı gören bürokratik oligarşinin devlet tasavvurumuzda yeri yoktur. Devlet, milletinin hizmetindedir. Kamu görevlisi de milletin hizmetkarıdır. Devlet yönetiminde bizim rehberimiz ve pusulamız insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesidir. Osmanlı’yı 6 asır boyunca ayakta tutan temel ilke işte budur. Devletimizin taşıyıcı kolonu olan bu ilkeden en küçük bir tavize, en küçük bir sapmaya izin veremeyiz. 22 yıldaki tüm çabalarımıza rağmen görev yapacağınız yerlerde, halen buna mugayir uygulama varsa değiştirmek, devletle milleti yakınlaştırmak, kucaklaştırmak, kaynaştırmak sizlerin öncelikli vazifesidir" dedi.

Kaymakam adaylarına hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hatırlatmak isterim ki, bulunduğunuz makam devletin sadece otoritesini, sadece gücünü değil, aynı zamanda kerim vasfını da göstermenizi gerektiriyor. Dolayısıyla atandığınız her yerde devletin şefkatli, merhametli, adaletli, gülümseyen yüzü, müşfik eli olmanızı sizlerden özellikle bekliyorum. Benim vatandaşıma hiçbir zaman ’devlet nerede’ dedirtmeyeceksiniz. İhtiyacı olan vatandaşın gelip sizi bulmasını da beklemeyeceksiniz. Siz gidip benim mağdur vatandaşımı bulacaksınız" şeklinde konuştu.

Erdoğan, devletle millet arasındaki mesafenin kapanmasının önemine değinerek, "Halktan kopuk idareci profiline tahammülümüz yoktur. Görev yaptığınız yerde her türlü işten, eksikten ve başarıdan sorumlu olacaksınız" ifadelerini kullandı. Kaymakam adaylarına başarılar dileyen Erdoğan, görevlerinin ağır ama bir o kadar da onurlu olduğunu söyledi. Erdoğan, "Hazreti Ömer’in hani gece kapı kapı dolaşması var ya... Acaba içeride ağlayan var mı? İçeriden garip sesler geliyor mu? Bunu siz yapacaksınız. Siz rastgele bir kaymakam değilsiniz. Siz işte bu kapı kapı dolaşmak suretiyle acaba içeriden garip sesler geliyor mu? Aç olanların halinden siz anlayacaksınız. Safahat’ta ’Kocakarı ile Ömer’ şiirini şöyle bir okursanız, orada gerçekten üzerimizdeki görevin ne denli büyük olduğunu çok açık ve net görürsünüz. Yeri gelecek Ömer gibi çuvalı sırtınıza vuracaksınız, yanındaki sahabe Abbas’a da ’şu çömlek yoğurdu da sen al, o da sana yeter’ diyeceksiniz. Ve tekrar o kocakarının kaldığı çadıra gideceksiniz, ona kendi elinizle çorbayı siz yapacaksınız. Yapar mısınız? Yaparsınız. Devran değişti. İşte bu devranı değiştirecek olanlar sizlersiniz. Hanım kaymakamlarımız var. Erkek kaymakamlarımız var. Birlikte bu işleri yapacaksınız. Ve nasıl bu devran değişiyor, bunu milletimize göstereceksiniz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kaymakam adaylarından, vatandaşların ihtiyaçlarını bizzat takip etmelerini, onların yanına gitmelerini ve mağduriyetleri gidermeye öncelik vermelerini istedi. Erdoğan, "İhtiyaç sahibini, mazlumu, mağduru, garip gurebayı bulup derdiyle hemdert olacak, hemhal olacaksınız. Görev yaptığınız mahalde, sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınmayı koordine edecek, vatandaşın talep ve şikayetlerine 24 saat kapınızı açık tutacaksınız. Bu çok önemli. Kibir, asla sizin semtinize uğramayacak. İnsanımızı devletinden uzaklaştıracak veya soğutacak gelişmelere karşı sıfır tolerans ile yaklaşacaksınız. Şu noktaya özellikle dikkat etmenizi sizlerden rica ediyorum. Halktan kopuk, sokaktan kopuk, ilçesindeki esnaftan, iş adamından, köylüden, çiftçiden kopuk idareci profiline tahammülümüz yoktur. Kışın soğuğunda, ah benim kaymakam kardeşlerim, yeri gelecek kamyonu, kamyoneti alacaksınız, kömürü, odunu dolduracaksınız. Nerede kömürü olmayan, odunu olmayan var, onlara bunu bizzat siz götüreceksiniz. Yok, e gelsin de gönderelim. Hayır, arayacaksın, bulacaksın ve götüreceksin" dedi.

Sorumluluğu altındaki personeli, makamının gücünü de kullanarak ezen mütekebbir idareci tipine de tolerans göstermeyeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Devlet sistemimiz içerisinde koltuğuna güç ve itibar kazandırmak yerine, koltuğundan güç devşiren, bununla da kalmayıp hukuk dışı, etik dışı, adap ve edep dışı yollara tevessül edenlere müsamaha ile bakamayız. Bu konuda sizlerin de çok yüksek bir hassasiyet düzeyiyle hareket edeceğinize inanıyorum" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, son 22 yılda Türkiye’nin büyük hamleler gerçekleştirdiğini ifade ederek, kaymakam adaylarının bu süreçte önemli bir rol oynayacaklarını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "22 yılı devlet yönetiminde olmak üzere, yarım asrı bulan siyasi hayatımızda elde ettiğimiz tüm başarıları, milletimize kulak verdiğimiz ve milletimizin sağduyusuna güvendiğimiz için hamdolsun elde ettik. Sizden de milletimizle gönül bağlarınızı, irtibat ve muhabbetinizi daima güçlü tutmanızı bekliyorum. Şunu unutmayın. Bizim yönetim anlayışımıza göre mevcudu korumak, gerilemek demektir. Dünyada yaşanan hızlı gelişme ve baş döndürücü dönüşüm, her alanda eskiye göre çok daha hızlı olmamızı, çok daha çalışmamızı, kaybedilen onlarca seneyi telafi etmemizi kaçınılmaz kılıyor. Türkiye’nin her alanda girdiği hamleler sürecine en büyük, destek yerinden kalkınma çabalarının başarıya ulaşmasından gelecektir. Sizlerin özellikle yerel çaptaki vizyonel her projesi, Türkiye’nin bir bütün halinde çok daha hızlı kalkınmasını kolaylaştıracaktır" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan kaymakam adaylarına:

Kaymakamların görev yapacakları yerlerin sosyal ve kültürel dokusunu iyi bilmeleri gerektiğini belirten Erdoğan, "Görev yapacağınız yerin ekonomik, sosyal, kültürel ve tarihi dokusunu ve derinliğini iyi bilerek hareket etmeniz bu süreçte sizlere yardımcı olacaktır. Görev ve sorumluluk sahanızda yaşayanları aileniz kabul edecek, ailenizin istikbalini nasıl düşünüyorsanız, vatandaşın geleceğini de aynı hassasiyet ve fedakarlıkla planlayacak, emanete sıkı sıkıya sahip çıkacaksınız. Unutmayın, sizler mülki idare amirisiniz. Sizler devleti temsil gibi, şerefli bir sorumluluk üstlendiniz. Sizler nasıl olursanız mahiyetinizde görev yapanlar da size göre kendilerini, çalışma tarzlarını vatandaşla münasebetlerini ona göre ayarlayacaktır. Çalışma arkadaşlarınıza siz örnek olacaksınız. Bununla da yetinmeyecek, onları motive ederek, varsa sorunları çözerek, vatandaşa bir bütün halinde tam bir uyum ve heyecan içerisinde hizmet götürülmesini siz temin edeceksiniz. Ortaya koyacağınız projeler ve hizmetlerle Türkiye Yüzyılı hedeflerine çok daha hızlı bir şekilde ulaşacağımıza ben yürekten inanıyorum. Biz son 22 yılda bu kötü hafızayı güzelliklerle, hizmetlerle yatırım ve eserlerle değiştirmek için gerçekten çok çalıştık. Hizmet ve yatırım siyasetimizin nişaneleri olan eserlerimizle Anadolu’nun talihini değiştirdik. Sizin gayretleriniz ve çalışmalarınızla inşallah bu acı hatıraları tamamen mazide bırakacak, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne sizlerle birlikte çıkaracağız. Göreviniz ağır, mesuliyetiniz büyüktür. Ailelerinizle birlikte milletimiz de sizden çok başarılı hizmetler bekliyor. Her birinizin bunu başaracak yeteneğe iradeye, güce sahip olduğunuzu biliyorum. Hocalarınız ve meslek büyükleriniz size nasıl bakıyorsa şahsen ben de aynı şekilde sizlere güveniyorum" ifadelerini kullandı.

Hülya Keklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’da emniyet ve jandarmaya 380 araç tahsis edildi Ankara’da İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı’nın filosuna 380 araç daha katıldı. Ankara İl Emniyet Müdürlüğü bahçesinde düzenlenen araçların teslim töreninde konuşan Ankara Valisi Vasip Şahin, emniyet ve jandarmaya teslim edilen araçların personelin hareket kabiliyetini artıracağını ve hizmet standartlarını da daha yukarı çekeceğini belirterek, “Emniyet teşkilatımızın halihazırda bulunan 2 bin 854 araca 288 araç daha eklenerek, 206’sı trafik ekiplerinde, 82’si asayiş birimlerinde kullanılmak üzere tahsis edilmiştir. Ankara giderek artan nüfusuna paralel olarak artan trafiği ile her geçen gün vatandaşımız açısından trafik hizmetlerinin daha da yukarı çıkarılması gerektiren bir hal almıştır. Dolayısıyla hem atanan personellerin hem de araçların trafik hizmetlerine tahsis edilmesinin özel bir anlamı vardır. İl Jandarma Komutanlığımız bünyesinde 528 aracımız vardı. Şu an itibarı ile 92 araç daha kolluk hizmetlerinin emrine tahsis edilerek, güncel sayımız 620’ye ulaşmıştır. Yine tahsis edilen araçlardan 28 araç trafik hizmetlerinde, 17 araç ise asayiş hizmetlerinde kullanılacaktır. Otoyolda hem trafik hem de asayiş hizmetleri birleştirildi ve jandarma tarafından yürütülecek. Burada mağdur olan vatandaşımızın herhangi bir trafik kazası halinde bir taraftan trafik tespiti yapılırken, diğer taraftan adli boyutunun da incelenmesi sağlanmış olacak. Bunun için de 47 araç jandarmaya tahsis edildi” dedi. Jandarma ile emniyet teşkilatının koordine halinde fedakarca görev yaptığını söyleyen İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Recep Yalçınkaya ise, "İlimizde huzur ve güvenlik ortamının sağlanması amacıyla gece gündüz demeden fedakarca görev yapan jandarma personelimiz, yeni tedarik edilen araçlarımız ile birlikte emniyet ve asayiş hizmetlerini daha etkin bir şekilde yerine getirecektir" diye konuştu. Yalçınkaya, tahsis edilen araçlardan bir kısmının trafik hizmetlerinde, bir kısmının da otoyollarda görev yaparak bir yandan trafik güvenliğini sağlayacağını, diğer yandan otoyollardaki muhtemel asayiş suçlarına anında müdahale edeceğini söyledi. İl Emniyet Müdürü Engin Dinç de, Başkent’in güven ve huzurunun sağlanması için personelin görevlerinde kullanacağı yeni araçlar ile gelişen ve değişen şartlara uyum sağlayacaklarını ifade ederek, “Yeni araç ve personel takviyesi ile birlikte trafik düzeni ve kazaların önlenmesi sağlanacak, olaylara daha hızlı müdahale edilebilecek, suçların önlenmesinde ve suçluların yakalanmasında önemli bir ivme kazanılacaktır. Böylelikle olaylara müdahale süremiz yüzde 30 daha da kısalacaktır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da milletimizin desteği ve güveninden güç alarak tavizsiz bir şekilde suç ve suçlularla mücadelemizi sürdürecek, hızlı, dinamik, nitelikli ve vatandaş odaklı çalışma anlayışımızla güvenli başkentin teminatı olacağız” dedi.
Bursa Nilüfer’de tarımsal kalkınma zirvesi Nilüfer Belediyesi, NİLKOOP iş birliği ile tarımsal üretimin önemine dikkat çekmek ve sürdürülebilir tarım politikası geliştirmek hedefiyle “Tarımsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı”na ev sahipliği yapıyor. 3 gün sürecek çalıştaydan çıkan sonuçlar tarım ve kooperatifçilik çalışmalarında yol gösterici olacak. Tarımsal kalkınma için çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, üretimi teşvik etmek, tarım alanlarının korunması ve kooperatifçiliğin geliştirilmesi için ‘Tarımsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı’ gerçekleştiriyor. Nilüfer Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (NİLKOOP) iş birliğinde düzenlenen çalıştayda, ortak akılla Nilüfer’in tarım potansiyelini harekete geçirecek politikalar için yol haritası oluşturulması hedefleniyor. Nilüfer Nikahevi’ndeki çalıştayın açılışına Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir’in yanı sıra CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Bursa Milletvekilleri Orhan Sarıbal, Hasan Öztürk ve Kayıhan Pala, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Metin Tunçel, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, BUÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Turgut, NİLKOOP Başkanı Süleyman Ayyılmaz ile akademisyenler, meslek odaları temsilcileri, muhtarlar ve çiftçiler katıldı. Programda konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir konuşmasında tarım alanlarının korunması ve kooperatifçiliğin desteklenmesi için yapılan çalışmalara vurgu yaptı. Nilüfer’de toprak analizlerinin gerçekleştirildiğini ve ne tür ürünlerin yetiştirilebileceğine dair analizlerin yapıldığını vurgulayan Başkan Şadi Özdemir, “Ayrıca Hasanağa Gıda Merkezi’nde gıda ürünlerinin üretimi, işlenmesi ve depolanması sağlanıyor. Kadın dernekleri de üretimlerini merkez sayesinde ekonomik değere dönüştürebiliyorlar” dedi. ’Kooperatifleşmeye destek’ Nilüfer’in Türkiye’nin en gelişmiş 8’inci ilçesi olduğunu hatırlatan Başkan Şadi Özdemir, “Kooperatifleşme modeliyle, satış güvencesi vererek, çiftçilerin üretimi doğru yapmalarını ve hatta bazı girdilerini ortak satın alma platformlarıyla daha ucuza temin etmelerini sağlayabiliriz. Arzumuz, kırsalda kooperatifler kurmak. Buna ‘hayır’ diyen bir kırsal mahalle görmedim; herkes sıcak yaklaşıyor. Ekiplerimiz bu konuda köylülerimizi desteklemeye çalışıyor. Kooperatifleşip ürünlerini bunun üzerinden pazarlamalarını, kendileri satamıyorlarsa, NİLKOOP üzerinden satın alarak onları harekete geçirmek istiyoruz. Bu potansiyel var; sadece üretmek ve ürettiğini doğru satmak gerekiyor” diye konuştu. "Sürdürülebilir hayat tarımla mümkün" Başkan Şadi Özdemir, ayrıca gençleri tarıma teşvik etmek istediklerini, sürdürülebilir bir yaşamın tarımla mümkün olacağını belirterek, “Gençlerimize tarımın gelecekte önemli bir geçim kaynağı olabileceğini göstermek ve köylerinde kalmalarını sağlamak istiyoruz. Bu yönde önemli adımlar atacağız” dedi. Nilüfer’in köylüsü Nilüfer’in efendisi olsun anlayışı ile hareket ettiklerini dile getiren Başkan Şadi Özdemir, “Torunlarımız da bu toprakların o en muhteşem lezzetteki enginarını, incirini, biberini yiyebilsin. Onun için de tarımsal alanların korunması, sağlıklı gıdaya erişim için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu. Başkan Şadi Özdemir, Nilüfer’de tarım alanlarına yapılan kaçak yapılarla mücadelenin süreceğine, kararlı bir şekilde konunun üzerine gideceklerini sözlerine ekledi. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ise, tarımsal hammadde üretiminde Türkiye’nin gelecekteki durumunun ortaya koyulması gerektiğine dikkat çekerek, “Bu tespitleri yıllardır yapıyoruz, şimdi yeniden inşa etme zamanı. Kırsal mahalleler boşalmış, ortalama çiftçi yaşı 56’ya gelmiş. Kırsal mahallelerde okullar kapatılmış, sosyal donatı alanları yok, genç insanların yaşama sevinci alabileceği herhangi bir mekan oluşturmadan, gençler tarıma dönsün diyerek bu meseleyi çözebilecek miyiz? O halde konunun ekonominin yanında, iktisadi, kültürel, politik, çok farklı çeşitleri var. İçinde bulunduğumuz bu yeni başlangıç döneminde, bu çalıştaydan faydalanalım, bu çıktılar bize ışık tutsun” dedi. Nilüfer’in tarımsal potansiyelinin korunmasının önemine vurgu yapan CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk de, “Sanayileşme ve plansız yapılaşma bu potansiyeli tehdit ediyor. Belediye Başkanımız Şadi Özdemir’in tarımı yeniden canlandırma vizyonuna tam destek veriyoruz” diye konuştu. CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala ise, “Hepimizin karar verme süreçlerine katılarak, tarım topraklarını korumayı, bundan sonra gıda güvencesi ve gıda güvensizliğini geri planda bırakacak bir adım atmayı başarabilirsek bu hepimiz için özellikle de çocuklarımız ve gelecek kuşaklar için çok büyük değer taşıyacak” dedi. CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ise konuşmasında tarımın ülke ekonomisi açısından taşıdığı öneme vurgu yaparak, “Çiftçi yoksa üretim de yok. Gıda hakkı, yaşam hakkından sonra en temel haktır. Çiftçiden çok tüketicilerin düşünmesi gereken bir alandır” diye konuştu. NİLKOOP Başkanı Süleyman Ayyılmaz, tarımda adil ve kapsayıcı bir modeli hayata geçirmeyi istediklerini belirterek, “Bu çalıştayda elde edilecek bilgi ve öneriler, Nilüfer Belediyesi ve NilKOOP’un tarım ve kooperatifçilik politikalarına rehberlik edecektir” şeklinde konuştu. "Türkiye’nin umudu tarımda" Tarım Yazarı-Gazeteci Ali Ekber Yıldırım, tarımda bu yılın çok zor geçtiğini vurgulayarak, “Çiftçi hangi ürünü ekse maalesef zarar etti” dedi. Konuşmasında tarımın hiçbir zaman bitmeyeceğini dile getiren Yıldırım “Tarım, 10 bin yıldır devam ediyor. Tarımda mutlaka çıkış yolu olacak. Türkiye’nin her şeye rağmen umudu tarımda. Sıkıntılarımız olabilir. Ama bunları aşarak, tarımdan zenginlik üretebileceğimize her zaman inandım” ifade etti. Açılışın ardından, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, “Nilüfer İlçesindeki Arazilerin Detaylı Toprak Etüdleri, Arazi Kullanım Planı ve Köy Bazlı Güncel Arazi Kullanım Haritaları”, BUÜ Ziraat Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Şule Turhan, Bursa İli Nilüfer İlçesi Sürdürülebilir Tarımsal Üretim Envanteri, Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sevinç Bahar Yenigül ise Tarımsal Kalkınmada Örgütlenme konularında sunumlar gerçekleştirdi. Çalıştay boyunca “Ortak Akıl Masa Çalışmaları”nda yol haritası belirlenmeye çalışılacak. 3 gün sürecek çalıştayın son günü ise çalışma gruplarının sonuçları sunulacak ve beyannâme hazırlanacak.